Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/260 E. 2022/529 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/260 Esas
KARAR NO : 2022/529

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 28/04/2022
KARAR TARİHİ : 23/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, diğer müvekkili … ve …’in kefaleti ile davalı bankanın … Şubesi’nden kullandığı krediye istinaden, … Şirketi’nin maliki olduğu … İli, … İlçesi, … Mahallesi, 4485 Ada, 254 Parselde kayıtlı ana taşınmazda A Blok 14 nolu bağımsız bölüm … tarih ve … yevmiye nolu ipotek sözleşmesi ile davalı bankaya rehnedildiğini, müvekkili … ve …’in davalı banka ile başkaca hukuki ilişkisi olmadığı gibi, diğer davacı … Şirketi’nin de davalı bankadan başkaca bir kredi kullanmadığını, davalı bankanın, müvekkil Şirketi aleyhine, kullanılan krediye ilişkin … 10. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçtiğini, anılan icra dosyasının takip çıkışının 115.535,39 TL olmakla birlikte, müvekkilinin ödemeleri düşülmeden işbu icra takibinin başlatıldığını, bununla birlikte takip çıkışında yer alan 14.450,00- TL’nin çek yaprağına ait garanti tutarı olarak takibe esas tutara yansıtıldığını ancak, bu bedelin hangi çeklere ilişkin olduğuna yönelik dosyada herhangi bir bilgi yer almadığı gibi bu bedelin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icraya konulmasının mümkün olmadığını, zira ilgili taşınmaz kullanılan krediye istinaden rehnedilmiş olduğundan; davalı bankanın çek yaprağına ait garanti tutarı alacağı var ise, isimsiz icra yoluyla takip başlatması gerektiğini, davalı banka ve müvekkili şirketin hesapları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile davalı bankanın alacağının 115.535,39 TL olmadığının anlaşılacağını belirterek, müvekkilinin uğradığı diğer maddi ve manevi zararlara ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; davacının … 10. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasından davalıya 50.435,39 TL borcu olmadığının tespitine ve takibin 50.435,39 TL’lik kısmının iptaline, davalı aleyhine iptal edilen kısmın %20′ sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine; dava masrafları ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davacı borçlu şirket aleyhine … l0.icra Müdürlüğü’nün… E. Sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip dosyasından ve gerek müvekkili banka tarafından borçluya bugüne kadar çıkarılan belgelerin (ihtarname, icra emri vs.) hiçbirine itiraz edilmediğini, itiraz olunmayan ve muhtevası kesinleşen belgelere istinaden gayrımenkulün satışının … 10. İcra Müdürlüğünce talimat yoluyla gerçekleştiğini ve ihalenin kesinleştiğini, satıştan gelen tutar üzerine icra müdürlüğü tarafından düzenlenen dosya hesabı incelendiğinde de, bakiye alacaklarının var olduğu anlaşıldığından; İ.İ.K 68/1 maddesinde sayılan borç ikrarını içeren senet mahiyetinde olan rehin açığı belgesi tanzim edilerek bu belgeye istinaden borçlu aleyhine … 7. İcra Müdürlüğü’nde yeni bir ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkili bankanın alacağının halen devam ettiğini, söz konusu ipotek dosyası incelendiğinde; bugüne kadar alacağın varlığı ile alakalı ne bir dava, ne de bir şikayetin vuku bulmadığının görüleceğini, keza rehin açığı belgesine karşı da herhangi bir şikayet söz konusu olmadığını, borçlu taşınmaz satışından gelen tutarın dosya borcunu tamamen karşılamaması sebebiyle, borcundan kurtulmak amacıyla kötüniyetli olarak dava yoluna gittiğini belirterek, davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Deliller; … 10. İcra Müdürlüğünün … Esas saydı dosyası, … 7. İcra Müdürlüğü’nün … E., … 12. İcra Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyaları, Tapu kaydı ve İpotek sözleşmesi, … İli, … İlçesi, … Mahallesi, 4485 Ada, 254 Parselde kayıtlı ana taşınmazda A Blok 14 nolu bağımsız bolüm – … tarih ve … yevmiye no.lu ipotek sözleşmesi, Kredi Sözleşmesi,ihtarnameler, davacının, davalı banka nezdindeki tüm hesap ve kredi ekstreleri, bilirkişi incelemeleri.
Dava, taraflar arasındaki kredi sözleşmesinden kaynaklanan, bakiye alacak için davalı tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibinde davacının davalıya karşı 50.435,39 TL’lik kısmında borçlu olup olmadığınınn tespiti ile toplam borç miktarının belirlenmesine ilişkindir.
… 10. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde … Bank A.Ş. Tarafından … Ltd. Şti. aleyhine 95.148,33 TL’si asıl alacak, 5.559,11 TL’si işlemiş faiz, 277,95 TL’si Faizin %5 gider vergisi olan 100.985,39 TL nakit alacak ve 14.450 TL çek yaprağına ait garanti tutarı olmak üzere toplam 115.435,39 TL alacağın tahsili için ipotekli taşınmazın satılarak paraya çevrilmesi talepli ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi başlatılmış olduğu görülmüştür.
Mahkememizin 2016/463 E sayılı dosyası ile 28/04/2016 tarihinde açılan davanın reddine dair verilen karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, dosya istinaf incelemesi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 28/01/2021 tarih ve 2020/1831 Esas 2021/76 Karar sayılı ilamı ile, ” Somut olayda; mahkemece, “davacı tarafça rehin açığı belgesi düzenlendiği tarihte (26/07/2016) davalıya kredi sözleşmesinden kaynaklı 50.435,39-TL borçlu olmadığının tespiti için dava açılmış ise de; önceki bilirkişiden alınan rapor ile düzenlenen rapor arasındaki farklılıkların sebebi de açıklanmak suretiyle düzenlenen ve hükme esas alınan 08/06/2019 bilirkişi raporu ile davacının, dava tarihi itibariyle 58.507,71-TL borçtan sorumlu olduğu tespit edilmiş olduğundan ” denilmek suretiyle ve sırf bilirkişi raporuna atıf yapılarak karar verildiği görülmektedir. Bilirkişi raporuna atıfta bulunmanın HMK’nın 297. maddesinde düzenlenen şekilde gerekçe olarak kabulü mümkün olmadığı gibi, davacının talebinin rehin açığı belgesi düzenlendiği tarihte borçlu olmadığının tespiti olduğu belirtilmesine rağmen neden dava tarihi itibarı ile borçlu olmadığının tespiti yönünde karar verildiğinin de açıklanmadığı, mevcut hali ile HMK’nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacının dava dilekçesinde ve mahkemenin 07.11.2018 tarihli duruşmanın 4 numaralı ara kararı uyarınca davacı vekilince ibraz edilen dilekçedeki talep ve beyanları, bunların dayanağı olan deliller ve mahkemece toplanan deliller ayrı ayrı değerlendirilerek varılacak sonuca göre yeterli ve denetime elverişli gerekçelerle karar verilmesi gerekirken, gerekçesi açıklanmadan karar verilmesi, mahkeme kararlarının gerekçeli olması gereğine ilişkin Anayasal ve yasal düzenlemelere aykırılık oluşturmaktadır.
28/07/2020 tarih 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7251 Kanun no’lu 22/07/2020 kabul tarihli Hukuk Muhakemeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 35. mad. uyarınca; “6) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir.
Bu nedenle, 6100 sayılı HMK’nın 297 ve 298 maddelerine uygun biçimde gerekçeli karar yazılarak hüküm kurulması bakımından, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine iadesine, kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin esasa ilişkin istinaf sebeplerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” denilerek mahkememiz kararı kaldırılmış ve dosya mahkememize iade edilmiş, taraflara duruşma günü bildirilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Davacı vekiline borçlu olmadığının tespiti istenilen miktarın hangi tarih itibariyle talep edildiğini açıklaması için süre verilmesi üzerine; davacı vekilinin 14/11/2016 tarihli dilekçesi ile rehin açığı belgesi düzenlendiği tarih itibariyle borçlu olmadığının tespiti talebinde bulunduklarını açıklamış olması dikkate alınarak; davacının rehin açığı belgesi düzenleme tarihi olan 26/07/2016 tarihi itibariyle davalıya borçlu olduğu miktarın tespiti noktasında bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişinin 07/12/2021 tarihli raporunda özetle; davalı bankanın rehin açığı belgesi tarihi (26.07.2016) itibariyle alacağının, 56.978,78 TL asıl alacak, 7.090,69 TL işlemiş faiz ve 354,53 TL BSMV olmak üzere toplam 64.424,00 TL olduğunu bildirdiği anlaşılmıştır. Bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada gayri nakdi çek garanti bedeli olan 8.180,00 TL, alacak tutarına eklenmek suretiyle alacak miktarı belirlenmiş ise de YHGK’nın 02/05/2007 tarih ve 2007/12-241 Esas 2007/239 sayılı kararında belirtildiği üzere gayrinakti kredinin ödenmemiş olması nedeniyle borcun tazmin edilmiş olması söz konusu değilse, bu durumda gerek ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla, gerekse genel haciz yoluyla icra takibi yapılması mümkün olmadığından ve çek garanti tutarlarının karşılığının depo edilmesi istenebileceğinden bilirkişi tarafından hesaplanan 64.424,00 TL alacak miktarından gayrinakti çek garanti bedeli olan 8.100,00 TL’nin düşürülmesi ile davalının rehin açığı belgesi düzenlendiği tarih itibariyle 56.324,00 TL borçlu bulunduğu tespit edilmiştir. … 10. İcra Müd.nün … Esas sayılı dosyasında 26/07/2016 tarihli olarak düzenlenen rehin açığı belgesinde davalı alacaklının geriye kalan alacak miktarı olan 60.447,36 TL için rehin açığı belgesi düzenlenmiş ise de mahkememizce yapılan hesaplamada davacının belge düzenleme tarihinde 56.324,00 TL borçlu olduğu tespit edilmiş olduğundan aradaki fark bedeli olan (60.447,36 – 56.324,00=) 3.923,36 TL yönünden davacının davasının kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalının sözleşmeden kaynaklanan alacak miktarını bilebilecek durumda olmasına rağmen alacak miktarını aşan şekilde davacı hakkında icra takibine geçilmesi nedeniyle İİK’nun 72/5 maddesi kapsamında kötüniyet tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
HÜKÜM:
1 – Davanın KISMEN KABULÜ ile
Davacının … 10. İcra Müd.nün …Esas sayılı dosyasından dolayı rehin açığı belgesinin düzenlendiği tarih olan 26/07/2016 tarihi itibariyle 3.923,36 TL borçlu olmadığının tespitine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
784,67 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2 – Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 268,00 TL harcın dava açılırken peşin alınan 861,32 TL harçtan mahsubu ile bakiye 593,32 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yatırılan 268,00 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 3.923,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 6.846,61 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6- Davacı tarafça yapılan 262,35 TL müzekkere, tebligat ve posta gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.462,35 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranları (%7,78 kabul %92,22 red) üzerinden hesaplanan 113,75 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 1.348,60 TL sinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7- Davalı tarafça yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8- Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/06/2022

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)