Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/280 E. 2023/252 K. 03.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/280 Esas
KARAR NO : 2023/252
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/08/2016
KARAR TARİHİ : 03/04/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “04.11.2015 tarihinde plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın çapması neticesinde müvekkilin murisi …’ın vefat ectiği. kaza ile ügili olarak … C. Başsavcılığı’ mn 2015/… Sor. sayılı dosyası ile yapılan soruşturmanın devam ettiği, müvekkilin eşi …’ ı kaybetmekten dolayı tarifsiz acı duyduğu, müvekkilinin alabileceği destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasının talep edildiği, kazadan sonra müvekkili tarafından davalı kuruma başvurulduğu ve … numaralı hasar dosyası açıldığı, ancak davalı kurum tarafından müvekkile herhangi bir ödeme yapılmadığı, Davalı kurum dava açılmasına sebebiyet verdiği için kazadan dolayı sorumluluğu ve faiz sorumluluğu devam ettiği, faizin başlangıç tarihinin olay tarihinden itibaren hesaplanması gerektiği, aksi düşünce oluşması halinde ise davalı kuruma müracaat edildiği tarihten 8 iş günü sonrasından faizin başlatılması gerektiği, 2918 sayılı KTK ve ZMS Genel Şartlarına uygun müracaata rağmen ödeme yapmayan davalı kurumun, müracaatla birlikte temerrüde düştüğü, izah edilen nedenlerle; Delil listesi ve ekleri dilekçeyle birlikte sunulmakla davalı tarafa tebliğine, iazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, tahkikat sonucunda müvekkillerinin maddî zararının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırım yapmak üzere, eş … … için şimdilik 2.000.00 TL destekten yoksunluk tazminatının (davalı kurum azami poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davalı şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
18/07/2017 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Dosya kapsamında yaptırılan bilirkişi raporunda Müvekkili için 144.481,36 TL hak ve alacağı olduğu hesaplandığını, bu sebeple müvekkili için destekten yoksun kalma tazminat taleplerini 142.481,36 TL artırarak 144.481,36 TL olarak ıslah ettiklerini, ıslah ettikleri tutarın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
09/06/2022 tarihli değer artırım dilekçesinde özetle: 144.481,36 TL olan destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin 145.518,64 TL arttırarak 290.000,00 TL olarak belirlediklerini, iş bu tutarın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kaza tarihi 04.11.2015 olduğundan, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren trafik sigortası genel şartlarının işbu davada uygulanması gerektiği, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiği, davacı tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin olarak, dava öncesinde müvekkili kuruma başvuru yapıldığını, başvuru sırasında müvekkili kuruma sunulmamış olan ve tazminat hesabı için zaruri olan söz konusu kazaya ilişkin ve kusur oranının tespitine yarayacak ayrıntılı belge ve bilgi davacı vekilinden yazılı olarak talep edilmiş, davacı taraf bu belgeleri müvekkil kuruma sunmadığı, bu nedenle de, usulüne uygun başvuru şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiği, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen taşıtın cinsinin tespiti ve araç plakası ve sürücüsünün tespit edilemediğinin ispatı gerektiği, davaya konu destekten yoksun kalma tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiği, … ’nın sorumluluğu poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğu, davacı tarafın olay tarihinden itibaren avans faizi talebi haksız olup, ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebildiği, tazminata konu olay haksız fiilden kaynaklanmakta olup, ticari herhangi bir unsur taşımadığı, … aleyhine karar verilmesi halinde ancak dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faiz oranlarına hükmedilmesi gerektiği. Haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, Yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; 04.11.2015 tarihinde plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın çapması neticesinde davacının murisi …’ın vefat etmesi nedeniyle destekten yoksun kalma tazminat talepli davadır.
Deliller: Dosya içeriği, Bilirkişi incelemesi, Atk raporu,
Mahkememizden verilen 19/02/2018 tarih ve 2016/… Esas 2018/… sayılı kararı … BAM … Hukuk Dairesi’nin 13/11/2020 tarih ve 2019/… Esas 2020/… Karar sayılı ilamıyla kaldırılmakla, dava mahkememizin 2021/… Esasına kaydedilmiştir.
İlamda;
” Mahkemenin ret gerekçesinde belirttiği Yargıtay ilamının somut uyuşmazlıkla herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Başka bir deyişle Mahkemenin kararına gerekçe yaptığı Yargıtay ilamı, destek olan sürücünün tam (%100) kusurlu olarak yaptığı trafik kazasına ilişkindir. Oysa ki somut olayda davacının desteği …, sürücü değil yaya konumundadır. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince, işin esasına girilerek tarafların delilleri ile Anayasa Mahkemesi’nin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun genel şartlara atıf yapan bir kısım hükümlerinin iptaline ilişkin 17/7/2020 tarihli ve E.:2019/40; K.:2020/40 sayılı kararı çerçevesinde TBK’nın haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümleri ile KTK hükümleri uyarınca değerlendirme yapılarak nihai bir kararın verilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.” denmiştir.
Adli Tıp Kurumunun 16/02/2022 tarihli raporunda; Plakası ve sürücüsü tespit edilememiş araç sürücüsünün %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Müteveffa yaya …’ın kusursuz olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememiz dosyasından 04/04/2022 tarihinde bilirkişi raporu alınmıştır.
Raporda:
Müteveffanın ve destekten yararlanan davacıların, destekten yararlanma süreleri ve destek payları aşağıdaki gibi değerlendirilmiştir:
Destek …; 01.03.1969 tarihinde doğmuş olup davaya konu olayın vuku bulduğu 04.11.2015 tarihi itibarıyla 47 yaşındadır. TRH 2010 tablosu verilerine dayalı olarak bakiye ömrü 28 yıl olarak hesaplanmıştır. Müteveffanın, yaşamış olması halinde 60 yaşına kadar çalışacağı öngörülmüş olup vefat ettiği tarihten 60 yaşına kadar geçecek süre olan (60 – 47) 13 yıl aktif dönem, 60 yaşından sonraki süre olan (28 – 13) 15 yıl ise emeklilik dönemini içeren pasif dönem olarak kabul edilmiştir.
Eşi … …; 10.03.1970 tarihinde doğmuş olup davaya konu olayın vuku bulduğu 04.11.2015 tarihi itibarıyla 46 yaşındadır. TRH 2010 tablosu verilerine dayalı olarak bakiye ömrü 33 yıl olarak hesaplanmıştır. Bununla birlikte davacı eşin, desteğin bakiye ömründen daha fazla destekten yararlanması mümkün olmadığından, müteveffa için hesaplanan bakiye ömür süresi (28 yıl) kadar destekten yararlanabileceği kabul edilmiştir.
Dava dosyasında bulunan nüfus kayıt örneğinde, davacı eşin raporun tanzim edildiği tarih itibarıyla 52 yaşında olduğu ve yeniden evlenmediği anlaşılmıştır. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) evlenme olasılığı tablosuna göre 52 yaşında bir bayanın yeniden evlenme olasılığı %1 (51 – 55 yaş aralığı) olarak belirlenmiştir. 18 yaşından küçük her çocuk evlenme olasılığını %5 daha düşürmektedir.
Davacı eş … …’ın yeniden evlenme olasılığı %1 olarak değerlendirilmiş ve 18 yaşından küçük çocuğu olmadığı için bu orandan herhangi bir indirim yapılmamıştır.
Plakası ve sürücüsü tespit edilememiş araç sürücüsünün %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Müteveffa yaya …’ın kusursuz olduğu, davacı eş … … için 434.712,53 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı, Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçelerinde hastalık ve ölüm olaylarında kişi başına teminat limitinin davaya konu olayın vuku bulduğu 2015 yılı için 290.000,00 TL olarak belirlendiği, tazminat tutarından davalı …’nın sorumlu olduğu tutarın teminat limiti ile sınırlı olduğu tespit edilmekle, davanın kabulüne, dava öncesi davacının davalıya usulünce müracaatı sabit görülmediğinden dava tarihi olan 25.08.2016 tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın kabulüne, 290.000,00 TL destekten yoksunluk tazminatının 25/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 19.809,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan ( peşinde 29,20 TL + ıslahta 486,64 TL + tamamlamada 498,00 TL ) toplam 1.013,84 TL harcın düşümü ile eksik kalan 18.796,06 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile maliyeye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 43.600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yapılan ( 1.013,84 TL harç + ilk masraf 33,50 TL + bilirkişi ücreti 2.650,00 TL + 361,25 TL posta masrafı ) toplam 4.058,59 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır