Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/278 E. 2022/84 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/278 Esas
KARAR NO : 2022/84
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2021
KARAR TARİHİ : 08/02/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı firmanın 18/12/2015 tarihinde kurulduğunu, restoran/cafe işletmeciliği alanında faaliyet gösterdiğini, … Cd. No: …adresinde, … markasıyla bir kafe/restoran işlettiklerini, kurucu ortağının … olduğunu, 13/06/2016 tarihli, … sayılı hisse devir sözleşmesi ile şirketteki %67 hissesini davalı …’a devrettiğini, 06/09/2016 tarihinde …, kalan %33’lük hissesini de …’a devretmiş ve davalı … şirketteki tek hissedar ve yetkili haline geldiğini, müvekkilinin 15 yıl …’de çalıştığını, Yeme/içme sektöründe tecrübe sahibi olduğunu, davalılar, bu tecrübesinden faydalanmak ve … adlı kafe/restoranın işletilmesinde destek almak amacıyla müvekkilim ile çalışmak istediklerini, müvekkilinin bu teklifi kabul ettiğini, bu doğrultuda davalıların, başta müvekkilime aylık bir ücret vermeyi; ardından 29/09/2016 tarihli sözleşme ile bu tarihten itibaren, müvekkilime hisse vermemekle birlikte, şirketin elde edeceği aylık net kardan %33 pay vermeyi taahhüt ettiklerini, işletmenin bulunduğu müstakil binanın deprem güçlendirmesinden, estetik amaçlı tadilatlara kadar olan tüm işleri müvekkilinin yaptırdığını ve bizzat ilgilendiğini, kafenin müşteri portföyünü genişlettiğini, … ile sponsorluk anlaşması yapılarak 175.000 TL’lik yatırım almasını sağladığını, kafenin ihtiyaçları için gerektiğinde kendi cebinden dahi masraf yaptığını, bu masraflar müvekkilinin kredi kartı ve banka hesabı ekstrelerinde ve şirkete ilgili yerlerin kestiği faturalarda bulunduğunu, işletmenin öngörülenden çok daha fazla kâr ettiğini fark eden davalıların, müvekkiline taahhüt ettiği ücretleri ve kârdan payları vermediklerini, kendi cebinden karşıladığı masrafları dahi karşılamadıklarını, bu sebeplerle, müvekkilimin yaptığı masraflar ile kendisine taahhüt edilen, ücret ve kar payının tahsili amacıyla belirsiz alacak niteliğindeki 5.000,00-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya bakmakla görevli mahkemenin, … Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının … isimli firmada 15 yıl çalışması sonrasında işten çıkarıldığını söyleyerek davalı … ile çalışmak istediğini, davacının amacının, davalının bilgi ve tecrübesinden faydalanmak olduğunu, davacının durumuna üzülen müvekkilinin, İstanbul İli … İlçesinde davacı ile bir adi ortaklık kurarak çalışmaya başladığını, davalı …, İstanbul İlinde faaliyet gösteren, ülke çapında tanınmış, 300 çalışanı olan ve aynı anda 2000 kişiye hizmet verebilen bir restoranın 17 sene boyunca mesul müdürlüğünü yaptığını, davalı müvekkili 17 sene boyunca çalıştığı firmanın tüm faaliyet alanlarında söz sahibi olduğunu, özellikle kafe ve restoran işletmeciliği konusunda sektörde tanınan, bilinen bir kişi olduğunu, kafe ve restoran işletmeciliği konusunda, en azından davacıdan daha fazla bilgi, tecrübe ve tanınmışlığa sahip olduğunu, davacı ile davalı arasındaki adi ortaklık kurulduktan sonra, davalı müvekkili … adına kayıtlı, dava konusu iş yerini işletmeye başlar ve güvendiği, adi ortaklık kurduğu davacıya işbu iş yerinde de muhasebe görevini verdiğini, ayrıca, işlerin takibi için, davacının talebi ile bahsi geçen vekaletnameyi verdiğini, davacıyı motive edip daha iyi verim almak amacı ile kendisine prim verileceğine dair mutabakata da varıldığını, ancak, bahsi geçen iş yeri hiç bir zaman hedeflenen kar elde edilemediğini, davacı ile davalı … arasında kurulan adi ortaklığa ilişkin olarak, davacı tarafından … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyası ile açılan davası da halen derdest olduğunu, davacının, davalı şirkete ait iş yerine ilişkin inşaat ve dekorasyon işlerinin kendisi tarafından yapıldığı iddiası da tamamen gerçek dışı olduğunu, davalı şirketin inşaat ve dekorasyon işlerinin tamamı, aynı zamanda inşaat teknikeri olan davalı … tarafından yapıldığını, inşaat süresince tüm ödemeler, iş sağlayıcılara, zaman içerisinde ödendiğini ve tüm borçlar yakın tarihte yeni bitirildiğini, bahsi geçen … iş bağlantılarında da davacının her hangi bir katkısının olmadığını, haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi kurulup kurulmadığı, davacının davalı şirket için cebinden masraf yapıp yapmadığı, yapmış ise ne kadar yaptığı, davacının davalılardan kar payı alacağının olup olmadığı, ödenmeyen ücret alacağının olup olmadığı noktalarının tespitine ilişkin alacak davasıdır.
Görev hususu kamu düzeninden olup HMK’nin 114. maddesi gereği dava şartı niteliğinde olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Mahkememizce tarafların adına kayıtlı olan bir ticari işletme olup olmadığı hususu araştırılmış, taraflar adına kayıtlı bir ticari işletme bulunamamıştır.
Mahkememizce ….Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyası celp edilmiş, dosyanın incelenmesi sonucunda davalıların mahkememiz dosyasının davacısı olan …’nın ve mahkememiz dosyasının davalısı olan … olduğu, dava dilekçesinde …’nın davalı şirketin çalışanı olduğunun beyan edildiği ve davalı şirketin muhasebe işleriyle ilgilendiğinin beyan edildiği, aynı zamanda dosya içerisinde yer alan 29/09/2016 tarihli ve …, … ile …’nın imzalarının yer aldığı belgenin incelenmesi sonucunda, davalı şirketin kar payının dağıtılacağına ilişkin düzenlemeye yer verildiği görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalar ile, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmüne yer verilmiştir. Türk Borçlar Kanununun 620. maddesinde “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” hükmüne yer verilmiştir. Adi ortaklık TBK’nın 620(e.TBK md. 520 ve devamı) ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı taraf tacir olmadığından, adi ortaklık da TTK’da düzenlenmediğinden, malvarlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden (bu doğrultuda olan kararlar için bkz. Yargıtay 20. HD. 2018/5955 Esas ve 2019/322 Karar) mahkememizce görevsizlik kararı verilmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-1-HMK 6100 Sayılı 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından davanın USULDEN REDDİNE
2-İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu tespitine,
3-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde davacı tarafın müracatı halinde dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararı kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içerisinde davacı tarafın müracat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
5-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır