Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/245 E. 2022/268 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/245 Esas
KARAR NO : 2022/268
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 14/04/2021
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili şirketin, lastik sektöründe özellikle motosiklet ve bisiklet lastikleri alanında faaliyet gösterdiğini, davalıların ise bisiklet sektöründe faaliyet gösterdiklerini ve müvekkili şirketin davalılarca lastik tedarikçisi konumunu getirilmek suretiyle taraflar arasında ticari ilişki tesis edildiğini, davalı … … …’nu gerçek kişi tacir sıfatıyla ve “… Ticaret … … …” ticaret ünvanıyla yürüttüğü ticari işiyle bağlantılı olarak müvekkili şirketten mal temin ettiğini ancak müvekkili şirketin davalıya tedarik ettiği mallara karşılık gelen dava dilekçesinde belirtilen faturaların bedellerini ödemediğini, davalı “… Ticaret … … …”nin 19/06/2019 tarihinde tür değişikliğine giderek “… Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi”ni ticaret siciline tescil ettirdiğini, TTK 158 ve 195. Maddeleri uyarınca söz konusu fatura borcunda davalıların birlikte sorumlu olduğunu, müvekkili tarafından davalılar hakkında … İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas numaralı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalı borçlular tarafından borca ve ferilerine itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, bu nedenle iş bu alacak davasını açmak zorunda kaldıklarını, taraflar arasında cari hesap ilişkisi olup dava konusu yapılmayan daha önceki faturaların davalı tarafça ödendiğini, takibe konu 25 faturanın 13’ü üzerinde tarafların önceki tarihli mutabakatları bulunduğunu mutabakatların dava dilekçesinde sıralandığı şeklide BA ve BS formlarına ilişkin olarak yapıldığını, söz konusu mutabakat bulunan faturaların ve mutabakat belgelerinin dava dilekçesinde tek tek sıralandığını, tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi halinde davalı tarafça yapılan itirazın haksız olduğunun göreleceğini, mutabakat sağlanan faturalara ek olarak 2013-2014 dönemine ait 12 ayrı faturaya ilişkin daha müvekkilinin alacağı bulunduğunu, davalının ticari defter ve belgelerinin incelenmesi neticesinde TTK’nın 1530/4 maddesi gereğince de temerrüt faizinin işlemeye başlayacağı anın tespit edilebileceğini buna göre, a- faturaların ve eş değer ödeme taleplerinin borçlu tarafından alınma tarihleri tespit edilebiliyorsa TTK 1530/4.a uyarınca davalıların mütemerrit oldukları tarihlerin belirlenmesi, bu husus kısmen veya tamamen belirlenemiyorsa b-mal veya hizmetlerin teslim alındığı tarihlerin tespit edilerek TTK 1530/4.b uyarınca davalıların mütemerrit oldukları tarihlerin belirlenmesi, bu hususta kısmen veya tamamen belirlenemiyorsa c-muaccelliyet tarihleri belirlenemeyen fatura bedelleri hakkında TBK 117 uyarınca davalıların … İcra Müdürlüğü tarafından gönderilen 2020/… Esas sayılı icra dosyasına ilişkin ödeme emrinin tebliği ile birlikte 21/10/2020 tarihinden itibaren mütemerrit sayılmasına ve her bir fatura bedelinin davalıların mütemerrit sayıldıkları tarihten itibaren 3095 sayılı kanunun 2. Maddesine göre ticari işler için belirlenen en yüksek ticaret temerrüt faizinin işletilerek bu faiz tutarının ayrıntılı olarak hesaplanmasını ve bunun davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiğini belirterek şimdilik 100.000 TL’nin dava dilekçesinin 7 nolu bendinde belirtilen doğrultuda bilirkişilerce tespit olunacak temerrüt tarihinden itibaren işletilecek en yüksek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 29/12/2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini bilirkişi raporuyla tespit olunan 1.054.560,53 TL’ye çıkarttıklarını , dava değerinin asıl alacak miktarını oluşturan 492.563,37 TL’nin 100.000 TL’sine temerrüt tarihinden itibaren , 392.563,37 TL’sine ıslah tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 561.997,16 TL’nin ise faiz işletilmeksizin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ederek eksik harcı yatırmıştır.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını, davacının davasını ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, satım sözleşmesinden kaynaklı faturalara dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
DELİLLER: Zorunlu arabuluculuk tutanağı, … İcra Dairesine ait 2020/… esas sayılı dosya, ticaret sicil kayıtları, dava konusu faturalar, faturalarla ilgili BA-BS mutabakatları, ticari defter ve belgeler, vergi dairesinden alınan BA-BS formları, bilirkişi incelemesi.
… İcra Dairesine ait 2020/… esas sayılı dosya alınıp incelendiğinde, davacı tarafından davalılar hakkında dava dilekçesinde tek tek sayılan 25 adet fatura ve faturalar nedeniyle işleyen temerrüt faizi toplamı 950.242,02 TL alacağın tahsili için 06/10/2020 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emirlerinin … … …’na 15 Ekim 2020 , davalı Limited Şirkete ise 21/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlular tarafından 21/10/2020 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edilerek takibin durdurulduğu görülmüştür.
Davacı taraf itiraz ile duran takip nedeniyle itirazın iptali yoluna gitmeyip davasını alacak davası olarak açmıştır.
Söz konusu fatura tarihleri 2013 ve 2014 tarihli olup dava tarihinin ise 14/04/2021 olduğundan, 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından davalının zamanaşımı definin reddi gerekmiştir.
Dosya içerisinde bulunan faturalar incelendiğinde, davacı tarafından faturanın … Ticaret/ … … …’na gönderildiği, incelendiğinde fatura konusunun iç lastik ve dış lastik satımı olduğu tespit edilmiştir. Daha önce “… Ticaret … … …” niteliğindeki ticari işletme, şahıs ticari işletmesi niteliğinde iken dosya içerisinde sureti sunulan sicil kayıtlarından da anlaşılacağı üzere tür değişikliğine gidilerek şahıs ticari işletmesi … San ve Tic. Ltd. Şti,’ne dönüşmüştür, bu nedenle her iki davalının da pasif husumet ehliyeti mevcuttur.
Faturalarla ilgili beyan alış ve beyan satış formları alınarak dosyaya bırakılmış, ayrıca dava dilekçesinde belirtildiği üzere dava konusu olan 25 faturadan 13’ü ile ilgili olarak BA ve BS formları hususunda davalı tarafça imzalanan mutabakat formlarının olduğu tespit edilmiştir.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılmış alınan rapor incelendiğinde, davacı ticari kayıtlarında; … A.Ş tarafından davalı … … adına … nolu cari hesabın tutulduğu ve resmi belgelerin bu hesaba işlendiği, ilk faturanın davacı tarafından 21/03/2013 tarihinde düzenlendiği, 2013 yılında 429.635,35 TL karşılığı 21 adet fatura düzenlendiği ve kayıtlarda davalı adına herhangi bir ödeme kaydının bulunmadığı hesabın 2014 yılına 429.635,35 TL olarak devrettiği, 2014 yılında ise 109.352,02 TL karşılığı 4 adet fatura düzenlendiği, son fatura tarihinin 31/05/2014 olduğu, 2014 yılında davalı tarafından 30/12/2014 tarihinde 23.235,00 TL ve 31/12/2014 tarihinde 23.189,00 TL olmak üzere toplam 46.424,00 TL ödeme yapıldığı, hesabın 492.563,37 TL alacak verdiğinin tespit edildiğini, davalı ticari defter ve belgeleri incelendiğinde, davalının 2013 ve 2014 yılı cari kayıtlarının davacının defterleri ile birebir uyumlu olduğunu, davalının cari hesabının 2014 yılı sonu itibariyle 492.549,37 TL borç bakiyesi verdiği aradaki 14,00 TL farkın kur farkı olduğu izleniminin edinildiğini, davacının davalıdan 492.563,37 TL alacaklı olduğunu, ayrıca verilen görev doğrultusunda dava tarihine kadar işlemiş faizin de hesabının yapıldığını buna göre işlemiş faiz tutarının 561.997,16 TL olduğunu, işlemiş faizin hesap yönteminin rapora eklenen excel tablosunda gösterildiğini belirttiği görülmüştür.
Toplanan delillerden bir kısım faturalarla ilgili davalı tarafça verilen mutabakat belgesi, vergi dairesinden alınan tarafların BA-BS Formları ile tarafların ticari defter ve belgelerin incelenmesi neticesinde, asıl alacak yönünden davacı ve davalı defterlerinin birbirini teyit ettiğinin bilirkişi raporu ile anlaşıldığından davacının davalıdan 492.563,37 TL asıl alacağının bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacının bir diğer talebi ise TKK 1530/4.a olmadığı takdirde aynı maddenin 1530/4.b bu da olmadığı takdirde TBK 117. Maddesi uyarınca icra dosyası nedeniyle temerrüt oluştuğu belirtilerek 21/10/2020 tarihinden itibaren temerrüt faizi istemine ilişkin olup, dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında işlemiş faiz miktarı dava müddeabihi içine dahil edilmeyip, asıl alacağın belirlenecek temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsilinin talep edildiği, ıslah dilekçesinde ise bu defa işlemiş faizin de dava değerine ilave edilerek talep edildiği tespit edilmiş olup; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15/02/2017 tarih 2015/7-917 Esas 2017/265 Karar nolu ilamında da belirtildiği üzere “başından beri dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu edilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı”ndan işlemiş faizin ıslah yoluyla istenmesi mümkün değildir kaldı ki TTK 1530/2 maddesinde “mal ve hizmet tedariki” niteliğindeki sözleşmelerden bahsedilmekte olup, davacı vekilinin son duruşmada alınan beyanından da anlaşılacağı üzere davacı şirketin belli standartlarda belli lastikler ürettiği, lastik almak isteyenin davacı tarafından üretilen standart lastiklerden hangisini almak istiyorsa talebini bildirdiğinde satılabileceğinin belirtmesi nedeniyle taraflar arasındaki ilişkinin “mal ve hizmet tedariki” niteliğindeki bir sözleşme olmayıp satım akdi olduğu, satış konusu şeyin herhangi bir sözleşme ilişkisi olmasa da satıcı tarafından üretiliyor veya pazarda sürümü olan bir şey kataloğa ya da numuneye göre üretiliyorsa aradaki ilişkinin satış ilişkisi olduğu dikkate alınarak, taraflar arasındaki ilişkinin TTK 1530. Maddesinde bahsi geçen “mal ve hizmet tedarik sözleşmesi” niteliğinde olmaması nedeniyle bu maddede belirtilen şekilde temerrüt faizi uygulanmasının mümkün olmadığı (aynı mahiyette İstanbul BAM 15. HD’nin 2019/1019 Esas 2022/106 Karar, İstanbul BAM 13 HD’nin 2019/2516 Esas 2021/1846 Karar, İstanbul BAM 12 HD’nin 2021/1218 Esas 2021/1200 Karar , İstanbul BAM 14 HD’nin 2019/903 Esas 2021/979 Karar nolu ilamlarında da belirtildiği üzere) anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde davalılar hakkında daha önce icra takibi yapıldığı belirtilerek ödeme emrinin tebliğ üzerine davalıların 21/10/2020 tarihinde temerrüde düştüklerini belirterek bu tarihten itibaren TBK 117. Maddesine göre temerrüt faizini uygulanmasını istemiş, ıslah dilekçesinde ise 100.000 TL’ye temerrüt tarihinden itibaren, kalan 392.563,37 TL’lik asıl alacak miktarına ise ıslah tarihinden itibaren temerrüt faizi uygulanması istediğinden, icra takip tarihi 06/10/2020 ise de taleple bağlılık kuralı gereğince, 492.563,37TL’nin (bu miktarın 100.000,00TL’sine 21/10/2020 geri kalan kısmına ise 29/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek ) avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin (işlemiş faiz) ise yukarıda açıklanan gerekçelerle ile reddine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile,
492.563,37TL’nin (bu miktarın 100.000,00TL’sine 21/10/2020 geri kalan kısmına ise 29/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek ) avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 41.678,17 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalılar kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 45.149,86 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan (başta 1.707,75 TL + tamamlama harcı 16.301,51 TL olmak üzere toplam =) 18.009,26 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 67,80 TL ilk masraf, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 129,00 TL tebligat ve tezkere gideri olmak üzere toplam 946,80 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak 442,00 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmen karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL’nin 635,00 TL ‘sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 725,00 TL’sinin ise davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Bu dava sebebiyle 33.647,00 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 18.009,26 TL’nin mahsubu ile kalan 15.637,74 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 31/03/2022

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır