Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/165 E. 2023/585 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/165 Esas
KARAR NO:2023/585

DAVA:3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:10/03//2021
KARAR TARİHİ:14/07/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’a ait olan ancak ruhsatı arkadaşı …’a ait bulunan …plaka sayılı … marka otomobili 16.09.2008 tarihinde sözleşme ile dava dışı …’a haricen sattığını ve aracı kendisine fiilen teslim ettiğini, tarafların akdettikleri sözleşme gereği aracın satış bedeli olan 18.000,00-TL yi müvekkiline dava dışı 3. Kişi … tarafından başka bir aracın takası yolu ile ödendiğini ancak müvekkilinin aracının banka kredi borçlarının devam ediyor olması nedeniyle resmi devir işlemlerinin yapılamadığını, resmi satış yapılıncaya kadar müvekkiline ödenen paranın teminatı olarak 18.000,00-TL bedelli, vadesi, alacaklı hanesi ve tanzim tarihi vs boş olarak müvekkili tarafından keşide edilerek diğer müvekkile … tarafından aval verilerek …’a verildiğini, müvekkillerinden … diğer müvekkili …’ın oğlu olduğunu , satıcı ve alıcı arasında yapılan sözleşme gereği aracın banka borçları bittiğinde resmi devrini …’a veya onun belirleyeceği bir 3. kişiye verileceğini ve teminat senedinin de müvekkile iade edileceğini, bu hususta müvekkilinin ve dava dışı 3. kişi … arasında dava konusu senedin teminat senedi olduğuna ilişkin sözleşme yapıldığını, davalı ve icra dosyasında alacaklı görünen … aracın alıcısı olan … ile birlikte o tarihte ortak iş yaptıklarını, sözleşmede davalı Atilla’nın ismine yer verilmiş ise de araç satış görüşmelerinin … ile birlikte ortağı bulunduğundan kendisi ile de yapıldığını, ayrıca bu hususlara ilişkin açıklamaların …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında bulunan 11.01.2013 tarihli ifadesinde … tarafından söylendiğini, sözleşme gereği aracın banka borçları bittiği Mart 2009 sonunda … ve ortağı …’ın isteği üzerine arkadaşları … adına devrin yapıldığını ve teminat senedinin iade edilmediğini, söz konusu teminat senedinin boş kısımları karşı tarafça doldurularak …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, müvekkili tarafından bedelsiz senedi kullanma, resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık suçlarından…Cumhuriyet Başsavcılığı’na 26.04.2012 tarihinde suç duyurusunda bulunulduğunu, bu davanın …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında görüldüğünü ve … Esas ve … Karar sayılı karar ile davanın düşürülmesine karar verildiğini, …. İcra Dairesi … Esas sayılı takibine konu 18.000,00 TL bedelli üzerinde yazana göre 15.07.2008 düzenlenme tarihli 15.08.2008 vade tarihli, alacaklısı … Borçlusu … aval vereni … olan kambiyo senedinin iptali ile bu dosya ile ilgili borcun bulunmadığı sebebi ile dava konusu kambiyo senedi ve …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilgili borcun bulunmadığına dair menfi tespit kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından takibe konulan bononun davacının dava dilekçesinde beyan ettiği araç satışına ilişkin olaylar ve dava dilekçesinin ekinde sunmuş olduğu sözleşme vs. tüm belgeler ile hiçbir bağlantısı olmadığını, müvekkilinin alacağına ilişkin müvekkiline verilen bir bono olduğunu, davacının takibe konu bonodon dolayı borcu olmadığına ilişkin hiçbir yazılı belge sunmadığını gibi yazılı delil başlangıcı sayılabilecek bir belge de sunamadığını, bonoya dayalı bir alacağa karşı tanık dinlenmesinin de mümkün olmadığını, davanın reddine, karşı tarafın asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücreti karşı taraf üzerinde bırakılarak karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, teminat amacıyla verilmiş olan senedin icra takibine konu edilmesi sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı … (baba) ve … (oğul) tarafından açılmış olan işbu davada davacı …;’ın fiili kullanımında olan ancak resmiyette dava dışı … adına kayıtlı bulunan, davacı … tarafından ödenmeye devam olunan kredileri bulunan …plakalı aracın 18.000,00 TL bedel ile haricen …’a satmış olduğu, …’ın ortağı olan davalı …’ın yönlendirmesi ve …’ın talebi üzerine aracın devrinin resmiyette davacı dışı … adına devrinin yapılmış olduğu, davacı …’ın işbu satım işlemi karşılığında dava dışı …’dan herhangi bir bedel almadığı, bunun yerine plakası bilinmeyen bir aracı haricen devralmış olduğu, satıma konu …plakalı aracın ödenmeye devam edilen kredilerinin bulunması sebebiyle 18.000,00 TL bedel yazılı, keşidecisi …, kefili … olan, gerisi boş şekilde teslim edilen teminat amaçlı senedin …’a verildiğini, işbu senedin sonrasında …’ın ortağı olan davalı … tarafından doldurulmak sureti ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden takibe konulmuş olduğunun iddia edildiği ve işbu takip üzerine davacılar tarafından eldeki menfi tespit davasının açılmış olduğu görüldü.
Yargılama esnasında davacılardan …’ın işbu dava açıldıktan sonra 14.06.2021 tarihinde vefat etmiş olması ve diğer davacı … ile birlikte mirasçıların …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden mirası reddetmesi ve işbu kararın kesinleşmiş olması sebebiyle taraf teşkilinin sağlanması beklenilmiş, …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Tereke dosyası üzerinden davacının terekesinin tasfiyesine karar verilerek tasfiye memuru olarak Av. …’ün atanmış olması sebebiyle tasfiye memuruna davetiye çıkarılmış, davayı takip edeceklerini bildirmeleri üzerine taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam olunmuştur.
Davacılar tarafından delil olarak bildirilmiş olan … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının aslı dosyamız arasına celp edilip incelendiğinde; Katılan …’ın şikayeti üzerine Sanık … hakkında bedelsiz senedi kullanma suçundan öncelikle …. Sulh Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden yargılamanın yürütülmüş olduğu, yargılama esnasında Sulh Ceza Mahkemelerinin Kapatılması sebebiyle dosyanın … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esasına kaydının yapılmış olduğu, sanık …’ın kollukta vermiş olduğu ifadede … ile araba alım satımı konusunda ilişkileri olduğunu, bu ilişkiden kaynaklı olarak aracın ödenmeyen 4 taksidinin güvencesi amacıyla o dönemde ortağı … alacaklı, borçlusu … olan 18.000,00 TL’lik senedi imzalayıp verdiğini, mahkeme huzurunda 01.10.2013 tarihinde vermiş olduğu “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, ben bedelsiz senedi kullanmadım, bizim müşteki ile araç alım satım ilişkimiz oldu, kendisi bana aracın devrini yapmadığı için ben aracı satamıyordum, bir yıl boyunca bundan dolayı zararım oldu, en son aracın devrini verdi, bu arada oluşan zarardan dolayı da daha önce teminat olarak vermiş olduğu senedi takibe koyabileceğimi söyledi, ben de zararıma karşılık senedi takibe koyduk” şeklindeki mahkememe içi ikrarında senedin açıkça teminat amaçlı verildiğini kabul etmiş olduğu, mahkemesince yapılan yargılama sonucunda şikayet hakkının süresi içerisinde kullanılmamış olması sebebiyle davanın düşürülmesine karar verilmiş olduğu görüldü.
İİK’nın Menfi tesbit ve istirdat davaları başlıklı 72. Maddesinin “(1)Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
(2)İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
(3)İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
(4)Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
(5)Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.
(6) Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
(7)Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
(8)Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca her ne kadar işbu davanın menfi tespit istemiyle açıldığı görülmüş ve yargılama esnasında bu kapsamda eksik harç ikmali yapılmış ise de davanın açıldığı 10.03.2021 tarihinden sonraki 15.03.2021 tarihinde davacı …’ın alacaklı olduğu başka bir icra dosyasına yatan 11.339,92 TL bedelin dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasına gönderilmesi üzerine kısmi ödemenin yapılmış olduğu, ödenen işbu tutar bakımından …’ın davasının bir kısmının istirdat davasına dönüşmüş olduğu görülmekle tereke temsilcisinin duruşma esnasında alınan beyanında istirdat taleplerinin bulunduğunun belirtilmesi üzerine bu şekilde yargılamaya devam olunmuştur.
Dava konusu bonoda teminat kaydı ibaresinin olmadığı, bononun teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya bononun önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir belge (İİK’nun 169/a maddesinde öngörülen) ile teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerekir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2001 gün ve 2001/12-233 E., 2001/257 K.; 20.06.2001 gün ve 2001/12-496 E., 2001/534 K.; 24.02.2010 gün ve 2010/19-67 E., 2010/99 K. sayılı kararlarında da aynı hususlar benimsenmiştir.
İspat külfetinin davacıda olduğu, davacının dava konusu bononun teminet senedi olduğu ve anlaşmaya aykırı doldurulduğu ve takibe konu bono sebebiyle borçlu olmadığını HMK.’nun 201. Madde uyarınca aynı kuvvette yazılı delille ispat etmesi gerekmektedir. Bu suretle, davacı tarafından imzalanan bono nedeniyle borçlu olunmadığına yönelik iddiaların yazılı delille ispatlanması gerekmekte olup, davacılar tarafından sunulmuş olan delil mahkeme içi ikrar mahiyetindeki ifade tutanağı olup senedin teminat amaçlı verilmiş olduğunun kabul edilmesi ve davacı … ile … arasında düzenlenmiş olan teminat sözleşmesinin bir suretinin mahkememize sunulmuş olması karşısında davacıların davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yargılama esnasında mahkememizce yapılan kontrolde davanın konusunu oluşturan ve borçlu olmadığının tespiti talep edilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından toplam alacak miktarının 23.422,68 TL olduğu, ancak davacıların 18.000,00 TL üzerinden harç yatırmış olduğu görülmekle davacılar vekiline dava açılırken borcun tamamına asıl alacak ve faize yönelik olarak mı menfi tespit talebinde bulunulduğuna dair talep sonucunu açıklamak ve borcun tamamına itiraz edildiğinin ve bu kapsamda karar verilmesinin talep edildiğinin bildirilmesi halinde eksik olan 92,60 TL harcı tamamlamak üzere verilen süre içerisinde borcun tamamına itiraz edildiğinin beyan edilerek eksik harcın tamamlanmış olduğu görülmekle dava değeri olarak 23.422,68 TL’nin kabulü ile davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunmaması, her davacının davasının ayrı bir davaya konu olması sebebiyle ayrı ayrı yargılama vekalet ücreti hesaplanarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
Davacıların davasının KABULÜ İLE;
1-Davacı …’ın (terekesinin); 18.000,00 TL bedelli, 15.07.2008 düzenlenme tarihli, 15.08.2008 vade tarihli, alacaklısı … Borçlusu … ve kefili … olan senetten ve işbu senedin takibe konulmuş olduğu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasından kaynaklı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile yargılama esnasında 15.03.2021 tarihinde icra dosyasına yatan 11.339,92 TL bedelin davalıdan istirdadı ile davacı …’ın terekesine ödenmesine,
2-Davacı …’ın; 18.000,00 TL bedelli, 15.07.2008 düzenlenme tarihli, 15.08.2008 vade tarihli, alacaklısı … Borçlusu … ve kefili … olan senetten ve işbu senedin takibe konulmuş olduğu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasından kaynaklı davalıya borçlu olmadığının tespitine,
3-18.000,00 TL bedelli, 15.07.2008 düzenlenme tarihli, 15.08.2008 vade tarihli, alacaklısı … Borçlusu … ve kefili … olan senedin iptaline,
4-Alınması gerekli olan 1.600,00 TL karar ilam harcından dava açılırken başlangıçta peşin olarak alınan 59,30TL, 248,10-TL ve 92,60-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 400,0‬0-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.200,00-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı … tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 151,90-TL(başvuru, vekalet ve tamamlama harcı) 171,75-TL posta gideri olmak üzere toplam 323,65-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
6-Davacı müteveffa … tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 248,10-TL peşin harcın, 25,60 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 273,7‬0TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı müteveffa …’ın terekesine verilmesine,
7-Davacıların yargılama esnasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili, tereke temsilcisi vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır