Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/593 E. 2021/542 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/593
KARAR NO : 2021/542
DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 30/10/2020
KARAR TARİHİ : 07/07/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, sözleşmede adı … A.Ş. olarak geçen açılımı … Ticaret Anonim Şirketi’nin hissedarı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, bu firmanın ticari faaliyet alanının, gayrimenkul yatırımı, inşaat, kat karşılığı inşaat sözleşmesi gibi gayrimenkullerle ilgili alanlar olduğunu, karşı tarafın ise, sözleşme konusu İstanbul … de bulunan … ada … parsel numaralı taşınmazda davacı ile birlikte hissedar olduğunu, ticari anlamda gayrimenkul yatırımcısı konumunda olduğunu, taraflar aralarındaki ticari ilişki ve karşılıklı edimler gereği 24.04.2015 tarihli protokolü yaptıklarını, sözleşmede 11 madde belirlendiğini, dokuz, on ve on birinci madde hükümlerinin, davaya konu olan tarafların edimlerini düzenlediğini, tarafların ticari ilişkileri gereği, davacının döviz üzerinden … şubesinden İban NO: … olan krediyi kullanmasının söz konusu olduğunu, bu kredinin bankaya ödenmesi konusunda İstanbul … de bulunan … ada … parsel sayılı taşınmazın satılması veya satılmaması durumuna göre anlaşma yapıldığını, söz konusu taşınmazın satıldığını, taşınmazın satılması durumunda, davacı …’in ödediği miktarların, davalının hissesi üzerinden ödenmesi ve verilmesinin kararlaştırıldığını, protokol de; … tarafından kullanılan kredinin … tarafın’dan ödenmesi gerektiği, …’in kredi için yaptığı ödemeleri karşılığında taşınmazdan alacağı payın arttırılmasının söz konusu olduğunu, ancak davalının söz konusu yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve … tarafından yapılan ödemeleri ödemediğini, sözleşme gereği, yerine getirilmesi gereken edimlerin Amerika Birleşik Devleti doları cinsinden olduğunu belirterek, sonuç olarak; fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 USD (Amerika Birleşik Devletleri doları) nin 24.04.2015 tarihinden USD cinsi ticari kredilere uygulanan en yüksek ticari kredi faizi yürütülerek tazminat bedeli olarak davalı tarafından davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile yasal vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 3. maddesi hükmüne göre, bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerden olduğunu ve aynı kanunun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağının hüküm altına alındığını, buna göre, bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerektiğini, taraflar arasındaki ilişkinin, sadece …’de bulunan bir taşınmazda hissedar olmalarından ibaret olduğunu, müvekkilinin mali müşavir olduğunu ve SGK’lı olarak çalıştığını, tacir olmadığını ve ticari işletme işletmediğini belirterek, görevsizlik kararı verilmesini ve davanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini, esas yönden ise, müvekkili ile davacı arasında ticari ilişki ve bu ticari ilişki nedeni ile alınmış hiçbir kredi olmadığını, davacının bu yöndeki soyut iddiasını reddettiklerini, taraflar arasındaki protokolde alacağın davalının taşınmazdaki hissesinden devir dışında başka şekillerde talep edileceğine ilişkin bir düzenleme olmadığını, protokolün 10. maddesinde aynen “…’in ödemek zorunda kaldığı taksitler karşılığında gayrimenkulden … hissesinden verilecektir” şeklinde olduğunu, yani davacının bir an için alacaklı olduğu kabul edilse dahi, işbu dava konusu protokol uyarınca alacağını taşınmaz hissesinden talep edebileceğini, bu nedenlerle protokole dayanarak alacak talebinin dinlenmesinin mümkün olmadığını, davacının, kendi üzerine düşün edimini yerine getirmediğinden müvekkilinin borç altına girmediğini, protokolün 5. maddesinde belirtilen tarafların hissedar oldukları bahse konu taşınmaz hakkında ikame edilmiş … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/… Esas sayılı dosyası ile görülen izale-i şüyu davasından feragat edilmediğini, davacı yanın, protokolde üstlendiği hiçbir yükümlülüğü yerine getirmediğini, ortada geçerli bir protokol bulunmadığından, davacıya talep hakkı vermemekte ve bu nedenlerden dolayı da müvekkilinin hiçbir borcunun bulunmadığını belirterek, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER :
Taraflar arasındaki 24.04.2015 tarihli protokol, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/… E. Sayılı dosyası. Nüfus kayıt örneği, tapu kaydı ve resmi senet, banka dekontları, … Ticaret İl Müdürlüğü, … Genel Müdürlüğü, … Ticaret Ve Sanayi Odası, … Birliği, … Memurluğu, … ve … Vergi Dairesinin müzekkere yanıtları
GEREKÇE :
… ‘nün 10/12/2020 tarihli müzekkere yanıtında; … nın gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunamadığının bildirildiği, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 14/06/2021 tarihli cevabi yazısında ise; …’nın kira gelirlerinden dolayı 01/01/2012-31/12/2019 tarihleri arasında mükellefiyet kaydının bulunduğunun tespit edildiğini, kira gelirli elde eden mükelleflerin 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre defter tutma yükümlülüklerinin bulunmadığı bildirilmiştir.
Mahkemenin görevine ilişkin kurallar kamu düzeninden olup mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınır.
TTK’nın 5. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmü yer almaktadır. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. TTK’nın 4. maddesinde nelerin ticari dava olduğu açıklanmıştır. Buna göre hükümde sayılan dava ve işlerin yanı sıra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar da ticari davadır.
Somut olayda; dava, 24/05/2015 tarihli protokole istinaden, tarafların 01/07/2015 tarihinden önce hissedarı oldukları İstanbul … de bulunan … ada 12 parsel numaralı taşınmazın satışı sonrasında, davacının ödemiş olduğu kendisine ait bir kısım kredi taksitlerinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık mutlak ticari davalardan olmadığından, davanın Asliye Ticaret mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için tarafların her ikisinin birden tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması zorunludur. Davaya konu uyuşmazlıkta; … ‘nin ve vergi dairesinin cevabi yazılarından davalının tacir olmadığı anlaşılmakla dava nisbi ticari davalardan olmadığı gibi mutlak ticari davalardan da değildir. Bu nedenle uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkeme, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-6100 Sayılı HMK. gereğince dava dilekçesinin görev yönünden REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
3-6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaatı halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4–6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararı kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edilmediği takdirde, resen mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
5-6100 Sayılı H.M.K.’ nun 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderlerinin (harç, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti v.b.) görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, tarafların yokluğunda, kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/07/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır