Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/555 E. 2023/179 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/555 Esas
KARAR NO : 2023/179
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2020
KARAR TARİHİ : 14/03/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … Tic.: Ltd. Şti. ile 22.02.2018 tarihinde bayilik -sözleşmesi imzaladığını, sözleşmenin 31.12.2018 tarihine kadar geçerli olduğunu, müvekkili şirketin bu sözleşme ile bayi sıfatıyla davalı şirketçe üretilen, ithal edilen ürünleri perakende olarak pazarladığını, müvekkili şirketin ile davalı şirket arasında akdedilen 14.12.2018 tarihli sözleşme yine genel esaslar dâhilinde önceki sözleşmenin devamı niteliğinde olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşmeler doğrultusunda müvekkili şirketin, Yozgat iline bağlı … , ilçeleri ile Kayseri iline bağlı … ilçelerinde satış yapmaya yetkili olduğunu ve satış yaptığını, davalı şirketçe müvekkili şirket tarafından verilen siparişlerin yerine getirilmediğini, siparişlerin yerine getirmemesinin sebebi olarak ise ihracatın yapılmadığını, elde mal olmadığı vs. sebepler ileri sürüldüğünü, 2019 yılında toplam 12 adet sipariş verildiğini ve davalı şirketin bu siparişlerden yalnızca 2-3 tanesini gönderdiğini, diğer ürünlerin yurt dışından geleceğini ileri sürerek teslimden kaçındığını ancak yurtiçindeki başka bayilerine ürünlerin (traktörlerin) teslimini yaptıklarını, davalı şirketin müvekkiline ihtarname göndermek sureti ile sözleşmeden fesh edildiğini öğrendiklerini, sözleşmenin davalı tarafça haksız feshinden kaynaklı olarak müvekkilinin yoksun kaldığı kar olarak 50.000,00 TL tazminatın fesih tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, sözleşmenin davalı tarafça haksız feshinden kaynaklı olarak 6000,00 TL Portföy (denkleştirme) tazminatının fesih tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 22.02.2018 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca davacıya alış ve satış hedefleri belirlendiğini, davacı 31 adet traktör sipariş etmesine rağmen, bunlardan yalnızca 22 tanesini satarak ürünlerin tüketiciye ulaşmasına yönelik hedeflerinin çok altında kaldığını, akabinde 2018 yılının sonunda bayiliğin devamı amacıyla 14.12.2018 tarihli sözleşme imzalandığını ve bu sözleşmenin 7.1 maddesi tahtında davacı, her bir takvim ayında müvekkil şirketten en az 2 adet traktör sipariş etmeyi ve satın almayı ve her bir takvim ayında müşterilere en az 2 adet traktör satmayı gayrikabili rücu ve koşulsuz şekilde kabul ve taahhüt ettiğini, buna rağmen, 30 Kasım 2019 tarihi itibari ile davalı şirketten 11 (on bir) adet traktör satın aldığını sözleşme madde 11 tahtında düzenlenen yıllık asgari hedefler bakımından, sene sonu itibarı ile yıllık hedef mutabakatı uyarınca yılda 25 traktör alıp 30 traktör satacağı kararlaştırılmış ise de bu hedeften hayli uzak olunduğu tespit edildiğini, 02.09.2020 tarihinde davacının Sivas’ta katılacağını beyan ettiği fuarın masraflarının müvekkili Şirket’e ait olmak üzere fuar alanına 5 adet traktör gönderildiğini yalnızca 3 tanesini satılabildiğini, fuar sonrası satılmayan 2 adet ürünün iade ettiğini, açıklanan sebeplerle davacının haksız ve kötü niyetli davasının reddine karar verilmesini, avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, taraflar arasında akdedilmiş olan bayilik sözleşmesinin haksız feshedildiğinin tespiti ile yoksun kalınan karın ve denkleştirme tazminatının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilmiş olan 22.02.2018 tarihli bayilik sözleşmesi kapsamında davalının bayiliğini üstlendiğini, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshetmesi sebebiyle zarara uğradığından bahisle sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin feshi sebebiyle yoksun kalınan kar için 50.000,00 TL’nin ve 6.000,00 TL portföy tazminatının fesih tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiş olduğu görülmüştür.
Bayilik sözleşmesi; çerçeve niteliğinde, süreklilik arz eden ve üreticinin belirli bir bölgede satılmak üzere bir kısım malı bayiye gönderdiği, buna karşılık bayinin de üreticinin dağıtım ağına dahil olarak sözleşme konusu mal veya hizmeti kendi adına ve hesabına satmayı ve ayrıca, bu mal ve hizmetlerin sürümünü arttıracak faaliyetlerde bulunma yükümlülüğünü üstlendiği bir sözleşme tipidir.
Genel olarak portföy tazminatı, acentelik sözleşmesi sona erdikten sonra, bu ilişkinin devamı boyunca acentenin kişisel gayretiyle yarattığı müşteri çevresinden akidinin halen yararlanması, acentenin ise yararlanmaması nedeniyle uğradığı kaybın karşılığıdır. 6102 sayılı TTK’nın 122. maddesinde açıkça “denkleştirme istemi” olarak tanımlanan, doktrinde de “müşteri tazminatı”, “portföy tazminatı”, “portföy akçesi” olarak da ifade edilen bu tür tazminatın talep edilebilmesi için kanunun 122. Maddesinin “(1) Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra;
a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa,
b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve
c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa,
acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.
(2) Tazminat, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınır.
(3) Müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamaz.
(4) Denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemez. Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerekir.
(5) Bu hüküm, hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi hâlinde de uygulanır.” şeklindeki düzenlemesinin atfıyla somut olay bakımından da taraflar arasında akdedilmiş olan bayilik sözleşmesi kapsamında işbu sözleşmenin tek satıcılık yetkisi vermesi ve sözleşmenin bayi aleyhine haksız olarak sonlandırışmış olması halinde bayi işbu kanuni düzenleme uyarınca diğer koşulların varlığı halinde denkleştirme / portföy tazminatı talep edebilecektir.
Somut olayda dava dilekçesi ekinde sunulmuş olan “Bayilik Sözleşmesi” başlıklı 22.02.2018 tarihli sözleşme incelendiğinde sözleşmenin 1. Maddesinde “… Bu sözleşmenin süresi; yürürlük tarihinden başlamak üzere, tarafların sözleşmeyi tek taraflı fesih edebilme haklarını düzenleyen maddeleri saklı olmak koşuluyla 31 ARALIK 2018 tarihine kadar geçerlidir. Bu sürenin bitiminde KTT tarafından en az (15 gün) önceden yazılı olarak aksine bir talepte bulunulmaması halinde sözleşme kendiliğinden ve aynı şartlarda 1 yıllık süre için yenilenecektir. Bu yenilenme suretiyle de olsa sözleşme en fazla 5 (beş) yıllık süreyi kapsayacaktır.” şeklindeki düzenlemesi, 3.1. Maddesinin ” Bayi bütün siparişleri yazılı olarak verecektir.”, 3.4. “Bayi talebini karşılayıp karşılamamakta KTT serbesttir.”, 4.11. “BAYİ, sözleşme süresince, bu sözleşmenin ayrılmaz bir parçası ve devamı olan Ek1 deki protokol ile belirlenen miktarlarda satış yapmakla yükümlüdür. Belirlenmiş miktarlarda satış yapılamaması durumunda KTT, tahsis edilmiş ile veya bölgede başka bayilikler tesis edebileceği gibi oluşan fark sebebiyle mahrum kaldığı hakların ödenmesini isteyebilir.” , 14. Maddede sözleşmenin feshi ve sonuçları başlığı altında düzenlenmiş olan 14.1. “BAYİ’nin bu sözleşmede belirlenen yükümlülüklerden herhangi birisini yerine getirmemesi halinde KTT yazılı veya sözlü hiçbir ihtar veya ihbarda bulunmaksızın bu sözleşmeyi süresinin bitiminden önce tek taraflı olarak feshederek BAYİ’nin teminatını irad kaydeder. BAYİ baştan bunu kabul ve taahhüt eder.”, 14.3. “Sözleşmenin KTT tarafından feshi halinde BAYİ, KTT’den hiçbir suretle zarar, ziyan ve tazminat talebinde bulunamaz. KTT, BAYİ’nin yaptığı yatırım ve harcamalarını tazmin etmek etmek yükümlülüğünde değildir. BAYİ, dekorasyon, organizasyon dahil hiçbir zarar, ziyan ile mahrum kalınan kar, portföy / müşteri tazminatı ve bunun gibi hiçbir tazminat talebinde bulunamaz.” şeklinde düzenlemeler mevcut olduğu görülmüştür.
Ayrıca taraflar arasında ilk akdedilen sözleşmenin uzatılması mahiyetinde 14.12.2018 tarihinde yeniden akdedilmiş olan bayilik sözleşmesi de incelendiğinde işbu sözleşmenin amaç ve konu başlıklı 2. Maddesinde “İşbu sözleşmenin amacı ve konusu Ürünlerin sadece perakende şekilde ve işbu sözleşme şartlarına tabi olmak üzere pazarlanması ve satışı için Bayi’nin bölge içerisinde münhasır olmayan şekilde Şirket’in yetkili bayisi olarak atanması ve tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesinden ibarettir.”, 3.2. “İşbu sözleşme Bölge içerisinde Bayi’ye herhangi bir münhasırlık hakkı vermemektedir. Şirket bu sözleşmenin yürürlüğü süresince ve sonrasında Bölge içerisinde başka bir bayi atama hak ve yetkisine sahiptir.” , 7.1. “İşbu sözleşme madde 11 ( Yıllık Asgari Hedefler) hükümlerine halel gelmemek üzere, Bayi (a) her bir takvim ayında şirketten en az 2 (iki) adet ürün sipariş etmeyi ve satın almayı ve (b) her bir takvim ayında Müşterilere en az 2 (iki) adet ürün satmayı gayrikabili rücu ve koşulsuz şekilde kabul ve taahhüt eder.” , 19.2. “Madde 15.2’de veya sözleşmenin başka bir hükmünde düzenlenen fesih hakkına halel getirmeksizin Şirket, işbu sözleşmeyi aşağıdaki hallerden birinin gerçekleşmesi durumunda Bayi’ye gönderilen yazılı ihbar ile (Sözleşmenin başlangıç süresi de dahil) geçerli olmak üzere feshetme hakkına sahiptir. … (b) Bayi’nin ilgili sözleşme yılında yıllık asgari hedeflere ulaşamaması, (c) Bayi’nin işbu sözleşme madde 7.1.’de belirtilen her ay için en az iki (2) alım veya en az 2 (2) satış taahhüdünü yerine getirmemesi” şeklindeki düzenlemeler uyarınca dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup tarafların rapora karşı beyan ve itirazları da değerlendirilmek suretiyle hazırlanan kök ve ek raporlar doğrultusunda; ayrıca tarafların ticari defterleri farklı yerlerde olması sebebiyle farklı bilirkişilerce yapılan inceleme, davalının sistem kayıtları üzerinde yapılan incelemeler neticesinde hazırlanmış olan tüm raporlar incelendiğinde bilirkişilerin yaptığı tespitlerin özetle;
Dosya kapsamında bulunan sipariş formları ve davalı tarafından davacıya düzenlenen traktör faturalardaki miktarlara göre davacı tarafından, taraflar arasında 2019 yılı için yapıları sözleşme gereği aylık 2 adet asgari alım taahhüdüne uyulmadığı,
2019 yılı için yapılan sözleşmede asgari alım miktarının aylık 2 adet traktör olduğu, davalı defter kayıtlarına göre davalı tarafından davacıya düzenlenen traktör sayılarının 11 olduğu,
Davalı defter kayıtlarına göre 2019 yılı Ocak, Nisan, Haziran, Temmuz, Ekim ve Aralık aylarında davalıya traktör faturası düzenlemediği,
Siparişleri sistem üzerinden değil de 2019 yılı itibariyle e-posta ile aldığı ve ilgili e- postalara göre 2019 yılında toplam 11 adet ve 2020 yılında ise 3 adet sipariş verdiği,
Mahkememize bildirilmiştir.
Bilirkişiler tarafından yapılan denetime ve hüküm kurmaya elverişli tespitler uyarınca somut olayda taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşme kapsamında davacının sözleşme ile üstlenmiş olduğu sipariş verme edimini ve taahhüdünü yerine getirmemiş olduğu, işbu hali ile davalının, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin feshine yönelik bildiriminin, sözleşmenin 19.2. Maddesi uyarınca derhal haklı nedenle fesih olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmış olup; davalının haklı nedenle derhal fesih hakkını kullanmış olması sözleşmenin yazılı olarak süresinden en az belli bir süre önce davacıya bildirimde bulunması ihtimali bakımından geçerli olmadığı, tarafların herhangi bir geçerli sebep olmaksızın akdedilmiş olan sözleşmeyi aralarında devam ettirmek istemedikleri ihtimalinde sözleşmenin bitim süresinden belli bir süre öncesinde birbirlerine yazılı olarak ihtarda bulunmaları gerektiği, aksi halde sözleşmenin aynı süre için tekrardan uzamış sayılması gerektiği kabul edilmekte ise de somut olayda bu koşulun uygulanamayacağı, taraflar arasındaki sözleşmenin davalının haklı nedenle derhal fesih ihbarında yazılı olarak beyanda bulunması üzerine sona ermiş olduğu, sözleşmenin sona ermesine davacının sözleşme kapsamında basiretli tacir olarak üstlenmiş olduğu edim ve taahhütlerini yerine getirmemiş olmasının sebebiyet verdiği görülmüştür.
Yukarıda anılan genel açıklamalar ve taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmeler incelendiğinde bayilik sözleşmesi kapsamında davalı tarafından davacıya çalışma alanı içerisinde tek satıcı olma , tekel olma hakkının verilmemiş olduğu görülmüştür. İşbu sebeple davacının talep etmiş olduğu portföy tazminatı istemi bakımından yapılan kontrolde; TTK’nın 122. Maddesinin 5. Fıkrasının atfıyla taraflar arasındaki ilişkinin acentelik veya tek satıcılık ilişkisi olmadığı, taraflar arasında akdedilmiş olan bayilik sözleşmenin 2. Maddesi ile davacı yana münhasırlık yetkisi tanınmadığının açıkça belirtildiği, portföy tazminatının talep edilebilmesi için gerekli yasal koşulların oluşmadığı kanaatine varılmış olup davacının portföy tazminatı / denkleştirme tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde ayrıca mahrum kalınan kar isteminde bulunulmuş olduğu görülmekle yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca davacının sözleşmenin feshine sebebiyet vermiş olduğu, davalının sözleşmeyi haklı nedenle feshetmiş olduğu da göz önünde alındığında davacının mahrum kalınan kar isteminde bulunamayacağı kanaatine varılarak işbu talebinin de reddine karar vermek gerektiğinden davacının davasının tüm talepler yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklanmış Olduğu Üzere;
1-Davacının Davasının REDDİNE
2-Alınması gereken 179,90-TL karar ilam harcının başlangıçta peşin alınan 956,34-TL harçtan mahsubu ile artan 776,44-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
5-Davalı yargılama esnasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT m.7/2 hükmü uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00TL nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına.
7-Taraflar tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde … Mahkemesine İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 14/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.