Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/450 E. 2023/441 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/450 Esas
KARAR NO : 2023/441
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/07/2021
KARAR TARİHİ : 30/05/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan dava dilekçesinde özetle; Davalılardan … … ile davacı şirket … Ticaret A.Ş. arasında ”Yetkili Satıcılık Sözleşmesi”nin akdedilmiş olduğunu, işbu sözleşme uyarınca davalı … …’in Cari Hesap Sözleşmesi’nden kaynaklanan borcuna karşılık olarak maliki bulunduğu gayrimenkul üzerine davacı şirket lehine; … nce 17/07/2003 tarih ve … yevmiye no’su ile düzenlenen resmi senet uyarınca, 1.derecede 50.000,00 TL ipotek tesis edildiğini, işbu taşınmazın diğer davalı … Ş. Tarafından … Tapu Müdürlüğünce 11/02/2015 tarih ve … yevmiye no’su ile düzenlenen resmi senet uyarınca, 1.derecede 200.000,00 TL (TürkLirası) ipotekli olarak 16/10/2019 tarih … yevmiye no’lu satış işlemi ile devralması sebebiyle ipotek borçlusu sıfatıyla asıl borçlunun davacı şirkete olan borcunu ipotek limiti oranında üstlenmiş olduğunu, aynı şekilde diğer davalı … …’ün … nce 13/10/2016 tarih ve … yevmiye no’su ile düzenlenen resmi senet uyarınca, 1.derecede 250.000,00 TL (TürkLirası) ipotekli taşınmazı bulunan 28/06/2018 tarih … yevmiye no’lu satış işlemi ile devralması sebebiyle ipotek borçlusu sıfatıyla asıl borçlunun davacı şirkete olan borcunu ipotek limiti oranında üstlenmiş olduğunu, borcun ödenmemesi üzerinde davalılar aleyhine … Müdürlüğü’nün 2021/… E. sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibine girişilmiş olduğunu, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; (davalılardan asıl borçlu … … sorumluluğu dava talep miktarının tamamından, … …’ün sorumluluğu ve bu davalı açısından talebimiz ipotek limiti olan 250.000,00 TL, … AŞ. sorumluluğu ve bu davalı açısından talebimiz ipotek limiti olan 200.000 TL ile sınırlı olmak ve aşmamak kaydıyla ) borçluların vaki 149.388,58 TL takip miktarına ve diğer tüm itirazlarının iptaline, takibin devamına, temerrüt tarihinden itibaren davalılar aleyhine ticari avans faizine hükmedilmesini, borçlular aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, talep ve dava etmiş olduğu görülmüştür.
Davalı … AŞ. Vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan cevap dilekçesinde özetle; Birden fazla taşınmaza dair ipoteklerin eğer ortada “toplu rehin” söz konusu değil ve “taşınmaz malikleri farklı kişiler” ise aynı icra takibine konu edilemeyeceğini, … İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyasından takibe konu edilen ipoteklerin toplu rehin olarak verilmediğinden her bir taşınmazın ayrı ayrı icra takiplerine konu edilmelerini gerektiğini bu sebeple öncelikle icra takibine konu edilen talep ve düzenlenen ödeme emrinin hatalı, usul ve yasaya aykırı olduğunu, işbu davaya ve icra takibine konu edilen taşınmazlardan birinin “Çanakkale ili, … ilçesi”nde diğeri ise “… ili, … ilçesi”nde olduğunu, takip borçlusu olarak gösterilen kişilerin adreslerinin ise İstanbul Adliyesi yetki çevresi dışında olduğunu bu nedenlerle, icra takibi yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığını, yetki itirazlarını tekrarla, dosyanın yetkili … Adliyesi’ne veya Bakırköy Adliyesi’ne gönderilmesine karar verilmesini, dosya konusu meblağın likit olmadığını beyanla davanın reddine, kötü niyetli davacı aleyhine talep edilen alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiş olduğu görülmüştür.
Davalılara usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmış olup davalı … … ve … … tarafından süresi içerisinde dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi verilmediği anlaşılmakla HMK M.128 hükmü uyarınca işbu davalıların dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaları inkar etmiş sayılmasına karar verilerek yargılama yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, davacı ile davalılardan … … arasında akdedilmiş olan Yetkili Satıcılık Sözleşmesi kapsamında ödenmeyen cari alacağın tahsili amacıyla davalılar aleyhine başlatılmış olan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda dosya arasına celp edilmiş ve taraflarca ibraz edilmiş olan tüm belgeler üzerinden yapılan kontrolde davacı ile davalı … … arasında 06.09.2017 tarihinde Yetkili Satıcılık Sözleşmesinin akdedilmiş olduğu, devam eden ticari ilişki sebebiyle … … adına … nezdinde kayıtlı olan Çanakkale İli, … İlçesi, … Köyü … Mevkii … Ada … Parsel sayılı taşınmazda kain P Blok Zemin+1. Kat, 1 Nolu
Bağımsız Bölüm numaralı Dubleks Mesken Niteliğindeki taşınmazın üzerinde 17.07.2003 Tarihinde … yevmiye numaralı işlemi ile elli miyar … üzerinden … A.Ş. Lehine 1.derecede ipotek tesis edilmiş olduğu, 11.02.2015 tarihinde taraflar arasında akdedilmiş olan yeni sözleşme uyarınca aynı taşınmaz üzerinden davacı … Ticaret A.Ş. Lehine 200.000,00 TL bedelli 2. Derecede ipotek tesis edilmiş olduğu, taşınmazın 27.06.2018 tarihinde … … tarafından … …’a, … … tarafından 28.08.2018 tarihinde … ‘e, … tarafından 16.10.2019 tarihinde davalılardan … AŞ. Tarafından işbu taşınmazın ipotekli olarak satın alınış olduğu görülmüştür.
İcra takibine konu edilen diğer ipotekli taşınmaz olan … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, 1 parsel sayılı taşınmazda kain G Blok 2. Kat 5 nolu bağımsız bölümün … … adına kayıtlı olduğu dönemde 13.10.2016 tarihinde … Ticaret Anonim Şirketi lehine 250.000,00 TL bedelli ipotek tesis edilmiş olduğu, davalı … … tarafından taşınmazın 28.06.2018 tarihinde davalı … …’e, işbu davalı tarafından da 02.08.2018 tarihinde … ‘ya satılmış olduğu, yapılan satışlar esnasında ipoteğin kaldırılmadığı, satışların ipotekli şekilde yapılmış olduğu görülmüştür.
Davacı ile davalı … … arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacakların tahsil edilmemesi üzerine işbu 2 taşınmaz bakımından alacağın ipotekle teminat altına alınmış olması sebebiyle davacının davalı … …, tapu maliki … AŞ. Ve … … aleyhine 19.03.2021 tarihinde İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile … Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyasından toplamda 149.388,58 TL üzerinden icra takibine girişmiş olduğu, davalıların itirazı üzerine takibin durması sebebiyle işbu itirazın iptali davasının açılmış olduğu görülmüştür.
İtirazın iptali davalarında alacaklının, İİK m.67 uyarınca borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazının, kendisine tebliği tarihinden itibaren bir sene içerisinde genel mahkemelere yapacağı başvuru üzerine genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat etmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup sürenin başlaması için borçlunun itirazının alacaklıya tebliği zorunludur. İşbu dava dosyasının temelini teşkil eden icra dosyasında yapılan kontrolde borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür. Bu nedenle davacının açmış olduğu davasının süresinde olduğu kabul edilmekle yargılama yapılmıştır.
Türk Medeni Kanununun 887. maddesi uyarınca ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takibe geçmeden önce ipotek borçlusuna ve asıl borçluya muacceliyet ihtarı gönderilmesi ve gönderilen bu ihtarın da tebliğ edilmiş olması gerekmektedir. Bu husus takip şartıdır. Bu şart gerçekleşmeden başlatılan bir takibin usule uygun bir takip olduğu söylenemez.Yargıtay 19.HD.nin 18.09.2019 tarih, 2018/… E, 2019/… K sayılı ilamında da bu husus belirtilmiştir. İşbu sebeple TMK’nın 887. maddesi gereğince takip başlatılmadan önce asıl borçluya ve borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan taşınmaz maliki üçüncü kişiye ihbar yapılması takip ve dava şartı niteliğindedir.
Somut olayda dava dilekçesi ekinde sunulan belgeler incelendiğinde davacının dava açmadan önce takip borçlularına noter aracılığı ile çekmiş olduğu ihtarnamelerin tebliğ edilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizin ön inceleme duruşmasının yapıldığı 2 nolu 01/02/2022 tarihli celsesinde davacı vekili tarafından “davalı … …, ipoteğe konu edilen taşınmazı 3. Bir kişiye devretmiştir, 3. Kişiye aynı icra dosyası üzerinden ödeme emri gönderildi ancak 3. Kişi tarafından itiraz edilmedi biz bu nedenle bu kişiyi davaya dahil etmeyeceğiz, dava … … açısından dava açıldıktan sonra konusuz kalmıştır, davamızın kabulüne karar verilmesini talep ederiz,” şeklinde beyanda bulunulmuş olduğu görülmüş ise de somut olayda icra takibine konu yapılan … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, 1 parsel sayılı taşınmazda kain G Blok 2. Kat 5 nolu bağımsız bölümün icra takip tarihi itibari ile güncel malikinin … olmasına rağmen davacı tarafça önceki malik … …’ün davalı ve borçlu olarak gösterilmiş olması sebebiyle işbu davalı bakımındna usulüne uygun yapılmış bir takipten bahsedilemeyeceği, davacının iddia ettiği şekilde HMK m.125 hükmü uyarınca dava konusunun devrinin söz konusu olmadığı, konunun icra takip tarihinden önce devredilmiş olduğu olduğu, davacının işbu taşınmaz bakımından tapu maliki olduğunu iddia ettiği … …’e karşı icra takibi başlatmasının usulüne uygun olmadığı görülmekle işbu davalı bakımından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … Kaplama vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde takibe konu edilen taşınmazlar üzerinde toplu rehnin söz konusu olmadığı, takibin usulüne uygun olmadığından bahisle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği iddia edilmiştir.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun 855. maddesinde; “Birden çok taşınmazın aynı borç için rehnedilmesi, taşınmazların aynı malike veya borçtan müteselsilen sorumlu olan maliklere ait olmalarına bağlıdır. Aynı alacak için birden çok taşınmazın rehnedildiği diğer hâllerde, her taşınmazın alacağın ne miktarı için güvence oluşturduğu rehin kurulurken belirtilir. Aksine bir anlaşma bulunmadıkça, tapu idaresi, re’sen güvenceyi taşınmazların her birine değeri oranında dağıtır.” denilmektedir.
Uygulama ve öğretide yer alan tanımlamaya göre bir tek alacak için birden fazla taşınmaz üzerinde her biri alacağın tamamına teminat (güvence) teşkil etmek üzere rehin yükü taşınmazlar arasında paylaşılmadan) kurulan rehine toplu rehin (kollektif rehin – müşterek rehin, birlikte rehin= Gesaptpfand) denilmektedir (Köprülü-sınırlı-haklar-İstanbul 1982- 1983,2.bası sh.291 vd.).
Yasa metninde de açıkça ifade edildiği gibi bu rehin türü “üzerinde kurulmak istenen taşınmazlarının mülkiyetinin aynı kişiye ait olması” ya da “taşınmazların ayrı kişilerin mülkiyetinde yani taşınmazların malikleri farklı kimseler ise, bu kişilerin güvence altına alınmak istenen borçtan müteselsil olarak sorumlu bulunmaları” hallerinde kurulabilmektedir. Bu şartlar yoksa toplu rehin kurulamaz.
Toplu rehinde amaç, tek bir alacağın tamamının, birden fazla taşınmaz ile teminata alınmış olup birden fazla taşınmaz üzerinde kurulu rehinler arasında hukuki bağlılık vardır ve bu bağ içerisinde alacaklının alacağın tahsil etmesi asıldır. Rehinli alacaklının teminatı ne denli fazla olursa olsun temelde alacağını ancak bir kere elde edebileceğinin de unutulmaması gerekir. Böylece rehinli taşınmazlardan birisinin paraya çevrilmesi halinde rehinli alacaklı alacağını tahsil etmişse artık diğer taşınmaz üzerindeki rehnin konusu kalmayacak ve sona erecektir. Kısacası alacaklı alacağının tutarını bir kez isteyebilir. Alacağı tümüyle karşılandığında bütün taşınmazlar hakkındaki rehin hakkının sona ermesi gerekir.
4721 sayılı TMK’nın 873/3.maddesine göre “Aynı alacak için birden fazla gayrimenkul üzerinde rehin tesis edilmiş ise alacaklı bunların aynı zamanda satılmasını talep etmeye mecburdur. Bununla beraber icra memuru ancak gerektiği kadarını satar” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, toplu rehin durumunda, ipotek alacaklısı alacağı gününde ödenmemişse açıklanan yasa hükmü gereği üzerinde toplu (birlikte rehin) kurulmuş olan taşınmazların her birini aynı zamanda satılmasını talep etmek zorundadır. Bu zorunluluk alacaklının istediği taşınmazı sattırarak keyfi davranmayı önlemeye yöneliktir. (HGK.27.11.2002. T, 12-823/1020 K.).
Somut olayda takibe konu edilen 2 ayrı taşınmazın malikinin ipotek tesis edildiği tarihlerde borçlu … … adına kayıtlı olduğu, her ne kadar 2 ayrı senet ile ipotek tesis edilmiş ise de konulan ipoteklerin işbu davalı ile davacı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan borç ve alacağı teminat altına almak amacıyla kurulduğu, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde her iki taşınmazın da takibe konu edilmesinin tapu maliklerinin de lehine olduğu, zira birisinin satımından elde edilen paradan kaynaklı olarak taşınmazların tamamının üzerindeki ipotek yükünün sona ereceği, işbu hali ile takibin usulüne uygun olarka yapılmış olduğu görülmekle davalının usulüne uygun takip yapılmadığına yönelik itirazlarının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Yargılama esnasında davacı ile davalı … … arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacağının olduğu hususlarında mali müşavir bilirkişi tarafından davacının ticari defterlerinin bulunduğu mahal mahkemesi aracılığı ile alınan kök ve ek rapor ile birlikte davalının ticari kayıtları ile birlikte alınan karşılaştırmalı raporlarda özetle ;
… … ticari işletmesinin 31.12.2018 tarihli kapanış maddesinde … A.Ş.’nin alacak tutarının 185.143,36 TL olduğu,
… … ticari işletmesinin kayıtları kapsamında, 2019 – 2020 – 2021 takvim yıllarında herhangi bir suretle ticari kayıt işleminin bulunmadığı ve 2019 – 2020 – 2021 takvim yıllarında … TİCARET A.Ş.’nin … …’ten alacak miktarının 185.143,386 TL olarak gözüktüğü,
01.08.2022 tarihli ve SMMM … tarafından hazırlanan Bilirkişi Ek Raporuna göre, … A.Ş.’nin 1.01.2019 tarihli açılış maddesinde … … ticari işletmesinin borcunun 53.382.48 TL olduğu, 05.05.2020 tarihinde ise borç bakiyesinin 146.307,35 TL olduğu ve 05.05.2020 tarihinde bu miktarın KANUNİ TAKİP VİRMAN açıklamasıyla (127.010.0001 no.lu hesaba virman) kapatıldığı görülmüş olup … TİCARET A.Ş. firması nezdinde … … ticari işletmesi borcunun 146.307, 35 TL olduğu mahkememize bildirilmiştir.
Türk Medeni Kanunun 888/1.maddesinde “İpotekli taşınmazın devri, aksi kararlaştırılmış olmadıkça borçlunun sorumluluğunda ve güvencede bir değişiklik meydana getirmez.” hükmü düzenlenmiştir. Bizzat borçlu olmayan üçüncü şahıs ipotek borçlusunun sorumluluğu, borçlunun borcunu ödememesi halinde, ipotekli taşınmazın ya da taşınmaz payının icrada satılmasına ve satış bedelinden ipotek tutarınca borcun ödenmesine katlanmaktan ibarettir. Başka bir ifade ile ipotekle yükümlü olan bir taşınmaz devredildiğinde ipotek alacaklısı, yeni malik hakkında da, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıp, ipoteğin paraya çevrilmesini ve bu suretle alacağının tahsilini isteyebilir. (Yargıtay 3.HD. 02/07/2014 tarih, 2014/3996 E., 2014/10923 K.)
Somut olay bakımından alınan bilirkişi raporları uyarınca davalı … …’in davacıya takip tarihi itibari ile taleple bağlı olunarak 146.307,35 TL borçlu olduğu, diğer davalı tapu maliki … AŞ.’nin de işbu borçtan TMK m.887 vd. Hükümleri uyarınca sorumlu olduğu, davalı … … ve … AŞ.’nin icra takibine yapmış oldukları itirazların haksız olduğu, davacının dava açılmadan önce davalıları temerrüde düşürmüş olduğu görülmekle davacının davasının işbu davalılar bakımından kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacının dava dilekçesi ile borçluların %20’den aşağıda olmamak üzere inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesi yönündeki talebi değerlendirildiğinde İİK m. 67 hükmü uyarınca davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksızlığına karar verilmiş olması ve alacağının likit olması gerekmekte, kural olarak davalı borçlunun kötü niyetli olması şartı aranmamaktadır. Somut olayda davacının davasında haklı olduğu, dava konusu asıl alacağın fatura alacağından kaynaklı olması sebebiyle likit olduğu ve davalıların haksız olarak takibe itiraz etmiş olduğu anlaşılmakla davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmekle icra dosyasında asıl alacak tutarı olan 146.307,35 TL’nin %20’si olan 29.261,47 TL’nin icra inkar tazminatı olarak davalı … … ve … A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
Davacının DAVASININ KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile;
1-Davalılar … … ve … AŞ.’nin … Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı icra takip dosyasına vaki İTİRAZLARININ İPTALİ ile; takibin iş bu borçlular yönünden kaldığı yerden devamına,
2-Davacının davalı … …’e yöneltmiş olduğu davasının dava şartı yokluğundan usulden reddine,
3-Davalılar … … ve … AŞ.’nin haksız itirazları nedeniyle asıl alacak tutarı olan 146.307,35 TL’nin %20’si oranında olan 29.261,47 TL icra inkar tazminatının davalılar … … ve … AŞ.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli olan 10.204,73-TL karar ilam harcından başlangıçta peşin olarak alınan 1.804,25-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 8.400,48‬-TL harcın davalılar … … ve … AŞ. den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 1.804,25-TL peşin harcın davalılar … … ve … AŞ. den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 67,80-TL ( başvurma, vekalet harcı ) davetiye, posta gideri: 504,00-TL, bilirkişi ücreti: 1.600,00TL olmak üzere toplam: 2.171,80‬-TL yargılama giderinin davalılar … … ve …AŞ. den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 23.408,29-TL vekalet ücretinin davalılar … … ve … AŞ. den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8- Davalı … …, hüküm tarihine kadar kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
9-Davalı … AŞ. tarafından yapılan 28,90TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.360,00TL nin davalılar … … ve … AŞ.den müştereken ve müteselsilen, 27,20TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Taraflarca yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekillerinin yokluğundan, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu evrak 5070 sayılı Kanun Hükümlerine uygun olarak güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.*