Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/418 E. 2022/168 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/418 Esas
KARAR NO : 2022/168
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 28/06/2021
KARAR TARİHİ : 03/03/2022

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, müvekkilinin 03.01.2017 tarih ve … sayı ile tesfikli hisse devir sözleşmesi uyarınca davalı şirketin ortağı olduğunu, halen 437.500,00 TL sermaye paylı ortağı olduğunu, … ise 262.500,00 TL sermaye paylı ortak ve şirketin kuruluşun tarihi olan 28.03.2008’den bu yana şirketin müdürü olduğunu, diğer ortak … ise 1.050.000,00 TL sermaye payına sahip olduğunu, şirketin kuruluşundan bu yana şirketin finansal tabloları, kar zarar durumu, yıllık rapor, karın kullanım şekli, kar dağıtımı yapılıp yapılmayacağı konularını içeren Türk Ticaret Kanunu’na uygun (M.617, M.409) bir genel kurul toplantısı yapılmadığını ve karara bağlanmadığını, 01 Haziran 2019 Tarihli Resmi Gazetede yayınlanan, 2013/1 Esas 2018/1 Karar No’lu Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu Kararı ile “Limited şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen ve edilemeyeceği anlaşılan vergi borcunun takip ve tahsiline ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda ve 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da, kanuni temsilci ile ortak arasında bir öncelik sırası bulunmadığından, limited şirketin vergi borcunun tahsilinde ortağın takibine başlanabilmesi için kanuni temsilcisinin takibinin gerekli olmadığı açıktır.” denildiğini, kanuni temsilci ile diğer ortaklar arasında amme alacağından doğan sorumluluk bakımından öncelik sırası bulunmadığı kararı verildiğini, işbu içtihatları birleştirme kararı ile, limited şirket ortağının amme borçlarından doğan sorumluluğu kanuni temsilcinin sorumluluğu ile eşdeğer hale geldiğini, bu sebeple 3 aylık geçici vergi beyannamesi, bilanço ve gelir tablosu, yılın tamamlanmasından sonra o yıla ait kurumlar vergisi beyannamesi ve ekleri, vergi dairesi ve SGK borç dökümünün müvekkili adına taraflarına gönderilmesini, her ayın sonunda alış ve satış tutarlarını, aylık mizan, banka hesap durumlarını, ticari faaliyet sürdürülen şirketlerle ilgili borç ve alacak dökümünün müvekkili adına taraflarına paylaşılmasını talep ettiklerini bildirir …. Noterliği’nin 03139 yevmiye no’lu 8 Ağustos 2019 tarihli ihtarnamesi ile şirkete ihtarname gönderildiğini, söz konusu ihtarname, hataen tebellüğ edildiği gerekçe gösterilerek iade edildiğini, şirkete …. Noterliği’nin 03265 yevmiye no’lu 22 Ağustos 2019 tarihli ihtarnamesi ile tekrar ulaşılmaya çalışıldığını, bu aralıkta şirket merkezi taşındığından ihtarnamenin iade döndüğünü, şirketin … kayıtlarında yer alan yeni adresinin … Mah. … Sokak No: … Sarıyer / İstanbul adresine …. Noterliği’nin … yevmiye no’lu 11 Eylül 2019 tarihli ihtarnamesi gönderildiğini, ihtarname –tanınmıyor- ibaresiyle iade döndüğünü, 13 yıllık süre zarfında düzensiz aralıklarla bazı genel kurul toplantıları yapıldığını, bu toplantılarda sadece pay devirleri, şirkete müdür atanması, sermaye artışı, merkez değişikliği konuları ile sınırlı kalındığını, buna karşılık, yukarıda belirtilen esaslı konularda hiçbir genel kurul (ortaklar kurulu toplantısı) yapılmadığını, …. Noterliğinin … yevmiye no’lu 10.01.2020 tarihli ve … yevmiye no’lu 14.02.2020 tarihli ihtarnameleri ile şirket müdürü taraflarınca şirketi ivedilikle genel kurula davet etmeye çağrıldığını, ancak bu ihtarnameler şirketin …na kayıtlı adresinde tebliğ alınmadığını, ihtarnamelerin iade döndüğünü, 18.02.2019 tarihinde şirket ortaklarından …’ın da ortağı olduğu … A.Ş ünvanlı yeni bir şirketin kurulduğu bilgisi edinildiğini, ayrıca davalı çalışanlarının neredeyse tamamının bu yeni şirkette çalışmaya başladığını, taraflarınca … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas Sayılı dosyası ile Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) konulu dava açıldığını, açılan 2020/… Esas sayılı dava dosyası sonrasında, diğer ortaklar tarafından kötü niyetle 26.02.2021 tarihli Müdürler Kurulu kararı alındığını, 30.03.2021 tarihinde Olağan Genel Kurul Toplantısı’na katılım için ortaklara çağrı yapıldığını, müvekkilinin yurt dışında ikamet ettiğini, taraflarınca vekaletname aracılığıyla genel kurul toplantısına katıldıklarını, toplantıda oy çokluğu ile alınan kararlara karşı muhalefet şerhi konulduğunu, toplantı gündem maddelerinin “1-2020 Yılının değerlendirilmesi, Mali tabloların incelenmesi, 2-2020 Yılına ait Kar dağıtım önerilerinin değerlendirilmesi, 3-2020 Yılı Bütçesi Hakkında Değerlendirmeler, 4-Şirket ortağı …’ın haklı nedenle ortaklıktan çıkarılmasının görüşülmesi, karara bağlanması ve bu hususta Ticaret Mahkemesi’nde dava açmak üzere Şirket müdürü …’a yetki verilmesinin karara bağlanması ” şeklinde oluştuğunu, gündem maddeleri doğrultusunda; gündemin 1. maddesi olarak bilanço ve kar zarar hesapları oy çokluğu ile tasdik ve ibra edildiğini, gündemin 2. maddesi olarak 2020 yılının vergi yükümlülüğü nedeni ile kar dağıtılamayacağına oy çokluğu ile karar verildiğini, gündemin 3. maddesi olarak 2021 yılı şirket bütçesi ile ilgili değerlendirmeler yapıldığını, gündemin 4. maddesi olarak müvekkili …’ın ortaklıktan çıkarılması için Ticaret Mahkemesi’nde dava açılması ve işbu davanın yürütülmesi için şirket müdürü …’a oy çokluğu ile dava açma ve yürütme yetkisi verildiğini, 30.03.2021 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısının yapılmasının tek sebebinin taraflarınca açılmış ve devam eden dava dosyası olduğunu, 30.03.2021 Tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan kararlar ile dava sonucunda verilecek kararın getireceği sorumluluktan kurtulmaya çalışıldığını, müvekkilinin ortaklıktan çıkarılması için dava açma ve yürütme yetkisinin müdüre verildiğini belirterek 30.03.2021 Tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan bütün kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, 30.03.2021 tarihinde yapılan şirketin genel kurulunun usul ve esaslara uygun olarak yapılmış olduğunu, davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, genel kurulda alınan kararların iptali talebinin de yerinde olmadığını, … ’ın, 2015 yılında da … adında bir aroma terapi markasını kurduğunu ve 01.08.2016 tarihinde de marka tescilini yaptırmış olduğunu, …’ın kendi ekibi ile bir şirket kurmak üzereyken eşi …’ın daveti üzerine 13.12.2016 tarihli Genel Kurul kararı ile şirket ortağı olduğunu, ayrıca …’ın abisi …’a her tür yönetim, yürütme, imza konusunda yetkileri ihtiva eden vekaletname verdiğini, bu vekaletmenin hala geçerliliğini koruduğunu, …’ın ithalat yazışma haberleşme vb kısımlarını yöneteceğini, tüm operasyonlarda yardımcı olacağını, yöneticilik kariyeri sayesinde yeni ithalat kaynaklarında girişimlerde bulunacağını, aynı zamanda Türkiye’ye taşınır ise operasyona katılıp mesaiye dahil olacağını taahhüt ettiğini, kendisinden beklenilen gayreti sarf etmediğini, şirkete katkı sağlamadığını, şirketin büyük zarara uğradığı bir dönemde şirket ortakları … ve … ’ın maddi manevi zorluklar yaşadığını, …’ın bu buhrandan etkilenmediğini, ilgilenmediğini ve şirket ortaklarını maddi manevi desteklemediğini, şirketten ayrılan eski çalışanlar ile işbirliği içerisine girerek ortakları karalamaya çalıştığını ayrıca kardeşi …’a haksız ve mesnetsiz iddialar ile dava açtığını, bu nedenlerle TTK 640 maddesi uyarınca ve haklı sebeple ortaklıktan çıkarılması gerektiği sonucuna varıldığını, 30.03.2021 tarihinde şirket merkezinde yapılan Olağan Genel Kurul toplantısı ile şirket müdürü …’a …’ın ortaklıktan çıkarılması için ticaret mahkemesinde dava açma ve yürütme yetkisi oy çokluğuyla verildiğini, yapılan genel kurulda alınan kararların yerinde olduğunu, genel kurul kararının iptali isteminin doğru olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, davalı şirketin 30/03/2021 tarihinde yapılan 2020 yılına ait Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER: Genel Kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, davalı şirketin sicil dosyası, davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler, bilirkişi incelemesi.
Davalı şirkete ait 30/03/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde, gündemin 1. Maddesi olarak 2020 yılı değerlendirildiği, mali tabloların incelendiği, müdür tarafından yıllık faaliyet raporu okunduğu ve müzakere edildiği, bilanço ve kar/zarar hesaplarının okunduğu ve müzakere edildiği, yapılan oylama sonucunda bilanço ve kar/zarar hesaplarının oy çokluğu ile tasdik ve ibra edildiği, … vekili Av. …’ın aksi yönde oy kullandığı, gündemin 2. Maddesinde kar dağıtım önerileri değerlendirildiği, 2020 yılının vergi yükümlülüğü nedeni ile kar dağıtımı yapılamayacağına oy çokluğu ile karar verildiği, … vekili Av. …’ın aksi yönde oy kullandığı, gündemin 3. Maddesinde 2021 yılı şirket bütçesi ile ilgili değerlendirmeler yapıldığı, … vekili Av. …’ın herhangi bir öneri ve değerlendirmede bulunmadığını, gündemin 4. Maddesinde …’ın ortaklıktan çıkarılması için Ticaret Mahkemesinde dava açılması ve iş bu davanın yürütülmesi için şirket müdürüne yetki verilmesi hususunun görüşüldüğü, şirket müdürü …’a dava açma ve yürütme yetkisinin oy çokluğu ile verildiğini, … vekili Av. …’ın aksi yönde oy kullandığı, … vekili Av. …’ın tüm bu gündem maddeleri ile ilgili ayrıntılı muhalefet şerhini içeren iki sayfalık dilekçesini ve eklerini sunduğunu, muhalefet şerhinin okunduğunu, … ve … tarafından muhalefet şerhinin gerçekliğe aykırı olduğunun bildirildiği, toplantıya katılanların imzaları alınarak toplantıya son verildiği, … ve San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin Olağan Genel Kurul Toplantı ek görüşme tutanağında ;olağan genel kurul toplantısında katılımcıların gündemin 4. Maddesi ile ilgili ayrıntılı olarak; şirket ortaklarından olan … ve diğer ortaklar arasında süre gelen geçimsizlik, güven kaybı nedeniyle haklı nedenler ile ortaklıktan çıkarılması gerektiği kanaati oluştuğu, …’ın şirkete ortak olduğundan beri şirket faaliyetlerine hiçbir katkı sunmadığı gibi sürekli olarak tartışma ortamı yarattığı, ortaklar arasında geçimsizlik yaratmaya çalıştığı, …’ın iş bu şirkete ortak olurken vaad ettiği hiçbir taahhüdünü yerine getirmediği, ortaklar arasına nifak sokmaya çalıştığı ve diğer ortaklar … ve …’ın boşanma sürecinden sonra da şirket faaliyetlerine ve çıkarlarına yönelik planlı ve sürekli eylemler içerisine girdiği, şirket ile ilişiği kesilen çalışanlar ile diğer ortaklar aleyhine tavır takındığı, şirket ve yöneticisine karşı haksız ve dayanaksız hitamlarda bulunduğu, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… Esas sayılı dosyası ile şirket müdürü ve ortağı …’a haksız ve mesnetsiz dava açtığı, şirketin işlemleri kanunlara uygun yürütüldüğü halde ortaklık ruhuna aykırı biçimde isnatlarda bulunması, bu durumun bağlılık yükümlülüğü, ortaklar arası güven ve şirket menfaatlerine zarar vermesi nedeni ile TTK 640 maddesi uyarınca ve haklı sebeple ortaklıktan çıkarılması sonucuna varıldığı, iş bu ortaklığın daha fazla sürdürülmesine olanak bulunmadığı, bu nedenle …’ın ortaklıktan çıkarılması için Ticaret Mahkemesinde dava açılması ve iş bu davanın yürütülmesi için şirket müdürüne yetki verilmesi hususunun görüşüldüğü ve şirket müdürü …’a dava açma ve yürütme yetkisi verilmesine oy çokluğuyla karar verildiği görülmüştür.
Davalı şirketin 30/03/2021 tarihinde yapılan olağan genel kurlu toplantısına ait hazirun cetveli incelendiğinde, … ve …’ın asaleten, …’ın vekaleten katıldığı görülmüştür.
… Asliye Ticaret Mahkemesine ait 2020/… Esas nolu dosyası incelendiğinde; Davacısının … olduğu, davalının ise … olduğu, dava konusunun davalının, müdürlük görevi gereği kanundan doğan sorumluluklarını yerine getirmeyerek müvekkilinin pay sahibi olduğu … San. Ve Tic. Ltd. Şti’ye verdiği tüm zararın belirlenmesi ve zararın davalıdan tazmini ile şirkete verilmesi hakkında olduğu, … Asliye Ticaret Mahkemesine ait 2021/… Esas sayılı dosya incelendiğinde, davacısının … Ltd. Şti , davalısının … olduğu, dava konusunun davalı …’ın haklı sebeplere şirket ortaklığından çıkarılmasına, davalının payının şirkete devredilmesi için gereğince karar verilmesi dosyanın … Asliye Ticaret Mahkemesine ait 2020/… Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi talepli dava açıldığı, yapılan yargılama sonunda …. Asliye Ticaret Mahkemesine ait 2021/… Esas sayılı dosyanın … Asliye Ticaret Mahkemesine ait 2020/… Esas sayılı dosyası ile birleştirildiği, dosyanın halen derdest olduğu görülmüştür.
Dosya mahkememizce resen belirlenen finans uzmanı ile ticaret mevzuatından kaynaklı hesaplama uzmanından oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek davalı şirketin ticari defter ve belgeleri de incelenerek uyuşmazlık noktaları olarak belirlenen hususlarda rapor tanzim edilmesi istenilmiştir. Rapor incelendiğinde, şirketin 2017 yılından 2021/9 dönemine kadarki bilançoları üzerinde yapılan incelemede, şirketin ilgili dönemlerdeki ödenmiş sermaye tutarının özkaynaklar içinde mevcut olduğunu ve korunduğunu, öz kaynaklarında herhangi bir azalma olmadığını, davacı şirketin finansal durumunun, tahakkuk edecek olan vergi ve benzeri karşılayacak durumda ve kar dağıtımı yapılmasına mani bir durumun olmadığını, ancak kar dağıtımı yapılıp yapılmayacağına ilişkin kararın, şirketin genel kurulunun yetkisinde olduğunu ve genel kurulda kar dağıtımı yapılmaması kararı alındığının görüldüğünü, 1 nolu gündem maddesi bakımından; yapılan oylama sonucunda 2020 yılına ait genel kurul faaliyet raporu ile bilançonun, davacı ortağın temsilcisinin ret oyuna karşılık diğer ortakların kabul oyu ile oy çokluğu ile kabul edildiğini, faaliyet raporunun yasaya aykırı olduğu, bilançonun gerçeği yansıtmadığı yönünde bir tespitte bulunulamadığını, anılan bu gündem maddesinin iptali bakımından gerekli koşulların oluşmadığını, 2 nolu gündem maddesinin kar dağıtıma ilişkin olduğunu, davacı vekilinin red oyuna karşılık oy çokluğu ile karın dağıtılmaması yönünde karar alındığını, davacı şirketin finansal durumunun, tahakkuk edecek olan vergi ve benzeri karşılayacak durumda ve kar dağıtımı yapılmasına mani bir durumun olmadığını, bu durumda karın dağıtılmaması kararının kanuna veya şirket esas sözleşmesine aykırılık teşkil etmese dahi karın dağıtılmaması gerekçesinin davalı şirket tarafından ikna edici biçimde ortaya konulmadığından bu kararın dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini ve iptali koşulunun oluştuğunu, 3 nolu gündem maddesinde herhangi bir karar alınmamış olduğunu, bu gündem maddesinin iptalinin söz konusu olmayacağını, 4 nolu gündem maddesi bakımından, bir ortağın gerek esas sözleşmede yer alan hükme istinaden gerekse haklı sebeplerle limited şirketten çıkartılabilmesini mahkemeden talep edebilmek için öncelikle genel kurulda TTK md. 621’e istinaden çifte nisap ile karar alınması gerektiğini, bu kararın aynı zamanda açılacak çıkartma davasının ön şartı niteliğinde olduğunu, davalı şirketin genel kurulunda alınan davacı ortağın haklı sebeplerden dolayı şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulmasına ilişkin kararda TTK 621 maddesinde aranan çifte nisabın sağlandığını, alınan kararın kanuna ve esas sözleşmeye ya da iyi niyet kuralların aykırılık teşkil etmediğinin düşünüldüğünü, sonuç olarak davalı şirketin 2021 tarihli genel kurulunda alınan kararlardan 2 nolu gündem maddesinde çoğunluk tarafından alınan karın dağıtılmaması kararının kanuna veya şirket esas sözleşmesine aykırılık teşkil etmese dahi karın dağıtılmaması gerekçesinin davalı şirket tarafından ikna edici biçimde ortaya konulmadığından bu kararın dürüstlük kuralarına aykırılık teşkil ettiği ve iptali koşulunun oluştuğunu, bunu dışında kalan kararlar bakımından ise iptal koşullarının oluşmadığı yönünde rapor tanzim edilmiştir.
İptal sebepleri başlıklı TTK’nın 445. Maddesinde ” 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler” denilmektedir.
İptal davası açabilecek kişiler başlıklı TTK’nın 446. Maddesinde ” a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir” denilmektedir.
Davalı şirketin merkez adresi itibariyle mahkememiz yetkilidir.
Davacı taraf genel kurul toplantısında olumsuz oy kullanmış ve muhalefetini tutanak halinde genel kurul toplantı tutanağına eklettirmiştir. Dava 3 aylık yasal süresi içinde açılmıştır. Genel kurul kararlarının iptal edilebilmesi için TTK 445. Maddesine göre alınan kararların kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kurallarına aykırı olması gerekmektedir. Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere gündemin 2. Maddesi ile kar dağıtmama yönünde karar alınmış ise de, şirketin mali durumunun iyi olduğu, vergi borçlarını ödeyebilecek durumda olduğu, kar dağıtmama yönünde karar verme yetkisi genel kurulda ise de, kar dağıtmama kararının gerekçeleri davalı şirket tarafından ikna edici biçimde ortaya konulmadığından bu kararın dürüstlük kuralına aykırı olduğu anlaşılmakla 2 nolu gündem maddesinin iptaline, diğer alınan kararlar yönünden ise iptal koşulları oluşmadığından fazlaya ilişkin taleplerinin reddine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile, davalı şirketin 30/03/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısının 2 nolu gündem maddesi ile alınan kararının iptaline,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 67,80 TL ilk masraf, 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 115,70 TL tebligat ve tezkere gideri olmak üzere toplam 2.583,5 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak 646,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
6-Bu dava sebebiyle 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile kalan 21,40 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/03/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır