Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/234 E. 2022/461 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/234 Esas
KARAR NO : 2022/461
DAVA : İtrazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/04/2021
KARAR TARİHİ : 02/06/2022

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili banka ile davalı borçlular arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine göre ödenmeyen alacaklarının tahsili için …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas nolu dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ödeme emrinin … …’ya 15/03/2021, diğer borçlulara ise 08/03/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, borçluların 10/03/2021 tarihinde borca, yetkiye ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduklarını, dava açmadan önce zorunlu arabuluculuk yoluna müracaat edildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını, sözleşmelerde İstanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili tayin edildiğini, borçlulardan bir kısmı alacağın muaccel olmadığını iddia ettiklerini oysa 28/01/2021 tarih … yevmiye numaralı …. Noterliğine ait ihtarname ile kredi hesabının kat edildiğini bu nedenle alacağın muaccel olduğunu, bankalara kredi alacaklarının tahsili hususunda takip başlatabilmek için kredi garanti fonundan tazmin talebinde bulunmak zorunda olmadıklarını, müvekkilince , itiraz edenlere usulüne uygun şekilde yapılandırma davetiyesinin gönderildiğini ancak sonuç alamadıklarını, itiraz edenlerden … …’nın 08/05/2020 tarihinde müvekkili bankaya kefaletini sona erdirildiğine dair ihtarname gönderdiğini beyan ettiğini ancak , davalı borçlunun tekrar soyut irade beyanı ile kefaletinin sona erdirmesinin mümkün olmadığını, itiraz edenlerin davalı … Kredilerine karşı hem 1.320.281,78 TL bedelli hem de 858.971,48 TL bedelli iki farklı alacak için kendisinden talepte bulunulmuş gibi iddia ileri sürdüklerini anacak ödeme emri ve takip talebi incelendiğinde toplam alacak 1.320.281,72 TL olsa da …’ın sadece 858.971,48 TL’lik kısmından sorumlu tutulacağının görüleceğini, ayrıca …’ın Gaziantepli’ye kullandırıldığı kredi için kefaletinin olmadığının iddia edildiğini, oysa 2.000.000 TL bedelli GKS’nin ilgili sayfasında …’ın 2.000.000 TL bedelli Gaziantepli’nin borcuna karşı kefil olduğunun görüleceğini belirterek haksız itirazların iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde, takibin … İcra Müdürlüklerinde başlatılması gerekirken yetkisiz yerde takip başlatıldığını, müvekkillerine yeniden yapılandırma imkanı tanınmadığını, müvekkili … …, … …, … …, … … yönünden usulüne uygun kefalet sözleşmesi yapılmadığını, kefalet sözleşmesindeki yazıların müvekkillerine ait olmadığını,müvekkillerine ait daha önceki işlemler dolayısıyla bankada bulunan belgelerin bu amaç için kullanıldığını düşündüklerini, 20/02/2018 tarihinde eşi … …’nın kefaletinden dolayı eş rızası vermek için müvekkili … …’nın bankaya gittiğini, 11/12/2012 tarihli GKS’nin dosyaya sunulma amacının anlaşılamadığını çünkü davaya konu borcun kaynağının 20/02/2018 tarihli GKS olduğunu, müvekkili … Yönünden 20/02/2018 tarihli GKS ile yeni kefaletler ön görüldüğünü ve diğer davalılardan kefalet aldığını, davacı vekilinin sunmuş olduğu evraklar incelendiğinde 20/02/2018 tarihli GKS ve kefalet evrakının olduğunu, devam eden sayfalarda 14/02/2011 tarihli ne amaçlı dosyaya konulduğu anlaşılmayan motorlu nakil araçlarına ilişkin sözleşme benzeri bir evrak ve bu sözleşmenin konusunun 200.000 TL’lik bir işlem ile alakalı olduğu, 11/12/2012 tarihli yine 2.000.000 TL limitli GKS ve kefalet evrakının olduğunu, dava dilekçesi ekinde Ek-4 olarak belirtilen delillerin en son sayfasında tüzel kişi müteselsil kefil isimli kefalet belgesinin olduğu bu belge incelendiğinde kefil kısmında … şirketinin isminin yazılı olduğu ve … …’nın temsilici sıfatıyla isim ve imzasının yer aldığı, evrak tarihinin 14/04/2014 ve limitinin de 2.000.000 TL olduğunu, açıklamalar kısmında ise “iş bu kredi sözleşmesine istinaden kullandırılmış ve kullandırılacak kredilere temsilcisi olduğum tüzel kişinin müteselsil kefil olduğunu beyan ederek” şeklinde bahsi geçen tarihte hangi sözleşmenin düzenlendiği ve sözleşmenin tarafının kim olduğu ve kime yönelik kefalet alındığının anlaşılamadığını, anlaşılan tek hususun bunun davalılardan … A.Ş ile alakalı olmadığının anlaşıldığını, belirtikleri üzerine taraflar arasında 20/02/2018 tarihli 2.000.000 TL limitli yeni bir genel kredi sözleşmesi imzalandığını ve kefaletlerin alındığını, müvekkili şirket … ile ilgili 2014 tarihli bir kefalet belgesine dayalı olarak müvekkili …’ın sorumlu tutulamayacağını, imza dışındaki yazıların da … …’ya ait olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, Genel Kredi Sözleşmesine kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER: … İcra Dairesine ait 2021/… Esas sayılı icra dosyası, genel kredi sözleşmeleri, ekstreler, kat ihtarı, banka kayıtları, bilirkişi incelemesi.
… İcra Dairesine ait 2021/… Esas sayılı dosya alınıp incelendiğinde, davacı tarafından davalılar hakkında nakdi alacak kapsamında; 1.238.701,69 TL asıl alacak, 78.242,02 TL işlemiş faiz, 1.936,11 TL masraf, 1.401,90 TL BSMV toplamı olmak üzere toplam 1.320.281,72 TL toplam alacağın yıllık %44,85 temerrüt faiziyle tahsili (… yönünden nakdi alacak kapsamında 806.886,45 TL asıl alacak, 50.394,53 TL işlemiş faiz , 644,99 TL masraf, 1.045,51 TL BSMV olmak üzere toplam 858.971,48 TL nakdi alacak limiti ile sorumlu olmak kaydı ile) gayri nakdi alacak kapsamında ise 28 adet çek yaprağı sorumluluk bedelinden kaynaklanan toplam 74.760,00 TL alacağın deposu tazmin edilmesi halinde ise ödenmesi için ilamsız takip başlatıldığı, borçlular tarafından icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz edildiği, itiraz dilekçelerinde kefalet sözleşmelerindeki yazıların kendilerine ait olmadığı yönünden herhangi bir itiraz bulunmadığı görülmüştür.
Kat ihtarı incelendiğinde, davacı tarafından davalılara gönderilen … Noterliğine ait 28/01/2021 tarih … yevmiye nolu ihtarname ile toplam 1.381.151,49 TL miktarlı kredi borcunun ödenmesinin istenildiği görülmüştür. Kat ihtarının tebliğ belgeleri alınarak dosyaya bırakılmıştır.
… A.Ş’nin sicil kaydı alınıp incelendiğinde, … ile … … yönetim kurulu üyesi oldukları, … A.Ş’nin sicil kaydı alınıp incelendiğinde, … …’nın eski yönetim kurulu üyesi tespit edilmiştir.
Genel kredi sözleşmelerinde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılındığından icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili 30/04/2021 tarihli dilekçesinde, genel kredi sözleşmelerinin okunaklı suretlerini sunmuş ayrıca … tarafından yapılan bir ödeme bulunmadığını bildirmiştir.
Davacı vekili 21/06/2021 tarihli dilekçesinde, dava ve takibin mesnedi olan 3 adet GKS bulunduğunu, buna göre 14/02/2011 tarihli 200.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinde bu sözleşmenin davalılar … … ve … … tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıylı imzalandığını, bu tarihte yürürlükte olan Mülga Borçlar Kanununda eş rızası aranmadığını,, 11/12/2012 tarihli 2.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi kapsamında … …’nın eşi … …’nın yine … …’nın eşi … …’nın eş muvafakatlarını dilekçe ekinde sunduklarını, … … ile … …’nın sözleşmenin imza tarihinde evli olmadıkları için eş muvafakatnamesi bulunmadığını, 20/02/2018 tarihli 2.000.000 TL limitli GKS kapsamında … …’nın eşi … …’nın dilekçe ekinde olduğunu, kefil … …’nın ise sözleşme imza tarihinde şirketin yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle eş rızasına gerek olmadığını, … …’nın evli olmadığı gibi şirketin yönetim kurulu üyesi olduğunu, … …’nın ise imza tarihinde evli olmadığını belirttiği görülmüştür.
14/02/2011 tarihli GKS incelendiğinde, borçlunun … A.Ş olup kredi limitinin 200.000 TL olduğu, … …’nın, … …’nın ve dava dışı …’nın 200.000,00 TL limitle sözleşmeyi kefil olarak imzaladıkları, 11/12/2012 tarihli GKS incelendiğinde, boçlunun … A.Ş olup limitinin 2.000.000,00 TL olduğu, sözleşmeyi … …’nın , … …’nın 2.000.000,00 TL limit ile kefil olarak imzaladıkları ayrıca karşılıklı olarak eş rızalarının sözleşmeye alındığı, … ve … …’nın da aynı sözleşmeyi 2.000.000,00 TL limitle müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, yine sözleşme ekinde bulunan belge incelendiğinde, … A.Ş’nin sözleşmeyi 2.000.000,00 TL limit ile kefil olarak imzaladığı görülmüştür. 20/02/2018 tarihli sözleşme incelendiğinde, borçlunun … A.Ş olup, kredi limitinin 2.000.000,00 TL olduğu, sözleşmeyi … …, … …, … …, … …’nın kefil olarak imzaladıkları, … …’nın aynı sözleşme ile eşi … …’nın kefil olmasına rıza gösterdiği tespit edilmiştir.
Mahkememizin 23/09/2021 tarihli duruşmasında alınan ara karar ile istenen alacağın ne kadarını hangi sözleşmeden kaynaklandığını açıklaması için davacı vekiline süre verilmiş, davacı vekili 06/10/2021 tarihli dilekçesinde, 20/02/2018 ve 10/12/2012 tarihli genel kredi sözleşmelerinin 3.5.2.13 maddesinde “kefillerden her biri birbirinden bağımsız olarak borcun tamamından sorumlu olacağı hususunda mutabık kalmışlardır” şeklindeki ifadeden de anlaşılacağı üzere kefillerin borcun tamamından sorumlu olduğunu, genel kredi sözleşmelerinin çerçeve sözleşme olup sözleşmenin banka ile borçlu-kefiller arasındaki hukuki ilişkinin detayını düzenlediğini, kredi kullandırılmasının ise bu sözleşmeler esas alınarak ayrıca yapıldığını, kullandırılmış olan kredilerin genel kredi sözleşmeleri bazında bir kırılımının bulunmadığını belirttiği görülmüştür.
Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanarak banka kayıtları üzerinde inceleme yetkisi de verilerek bankacı hesap bilirkişisinden alınan rapor dosyaya bırakılmıştır. 12/01/2022 tarihinde sunulan rapor incelendiğinde, 11/12/2012 ve 20/02/2018 tarihli her biri 2.000.000,00 TL limitli sözleşmelerin borçlusunun … A.Ş olduğu, diğer davalılardan …, …, … ve …’in her iki sözleşmede ayrı ayrı 2.000.000,00 TL limitle kefil oldukları, …’ın ise sadece 11/12/2012 tarihli sözleşmede 2.000.000,00 TL limitle kefaletinin bulunduğunu, diğer sözleşmede bu şirketin kefaletinin bulunmadığını, kefalet sözleşmelerinin usulüne uygun şekilde yapıldığını, hesabın 28/01/2021 tarihli noter ihtarnamesi ile 27/01/2021 tarihi itibariyle kat edildiğini ve 1.381.151,49 TL nakdi kredinin ödenmesi ayrıca çek taahhüt bedeli olan 64.525,00 TL’nin depo edilmesi için 24 saat süre verildiği, kat ihtarının davalıların tamamını 01/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği ve davalıların 03/02/2021 tarihi itibariyle temerrüde düştükleri, akdi faizin sözleşmenin 2.7 maddesinde, temerrüt faizinin ise sözleşmenin 2.8 maddesinde düzenlendiğini, raporda tarih ve numarası bildirilen Hukuk Genel Kurul Kararına göre temerrüt faizi hesaplanır iken Merkez Bankasına bildirilen değil bankaca fiilen uygulanan akdi faiz oranına göre hesap yapılması gerektiğini, buna göre davacı bankanın fiilen %15 ve %22,68 oranında akdi faiz uyguladığını, fiilen uygulanan en yüksek %22,68 akdi faiz oranı baz alındığında temerrüt faizi oranının akdi faizin %50’si olan %34,02 olduğunu, takip talebinde davacının nakdi kredi yönünden iki kalem halinde tasnife tabi tuttuğunu, davalı kefil … Yönünden bu tasnifin yapıldığını, buna göre …’ın sadece … nolu taksitli kredi yönünden sorumlu tutulmuş olduğunun anlaşıldığını, diğer davalıların ise takibe konu … ve … nolu iki adet krediden sorumlu tutulduğunu, …’ın sorumlu tutulduğu kredi yönünden temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak miktarının 839.973,02 TL , diğer kredi yönünden asıl alacak miktarının 1.290.547,92 TL olarak hesaplandığını, ancak davacının bir krediden 806.886,45 TL diğerinden ise 1.238.701,69 TL talep etmesi nedeniyle taleple bağlı kalınması gerektiğini, takip tarihi itibariyle ise … dışında diğer davalıların sorumlu olduğu miktarın 1.238.701,69 TL asıl alacak 39.254,29 TL temerrüt faizi , 1.962,72 TL BSMV olmak üzere (masrafla ilgili belgeler sunulmadığından hesaplamaya katılmadığı) toplam 1.279.918,69 TL alacak hesaplandığını, … yönünden ise 806.886,45 TL asıl alacak 25.570,12 TL temerrüt faizi, 1.278,51 TL BSMV olmak üzere 833.735,08 TL alacak saptandığını, gayrinakdi kredi açısından ise asıl borçlu … A.Ş’den 27 adet çek yaprağından dolayı 72.090,00 TL’nin deposunun talep edileceği, kefiller yönünden ise kefillerin depo talebinden sorumlu olduğuna ilişkin sözleşmede açık hüküm bulunmadığından depo talebinin yerinde olmadığının belirlendiği görülmüştür.
Davacı vekili temerrüt faizinin oranı yönünden rapora itiraz etmiş, … A.Ş ise rapora itirazında 11/12/2012 tarihli GKS nedeniyle verilen kredi borcunun tamamen kapatıldığını, 20/03/2018 tarihinde imzalanan yeni GKS’de …’ın kefil olmadığını bu nedenle …’ın borcunun bulunmadığını, diğer davalılar yönünden ise kredi garanti fonu açısından yapılandırma imkanının tanınmaması nedeniyle müvekkillerinin temerrüde düşürülmediğini, belirlenen temerrüt faizinin fahiş olduğunu belirttiği görülmüştür.
Alınan rapora yapılan itirazlar nedeniyle dosya tekrar aynı bilirkişiye tevdi edilerek banka kayıtları incelenerek …’ın 2018 tarihli GKS’de kefil olmaması nedeniyle , 2012 tarihli kredi borcunun kapatılıp kapatılmadığı, 2018 tarihli sözleşmenin 2012 tarihli GKS’nin devamı olduğuna dair sözleşmede bir belirleme olup olmadığı, dava konusu kredinin hangi GKS kapsamında kullandırıldığı, sonuç olarak …’ın davacıya borcu olup olmadığı hususunda ve taraflarca yapılan diğer itirazlar da irdelenerek ek rapor istenilmiştir.
24/03/2022 tarihli ek rapor incelendiğinde, … nolu taksitli kredi kapsamında 1.000.000 TL’lik kredinin 02/07/2019 tarihinde, … nolu taksitli kredinin ise 613.000 TL olarak 31/03/2020 tarihide kullandırıldığını, …’ın sadece 11/12/2012 tarihli GKS’de kefalet imzasının bulunduğunu, Yargıtay’ın istikrar kazanmış emsal içtihatları nazara alındığında takip ve dava konusu kredilere kullanım tarihlerine göre iki adet kredinin davalı kefil ….A.Ş’nin şahsi kefalet imzası bulunmayan diğer 20/02/2018 tarihli GKS tahtında kullandırılmış olması nedeniyle davalı kefil …’ın kredi borcundan kefaleten sorumlu tutulamayacağını, ikinci sözleşmenin birinci sözleşmenin devamı olduğuna yönelik bir atıf bulunmadığını kaldı ki ikinci sözleşmedeki kefilin de farklı olup …’ın kefaletinin bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Toplanan tüm delil, alınan bilirkişi raporuna göre sonraki tarihli GKS’de …’ın kefaletinin bulunmadığı, davada ve takip konusu kredilerin ikinci GKS imzalandıktan sonra kullandırıldığı, bu nedenle …’ın dava ve takip konusu borçtan sorumlu olmadığı, temerrüt faizinin sözleşme maddesinde belirtilen şekilde, Hukuk Genel Kurulu’nun 02/05/2019 tarih 2017/19-1650 Esas 2019/507 Karar nolu ilamı dikkate alınarak bankaca fiilen uygulanan akdi faiz oranı baz alınarak hesaplandığından temerrüt faizinin %34,02 olduğu, çek sorumluluk bedelinin deposu yönünden asıl borçlu Gaziantep’in sorumlu olduğu, diğer kefiller yönünden ise sözleşmede açık hüküm bulunmaması nedeniyle kefillerin depo talebinden sorumluluklarının bulunmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının … AŞ hakkında açtığı davanın reddine,
2-Davacının … Aş dışındaki diğer davalılara karşı nakdi kredi yönünden açtığı davanın kısmen kabulü ile, … Aş dışındaki diğer davalıların … icra müdürlüğünün 2021/… esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin;
1.238.701,69TL asıl alacak, 39.254,29TL işlemiş faiz, 1.401,90TL BSMV olmak üzere toplam 1.279.357,88TL alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %34,02 oranında temürrüd faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygulanmasına,
255.871,57TL icra inkar tazminatının … Aş dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
3-Davacının davalı … Aş hakkında açtığı gayri nakdi kredinin deposuna yönelik talebinin kısmen kabulü ile 27 adet çek yaprak sorumluluk bedeli olan, 72.090,00TL’nin davacı banka nezdinde açılacak faizsiz bir hesaba bu davalı tarafından depo edilmesine, bankanın sorumlu olduğu çek yaprak bedelinin tazmin edilmesi halinde tazmin tarihinden itibaren tazmin edilen kısmın yıllık %34,02 temerrüd faizi ve faizin %5’i oranındaki BSMV ile birlikte tahsili şeklinde takibin devamına,
Davacının fazla talebinin reddine,
4-Davacının … Aş dışındaki diğer davalılara yönelik gayri nakdi alacağın deposuna yönelik talebinin reddine,
5-Davalı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 59.998,57 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine
6-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden nakdi kredi için hesaplanan 77.577,53 TL nispi vekalet ücretinin … A.Ş dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden gayrinakdi kredi için hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı … A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
8-Nakdi kredinin reddi nedeniyle 6.120,10 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak … A.Ş dışındaki diğer davalılara verilmesine,
9-Gayrinakdi kredi nedeniyle depo talebinin reddinden dolayı 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … …, … …, … … ve … …’ya verilmesine,
10-Gayrinakdi kredinin depo talebinin kısmen reddi nedeniyle 2.670,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş’ne verilmesine,
11-Davacı tarafından yatırılan 22.547,12 TL peşin karar ve ilam harcının … …, … …, … …, … … ve … A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
12-Davacı tarafından yapılan 67,80 TL ilk masraf, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti, 166,10 TL tebligat ve tezkere gideri olmak üzere toplam 1.983,90 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak takdiren 1.860,00 TL’sinin … …, … …, … …, … … ve … A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
13-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yazı işleri müdürlüğünce resen ilgilisine iadesine,
14-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.400,00 TL’nin kabul ve red oranı dikkate alınarak 1.315,00 TL’sinin … …, … …, … …, … … ve … A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, 85,00 TL’sinin ise davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
15-Bu dava sebebiyle nakdi krediler için hesaplanan 87.392,93 TL nispi karar ve ilam harcı + gayrinakdi kredi için 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 87.473,63 TL karar ve ilam harcından peşin alınan (davada 22.547,12 TL + icrada 6.601,41 TL olmak üzere toplam=) 29.148,53 TL’nin mahsubu ile kalan 58.325,10 TL karar ve ilam harcının davalılar … …, … …, … …, … … ve Gaziantepli…A.Ş’den (… …, … …, … …, … … açısından 58.244,40 TL harç limiti ile sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 02/06/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır