Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/516 E. 2023/29 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/516 Esas
KARAR NO : 2023/29
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/08/2021
KARAR TARİHİ : 17/01/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin turizm ve rezervasyon biletlemeleri alanında faaliyet göstermekte olan uluslararası bir yazılım sağlayıcısı olduğunu, söz konusu yazılımların genel adının … (…) olup bu yazılımlar kullanıcılarının otel, tren ve uçak rezervasyonu yapmasına imkan tanımakta olduğunu, davalının da aralarında olduğu kullanıcı turizm acenteleri bu yazılımları kullanarak her bir rezervasyon/biletleme işlemi karşılığında bir segment üretmiş olduğunu, davacı ile davalı arasında imzalanan 01.10.2017 tarihli Acentelik Sözleşmesi (“Sözleşme”) ile sözleşmede belirlenen süreler içerisinde davacının sağlayıcısı olduğu …ni (…) kullanarak uluslararası rezervasyon ve biletleme işlemleri yaparak Sözleşme’de belirlenen miktarda segment üretimini gerçekleştirmek davalı şirket tarafından davacıya taahhüt edilmiş olup akabinde sözleşmenin süresinin uzatılmasına ilişkin 03.07.2019 tarihli Zeyilname No 2 (“Zeyilname”) imzalanmış ve Davalı şirket 01.06.2019 – 31.12.2020 tarihleri arasındaki dönemde toplamda 30.000 segment tutarında rezervasyon ve biletleme işlemi yapılacağını davacıya taahhüt ettiğini, sözleşme uyarınca davalıya segment üretimi karşılığı hak edeceği öngörülen avans ödemesi olarak Haziran 2019 dönemi için 12,838 USD ve Temmuz 2019 dönemi için 10,000 USD ödemenin davacı tarafından yapıldığını, ancak davalının Haziran 2019 – Eylül 2019 dönemi için taahhüt etmiş olduğu hedef segment üretimini gerçekleştiremediğini, sözleşmede yer alan Bölüm B Madde 6.1 gereği Davalı’nın yıllık hedefi ile orantılı aylık üretim hedeflerini gerçekleştirememesi halinde davacı Şirketin işbu sözleşmeyi herhangi bir zamanda erken fesih hakkının saklı olduğunu ve davacının bu sebeple sözleşme’yi erken feshetmek zorunda kaldığını, sözleşme kapsamında davalının Acenteye Haziran 2019’dan itibaren yapılmış olan avans ödemelerinin tamamını (22.,838.00 USD) ve Yapılan ödemenin %50’si tutarında ceza bedelini (11,419.00 USD) ödemesinin cezai şart olarak belirlendiğini, bu doğrultuda düzenlenen 20.01.2020 tarihli 34.257,00- USD tutarlı faturanın da davalı firmaya gönderilmesine rağmen herhangi bir cevap verilmediği gibi bir ödemenin de yapılmadığını, bunun üzerinde 20.02.2020 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/…E. sayılı dosyası nezdinde davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla; Davalı tarafından …. İcra Müdürlüğü 2020/… E. sayılı dosyaya yapılan haksız itirazın iptaline ve icra takibinin devamına, İİK md.67 gereği, alacağın %20’sinden az olmamak üzere hükmedilecek tazminatın Davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın yabancı olması sebebiyle MÖHUK m. 48, HMK m. 88 ve HMK m. 84 hükmü gereğince teminat gösterme yükümlülüğü bulunmasına rağmen teminat göstermemiş olması sebebiyle öncelikli olarak davanın usulden reddi gerektiğini, davalı şirketin turizm sektöründe faaliyet göstermesi ve Covid-19 pandemisi sebebiyle ülkeler arası seyahatin yasaklanması sebebiyle müvekkili şirketin iş potansiyelinin büyük oranda azalmasına neden olduğunu, sözleşmede belirtilen dönemin pandeminin en yoğun zamanına denk gelmesi ve ülkedeki neredeyse tüm sektörlerin faaliyetlerini durdurması sonucu olarak müvekkili şirketten segment hedeflerini tutturmasının beklenmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı yan tarafından sağlanan sistemin hiçbir zaman kullanılmadığını, müvekkili şirkete yapılan ödemenin ön avans ödemesi olup teşvik niteliğinde olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen faturanın müvekkili şirketin kayıtlarında bulunmadığı gibi hiçbir şekilde müvekkili şirkete ulaşmadığını, davacı tarafından ilgili faturanın müvekkili şirkete ulaştığına dair herhangi bir belgenin dosyaya sunulmamış olduğunu beyanla; Davacının davasının reddini, Davacı tarafın İİK 67/2. maddesi uyarınca %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, sözleşmeden kaynaklı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan dava dilekçesinde özetle davacı ile davalı arasında 01.10.2017 tarihinde akdedilmiş olan Acentelik Sözleşmesi ile davalı tarafından sözleşmede belirlenen miktarda segment üretimini gerçekleştirmenin taahhüt edilmiş olduğunu, akabinde sözleşmenin süresinin uzatılmasına ilişkin 03.07.2019 tarihli Zeyilname imzalandığını, bunun akabinde davalı tarafından taahhüt edilmiş olan yıllık segment üretiminin gerçekleştirilemediğini, işbu sebeple erken fesih şartlarının oluştuğunu beyanla sözleşme uyarınca davacı şirketin davalı acenteye Haziran 2019’dan itibaren yapılmış olduğu tüm avans ödemelerini (22.,838.00 USD) ve yapılan ödemenin %50’si tutarında ceza bedeli (11,419.00 USD) davalının ödemesi gerekmesine rağmen ödememiş olması sebebiyle davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden toplamda 34.257,00 USD (1 USD=6.05 TL) olmak üzere takibe girişildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla davalının itirazının iptali istemi ile işbu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davalarında alacaklının, İİK m.67 uyarınca borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazının, kendisine tebliği tarihinden itibaren bir sene içerisinde genel mahkemelere yapacağı başvuru üzerine genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat etmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup sürenin başlaması için borçlunun itirazının alacaklıya tebliği zorunludur. İşbu dava dosyasının temelini teşkil eden icra dosyasında yapılan kontrolde borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür. Bu nedenle davacının açmış olduğu davasının süresinde olduğu kabul edilmekle yargılama yapılmıştır.
Davacı vekili tarafından işbu sözleşmeye dayanak yapılan faturaların dayanağının davalının yıllık segment üretim taahhüdünü gerçekleştirememiş olması sebebiyle davacının erken fesih hakkından doğduğunu beyan etmiş olması sebebiyle mahkememizce öncelikle feshin şartlarının incelenmesi gerekmiştir.
Fesih, sürekli bir borç ilişkisini ileriye etkili bir şekilde sona erdiren, bozucu yenilik doğuran bir hak olarak kabul edilmektedir. Feshin ihbarı ise, tek taraflı ve karşı tarafa ulaşması gereken bir irade beyanıyla kullanılır; şarta bağlanamaz, kullanıldıktan sonra da geri alınamaz. Fesih, hüküm ve sonuçlarını muhatabın hakimiyet alanına ulaştığı anda geleceğe etkili olarak meydana getirir (Bknz Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/11-693 E-2012/88 K sayılı kararı)
Dosya arasına ibraz edilmiş olan acentelik sözleşme incelendiğinde; sözleşmenin 7. Bölümünde fesih başlığı altında feshin şartları düzenlenmiş olup buna göre 1. Maddesinde “Aşağıda gösterilen durumların meydana gelmesi sonucu her iki Taraf, diğer haklarına halel gelmeksizin bu Sözleşmeyi diğer Tarafa yapacağı yazılı bir bildirimle (Razih Bildirimi) sona erdirebilir. (açıklık getirmek açısından söz konusu durumun diğer tarafça temerrüt olarak kabul edilip edilmediğine bakılmaksızın)
7.1.1 – bir Taraf bu Sözleşmenin herhangi bir madde hükmünü ihlal eder ve bu ihlal (eğer çözümlenebilme kapasitesindeyse); İhlalin makul sebebini detaylandıran ve çözümlenmesi gereğini belirten öteki Tarafın gönderdiği yazılı bildirimden itibaren otuz gün sonra hala çözülmemiş ise; yada
7.1.2. – Diğer Tarafla alakalı olarak bir Ödeme Acizliği durumu meydana gelirse
7.2. – Fesih İhbarı, bu ihbardan itibaren en geç 3 takvim ayı içinde bir tarih olmak zorunda olan Sözleşmenin sona erme tarihini içermelidir.”
Somut olayda taraflar arasında geçerli olan sözleşme şartları incelendiğinde fesih bildiriminin yazılı şekil şartına tabi tutulmuş olduğu, dosya içerisinde yazılı fesih bildirimi bulunmadığı gibi davacının da acentelik sözleşmesinin yazılı fesih bildirimi ile feshedildiğine dair bir iddiasının olmadığı, aksine mahkememize sunmuş olduğu 11.10.2022 tarihli beyan dilekçesinde açıkça herhangi bir fesih bildiriminde bulunulmadığının beyan edilmiş olması karşısında eldeki olayda taraflar arasında akdedilmiş olan işbu sözleşmenin usulüne uygun olarak feshedilmemiş olması sebebiyle davacının davalıdan sözleşmenin feshedilmesi halinde talep edilebilecek tazminat ve cezai şart bedellerini talep edemeyeceği kanaatine varılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalının kötüniyet tazminatı talebinin değerlendirilmesinde ise ; İİK m. 67/2 hükmü uyarınca kötüniyet tazminatı, itirazın iptali davası reddedilince alacaklının takibinde haksız ve kötüniyetli görülmesi durumunda borçlunun istemi üzerine alacaklı aleyhine hükmedilen tazminattır. Kötüniyeti ispat yükü borçludadır, zira TMK m.2 hükmü uyarınca iyiniyetin varlığı asıldır. Yapılan kontrolde davacının davasının reddine karar verilmiş ise de davalı aleyhine başlatılan takipte davalı tarafından davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamamış olması nedeni ile davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davalının davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının başlangıçta peşin alınan 4.995,64-TL’den mahsubu ile ile artan 4.815,74-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 43.953,83TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00TL nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına.
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.