Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/229 E. 2022/314 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/229 Esas
KARAR NO : 2022/314

DAVA : İtirazın İptali – Alacak
DAVA TARİHİ : 20/12/2013-10/02/2014
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

DAVA : Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesi ile ,davalının maliki bulunduğu İstanbul İli Gaziosmanpaşa İlçesi Boğazköyü Derebent mevkinde kain …Ada …Parselde kayıtlı bulunan gayrimenkulü üzerinde müvekkili şirket lehine 26/7/2007 tarihinde geçerli olmak üzere 15 yıl iki ay süreli intifa hakkı tesis edildiğini, intifa bedelinin tamamının peşin olarak ödendiğini, intifa hakkı nedeniyle müvekkili şirketin kullanım hakkına sahip olduğu gayrimenkul üzerinde kurulu akaryakıt istasyonunun işleticiliği /bayiiliğinin … Marka ve logosu altında faaliyette bulunmak üzere akdedilen bayilik anlaşması ve protokol ile davalı tarafa tevdi edildiğini, davalı ile imzalanan protokol ile müvekkili şirketin , davalıya söz konusu akaryakıt satış ve servis istasyonundaki ticari faaliyetine destek olmak üzere 700.000 USD tutarındaki satış geliştirme teşvik primi ödendiğini, protokol ile davalının “… nin intifa hakkına sahip bulunduğu akaryakıt satış ve servis istasyonu ile ilgili intifa sözleşmesinin herhangi bir nedenle feshedilmesi ve veya bu yerde … nin esas gayesi olan akaryakıt satış ve servis faaliyetinin gerçekleştirilmemesi veya buna kabil ticari faaliyetin devamına mani herhangi bir halin zuhur etmesi durumunda … tarafından protokolün feshi ile kendisine verilen peşin satış teşvik primlerinin borç olarak kabul edilerek herhangi bir ihtar veya ihbara gerek kalmaksızın muacceli hale geleceği ve alınan tutarları ..ye ödemeyi ” kabul ettiğini, davalı tarafın Beyoğlu ,,,Noterliğinin 20/4/2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile 26/7/2007 tarihinden geçerli olmak üzere … lehine 15 yıl iki ay süreli intifa hakkı ile imzalanan bayilik sözleşmesinin 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun 4 ve 56.maddeleri gereğince 9/5/2012 tarihinden itibaren geçersiz hale geldiği , söz konusu anlaşmaların yenilenmeyeceği bu nedenle taşınmaz üzerinde tesis edilen intifa hakkının tapudan terkin edilmesi hususunun bildirildiği, davalının intifa hakkının her ne sebeple olursa olsun süresinden önce sonlandırılması nedeniyle müvekkili tarafından keşide edilen Kadıköy …Noterliğinin 10/5/2012 tarih …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile söz konusu protokol feshedilerek davalıya ödenen satış teşvik primi demirbaş ve yatırım bedellerinin talep edildiği ancak davalı tarafın ödeme yapmadığını, davalı tarafça süresinden önce sonlandırılan intifa hakkına konu taşınmaz üzerinde müvekkili tarafından sabit nitelikte yatırım ve demirbaşlar sağlandığını, ancak bunların davalı tarafça müvekkiline iade edilmediğini, bunun üzerine Beyoğlu … Noterliğinin 24/8/2012 tarih … yevmiye numaralı ihtarı ile davalıdan ödenen 700.000 USD peşin satış teşvik priminin 18/5/2012 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte 7441,13 TL + KDV tutarındaki yatırım bedelinin 18/5/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkili şirket tarafından intifanın tapudan terkini için ödenen 37.396,22 TL terkin harcı ile 162,50 TL döner sermaye harcının 03/7/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesinin istenildiği ancak yine ödeme yapılmadığını, bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafça haksız olarak takibe itiraz edildiğini, satış geliştirme teşvik priminin taraflar arasında düzenlenen protokolün ilgili maddesi gereğince iade edilmesi gerektiğini, intifa hakkı tapudan terkin edildiğinde harçlar kanunun 57 ve 58 .maddeleri ile eki 4 sayılı tarifenin 4/4 maddesi hükümlerine göre, intifa hakkının terkininde alınacak harç mükellefiyetinin lehine işlem yapılan davalı tarafça karşılanması gerektiğinden müvekkilince ödenen bu masrafların davalıdan tahsili gerektiğini, yine sabit yatırımlar hakkında da itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptaline ve %20 oranında hesaplanacak icra inkar tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
CEVAP : Davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesi ile, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesine göre sözleşmenin 5 yıl süreli olduğu, müvekkilinin gayrimenkulü üzerindeki intifanın ise 15 yıl iki ay süreli olduğunu, bu sözleşmelerin 5 yılı aşan kısımlarını 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun 4 ve 56 maddeler gereği kanunen yasak anlaşmaları olarak değerlendirildiği ve geçersiz hale geleceğinin düzenlendiğini, Rekabet Kurulu Kararı ile 18/09/2005 tarihinden sonra yapılan sözleşmelerin süreleri ne olursa olsun yapıldıkları tarihten itibaren ilk 5 yıllık süre boyunca muafiyetten yararlanabileceğini 5 yılı aşan süreler bakımından ise muafiyet koşullarının ortadan kalkacağı ve sözleşmelerin yasak işlemler dışında geçersiz hale geleceğinin bildirildiğinin ,bu kapsamda bayilik sözleşmesi ve intifa hakkı tesis işleminin 09/5/2012 tarihinden itibaren kendiliğinden yasak ve geçersiz hale geldiğini, sözleşmeye göre, müvekkilini 500.000 USD daha satış geliştirme teşvik primi ödenmesi gerektiği hususunun davacı tarafa ihtar edilmesine rağmen ödenmediğini, üstelik müvekkilinin … den aldığı ve alacağı mal bedellerine konu faturalar için kullanabileceği blokeli tahsilat sistemi hesabından …Habipler Şubesindeki… nolu … hesabından tek taraflı olarak intifa bedeli ve almayamadıkları sebeple 73.071,50 TL haksız tahsilat yapıldığını, davacı tarafın haksız tahsilat neticesinde intifayı terkin ettiğini ve İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyası ile intifanın kullanılamayan dönemine ilişkin ödenen 9.669 ,90 TL emlak vergisi için dava açtığını, ayırca bu davaya konu ilamsız takip işlemine giriştiğini, davacının müvekkilinden herhangi bir alacağının olmadığını, 2010 yılına ait 500.000 USD satış geliştirme teşvik primini ödemediğini , iadesi istenen satış teşvik priminin intifa sözleşmesi ile ilgisinin olmadığını bayilik sözleşmesi gereğince verildiğinden talep edilmesinin mümkün olmadığını, bayilik sözleşmesinin 5 yıl olup, 5 yıl sözleşmenin yürürlükte kaldığını, bu nedenle satış geliştirme teşvik priminin mümkün olmadığını, açılan davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
KARŞI DAVA : Davalı taraf cevap dilekçesi ile birlikte sunduğu karşı dava dilekçesinde , taraflar arasında imzalanan sözleşmenin işleticilik ilişkisi başlıklı G.Özel Şart bölümünde sözleşmenin meri olduğunu 3.yılı için ( 01/01/2010-31/12/2010 tarihle arası için ) Ocak 2010 ‘da davalının müvekkiline ayrıca 500.000 USD Satış Geliştirme Teşvik Primi ödemesi gerektiğini, ancak sözleşmenin 5 yıl yürürlükte kalmasına rağmen bu ödemenin yapılmadığını fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması koşuluyla şimdilik 10.000 TL nin davacıdan avans faizi ile birlikte ödenmesini ayrıca sözleşmeler gereği davalı müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun kalmadığının tespiti ile müvekkiline ait olan İstanbul İli Gaziosmanpaşa İlçesi Derebent mevkinde kain … ada…parselde kayıtlı taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
KARŞI DAVAYA CEVAP: Karşı davanın reddi gerektiğini, protokolde söz konusu prim ödemesinin fatura mukabilinde ödeneceğinin düzenlendiğini davalı – karşı davacı tarafın intifa sözleşmesinin süresinden önce sonlandırmak gayesinde olduğundan zaten iade etmek durumunda kalacağı bu tutar için fatura düzenlenmediğini ve müvekkilinden talep etmediğini, karşı davacının böyle bir alacağı olmadığını belirterek karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Esas dava itirazın iptali istemine, karşı dava ise alacak ve ipoteğin fekki istemine ilişkindir.
Deliller, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, İstanbul…Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, tapu kaydı, intifa senedi, bayilik sözleşmesi, protokol, ihtarnameler, faturalar, taraflara ait ticari defter ve belgeler ve bilirkişi incelemesi.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası alınıp incelendiğinde,… Petrolleri AŞ tarafından…Petrol -… hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, alacak kalemleri incelendiğinde, 700.000 USD iadesi gerekli satış geliştirme teşvik primi , 47.389,04 USD işlemiş faiz , 8.780,53 TL sabit yatırım bedeli, 1.320,15 TL sabit yatırım bedelinin işlemiş faizi, 37.396,22 TL intifa terkin harcı , 4.803,88 TL işlemiş faizi, 162.50 Tl Döner sermaye harcı, 20.87 TL işlemiş faizi, olmak üzere USD bazındaki alacaklar için toplam 747.389,04 , TL bazında alacaklar için 52.484,15 TL alacağın faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiği davalı tarafça itiraz edilerek takibin durdurulduğu dosya içerisinde bulunan ipotek akit tablosu incelendiğinde, tapu maliki…’ın taşınmazını … lehine 2.000.000 TL limit ipoteği ile ipotek ettiği tespit edilmiştir.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı ( Kapatılan İstanbul 37 ATM nin 2013/131 esas sayılı dosyası ) dosyası alınıp incelendiğinde, … tarafından… hakkında 15 yıl iki yıl süreli intifa hakkı tesis edildiği, sözleşmenin 09/5/2012 tarihi itibariyle sonlandırıldığını, müvekkili tarafından kullanılamayan süreye ilişkin olarak ödenen emlak vergisi tutarı olan 9.669,90 TL nin tahsilinin talep edildiği, mahkemece yaptırılan inceleme neticesinde talep edilen bedelin cari hesap ilişkisi içerisinde ödendiğinin tespit edilmesi nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce taraflara ait tüm deliller toplanmış, bilirkişi raporu alanmış ve 12/12/2017 tarih… Esas … karar nolu ilam ile “İlk derece mahkemesince ;”…..Davalıya ait taşınmaz üzerinde davacı şirket lehine 15 yıl iki ay süreyle intifa hakkı tesis edilmiştir. Daha sonra taraflar arasında düzenlenen 09/5/2007 tarihli bayilik sözleşmesinde , sözleşme süresi 5 yıl olarak belirlenmiş, protokolün G.Özel Şart maddesinde ise davalı – karşı davacıya birinci yılın Ocak ayı içerisinde 600.000 USD, ikinci yılın Ocak ayı içerisinde 100.000 USD , üçüncü yılın Ocak ayı içerisinde 500.000 USD toplam 1.200.000 USD satış geliştirme teşvik primi ödeneceğinin hükme bağlandığı, aynı maddenin son fıkrasında ise, “… nin intifa hakkına sahip bulunduğu akaryakıt satış ve servis istasyonu ile ilgili intifa sözleşmesinin herhangi bir nedenle feshedilmesi ve veya bu yerde …nin esas gayesi olan akaryakıt satış ve servis faaliyetinin gerçekleştirilmemesi veya buna kabil ticari faaliyetin devamına mani herhangi bir halin zuhur etmesi durumunda … tarafından protokolün feshi ile kendisine verilen peşin satış teşvik primlerinin borç olarak kabul edilerek herhangi bir ihtar veya ihbara gerek kalmaksızın muacceli hale geleceği ve alınan tutarları … ye ödenmesi ” hususunda düzenleme bulunduğu tespit edilmiştir. Rekabet Kurulunun kararı nedeniyle 18/9/2005 tarihinden sonra yapılan sözleşmelerin süreleri ne olursa olsun yapıldıkları tarihten itibaren ilk 5 yıllık süre boyunca muafiyetten yararlanabileceği 5 yılı aşan süreler bakımından muafiyet koşullarının ortadan kalkacağı ve sözleşmelerin yasak işlemler çerçevesinde geçersiz hale geleceğinin bildirilmesi nedeniyle, sözleşme 5 yılın bitiminde 09/05/2012 tarihinde kendiliğinden sona ermiştir. Protokolde de yazılı olduğu üzere davacı – karşı davalı, davalı – karşı davacıya toplamda 1.200.000 USD satış geliştirme teşvik primi ödeyeceğini belirtmektedir. Davacı taraf 1.200.000 USD değil 700.000 USD satış geliştirme teşvik primi ödemiştir. Buna göre, 15 yıl iki aylık intifa süresi içinde toplam davacı taraf 1.200.000 USD satış geliştirme teşvik primi ödemesi gerektiğinden 182 ay için 1.200.000 USD satış geliştirme teşvik pirimi ay bazında bölündüğünde bir ay için 6.593,40 USD satış teşvik primi ödemesi gerekmektedir. Devam eden 5 yıl için ödenmesi gereken satış geliştirme teşvik primi hesaplandığında 5 x 12 ay = 60 ay , 60 ay x 6.593,40 USD = 395.604,40 USD satış teşvik primi ödenmesi gerekmektedir. Davacı taraf 700.000 USD ödediğine göre, 700.000 USD -395.604 ,40 USD = 304.395,60 USD fazla ödeme yapmıştır. Protokolün G. Özel Şart bölümünün son fıkrasında , intifa sözleşmesinin herhangi bir nedenle feshedilmesi halinde ödenen satış teşvik primlerinin iadesi hükme bağlanmıştır. İntifa sözleşmesinin süresinin bahsedilmesi nedeniyle, intifanın 15 yıl iki ay için düzenlendiği dikkate alındığında ödenecek 1.200.000 USD satış geliştirme teşvik primin sözleşmenin 15 yıl iki ay süreceği inancıyla ödendiği anlaşılmaktadır. Sözleşme yukarıda da belirtildiği üzere 5 yıl sürmüş olup, 5 yıla isabet eden ve ödenmesi gereken satış teşvik primi 395.604,40 USD dir. Davacı taraf 700.000 USD ödediğinden 304.395,60 USD fazla ödemiştir. Dava, alacak davası olmayıp itirazın iptaline ilişkindir. Bu nedenle ödeme emrinde neyin talep edildiği önemli olup ,incelendiğinde , davacı taraf ödediği 700.000 USD teşvik primini talep etmekte olup davacının , ödeme emrindeki talepleri içerisinde ödenen paranın denkleştirici adalet sistemine göre belirlenecek değeri talep edilmediğinden bu hususta herhangi bir hesaplama ve irdelemeye gerek bulunmamaktadır. Ödeme emrinde satış teşvik primi ile ilgili temerrüt faizi de talep edilmektedir, davacı tarafça gönderilen ihtarnameler incelendiğinde , davacı – karşı davalı tarafından gönderilen 10/5/2017 tarihli ihtarnamede 700.000 USD ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içinde ödenmesi istenmiş söz konusu ihtarname … ‘a 18/05/2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı – karşı davalı tarafından gönderilen ikinci ihtarname olan 24/09/2012 tarihli ihtarname de ise , 700.000 USD nin 18/5/2012 tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsili talep edilmiştir. İlk ihtarname 18/5/2017 tarihinde tebliğ edilmiş olup 3 günlük temerrüt süresi ilave edildiğinde davalı – karşı davacının 22/05/2012 tarihinde temerrüte düştüğü tespit edilmektedir. Takip USD bazında yapılmış olup istenen faizinde en yüksek mevduat faizi olduğu görülmektedir. 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre, sözleşmede daha yüksek akdi ve gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde yabancı para borcunun faizinde devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanacağından yabancı paranın USD cinsinden olduğu da dikkate alınarak temerrüt ve takip tarihi itibariyle kamu bankalarınca uygulanan en yüksek mevduat faizi listesi internet ortamından temin edilerek dosyaya bırakılmış incelendiğinde en yüksek faiz oranın yıllık %7 olduğu tespit edilmiştir. Buna göre temerrüt tarihi olarak belirlenen 22/05/2012 ile icra takip tarihi olan 6/5/2013 arasında işleyen temerrüt faizi mahkememizce hesap edildiğinde , 22/05/2012 – 6/05/2013 arasında USD mevduat faizi %7 olup bu tarihler arası 349 güne isabet etmektedir. 304.395,60 USD x 349 gün x %7 faiz /36000= işlemiş faiz miktarı 20.656,62 USD dir. Dolayısıyla , davacı taraf fazla ödediği 304.395,60 USD satış geliştirme teşvik primi ile işleyen 20.656,62 USD temerrüt faizini talep etmekte haklıdır. Davalı – karşı davacı ödenmeyen 500.000 USD lik satış geliştirme teşvik priminden şimdilik 10.000 TL lik kısmını talep etmiş isede yukarıda da açıklandığı üzere sözleşmenin 15 yıl iki ay süreceği inancıyla davacı – karşı davalı 1.200.000 USD teşvik primi ödemeyi üstlenmiş , 700.000 USD ödemiş olup devam eden 5 yıllık sözleşme süresinin hesabında ödenmesi gereken 1.200.000 USD ye göre hesap yapıldığından , davalı – karşı davacının bu kapsamda talep edebileceği satış teşvik primi olmadığı tespit edildiğinden buna yönelik davalı – karşı davacının davasının reddi gerekmiştir.
Davacı – karşı davalı taraf tapudan intifayı terkin ettirerek 37.396,22 TL tapu terkin harcı , 162,50 TL de döner sermaye harcı ödemiştir. Bu masrafların lehine terkin yapılan tapu maliki tarafından ödenmesi gerektiğinden davacı – karşı davalı bu bedelleri talep etmekte haklıdır. Ödeme emrindebu bedeller işlemiş faizleri ile birlikte talep edilmiştir. Bu bedeller ikinci ihtarname olan 24/09/2012 tarihli ihtarname ile talep edilmiş ve ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içinde ödenmesi istenilmiştir bu ihtarname davalı – karşı davacıya 27/08/2012 tarihinde davalı – karşı davacıya tebliğ edilmiş olup 3 günlük süre ilave dildiğinde 31/08/2012 tarihinde davalı – karşı davacı temerrüte düşmüştür. 31/08/2012 ile takip tarihi olan 6/05/2013 arasında avans faizileri oranları dikkate alınarak mahkemeizce hesap yapıldığında; işlemiş faiz miktarı 4.003,46 TL dir. 162,50 TL döner sermaye harcı yönünden aynı sistemle faiz hesabı yapıldığında , bunun için işleyen temerrüt faiz miktarı 17,39 TL dir.
Dolayısıyla davacı – karşı davalı 37.396,22 TL terkin harcı ve buna işleyen 4.003,46 TL temerrüt faizi, 162.50 TL döner sermaye harcı ve buna işleyen 17.39 TL temerrüt faizini talep etmekte haklıdır.
Davacı – karşı davalı tarafın diğer talebinin sabit yatırım bedeli olan ve dava dilekçesi ekinde sunulan 15/06/2016 tarihli fatura ve ekindeki listede yer alan sabit yatırım bedeline ilişkindir. Sabit yatırım bedelinin talep edilebilmesi için davalı tarafın bu sabit yatırımları halen kullanıp kullanmadığı, başka bir değişle bu sabit yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığı tespit edilmesi gerekmektedir. Mahkememizce bu amaçla keşif yapılmış olup, alınan rapor incelendiğinde , dava konusu taşınmazda …marka istasyonun faliyette olduğu tüm demirbaşların bu marka logosu altında yenilendiği kısacası sabit yatırımların taşınmazda bulunmadığı ve kullanılmadığı tespit edilmiştir. Raporda kompresör den bahsedilmiş olup, davalı taraf kompresörün kendisine ait olduğunu iddia etmektedir nitekim davalı – karşı davacı tarafça dosyaya sunulan 23/05/2012 tarihli teslim tesellüm belgesinde kompresöründe davacı – karşı davalıya teslim edildiği anlaşılmaktadır. Tüm bu nedenler doğrultusunda davacı – karşı davalının sabit yatırımlarla ilgili taleplerinin tümden reddi gerekmiştir.
Karşı davacı , ödenmeyen 500.000 USD satış teşvik priminden şimdilik 10.000 USD yi istemiş olup yukarıda da belirtildiği gibi bu miktar dikkate alınarak , 5 yılda ödenmesi gereken teşvik primi hesaplandığında ve buna göre hüküm kurulacağından davalı – karşı davacının bu kapsamda talep edebileceği bedel bulunmadığından talebi reddedilmiştir. Karşı davacının diğer talebi borcunun bulunmadığını belirterek ipoteğin fekkine ilişkindir. Davaya dayanak olan icra dosyası ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkindir. Yukarıda da yapılan hesaplamaya göre davacı – karşı davalının halen alacağı mevcut olduğundan ipoteğin fekki mümkün olmadığından buna yönelik talebinde reddi gerekmektedir.
Davalı – karşı davacı vekili cevap dilekçesinde… Habipler Şubesindeki … nolu hesaptan karşı tarafın tek taraflı olarak intifa bedeli ve anlayamadıkları sebeple 73.071,50 TL haksız tahsilat yapıldığını bildirmiş , cevap dilekçesinde bu miktarın takas ve mahsubu ile ilgili herhangi bir talep ileri sürmemiştir. Davacı – karşı davalı vekili 17/06/2014 havale tarihli dilekçesinde , davalı hesabından tahsil edilen tutarın davalı tarafa ödenen intifa bedelinin işlememiş intifa süresine ilişkin olarak davalı – karşı davacıya faturalandırılan bedel olduğunu bildirmiş bunun üzerine davalı – karşı davacı vekili bu defa bu bedelin intifa hakkıyla ilgisinin olmayıp … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasından talep etmiş olduğu 37.396,22 TL intifa terkin harcı ve4.803,88 TL faizi olduğunun görüleceğini dosyaya sundukları 30/7/2012 tarihli 73.071,50 TL lik fatura içeriği incelendiğinde ise söz konusu bedelin intifa terkin bedeli olduğunun görüleceğini belirterek intifa terkin bedeli olarak tahsil edilen bu miktarın takas ve mahsubunu istemiştir. 30/7/2012 tarihli fatura incelendiğinde, … Petrolleri AŞ tarafından …hakkında kesilen fatura incelendiğinde, ” Rekabet kurumunun 12/03/2009 tarihli duyurusu sebebiyle 30/12/2012 tarihinde tapudan terkin edilen intifa ile ilgili 30/07/2012 -26/09/2022 dönemi arasındaki işlememiş süreye ilişkin 20 parselde yer alan gayrimenkulün intifa terkin bedeli “denildiği görülmüştür. Davacı – karşı davalı vekili 26/03/2015 tarihli dilekçesinde söz konusu bedelin intifa terkin harcı ile ilgisinin olmayıp intifa hakkının erken sonlandırılması nedeniyle işlemiş süreye ilişkin intifa bedeline ait olduğunu, davalı – karşı davacının söz konusu intifa bedelinin fazla hesaplandığı kendisine iade edilmesi gerektiği yada asıl davaya konu bedelden mahsup edilmesi gerektiği yönünde iddia ve savunma ortaya koymadığını bildirmiştir. İntifa terkin harcı bedeli 37.396,22 TL , terkin nedeniyle döner sermaye harcı ise 162.50 TL dir. Davalı – karşı davacının hesabından çekilen 73.071,50 TL , intifa hakkının 15 yıl süreceği inancı ile ödenen ancak 5 yıl sonunda sonlanması nedeniyle işlememiş intifa süresi nedeniyle ödenen intifa bedelinin denkleştirici adalet kuralıda dikkate alınarak davalı – karşı davacının hesabından tahsil edilen miktar olduğu anlaşılmaktadır. Davalı – karşı davacı intifa bedelinin fazla hesaplandığı , kendisine iade edilmesi gerektiği yönünde iddia ve savunması yine bu hususta takas mahsup defi olmayıp , davalı – karşı davacı vekili bu bedelin intifa hakkının tapudan terkini sırasında ödenen terkin harcı bedeli olduğunu iddia etmektedir ve bu iddia nedeniyle takas mahsup definden bulunmaktadır, söz konusu bedel yukarıda da açıkladığı üzere ödenen intifa bedeli olarak ilgili olduğundan davalı tarafın takas mahsup defi mahkememizce dikkate alınmamıştır….” denilerek asıl davanın kısmen kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karara karşı her iki taraf vekilince istinaf yoluna gidilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 28/01/2021 tarih 2018/358 Esas 2021/158 Karar nolu ilamı ile “Dava ; asıl dava peşin ödenen teşvik primi,sabit yatırım bedeli,intifanın terkini için ödenen terkin harcı, döner sermaye harcının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali karşı dava ise karşı dava ise taraflar arasında imzalanan sözleşmenin işleticilik ilişkisi başlıklı G.Özel Şart bölümünde sözleşmenin meri olduğunu 3.yılı için ( 01/01/2010-31/12/2010 tarihle arası için ) Ocak 2010 ‘da davalının müvekkiline ayrıca 500.000 USD Satış Geliştirme Teşvik Primi ödemesi talebine ilişkin olarak fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 10000TL nin tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK 355. Madde uyarınca kamu düzenine ilişkin hususlarda yapılan incelemede ; karşı davada ipoteğin fekki talebinin bulunduğu, ancak ilk derece mahkemesince bu talebe ilişkin harç ikmal ettirilmeden yargılamaya devam olunduğu anlaşılmaktadır.HMK 114 ve 115. Maddelere göre harcın yatırılmış olması dava şartıdır.
Dosyada iki ayrı bilirkişi heyetinden alınmış ve farklı sonuçlara varmış iki ayrı rapor ve bunların ek raporları olup; mahkemece çelişkinin giderilmediği gibi ; hüküm gerekçesinde hangi rapora veya hangi raporun hangi kısımlarına itibar edildiği ve hüküm kurulduğu yönünde bir açıklama yer almadığı ancak her iki raporun da belli kısımlarına itibar edildiği görülmektedir.
Bu nedenle öncelikle raporlar arasındaki çelişki giderilerek veya hangi rapora hangi nedenle itibar edildiği , sözleşme ve protokolün hükümlerinin nasıl yorumla ndığı hususunda yeterli gerekçe de içerecek şekilde karar verilmesi gerektiğinden kararın eksik inceleme ile verildiğinin kabulü gerekecektir.” denilerek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Raporlar arasındaki çelişki giderilmesi için mahkememizce tekrar 1 mali müşavir , 1 akaryakıt uzmanı, 1 makine mühendisi ve 1 nitelikli hesaplamalar alanında tespit edilen bilirkişi heyetinden rapor alınmış ve alınan rapor dosyaya bırakılmıştır. İncelendiğinde, taraflar arasındaki sözleşmeler incelendiğinde davacı tarafından davalı yana ödenen satış geliştirme ve teşvik priminin davalının sözleşme süresi boyunca davacının bayiliğini yapması koşuluyla verildiğini yani 15 yıl 2 ay süre karşılığında davalı yana ödendiği kanaatine ulaşıldığı, dolayısıyla davacı tarafından davalı yana ödenen bu bedellerin davacı tarafından sözleşmenin kullanılmayan süresine tekabül eden kısmının kıstelyev usulü ile iadesini talep etmek hakkına sahip olduğu, davacı tarafından davalının söz konusu petrol istasyonunda yürüteceği faaliyetlerine destek olmak için satış geliştirme teşvik primi adı altında, burada faaliyet gösterilecek süre dikkate alınarak hesaplanan bir meblağın davacı tarafından davalıya ödenmesi üzerinde anlaşıldığı, bu meblağın ilk yıl için 600.000 USD, ikinci yıl için 100.000 USD ve üçüncü yıl için de 500.000 USD olmak üzere toplamda 1.200.000 USD olarak belirlendiği, bu meblağın toplam intifa ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin muhtemel süresi olan 15 yıl 2 ay için hesaplandığı taraflar arasındaki sözleşmeden ve dosya kapsamından anlaşıldığını, yine taraflar arasındaki hukuki ilişkinin sonlanması durumunda ödenen meblağın borç olarak verildiği kabul edilerek geri ödenmesinin kararlaştırıldığını, 21/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi taraflar arasındaki bu ilişkinin karz ilişkisi olmayıp iki tarafa borç yükleyen yeni bir sözleşme ilişkisi olduğu bu nedenle ödenen ya da ödenmesi gereken paranın karz olarak değerlendirilmesi ya da sonradan bu hale dönüşmesinin mümkün olmadığını, tarafların sözleşme ilişkisine girişirken aralarında gerçekleşen hukuki ilişkinin muhtemel süresini hesapladıkları ve buna bağlı olarak satış geliştirme teşvik primi adı altında bir meblağın davacı tarafından davalıya intifa süresinin tamamı için ödenmesinin kararlaştırıldığını, bu hukuki ilişkinin sona ermesi durumunda ise ödenmesi gereken toplam bedelin işleyen süre açısından hakedildiği, henüz işlememiş süreye karşılık gelen miktar açısından ise karşılıksız kaldığı ve iadesinin gerektiği sonucuna ulaşıldığını, bu açıdan değerlendirildiğinde davalı – karşı davacı tarafından dava konusuna 500.000 USD’lik kısmın bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini, 21/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda ifade edildiği üzere kıstelyev olarak ifade edilen günlük meblağın tespit edilmesi ve işleyen süre düşülüdükten sonra kalan süreye isabet eden kısmın iade edilmesinin hakkaniyetli olacağı ancak heyetlerinin 21/06/2017 tarihli bilirkişi raporunun hesaplama yönteminin isabetli bulmakla birlikte hesaplamaya esas teşkil eden meblağ konusunda farklı bir kanaate ulaştıklarını, 12/10/2017 tarihli mahkemenin gerekçeli kararında da belirtildiği üzere 15 yıl 2 aylık süre için kıstelyev olarak ifade edilen günlük hesaplama yönteminin sadece ödenen 700.000 USD değil tüm süreye karşılık gelen toplam bedel olan 1.200.000 USD üzerinden hesaplanması gerektiğini, dolayısıyla 1.200.000 USDlik ödeme tutarının 15 yıl 2 aylık sürenin ay karşılığı olan 182 aya bölünmesi durumunda aylık tutar olarak 6.593.040 USD’nin belirlendiği ve bu aylık bedelin 5 yıla karşılık gelen toplam 60 aylık kısmının ifa edilen sözleşmenin yürürlükte olduğu döneme karşılık geldiğinden toplam 395.604,40 USD’lik kısmının geri iadesinin mümkün olmadığının kanaatine varıldığını, ödenen 700.000 USD’lik kısımdan sözleşmenin yürürlükte kaldığı süreye karşılık gelen bu meblağ düşüldükten sonra kalan kısım olan 304.395,60 USD lik kısmın karşılıksız kaldığı ve bu meblağ iadesinin gerektiği sonuç ve kanaatine ulaşıldığını, satış geliştirme deste primi olarak ifade edilen 1.200.000 USD’lik toplam bedelin ödenmeyen kısmı olan 500.000 USD’lik kısmın hukuki ilişkinin sona ermesi sebebiyle sebepsiz kaldığı, davacının bu meblağın ödeme yükümlülüğünün ortadan kalktığı gibi bu meblağı isteme hakkının da sona erdiği ve karşı davada ileri sürülen talebin şartlarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine ulaşıldığını, sabit yatırımlar yönünden keşif sonucunda düzenlenen 02/01/2017 tarihli raporda tüm tabela ve aksesuarların…markası ile değiştirildiği, sadece davacı tarafından davalıya verilen kompresör ile aynı marka bir kompresörün faal olduğu, davalının bu kompresörün kendilerine ait olduğunu beyan ettiğinin anlaşıldığını, davalıya hukuki ilişkinin başında verilen diğer sabit yatırımların akıbeti bilinmemekle birlikte bunların uzun kullanım süreleri sonunda sökülmesi durumunda tekrar kullanımlarının mümkün olmadığı bu nedenle sabit yatırımlar açısından iade edilmesi gereken bir tutarın hesaplanmadığı kanaatine ulaşıldığını, intifa hakkının tapu terkin edilmesi sonunda yapılan masraflara tapu malikinin katlanması gerektiğinden terkin için yapılan harç, döner sermaye harcı ve bunlara ilişkin gecikme faizi hesaplamalarında mahkeme tarafından yapılan hesaplamalara aynen katıldıklarını, davacı lehine tesis edilen intifa hakkı bedelinin satış geliştirme teşvik primi kapsamında yapıldığı gibi işleyen kısma karşılık gelen miktar düşüldükten sonra kalan kısmın da iadesinin gerekeceği sonuç ve kanaatine ulaşıldığından davacının bu amaçla davalıdan 73.071,50 TL’yi BTA hesabından tahsil etmesinde haklı olduğu kanaatine varıldığını bildirdikleri görülmüştür.
Gaziosmanpaşa ilçesi Boğazköy’de kain …Ada ..nolu parselin …adına kayıtlı olduğu, 26/07/2007 tarihli resmi senet ile taşınmaz üzerinde 15 yıl iki ay süre ile 50.000 USD karşılığı 62.365,00 TL bedelle söz konusu taşınmazın davacı şirket lehine intifa hakkı tesis edildiği, taraflar arasında imzalanan 09/5/2007 tarihli bayilik sözleşmesi incelendiğinde, intifa hakkı tesis edilen taşınmaz için bayilik sözleşmesi imzalandığı sözleşme süresinin 5 yıl olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan protokol incelendiğinde , protokolün G.Özel Şart Maddesinde münhasıran ticari faaliyetini geliştirmek için kullanılması amacıyla münakit anlaşmaların yürürlükte olması durumunda ve gerekli evrakların … ‘ye tebliği sonrasında işleticiye fatura mukabilinde olmak kaydı ile inşaat izninin alınmasını takip eden birinci yılın Ocak ayı içerisinde 600.000 USD , ikinci yılın Ocak ayı içerisinde 100.000 USD , üçüncü yılın Ocak ayı içerisinde 500.000 USD satış geliştirme teşvik primi ödeneceğini, ödemelerin fatura tarihinde veya ödeme tarihinde ilan olunan TCMB satış kuru üzerinden hesaplanarak yapılacağını, aynı maddenin son fıkrasında ise … nin intifa hakkına sahip bulunduğu akaryakıt satış ve servis istasyonu ile ilgili intifa sözleşmesinin herhangi bir nedenle feshedilmesi ve veya bu yerde … nin esas gayesi olan akaryakıt satış ve servis faaliyetinin gerçekleştirilmemesi veya buna kabil ticari faaliyetin devamına mani herhangi bir halin zuhur etmesi durumunda …tarafından protokolün feshi ile kendisine verilen peşin satış teşvik primlerinin borç olarak kabul edilerek herhangi bir ihtar veya ihbara gerek kalmaksızın muacceli hale geleceği ve alınan tutarları … ye ödenmesinin kararlaştırıldığı tespit edilmiştir. Dava dilekçe ekinde sunulan iki adet fatura incelendiğinde, …tarafından … ‘ye gönderilen 3/01/2008 tarihli fatura incelendiğinde 01/01/2008- 31/12/2008 tarihleri arasındaki satış teşvik primi olarak KDV hariç 702.360,00 TL , yine Zıngıl Petrol tarafından … Petrol AŞ ye gönderilen 02/01/2009 tarihli fatura incelendiğinde 01/01/2009 -31/12/2009 tarihleri arası satış geliştirme teşvik primleri KDV hariç 152.910,00 TL lik fatura gönderildiği tespit edilmiştir.
… tarafından…’ye gönderilen Beyoğlu … Noterliğine ait 20/4/2012 tarihli ihtarname incelendiğinde, … Sayılı yasanın 4ve 56 maddeleri ile Rekabet Kurulu Kararı gereği geçersiz hale gelen taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 09/5/2012 tarihinden itibaren yasak ve geçersiz hale geldiğini, yenilenmeyeceğinin ve intifanın terkin edilmesi konusunda ihtarname gönderildiği tespit edilmiştir.
… tarafından …’a gönderilen Kadıköy… Noterliğine ait 10/5/2012 tarihli ihtarname incelendiğinde, protokol gereğince ödenen 700.000 USD tutarında peşin satış teşvik priminin ve 62.488,82 TL lik yatırım bedelinin bu ihtarnamenin tebliğinden itibaren en geç üç gün içinde ödenmesi, 62.000,00 TL lik intifa avazınında aynı şekilde ödenmesinin talep edildiği, bu ihtarnamenin …’a 18/5/2012 tarihinde tebliğ edildiği tespit edilmiştir.
… tarafından…’a gönderilen Beyoğlu…Noterliğine ait 24/9/2012 tarih … yevmiye nolu ihtarname incelendiğinde, 700.000 USD nin 18/5/2012 ,7.441,13 TL + KDV tutarındaki yatırım bedelinin 18/05/2012 tarihinden işleyecek faizleri ile birlikte ödenmesi tapudan terkin için ödenen terkin harcı ve döner sermaye harcının bu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde ödenmesi hususunda ihtarname gönderildiği ihtarnamenin …’a 27/08/2012 tarihinde tebliğ edildiği, noter yazı cevabından anlaşılmıştır.
…Tapu Sicil Müdürlüğüne yazı yazılarak intifa terkin evrakları istenilmiş, taşınmaz üzerindeki intifanın … tarafından 16/7/2012 tarihinde terkin edildiği ve … tarafından 37.396,22 TL terkin harcı ve 162,50 TL döner sermaye harcı ödendiği anlaşılmıştır.
Yine dava dilekçesi ekinde sunulan … tarafından…’a kesilen 15/06/2017 tarihli fatura incelendiğinde satış istasyonunda sökülemeyen ekli listede belirtilen demirbaşların bedeli denilerek KDV dahil 8.780,53 TL talep edildiği, ekli listede ise , kompresör, saha ve bina inşaat işleri, akaryakıt tesisatı temin ve tesisi , otomasyon temin ve tesisi, kurumsal kimlik kalemlerinin yazılı olduğu görülmüştür.
Davalı – karşı davacı vekilince sunulan 10/06/2014 havale tarihli dilekçe incelendiğinde, davacıya ait ekipmanların davacı tarafça teslim alındığına ilişkin belgelerin dilekçe ekinde sunulduğu belirtilmiştir. Davalı – karşı davacı vekili 30/11/2016 tarihli dilekçesinde davaya konu akaryakıt istasyonunun müvekkili tarafından yaptırıldığını ve bedelinin kendilerince ödendiğini belirterek faturalarını dosyaya sunmuştur.
Davacı karşı davalı vekili 18/06/2014 havale tarihli dilekçesinde , davalı karşı davacının bahsettiği ve banka hesabından tahsil edilen 73.071,50 TL nin davalı tarafa ödenen intifa bedelinin işlememiş intifa süresine ilişkin kısmına ait davalıya faturalandırılan bedele ilişkin olduğunu bu bedelin iadesi isteminin bu davada irdelenmesinin söz konusu olmadığını bildirmiştir. Davalı – karşı davacı vekilinin 29/11/2016 tarihli dilekçesi ekinde sunulan 30/7/2012 tarihli fatura incelendiğinde, …tarafından …’a gönderildiği, fatura metninde “Rekabet kurumunun kararı sebebiyle 30/7/2012 tarihinde tapudan terkin edilen intifa ile ilgili 30/7/2012-26/9/2022 dönemi arasında işlememiş süreye ilişkin gayrimenkulün intifa terkin bedeli” denilerek KDV dahil 73.071,50 TL fatura kesildiği ve tarafların kabulünde olduğu üzere bu fatura bedelinin davacı – karşı davalı tarafından , davalı – karşı davacının banka hesabından tahsil edildiği anlaşılmaktadır.
Dosya uyuşmazlık noktaları konusunda rapor tanzim edilmesi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, birinci bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 04/03/2015 havale tarihli rapor incelendiğinde, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 5 yıl için imzalandığı, 5 yılın sonunda 9/5/2012 tarihinde kendiliğinden sona erdiği , bayilik sözleşmesi kapsamından imzalanan protokolün G.Özel Şart Bölümünde ödenmesi kararlaştırılan satış teşvik primi kapsamında davalı – karşı davacıya 700.000 USD tutarında ödendiği iadesinin de aynı madde de hükme bağlandığını, bu maddeye göre 700.000 USD nin talep edilebilmesi için akaryakıt satış ve servis istasyonu ile ilgili intifa sözleşmesinin herhangi bir nedenle feshedilmesi , anlaşma konusu akaryakıt satış ve servis faaliyetini herhangi bir sebeple durması , sözleşme süresi içerisinde kısmen veya tamamen yakıt ikmalinin yapılmaması, veya bu yerde … ‘nin esas gayesi olan akaryakıt satış ve servisi faaliyetinin gerçekleştirilememesi veya bu kabil ticaretin devamının mani herhangi bir halin zuhur etmesi durumunda mümkün olacağının düzenlendiğini, sözleşmenin bu sebeplerle feshedilmediğini, kendiliğinden sona ediğini dolayısıyla 700.000 USD tutarın iadesinin şartlarının oluşmadığını, sabit yatırımlar yönünden ise yerleşik yargıtay içtihatları gereğine yapılacak keşifle , davacı yanca yapıldığı iddia edilen kalıcı yatırımları kullanılarak ticarete devam edilip edilmediği bir başka deyişle kalıcı yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığının tespit edilerek , taşınmaza değer katıyorsa yani davalı taraf bu sabit yatırımları kullanıyorsa davacı – karşı davalının sabit yatırımlarla ilgili talebinin değerlendirilmesi gerektiğini, intifa terkin harcının davalı – karşı davacıdan tahsilinin mümkün olduğunun belirttiği görülmüştür.
Sabit yatırımlar yönünden keşif kararı verilerek taşınmaz başında keşif yapılmış kesif sonucuna düzenlenen 02/01/2017 tarihli rapor incelendiğinde, söz konusu taşınmaz üzerinde keşif tarihi itibaren …akaryakıt satış istasyonu haline getirildiği, tüm tabela ve aksesuarlarının …markasına göre değiştirildiğini, sadece kompresörü halen kullanıldığının tespit edildiğini, davalı – karşı davacı tarafın ise söz konusu kompresörün kendilerine ait olduğunun belirttiğinin raporda düzenlendiği tespit edilmiştir.
Rapora itiraz edilmesi üzerinde dosya tekrar bilirkişi heyetine tevdi edilmiş 12/07/2017 tarihli rapor incelendiğinde, davacı tarafça ödenen 700.000 USD satış teşvik priminin sözleşmenin 15 yıl iki ay devam edeceği inancı ile ödendiği belirtilerek sözleşmenin ise 5 yıl hayatta kalması nedeniyle kullanamayan gün sayısı dikkate alınarak denkleştirici adalet kuralana göre iade edilmesi gerektiğini belirterek hesap yaptıkları tespit edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2018/358 Esas 2021/158 Karar nolu ilamı ile mahkeme kararının kaldırılması üzerine raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosya üçüncü bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve bilirkişi heyetinin raporu yukarıda özetlenmiştir. En son bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; Davalıya ait taşınmaz üzerinde davacı şirket lehine 15 yıl iki ay süreyle intifa hakkı tesis edilmiştir. Daha sonra taraflar arasında düzenlenen 09/5/2007 tarihli bayilik sözleşmesinde , sözleşme süresi 5 yıl olarak belirlenmiş, protokolün G.Özel Şart maddesinde ise davalı – karşı davacıya birinci yılın Ocak ayı içerisinde 600.000 USD, ikinci yılın Ocak ayı içerisinde 100.000 USD , üçüncü yılın Ocak ayı içerisinde 500.000 USD toplam 1.200.000 USD satış geliştirme teşvik primi ödeneceğinin hükme bağlandığı, aynı maddenin son fıkrasında ise, “… nin intifa hakkına sahip bulunduğu akaryakıt satış ve servis istasyonu ile ilgili intifa sözleşmesinin herhangi bir nedenle feshedilmesi ve veya bu yerde … nin esas gayesi olan akaryakıt satış ve servis faaliyetinin gerçekleştirilmemesi veya buna kabil ticari faaliyetin devamına mani herhangi bir halin zuhur etmesi durumunda … tarafından protokolün feshi ile kendisine verilen peşin satış teşvik primlerinin borç olarak kabul edilerek herhangi bir ihtar veya ihbara gerek kalmaksızın muacceli hale geleceği ve alınan tutarları … ye ödenmesi ” hususunda düzenleme bulunduğu tespit edilmiştir. Rekabet Kurulunun kararı nedeniyle 18/9/2005 tarihinden sonra yapılan sözleşmelerin süreleri ne olursa olsun yapıldıkları tarihten itibaren ilk 5 yıllık süre boyunca muafiyetten yararlanabileceği 5 yılı aşan süreler bakımından muafiyet koşullarının ortadan kalkacağı ve sözleşmelerin yasak işlemler çerçevesinde geçersiz hale geleceğinin bildirilmesi nedeniyle, sözleşme 5 yılın bitiminde 09/05/2012 tarihinde kendiliğinden sona ermiştir. Protokolde de yazılı olduğu üzere davacı – karşı davalı, davalı – karşı davacıya toplamda 1.200.000 USD satış geliştirme teşvik primi ödeyeceğini belirtmektedir. Davacı taraf 1.200.000 USD değil 700.000 USD satış geliştirme teşvik primi ödemiştir. Buna göre, 15 yıl iki aylık intifa süresi içinde toplam davacı taraf 1.200.000 USD satış geliştirme teşvik primi ödemesi gerektiğinden 182 ay için 1.200.000 USD satış geliştirme teşvik pirimi ay bazında bölündüğünde bir ay için 6.593,40 USD satış teşvik primi ödemesi gerekmektedir. Devam eden 5 yıl için ödenmesi gereken satış geliştirme teşvik primi hesaplandığında 5 x 12 ay = 60 ay , 60 ay x 6.593,40 USD = 395.604,40 USD satış teşvik primi ödenmesi gerekmektedir. Davacı taraf 700.000 USD ödediğine göre, 700.000 USD -395.604 ,40 USD = 304.395,60 USD fazla ödeme yapmıştır. Protokolün G. Özel Şart bölümünün son fıkrasında , intifa sözleşmesinin herhangi bir nedenle feshedilmesi halinde ödenen satış teşvik primlerinin iadesi hükme bağlanmıştır. İntifa sözleşmesinin süresinin bahsedilmesi nedeniyle, intifanın 15 yıl iki ay için düzenlendiği dikkate alındığında ödenecek 1.200.000 USD satış geliştirme teşvik primin sözleşmenin 15 yıl iki ay süreceği inancıyla ödendiği anlaşılmaktadır. Sözleşme yukarıda da belirtildiği üzere 5 yıl sürmüş olup, 5 yıla isabet eden ve ödenmesi gereken satış teşvik primi 395.604,40 USD dir. Davacı taraf 700.000 USD ödediğinden 304.395,60 USD fazla ödemiştir. Dava, alacak davası olmayıp itirazın iptaline ilişkindir. Bu nedenle ödeme emrinde neyin talep edildiği önemli olup ,incelendiğinde , davacı taraf ödediği 700.000 USD teşvik primini talep etmekte olup davacının , ödeme emrindeki talepleri içerisinde ödenen paranın denkleştirici adalet sistemine göre belirlenecek değeri talep edilmediğinden bu hususta herhangi bir hesaplama ve irdelemeye gerek bulunmamaktadır. Ödeme emrinde satış teşvik primi ile ilgili temerrüt faizi de talep edilmektedir, davacı tarafça gönderilen ihtarnameler incelendiğinde , davacı – karşı davalı tarafından gönderilen 10/5/2017 tarihli ihtarnamede 700.000 USD ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içinde ödenmesi istenmiş söz konusu ihtarname … ‘a 18/05/2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı – karşı davalı tarafından gönderilen ikinci ihtarname olan 24/09/2012 tarihli ihtarname de ise , 700.000 USD nin 18/5/2012 tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsili talep edilmiştir. İlk ihtarname 18/5/2017 tarihinde tebliğ edilmiş olup 3 günlük temerrüt süresi ilave edildiğinde davalı – karşı davacının 22/05/2012 tarihinde temerrüte düştüğü tespit edilmektedir. Takip USD bazında yapılmış olup istenen faizinde en yüksek mevduat faizi olduğu görülmektedir. 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre, sözleşmede daha yüksek akdi ve gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde yabancı para borcunun faizinde devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanacağından yabancı paranın USD cinsinden olduğu da dikkate alınarak temerrüt ve takip tarihi itibariyle kamu bankalarınca uygulanan en yüksek mevduat faizi listesi internet ortamından temin edilerek dosyaya bırakılmış incelendiğinde en yüksek faiz oranın yıllık %7 olduğu tespit edilmiştir. Buna göre temerrüt tarihi olarak belirlenen 22/05/2012 ile icra takip tarihi olan 6/5/2013 arasında işleyen temerrüt faizi mahkememizce hesap edildiğinde , 22/05/2012 – 6/05/2013 arasında USD mevduat faizi %7 olup bu tarihler arası 349 güne isabet etmektedir.
304.395,60 USD x 349 gün x %7 faiz /36000= işlemiş faiz miktarı 20.656,62 USD dir. Dolayısıyla , davacı taraf fazla ödediği 304.395,60 USD satış geliştirme teşvik primi ile işleyen 20.656,62 USD temerrüt faizini talep etmekte haklıdır. Davalı – karşı davacı ödenmeyen 500.000 USD lik satış geliştirme teşvik priminden şimdilik 10.000 TL lik kısmını talep etmiş isede yukarıda da açıklandığı üzere sözleşmenin 15 yıl iki ay süreceği inancıyla davacı – karşı davalı 1.200.000 USD teşvik primi ödemeyi üstlenmiş , 700.000 USD ödemiş olup devam eden 5 yıllık sözleşme süresinin hesabında ödenmesi gereken 1.200.000 USD ye göre hesap yapıldığından , davalı – karşı davacının bu kapsamda talep edebileceği satış teşvik primi olmadığı tespit edildiğinden buna yönelik davalı – karşı davacının davasının reddi gerekmiştir.
Davacı – karşı davalı taraf tapudan intifayı terkin ettirerek 37.396,22 TL tapu terkin harcı , 162,50 TL de döner sermaye harcı ödemiştir. Bu masrafların lehine terkin yapılan tapu maliki tarafından ödenmesi gerektiğinden davacı – karşı davalı bu bedelleri talep etmekte haklıdır. Ödeme emrindebu bedeller işlemiş faizleri ile birlikte talep edilmiştir. Bu bedeller ikinci ihtarname olan 24/09/2012 tarihli ihtarname ile talep edilmiş ve ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içinde ödenmesi istenilmiştir bu ihtarname davalı – karşı davacıya 27/08/2012 tarihinde davalı – karşı davacıya tebliğ edilmiş olup 3 günlük süre ilave edildiğinde 31/08/2012 tarihinde davalı – karşı davacı temerrüte düşmüştür. 31/08/2012 ile takip tarihi olan 6/05/2013 arasında avans faizileri oranları dikkate alınarak mahkemeizce hesap yapıldığında;
31/08/2012-20/12/2012 arasında avans faiz oranı %17,75 ‘dir bu tarihler arasındaki süre 111 gündür. 20/12/2012 – 06/05/2012 tarihleri arasındaki avans faiz oranı %13,75 ‘dir. Bu tarihler arasındaki gün sayılı ise 137 gündür. Buna göre hesaplandığında:
37.396,22 TL x 111 gün x %17,75 faiz/36000=2.046,66 TL
37.396,22 TL x137 gün x %13,75 faiz/36000=1.956,80 TL dir
2.046,66 TL + 1.956,80 TL = işlemiş faiz miktarı 4.003,46 TL dir.
162,50 TL döner sermaye harcı yönünden aynı sistemle faiz hesabı yapıldığında , bunun için işleyen temerrüt faiz miktarı 17,39 TL dir.
Dolayısıyla davacı – karşı davalı 37.396,22 TL terkin harcı ve buna işleyen 4.003,46 TL temerrüt faizi, 162.50 TL döner sermaye harcı ve buna işleyen 17.39 TL temerrüt faizini talep etmekte haklıdır.
Davacı – karşı davalı tarafın diğer talebinin sabit yatırım bedeli olan ve dava dilekçesi ekinde sunulan 15/06/2016 tarihli fatura ve ekindeki listede yer alan sabit yatırım bedeline ilişkindir. Sabit yatırım bedelinin talep edilebilmesi için davalı tarafın bu sabit yatırımları halen kullanıp kullanmadığı, başka bir değişle bu sabit yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığı tespit edilmesi gerekmektedir. Mahkememizce bu amaçla keşif yapılmış olup, alınan rapor incelendiğinde , dava konusu taşınmazda … marka istasyonun faliyette olduğu tüm demirbaşların bu marka logosu altında yenilendiği kısacası sabit yatırımların taşınmazda bulunmadığı ve kullanılmadığı tespit edilmiştir. Raporda kompresör den bahsedilmiş olup, davalı taraf kompresörün kendisine ait olduğunu iddia etmektedir nitekim davalı – karşı davacı tarafça dosyaya sunulan 23/05/2012 tarihli teslim tesellüm belgesinde kompresöründe davacı – karşı davalıya teslim edildiği anlaşılmaktadır. Tüm bu nedenler doğrultusunda davacı – karşı davalının sabit yatırımlarla ilgili taleplerinin tümden reddi gerekmiştir.
Karşı davacı , ödenmeyen 500.000 USD satış teşvik priminden şimdilik 10.000 USD yi istemiş olup yukarıda da belirtildiği gibi bu miktar dikkate alınarak , 5 yılda ödenmesi gereken teşvik primi hesaplandığında ve buna göre hüküm kurulacağından davalı – karşı davacının bu kapsamda talep edebileceği bedel bulunmadığından talebi reddedilmiştir. Karşı davacının diğer talebi borcunun bulunmadığını belirterek ipoteğin fekkine ilişkindir. Davaya dayanak olan icra dosyası ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkindir. Yukarıda da yapılan hesaplamaya göre davacı – karşı davalının halen alacağı mevcut olduğundan ipoteğin fekki mümkün olmadığından buna yönelik talebinde reddi gerekmektedir.
Davalı – karşı davacı vekili cevap dilekçesinde …Habipler Şubesindeki… nolu hesaptan karşı tarafın tek taraflı olarak intifa bedeli ve anlayamadıkları sebeple 73.071,50 TL haksız tahsilat yapıldığını bildirmiş , cevap dilekçesinde bu miktarın takas ve mahsubu ile ilgili herhangi bir talep ileri sürmemiştir. Davacı – karşı davalı vekili 17/06/2014 havale tarihli dilekçesinde , davalı hesabından tahsil edilen tutarın davalı tarafa ödenen intifa bedelinin işlememiş intifa süresine ilişkin olarak davalı – karşı davacıya faturalandırılan bedel olduğunu bildirmiş bunun üzerine davalı – karşı davacı vekili bu defa bu bedelin intifa hakkıyla ilgisinin olmayıp 10. İcra Müdürlüğünün 2013/2142 esas sayılı dosyasından talep etmiş olduğu 37.396,22 TL intifa terkin harcı ve4.803,88 TL faizi olduğunun görüleceğini dosyaya sundukları 30/7/2012 tarihli 73.071,50 TL lik fatura içeriği incelendiğinde ise söz konusu bedelin intifa terkin bedeli olduğunun görüleceğini belirterek intifa terkin bedeli olarak tahsil edilen bu miktarın takas ve mahsubunu istemiştir. 30/7/2012 tarihli fatura incelendiğinde, … Petrolleri AŞ tarafından …hakkında kesilen fatura incelendiğinde, ” Rekabet kurumunun 12/03/2009 tarihli duyurusu sebebiyle 30/12/2012 tarihinde tapudan terkin edilen intifa ile ilgili 30/07/2012 -26/09/2022 dönemi arasındaki işlememiş süreye ilişkin 20 parselde yer alan gayrimenkulün intifa terkin bedeli “denildiği görülmüştür. Davacı – karşı davalı vekili 26/03/2015 tarihli dilekçesinde söz konusu bedelin intifa terkin harcı ile ilgisinin olmayıp intifa hakkının erken sonlandırılması nedeniyle işlemiş süreye ilişkin intifa bedeline ait olduğunu, davalı – karşı davacının söz konusu intifa bedelinin fazla hesaplandığı kendisine iade edilmesi gerektiği yada asıl davaya konu bedelden mahsup edilmesi gerektiği yönünde iddia ve savunma ortaya koymadığını bildirmiştir. İntifa terkin harcı bedeli 37.396,22 TL , terkin nedeniyle döner sermaye harcı ise 162.50 TL dir. Davalı – karşı davacının hesabından çekilen 73.071,50 TL , intifa hakkının 15 yıl süreceği inancı ile ödenen ancak 5 yıl sonunda sonlanması nedeniyle işlememiş intifa süresi nedeniyle ödenen intifa bedelinin denkleştirici adalet kuralıda dikkate alınarak davalı – karşı davacının hesabından tahsil edilen miktar olduğu anlaşılmaktadır. Davalı – karşı davacı intifa bedelinin fazla hesaplandığı , kendisine iade edilmesi gerektiği yönünde iddia ve savunması yine bu hususta takas mahsup defi olmayıp , davalı – karşı davacı vekili bu bedelin intifa hakkının tapudan terkini sırasında ödenen terkin harcı bedeli olduğunu iddia etmektedir ve bu iddia nedeniyle takas mahsup definden bulunmaktadır, söz konusu bedel yukarıda da açıkladığı üzere ödenen intifa bedeli olarak ilgili olduğundan davalı tarafın takas mahsup defi mahkememizce dikkate alınmamıştır.
İcra inkar tazminatının hesaplanmasında takip tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru esas alınmıştır.
Dava tarihi itibariyle Merkez Bankası kur listesi alınarak dosyaya bırakılmış , 1 USD nin efektif satış kurunun 2.0959 olduğu, davacı vekilinin 2.0676 TL den hesapladığı görüldüğünden düşük olan 2.0676 TL üzerinden hesaplanarak yargılama gideri ve vekalet ücreti dikkate alınmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A-1- Davacı – karşı davalı davasının kısmen kabulü ile, davalının İstanbul… İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyaya yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin ;
304.395,60USD iadesi gereken satış geliştirme teşvik primi kaynaklı asıl alacak, 20.656,62USD işlemiş faiz olmak üzere USD bazında toplam 325.052,22USD üzerinden takibin devamına,
Asıl alacağa 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince , usd cinsinden açılan bir yıl vadeli mevduat hesabına kamu bankalarınca uygulanan en yüksek faizin uygulanmasına,
TL bazında talep edilen alacaklar yönünden ise takibin, 37.396,22TL terkin harcı, 162,50TL döner sermaye harcından oluşan, asıl alacaklar ile bunların (sırası ile ) 4.003,46TL ve 17,39TL işlemiş faizleri olmak üzere toplam 41.579,57TL üzerinden devamına,
Asıl alacaklara takip tarihinden itibaren değişen oranda avans faizi uygulanmasına,
2-Davacı – karşı davalı tarafın fazla taleplerinin reddine,
3-Davacı – karşı davalı tarafın sabit yatırımlarla ilgili talebinin reddine,
4-125.373,71TL icra inkar tazminatının, davalı – karşı davacıdan alınarak , davacı – karşı davalıya verilmesine,
5-Asıl dava yönünden , davacı…karşı davalı vekil ile temsil edildiğinden 52.732,88 TL vekalet ücretinin davalı…karşı davacıdan alınarak, davacı…karşı davalıya verilmesine,
6-Asıl dava yönünden , davalı…karşı davacı vekil ile temsil edildiğinden 61.256,41 TL vekalet ücretinin davacı…karşı davalıdan alınarak davalı…karşı davacıya verilmesine,
7-Asıl davada davacı…karşı davalı tarafından peşin yatırılan 20.295,10 TL peşin harcın davalı…karşı davacıdan alınarak davacı…karşı davalıya verilmesine,
8-Asıl dava sebebiyle 48.749,95 Karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan (davada 20.295,10 + icrada 6.991,10 TL olmak üzere toplam=) 27.286,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 21.463,75 TL’nin davalı- karşı davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
B-1-Davalı – karşı davacının alacak ve ipoteğin fekkine yönelik davasının reddine,
2-Karşı dava açısından, davacı…karşı davalı vekil ile temsil edildiğinden alacak talebi için hesaplanan 5.100,00 TL ile ipoteğin fekki için 5.100 TL olmak üzere toplamda 10.200,00 TL vekalet ücretinin davalı…karşı davacıdan alınarak, davacı…karşı davalıya verilmesine,
3-Karşı dava sebebiyle (80,70 TL alacak talebi + 80,70 TL’de ipoteğin fekki talebi için hesaplanan=) 161,40 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 170,80 TL’den mahsubu ile kalan 9,40 TL’nin karar kesinleştiğinde davalı…karşı davacıya iadesine,
C-1-Asıl ve birleşen dava açısından davacı…karşı davalı tarafından bozmadan önce yapılan 4.815,50 TL ile bozmadan sonra yapılan 2.400,00 TL bilirkişi ücreti ile 305,00 TL tebligat ve tezkere gideri olmak üzere toplam 7.520,50 TL yargılama giderinin asıl davada kabul ve red edilen oranına göre, karşı davanın ise tümden reddedildiği dikkate alınarak takdiren 5.520,50 TL yargılama giderinin davalı…karşı davacıdan alınarak davacı…karşı davalıya verilmesine, bakiyesinin kendi üzerinde bırakılmasına,
C-2-Davalı…karşı davacı tarafından bozmadan sonra yapılan 2.400,00 TL bilirkişi ücretinin asıl davadaki kabul ve red oranları, karşı davada ise tümden red hususu dikkate alınarak takdiren 800,00 TL’sinin davacı…karşı davalıdan alınarak davalı…karşı davacıya verilmesine, bakiyesinin kendi üzerinde bırakılmasına,
C-3-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸