Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/340 E. 2022/673 K. 10.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/340 Esas
KARAR NO : 2022/673
DAVA : Menfi Tespit (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/05/2021
KARAR TARİHİ : 10/10/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil firma çalışanları 30.11.2020 tarihinde davalı kargo şirketini arayarak yaklaşık 10-15 metrelik pamuk kumaş parçası bulunan bir gönderiyi New York/Amerika Birleşik Devletleri’ne “karşı ödemeli” olarak göndermek istediklerini ve bu gönderinin tahmini tutarını öğrenmek istediklerini, telefonun karşı tarafındaki davalı şirket çalışanın müvekkil şirket çalışanlarına belirtilen gönderinin tahmini olarak 40-50 USD tutacağını beyan ettiklerini, müvekkil şirket çalışanı makul kabul edilebilecek bu rakam üzerinden gönderiyi “Alıcı Ödemeli” olarak New York/Amerika Birleşik Devletlerine gönderilmek üzere müvekkil şirketin Küçükçekmece/İstanbul’daki şubesinden teslim alınmasını talep ettiğini ve gönderinin davalı şirket görevlilerince teslim alındığını, Gönderinin ağırlığının davalı kargo şirketi tarafından yapılan ölçümle 8.00 KGS olarak belirlenip, bu gönderinin … takip numarası ile karşı ödemeli olarak alıcı adresi: … (Kısaca: New York/Amerika Birleşik Devletleri) olacak şekilde yola çıktığını, Gönderi tarihinden yaklaşık 3 ay sonra 04.03.2021 tarihinde davalı kargo şirketinin müvekkil şirketi muhatap göstererek … e-fatura nolu faturayı keşide ettiklerini, gönderi, “Alıcı ödemeli” olmasına rağmen aynı gönderi nedeniyle ilgili faturada 11.541,80-TL uluslararası taşıma ücreti ve 97,79-TL yurtdışından reversal işlem ücreti olmak üzere toplam 11.639,59-TL müvekkil şirket borçlandırılmaya çalıştıklarını, faturanın kabul edilmeyip iade edildiği, davalı şirketin yine fatura düzenlediği, sürecin bu şekilde devam edip gitmesi üzerine davalı kargo şirketinin haksız ve ısrarcı tutumu nedeniyle müvekkil şirket yetkilileri davalı şirket ile mailleşmelere başladıklarını ve gönderinin boyutu ve içeriği itibari ile çıkartılan kargo taşıma bedelinden kat be kat aşağıda olmasına rağmen kargo bedelinin afaki derecede yüksek olması sebebiyle kabul edilemeyeceğini bir kez daha yazılı iletişim araçları ile belirttiklerini, kargo şirketi bu yazışmalar esnasında da müvekkil şirketin haklı serzenişini dikkate almayıp müvekkil şirkete ödeme ihtarında bulunmaya devam ettiğinden işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, davalı yan en son 20.05.2021 tarihle hazırladığı bilgilendirme metni ile müvekkil şirketin cari hesaptan kaynaklı 11.360,16-TL borcu olduğu iddiasında bulunmuş olduğundan henüz icra takibi açılmamış şu aşamada borçlu olunmadığın tespiti için işbu davayı açmak gerektiğini, Alıcı ödemeli gönderilen kargo ile ilgili teslim durumunda ise işbu davanın açıldığı tarih itibari ile bile hala bir karmaşa söz konu olduğunu, kargo şirketinin internet sitesi üzerinde yapılan incelemede kargonun gönderi adresinden başka bir adrese teslim edildiğinin açıkça gözükmesine rağmen kargo şirketinin kargonun teslim alınmadığını, imha departmanında bulunduğu bilgisi paylaşmakta olduğunu, Davaya konu olay süreci bu şekilde iken müvekkil şirket aynı gönderi için aynı güzergâhta emsal kargo şirketlerinden de rakamlar aldığını, diğer kargo şirketlerinde aynı gönderi için 2.100 ile 2.700 TL arası fiyat teklifleri aldığını, müvekkil şirketinin iyi niyetini göstermek amacıyla ortalama rakamı alarak 2.500-TL ödeme yaptığını, bu nedenlerle, öncelikle henüz müvekkili şirket aleyhine açılmış bir takip bulunmadığından %15’i aşmayacak şekilde takdir edilecek teminatı yatırmaya hazır olduklarını belirtmekle birlikte ihtiyati tedbir talebimizin tensiple birlikte kabulü ve yapılacak yargılama neticesinde davalı tarafın iddia ettiği alacağın müvekkil şirketçe ödenenden fazlasına denk gelen kısım için borçlu olmadıklarının tespitine, avukatlık ücreti ile mahkeme masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile müvekkil şirket arasında 17.03.2017 tarihli yurt dışı taşıma ve cari hesap sözleşmesi akdedildiğini, davacı şirketten 30.11.2020 tarihinde abd’ ye gönderilmek üzere müvekkil şirket kuryesine teslim edilen gönderinin, ayrıştırılıp, tartılıp, sisteme kayıt edilmek üzere müvekkil şirket aktarma merkezine götürüldüğünü, yapılan otomatik tartım neticesinde fiziki ağırlığının 21,4 kg, hacimsel ağırlığının 52 kg olduğu sisteme kayıt edildiğini, davacı şirketin talebi üzerine gönderi şeklinin ” express saver ” (en hızlı gönderi şekli) olduğunun sisteme kayıt edildiğini, ibraz ettikleri sistem sorgu çıktısından da görüleceği üzere gönderinin 02.12.2020 tarihinde abd gümrüğünden geçirilip, aynı gün gönderi alıcısına teslim edilmek üzere adrese götürüldüğünü, yetkili bulunmadığından teslimatın yapılamayıp 03.12.2020 günü tekrar gönderi alıcısının adresine götürüldüğünü, gönderi alıcısının gönderiyi kabul etmediğini, ABD gümrüğünden geçip ABD milli malı haline geldiğinden teslim edilemeyen / gönderi alıcısı tarafından kabul edilmeyen gönderinin imha için beklemeye geçildiğini, tüm bu hususların davacı şirket adına müvekkil şirkette kayıtlı olan ” … .com “mail adresine 07.12.2020 tarihli e-mail ile bildirildiğini, ilgili mailde gerekli bilgilerin 11/12/2020 tarihine kadar taraflarına bildirilmesini rica ettiklerini, belirtilen süre içerisinde davacı şirket tarafından her hangi bir yanıt iletilmemesi durumunda, gönderinin tasarruf hakkı ülke … ‘ ye geçecek iade / imha olması durumunda masrafların tarafınıza fatura edileceğini, gönderinin en kısa sürede teslimatı için … olarak her türlü çabayı sarf edeceklerinin bildirildiğini, ABD’ deki … firması, gönderi alıcısına 04.12.2020 tarihli 832,67.-$ tutarlı navlun ücreti / taşıma ücreti faturası keşide ettiğini, gönderi alıcısının gönderiyi kabul etmediği için taşıma ücreti faturasını da ödemediğini, Bu durumun ABD’deki … firması tarafından müvekkil şirketine bildirilmiş, müvekkil şirketinin de bunun üzerine, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine göre (… taşıma kuralları gereğince) davacı yana 04.03.2021 tanzim tarihli “alıcı ödemeli gidip, alıcısı tarafından ödemesi kabul edilmeyen gönderi” ile ilgili kdv siz 11.639,59 tl tutarlı faturayı keşide edip ve davacı yana gönderdiklerini, davacı yanın dava dilekçesinde beyan ettiği üzere iade ettiğini, müvekkil şirketin, aynı tutarlı fatura kesip iade ettiğini, bu işlemin karşılıklı devam ettirildiğini, müvekkil şirketi ile davacı şirket arasında akdedilen yurt dışı taşıma sözleşmesinin ” f – diğer ” maddesinin ( 2 ) numaralı maddesinde aynen ” 2 – müşteri, işbu sözleşme ile kendisi ödemeli dışında Collect ( karşı ödemeli ), Thırd Party ( 3.kişi ödemeli ), şeklinde gönderilerini … ile taşıtabileceği ancak, ödemeli olarak gönderi yapan Müşteri, taşıma ücretlerinin alıcı veya 3.kişi tarafından ödenmemesi durumunda bu ücretleri ödemekle yükümlü olduğunu, ödeyeceği fiyatların ve tutarın alıcıya uygulanacak olan fiyatlar ve tutarlar olduğunu baştan itibaren kabul ve taahhüt ettiğini, bir nüshası davacı gönderende kalan air waybil’in / konşimento’nun arka yüzünde de aynı hususların yer aldığını, dava dilekçesindeki gönderinin (8) kg olarak ölçüldüğü, taşıma ücreti olarak kendilerine 40 / 50 $ fiyat teklif edildiği şeklindeki iddiaların da gerçeği yansıtmadığını, delilleri arasında ibraz olunan tartı sorgusundan açık bir şekilde belirtildiği üzere davacıya ait gönderinin hacimsel ağırlığının 52 kg olduğunu, taşıma ücretinin fahiş olduğu iddiası da gerçeği yansıtmadığını, Konşimentoda ve taraflar arasında akdedilen taşıma sözleşmesinde gönderi ücretinin, gönderi alıcısı tarafından ödeneceği şeklindeki gönderilerde, gönderi alıcısının gönderi ücretini ödememesi halinde, taşıma ücretini, gönderenin ödeyeceği ve ödeyeceği ücretin, gönderi alıcısına çıkartılan ücreti üzerinden faturalandırılacağı açık bir şekilde belirtildiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı şirkete yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE BİLİRKİŞİ RAPORLARI
Deliller: Dosya içeriği, Bilirkişi incelemesi,
Mahkememiz dosyasından 16/11/2021 tarihinde bilirkişi raporu alınmıştır.
Raporda:
Taraflar arası anlaşmazlık konusu:
Alıcısı tarafından taşıma ücreti ödenmediği için teslim alınmayıp imhaya gönderilen kargonun taşıma hizmetinin yerine getirildiği konusunda her iki tarafın mutabık olduğu; ancak, gönderici … A.Ş.’nin taşıma bedelini yüksek bularak bu taşıma işi için düzenlenen faturaya itiraz ettiği, davalı taşıyıcı firma davaya konu kargo için 11.639,59 TL tutarlı fatura düzenlemiş, buna karşılık davacı gönderici firma ise gönderdiği paketin ağırlığını baz alarak bir piyasa araştırması yapıp gelen fiyat tekliflerinin ortalaması olan 2.500 TL ödeme yaptığını iddia ettiği, (Bu ödemeyi yapmakla davacı hizmetin yerine getirilmiş olduğunu kabul etmektedir.) davalı taşıyıcı firmanın fiyatları ile, davacı göndericinin diğer firmalardan aldığı fiyat teklifleri arasındaki yüksek fiyat farkının iki temel nedeni olduğu, ifade edilmiştir. Devamla;
Gönderilen kargo paketinin ağırlığı:
Tüm yurtiçi ve yurtdışı parsiyel taşımacılık (bir ya da birden fazla alıcı tarafından ve farklı firmalardan sipariş edilen ürün ya da malların tek ve birleştirilmiş yük halinde taşıma sürecine verilen isimdir) işleminde gönderilen paketlerin hem kilogram cinsinden ağırlığı (bu ağırlığa fiziki ağırlık denir) hem de ebat cinsinden hacimsel olarak kapladığı alan hesaplanır ve buna da “hacimsel ağırlık” (boyut ağırlığı) denir.
Hacimsel ağırlık (boyut ağırlığı) hava taşımacılığında şu şekilde hesaplanır: Kargo paketinin eni, boyu ve yüksekliği cm cinsinden çarpılır ve çıkan sonuç 5.000’e bölünür. Davaya konu kargoya ait olan … numaralı konşimentoda boyutların ayrıntılı olarak yazıldığı görülmektedir. İlgili konşimentoda boyutlar: En:74, Boy:109 ve Yükseklik:32 cm olarak belirtilmiştir. Davalı tarafın dava dosyasına delil olarak sunduğu tartı sorgu ekranında da bu bilgiler görülmektedir. Bu boyutlarla hacimsel ağırlık hesaplandığında:
Hacimsel ağırlık: … olarak çıkar. İlgili konşimentoda da bu rakam görülmektedir. 51,62 rakamı 52 olarak kabul edilir. Yine ilgili konşimentoda kargonun fiziki ağırlığı 21,4 kg olarak ölçülmüştür.
Tüm parsiyel taşımacılıkta uygulanan genel kural; her bir pakete ait fiziksel ve hacimsel ağırlıklar ölçülür ve hangi değer daha büyükse taşıma faturası bu değer üzerinden yapılır.
… A.Ş.’nin genel işleyişi; sahada taşınmak üzere toplanan tüm paketler aktarma merkezi olarak adlandırılan merkezde toplanır. Her bir paket bant üzerinde geçerken hem fiziksel ağırlığı hem de boyutları otomatik cihazlarla ölçülür. Bu ölçümler kamera ile çekilerek kayıt altına alınır.
Davacı gönderen ile davalı taşıyıcı arasında fiyat farkının bu kadar yüksek çıkmasının temel nedeni de ölçülen iki değer arasında ciddi fark oluşmasından kaynaklanmaktadır.
Kargonun alıcı ödemeli olması:
Alıcı ödemeli veya üçüncü kişi ödemeli kargolarla göndericisi ödemeli kargolara göre iki farklı uygulama vardır.
Türkiye’de alıcı ödemeli ve üçüncü kişi ödemeli kargo kabul eden tüm hava taşımacılığı yapan firmalar alıcı ödemeli ve üçüncü kişi ödemeli kargolara; göndericisi ile liste fiyatından düşük bir indirimli fiyat ile çalışıyor olsalar dahi, alıcı ödemeli veya üçüncü kişi ödemeli kargolara liste fiyatlarını uygularlar. Bu durum; alıcısı tarafından ücreti ödenmeyen kargoların faturalarının alıcısı tarafından ödenmesi durumunda da geçerlidir. Davaya konu taşımacılık da bu durumdadır. Sektörel uygulamada genel olarak, alıcı ödemeli veya üçüncü kişi ödemeli kargolar en hızlı gönderi seçeneği ile taşımaktadır. Yani; alıcı ödemeli veya üçüncü kişi ödemeli kargoları ekonomik gönderi seçeneğinde kabul edilmemektedir. Davalı tarafından dava dosyasına sunulan taraflar arasında 17.03.2017 tarihinde imzalanmış olan taşıma sözleşmesinin F-Diğer başlığı altındaki 1. Maddede bu durum (alıcı ödemeli ve üçüncü kişi ödemeli kargolarda müşterilerinin sözleşmesi olsa dahi bu sözleşme şartlarının bu gönderiler için uygulanmayacağı) belirtilmiştir.
Davacı gönderici firmanın dava dosyasına delil olarak sunduğu başka taşıma firmalarından aldığı fiyat teklifi incelendiğinde; hacimsel ağırlığını 11 Kg olarak belirtilmiş olduğu ve gönderinin alıcı ödemeli olduğunun belirtilmediği görülmektedir. Bu burumda, bu koşullar kapsamında aldığı 49 EUR fiyat teklifinin makul bir fiyat olduğu görülmektedir. Ancak bu davaya konu gönderinin hacimsel ağırlığı 52 desi/kg ve alıcı ödemeli fiyatlandırma kapsamında olması nedeni ile, bu fiyat kıyas olarak değerlendirilememektedir.
… A.Ş.’nin indirimsiz çalıştığı bir müşterisine uyguladığı alıcı ödemeli, 52 kg hacimsel ağırlıktaki bir paketin fiyatı davalı gönderici firmaya düzenlediği fatura tutarı ile uyumlu görülmektedir.
Davalının kargo hizmetine ilişkin bilgilendirme sorumluluğu yönünden inceleme:
Taraflar arasında 17.03.2017 tarihinde imzalanmış olan taşıma sözleşmesinin F-Diğer başlığı altındaki 9. Maddede “… operasyon (aktarma) merkezlerinde yapılan ölçüm ve tartım sonuçları esas alınacaktır” maddesi bulunmaktadır. Taraflar; … operasyon (aktarma) merkezlerinde yapılan ölçüm ve tartım sonuçları esas alınacağı konusunda mutabık kalıp sözleşme imzalamışlardır. Bu sözleşme maddesi gereğince kargonun transfer merkezinde belirlenmiş 52 ds/kg üzerinden fiyatlandırılması makuldür. Müşteriler kargoculukta (yurtiçi/yurtışı) ölçüm tartım işlemlerinin nasıl hesaplandığını desi hesaplamasının nasıl yapıldığını, hangi kriterlerin baz alındığını bilmeyebilir ve gönderi esnasında yaptığı sözlü veya yazılı bildirimde farklı bir kg/ds belirtmiş olabilirler. Bu nedenle, taşıyıcının kesin olarak kg (terazi ağırlığı) ve desi (hacimsel ağırlık) ölçüm/tartımını yapabileceği cihazların bulunduğu Transfer merkezlerinde ve/veya bunun gibi işleme uygun lokasyonlarında ölçüm yapmaları ve bu ölçümü dikkate almaları uygulama açısından gerekli ve yerindedir.
Ancak, her ne kadar sözleşmede bu koşul belirtilmiş olsa da; genel piyasa uygulamasında davaya konu bu taşımacılık işinde müşterinin beyanı ile (müşteri 8 kg olarak belirtmiş) aktarma merkezinde ortaya çıkan (52 kg) ölçüm/tartım farkını müşterisine iletmesi beklenirdi. Bu bildirimin yapılmasıyla kargonun gönderilmesi veya bekletilmesi kararı müşteriye bırakılmış olurdu.
Parsiyel taşımacılık işlerinde gönderici (müşteri) ile taşıyıcı (ana firma) arasında iletişimi genel olarak acente veya servis sağlayıcı diye adlandırılan kişiler yapmaktadır.
Acenteler; müşterilerinden kabul ettikleri gönderileri kendi ekranlarından anlık olarak takip etmektedirler. Müşterilerinden aldıkları kargoların ağırlıkları veya müşterilerine bildirdikleri fiyatlar arasında farklar oluşması durumunda -ileride sorun yaşanmaması için- müşteri ile paylaşıp müşterilerinin talep ve talimatlarına göre hareket etmektedirler. Bu davaya konu olan ve dava dosyasına sunulmuş olan “proforma fatura” ve yine dava dosyasına sunulmuş olan “teslimat kanıtı” belgelerinde gönderinin ağırlığının gönderici tarafından 8kg olarak yazılmış/belirtilmiş olduğu görülmektedir. Göndericinin bu beyanı ile, Transfer merkezinde kesin ölçüm sonucu olan 52 ds/kg’ın örtüşmediği ve bu nedenle, fiyatlandırmanın – sözleşmenin de ilgili maddesi gereği -olması gereken gerçek ölçü üzerinden yapıldığı bilgisi ilgili servis sağlayıcı/acente tarafından bilgi verilmesi gerekirdi.
Davaya konu kargo alıcısı tarafından kabul edilmediğinde davalı taşıma şirketi bu durumun … … e-posta adresine 07.12.2020 bildirilmiş olduğunu beyan etmektedir. İlgili e-posta adresinin kapalı olması nedeniyle gönderici firma durumdan haberdar olamamıştır. Bu uygulama ve bilgilendirme genel olarak doğru olmakla beraber kargonun kabulü sırasında doldurulan konşimentoda bulunan firmanın yetkilisine yine konşimentoda bulunan firmanın şirket telefonundan ulaşarak bilgi aktarması beklenirdi.
Davaya konu taşımacılık işinde taraflar arasındaki anlaşmazlığın; paketin ilk kabulü sırasında müşteriye bildirilen ile kargonun alıcısı tarafından kabul edilmemesi ile ortaya çıkan ve göndericisine fatura edilen taşıma fiyatları arasındaki ciddi fark olduğu, davaya konu fiyat farkının, genel olarak davacı tarafından bildirilen ağırlık ile davalı taşıyıcının operasyon (aktarma) merkezinde yapılan ölçüm/tartım farkından çıktığı, taraflar arasında 17/03/2017 tarihinde imzalanan sözleşme ile … operasyon (aktarma) merkezinde yapılan ölçüm/tartım sonuçlarının esas alınacağı konusunda mutabık oldukları, davalı taşıyıcı firmanın kendi operasyon (aktarma) merkezinde yapılan ölçüm/tartım sonuçlarını esas aldığında alıcı ödemeli gönderi için hesapladığı tutarın şirket liste fiyatları ile uyumlu olduğu, taraflar arasında esas alınacak ölçüm/tartımların … operasyon (aktarma) merkezinde yapılan ölçüm/tartım sonuçları olduğu konusunda aralarında bir sözleşme olsa da, gönderi esnasında “proforma fatura”da yazan ağırlık ile Transfer Merkezinde ölçülen ağırlığın bir biri ile örtüşmediği ve sözleşmenin ilgili maddesinde de belirtildiği üzere ve olması gerektiği gibi doğru ölçüm üzerinden fiyatlandırmanın yapıldığı bilgisinin göndericiye verilmesi gerektiği; taşıyıcının, piyasa uygulamaları dikkate alındığında ortaya çıkan ölçüm/tartım farkından dolayı müşterilerini bilgilendirmedikleri, taraflar arası temel anlaşmazlığın bilgilendirme eksikliğinden kaynaklandığı, ilgili kargonun alıcısının kargoyu kabul etmemesi üzerine her ne kadar müşterilerine e-posta ile bilgi verip sorumluluklarını yerine getirmiş olsalar da, gönderici yan tarafından e-postalara dönüş yapılmadığında, müşterilerinden geri dönüş alamadıklarını görüp telefon gibi farklı iletişim araçlarını kullanmadıkları tespitleri yapılmıştır.
22/06/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda:
Sektörel uygulamada bir kargo sevkiyata hazırlanırken; hem kg cinsinden ağırlığı, hem de hacimsel ağırlığı ölçülerek hangisi daha yüksek çıkar ise o ağırlık üzerinden sevkiyatının yapıldığı; davaya konu bu kargonun sevk işlemi yapılırken de – piyasa uygulamalarına uygun olarak- hacimsel ağırlık dikkate alınarak, reel ölçüm olan 52 desi üzerinden fiyatlandırma yapıldığı, davacı, davaya konu kargoya yönelik piyasa fiyat araştırması yaparken, Türkiye’den ABD’ye 1 paket, ağırlığı 8 kg. ve ekonomik taşıma modelinde bir kargo için 2.100 ile 2.700 TL fiyat araştırması yaptığı kanaatine ulaşılmakta olup; 8 kg ağırlığındaki bir kargoya göre piyasada bu fiyatların makul olduğu; ancak, davaya konu kargonun sevkiyat işlemleri esnasında yapılan reel ölçüm/tartımına göre 21. Kg / 52 desi geldiği, yapılan fiyat araştırmasının davaya konu kargonun reel kg/desi’si ile ilgili bir fiyat araştırması olmadığının anlaşıldığı, sözleşmeye göre; davalı taşıyıcı … firmasının sevkiyat işlemini usulüne uygun yaptığının anlaşıldığı; … operasyon (aktarma) merkezinde sevkiyata hazırlama esnasında yapılan ölçüm/tartım işleminin esas alınacağının davacı firma tarafından kabul edilmiş olduğu görüldüğü, piyasa uygulamaları, taraflar arasında 17.03.2017 tarihinde imzalanmış olan taşıma sözleşmesinde yer almamakta birlikte ; genel olarak müşteri (gönderici) beyanı ile, sevkiyat esnasındaki reel ölçüm/tartım arasında çok fark çıkması halinde, müşteri bilgilendirmesi yapılabilindiği,.. raporda ifade edilmiştir.
GEREKÇE
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dava; Yurt dışı alıcı ödemeli olarak gönderilen kargonun alıcı tarafından kabul edilmemesi/alınmamış olması nedeniyle davalının talep ettiği kargo ücretine yönelik davacının menfi tespit talebine ilişkindir. Dosya kapsamı ve bilirkişi raporu incelendiğinde; davacının 8 kg/52 desi olarak beyan ettiği dava konusu kargonun davalı kargo sevkiyat sırasında yapılan ölçüm sırasında 21kg/52 desi ağılık ve boyutta olduğu, taraflar arasındaki sözleşme gereği davalı taşıyıcıda yapılan ölçümün geçerli olduğu ve boyut ile ağırlıktan yüksek olana göre kargo ücretinin belirlenmesi gerektiği, yurt dışı alıcı ödemeli olarak gönderilen kargonun alıcı tarafından kabul edilmemesi nedeniyle kargo bedelinden yüksek çıktığı ancak bu davacı taşıtanın bu bedelden sorumlu olduğu, davalı tarafından alınan bedelin liste fıyatları ile uyumlu olduğu anlaşıldığından davacının menfi tespit talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 151,31 TL’den mahsubu ile artan 70,61 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekille temsil olunmakla red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 8.860,16 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır