Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/569 E. 2023/278 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/569 Esas
KARAR NO : 2023/278
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2020
KARAR TARİHİ : 05/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ilgili icra dosyasında borçlu gözüken ve bono tanzim ettiği iddia olunan … …’in mirasçısı olduğunu, murisin uzun bir süre hastalığı sebebiyle tedavi gördüğünü, bu zaman zarfında alacaklı olan kişi ile aralarında böyle bir borç ilişkisinin doğmasına imkan olmadığı gibi, bu bedel üzerinden bir mal ve hizmet alış verişini ya da nakden bedel alış verişini gerçekleştirmelerine imkan bulunmadığını, yine murisin alacaklı görünen davalı ile aralarında hukuki bir ilişki olmadığını, murisin eli ürünü olduğu iddia edilen bono üzerindeki imzanın ve metnin murisin eli ürünü olmadığını, murisin sağlık koşulları sebebiyle de böyle bir bonoyu tanzim etme imkanına sahip olmadığını, murisin imza ve yazı örneklerinin incelenmesi sureti ile de bu durum ortaya çıkacağını, bu sebeple imza ve bono üzerindeki metne açıkça itiraz ettiklerini, taraflarına gönderilen onaysız surette açıkça anlaşılacağı üzere bono üzerindeki metin, bedel ve diğer hususlar açıkça belirtilmediğini, bedelin nakden ya da malen olduğu da açıklanmadığını, müvekkiline ödeme emri ekinde gönderilen onaylı olmayan bono suretinden anladıkları kadarı ile senet kambiyo vasıflarını taşımadığını, öncelikle bonoda kurucu unsur olan keşide yeri idari birim olarak belirtilmediğini, ödeme emrinin ekinde önce bono suretinin gönderilmemiş olması ve daha sonra da onaysız suretinin gönderilmiş olması da takibe geçildiği aşamada bononun üzerinde bu ibarenin olmadığı yönünde karine olduğunu, bononun vadesi murisin sağlığında dolduğu halde icra takibine sağlığında konu edilmediğini, vefat tarihi olan 19.05.2017 tarihinden kısa bir süre sonra bono icra takibine konu edildiğini, bu durumun dahi alacaklının kötü niyetli olarak hareket ettiği, murisin bonoya itiraz haklarını ortadan kaldırma amacıyla hareket ettiğini gösterdiğini, takibe girişmekle kötü niyetli davranan davalı hakkında %20’den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı-borçlunun işbu davaya konu icra takibine daha önce …. İcra Hukuk Mahkemesi’ne itiraz ettiğini, davacı-borçlu yanın itirazını …. İcra Hukuk Mahkemesi 2018/… Esas No 2020/… Karar No 06.02.2020 tarihli kararı ile reddettiğini ve icra takibinin devamına karar verdiğini, Ancak borçlu-davacı bu sefer menfi tespit davası açtığını, Davacı-borçlunun amacının alacaklı-müvekkilin alacağına ulaşmasını engellemek ve icra takibi dosyasını uzatmak olduğunu, davacı-borçlunun kötü niyetli olduğunu, Takibe konu bonoda düzenleme yerinin “İstanbul” olarak yazıldığını, bononun zorunlu unsurlarından olan ödeme yerinin açıkça belirtildiğini, bu sebeple yetkili icra müdürlüğünün İstanbul İcra Müdürlüğü olduğunu, İcra takibine konu bononun, muris … …’in eli ürünü olup …. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/… Esas 2020/… Karar nolu dosyada bilirkişi marifetiyle hazırlanan 23.10.2019 tarihli bilirkişi rapor ile sabit olduğunu, Bononun vade tarihine bakıldığı zaman 23.01.2016 tarihi olduğunu, Muris … … ölmeden önce bononun vadesi dolduğunu, icra takibinin her ne kadar muris … … öldükten sonra başlatılmış olsa da bu durum fark edildikten sonra mirasçılara yeniden ödeme emri gönderildiğini, işbu davaya konu bononun kambiyo vasfını taşıdığını, bonoda tüm kurucu unsurların yer aldığını, işbu bononun borçlu-müteveffa … … tarafından doldurulduğunu, TTK hükümleri ve yargıtay içtihatları uyarınca bononun, illetten mücerret olduğunu, bu sebeple aradaki ticari ilişkinin ispatlanmasına lüzum olmadığını beyanla davanın reddine karar verilerek haksız ve hukuka aykırı işbu davayı açması sebebiyle %20’den aşağı olmamak kadıyla icra-inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Deliller; … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası, … Bankası cevabi yazısı, … cevabi yazısı, bilirkişi raporu.
Dava, bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık bonodaki imzanın davacının murisine ait olup olmadığı, bononun şekil şartlarını haiz olup olmadığı ve davacının bonodan sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasındadır.
… İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklısının …, borçlusunun … … mirasçıları …, … olduğu, 23/01/2016 vade 23/01/2015 tanzim tarihli, keşidecisi … …, lehdarı … olan 260.000 TL bedelli bonoya istinaden 260.000,00 TL asıl alacak
, 440,00 TL ilam ve vekalet ücreti, 87,70 TL yargılama gideri, 32.439,45 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 292.967,15 TL üzerinden takip başlatıldığı görülmüştür.
Dosyanın grafolog bilirkişiye tevdii ile takibe konu 23/01/2015 keşide tarihli 260.000 TL bedelli bonodaki … … adına atılan keşideci imzalarının … …’e ait olup olmadığının tespiti noktasında rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş olup 07/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “1-Tetkik konusu, 23/01/2016 vade,23/01/2015 tanzim tarihli, alacaklısı …, borçlusu … … olan 260.000 TL değerli senet aslında bulunan borçlu namına alılmış üç adet imzanın, kopya veya taklit suretiyle atılmış olduğunu gösterir grafolojik bulguları taşımadığını, işlek ve karakteristik tersim edildiklerini,
2- Tetkik konusu, 23/01/2016 vade 23/01/2015 tanzim tarihli, alacaklısı …, borçlusu … … olan 260.000 TL değerli senet aslında bulunan borçlu namına atılmış üç adet imzanın, … …’e ait mevcut örnek imzalarla yapılan mukayeseli incelenmesinde, tümünün tersim tarzı, ebat, meyil ve istikamet, işleklik derecesi, seyir, sür’at, istif ityatları ve tazyik vasıfları bakımından aralarında uygunluk ve benzerlikler bulunduğunu tespit ettim. Tetkik konusu, 23/01/2016 vade 23/01/2015 tanzim tarihli alacaklısı … borçlusu … … olan 260.000 TL değerli senet aslında bulunan borçlu namına atılmış üç adet imzanın, … …’in eli mahsulü olduğu kanaatine vardım.” şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; dava keşidecisi davacının murisi olan bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı tarafça, 23/01/2015 tanzim, 23/01/2016 vade tarihli, keşidecisi … …, lehdarı … olan 260.000 TL bedelli senette muris adına atılmış bulunan imzanın murisine ait olmadığı ileri sürülmüş ise de, keşideciye ait imzaların bulunduğu evrak asılları celp edilerek grafolog bilirkişiden alınan raporda senetteki … … adına atılan keşideci imzalarının imzaların davacı eli ürünü olduğunun belirlendiği, senet asılının ve senetten önceki tarihli evrak asıllarının incelendiği, raporun yeterli ve hükme elverişli olduğu değerlendirilmiştir. Bononun TTK.nın 776. maddesinde düzenlenen unsurların tamamını taşıdığı ve kambiyo senedi vasfında olduğu, senedin bedelsizliğine dair iddiayı ispat yükü üzerinde olan davacı bu iddiasını, HMK’nın 201. maddesi gereğince yazılı delille ispat yükü altında olup senedin bedelsizliği de ispat edilemediğinden davanın reddine dair aşağıda belirtildiği şekilde karar verilmiştir.
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
Davalı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL harcın, peşin alınan 4.440,15 TL harçtan mahsubu ile artan 4.260,25‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 39.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde kendilerine iadesine,
5-Tarafların arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00TL nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına.
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin e duruşma ile yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/04/2023

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)