Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/322 E. 2022/348 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/322 Esas
KARAR NO : 2022/348
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2021
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında kargo sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşmede kararlaştırılan edimlerini yerine getirdiğini, ancak davalının ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu nedenle davalı aleyhine borcun ödenmemesi üzerine … İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı takip dosyası üzerinden takip başlattıklarını, davalının ödeme emrine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacı tarafından takibe dayanak yapılan faturanın vade farkından kaynaklandığını ve bu nedenle borcunun olmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı takip dosyası UYAP sistemi üzerinden çıkarılmış, dosyanın incelenmesi sonucunda, davacının davalılar aleyhine takip başlattığı, davalıların yasal süresi içerisinde ödeme emrine itiraz ederek takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacağın neden kaynaklandığı, alacağın taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi kapsamında verilen hizmetten kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davalı tarafın savunması doğrultusunda alacağın, ödemelerin çek nedeni ile yapılmış olması nedeniyle bu ödemelerden kaynaklı olarak, davacı tarafından vade farkı talep edilip edilmediği, takibe konu alacağın vade farkından kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususlarında mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; dava konusu faturanın vade farkı faturası olarak düzenlendiğini, davalı tarafından ödemelerin bir kısmının nakit olarak bir kısmının ise çek vasıtası ile yapıldığının, davacı tarafın incelenen ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede ödemelerin nakden yapılacağının hüküm altına alındığını, ancak sözleşmede vade farkı uygulamasına ilişkin herhangi bir hükme yer verilmediği, vade farkı faturasının tespit edilemediği ifade edilmiştir.
Vade farkı, alacağın belirlenen günde ödenmemesi halinde taraflar arasında ödenmesi kararlaştırılan bir alacak kalemidir. Taraflar arasındaki ilişkiden dolayı vade farkı alacağı talep edilebilmesi için bunun ya sözleşmede açıkça kararlaştırılması gerekmekte, ya da taraflar arasında süregelen alışılmış bir uygulamanın bulunması gerekmektedir. Mahkememizce tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda taraflar arasındaki sözleşmede geç yapılan ödemeler için vade farkı talep edilebileceğine ilişkin bir hükme yer verilmediği ve taraflar arasındaki ticari ilişkide vade farkı alacağının istenebileceğine ilişkin alışılagelmiş bir uygulama olmadığı da görülerek, davacının vade farkı alacağı talep edemeyeceğine karar verilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının Davasının REDDİNE
2-Alınması gerekli olan 80,70-TL karar ilam harcından peşin alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT 13/2 uyarınca hesap ve takdir olunan 2.530,15-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00TL nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına.
6-Taraflar tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır