Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/54 E. 2021/224 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/54
KARAR NO : 2021/224

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan
Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/05/2015
KARAR TARİHİ : 17/03/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Müvekkilinin eşi maktûl …’ın kendi sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile 4.6.2013 tarihinde tek taraflı olarak trafik kazası geçirdiğini ve bu kaza neticesinde ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini ve…’ın olay yerinde vefat ettiğini, maktûl …’ın meydana gelen kazada tamamen kusurlu olduğunu, …Cumhuriyet Başsavclığının… soruşturma numarası ile Kovuşturmaya Yer olmadığına dair karar verildiğini, maktul …’ın kullandığı … plakalı aracın… poliçe numarası ile kaza tarihini kapsayan başlangıç 07/07/2012 ile bitiş 07/07/213 tarihleri olmak üzere … tarafından …Sigorta A.Ş. den Zorunlu Mali Sorumluluk sigortası ile sigortalandığını, kaza tespit tutanağına ilişkin kusur dağılımında maktul …’ın tam ve asli kusurlu bulunduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun verdiği 22.2.2011 tarih ve 2011/17/787 E., 2012/92 K.sayılı kararı ışığında müteveffa…’ın tamamen kusurlu olduğu varsayılsa dahi, müvekkilinin destekten yoksun kalma tazminatına hak kazandığını, …’ın kullandığı aracın sigortacısı… Sigorta A.Ş. müvekkili…’a karşı uğradıkları maddi zarardan sorumlu olduğunu, müvekkilinin bu konuda davalıya daha önceden başvurduğunu ancak davalı sigorta şirketinin 12.9.2013 tarihli cevabı ile taleplerinin poliçe kapsamında olmadığından ve kazada …’ın kusurlu olması sebebi ile olumsuz yanıtlandığını ve talebin ret edildiğini, TBK m.53.uyarınca ölüm halinde uğranılan zararların ” cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” olduğunu, müteveffanın kaza tarihinde 58 yaşında olduğunu, vefat etmemiş olsaydı eşine hayat boyunca destek olacağını, müvekkilinin bu nedenle büyük bir mağduriyet yaşadığını, maktulün şoför olarak kamyon işletmesinde çalıştığını, maktulün aktüer hesabının yapılarak geride kalan ve bakmakla yükümlü olduğu mirasçısı davacının hak ettiği destekten yoksun kalma tazminatının belirlenmesi ve bu rapora göre müvekkiline destekten yoksun kalma tazminatı verilmesini belirterek, sonuç olarak, davanın kabulü ile, vefat eden …’ın eşi… adına kazaya karışan araç sigortacısı davalı … Sigorta A.Ş den TBK 53 maddesi uyarınca, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500,00-TL tutarı, destekten yoksun kalma tazminatının …hesabının yapılarak kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 4.500,00TL tutarındaki maddi tazminatın tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;14.5.2015 tarih ve 29355 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.6.b ve A.6.d maddeleri gereğince davanın reddinin gerektiğini, …’ın dava konusu trafik kazasında kendi kusuru ile vefat ettiğini nu nedenle reddinin gerektiğini, geçerli olan kuralın ” hiç kimsenin kendi kusunudan faydalanamayacağıdır ” Hukuk Genel Kurulunun 22.2.2012 tarih ve 2011/17-787 E.ve 2012/92 K. Sayılı ilamı ve 15.6.2011 tarih ve 2011/17-142 E., 2011/411 K.sayılı ilamı sebebi ile Hukuk Genel Kurul kararının hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile, böyle bir içtihada istinaden hüküm tesis edilecekse de, bahse konu hükmün karardan sonraki tarihte meydana gelen kazaralar ilişkin başvurulara uygulanması gerektiğini, Karayolları Trafik Kanununun 85,91 ve 92.maddeleri ile sigorta şirketlerinin sorumluluk alanının çizildiğini, sigorta şirketi KTK.’nun 85 ve 91 maddeleri uyarınca işletenin hukuki sorumluluğunu poliçe limitleri ile sınırları içinde üstlendiğini, KTKn.un 92.maddesinde ZMM sigortası dışında kalan hususların açıklandığını, KTK’nun 92 maddesinin ( a ) ve ( c ) bendinden de bahsetmek sureti ile, Karayolları Trafik Kanunun 92.maddesi uyarınca müvekkili şirketinde sorumluluğunun bulunmadığını, meydana gelen trafik kazasının poliçe teminatı dışında kaldığını, destekten yoksun kalanların 3.kişi konumuda olmadığını, trafik kazasında sürücünün kendi kusuru ile vefatı halinde geride kalan destek olunanların sigorta şirketinden tazminat hakkı bulunmadığını, işbu davanın Karayolları Trafik Kanunu ve Genel Hukuk İlkeleri çerçevesinde reddinin gerektiğini, HMK 114/1-c maddesi gereğince görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, görev yönünden davanın reddi gerektiğini, taraflar arasında imzalanmış herhangibir anlaşma bulunmadığını, dolayısı ile huzurdaki işbu davanın ticari bir dava olarak görülmesinin hatalı olduğunu, poliçedeki ölüm hali ( destekten yoksunluk ) tazminatı teminat limitinin 250.000,00TL olduğunu, avans faizi talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu davacının ancak yasal faiz talep etme hakkı olduğunu, kaza tarihinden itibaren faiz talebinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, sonuç olarak, poliçe genel şartları gereğince davanın reddine, …’ın kendi kusuru sonucu vefat ettiğinden, Karayolları Trafik Kanunu, Genel hukuk ilkeleri ve Anayasa çerçevesinde davanın reddine, görev itirazının kabulü ile davanın reddine, haksız avans faizi talebinin reddine, kaza tarihinden itibaren faiz talebinin reddine, cenaze ve defin giderleri talebinin reddine, yargılama giderlerinden müvekkili şirketin sorumlu tutulmamasına , vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini savunmuştur.
Tarafların mali ve sosyal durumları araştırılmış, trafik, SGK ve sigorta kayıtları, nüfus kayıt örneği ile kusur oranı ile tazminat miktarının tespiti için yerel bilirkişilerden rapor alınmıştır.
Davacı vekili, hesaplanan bilirkişi raporu doğrultusunda mahkememize sunmuş olduğu 22.12.2016 tarihli değer arttırım dilekçesi ile maddi tazminat talebini 103.520,42-TL artırarak 108.520,42- TL maddi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkememizin 27/09/2017 gün ve … Esas,… karar sayılı ilamı ile; “…Davanın KABULÜ İle 108.520,42 TL maddi tazminatın 04/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir.
Verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 29/11/2019 tarih ve 2017/2779 Esas 20198/3867 Karar sayılı ilamı ile; “… mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumu’na tekrar müzekkere yazılarak davacı eşe bağlanan ölüm gelirinin rücuya tabi olup olmadığı ve ilk peşin sermaye değeri sorulmak suretiyle, rücuya tabi ise ilk peşin sermaye değerlerinin hesaplanan tazminattan mahsubu için bilirkişiden ek rapor aldırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2017/3361 esas ve 2017/10116 karar, 2015/6026 esas ve 2017/12087 karar, 2019/792 esas ve 2019/3005 karar sayılı ilamları)” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Yeniden esas alınarak yapılan yargılama neticesinde; usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlanmış, istinaf ilamı doğrultusunda, SGK’ya müzekkere yazılarak; Müteveffa …’ın vefatı nedeniyle, eşine bağlanan ölüm gelirinin rücuya tabi olup olmadığının bildirilmesi, ayrıca, yapılan ödemenin rücuya tabi olması halinde, ilk peşin sermaye değerinin bildirilmesi için müzekkere yazılmış, müzekkere yanıtı geldikten sonra, dosya aktüerya bilirkişisine tevdi ile; SGK dan gelen yazı cevabı doğrultusunda ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş olup, aktüerya uzmanı … tarafından sunulan 03/02/2021 tarihli raporda özetle; SGK Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Bağımsız ve Hizmet Akdiyle Çalışanlar Emeklilik Daire Başkanlığı ilgili yazısında haksahibi …’a yapılan ödemenin İlk Gelir Peşin Sermaye Değeri olan 78.475,02 TL nin rücuya tabi olmadığının belirtildiğini, yapılan açıklamalar sonucunda. önceki kök raporda değişikliği gerektiren herhangi bir neden olmadığından, kök raporda bir değişiklik yapılmadığını, sonuç olarak; takdiri mahkemeye ait olmak üzere 04.06.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefat eden …’ın, geride kalan davacı eşi…’in nihai ve gerçek maddi zararının 108.520,42-TL den ibaret bulunduğu hususları rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, 04/06/2013 tarihinde meydana gelen tek taraflı kazada davacının desteği araç sürücüsü …’ın kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, davacının ölenin desteğinden yoksun kalan 3.kişi sıfatıyla dava açtığı, …ın ölümü nedeniyle davacı … ın 108.520,42 TL destekten yoksun kalma zararı oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyada mevcut 20.8.2013 tarihli dilekçe ile davacı vekili tarafından ödeme hususunda davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğu ve anılan dilekçenin 22.8.2013 tarihinde davalı sigorta şirketinin kayıtlarına geçtiği ve kaşelendiğinin anlaşıldığını, bu duruma göre, başvurunun yapıldığı 22.8.2013 tarihini takip eden ( 8 ) işgünü sonu olan 04/09/2013 tarihinin temerrüt ve faiz başlangıç tarihi olarak kabul edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile 108.520,42 TL nin 04/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli olan 7.413,02 -TL karar ilam harcından, peşin alınan 27,70-TL +ıslah harcı 353,58-TL nin mahsubu ile noksan kalan 7.031,74- TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapıldığı belgelenen 59,50-TL ilk dava gideri (başvurma harcı, peşin harç ve vekalet harcı), 353,58-TL ıslah harcı, 359,30-TL davetiye ve posta gideri ile 2.550.00-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 3.322,38-TL yargılama giderinin davalıdan tahsil olunarak davacıya verilmesine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan posta masraflarının üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 14.259,44-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
6-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda , kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 17/03/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır