Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/257 E. 2021/348 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/257
KARAR NO : 2021/348
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/09/2013
KARAR TARİHİ : 27/04/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 07/04/2010 tarihinde 2010/… ihale kayıt no.su ile 2 adet … Botu imalatları ile ilgili olarak sözleşme imzalandığını, anılan sözleşme uyarınca, müvekkili şirket tarafından inşası üstlenilen botlara ilişkin projelerin … Genel Müdürlüğü Kontrol heyeti tarafından onaylandıktan sonra botların yapımına başlandığını, 03/10/2010 ve 03/11/2010 tarihlerinde teslimi öngörülen … ve … isimli botların imalat işlemlerinin müvekkili şirket tarafından tamamlandığı ve komisyonca teslimat uygun görülerek, geçici kabul belgesi ve fiilen ve resmen teslimin gerçekleştiğini, devam eden süreçte davalı tarafından müvkekili şirkete birtakım arızalara ilişkin bildirimde bulunulduğunu ve müvekkili şirketin bu bildirimlere binaen taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri uyarınca garanti kapsamında yer alan tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini fakat davalı tarafça garanti kapsamında olmayan arızalar gerekçe gösterilerek müvekkilinin hak edişlerinden 20.000,00-Euro kesinti yapıldığını, yine davalı yanca müvekkilinden 30/03/2010 tarihli ve 64.200,00-Euro bedelli kesin teminat mektubu alındığını ve anılan teminat mektubunun müvekkili davacı şirket tarafından defalarca iadesinin talep edilmesine rağmen, davalının ” yükümlülüklerin yerine getirmemesi ” şeklinde gerçeklikle bağdaşmayan, suni sebeplerle teminat mektubunun müvekkilini iadesinden imtina ettiğini, müvekkili tarafından davalıya … Noterliğinin 3.8.2012 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarname gönderilerek, müvekkili şirketten alınan 64.200,00-Euro bedelli teminat mektubunun ve haksız olarak kesilen 20.000,00-Euro hakediş bedelinin müvekkiline iadesinin talep edildiğini, davalının Noter kanalı ile verdiği cevabi yazı ile taleplerinin yerine getirilmeyeceğini bildirdiğini, müvekkili şirketin, sözleşme kapsamında tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, bu hususun tespitine ilişkin … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/… D.iş sayılı dosyasından yapılan bilirkişi incelemesinde, arızaların davalının iddia ettiğinin aksine garanti kapsamında olmadığının da ayrıca tespit edildiğini, işbu tespit neticesinde taraflarınca … Noterliğinin 7.3.2013 tarihli … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile, bir kez daha işbu dava konusu edinmlerini yerine getirmesi yönünde davalıya ihtar gönderildiğini, anılan ihtara cevaben davalının … Noterliğinin 15.3.2013 tarihli ihtarnamesi ile hiçbir haklı ve hukuki gerekçeye dayanmayan edimlerini yerine getirmeyeceklerini bildiklerini, söz konusu sözleşmenin 12.4. Maddesi uyarınca, bugün itibariyle müvkekili şirketin davalıya her hangi bir borcunun olmadığı, mahkeme kanalıyla dava konusu olaya münhasır yatırılan bilirkişi incelemesi ile de sabit olduğunu, TBK’nun 77,117. Ve 125/1. Maddelerinden de bahsetmek sureti ile, anılan sözleşmeler gereğince, gecikme tazminatının talep ve istemine ilişkin hkuksal hakları saklı kalmak kaydı ile davalının dava konusu edimlerini yerine getirmesi gerektiğini belirterek, sonuç olarak; taraflar arasında akdedilen 7.4.2010 tarihli sözleşmeye istinaden davalı tarafından geçici kabul işlemleri gerçekleştirilen 2 adet … Bakım ve Transfer Botu’nun kat’i kabulünün hükmen tespitine, 6098 Sayılı TBK’nun ” Sebepsiz Zenginleşme ” hükümleri uyarınca müvkekili şirketin hak edişlerinden kesilen 20.000-Euro’nun temerrüt tarihiden itibaren ticari faizi ile birlikte ve müvekkilinden alınan 30.3.2010 tarihli 64.200,00-Euro bedelli teminat mektubunun müvekkiline iadesine, anılan teminatd mektubunun dava sonuna değin paraya çevrilmesinin dava sonuna kadar tedbiren durdurlumasına, fazlaya ilişkin maddi ve manevi zarar kalemleri hakkında dava açma haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın öncelikle davacı tarafın bu dava ile ileri sürdüğü talepler konusunda müvekkili kuruluşa husumet yöneltme ehliyeti bulunmadığından, husumetten reddi gerektiği, davacı tarafın talepleri; müvekkili kuruluş ile davacı şirketin de içinde yer aldığı … Tic.Ltd. Şti./ … San. Ve Tic.Ltd. Şti. İş ortaklığı arasında 07/04/2010 tarihinde imzalanan sözleşmeye dayandığı, iş ortaklıkların ayrı bir tüzel kişiliği olmadığından, taraf olunan davalarda ortakların hep birlikte hareket etmeleri gerektiği, iş ortaklığı bünyesindeki diğer ortak şirketinin muvafakatı olmadan ortaklığı yönetme ve temsil kabiliyeti bulunmayan şirket tarafından sözleşmeye dayalı talepler yöneltilerek ikame edilen işbu davanın davacı tarafın aktif dava ehliyeti bulunmadığından, reddini talep ettiği, esas yönden ise, dava konusu botların kesin kabul prosedürü sözleşmenin 35.5.maddesinde ” garanti süresi 2 yıldır. Her bir botun geçici kabul tutanağının onaylanması ile garanti süresinin başlayacağını, bu sürelerin bitiminde yüklenicinin, kesin kabul işlemlerinin yapılması için idareye dilekçe ile başvuracak ve kesin kabul işlemi yapılacaktır ” şeklinde düzenlendiğini, yüklenici tarafından yapılan başvuruyu müteakip botların kesin kabulü için müvekkili kuruluş bünyesinde işlemlere başlanıldığını ve kesin kabul sürecinin halen devam ettiğini, davacı yanın, botların kesin kabulünün hükmen tespiti talebinin reddinin gerektiğini, davacının hak edişlerinden kesilen 20.000,00-Euro geçici kabul tutanağına ek olarak düzenlenen ve yüklenici tarafından da kabul ve imza edilen eksik işler listesinde sayılan işlerin tamamlanması şartına bağlı olarak kesindiğinden ve tutanak altına alınan eksik işlerin yüklenici iş ortaklığı tarafından tamamlandığından, 20.000,00-Euro’nun yüklenici iş ortaklığına iadesi talebinin reddinin gerektiğini, davacının, müvekkil kuruluş tarafından sözleşmede belirlenen usule uygun olarak kendilerine yapılan bildirimlere rağmen, sözleşmeye konu botların garanti kapsamında meydana gelen arızalarına müdahale etmediğinden ve bu arızaların sözleşme hükümleri çerçevesinde müvekkili kuruluş tarafından giderilmek zorunda kalındığından, yüklenici tarafından verilen teminat mektubunun kendilerine iadesine yönelik talebinin reddinin gerektiğini belirterek, her türlü mukabil dava açma talep ve hakları ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı tarafın müvekkili kuruluşa husumet yöneltme ehliyeti bulunmadığından, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle davanın husumetten reddine, aksi halde davanın esasına yönelik olarak haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini savunmuştur.
GEREKÇE:
Uyuşmazlık, TBK’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
Mahkememizce, bilirkişi heyetinden 15/09/2014 tarihli bilirkişi raporu alınmış ve 21/03/2018 tarih ve 2013/ … Esas sayılı 2018/… karar sayılı karar ile, ” taraflar arasındaki sözleşmeye konu … ve … botlarının kesin kabullerinin yapılması talebi yönünden dava konusuz kaldığından Karar Verilmesine Yer Olmadığına, Hakedişlerden kesilen 20.000,00- Euro’nun iadesi yönünden açılan davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi İle, 2.145,61- Euro’nun 16/02/2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 64.200,00- Euro teminat mektubunun iadesi talebinin reddine karar verilmiş, verilen kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi nedeni ile, … Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 06/01/2021 tarih ve 2019/1013 Esas, 2021/2 Karar sayılı ilamıyla “
Davacı şirket ve dava dışı … Ltd.Şti’ nin oluşturduğu adi ortaklık ile davalı arasında 07.04.2010 tarihli … Botu Teminine İlişkin Sözleşme imzalanmıştır. Davalı … Müdürlüğü tacir sıfatını taşımamaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu maddede sayılan dava ve işlerin asliye ticaret mahkemelerince incelenerek karara bağlanacağı hükme bağlanmıştır. Davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu ve davacı tacir ise de davalının tacir sıfatını taşımadığı, davanın TTK’nın 4. maddesinde sayılan dava ve işlerden olmadığı anlaşılmaktadır. Eser sözleşmelerinden kaynaklanan dava ve işlere Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılacağına dair özel bir düzenleme de bulunmamaktadır. Bu nedenle, davayı görüp sonuçlandırma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğundan; mahkemece davanın usul yönünden reddi ile dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, bu husus üzerinde durulmaksızın yargılamaya devam edilerek esastan karar verilmesi isabetsiz olmuştur. ( bkz. Dairemizin 02.12.2020 tarih, 2020/984 Esas, 2020/1389 Karar; 27.04.2018 tarih, 2018/587 Esas, 2018/479 Karar sayılı kararları) Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin usul yönünden kabulü ile, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılarak, Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden karar verilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine” karar verilerek, dosya mahkememize iade edilmiş, mahkememizce, yeniden esas defterine kaydı yapılarak 2021/257 esas numarasını almıştır.
6100 Sayılı Kanun’un 1. Maddesi ile, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu düzenlenmiştir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, yargılamanın her aşamasında göz önünde tutulur. 6100 Sayılı Kanun’un 2/1. Maddesi ile, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu düzenlenmiştir.
… BAM 15. Hukuk Dairesi’nin 2019/1013 E., 2021/2 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere, dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, davanın TTK’nun 4. Maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, davalının tacir sıfatını taşımadığı bu nedenle davanın nispi ticari dava olarak da kabul edilemeyeceği anlaşılmakla, davanın görülmesinde Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğundan,
6100 Sayılı HMK. gereğince dava dilekçesinin görev yönünden reddine, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine, 6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaatı halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-6100 Sayılı HMK. gereğince dava dilekçesinin görev yönünden REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
3-6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaatı halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
5-6100 Sayılı H.M.K.’ nun 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderlerinin (harç, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti v.b.) görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, tarafların yokluğunda, kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır