Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/497 E. 2022/760 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/497 Esas
KARAR NO : 2022/760
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/08/2021
KARAR TARİHİ : 10/11/2022

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili banka tarafından … ve …’ın müşterek ve müteselsil kefaletiyle … San. Ve Tic. A.Ş lehine açılan ve kullandırılan kredi hesaplarının 29/12/2020 tarihi itibariyle kapatıldığını, kredi hesaplarının kapatıldığı ve borcun ödenmesi gerektiği hususlarında …. Noterliğinin 30/12/2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ekinde hesap özetinin borçlulara tebliğ edildiğini ancak borcun ödenmediğini, borçlular hakkında …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, davalılar tarafından asıl alacağa, faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz edildiğini, borçlunun itirazının yasal dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafça sözleşme örneği taraflarına tebliğ edilmediğini, sözleşmenin içeriğini kabul etmediklerini, söz konusu sözleşme, müvekkili aleyhine haksız şartlardan ibaret olduğunu, genel kredi sözleşmesi diğer bankalarca da yapılan ve matbu bir metinden oluşan karşı tarafa hak kazandırıp tüketiciye yükümlülük yükleyen bir sözleşme olduğunu, müvekkili şirketin davacı yana bahsedildiği şekilde herhangi bir borcunun bulunmadığını, genel işlemkoşullarına, sözleşme özgürlüğüne ve kanunun emredici hükümlerine, kamu düzenine aykırılığın söz konusu
olduğunu, imzaaltına alınan sözleşmenin kabul edilmesinin düşünülemeyeceğini, TBK uyarınca kefalet sözleşmesi yazılı yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olamayacağını, davacı tarafın kat ihtarına karşı da itirazlarının mevcut olduğunu, temerrüt koşulları oluşmadığından dava konusu borcun muaccel olmadığını, kefilin sorumluluğuna gidebilmek için ya temerrüde düşülmesine ya da hesabın kat edilmesine ihtiyaç olduğunu, ancak davacı muaccel olmayan bir borca ilişkin haksız ve mesnetsiz bir dava açtığını belirterek davanın reddine, davacı haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine giriştiğinden %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi borcunun ödenmesi amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER: …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas nolu dosyası, genel kredi sözleşmesi, kat ihtarı, ekstreler, banka kayıtları, bilirkişi incelemesi.
…. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas nolu dosyası alınıp incelendiğinde, davacı tarafından davalılar hakkında 2.759.800,64 TL asıl alacak, 150.685,12 TL muaccelliyetlikten takip tarihine kadar işleyen faiz, 7.534,23 TL BSMV, 1.277,70 TL masraf olmak üzere toplam 2.919.297,69 TL alacağın yıllık %46.8 temerrüt faiziyle tahsili için takip başlatıldığı, borçlular tarafından süresinde yapılan itiraz ile takibin durdurulduğu görülmüştür.
16/09/2015 tarihli genel kredi sözleşmesi alınıp incelendiğinde, kredi borçlusunun davalı şirket olduğu, kredi limitinin 5.000.000 TL olup diğer davalıların 5.000.000 TL limit ile müştereken ve müteselsilen kefil oldukları, asıl borçlu şirketin sicil kaydı alınıp incelendiğinde, kefil olan … ile …’ın asıl borçlu şirketin yöneticileri olduğu, bu nedenle kefalet için eş rızası gerekmediği anlaşılmıştır. Kat ihtarı incelendiğinde, davalılara 04/01/2021 tarihinde kat ihtarının tebliğ edildiği, kat ihtarnamesinde verilen sürenin geçmesi akabinde davalıların 06/01/2021 tarihinde temerrüde düştükleri görülmüştür.
Taraflarca ileri sürülen tüm deliller toplanarak, banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi de verilerek bankacı-hesap uzmanı bilirkişiden alınan rapor dosyaya bırakılmıştır. Rapora göre davalıların kat ihtarı tebliği akabinde 06/01/2021 tarihinde temerrüde düştükleri, temerrüt faizinin sözleşmenin 11.b maddesinde düzenlendiği, buna göre en yüksek kredi faiz oranına %50 ilavesiyle temerrüt faizinin oranının belirleneceğini, davacı banka tarafından ticari kredilere fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının yıllık %26,64 olup bunun %50 fazlasının %39,96 olduğunu, kat ihtarı tarihi itibariyle 2.761.423,52 TL alacak hesabı yapılmış ise de banka tarafından 2.759.800,64 TL talepte bulunulduğunu, raporun ilerleyen sayfalarında bu defa fiilen uygulanan akdi faiz oranının %25,20 olduğu belirtilerek %50 fazlasının %39,96 olduğu yönünde açıklama yaptığı, (oysa %25,20’nin %20 fazlasının %37,80 yapması gerektiği ) takip tarihi itibariyle borç hesaplanır iken akdi faizin %25,20 , temerrüt faizinin %39,96 alınarak takip tarihi itibariyle alacak miktarının; asıl alacağın 2.759.800,64 TL, kat tarihi ile temerrüt tarihi arasında geçen akdi faizin 15.454,88 TL, temerrüt tarihi ile takip tarihi arasında temerrüt faizinin 104.154,88 TL (faizler toplamının 119.609,76 TL ) BSMV miktarının 5.980,49 TL, 1.277,70 TL’de masraf olmak üzere toplam alacağın takip tarihi itibariyle 2.886.668,59 TL olduğu yönünde rapor hazırlandığı, davacı bankanın TCMB’ye bildirdiği %31,20 akdi faizin %50 fazlası olan %46,80 oranındaki temerrüt faizi esasına göre de hesaplama yapılarak takip tarihi itibariyle banka alacağının toplam 2.905.388,32 TL olarak hesaplandığı (bu ihtimalde akdi faizin %31,20 denmesine rağmen hesap tablosunda %25,20 alındığı) görülmüştür.
22/09/2022 tarihli duruşmada alınan 1 nolu ara kararı ile, Bilirkişi raporunun bir yerinde fiilen uygulanan akdi faiz %26,64 ve buna göre hesaplanan temerrüd faizi %39,96 olarak belirtilmesine rağmen raporun başka yerinde akdi faizin %25,20 olarak alındığı (%25,20 olması halinde temerrüd faizinin %37,80 olması gerekirken bilirkişi tarafından %39,96 olarak hesaplandığı ) bu nedenle rapor içinde çelişki olduğu görülmekle takdiri mahkemeye ait olmak üzere, taraf vekillerinin itiraz dilekçeleri de değerlendirilerek, fiilen uygulanan akdi faizin ne olduğunun doğru şekilde tespitinin yapılarak, tespit edilen bu akdi faize göre doğru temerrüd faizinin hesaplanarak ek rapor tanzimi istenilmiştir. Bilirkişi ek raporu incelendiğinde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02/05/2019 tarih 2017/19-1650 Esas 2019/507
Karar nolu ilamı da dikkate alınarak bildirilen akdi faiz oranı değil bankaca fiilen uygulanan akdi faizin %25,20 olduğu, bunun %50 fazlasının %37,80 olup temerrüt faizi oranının %37,80 olduğunu, bu faiz oranları esas alınarak yapılan hesaplamada davacının takip tarihi itibariyle asıl alacağının 2.759.800,64 TL, kat tarihi ile temerrüt tarihi arasındaki akdi faizin 15.454,88 TL, temerrüt tarihi ile takip tarihi arasındaki temerrüt faizinin 98.524,88 TL (faizler toplamının 113.979,77 TL ) BSMV’nin 5.698,99 TL , masraf miktarının 1.277,70 TL olmak üzere davacının takip tarihi itibariyle toplam alacığının 2.880.757,10 TL olarak belirlediği görülmüştür.
Toplanan tüm deliller, alınan ek bilirkişi raporu dikkate alınarak davacının davasının kısmen kabulüne, alacak likit, itiraz da haksız olduğundan %20 oranında hesaplanan icran inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile, davalıların … icra müdürlüğünün 2021/… esas sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın kısmen iptali ile takibin ;
2.759.800,64 TL asıl alacak,
113.979,77 TL işlemiş faiz,
5.698,99 TL BSMV,
1.277,70 TL masraf olmak üzere toplam 2.880.757,10TL alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağı takip tarihinden itibaren yıllık %37,80 temrerrüd faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygulanmasına,
576.151,42TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 237.422,71 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalılar kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 35.257,80 TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 67,80 TL ilk masraf, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 205,10 TL tebligat ve tezkere gideri olmak üzere toplam 972,90 TL’nin kabul ve red oranı dikkate alınarak 960,00 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen yazı işleri müdürünce ilgilisine iadesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL’nin kabul ve red oranı dikkate alınarak 1.342,00 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 18,00 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Bu dava sebebiyle 196.784,51 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan (davada 35.257,82 TL + icrada 14.596,49 TL olmak üzere toplam=) 49.854,31 TL’nin mahsubu ile kalan 146.930,20 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/11/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır