Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/524 E. 2023/183 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/524 Esas
KARAR NO : 2023/183

DAVA : Maddi ve manevi tazminat
DAVA TARİHİ : 04/10/2018
KARAR TARİHİ : 16/03/2023

DAVA: Davacı vekili İzmir …Asliye Ticaret Mahkemesinin … nolu esasına kaydedilen dava dilekçesinde; müvekkili şirketin uzun yıllardan bu yana gıda sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkili ile davalı şirket arasında davalı şirkete ait … ve İrem markalı ve diğer markalarına haiz ürünlerin pazarlanması, dağıtımı, tedariki ve satışı hususlarında her türlü hizmet ve lojistik hizmetin verilmesi hususlarını kapsayan bayilik ilişkisi kurulduğunu, taraflar arasında 1990 yılında tesis edilen bayilik ilişkisi kapsamında müvekkili şirketin davalı şirketin İzmir Bölge Bayisi sıfatı ile İzmir ili ve çevresinde 1990 yılından Eylül 2018’e kadar 28 yılı aşkın süre hizmet verdiğini, 1990-2018 yılları arasında davalının İzmir ilinde başka bir bayisi bulunmadığını, davacının ayrıca Bodrum, Kuşadası, Marmaris, Ayvalık ve benzeri tatil yerlerinde yerel satış noktaları, oteller ve ulusal zincir mağazalar ile Aydın, Manisa, Denizli, Balıkesir illerinde satış noktalarına, ulusal zincir mağazalara, …, … ve diğer markalara haiz davalı ürünlerinin pazarlamasını, dağıtımını sağladığını, böylece davalı ürünlerinin satışının yapıldığı portföyün davacı tarafından oluşturulduğunu, hal böyle iken davalı şirketin 2017 yılından itibaren davacıya karşı ürün tedarikini ağır şartlara bağlamak, ürün sevkiyatını minimum seviyeye indirmek sureti ile davacının aylık ve yıllık ürün satış cirolarının düşmesine, davacının zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, taraflar arasındaki 28 yıldır devam eden bayilik ilişkisinin tasfiye edilmeden 2018 yılı Ağustos ayında davacı şirket nezdinde uzun yıllardır görev yapan 28.09.2017 tarihinde işten ayrılmış eski yönetim kurulu üyesi genel müdür yardımcısı, tedarik ve satış müdürü …’in 29.09.2017 tarihinde kurmuş olduğu, … Ltd. Şti. ile bayilik ilişkisi tesis ettiğini, …in ve temsilcisi olduğu … Ltd. Şti. ‘nin davacı şirkete haksız rekabet teşkil edecek şekilde piyasada faaliyet göstermeye başladığının tespit edildiğini, …’in davacı şirketin ticari sırlarını kötüye kullanarak, müşteri portföyünde bulunan tüm tedarikçi ve müşterilerine satış yaparak, haksız rekabet ilkelerine aykırılık teşkil edecek şekilde faaliyette bulunduğundan, … aleyhine İzmir …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı haksız rekabetten kaynaklanan tazminat davası ikame edildiğini, davalının …’in davacı aleyhine haksız rekabete konu eylem ve tasarruflarından haberdar olduğu halde, onu ödüllendirircesine tek hissedar olduğu …Tic. Ltd. Şti. ile bayilik ilişkisi tesis edildiğinin öğrenildiğini, davalının bu eyleminin ticari örf ve teamüllerine, dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, bunların yanı sıra davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki kapsamında davalı şirkete verilmiş bulunan …Bankası tarafından düzenlenmiş 250.000,00-TL bedelli teminat mektubunun davalı şirket tarafından herhangi bir bildirim yapılmaksızın, haksız olarak 07.09.2018 tarihinde nakde çevrildiğini, davalı şirketin bu tasarruflarının davacıyı ciddi anlamda ekonomik sıkıntıya soktuğunu, kredibilitesini yok ettiğini, piyasadaki itibarını zedelediğini, davalı şirketin bu haksız tasarrufları nedeniyle taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin davacı şirket tarafından Bornova …Noterliğinin 10.09.2018 tarihli…yevmiye numaralı ihtarnamesi ile haklı olarak tek taraflı sona erdirildiğini ileri sürerek, davalının 28 yıllık bayilik ilişkisi sırasında davacının oluşturduğu müşteri portföyünü hiçe sayarak, müvekkili şirketin müşteri portföyünü haksız olarak kullanan …ve bunun kurucusu tek ortağı olduğu …Ltd. Şti. İle bayilik ilişkisi kurma şeklindeki haksız ve kusurlu eylemleri ile ticari faaliyetlerinin, iş hacminin azalması karşısında davalının bayilik koşullarına aykırı haksız, kusurlu eylemleri olmasaydı müvekkilinin bayilik ilişkisi kapsamında müşterilere ürün satacağı, kar elde edeceği dikkate alarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.500.000,00-TL, mahrum kalınan karın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsiline, davalı şirketin ürünlerinin pazarlanması için davacı tarafından 28 yıllık emek ile meydana getirilen müşteri portföyü nedeni ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 250.000,00-TL portföy tazminatının dava tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsiline ve davalının müvekkili ile bayilik ilişkisi devam ederken, … Ltd. Şti. İle bayilik ilişkisi kurmak, bu kapsamda ekonomik mahfına sebebiyet vermek ve ayrıca haksız tasarrufları ile davacı müşterileri nezdindeki ticari itibarını zedelemesi nedeniyle 250.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili davayı görmeye müvekkilinin muamele merkezi olan İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu bildirerek yetki itirazında bulunmuş, ayrıca taraflar arasında bayilik ilişkisi bulunmadığını, zaman zaman mal satım ilişkisi olduğunu, müvekkilinin 40 yılı aşkın bir süredir işlenmiş et ürünlerinin üretimi, ticareti ve pazarlaması işiyle uğraştığını, müvekkilinin ürettiği ürünlerini, doğrudan zincir mağazalar ve aralarında davacının da olduğu muhtelif toptancı firmalar aracılığıyla perakende piyasasına ulaştırdığını, aralarında davacının da bulunduğu bu firmaların müvekkilinden toptan şekilde ürün alarak bunları çevrelerindeki ikinci kademe toptancı veya doğrudan perakende satış yapan yerlere pazarlamak suretiyle kendi nam ve hesaplarına sattıklarını, cevap dilekçesine ekledikleri listede müvekkili şirketin Türkiye çapında çalıştığı toptancı firmaların listesinin sunulduğunu, görüleceği gibi İzmir ve çevresinde davacıdan başka da firmaların müvekkilinden toptan ürün satın aldıklarını, ayrıca müvekkilinin mağazalara kendisinin de ürün verdiğini, taraflar arasında bayilik ilişkisi bulunmadığını, buna ilişkin yazılı ya da sözlü sözleşmenin olmadığını, davacı tarafın bayilik ilişkisini kapsadığı bölgeden bahsettiğini, halbuki davacı taraftan böyle bir bölge sınırı verilmediğini, müvekkilinin her yere satış yapabilme imkanına sahip olduğunu, müvekkilinin 2017 sonu itibariyle 203.240.000 TL’lik cirosu bulunduğunu, davacını bu ciro içindeki payının %0,95 olduğunu, davacının son zamanlarda müvekkili şirkete verdiği çeklerini ödeyemez hale geldiğini, ayrıca müvekkiline olan borçlarını da ödeyemez hale gelmesi yanında 03/08/2018 tarihinde müşterilerinin işlerini tatil ettiği yönünde mesajlar gönderildiğini, bunun üzerine hayatın olağan akışına uygun olarak davacının verdiği banka teminat mektubunun 07/09/2018 tarihinde nakde çevrilmek zorunda kalındığını, yine nakdi

desteğe karşılık sözleşme ile alınan rehinleri paraya çevirmek üzere önce ihtar gönderildiğini, davacı tarafın ödememesi üzerine İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davacının bu takipler nedeniyle merkez adresinden ayrıldığının öğrenildiğini, yeni adresin iş bu dava ile öğrenildiğini, tüm bu durumların da teminatın paraya çevrilmesi ve icra takibi başlatılması için müvekkilinin haklı olduğunu gösterdiğini, davacı tarafın Bornova … Noterliğinden gönderdiği 10/09/2018 tarih…yevmiye nolu ihtarname üzerine de , davacının bakiyenin cari hesap borcunun tahsili için İstanbul … İcra Dairesinin… Esas sayılı dosyası ile takibe başlanıldığını, müvekkillinin davacıdan olan alacaklarının anaparasının 1.399.471,69 TL olduğunu, davacı tarafın mevcut ilişkiye ticari hayata uymayan , borçlarına sadık kalmayarak olumsuz davranışları yanında gönderdiği ihtarname ile de sona erdirdiğini, müvekkilinin alacaklarının tahsile çalışmasının davacının sözleşmeyi feshetmesine sebep olmayacağını, davacının feshinin haklı olmadığını, müvekkilinin … Pazarlama….Ltd. Şti’ne bir kısım mal verdiğini ancak bu firma ile ilk mal alışverişinin davacının artık piyasada çalışmasını tatil ettiğini duymasından sonra 16/08/2018’de olduğunu, hem de 20.812,00 TL kadar düşük bir meblağda kaldığını, davacı tarafın bu nedenle kendi ticari hayatını etkilendiğini iddia etmesinin kabul edilemeyeceğini, müvekkiline davacı dışında İzmir’de birçok firma ile ticari ilişkisinin bulunduğunu, davacı ile aralarında münhasırlık anlaşmasının bulunmadığını, davacının kendi eylemleri ve kusuru nedeniyle zarara uğradığının açık olduğunu, portföy tazminatının istenebilmesinin en önemli koşullarından birinin “Tek satıcılık” sözleşmesi bulunması gerektiğini, taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesinin olmadığını, manevi tazminatın isteminin de yersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi 21/02/2019 tarih… Esas 2019/127 karar nolu ilamı ile “İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasında … Gıda….A.Ş tarafından … İle …Ltd.Şti’ne karşı 04/10/2018 tarihinde açılan haksız rekabetin tespiti , men-i, haksız rekabet nedeniyle davacının uğramış olduğu zarar ve mahrum kaldığı kar kapsamında maddi ve manevi tazminat talep edildiğinin anlaşıldığını, …’in daha önceden ….A.Ş’de müdürlük yapmakta iken paylarını devrederek ayrılarak 21/09/2017 tarihinde…Ltd. Şti’ni kurduğunu ve müvekkili ile haksız rekabet teşkil edecek şekilde faaliyete başladığını ve …A.Ş ile bayilik sözleşmesi kurduğunu, haksız rekabet nedeniyle müvekkili şirketin zarar gördüğünü belirterek haksız rekabetten kaynaklı dava açtığını” belirterek dosyanın bağlantı nedeniyle İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği görülmüştür. İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesince … esas nolu dosyadan yargılama sırasında 21/06/2019 tarihli celsede İzmir …Asliye Ticaret Mahkemesine ait dosyanın tefrikine karar verilerek tefrik edilen dosyanın İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esasına kaydının yapıldığı ve 12/07/2019 tarih … Karar nolu ilamı ile , davacı tarafın sunduğu ve dayandığı sözleşmede Beyoğlu Mahkemelerinin yetkili olacağı yönünde yetki sözleşmesinin bulunduğunu, davacı tarafın 08/08/2000 tarihli bayilik sözleşmesini taraflar arasında bayilik sözlemesi bulunduğu ispatı olarak sunduklarını, sözleşmenin 1 yıllığına düzenlendiğini, sürenin sonunda taraflar arasında yeni bir yazılı sözleşmenin düzenlenmediğini ancak aradaki bayilik ilişkisinin bu sözleşmeden farklı koşullarda ve sözlü olarak yani uygulama şeklinde devam ettiğini bu nedenle yetki hükümlerinin uygulanamayacağının belirtmesi ayrıca sözleşmenin feshedilmediği sürece yıldan yıla devam ettiği belirtilerek İzmir Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkisiz olup yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar vermesi üzerine söz konusu dosyanın İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin… nolu esasına kaydedildiği görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, bayilik sözleşmesi olduğu iddia edilen sözleşmenin haklı feshedildiği iddiasına dayalı mahrum kalınan kar, portföy tazminatı ve manevi tazminat tahsili istemiyle açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
DELİLLER: Bornova … Noterliğinin 10/09/2018 tarih… yevmiye numaralı fesih ihtarnamesi, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesine ait …Esas nolu dosya, dava dışı …’in davacı şirket ile imzaladığı iş sözleşmesi, …’in pay devri sözleşmesi, banka teminat mektubu, ticari defter ve belgeler, …’in iş sözleşmesinin feshine dair belgeler, vergi dairesi kayıtları, davalı şirketin satış yaptığı firma listesi, davacı açısından vadeleri uzatılan çekler ve çek ödeme süreleri listesi, davacının işlerinin tatil ettiğine dair e-posta, davacı aleyhine 3.kişilerce başlatılan icra takibi nedeniyle davalı şirkete ulaşan haciz ihbarnameleri, ihtarnameler, İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, bilirkişi incelemesi.
Bornova …Noterliğinin 10/09/2018 tarih… yevmiye numaralı ihtarname alınıp incelendiğinde, davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnamede ürün tedarikinin ağır şartlara bağlandığı , ürün sevkiyatının minimum seviyeye indirildiği, bu nedenle….A.Ş’nin cirolarının düştüğü , ekonomik olarak zarar gördüğü bunun yanında Polenezköy’de görev alan 28/09/2017 tarihinde ayrılan …’in kurduğu …ile haksız rekabete sebebiyet verecek şekilde bayilik ilişkisinin kurulduğunun tespit edildiğini, bu nedenle müvekkilinin ciddi zararlara uğradığını, yeni bir bayilik ilişkisinin kurulmasının sözleşmeye aykırı olduğunu yine …A.Ş’ne verilen teminat mektubunun bildirim yapılmadan ihtar keşide edilmeden 07/09/2018 tarihinde nakde çevrildiği belirtilerek bayilik ilişkisinin haklı nedenle feshedildiği , fesih nedeniyle müvekkilinin Ege bölgesi bayisi olarak faaliyet göstermeyeceği ve …Markalı ürünlerin satışını yapmayacağının ihtar edildiği görülmüştür. İhtarnamenin ise … Gıda’ya 12 Eylül 2018 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesine ekli pay devir sözleşmesi incelendiğinde, 18/09/2017 tarihinde …’in … A.Ş’deki 10 adet payını …’e devrettiği görülmüştür.
Davalı cevap dilekçesi ekinde davalı tarafça satış yapılan firmaların listesi sunulmuş, yine davacı tarafından verilen çekler ve geç ödendiğiyle ilgili belgeler cevap dilekçesi ekinde sunulmuş, yine cevap dilekçesi ekinde , davacı tarafından kendi müşterilerine gönderilen 03 Ağustos 2018 tarihli mail de sunulmuştur. Mail incelendiğinde “17/08/2018 tarihi itibariyle fabrikamız tadilata girecektir elimizde olan ürünler bu tarihe kadar sevk edilecek olup bundan sonraki 8-9 aylık süreç boyunca mal sevkiyatı gerçekleştirilmeyecektir. Sizinle olan ticaretimizden memnuniyetimizi dile getirir ve tekrar çalışmak dileğiyle” denildiği görülmüştür. …tarafından …A.Ş’ne başlatılan takip nedeniyle …Süt’e haciz ihbarnamesi gönderildiği, yine cevap dilekçesi ekinde sunulan …tarafından Polenezköy’e gönderilen Beyoğlu … Noterliğinin 10/08/2018 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi incelendiğinde, taraflar arasında 2016 tarihinde …Rehin sözleşmesi yapıldığını bu kapsamda… Et’in …’den 750.000 TL aldığını ve karşılığında da 12 adet marka üzerine rehin tesis edildiğini, sözleşme süresinin dolduğunu, 750.000 TL avansın … Et tarafından ödenmediği gibi müvekkilinin cari hesap alacağının da bulunduğunu, ihtarın tebliğinden itibaren verilen süre içerisinde ödenmediği takdirde rehnin paraya çevrileceğinin ihtar edildiği görülmüştür. Marka Rehin sözleşmesi ve eklerinin cevap dilekçesinde sunulduğu ve davacı tarafından davalıya verilen teminat mektubunun 07/09/2018 tarihinde davalı tarafça paraya çevrildiği bankadan gelen yazı cevabından anlaşılmıştır.
Davacı cevaba cevap dilekçesinde süresi 1 yıl olan 08/08/2000 tanzim tarihli Bayilik Sözleşmesini sunduklarını ancak ilişkinin bu sözleşme hükümlerinden faklılaşarak devam ettiğini, …Bankası Konak şubesi tarafından davalı lehine keşide edilen 04/06/2003 tarihli kesin teminat mektubundan da taraflar arasında bayilik ilişkisinin olduğunun anlaşıldığını, işlerini tatil ettiği hususunda mail gönderilmesinin doğru olmadığını, sadece müvekkilinin bir kısım müşterilerine kendisine ait olan “…ve … ” markalarına ilişkin imalatların yapıldığı fabrikaların tadilata gireceği konusunda mail gönderildiğini, davalının eski çalışan …’in kurduğu şirketi bayi olarak atadığını, müvekkiline çok az ürün gönderdiğini, bildirim yapmadan teminat mektubunun nakde çevirdiğini, rehin ile teminat alınan kapora bedelinin tahsili için icra takibine başladığını tüm bu nedenlerle sözleşmenin müvekkili tarafından haklı feshedildiğini iddia etmiştir. Dilekçesine eklediği 08/08/2000 tarihli bayilik sözleşmesi incelendiğinde, İzmir ilindeki bölge satışı konusunda davacının bayi olarak atandığı, feshedilmesi sözleşmenin 1 yıl süre ile yürürlükte kalacağı, sözleşmenin 7. Maddesinde ise “Şirket-… bu anlaşma yürürlükte kaldığı sürece , bu anlaşmada bahsi geçen mamullerin aynı aynı veya farklı bir marka veya markasız olarak bölge içindeki diğer dağıtıcılara, ithalatçılara, ihracatçılara ve müşterileri satma hakkını saklı tutar ” denildiği görülmüştür. Cevaba cevap dilekçesi ekinde sunulan … ile …Et arasında imzalanan mutabakatname başlıklı 05/04/2016 tarihli sözleşme incelendiğinde, …’e ait ekte isimleri belirtilen …isimli markaların …A.Ş’ne devrinin konu edildiği, daha sonra … tarafından…Süt A.Ş ne gönderilen 08/08/2018 tarihli Bornova … Noterliğinin …yevmiye nolu ihtarnamesi incelendiğinde, 05/04/2016 tarihli mutabakatnamenin ihtarnamede belirtilen gerekçelerle feshedildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Davacı vekiline portföy tazminatı dışındaki diğer maddi tazminat talebinin kalem kalem açıklaması için süre verilmiş, 22/03/2021 tarihli dilekçesinde müvekkili şirketin bu ticari ilişki için yatırımlar (taşınmaz, araç, ekipman satın alınması, reklam giderleri, marka satın alma için ödediği tutarlar, marka tescilleri için ödediği tutarlar) ödemek zorunda kaldığı bedeller ile davalının davranışları sonucunda müvekkili şirketin küçülmek zorunda kalması nedeniyle personellerine ödediği tutarlar, davalının eylemleri nedeniyle yaşadığı ciro kaybı, ödediği ve yapılandırmak zorunda kaldığı krediler için üstlendiği kredi masrafları başta olmak üzere müvekkili şirketin maddi zarar kalemlerinin oluşturduğunu belirtmiştir. Davacı vekili 28/03/2022 tarihli dilekçesinde de istediği tazminat miktarlarını kalem kalem açıklamıştır.
İzmir … İcra Dairesine ait … Esas sayılı dosya incelendiğinde… tarafından dosyamız davacı şirketine takip başlatıldığı ve bu takip nedeniyle davalıya haciz ihbarnameleri gönderildiği anlaşılmıştır.
İstanbul …icra Müdürlüğüne ait … Esas sayılı icra dosyası alınıp incelendiğinde, … tarafından… hakkında 750.000 TL’si asıl alacak kalanı faiz olmak üzere toplam 900.000 TL için taşınır rehnini (marka rehni sözleşmesi) paraya çevirmesi amacıyla 31/08/2018 tarihinde takip başlatıldığı görülmüştür.
İstanbul … İcra Müdürlüğüne ait … Esas nolu dosya incelendiğinde, …A.Ş tarafından …A.Ş’ne karşı 12/09/2018 tarihinde ilamsız takip başlatılarak cari hesap alacağından kaynaklı 506.813,24 TL alacak için takip başlatıldığı, ancak ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmediği görülmüştür.
Tarafların toplanması istendiği tüm deliller toplanarak dosya içerisine bırakılmıştır.
Taraflarca gösterilen tanıklar da talimat yoluyla dinlenmiştir.
27/01/2022 tarihli duruşmada alınan 5 nolu ara karar ile “İzmir nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine Talimat yazılarak, bir mali müşavir, bir finans uzmanı, bir ticaret hukuku alanında nitelikli hesaplama uzmanı (portföy/denleştirme tazminatı konusunda uzman) birde borçlar hukuku alanında nitelikli hesaplama uzmanı ve işlenmiş et (şarküteri) ürünleri konusunda sektör bilirkişisinden oluşan heyete dosyanın tevdi edilerek, bilirkişilerce davacı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde HMK 218 maddesi gereğince yerinde incelemeyapılarak ;
Tüm dosya kapsamı ayrıntılı bir şekilde incelenerek, öncelikle taraflar arasındaki sözleşmenin tek satıcılık olup olmadığının tespit edilerek (davacı tarafa bırakılan belirli bir bölge olup olmadığı, davalının davacıya bıraktığı bölgelerde bizzat kendisi tarafından yada başka bayileri tarafından satış yapılıp yapılmadığı, yine davacının bu bölgede aynı nitelikte ve konuda başka bir markanın satıcılığını yapıp yapmadığının tespiti sureti ile )
Davacının sözleşmeyi feshinin haklı olup olmadığı,
Fesih haklı ve sözleşmede tek satıcılık ise denkleştirme/portföy tazminatının TTK 122 maddesi uyarınca hesaplanması,
Ayrıca davacının fesih haklı ise , davacı vekilinin 22/03/2021 tarihli açıklama dilekçesinde belirttiği, davacı şirketin bu ticari ilişki için yaptığını iddia ettiği yatırımlar, reklam giderleri, marka satın alma için ödediği tuturlar, marka tescilleri için ödediği tutarlar, davalının davranışları nedeni ile davacı şirketin küçülmek zorunda kaldığı iddiası ve personellerine ödediği tutarlar, ciro kaybı , ödediği ve yapılandırmak zorunduğu kaldığını iddia ettiği krediler için üstlendiği kredi masraflarını isteyip isteyemeyeceği, isteyebiliyor ise hesap tarzları da gösterilerek miktarlarının tespiti,
Fesih haklı ise kar kaybı talep edip edemeyeceği (Yargıtay uygulamasına göre benzer bir sözleşmeyi kurmak konusunda makul sürenin bilirkişilerce tespit edilerek, ayrıca davacının yapmaktan kurtulduğu gider ve masraflarında düşülerek) edebiliyor ise miktarlarının tespiti,
Ayrıca tüm bu zarar kalemlerinin hangisinin menfi hangisinin müsbet zarar olduğu (menfi ve müsbet zararın birlikte istenip istenilmeyeceğinin değerlendirilerek) ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanzim edilmesi, ” istenilmiştir.
07/10/2022 tarihli bilirkişi heyet raporu incelendiğinde, bilirkişilerin dava, cevap, cevaba cevap dilekçelerini inceledikleri, 08/08/2000 tarihli bayilik sözlemesini, 05/04/2016 tarihli mutabakatname başlıklı sözleşmeyi, davacı tarafından davalıya gönderilen ve mutabakatname başlıklı sözleşmenin feshi ile ilgili 08/08/2018 tarihli fesih ihbarı, iş bu davanın konusunu oluşturan sözleşmenin feshi ile ilgili 10/09/2018 tarihli fesih ihtarnamesi, cevap dilekçesinde bahsi geçen icra dosyalarını, İzmir …Asliye Ticaret Mahkemesine ait …Esas nolu dosyayı tek tek inceledikleri görülmüştür.
Bilirkişiler raporlarının devamında mahkememiz dosyası açısından yaptıkları finansal incelemeleri detaylı olarak rapora aktardıkları ve bununla ilgili olarak raporlarında “……. Davacı vekili 01.02.2022 Tarihli dilekçesinde, müvekkilin ve dava dışı … Ltd. Şti firmasının davalı firma tarafından, şirketlere ait internet sitelerinde Ege Bölgesi Bayisi olarak belirttiği, taraflara ait web sitelerindeki domainlerin tespitine yönelik Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ na müzekkere yazılması talebinde bulunduğu, müvekkilin davalı ile ilişkisinden ötürü önce 3.000 m2 lik ve sonrasında iki katı büyüklüğünde başka bir tesis satın aldığını, tesisin büyümesi için ekipman ve makine yatırımı yaptığını, personel sayısını 11’den 120’ye çıkardığını, davalı davranışları neticesinde müvekkilin küçülmek zorunda kaldığını, bu nedenle personeli işten çıkardığını ve tazminat ödemek zorunda kaldığını, işçi sayısındaki değişiklik için Sayın Mahkeme tarafından verilen karar gereği yazılan müzekkereye SGK İl Müdürlüğünden bir cevap alınamadığını, bu nedenle kayıtların celbinin talep edildiği görülmüştür.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan , Sayın Mahkeme’ye gelen cevap yazısında, www…com.tr adresinin davalıya ait ve adresinin, … Mah. …Cad. No:40/…Kağıthane/İstanbul olduğu ancak www.tadsut.com adresinin kimlik bilgilerine internet açık kaynaklardan elde edilebildiği , doğruluğu ve güncelliği konusunda taahhüt verilemeyeceği konusundaki bilgi verildiği görülmüştür.
Davalı vekilinin 10.02.2022 Tarihli davanın esasına ilişkin beyanlarında özetle; davacının ticari faaliyetinin sadece , müvekkil şirketin ürünlerini satmaktan ibaret olmadığını, davalının alacağını koruma altına almak için teminat mektubunu nakde döndüğünü, davacıya mal tedarik edilmediği yada siparişlerin eksik gönderildiğinin tamamen gerçek dışı olduğu, davacının müşterilerine ürün tedarik edemeyeceğini duyurduktan sonra dava dışı … Ltd. Şti firması ile çalışılmaya başladığı, herhangi bir hukuksuzluk olmadığını, davacı zararlarının hiç birinin müvekkil şirketten kaynaklanmadığını, davacının müvekkile ait ürünleri satarken hiçbir şekilde tekel hakkı elde etmediğini, hatta müvekkilin davacı ile bayilik ilişkisinin bile olmadığını, davacının , müvekkile ait ürünleri kendi nam ve hesabına kendi müşterilerine sattığını , müvekkilin acentesi yada yardımcısı konumunda olmadığını, davacı tanıklarının davacının gıda toptancısı olduğunu beyan ettiklerini, dosyaya sunulan 08.08.2000 Tarihli Sözleşmenin yürürlükte olmadığını, kadük hale gelen bir metinden ibaret olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin ancak ürün satışına yönelik çerçeve cari hesap ilişkisinden oluştuğunu, bu ilişkide yatırımda bulunma, asgari ürün alımı, tanıtım faaliyeti gibi yükümlülüklerin olmadığını, davacının dosyadaki beyanlarından tanıtım faaliyetlerinin nelerden oluştuğu konusunda herhangi bir açıklamada bulunmadığını, bu konuda somut delilin bulunmadığını, davacının 1990-2018 yılları arasında Ege Bölgesi’nde başka bir bayisinin bulunmadığına yönelik açıklamasının yanıltıcı olduğunu, davacının 10.09.2018 Tarih Bornova … Noterliği …yevmiye no.lu Fesih İhbarnamesi ile haklı fesihe temel oluşturacak nitelikte olmadığı, ürün tedarikinin ağır şartlara bağlanmış olmasının gerçek dışı olduğu, davacının ürün sipariş adedine göre müvekkilin ürün temin ettiğini, ürün tedarikinde yaşanan güçlükleri davacının açıklamadığı, davacının bu konu ile ilgili , müvekkile yazılı bir ihtarda bulunmadığı, davacının 2015-2017 yılları arasında adet ve kg. bazında bir düşüş olmadığı, tam tersi artış olduğu 2015 yılında 87.999,47, 2016 yılında 100.804,25 ve 2017 yılında 107.158,21 olduğu, Temmuz 2018 dönemine kadar, davacının ekonomik güçlüğü nedeni ile ürün alımı rakamının 49.630 olduğu, davacının mal tedarikinde hiçbir sıkıntı yaşamadığı, dava dışı …Ltd. Şti firması ile anlaşılmasında davacıya karşı bir yükümlülüğün ihlal edilmediği, …’ in davacının eski çalışanı olmasının bir şey değiştirmediği, davacının şirketinde yönetim kurulu üyesi olmadığı, rekabet etmeme borcu altında olmadığı, teminat mektubunun nakde çevrildiği dönemde davacının müvekkile 520.730,22.-TL lik cari borcunun olduğunu, 750. 000.-TL tutarında avans ödendiği , Marka Rehin Sözleşmesinden doğan faizi ile birlikte 900.000.-TL nin muaccel hale geldiği, davacının tesislerinin faaliyetlerinin durması ile birlikte müvekkile olan borçlarının güvenceye alınması yönünde , teminat mektubunun nakde çevrildiğini, icra takibinden sonra davacıya haciz ihbarnamesi tebellüğ edildiğini, davacının 90 gün vadede çalışıyor olmasına rağmen, ödeme ortalama gün sayısının 119 güne çıktığı, davacının 3.200 ve 7.000 m2 lik iki tesis satın alması ve buralara yatırım yapılmasına ilişkin müvekkilin herhangi bir talimatı veya talebi olmadığını, davacının süt ve süt ürünleri üretimi amacı ile tesis kurduğu, 3.200 m2lik Sarnıç Tesisi’nin … Ticaret A.Ş. bünyesindeki marketlere zeytin, meze, peynir vb ürünleri tedariki ile …,…,…,…,…markalı ürünlerin üretimi ve satışının yapılabilmesi için kurulduğunu, müvekkile geçilen sipariş miktarı göz önüne alındığında zaten bu büyüklükteki bir tesise ihtiyaç olmayacağı, 7.000 m2lik tesisin ise Aydın ilinde …A.Ş. ürünlerinin üretimi ve satışı için kurulduğunu, … ve …markalı ürünlerin üretilmesi ve satışı için bu tesisin kullanıldığı konusunda, cevap dilekçesinde bu konuya yer verdiğini, davacı bünyesinde çalışan işçi sayılarının beyana göre, 2017 (en yüksek hacim olan sene) net ciro 1.65 milyon TL olan bir firmada 100 adet işçi çalıştırmanın gerçeği yansıtmadığı ,
Denklik talebi ile ilgili kanun şartlarının kümülatif olduğu, davacı ile tekel hakkı veren bir sözleşme ilişkisinin olmadığı, müvekkil şirketin başka toptancılarla da çalıştığı, onlara ürün sattığı ve bu durumun Gelir İdaresi Başkalığı tarafından gönderilen BS formları ile sabit olduğu, müvekkil şirketin bu firmalardan bazılarına ürün satışına yönelik kesilen faturaları örnek olarak dosyaya sunduğunu, ayrıca müvekkilin Ege Bölgesi’ nde büyük zincir marketlerine de (…,…,…,…,…) satış yaptığı BS formlarında görülmekte olduğu, Yargıtay TTK m. 122/5 ile kendisine tekel hakkı verilmemiş olan davacının portföy tazminatı talep edemeyeceğini açıkça ortaya koyduğunu, Yargıtay 11. HD. 2020/2991 E. 2021/4968 K 10.06.2021 örnek kararının olduğu, müvekkil portföyünde davacı alımının önemli ölçüde katkısı olduğunun da gerçek olmadığını, 2017 yılında davacı alımının, müvekkil satış cirosunun %0.88 ini oluşturduğu gibi bir çok hususu belirterek davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 28.03.2022 Tarihli dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkiye yönelik taşınmaz, ekipman, reklam, marka satın alma, marka tescilleri vb . giderler için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000.000.-TL ‘nin dava tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan en yüksek faizi ile işleyen , müvekkilin finansmanı sağlamak için kullandığı ve yapılandırdığı kredi masrafları, küçülmeye gitmesi ile personeline ödediği tutarlar başta olmak üzere ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100.000.-TL ‘nin dava tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan en yüksek faizi ile , müvekkilin ticari itibarının sarsılmasından dolayı uğradığı ciro kaybına fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere 400.000.-TL’ nin dava tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan en yüksek faizi ile tahsilini talep ettiği görülmüştür.
BANKALAR TARAFINDAN GÖNDERİLEN HESAP EKSTRELERİ VE CD YÖNÜNDEN İNCELEME:
Sayın Mahkemece yazılan müzekkere yazılarına istinaden Bankalar cevap yazıları ekinde , gönderdikleri hesap ekstre ve cd incelemesinde , davacı şirketin hesap hareketleri incelenerek ekte yer
alan sonuçlara ulaşılmıştır.
a…. A.Ş. : banka tarafından 12.07.2021 Tarihinde… Ref. No.lu yazısı ekinde davacı tarafın … Ltd. Şti ve …A.Ş. ünvanları altında…Çarşısı, Balçova ve İzmir Şubelerinde vadeli ve vadesiz mevduat hesaplarının bulunduğunu, 11.10.2013-11.10.2018 Tarihleri arasında yer alan tüm hesaplarından bakiye çıkış (Borç) hareketlerinin yer aldığı gözlenmiştir. Hesap hareketlerinden davacının üye işyeri olduğu (pos kullandığı) , kredili mevduat limiti tanımlandığı, nakdi kredi kullandığı, şirketin kendi hesapları arasında virman (havale) ve eft, müşterilerine ödenen bakiyeler için havale ve eft, çek karnesi kullandığı, müşteri çeklerini tahsile verdiği, maaş ödemesi, kıdem ve ihbar tazminatı, sgk, vergi, fatura , kira, kredi ödeme ve kapama, leasing ve faktöring ödemeleri için eft, kredi kartı ödemesi yaptığı tespit edilmiş, ancak davalı şirkete on (10) adet vadesiz hesabından nakden ödeme yapmadığı görülmüştür.
b…. A.Ş. : banka tarafından 29.06.2021 Tarihli … evrak no.su ile verilen cevap yazısı ekinde cd kaydı olduğu , kayıtlarda davacı tarafın banka nezdinde iki adet taksitli kredi kullandığı ve 2.500.000.-TL tutarlı, grup firması …firması ile firma ortağı … kefaletinin alındığı, 29.03.2017 Tarihli 240-TT-ST-1511 referans no.lu kredinin 29.03.2021 tarihinde, 1.887.397,83.-TL bakiye ile takibe atıldığı görülmüştür.
Banka nezdindeki cari hesabından, çeklerinin tahsil edildiği, takasa çek verdiği, kendi adına olan diğer bankalardaki hesaplarına eft yaptığı ve aldığı, fatura ödemesi, sigorta ve vergi ödemesi yaptığı gözlenmiştir. Davalıya, açık hesaplarından nakden para göndermediği tespit edilmiştir.
c.T…. A.Ş. : Bankanın 09.07.2021 Tarih… sayılı yazısı ekinde davacıya ait hesap hareketlerinin olduğuna yönelik cevap verdiği , ancak dosyada ekli hesap hareketlerine rastlanmamıştır. Ancak 26.07.2021 Tarihli yazısında banka nezdinden davacının 9.395.000.-TL nakdi kredi kullandığı, 3.000.000.-TL kullandırılan kredi tutarından , 25.10.2018 Tarihinde 2.868.344,51.-TL takibe atıldığı tespit edilmiştir.
d….BANKASI A.Ş. :
Bankanın 08.07.2021 Tarihli DY.111…. Ref. No.lu cevap yazısı ekinde yer alan CD kayıtlarında davacının iki adet, 04.01.2017 Tarihinde 250.000.-TL ve 06.04.2017 Tarihinde 420.000.-TL taksitli proje kredisi kullandığı ve taksitler halinde ödeyerek , kredileri kapattığı izlenmiş, başka hesap hareketine CD de rastlanmamıştır.
e….BANKASI A.Ş. : 08.07.2021 Tarih … mektup no.lu yazısı ekinde davacıya ait hesap hareketleri incelenmiş olup, davacıya ait hesaplardan, diğer bankada bulunan kendi hesaplarına ve müşteri hesaplarına eft yaptığı, müşterilerinden fatura karşılığı ödemeler aldığı, vergi ödemesi, HGS ödemesi, fatura ödemeleri , Döviz tevdiat hesabında hareket olmadığı , bankanın 26.11.2021 Tarihli…no.lu yazısı ekinde, davacının fatura karşılığı davalıya gönderdiği havale tutarının, 258.603,75.-TL olduğu tespit edilmiştir.
Bankadan bch, dbs, kmh, teminat mektubu limitlerinin tanımlı ve aktif kullandığı hesap hareketlerinden görülmüştür.
f… : 03.07.2021 Tarihli … ref. No.lu yazısında davacıya ait vergi kimlik numarasının belirtilmemesi nedeni ile araştırma yapılamadığı,
g…. BANKASI A.Ş. :27.07.2021 Tarihinde … no.lu yazısında davacının , davalıya 11.10.2013-11.10.2018 Tarihleri arasında herhangi nakdi transfer işlemine rastlanmadığına yönelik cevap verdiği , 15.09.2021 Tarrihli … no.lu yazısı ekinde davacının bankadan 575.000.-TL kredi kullandığı, 102.447,38.-TL lik kısmının takibe alındığı tespit edilmiştir.
h…. T.A.Ş: 06.07.2021 Tarihli … no.lu yazısında davacının 497.500.-TL BCH, 750.000.-TL Eşit taksitli ticari kredi, 347.053,28.-TL Kredi …Fonu Ödeme planı yenilemesi ve 4.295,92.-TL ödeme planı yenilemesi yaptığı, bu kredi risklerinden 965.882,58.-TL nin tahsil edildiği
bilgisini verdiği görülmüştür.
i…. T.A.Ş.: 25.06.2021 Tarihinde … no.lu yazısı ile davacının Bankadan herhangi bir kredi kullanmadığına yönelik cevap verdiği,
Davacının 2.340.000.-TL maddi teminatlı eşit taksitli kredi kullandığı, maaş ödemesi, fatura ödemesi, kendi hesaplarına eft, çek karnesi kullandığı, takasa çek verdiği tespit edilmiştir.
j….BANK A.Ş. : 26.07.2021 Tarih … no.lu yazısı ekinde davacının 16.08.2017 Tarihinde 200.000.-TL ve 25.08.2017 Tarihinde 159.000.-TL , 07.09.2017 Tarihinde 180.000.-TL nakdi kredi kullandığı, bu kredilerin tamamının tahsil edildiği, ancak 08.08.2017 Tarihinde 300.000.-TL kullanılan krediden 175.718,85.-TL bakiye kaldığı ve takip hesabına atıldığına yönelik cevap verdiği görülmüştür.
k….BANKASI A.Ş. : 26.11.2021 Tarih… no.lu yazısı ekinde davalı ve davacı arasında yapılan transferleri tablo halinde bildirdiği, davacının davalıya 14.04.2015-17.07.2018 Tarihleri arasında 492.200.-TL transfer ettiği, davalının da davacı hesabına 14.04.2015-17.07.2018 Tarihleri arasında 1.573.200.-TL transfer ettiği, taraflar arasında davacının YKB çeki ile davalıya 257.700.-TL ve davalının ise davacıya çekli 1.338.700.-TL olarak ödeme yaptığı, ancak davacının 500.000.-TL kredi kullandığı ve 79.024,24.-TL’nin takibe atıldığı tespit edilmiştir.
10.DAVACININ TİCARİ DEFTERLERİ VE MALİ TABLOLARININ FİNANSAL DURUM YÖNÜNDEN İNCELENMESİ:
Davacının incelediğimiz dönem ile ilgili olarak ticari defterlerini e-defter şeklinde tuttuğu tespit edilmiştir. Davacı vekilinin 22.03.2021 tarihli açıklama dilekçesinde belirttiği, davacı şirketin bu ticari ilişki için yaptığını iddia ettiği yatırımlar, reklam giderleri, marka satın almak için ödediği tutarlar, marka tescilleri için ödediği tutarlar, davalının davranışları nedeniyle davacı şirketin küçülmek zorunda kaldığı iddiası ve personellerine ödediği tutarlar, ciro kaybı incelenmiş ve bu tespitlerimiz aşağıda belirtilmiştir (Diğer taraftan davacının ticari defterlerinin yapılan incelemelerde davacının 22.03.2021 tarihli dilekçesinde belirtilen diğer hususlar da dikkate alınmıştır.)
A-Davacı vekilinin, mahkemenizin 10.12.2021 tarihli arar kararı gereğince mahkemenize sunduğu 22.03.2021 tarihli dilekçesinde müvekkil şirket davalı ile arasındaki ticari ilişki nedeni ile; önce 3.200 M2’lik kapsamlı bir tesis satın almış akabinde buranın işler için yetersiz kalması sonucunda 7.000 M2 kapalı alanı olan son derece büyük ve kapsamlı bir tesis daha satın almış, bu tesise ekipman, makine ve teknik donanım sağlandığı, davalı ile arasındaki ticaretin büyüklüğü ve lojistik faaliyetler için ticari araçlar (yaklaşık 20 adet) satın alındığı, personel sayısını 11’den 120’ye kadar çıkarmış belirtildiğinden öncelikle bu iddialar tetkik edilmiştir.
-Davacının 3200 m2’lik Tesisin Edinilmesi İle İlgili Masraflarda Bulunduğu İddiası
Davacı şirketin … ile olan ticari ilişkisi için yaptığını öne sürdüğü ve Sarnıç/İzmir’de bulunan 3200 m2’lik tesisin yatırımı ile ilgili tespitimiz aşağıdaki gibidir.
Depo olarak kullanılan bu tesisin 2015 yılından önce aktifine alındığı, muhasebe kayıtlarındaki değerinin 1.325.106,87 TL. olduğu, ancak 30.01.2015 tarihinde satıldığı (Ek: 1), bu nedenle de Sarnıç’taki davacıya ait tesisin edinilmesine ilişkin yaptığı yatırım harcamalarının davacının 2017 ve 2018 yıllarında mağduriyetine yol açmadığı, anlaşılmıştır.
-Davacının 7.000 m2’lik Tesisin Edinilmesi İle İlgili Masraflarda Bulunduğu İddiası
Davacı şirketin davalı … ile ticari ilişki için yaptığını öne sürdüğü Germencik/Aydın’da bulunan 7.000 m2’lik tesise ait yatırım tutarının belirlenmesi için davacının ticari kayıtları incelenmiş, ancak yapılan incelemede davacının böyle bir tesise sahip olmadığı, bu tesisin davacı …’nin yüzde yüz hissesinin sahibi olan …’ın ve yine yüzde yüz hissesine sahibi olduğu … A.Ş.’ye ait olduğu ve adı geçen firma tarafından 2018 yılında satıldığı tespit edilmiştir (Ek: 2/1-4).
Nitekim;
…A.Ş.’nin 2017 yılı Kurumlar Vergisi Ekindeki 2016 ve 2017 yılı bilançolarının incelenmesi neticesinde, ekte yer alan tablodaki gibi giderlerin, olduğu tespit edilmiştir.
2016 YILI 2017 YILI
ARAZİ/ARSALAR 160.448,42 0,00
BİNALAR 0,00 4.452.672,92
TESİS MAKİNA CİHAZLAR 53.837,25 53.837,25
DEMİRBAŞLAR 0,00 253.241,82
YAPILMAKTA OLAN YATIRIMLAR 2.572.033,61 0,00

Bu tablodan da görüleceği gibi, 2016 yılında … firmasının kendi arazisi üzerine yapılmakta olan 7.000 m2’lik binanın 2017 yılı aktiflerine alındığı tespit edilmiş (Ek: 3/1-4), diğer taraftan söz konusu durum her iki şirketin ticari defterlerini tutan inceleme yaptığımız muhasebe bürosu yetkililerince de ifade edilmiştir.
Dolayısıyla, davacı …’nin böyle bir tesise sahip olmaması nedeniyle söz konusu şirketin mağduriyetine yol açan herhangi bir durumun söz konusu olmadığı, anlaşılmıştır.
– Davacının 7.000 m2’lik Tesis İçin Aldığını Öne Sürdüğü Ekipman, Makine, Teknik Donanı Nedeniyle Yapmış olduğu Yatırımlar:
Bir üst paragrafta da belirttiğimiz üzere 7.000 m2’lik kapalı alanın davacıya ait olmadığından, bu tesis için satın alınan ekipman, makine, teknik donanımların da teknik olarak da davacıya ait olmaması gerekir.
Nitekim, bir önceki yıl hiç demirbaşa sahip olmayan …firmasının 2017 yılında 253.241,82 TL. tutarında demirbaşa sahip olduğu tespit edilmiştir.
Bu tespitlerimize karşın bilirkişiliğimizce davacının tesis, makine ve cihazlar ve demirbaşlar hesabı tetkik edilmiş, davacının 2016 yılında sahip olduğu tesis, makine, cihazlar ve demirbaşlar tutarının 847.229,48 TL. olduğu (Ek: 4/1-5), 2017 yılında ise 906.459,56 TL. olduğu (Ek: 5/1-5) dikkate alındığında 2016 yılı ile 2017 yılı ekipman, makine ve teknik donanım tutarı arasında 906.459,56 – 847.229,48 = 59.230,08 TL.’lık bir fark olduğu, 2018 yılında sahip olunan tesis, makine, cihazlar ve demirbaşlar tutarının ise 970,556,83 TL. olduğu (Ek: 6/1-4), 2016 ile 2018 yılı ekipman, makine ve teknik donanım tutarları karşılaştırıldığında ise 123.327,34 TL.’lık fark bulunduğu, hasılı davacı firmanın bu konudaki yatırımlarının 7.000 m2’lik tesis için yapıldığı kabul edilse bile önemli bir yekun tutmadığı sonucuna varılmıştır.
– Davalı İle Arasındaki Ticaretin Büyüklüğü ve Lojistik Faaliyetler İçin Yaklaşık 20 Adet Ticari Araç Satın Alındığı İddiası
Bu kez davacı şirket ile davalı İle arasındaki ticaretin büyüklüğü ve lojistik faaliyetler için yaklaşık 20 adet ticari araç satın alındığı iddiası incelenmiştir.
2016 yılı incelendiğinde;
Davacının yıl başı itibariyle 1 adet 171.519,31 TL. değerinde E-180 Mercedes markalı binek araca, 1 adet de 76.256,30 TL. değerinde 1,4 Toyota Corolla markalı binek araca sahip olduğu ancak bunu 02.03.2016 tarihinde sattığı, dolayısıyla 1 adet binek araca sahip olduğu (Ek:7/1);
2017 yılı incelendiğinde;
171.519,31 TL. değerinde E-… markalı binek aracın satıldığı,
09.01.2017 tarihinde satın alınan 22.033,90 TL. değerindeki … marka aracın, 24.10.2017 tarihinde satıldığı, 6.350,00 TL. bedelle frigo kasası alındığı,
15.02.2017 tarihinde satın alınan 21.186,44 TL. değerindeki …marka aracın, 19.09.2017 tarihinde satıldığı, 6.350,00 TL. bedelle frigo kasası alındığı,
20.02.2017 tarihinde 37.288,14 TL. bedelle …marka… ticari araç satın alındığı,
06.04.2017 tarihinde 37.891,95 TL. bedelle … marka … plakalı yeni bir ticari araç alındığı,
06.04.2017 tarihinde 37.891,95 TL. bedelle … marka … plakalı yeni bir ticari araç alındığı,
08.06.2017 tarihinde 109.257,00 TL. bedelle … plakalı … marka binek araç satın alındığı,
08.06.2017 tarihinde 226.941,00 TL. bedelle … plakalı …marka binek araç satın alındığı,
04.07.2017 tarihinde 52.772,28 TL. bedelle … plakalı …marka ticari araç satın alındığı,
24.07.2017 tarihinde 42.372,88 TL. bedelle … plakalı … marka binek araç satın alındığı,
24.08.2017 tarihinde 110.169,49 TL. bedelle… marka… ticari araç satın alındığı,
Böylece toplam 2 adet frigo kasası ile birlikte 667.284,69 araç alımı yapıldığı, diğer taraftan aktifteki bazı araçların satıldığı, böylece 254-Taşıtlar Hesabı’nın 654.584,69 TL. olduğu, bunların ancak 276.013,49 bedelli 5 adet aracın ticari araç olduğu (Ek: 7/2,3,4);
2018 yılı incelendiğinde;
Ticari ve binek araçların 20.02.2017 tarihinde 37.288,14 TL. bedelle satın alınan…marka …ticari araç hariç tümünün satıldığı (Ek: 7/5), tespit edilmiştir.
Dolayısıyla davacının ticaretin büyüklüğü ve lojistik faaliyetler için yaklaşık 20 adet ticari araç satın alındığı iddiasının takdiri mahkemenize ait olmak üzere yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
– …A.Ş. İle İlgili Yaptığı Reklam Giderleri Hususu
Davacının 2016, 2017 ve 2018 yılı reklam giderleri harcamalarının defter kayıtları incelenmiş;
2016 yılında tümü … Tic. A.Ş.’den olmak üzer
mağazalar için 1.041.281,80 TL. tutarında hizmet alındığı (Ek: 11/1,2,3),
2017 yılında da büyük çoğunluğu yine … Tic. A.Ş.’den 1.138.262,88 TL. tutarında hizmet alındığı (Ek: 11/4,5),
2018 yılında ise çeşitli şirketlerden 63.781,25 TL. tutarında hizmet alındığı (Ek: 11/6), tespit edilmiştir.
Bu bağlamda, davacı şirketin ticari defterlerinde reklam giderlerinin hangi şirket ve ürün için yaptırıldığı belli olmadığından yapılan reklam giderlerinin aşağıda “Davacının 2016, 2017 ve 2018 Yıllarına Ait Toplam Alışları İle Davalı …A.Ş.’den Alışlarının Toplam Alımları” tablosuna göre tevzi edilmesinin gerektiği sonucuna varılmıştır.
– Marka Satın Almak ve Marka Tescilleri İçin Ödenen Tutarlar Hususu
Davacı firmanın 2015 yılı öncesinden gelen “260.01.001 Haklar/Marka Değeri” hesabında izlenen 10.725.210,73 TL. tutarında …isimli maddi olmayan duran varlığının, yani marka değerinin bulunduğu tespit edilmiştir (Ek:12).
Söz konusu marka değeri ödenen tutarı ifade etmeyip, bir ticaret mahkemesi tarafından tespit edilen değeri ifade ettiği ve marka değerinin sadece davacının davalıdan satın aldığı et ürünlerini değil, diğer firmalardan satın aldığı ve sattığı süt ve süt tüm ürünlerini de kapsadığı, tespit edilmiş, nitekim bu durumun davacının mali müşavirlik firması tarafından da edinilmiştir. Nitekim, davacı 22.03.2021 tarihli dilekçesinde “Zira müvekkil şirket davalının da bilgisi ve onayı dahilinde … markalı peynir ve süt grubundaki markayı da satın aldığını” beyan etmiştir.
– Davalı İle Arasındaki Ticaretin Büyüklüğü Nedeniyle Personel Sayısını 11’den 120’ye Kadar Çıkarıldığı İddiası
Davacının muhasebecisinin bürosunda davacının söz konusu iddiası doğrultusunda yapığımız incelemede, 2016 yılı ve sonrasındaki çalışan işçi sayısı sorgulanmış, tarafımıza sunulan Aralık/2016 ve Aralık/2017 dönemi muhtasar beyannameler ile Ağustos/2018 ayı sicil listesi raporunun incelenmesi neticesinde , Aralık/2016’da 37 ücretlinin, Aralık/2017’de 40 ücretlinin ve Ağustos/2018 ayında ise 30 personelin istihdam edildiği, dolayısıyla davacının bu iddiasının da yine takdiri mahkemenize ait olmak üzere yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır (Ek: 8).
B- Mahkemenizin Davalının Davranışları Nedeniyle Davacı Şirketin Küçülmek Zorunda Kaldığı İddiası ve Personellerine Ödediği Tutarlar Konusunda Yaptığımız Tetkikler Aşağıda Sunulmuştur(Diğer taraftan davacının ticari defterlerinin yapılan incelemelerde davacının 22.03.2021 tarihli dilekçesinde belirtilen diğer hususlarda dikkate alınmıştır.)
-Şirketin Küçülmek Zorunda Kaldığı Hususu
a- Davalı şirketin 2017’den itibaren özellikle 2018’de müvekkil şirkete ürün tedarikini ağır şartlara bağlamak, ürün sevkiyatını minimum seviyeye indirmek, böylece şirketin aylık ve yıllık ürün satış cirolarının düşmesine ve müvekkilin ekonomik olarak ciddi miktarda zarar görmesine sebebiyet verilmesine neden olmak, şeklindeki iddiasının analizi için şirketin 2016,2017 ve 2018 yılı toplam ciroları, satış maliyetleri ve karları davalı … ve Süt A.Ş.’den alışlarının ise hesapların aşağıda gösterilmiştir (Ek: 4,5,6):

Yıl Toplam Satış Ciro (TL) Satışların Maliyeti(TL) Dön Net Kar/Zarı (TL)
2016 23.595.578,59 16.861.495,72 295.139,02
2017 19.189.120,85 13.153.121,83 -450.445,19
2018 5.384.063,61 3.614.332,69 -1.210.101,02
Diğer taraftan bu tablonun daha iyi anlaşılabilmesi için davacının 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ait toplam alışları ile davalı …A.Ş.’den alışlarının ise hesapların kapatılmasından sonra alınan mizanlardan ve …A.Ş.’nin mizanlarındaki “320- … A.Ş.” hesap dökümünden yararlanmak suretiyle aşağıdaki gibi olduğu anlaşılmıştır (Ek: 9/1,2,3,4,5,6):
Yıl Toplam Ürün Alımları … Alınan Ürün Tutarı Top. Ür. Alm. Trak. Et.Payı (KDV Dahil) (KDV Dahil)
2016 23.270.130,00 TL. 1.751.065,13 TL. %7,525
2017 22.597.380,00 TL 1.850.119,68 TL. %8,18
2018 4.453.020,00 TL 938.546,63 TL. %21
Bu bağlamda ürün alımlarının 2016 yılında yaklaşık yüzde 7,525’nin, 2017 yılında yaklaşık yüzde 8,18’nin ve 2018 yılında ise yaklaşık yüzde 21’nin … A.Ş.’den satın alındığı anlaşılmış olup, söz konusu küçülmenin sebebinin davalı şirketin 2017’den itibaren özellikle 2018’de müvekkil şirkete ürün tedarikini ağır şartlara bağlamak, ürün sevkiyatını minimum seviyeye indirmesinden kaynaklanmadığı, bilanço rakamlarının davacıyı teyit etmediği, zira davalıdan alınan ürün miktarının önemli tutarlarda olmadığı, göreceli olarak en çok alımın da ticari ilişkinin sona erdiği 2018 yılında olduğu, anlaşılmıştır.
Davacının , davalı firmadan 90 gün vadede aldığı ürünleri, marketlere ürünleri satışından , 120 gün yada daha uzun vadede tahsil edebilmesinden , arada kalan vadede davacının, bankalardan kredi kullanarak finanse ettiği tespit edilmiştir.
b- Diğer taraftan şirketin küçülüp küçülmediğine yönelik olarak, davacı şirketin borç ödeme gücünü, işletme sermayesinin yeterli olup olmadığını ve nakit sıkıntısı problemiyle karşı karşıya kalma ihtimalinin olup olmadığı konusu ile İşletmenin mali yapısının sağlıklı olup olmadığını (İşletmenin öz kaynaklarının yeterli olup olmadığı, kaynak yapısı içinde borç ve öz kaynakların dengeli olup olmadığı,
öz kaynakların hangi kalemlerine aktarıldığı) göstermeye yarayan finansal rasyolar (oranlar) kullanılarak gerekli analizler yapılmıştır.

2016 2017 2018
DÖNEN VARLIKLAR 9.387.817,24 14.043.729,47 7.608.623,44
DURAN VARLIKLAR 14.872.863,72 16.545.625,09 13.403.077,56
AKTİF TOPLAM 24.260.680,96 30.589.354,56 21.011.701,00
KISA VADELİ BORÇLAR 10.767.524,92 10.994.199,69 6.463.798,46
UZUN VADELİ BORÇLAR 3.528.492,18 10.080.936,20 6.243.784,89
ÖZKAYNAK 9.964.663,86 9.514.218,67 8.304.117,65
SERMAYE 4.000.000,00 4.000.000,00 4.000.000,00
ÖDENMİŞ SERMAYE 4.000.000,00 4.000.000,00 4.000.000,00
CİRO 23.831.768,87 19.491.871,79 5.706.972,23
DÖNEM NET KAR 295.139,02 -450.445,19 -1.210.101,02

1- Cari Oran: Dönen Varlıklar / Kısa Vadeli Borçlar
2016 yılı İçin: 0,87
2017 yılı için: 1,28
2018 yılı için: 1,18

Cari oranın 1’ in altında olması demek, işletmenin dönen varlıklarının kısa vadeli yabancı kaynaklara yetersiz olması olarak yorumlanır. Bu yüzden genelde cari oranın 1’in üzerinde olması beklenir. 2017 ve 2018 yıllarında oran normal değerlerinde olup, 2016 yılında 1’in altındadır.
2-Hazır Değerler Oranı (Nakit Oranı): Hazır Değerler/Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
2016 yılı İçin: 0,163
2017 yılı için: 0,097
2018 yılı için: 0,015
Nakit oranı, firmanın acil nakit durumunu yansıtmakta olup, 0,20 oranının altına düşmemesi gerekir. Oysa özellikle 2018 yılı olmak üzere son üç yılda da 0,20’nin altındadır.
3-Karşılama Oranı: Ticari Alacaklar/Ticari Borçlar
2016 yılı İçin: 0,73
2017 yılı için: 1,74
2018 yılı için: 0,71
2017 yılı hariç 2016 ve 2018 yıllarında ticari alacakların ticari borçları karşılayamaz durumdadır.

4-Finansal Kaldıraç Oranı: Yabancı Kaynaklar/Aktif(Pasif)Toplamı
2016 yılı İçin: 0,59
2017 yılı için: 0,69
2018 yılı için: 0,57
Kaldıraç oranının yüksek olması şirketin daha yüksek finansal riske sahip olduğunu gösterir. %70 üzeri kaldıraç oranına sahip şirketler riskli olarak sınıflandırılabilir. Daha muhafazakar yatırımcılar için bu oran %50 olarak kabul edilir. Bu durumda davacı firmanın 2016 ve 2017 yılı kaldıraç oranlarının riskli duruma yakın ise de 2017 yılı için şirketin riskli durumda olduğu söylenebilir.
5-Finansman Oranı: Öz Kaynaklar / Yabancı Kaynaklar
2016 yılı İçin: 0,47
2017 yılı için: 0,45
2018 yılı için: 0,65
Finansman oranı işletmenin mali bağımsızlık derecesini gösterir. Finansman oranın bire bir olması arzu edilir. Bu oranın birden küçük olması alacaklıların güvencesini azaltır. İşletmenin borçlarını ödeyememe durumunda bırakır. Bu durumda özellikle 2018 yılı olmak üzere oranın diğer yıllarda da düşüktür.

6-Maddi Duran Varlıkların Öz kaynaklara Oranı: Maddi Duran Varlıklar/Öz Kaynaklar
2016 yılı İçin: 0,17
2017 yılı için: 0,23
2018 yılı için: 0,20
Maddî duran varlıkların ne kadarını öz kaynaklar ile karşılandığını gösterir. Oranın 0.70’den yukarı olması arzu edilir. Ancak 3 yılda da oranlar düşüktür.

7-Öz Kaynakların Aktif Toplama Oranı: Öz Kaynaklar/Aktif Toplamı
2016 yılı İçin: 0,41
2017 yılı için: 0,31
2018 yılı için: 0,40

Öz kaynakların aktif toplamına oranı öz kaynakların, toplam kaynaklar içerisindeki yüzdesini gösterir. Oran işletmenin uzun vadeli borç ödeme gücünü ortaya koyar. Oranın yüksek olması işletmenin uzun vadeli borçlarını ve bunların faizlerini ödemede herhangi bir güçlükle karşılaşmayacağını belirtir. Ancak özellikle 2017 yılı olmak üzere davacının söz konusu oranları düşüktür.
Bu bağlamda davacının 2016 yılında da 2017 ve 2018 yıllarında olduğu gibi finansal rasyolarının olumlu olmadığı anlaşılmıştır.
2- Personellerine Ödediği Tutarlar (Kıdem, İhbar Tazminatı) Konusunda Yaptığımız Tetkikler Aşağıda Sunulmuştur.
Y I L T U T A R
2016 yılı 19.424,71
2017 yılı 408.434,90
2018 yılı 114.047,60 (Ek: 10/1,2,3)

C- Davacının bir diğer iddiasının ise … ile daha önce kendi bünyelerinde çalışan…’in 28.09.2017 yılında kurduğu … Ltd. Şti. ile bayilik tesis ettiğinin tespit edildiği, müvekkil şirketle haksız rekabet ettiği, TTK. Mad. 18’de vücut bulan basiretli tüccar gibi davranma yükümlülüğüne uymadığı, TMK 2 ve 3’e uygun davranmadığı, davalının … ile bayilik ilişkisi kurmak suretiyle haksız ve kusurlu eylemleri ile müvekkil şirketin ticari faaliyetlerinin ve iş hacminin azaldığı, ciro ve kar kaybına uğradığı hususunun tespiti için … Ltd. Şti.’nin dosyada bulunan 2017 ve 2018 yılı Ba/Bs formlarının incelenmiş;
-… Ltd. Şti.’nin 2017 yılında … ile mal ve hizmet alış ve satışının olmadığı,
– 2018 yılında ise çeşitli kişi ve şirketlerden 6.394.713,00 TL.’lık toplam mal ve hizmet satın almasına karşın …’nden 610.319,00 TL.’lık mal aldığı, tespit edilmiştir.
Diğer tespit edilen hususlar ise; al-sat yapan davacı firma, ortakları aynı olan üretici konumunda olan… firmasını kurmuş, 2016 yılında satış olmadan yılı tamamlamıştır. Bu firmada göze çarpan hususlarda , alınan avans hesabında 1.3 Milyon TL olmasına karşın , alınan siparişin sektörde ürün ortalama teslim süresinin 45-60 gün olması göz önüne alınması ile, cirosunun “0” olduğu , alınan sipariş avansının bir sonraki seneye sarkması durumunda bile cirosunun 90.000.-TL olduğu, bu durumun ticari faaliyette , normal bir durum olmadığı, 2017 yılında ise, 2016 yılındaki yapılmakta olan yatırımlar hesabı 2.572.000.-TL ‘nin sıfırlanarak, alınan sipariş avanslarına eklendiği ve toplam 4.452.000.-TL nin binalar hesabına aktarılarak, izlendiği tespit edilmiştir. Alınan sipariş avansları hesabının davacı firma tarafından , … firmasına aktarılarak kaynak sağlandığı kanaati (davacı firmadan nazım hesap hareketlerinin temin edilememesinden kesin tespit edilmediğinden ) , oluşmuştur.
Davacı firmanın ise, 2015 yılında Kısa Vadeli kullandığı kredilerin, 2016 yılında uzun vadeliye döndüğü (2 Milyon TL) , 2016 yılında karlılığının düştüğü, alıcılar hesabının önceki yıla göre arttığı ,fakat cirosunun da düştüğü ( bu durumda ya tahsilatlar bir sonraki seneye sarkmış yada gerçek satışlardan fazla fatura düzenlenmiş demektir) görülmüş, 2017 yılında ise alacakların 2 Milyon TL arttığı, bununla beraber stokların 2.5 Milyon TL arttığı, binalar ve taşıtlar hesabında artışın ise krediler ile sağlandığı, ticari borçların 1 Milyon TL sinin kapandığı, ortaklardan 4 Milyon TL para girişi olduğu, ancak bu tutar kadar ciro kaybı olduğu ve davacının yılı zarar ile kapattığı, 2018 yılında ise, alacakların tahsil edildiği (5 Milyon TL), iştiraklerden (ortaklık) ayrıldığı, taşıtların satıldığı, kısa vadeli banka kredilerinde 2 Milyon TL artış ve ortaklara borçları 2.9 Milyon TL ödeme yapıldığı, (iştiraklerden alınan para ile ) , uzun vadeli banka kredilerinde düşüş ( yaklaşık 2.5 milyon kazançtan ve/veya öz kaynaklardan karşılandığı) 14 Milyon TL ciro kaybı yaşadığı görülmüş, Gıda güvenliği kapsamında bir değerlendirme yapabilmek için öncelikle davacı ve davalı firma arasında sözleşme eklerinde… Et, Hazırlanmış Et Karışımları ve Et Ürünleri Tebliği’ne göre; ürün şartnameleri, mal kabul kriterleri, soğuk zincir takip yöntemleri gibi veri alınabilecek kayıtlara ulaşılabilmelidir ancak dosya kapsamında yazılı bir kayıt tespit edilememiştir. Davalı şirketin 2017’den itibaren özellikle 2018’de müvekkil şirkete ürün tedariğini ağır şartlara bağlamak, ürün sevkiyatını minimum seviyeye indirmek, böylece şirketin aylık ve yıllık ürün satış cirolarının düşmesine ve müvekkilin ekonomik olarak ciddi miktarda zarar görmesine sebebiyet verilmesine neden olmak, şeklindeki iddiasının analizi için Davacı tarafından ürün tedariği ile ilgili ‘’ağır şartlar’’ ifadesi için bir kanıt sunulamamıştır. Davacının satış raporları incelendiğinde ürünlerin iade miktarları belirtilmiştir (2015 -2018 yılı). Belirtilen iade miktarları içinde bir açıklama bilgisi mevcut değildir. Et ve et ürünleri; üretim, depolama ve sevkiyat boyunca soğuk zincir gerektiren gıda ürünleridir. Ürünlerin iade sebebi olabilecek nedenler; son tüketim tarihinin geçmesinin yanında, üretim, depolama ve sevkiyat sırasındaki uygun koşulların sağlanamaması durumunda oluşabilir. Üretici firmadan(davalı) gelen ürünler, uygun bulunup mal kabul yapıldıktan sonraki süreçlerde, depolama faaliyeti ile müşteriye sevkiyat faaliyetlerini yürütecek olan, tüketiciye ulaştıran firmanın (davacı) sorumluluk alanındadır. Davacının ilgili adreste faaliyetine devam etmediği tespit edilmiştir. Dava konusu ürünlerin depolama ve sevkiyat koşulları açısından, firmanının mevcut durumunun yerinde tespit edilmesi söz konusu olamamıştır ve izlenebilirlik kayıtlarına ulaşılamamıştır. Mevcut deliller ile davalının, ürünlerin sevkiyatı sırasında, zarara uğratılabilecek, gıda güvenliği konusunda bir risk olabileceği ile ilgili bir durum bilgisine ulaşılamamıştır …….” şeklinde tespitti bulunarak sonuç olarak davacının, finansman yönünden, karlılık sağlayamadığı, kaynaklarını aktif kullanamadığı , mali yapısının kötü yönetildiği, üretim yapmak ve/veya döngüyü sağlamak için başka bir firma kurduğu, ancak her iki firmanın da finansal olarak iyi yönetilemediğinden, faaliyetlerini sonlandırdığının tespit etmişlerdir.
Davacının denkleştirme/portföy tazminatı talebi değerlendirildiğinde ise taraflar arasında 08/08/2000 tarihinde yazılı bayilik sözleşmesi düzenlenmiş olup sözleşmenin 7. Maddesinde davalı …’in bu anlaşmada bahsi geçen mamulleri aynı veya farklı bir marka veya markasız olarak bölge içindeki diğer dağıtıcılara , ithalatçılara, ihracatçılara ve müşterilerine satma hakkını saklı tuttuğu yönünde hüküm olduğu, ayrıca cevap dilekçesi ekinde de davalının satış yaptığı tüm firmaların isim ve adreslerinin yer aldığı liste sunulmuş olup bu sözleşmeye göre taraflara arasındaki ilişki tek satıcılık sözleşmesi niteliğinde değildir. Davacı taraf söz konusu 08/08/2000 tarihli sözleşmenin hükümlerinden farklılaşarak ve farlı hükümler çerçevesinde bayilik sözleşmesinin devam ettiğini iddia etmiş olup başkaca yazılı bayilik sözleşmesi dosyaya sunulmamıştır. Davalı tarafça da cevap dilekçesi ekinde sunulan ek-2 nolu belge birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasındaki ilişkinin tek satıcılık sözleşmesi olmaması nedeniyle davacı tarafın denkleştirme/portföy tazminatı talep etmesi mümkün değildir.
Bilirkişiler tarafından detaylı olarak yapılan mali inceleme kapsamında davacı tarafın sözleşmenin feshinin haklı olmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından 03/08/2018 tarihinde gönderilen mailde fabrikanın tadilata gireceği belirtilerek 8-9 ay mal sevkiyatının yapılmadığı müşterilerine bildirilmiş olup daha sonra taraflar arasında imzalanan 05/04/2016 tarihli mutabakatname başlıklı sözleşme davacı tarafından Bornova … Noterliğinin 08/08/2018 tarih …yevmiye nolu ihtarname ile feshedilmiş, davacı tarafın finansal durumunun bozulması nedeniyle çeklerini ödeyememesi, … tarafından hakkında başlatılan ihtiyati haciz akabinde ilamsız takip nedeniyle davalı tarafa gönderilen haciz ihtarnameleri , marka rehin sözleşmesi kapsamında davalı tarafından davacıya verilen avansın davacı tarafça ödenmemesi nedeniyle davalı tarafça teminat mektubunun paraya çevrilmesi haklı nedenlere dayalı olduğundan , davacının teminat mektubunun paraya çevrildiği ve başka bir markaya (…) bayilik verdiği gerekçe gösterilerek 10/09/2018 tarihinde yapılan feshin haksız olduğu kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacı şirketin ileri sürdüğü, ‘’davalı şirketin 2017’den itibaren özellikle 2018’de müvekkil şirkete ürün tedariğini ağır şartlara bağladığı, davalı tarafından eskisi gibi mal verilmediği, davacı şirketin bu ticari ilişki için yaptığı yatırımlar (taşınmaz, araç, ekipman vb. satın alınması, reklam giderleri, marka satın alma için ödediği tutarlar, marka tescilleri için ödediği tutarlar vb, ödemek zorunda kaldığı bedeller ile davalının davranışları sonucunda müvekkil şirketin küçülmek zorunda kalması nedeni ile personellerini işten çıkartmak zorunda kaldığı, personellerine yüksek tutarlar ödendiği, davalının eylemleri nedeni ile (…firmasından mevcut kaynakların ve yabancı kaynak olarak elde edilen kaynakların, yeterli ciro hacmi yapamayan ve kâr sağlamayan …firmasına, kanalize edildiği tespit edilerek) ticari ilişki sırasında ciro kaybı yaşadığı, şeklindeki iddialarının gerçekçi olmadığı, davacı şirketin genel politikasının tüm bu olumsuzluklara neden olduğu , taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesi bulunmadığı, davacı bakımından denkleştirme talebinin şartlarının oluşmadığı, davacı bakımından haklı sebeple feshin şartlarının oluşmadığı, gıda güvenliği konusunda ürünlerin tedariği sırasında, davalının, ‘’ağır şartlar’’ oluşturduğu iddiası ile ilgili, davacıyı zarara uğratılabilecek ve bir risk oluşturabileceği ile ilgili bir durum olmadığı tespit edilmiştir.
Davacı taraf İzmir …Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen ve müvekkili tarafından … ve …Ltd. Şti ne açılan haksız rekabetten kaynaklı tazminat davasında verilen bilirkişi raporunun alınmasını istemiş, alınarak dosya içerisine bırakılmış ve ayrıca yapılan incelemede davacının davasının 17/02/2023 tarihli duruşmada reddine karar verildiği görülmüştür. İzmir…Asliye ticaret Mahkemesinin … Esas nolu dosyasının konusu daha önce davacı şirkette müdür olarak çalışan ve bir miktar payı bulunan …’in payını devrederek davacı şirketten ayrılarak…Ltd. Şti isimli firmayı kurduğu ve bu kişinin davacı şirketin tüm sırlarını müşteri portföyünü bilmesi nedeniyle davalı taraf ile bayilik sözleşmesi kurarak haksız rekabete dayalı tazminat istemiyle açıldığı görülmüştür. Yukarıda detaylı olarak belirtildiği üzere dosyamız davacısı ile dosyamız davalısı arasında tek satıcılık sözleşmesi bulunmadığından , söz konusu ürünleri kendisinin doğrudan ya da başka firmalar aracılığıyla uzun süredir sattığı anlaşıldığından , İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesin … Esas nolu dosyasının bizim dosyamızla doğrudan ilgisinin bulunmadığı kaldı ki İzmir…Asliye Ticaret Mahkemesine ait … Esas nolu dosyasında davacı konumunda olan …A.Ş’nin davasının da reddine karar verildiği görüldüğünden , toplanan tüm deliller, alınan bilirkişi raporları ve yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alınarak davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin tek satıcılık niteliğinde olmadığı, davacının sözleşmeyi fesihte haksız olduğu anlaşıldığından davacının maddi tazminat davasının reddine yine davacının feshi haksız olduğu gibi manevi tazminat isteme şartlarının da oluşmadığından manevi tazminat isteminin de reddine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
A.A.Ü.T’nin 13/4 maddesinde ” Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur” denildiğinden davalı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davacının reddedilen maddi tazminat istemi nedeniyle, davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T’nin 13/4 maddesi nedeniyle 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacının reddedilen manevi tazminat istemi nedeniyle davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen yazı işleri müdürünce ilgilisine iadesine,
6-Bu dava sebebiyle 179,90 TL maktu karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden davacı tarafça İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas nolu dosyasının açılışı sırasında 11/10/2018 tarihinde … Müdürlüğüne … Seri Nolu, … Sıra nolu makbuzla yatırmış olduğu 34.196,10 TL’den mahsubu ile fazla alınan 34.016,20 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/03/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸