Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/526 E. 2021/580 K. 01.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/526 Esas
KARAR NO : 2021/580
DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ : 26/08/2021
KARAR TARİHİ : 01/09/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1978 yılından beri kuyumcu olduğunu, müvekkilinin ilerleyen yaşı ve sağlık sorunları sebebiyle kuyumculuk işini bırakma kararı aldığını, müvekkilin kardeşi olan davalı …’in dükkanı kendisine devretmesini istemesi üzerine yazılı tutanak düzenlemek suretiyle 9 kilogram 24 ayar saf külçe altını işletilmek üzere teslim ettiğini, müvekkili ile davalı … arasında 9 kg altın’ın teslimi ve işletme bedelinin ödenmesi ile ilgili husumet doğduğunu ve müvekkilinin kendisine ait altın menkullerini defalarca sözlü olarak geri istediğini ancak olumlu yanıt alamadığını, müvekkilinin … Noterliği 25/01/2019 tarih ve … Yevmiye numarası ile ihtar çektiğini, davalının altınları iade edilmemesi üzerine müvekkili tarafından … Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığını, yerel mahkemece müvekkili lehine menkullerin aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde türk lirası bedeli karşılığı dava tarihinden itibaren işleyecek faizle birlikte ödeme yapmasına karar verildiğini, karar neticesinde … İcra Müdürlüğü 2021/ … E. Nolu dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı …’in …’a … Noterliğinde 02.02.2021 tarihli … yevmiye numaralı işlemle davalı … Ticaret Ltd. Şti’nin mevcut hisselerini konu alan devir işlemi yapıldığını, devre konu edilen … Ltd. Şti’nin hisse devri üzerinde taraflarınca icra takibindeki alacak ve tüm fer’ilerine yeter miktarda haciz ve satış isteme yetkisinin tanınmasını, alacağın tahsili için söz konusu tasarrufun iptalini ve tasarruf konusu şirket hissesi üzerinde cebri icra yetkisinin tanınmasını, şirket hisselerinin üçüncü kişilere devri ve/veya sermaye artışı yoluyla veya pay satışı yoluyla devredilmesinin dava süresince tedbir kararı verilerek durdurulmasına, davaya konu hissenin 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verıimesini talep ve dava etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/15-2141 Esas, 2019/442 Karar sayılı ilamında; ” Dava şartları ve ilk itirazların karara bağlanması için, tarafların açıklamaları yeterli ise hâkim, dosya üzerinden karar verebilir. Verilen karar (görevsizlik veya yetkisizlik kararı gibi) davayı (o mahkemede) sona erdirici nitelikte ise, hâkim tarafları ön inceleme duruşmasına davet etmeden (dosya üzerinden) gerekli kararı verebilir. Bu hâlde ön inceleme duruşması yapılmasına, tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesine ve tahkikat aşamasına geçilmesine gerek kalmaz (Kuru B., s 286).
Nitekim 6100 sayılı HMK’nın 138. madde gerekçesinde de, usule ilişkin hususların, şekli nitelik taşıdıklarından yargılamanın başında dosya üzerinden de incelenerek karara bağlanabileceği ancak mahkemenin kararını vermek için tarafların dinlenmesine ihtiyaç duyması hâlinde bunu tahkikat aşamasında değil, ön inceleme oturumunda yapacağı, böylece dava şartları ve ilk itirazlarla ilgili sorunların, en geç tahkikat başlamadan ön inceleme duruşması sonunda karara bağlanmasının amaçlandığı belirtilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde, mahkemece dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi, 6100 sayılı HMK’nın 115/1. ve 138. maddeleri ve usul ekonomisi uyarınca mümkündür.” denilmiştir.
Dava, İİK’nin 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Hemen belirtmek gerekir ki 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesinde asliye hukuk mahkemelerinin görevi düzenlenmiş olup buna göre dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
Diğer taraftan bilindiği üzere İİK’nin 277. ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise davalı, üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir ( İİK.md.283/1 ). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir davadır. Kaldı ki davada incelenmesi gereken husus davalı borçlunun yaptığı tasarruflarının iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla İİK 277 vd maddelerinde belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Öyle ise tasarrufun iptali isteğiyle açılan eldeki davada, açıklanan şekli ile görevin, İİK.nin 281. maddesine göre genel mahkemelere ait olduğundan Mahkememizce, mahkememizin görevsiz olması nedeni ile davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-1-HMK 6100 Sayılı 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından davanın USULDEN REDDİNE
2-İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu tespitine,
3-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde davacı tarafın müracatı halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararı kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içerisinde davacı tarafın müracat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
5-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair tarafların yokluğunda, kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır