Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/249 E. 2021/326 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/249 Esas
KARAR NO : 2021/326
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/04/2021
KARAR TARİHİ : 20/04/2021

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş oluduğu dava dilekçesinde, müvekkilinin … iştiraki olduğunu, ağaç ve peyjaz bitki ve ürünlerinin üretim ve ticaretini yaptığını, müvekkilinin bu çerçevede gerçek ve tüzel kişilere üretimini yaptığı mal ve ürünlerin satışını da yaptığını, müvekkili ile davalı arasında Temmuz 2017 tarihli … belediyesi Bitki Sözleşmesi başlıklı satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 4. Maddesinde sözleşmenin konusunun yüklenicinin şartnameye uygun olarak vermeyi taahhüt ettiği bitki ve malzemelerin, yüklenicinin … ve … Fidanlıklarından şartnamede belirtilmiş esaslar dahilinde teslimi olduğunu, sözlemenin 7. Maddesinde sözleşme konusu bitki ve malzeme bedelinin 1.291.807,54 TL olduğunu, müvekkilinin sözleşme kapsamında dava dilekçesinde dökümü yapılan takip dayanağı irsaliye faturalara konu cem’an 1.306.237,49 TL tutarındaki bitki ve malzemelerin davalıya tesliminin gerçekleştiğini, davalı belediye başkanlığı, sözleşme uyarınca kendisine teslimi gerçekleştirilen bitki ve malzemelerin bedeli 1.306.237,49 TL’yi müvekkiline ödemediğini, müvekkilinin davalıy aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının ilamsız icra takibine asıl alacak, faiz ve ferileri yönünden sebep belirtmeksizin itiraz ettiğini, takibin durduğunu, müvekkilinin alacağının sözleşme ve takip dayanağı irsaliye faturalarla sabit olduğunu, davalının itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davalının itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya, dava dilekçesi tebliğ edilmediğinden cevap dilekçesi sunulmamıştır.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ancak ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle ticari işlerle ilgili bütün davalar ticaret mahkemelerinin görev alanına sokulmamış, yalnızca uzmanlık gerektiren hususların ticaret mahkemelerince karara bağlanması esası getirilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar,
6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgi olmalıdır.
Dosyanın taraflardan birinin Anonim Şirketi, diğer taraf ise Belediye Başkanlığıdır.
Davacı tarafından çıkartılan faturalar incelendiğinde, belediyenin ihtiyacı için belediye adına düzenlendiği görülmüştür.
TTK 16. Maddesinde “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar. Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar.” denilmektedir.
Dava dilekçesi içeriğinde ve kesilen faturalara göre TTK 16. Maddesi kapsamına girmediği, doğrudan belediye tüzel kişiliğine karşı faturanın kesildiği görüldüğünden, … Bölge Adliye Mahkemesi 46 Hukuk Dairesinin 2020/730 Esas 2021/192 Karar ve Yargıtay … hukuk Dairesinin 2016/… esas 2019/… Karar nolu ilamları da dikkate alınarak davalının tacir olmayıp belediye tüzel kişiliği olması nedeniyle dava mutlak ticari dava ve nispi ticari dava olduğundan mahkememiz görevli olmayıp dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememiz görevli olmadığından HMK 114/c, HMK 115/1,2 maddeleri gereğince davacının davasının dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememizde talepte bulunulması halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-HMK 20. Maddesi gereğince taraflardan birinin kararın süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 20/04/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır