Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/258 E. 2023/325 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/258 Esas
KARAR NO : 2023/325

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/06/2013
KARAR TARİHİ : 26/04/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ” Sürücü … idaresindeki … plakalı araç 02.09.2011 tarihinde … ilçesi … sk sofular caddesinde müvekkilim …’a çarparak ayağının kırılmasına ve akabinde sakat kalmasına sebebiyet vermiştir. Müvekkilim meydana gelen kaza sonucunda bir ayağı diğer ayağından 2.5 cm kısa kalmıştır. Dolayısı ile kazanın sonucu olarak hayatı boyunca sakat kalmıştır. … oldukça tutucu bir aile çevresine ve feodal ilişki biçimlerinin hakim olduğu bir çevreye sahiptir. Bunlarda düşünülünce küçük …’ın uğrayacağı manevi kaybın boyutları daha da vahamet göstereceği oldukça açıktır. Hayatı boyunca sakat damgası yiyecek ve tüm çocukluğunu bununla geçirecektir. Evlenirken dahi sakat olması karşısına çıkacaktır. Konu ile ilgili Ceza Yargılaması … 15.5ulh Ceza Mahkemesince … esas numarası ile yapılmaktadır.Mahkeme dosyasında bilirkişi raporu oluşturulmuş ve sürücü …ın asli kusurlu olduğu saptanmıştır. Davalı … aracı sahibidir ve sürücününde patronudur.Bu itibarla müvekkile karşı her iki şahısda maddi ve manevi zararlar konusunda müştereken ve müteselsiien sorumludur. Diğer davalı … ise kazanın yapıldığı aracı sigortalayan şirkettir, bu itibarla poliçe limiti dahilinde maddi tazminat taleplerinden sorumludur. Müvekkilim kaza neticesinde sakat kalmıştır ve hayatı boyunca aile kurmak da dahil olmak üzere sıkıntılar yaşayacağı aşikardır. Bu sebeple 100.000 TL manevi tazminat talep ediyoruz. Yine sakatlıktan kaynaklı kayıpları ve özellikle aile kurmasının güçleşmesi dikkate alınarak fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydı ile 20.000 maddi tazminat istediklerini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini ” talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olay nedeniyle müvekkillerine yüklenecek hiçbir kusur bulunmadığını, dava konusu kazanın davanın kendi dikkatsizliği sonucu meydana geldiğini, davacının iki aracın arasından fırlayarak müvekkilinin önüne çıktığını, kendi aracıyla alıp davacıyı hemen hastaneye götürdüğünü, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını beyanla davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … Bankası A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; “… plakalı araç şirketimiz nezdinde, … numaralı 03.08-2011/03.08.2012 vadeli trafik sigorta poliçesi ile sigortalıdır. Bu poliçedeki bedeni tazminat talepleri teminatı sigortalını izin kusurlu olması halinde ve kusur oranı ile sınırlı olmak üzere kaza tarihi itibariyle kişi başına azami 200.000,00 TL.dir. Trafik Sigortası Genel Şartları A. 1.maddesi uyarınca sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şevin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Trafik Kanunu’na göre isletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine göre temin eder. Müvekkil şirketin sigortalısının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun ispat edilmesi halinde müvekkil şirketin sorumluluğundan söz edilebilecektir. Davacı taraf, sürekli maluliyet tazminatı olarak 20.000,00 TL. maddi tazminat talep etmekte olup …’ın sürekli maluliyet oranının ve talep etmiş olduğu tazminat talebinin ispatlanması gerekmektedir. Davacı tarafın dava dilekçesi ekindeki tüm delilerinin tarafımıza tebliğ edilmesine müteakip bu delillere karşı beyan ve savunma yapma hakkımızı saklı tuttuğumuzu belirtmekle birlikte; Kusur oranı bakımından ve maddi tazminat miktarının tespiti yönünden mahkemece bilirkişi tetkikatı yaptırılmasını, Herhangi bir kabul beyanı anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkil şirketin sorumluluğunun, poliçe teminatı dahilinde ve sigortalısının kusur oranı ile sınırlı olduğunu, Hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla şirketimiz dava açılmasına sebep olmadığından ve Yargıtay İçtihatları itibariyle, müvekkilim şirketin temerrüdü ve sorumluluğu dava tarihinden itibaren başlamakta olduğu, Davanın reddi ile şirketimiz dava açılmasına sebep olmadığından, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini” talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; 02.09.2011 günü sürücü …, yönetimindeki … plakalı aracı ile … istikametinden … caddesi istikametine seyredip … apartmanı önüne geldiği sırada araçların arasından yola fırlayan 8 yaşındaki çocuk yaya …’a aracının ön kısmıyla çarpması neticesi yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kaza nedeniyle daimi sakatlık tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili davasıdır.
Deliller; bilirkişi incelemesi, Adli Tıp Kurumu raporu, … nezdinde … nolu Sigorta Poliçesi,
Mahkememizden verilen 15/10/2018 tarih ve 2018/416 Esas 2018/1096 sayılı kararı İstanbul BAM 8. Hukuk Dairesi’nin 11/02/2021 tarih ve 2019/365 Esas 2021/231 Karar sayılı ilamıyla kaldırılmakla, dava mahkememizin 2021/258 Esasına kaydedilmiştir.
İlamda:
“Kusur raporu yönünden raporlar arasında çelişki oluşmasına rağmen bu çelişki giderilmeden mahkemece yazılı gerekçe ile sürücünün %75 oranında kusurlu olduğunun kabulü hatalı bulunduğundan, davalıların bu yöne ilişen istinaf itirazları yerinde bulunmuştur.
ATK 3. İhtisas Kurulunun 29/09/2014 tarihli raporunda “Davacı …’ın 02.09.2011 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen arızası, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 02.09.2011 tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, bu süre zarfında mesleğini icra edemeyeceği” bildirilmiştir. Raporda davacının bu süre içinde bakıma muhtaç olup olmadığı yönünde ise herhangi bir değerlendirme bulunmamaktadır.
6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin 49 vd. maddelerine göre, zarara uğrayanın işlerini görememesi nedeniyle tutmak zorunda kaldığı yardımcı veya hasta bakıcı için ödemek zorunda kaldığı giderleri de ayrıca zarardan sorumlu kişilerden isteyebileceği açıktır. Davacının maluliyeti bulunmadığına göre, iyileşme süresi içinde bakıcı giderine ihtiyaç duyup duymadığı ve eğer duyuyor ise bunun süresinin ne olacağı belirtilmemiştir. Mahkemece davacının iyileşme süresi olan 9 ay içinde sanki bakıcı ihtiyacı varmış gibi değerlendirme yapılarak bakıcı giderine ilişkin hüküm tesis edilmesi doğru değildir. Mahkemece Adli Tıp Kurumu 3 İhtisas Dairesinden rapor aldırılarak davacının zararlandırıcı eylem sonunda yaralanmasının niteliği itibariyle geçici iş göremezlik süresi içinde bakıcı hizmetine ihtiyaç duyup duymayacağı, duyacak ise süresinin ne olacağı net olarak belirlenmeli ve ondan sonra belirlenen duruma göre bu talep hakkında bir karar verilmelidir. Bu nedenle mahkeme kararı hatalı bulunduğundan, davalılar vekillerinin bu yöne ilişen istinaf itirazları yerinde görülmüştür.
Davacı vekili dava dilekçesinde davacının kaza nedeni ile iyileşme döneminde okula devam edemediğini, öğrenimine ara vermek zorunda kaldığını ileri sürmüş; Mahkemece aktüarya raporu kapsamında davacının hayata geç atılacağı gerekçesiyle hayata geç atılma tazminatına hükmedilmiş ise de davacı olay zamanında 8 yaşında olup ilkokul öğrencisidir. Davacının okula devam edip etmediği, kazadan dolayı emsallerine göre alt sınıfa devam etmek zorunda kalıp kalmadığı gibi hususlar yanında okuldaki başarı durumu da araştırılmamıştır. Davacının ilköğretim okulundan başarılı şekilde mezun olup olamayacağı, öğrenim hayatına devam edip etmeyeceği gibi hususları tahmin etmek oldukça güçtür. Dolayısıyla dava konusu kazadan dolayı davacının dönem kaybetmesi ve okulunu geç bitirmesi, dolayısıyla, hayata geç atılması söz konusu olup olmadığının denetime elverişli şekilde gerekçelendirilmesi gerekir. Mahkemece denetime elverişli bir gerekçe gösterilmeden davacının hayata geç atılma sebebi ile kazanç kaybına uğradığının kabulü isabetli olmamıştır. Bu nedenle davalı … vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı yerinde bulunmuştur.
Kabule göre de mahkemece, “12.083,57 TL maddi tazminatın 02/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Davalı sürücü ve işleten mahkemece belirlenen maddi tazminattan kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle sorumlu ise davalı … şirketi, aracın trafik sigortacısı olup, kural olarak 2918 sayılı KTK.nun 99/1 maddesi ile ZMSS Genel Şartları uyarınca rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrası davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir.Eğer davadan önce ZMM sigortacısına başvurulmamış ise dava ile temerrüde düşeceğinden, davalı … şirketi yönünden bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken kaza tarihinden itibaren faizle sorumlu tutulmuş olması da isabetli olmadığından, davalı … şirketi vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı yerinde görülmüştür. ” denmiştir.
İlam sonra mahkememiz dosyasından 16/03/2022 tarihinde bilirkişi raporu alınmıştır.
Raporda:
Yaya …’ın;
Karayolları Trafik Kanununun 68.maddesinin b) fıkrasının ile Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 138. maddesinin b) fıkrasının 3. bendini ve d) fıkrasını ihlal ederek; Kendisi ancak yatay ve dikey trafik işaretleri ile kontrol altına alınmış yaya geçitlerinde ve kavşak giriş çıkışlarında, kurallara uyarak karşıdan karşıya geçerken geçiş önceliğine sahip olup, buna karşılık 100 metre yakınında, yaya geçitleri ve kavşak bulunmayan yerlerde, yoldan gelen taşıtların uzaklık ve hızını kontrol ederek kendi güvenliğini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolunda karşıdan karşıya geçmek zorunda olduğu halde;
Trafik kazasının meydana geldiği, … önünde duran araçların önünden taşıt yoluna girdiği sırada, …Sokağını takiben … Caddesi istikametine doğru seyir halinde olan sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kendisine çarpmasına sebebiyet vermesiyle dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, bu durumda duran aracın önünden aniden taşıt yoluna girdiği, taşıt yoluna girmeden önce yaklaşmakta olan aracın uzaklığını ve hızını dikkate almadığı, kazaya karışan araç güvenle duramayacak kadar yaklaşmış olduğu için, aracın geçmesini beklemesi gerektiği halde, kendi güvenliğini sağlamadan dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde taşıt yoluna girdiği ve kendi can güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde özensiz ve dikkatsiz hareket etmesi sonucu … plakalı aracın kendisine çarpmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından, meydana gelen trafik kazasında, %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu,
… plakalı aracın sürücüsü …’ın;
Karayolları Trafik Kanununun ihlal ettiği, 47.maddesinin d) fıkrası ile 52. maddesinin b) fıkrasını ihlal ederek; Taşıt yolunda araç ile seyir halindeyken, trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak, meskun mahalde taşıt yoluna her çocuk, yaşlı dalgın, aceleci ya da sakat hasta yayanın girebileceğini bilerek dikkatli, tedbirli ve olmak ve özen yükümlülüğüne uymak zorunda olduğu halde, Sevk ve idaresindeki … plakalı aracıyla, kazanın meydana geldiği … istikametine doğru seyir halindeyken, …önüne geldiği esnada kendisine göre sağ tarafında bulunan park halindeki aracın önünden yola çıkan kaza esnasında 8 yaşlarında olan çocuk yaya …’a çarpmasıyla dava konusu Trafik kazasının meydana geldiği, bu durumda, meskun mahalde dikkatli ve tedbirli seyretmediği, uyulması zorunlu olan emredici kurallara aykırı davranış göstererek, özen yükümlülüğüne uymaması ile yaya …’a çarptığı, anlaşıldığından, meydana gelen trafik kazasında, %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Adalet Bakanlığı, Adli Tıp Kurumu, 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından 29.09.2014 tarih ve 11795 karar sayılı yazısında; 04.07.2003 doğumlu …’ın 02.09.2011 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasında 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan “Çalışma gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı” tespit işlemleri yönetmeliği hükümleri kapsamında;
Fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu ve sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı,
Tıbbi iyileşme süresinin kaza tarihinden 9 (dokuz) ay olarak kabulünün uygun olacağı mütalaasına vardıklarını bildirmişlerdir.
Bu husustaki hukuki durumun takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere tespit edilen kusur oranlarının Sayın Mahkemece kabulü halinde anılan kusur oranlarına göre sürekli işgücü kaybı ve maluliyet değerlendirmesi yapılacaktır.
Adalet Bakanlığı, Adli Tıp Kurumu, 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından 10.04.2017 tarih ve 6107 karar sayılı yazısında; 04.07.2003 doğumlu …’ın 02.09.2011 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasında 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan “çalışma gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı” tespit işlemleri yönetmeliği hükümleri kapsamında;
Fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu ve sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, *Tıbbi iyileşme süresinin kaza tarihinden 9 (dokuz) ay olarak kabulünün uygun olacağı mütalaasına vardıklarını bildirmişlerdir.
Dava konusu kaza 02.09.2011 tarihinde gerçekleşmiş olup kaza yapan maliki … olan … plaka nolu aracın 03.08.2011/2012 vade tarihini kapsamak üzere … sayılı Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik)sigorta poliçesi ile … Sigorta AŞ. (… Sigorta AŞ oldu) den sigortalı olduğu, dosyaya sunulan ilgili poliçeye göre; Sakatlanma ve ölüm kişi başına :200.000,00 TL teminat verildiği,
07.08.2011/2012 vade tarihini kapsamak üzere … sayılı Genişletilmiş Kasko Sigortası Poliçesi ile … Sigorta AŞ. den sigortalı olduğu, dosyaya sunulan ilgili poliçeye göre; maddi-bedeni zarar teminat limitinin 15.000,00 TL verildiği görülmüştür.
BAM bozma kararı neticesinde Adli Tıp Kurumundan talep edilen yeni inceleme neticesinde; Adli Tıp Kurumu, 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından 27.10.2021 tarih ve 17385sayılı yazısında; ATK 3. İhtisas Kurulu’nun 10.04.2017 tarih ve 6107 sayılı mütalaasına ek sonuç olarak 01.07.2003 doğumlu …’ın 02.09.2011 tarihli trafik kazasında meydana geldiği bildirilen yaralanması nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit işlemleri Yönetmeliğinin 15. Maddesi kapsamında başka birisinin sürekli bakımına muhtaç olmadığı, iyileşme ( iş göremezlik) süresi içerisinde 1(bir) ay süresince bir başkasının yardımına gereksinim duyabileceğine oy birliği ile karar verildiği görülmüştür.
Davacı kazazede …’ın hayata geç atılma gideri olduğu yönünde hüküm kurması durumunda davacı kazazedenin 9.131,55.-TL hayat geç atılma gideri olduğu,
Davacı kazazede …’ın dava konusu trafik kazası neticesinde bir ay süreyle bir başkasının bakımına ihtiyaç duymuş olması sebebiyle 837,00-TL bakıcı gideri olduğu,
Sigorta Şirketleri sigortalamış oldukları araçların sürücülerinin kusurları oranında poliçe teminat limiti ile sınırlı sorumlulukları bulunması sebebiyle hesaplanan hayata geç atılma ve bakıcı giderlerinin %25’inden sorumlu oldukları,
Davacı …’ın hesaplanan maddi tazminat taleplerinin ZMSS poliçesi teminat limitleri dahilinde olduğu, davacının hayata geç atılma giderinin 2.282,89 TL, bakıcı giderinin 209,25 TL olduğu tespit edilmekle, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, olayın oluş şekli, kusur ve maluliyet durumu, hakkaniyet ilkesine göre manevi tazminat talebinin de kısmen kabulüne, tarafların ekonomik ve sosyal durumu kusur durumu ve yaralanmanın niteliği gözetilerek, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 02/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebine reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM :
1-Davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 2.492,14 TL’nin davalı … şirketi yönünden dava tarihi olan 23/06/2013 tarihinden, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 02/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebine reddine,
2-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 02/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebine reddine,
3-Alınması gerekli 853,34 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 222.00 TL’nin düşümü ile eksik kalan 631,34 TL eksik harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile ( … Sigorta A.Ş. 125,88 TL’sinden sorumlu olmak üzere ) hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Maddi Tazminat Yönünden Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.492,14 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-Maddi Tazminat Yönünden davalı taraflar vekille temsil olunmakla red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 2.492,14 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
6-Manevi Tazminat Yönünden Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
7-Manevi Tazminat Yönünden davalı taraflar vekille temsil olunmakla red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’a ödenmesine,
8-Davacı tarafından yapılan (28,05 TL ilk masrafı+ 160,00 TL posta masrafı+ 2.000,00 TL bilirkişi ücreti =)2.188,05 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına ( %10,41 kabul ) nazaran 227,77 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak ( … Sigorta A.Ş. 45,41 TL’sinden sorumlu olmak üzere ) davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından yapılan 265,50 yargılama giderinin red ve kabul oranına ( %89,59 red ) nazaran 237,86 TL’sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … A.Ş. tarafından yapılan 80,05 yargılama giderinin red ve kabul oranına ( %87,54 red ) nazaran 70,07 TL’sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı tarafından yatırılan artan delil avansının iadesine,
12-Davacı tarafça yatırılan 222.00 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak ( … Sigorta A.Ş. 44,26 TL’sinden sorumlu olmak üzere ) davacıya verilmesine,
13-Taraflarca yatırılan gider/delil avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır