Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/472 E. 2022/286 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/472 Esas
KARAR NO : 2022/286
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 29/07/2021
KARAR TARİHİ : 07/04/2022

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 20.03.2019 imza tarihli ve bir yıl süreli sözleşme tanzim edildiğini, akabinde davalı tarafından pandemi nedeniyle teklif verildiğini ve taraflarca da teklif üzerinden anlaşma sağlandığını, işbu sözleşme kapsamındaki ürünlerin davalı şirket tarafından müvekkil şirket’e teslim edildiğini, Aralık 2019 Çin Halk Cumhuriyeti’nin Vuhan kentinde ortaya çıkan ve Mart 2020 itibariyle tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 enfeksiyonu (Korona virüsü) Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel pandemi olarak ilan edildiğini, söz konusu Covid-19 enfeksiyonu ülkemizde de hızla yayıldığını, salgını önlemek ve etkilenenleri korumak için ülke sathında bilgilendirme çalışmaları başta olmak üzere çeşitli idari tedbirler alındığını, COVID-19 yayılma durumu ve etkileri dikkate alındığından ülkemizde bir salgın haline geldiğinin açık olduğunu ve bu haliyle genel bir mücbir sebep haline dönüştüğünü, devamla müvekkilinin pandemi hastanesi olarak ilan edildiğini, COVİD-19 salgınının 11.03.2020 tarihi itibari ile ülkemizde de görülmeye başlandığını, vaka sayılarının hızla arttığını ve buna bağlı olarak Sağlık Bakanlığı ve diğer ilgili Bakanlıklar tarafından salgının önlenmesi amacıyla çeşitli tedbirlere başvurulduğunu, bu kapsamda Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından 20.03.2020 tarih ve … sayılı yazı ile 3. Seviye erişkin yoğun bakımı bulunan tüm özel hastaneler ‘’Pandemi Hastanesi’’ olarak tanımlandığını, müvekkili bünyesindeki hastanelerin %99’ u bu kapsama dahil olduğunu, müvekkilinin pandemi hastanesi olarak hizmet verilecek dönemde, başvuran hasta sayıları ve hastalığın bulaşma oranı da dikkate alındığında çok yoğun tıbbi malzeme tedariği gerektiğini, bu nedenle de müvekkilinin, 25/03/2020 tarih ve … numaralı fatura ile birim fiyatı 2,10 TL’den 500.000 adet olmak üzere toplam 1.134.000,00 TL bedelli 3 katlı tek kullanımlık cerrahi maske satın alındığını, tamamen acil ihtiyaçtan dolayı, çok fazla tüketilen bir malzeme olduğundan, 18/03/2020 tarihinde nakit olarak acil ihtiyaçları karşılamak adına ve tedarikçinin bu yöndeki talebi neticesinde banka havale yoluyla ödendiğini, Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan duyuruya istinaden gerekli olacak malzemelerin … ( … A.Ş.) tarafından tedarik edileceğinin bildirildiğini ve 3 katlı tek kullanımlık cerrahi maske için satış fiyatı 0,80 TL olarak belirlendiğini, Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen fiyatlar ile davalı’ya zorunluluktan ötürü ödenmek zorunda kalınan fiyatlar arasında çok büyük bir fark olduğunu, TBK Madde 28 ile düzenlenen aşırı yararlanma hükümleri kapsamında davalıdan iadesini isteme zarureti hasıl olduğunu, alım adedi olan toplam 1.000.000 adetlik maske için … tarafından belirlenen fiyat ile alım birim fiyatları arasında oluşan fiyat farkına ilişkin düzenlenen faturaların davalı tarafa tebliğ edildiğini, davalı tarafından bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, TBK m.28/1’ e göre aşırı yararlanmanın gerçekleşebilmesi için; karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık bulunması, bu oransızlığın zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirilmiş olması gerektiğini, sözleşmeye konu maskelerin birim fiyatları ile Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan birim fiyatlar arasında açıkbir oransızlık söz konusu olduğunu, 0,80 Kuruş olarak satışı yapılacağı Sağlık Bakanlığınca belirtilen maskeler için müvekkilinin İçinde bulunduğu zaruriyetten dolayı, 2,10-TL ödemek durumunda kaldığını belirterek müvekkilinin, davalı şirkete zorunluluktan ötürü ödemek zorunda kaldığı, 702.000-TL’lik fazladan yapılan ödemenin davalı şirketten ödeme tarihi itibariyle işletilecek olan ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, söz konusu pandemi süreci henüz ülkemizde başlamadan arz-talep miktarı arasındaki farkın olağanüstü artmasından ötürü, kötüniyetli stokçuluğun da etkisiyle, maske fiyatlarında inanılmaz artışlar meydana geldiğini, içerisinde 50 adet tek kullanımlık cerrahi maske bulunduran kutu maske fiyatları stokçuluk sebebiyle, müvekkili firma gibi tedarikçi firmalardan 100 TL gibi fiyatlardan alınabilecek kutu maske fiyatları reel piyasada 500 TL’lik fiyatlara yükseldiğini, davacı yanın iddialarının aksine müvekkili firmanın da kötüniyetli stokçulardan nasibini aldığını, stoklarının bir kısmının kötüniyetli stokçular tarafından kar hırsı ile ele geçirildiğini, söz konusu kötüniyetli stokçulardan kendisini, müşterilerini ve ticari itibarını korumayı amaçlayan müvekkili firmanın, stokçuluğa engel olmak ve gerçek ihtiyaç sahibi müvekkillerine mal tedariki etmek amacıyla hem tanımadığı kişi/firmalara perakende/toptan satışını durdurduğunu hem de davacı gibi daha önceden ticaret yaptığı firmalara piyasadaki reel fiyatının çok çok altında maske tedariki sağladığını, davacı yanın iddialarıyla 2.10 TL’den yapılan maske satışını TBK m.28 kapsamında aşırı yararlanma/gabin olarak nitelendirmeye çalışsa da söz konusu sözleşme öncesi ve sırasındaki iradeler ve mevcut durum birlikte değerlendirildiğinde müvekkili firmanın aşırı yararlanma iradesi/saiki bulunmadığının anlaşıldığını, ek sözleşme yapıldığı dönemdeki haber ya da e-ticaret sitelerinde yapılacak küçük bir internet araştırması dahi o dönemde piyasada tek kullanımlık tek bir cerrahi maske fiyatlarının 5-10 TL arasında dengelendiğini ispat edeceğini, davacı yanın kötüniyetli tacir göndermeli TBK m.28 kapsamındaki aşırı yararlanma/gabin iddiaları kesinlikle gerçeği yansıtmadığını, somut olayda tek taraflı bir zor durumda kalma ya da irade sakatlığı söz konusu olmadığını, mevcut piyasa şartlarında iyiniyetli olarak iki basiretli tacir arasında yapılan bir sözleşme söz konusu olduğunu, davacı yanın iddialarını daha sonra bakanlık tarafından belirlenmiş maske fiyatları ile ortada 702.000 TL’lik bir zararının mevcut olduğunu belirtmişse de, yukarıda arz ve izah edildiği üzere, somut olayda mevcut reel piyasa şartlarında, hukuka uygun şekilde yapılmış bir sözleşme/ticaretten başka bir şey bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, Borçlar Kanunu 28. Maddesine dayalı aşırı yararlanma iddiası ile açılan bedel iadesi davasına ilişkindir.
DELİLLER: 20/03/2019 tarihli sözleşme, zorunlu arabuluculuk tutanağı, faturalar, ödeme belgeleri, ihtarnameler, yasal mevzuat.
Taraflar arasında imzalanan 20/03/2019 tarihli “Sarf Malzemeleri Alımı Sözleşmesi” incelendiğinde, davalının tıbbi sarf ve diğer sarf malzeme veren/ tedarikçi konumunda olduğu, sözleşmenin konusunun ise alıcı olan davacının tedarikçiden ihtiyaç duyduğu zamanlarda yapacağı muhtelif malzeme alımlarının genel şartlarını düzenlenmesine ilişkin olduğu, sözleşmenin süresinin 1 yıl olup, süre sona ermeden en az 30 gün önce karşı tarafa bildirimde bulunulması ve diğer tarafın da bu talebi kabul etmesi halinde sürenin 1 yıl daha uzayacağının kararlaştırıldığı görülmüştür.
Bilindiği üzere Covid-19 Salgını ilk defa 17 Kasım 2019’da Çin de görülmüş, daha sonra tüm dünyaya yayılmış, Türkiye’de de 11 Mart 2020 tarihinden itibaren yoğun bir şekilde Covid-19 vakaları görülmeye başlamıştır.
Davacının sarf malzemeleri alımı sözleşmesi kapsamında davalıdan 3 katlı maske alımı için fiyat teklifi istediği dosyada bulunan fiyat teklifi başlıklı belge incelendiğinde, davalı tarafından 2.10 TL + KDV olarak bir maske fiyatının belirlendiği görülmüştür.
Dava dilekçesinde belirtildiği üzere davacı taraf 500.000 adet 3 katlı cerrahi maskeyi (500.000 X 2,10 + %8 KDV=) 1.134.000 TL’ye satın almış ve dosya içerisinde bulunan ödeme belgelerine göre banka kanalı ile 1.134.000 TL’yi davalıya 18/03/2020 tarihinde ödemiştir. Daha sonra da özellikle Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan duyurudan sonra, aşırı yararlanma iddiasıyla fazla bedel ödediğini iddia ederek KDV dahil 702.000 TL’lik fatura keserek davalı tarafa … Noterliğinin 30 Mart 2020 tarih … Yevmiye nolu ihtarnamesi ile göndermiş, davalı taraf ise … Noterliğinin … yevmiye nolu ve 03/04/2020 tarihli ihtarnamesi ile faturayı süresinde kabul etmeyerek davacı tarafa iade etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde davacıya satmış olduğu cerrahi maskeleri 1,97 TL birim fiyatı ile kendisinin de … A.Ş’den satın aldığını bildirerek buna ilişkin faturayı dava dilekçesine sunmuş olup incelendiğinde, 500.000 adet maskenin 1,97 TL birim fiyatı ile birlikte %8 KDV de dahil olmak üzere toplam 1.063.800,00 TL’ye davalının … A.Ş’den satın aldığı, fatura tarihinin 18/03/2020 olduğu, davalının satın almış olduğu fatura bedelinin 900.000 TL’sinin 18/03/2020 tarihinde kalan 163.000 TL’nin ise yine 20/03/2020 tarihinde … A.Ş’nin hesabına banka kanalı ile ödediği dosya içerisindeki hesaptan hesaba havale dekontundan anlaşılmıştır. Davalı taraf delil olarak … Müdürlüğüne yapmış olduğu maske satışıyla ilgili faturayı dosyaya sunmuş olup incelendiğinde, 25/03/2020 tarihinde KDV hariç 1 adet maskenin 2,75 TL’ye satıldığı yine davalı tarafından … Belediyesine satılan maske ile ilgili fatura incelendiğinde fatura tarihinin 23/03/2020 olup KDV hariç 1 adet maskenin satış fiyatının 2,35 TL olduğu görülmüştür.
Dava dilekçesinde bahsi geçen, Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan duyuruya istinaden gerekli olacak malzemelerin … (Uluslararası Sağlık Hizmetleri A.Ş) tarafından cerrahi maskeler için 0,80 TL bedelle tedarik edileceğine ilişkin duyurudan bahsedilmesi nedeniyle internet ortamında yapılan araştırma neticesinde söz konusu duyurunun 31/03/2020 tarihli olduğu, söz konusu duyurunun davacının davalıdan maske satın alınma tarihinden sonraya ilişkin olduğu görülmüştür. Davacı tarafın delil olarak dayanması nedeniyle Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğüne yazı yazılarak maske teminin … tarafından tedarik edileceğine ilişkin karar, duyuru ve maske fiyatlarıyla bildirimlerin gönderilmesi istenilmiş, … tarafından gönderilen cevabi yazı incelendiğinde, 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında …’ın ana faaliyet konuları arasında ilaç, cihaz ve tıbbi malzeme tedariki yapma görevinin bulunduğunu, … ‘ın maske temininin kendisi tarafından yapılacağı konusunda duyurusu ya da kararının bulunmadığını bununla birlikte 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca Ülkenin Covid-19 pandemisiyle mücadelesi kapsamında Sağlık Bakanlığının koruyucu malzeme tedarik eden … ‘ın , 3 katlı cerrahi maskelerin birim fiyatını KDV hariç 0,80 TL olarak belirleyerek şeffaflık ve eşit işlem ilkeleri doğrultusunda mal alımı yapılan bütün üretici ve tacirler için yeknesak olarak uyguladığını bildirdiği görülmüştür.
Aşırı Yararlanma başlıklı Borçlar Kanunun 28. Maddesinde ” Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri
verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir. Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir.
” denilmektedir.
Covid-19 salgınının ülkemizde ilk görüldüğü tarih 11 Mart 2020 olup davacı taraf maske alımını dava dilekçesinde belirttiği üzere 25/03/2020 tarihide gerçekleştirmiş, yine dava dilekçesinde belirtildiği üzere ödemeyi ise daha önceki tarih olan 18/03/2020 tarihinde yapmıştır. Davacının maske alış fiyatı KDV hariç 2,10 TL’dir. Davalı da davacıya satacağı 500.000 adet maskeyi … A.Ş’den KDV hariç birim fiyatı 1,97 TL’den 18/03/2020 tarihinde KDV dahil 1.063.800,00 TL’ye satın almış ve bu bedele aynı tarihte … A.Ş’ne ödemiştir. Dava dilekçesinde bahsedilen … ile ilgili duyuru davacının maske alımını gerçekleştirdiği tarihten sonra 31/03/2020 tarihinde yapılmıştır. Yine davalı taraf başka kurumlara sattığı maskelerle ilgili olarak faturaları dosyaya sunmuş olup, birim fiyatlarının davacıya sattığı birim fiyattan bir miktar daha yüksek olduğu görülmüştür.
Davacı taraf BK 28’e göre süresinde dava açmış ise de, Covid-19 vakalarının ülkemizde görülmeye başlandığı tarihlerde maskelerin serbest piyasa koşullarına göre alım-satımının yapıldığı ve buna göre fiyatların oluştuğu hatta bir dönem maskelerin karaborsaya düşmesi nedeniyle fiyatların aşırı yükseldiği herkesin malumu olup , dava taraf da … ‘ın bildiriminden önce davalıdan, davalının verdiği birim fiyatı kabul ederek 500.000 adet maske satın almış parasını ödemiş, davalı ise davacıya sattığı maskeleri, davacıya sattığı birim fiyatın bir miktar altında olmak kaydı ile başka bir şirketten satın alarak parasını da ödediği, davalının söz konusu maskeleri KDV hariç 1,97 TL birim fiyatıyla alarak, davacıya KDV hariç 2,10 TL birim fiyata sattığı anlaşıldığından BK 28. Maddesinde düzenlenen, edimler arasında açık bir oransızlık bulunmadığı gibi, maskenin alındığı tarih itibariyle fiyatının piyasa rayiçleri kapsamında kalması, davalı tarafın yakın tarihlerde davacıya satmış olduğu birim fiyatın üstünde satışlar yaptığı da dikkate alınarak, aşarı yararlanma koşulları oluşmayan davanın aşağıdaki şekilde reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 52.150,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Bu dava sebebiyle 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan ( başta 1.229,58 TL + tamamlama harcı 10.758,82 TL olmak üzere toplam=) 11.988,40 TL’den mahsubu ile fazla alınan 11.907,70 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda , kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 07/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır