Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/707 E. 2021/565 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/707 Esas
KARAR NO:2021/565

DAVA:İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/12/2020
KARAR TARİHİ:13/07/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin davaya konu çeki cirolayarak … … AŞ’ye ciroladığını ve kargo yoluyla mezkur şirkete gönderdiğini, 16/01/2020 tarihinde kargo aracında hırsızlık meydana geldiğini ve müvekkilinin ciroladığı 2 adet çekin çalındığını, çeklerin iptali için ….Asliye Ticaret Mahkemesinde … Esas sayılı dosya üzerinden çek iptali davası açtıklarını, çekin davalıya cirolandığını, davalının çeki iktisapta iyiniyetli olmadığını, çeki iktisapta ağır ihmalinin bulunduğunu beyan ederek, icra dosyasına ödenen miktarın mevduata uygulanan en yüksek faizi ile davalıdan tahsili ile davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin çeki … … Ltd .Şti’den faktoring sözleşmesi kapsamında aldığını, müvekkilinin 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanununa ve ilgili yönetmeliklere uygun olarak iktisap ettiğini, müvekkilinin çeki iktisap ederken ağır kusurlu olmadığını beyan ederek, davanın reddine ve davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce ….Asliye Ticaret Mahkemesine ait … Esas sayılı dosyası celp edilip incelenerek dosyasına konulmuştur. …. İcra Dairesine ait … Esas sayılı takip dosyası UYAP sistemi üzerinden çıkarılmış, icra dosyasının incelenmesi sonucunda davalı tarafından, davacının da aralarında yer aldığı borçlulara karşı davaya konu edilen … şubesine ait 11.393,00TL bedelli keşidecisi … … Ltd. Şti. Olan … seri numaralı çek nedeniyle takip başlattığı, dosyaya davacı tarafından 02/07/2020 tarihinde 1.291,10TL, 01/07/2020 tarihinde 14.781,14TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Mahkememizce ….Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak davaya konu çekin davacının defterlerinden kayıtlı olup olmadığı, kayıtlı ise davacının çeki kimden aldığı ve kime ciroladığı hususlarında davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle rapor alınması istenilmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; davacının 2019 yılına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, çekin … firmasından alındığı ve … … AŞ’ye cirolandığı ifadelerine yer verilmiştir.
Mahkememizce davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle davalının davaya konu çeki iktisap ederken 6361 sayılı Kanunda belirtilen usullere uygun olarak iktisap edip etmediği, davalının çeki iktisapta ağır kusurlu veya kötüniyetli olup olmadığı hususlarında rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda özetle; davalının sunmuş olduğu 26/12/2019 tarihli … seri numaralı 11.880,00TL tutarlı faturanın irsaliyeli fatura olduğu, faturanın teslim alan ve teslim eden bölümlerinin imzasız olduğu, davaya konu çekin ciro silsilesinin görünürde bozuk olmadığını, dava dışı firmadan alınan çekin ciro silsilesinde davalıya çeki ciro edip veren kişinin ve devralınan faturada alacaklı olarak görünen kişi ve kişiden bir önceki cirantanın ve faturadaki borçlunun aynı kişiler olduğu, davalının çeki iktisap ederken Faktoring İşlemlerine Uygulanacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 2.bölümün 5.maddesinin 1/c.fıkrasına göre; istihbari çalışma yaptığına dair delil sunmadığı ifade edilmiştir.
Dava, davacının hamili olduğu çekin, çalınması nedeniyle rızası dışında elinden çıktığı iddiasına dayalı bir istirdat davası niteliğinde olup yasal dayanağı 6102 sayılı TTK 792. maddesidir.
Taraflar arasındaki faktoring sözleşmesi, dayanak fatura, çek teslim bordro suretleri dosyaya ibraz edilmiştir.
Faktoring sözleşmeleri, temelinde alacağın temliki hükümlerini barındıran Borçlar Kanunundaki tip sözleşmeler arasında yer almayan ve birden fazla tip sözleşmeyi kapsamına alan atipik nitelikte karma sözleşmelerdir. Faktoring sözleşmeleri üç köşeli işlemlerdir. Faktoring işlemlerinin tarafları olarak, alacağı temlik alan faktoring şirketi, temlik eden önceki alacaklı (faktoring şirketinin müşterisi) ve önceki alacaklıyla arasında temel hukuki ilişki bulunan borçlu olarak gösterilebilir. Faktoring sözleşmesinin niteliği gereği kural olarak borçlu, önceki alacaklısına karşı ileri sürebileceği şahsi defileri, temlik alan durumundaki faktoring şirketine karşı da ileri sürebilir. (6098 Sayılı TBK. Md 188/1, 6361 Sayılı Yasanın 9/2.maddesi)
6361 Sayılı Yasanaın 9/3.mnaddesinde yer alan; ” Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri halinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanılan defileri faktoring şirketine karşı ileri süremez; meğer ki, faktoring şirketi kambiyo senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun,” hükmünün somut olay bakımından uygulanıp uygulanmayacağı değerlendirildiğinde, belirtilen yasa hükmü faktoring işleminin tarafları olan borçlu, önceki alacaklı ve temlik alan faktoring şirketi dışındaki kambiyo senedinde ciro silsilesinde yer alan diğer kambiyo borçluları bakımından getirilmiş bir hükümdür.
Kanunun 9/3.maddesi hükmünün, faktoring işleminin tarafları arasında yer almayan kambiyo borçlularını ilgilendirdiği madde gerekçesinden de anlaşılabilmektedir. Zira gerekçenin son cümlesinde ”bu bağlamda 6102 Sayılı Türk Ticaret kanunun defiler başlıklı 687.maddesi ile paralellik sağlanması hedeflenmiştir.” denmiştir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 687/2.maddesinde ”Alacağın temliki hükümleri saklıdır.” hükmü yer almaktadır. 6361 Sayılı Kanunun 9/2.maddesi hükmünden hareketle faktoring sözleşmelerinde de alacağın temliki hükümleri uygulanacağından gerek 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 687/2. Maddesi, gerekse 6361 Sayılı Kanunun 9/2.maddesi karşısında faktoring işleminin taraflarından olan kambiyo borçluları hakkında alacağın temliki hükümlerinin uygulanacağı, aynı kanunun 9/3.maddesi hükmünün ise, faktoring işleminin tarafı olmayan ve ciro silsilesinde yer alan diğer kambiyo borçluları bakımından uygulanabileceği anlaşılmaktadır.
BDDK tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamayacaklarını ve tahsilini üstlenemeyeceklerini öngörmektedir. Keza yine faktoring işlem tarihi itibariyle anılan kanunun Geçici 1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan ve somut olaya da uygulanması gereken 10.10.2006 gün ve 26315 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunan Yönetmeliğin 22. maddesinde de benzer bir hükme yer verildiği görülmekte olup uyuşmazlığın çözümünde mezkur mevzuat hükümleri yanında kanun uyarınca konuyla ilgili usul ve esasları belirlemekle yükümlendirilen BDDK’nın bu husustaki genelgelerinin ve bu arada 8.7.2010 tarihli genelgesinin de dikkate alınması gerekmektedir.
Bilindiği üzere, yukarda anılan yasa maddesine dayalı davalarda ispat yükü davacı üzerinde olup davacı yan, öncelikle, dava konusu edilen çekin hamili iken rızası dışında elinden çıktığını ve hemen ardından da, davalının çeki iktisabında kötüniyetli veya ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlamalıdır.
Tüm bu mevzuat hükümlerinde öngörüldüğü üzere, faktoring şirketleri ancak sahih ve fatura ile tevsik olunan mal veya hizmet satışına dayalı olup alacakları devralabilirler. Bir başka söyleyiş- le, anılan hükümler gereğince, faktoring işlemi bakımından mal veya hizmet satışının sadece fatura ile tevsik olunması yeterli olmayıp faktoring şirketince faturaya konu mal veya hizmet satışının fiktif nitelikte olup olmadığı, işlem taraflarının ve faturanın güvenilirliği, ilgililerin mali durumları konularında araştırma ve istihbarat çalışması yapılması gerektiği, ayrıca temlik alınan alacağı temsil eden kambiyo senedinin fatura tutarı ile uyumlu olup olmadığına bakılarak açık uyumsuzluk halinde işlem yapılmaktan kaçınılması, senedi düzenleyen ve sair ilgililer açısından da borcun varlığı bakımından teyit işlemleri yapıldıktan sonra ve ancak tüm bu araştırma ve soruşturma sonucunda olumlu bir sonuca varılması halinde faktoring işlemi yapılmasının öngörüldüğü açıktır. Nitekim, 6361 sayılı Kanun’a dayalı olarak 1.1.2015 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 5., 6. ve 8. maddelerinde de yukarda belirtilen hususlar hakkında hükümler sevkedildiği, söz konusu hükümlerin yürürlükten kalkan bir önceki yönetmeliğe dayalı olarak çıkarılmış olan ve faktoring şirketlerinin uymakla yükümlü oldukları hususlara ilişkin 8.7.2010 tarihli genelgede belirtilen prensipleri geliştirerek pekiştirdiği görülmektedir. Faktoring şirketlerinin imtiyazlı kuruluşlar olduğu da gözetildiğinde, yukarda belirtilen usul-esaslar çerçevesinde bir inceleme-araştırma yapılmaksızın faktoring işlemi yapılması halinde, mevzuattan kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle hasıl olacak sonuçlar bakımından ağır kusurlu kabul edilmeleri gerektiği izahtan varestedir.
Tüm bu açıklamalarla birlikte, mahkememizce tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda, davacının davaya konu çekin hamili olduğu görülmüş ve davalı tarafından dosyaya sunulan 26/12/2019 tarihli … seri numaralı 11.880,00TL tutarlı faturanın irsaliyeli fatura olduğu, faturanın teslim alan ve teslim eden bölümlerinin imzasız olduğu görülmekle ve faktoring işlemi bakımından mal veya hizmet satışının sadece fatura ile tevsik olunması yeterli olmayıp faktoring şirketince faturaya konu mal veya hizmet satışının fiktif nitelikte olup olmadığı, işlem taraflarının ve faturanın güvenilirliği, ilgililerin mali durumları konularında araştırma ve istihbarat çalışması yapılması gerekirken bu çalışmaların davalı tarafından yapıldığına dair dosyaya herhangi bir delil sunulmamış olduğu, çeki iktisaba dayanak yapılan irsaliyeli faturanın imzasız olduğu da görülerek, davanın çeki iktisapta ağır kusurlu olduğuna karar verilerek, davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve kabul edilen miktarlara ödeme yapılan tarihlerden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davacı tarafından talep edilen kötü niyet tazminatı talebinin, davalının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının Davasının KABULÜ İLE,
16.072,24TL nin 14.781,14TL sine 01/07/2020, 1.291,10TL sine 02/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı ve davalının kötü niyet tazminatı taleplerinin şartlar oluşmadığından ayrı ayrı reddine,
2-Alınması gerekli olan 1.097,89TL karar ilam harcından peşin alınan 274,48-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 823,41-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 336,68-TL ( başvurma, vekalet harcı ve peşin harç) davetiye, posta gideri: 86,50-TL, bilirkişi ücreti 1.550,00TL olmak üzere toplam: 1.973,18-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT 13/2 maddesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00TL nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına.
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/07/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır