Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/32 E. 2022/566 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/32 Esas
KARAR NO : 2022/566
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/05/2013
KARAR TARİHİ : 04/07/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı davalı borçlu arasında 2009 yılında 36 ay süre ile yürürlükte kalmak üzere “Araç Takip Hizmeti Konulu Protokol” imzalandığını; protokolle davalı şirketin davacı kurum üyelerine araç takip hizmeti sunmayı kabul ve taahhüt ettiğini; davalı tarafın bu sözleşme ile yüklendiği edimleri tam anlamıyla ifa etmediğini ve sözleşmeden doğan borcunu davacı alacaklı şirkete ödeyemediğini; bu nedenle davacı alacaklı şirket tarafından davalı borçlu şirket aleyhine … icra Müdürlüğü’nün 2012/… esas sayılı dosyasından icra takibine başlandığını; ancak davalı şirketin takibe haksız ve hukuka aykırı şekilde itiraz ettiğini ve böylece takibin durduğunu; davalı şirket sözleşme gereği tahakkuk eden ve hak ediş bedellerine ilişkin borçlarını ödememiş; davalı borçluya tahakkuk eden bedellere ilişkin faturaların eksiksiz olarak tanzim edilerek tebliğ edildiğini; alacağın dayanağını oluşturan bu faturalara karşı herhangi bir itirazda bulunulmadığını belirterek haksı itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı şirket aleyhine alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile hukuki ilişkinin anlaşılabilmesi için üçüncü şahıs olan … A.Ş. ile … arasındaki hukuki ilişkin ve iki yan arasında bağıtlanan sözleşmenin incelemesi gerektiğini; üçüncü şahıs … ile davalı arasında 20/08/2009 tarihinde imzalanan sözleşmeye göre … davalı firmaya müşteki bulmayı, davalı şirket ise …’ın bulacağı müşteriler ile yapacağı sözleşmelerde belirli fiyatları uygulamayı taahhüt ettiğini; bahsi geçen sözleşmenin üçüncü şahıs …’ın yükümlülüklerini düzenleyen 2B maddesinin ikinci paragrafı hükmü uyarınca yine sözleşmede belirtilen 60 günlük hazırlık süresini takip eden 12 ay içinde 2.000 adet araca araç takip sistemi takılması için iş emri geçeceğini taahhüt ettiğini; …’ın sözü edilen sözleşmesel taahhüdünün yerine getirilmesinin kolaylaştırılması bağlamında, bu defa, …’ın işletmeci ortağı olan davacı … … şirketi ile 15/12/2009 tarihinde, 20/08/2009 tarihli sözleşmenin eki ve tamamlayıcı olan protokol imzalandığını; sözü edilen protokolün 2.2.2. Maddesinde; “işbu protokol kapsamında alınan ve kiralanan araç takip cihazları, … ile … arasında imzalanan 20/08/2009 tarihindeki anlaşma kapsamında yer alan 200 adet taahhütten düşülecektir.” denildiğini; … ile … …’ın sözleşmesel taahhütlerinin birbiri ile bağlantılı olduğunu ve sözleşmelerin birbirinin ayrılmaz parçası olduğunu; …’ın sözleşmesel taahhütlerini yerine getirmemesi nedeniyle, ….Noterliğinin … yevmiye numaralı 16/03/2011 tarihli ihtarnamesi ile … ve … arasındaki sözleşmenin feshedildiğini; bu sözleşmenin feshi ile birlikte taahhütleri … ile … arasındaki sözleşmeye bağlı olan … ve … arasında akdedilen sözleşmenin de konusuz kaldığını; bu sebeple, bu defa ….Noterliğinin … yevmiye numaralı 16/11/2011 tarihli ihtarnamesi ile … … ile … arasındaki sözleşmenin fesholunduğuna dair bildirimde bulunduklarını; davalı şirketin … ve … …’a herhangi bir borcunun bulunmadığını; 10/08/2011 tarih 1.657,83 TL tutarlı “hakediş bedeli”, 14/07/2011 tarihli 1.882,55 TL tutarındaki “hakediş bedeli” ve 30/01/2012 tarihli 32.336,65 TL tutarındaki “sözleşme gereği tahakkuk eden bedel” şeklinde kendilerine gönderilen faturaların neye ilişkin kendilerine gönderildiğini ve hangi hukuki ilişkiye dayandırıldığının anlaşılamadığını; davalı şirket ile davacı şirket arasındaki tek hukuki ilişkinin üçüncü şahıs … ‘ın, … olan taahhütlerinin yerine getirilmesinde destek sağlanması amaçlı sözleşme olduğunu; sözleşmesel taahhüdü bulunan tarafın karşı yan olduğunu; davalı şirketin davacı yana yönelik herhangi bir sözleşmesel taahhüdü bulunmadığını; icra inkar tazminatına ilişkin şartların mevcut olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; … İcra Müdürlüğünün 2012/… esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine fatura alacağı için 17/02/2012 tarihinde 42.334,90-TL asıl alacak, 640,55-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 42.975,45-TL alacağın %17,75 reeskont faizi ile birlikte tahsili için takipte bulunduğu; ödeme emrinin davalı borçluya 21/02/2012 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı tarafından 27/02/2012 tarihinde takibe ve borca itiraz edildiği; süresinde bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Deliller; Dosya içeriği, Bilirkişi incelemesi,
Mahkememizden verilen 13/11/2017 tarih ve 2015/… Esas 2017/… sayılı kararı Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 13/10/2020 tarih ve 2018/… Esas 2020/… Karar sayılı ilamıyla bozulmakla, dava mahkememizin 2021/32 Esasına kaydedilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 13/10/2020 tarih ve 2018/… Esas 2020/… Karar sayılı İlamında;
“Mahkemece, davalıya dava konusu 30.01.2012 tarihli ve 38.157,25 TL bedelli faturanın tebliğ edilmediği kabul edilmiştir. Bu durumda, mahkemece Dairemiz bozma ilamında belirtildiği üzere davalı tarafça davacının hizmet vermediği savunulduğuna göre, faturaya konu hizmetin verildiğinin davacı tarafça kanıtlanması gerekeceğinden, bu doğrultuda davacının delilleri değerlendirilerek ve gerekirse dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olduğundan davacı tarafa yemin teklif etme hakkı da hatırlatılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenle, davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin süre yönünden reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına bozulmasına karar verildi. ” denmiş olup,
Yargıtay ilamı uyarınca davalı şirket yetkililerine yemin davetiyesi gönderilmiş,
Davalı şirket yetkililerinden … 14/03/2022 tarihli duruşmadan yeminli beyanında: 30/01/2012 tarihli 38.157,25 TL tutarındaki fatura şirketimize tebliğ edilmemiştir, bu faturaya konu hizmet verilmemiştir, bu hususu yeminle beyan ederim” demiştir.
Davalı şirket yetkililerinden … 04/07/2022 tarihli duruşmada yeminli beyanında ” 30/01/2012 tarihli 38.157,25 TL tutarındaki fatura şirketimize tebliğ edilmemiştir, bu faturaya konu hizmet verilmemiştir, bu hususu yeminle beyan ederim ” demiştir.
Yargıtay ilamı uyarınca davalı şirket yetkililerinin alınan yeminli beyanlarında faturaların kendilerine tebliğ edilmediği yönünde ki beyanları ve davacının faturanın tebliğ edilmesi hususunu ispat edememesi nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 423,40 TL’den mahsubu ile artan 342,70 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekille temsil olunmakla red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 6.386,81 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
5-Davalı tarafından yapılan 170,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, kalan delil avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 04/07/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır