Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/504 E. 2021/151 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/504 Esas
KARAR NO : 2021/151

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 25/04/2014
KARAR TARİHİ : 25/02/2021

DAVA : Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesi ile , müvekkilinin …’ da yaşayıp çiftçilikle hayatını idame ettirdiğini, oğlu olan …’nın ise … ve … olduğunu, henüz çocukken başladığı futbol hayatını başarı ile sürdürdüğünü, …’nın futbol hayatını …’da … isimli takımla başladığını, bu takımda oynarken antrenörün … isimli şahıs olduğunu, bu şahsın … 23 İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine konu senedin adına tanzim edildiği kişi olduğunu, aynı zamanda davalılardan …’nın kocası , diğerlerinin de babası olduğunu, … isimli şahsın , kendi takımında futbol oynayan çocukların velilerinin değişik zamanlarda çeşitli belgeler imzalattığını, müvekkilinin oğlu … gibi , … isimli takımda futbol oynamaya başlamış olan gençlerin tamamının velilerinden , … isimli şahsın , çocuklarını oynatmayacağı futbolcu yapmayacağı tehditleri ile zorla belge imzalatarak aldığını, müvekkilinin …’nın da bu şahsın baskılarından yılarak, 2001-2002 tarihinde bu şahsın istediği belgeleri imzalayarak teslim ettiğini, belgelerin içeriğinde ne olduğunu tam olarak bilmediğini, …’nın …’in futbol oynaması için gereken belgeler olduğunu söylediğini ve müvekkilinden çok sayıda belgeyi imzalatarak teslim aldığını, o tarihten sonra … isimli şahsın başka bir takıma antrenör olarak geçtiğini, müvekkilinin oğlunun ise yavaş yavaş yükselerek , …’ın ilk 11 oyunculuğuna kadar geldiğini, …’nın, …’in başaralı olması üzerine bu boş senedi tehdit unsuru olarak kullanarak , …’in kazandığı paradan kendisine pay vermeleri gerektiğini söylediğini, ancak müvekkili ve oğlunun bu tehditlere kulak asmadığını, böyle bir boş senetten haberi dahi olmadığını, şahsın 13/02/2013 tarihinde ani ölümünün öğrendiklerini ve bu boş senet tehdidinden kurtulduklarını düşündüklerini , … ile birlikte futbola başlayan arkadaşları ve aileleri ile görüştüklerinde bu ailelerinde sürekli olarak … tarafından boş senetlerle tehdit edildiğini öğrendiklerini ve böylece …’nın çocukların futbol oynaması için lazım dediği belgelerin arasında boş senetlerde imzalatıldığını anladığını, … 23 İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından müvekkili hakkında takip yapıldığını, ödeme emri ekinde gelen belgeyi incelendiğinde , …’nın tehditlerine konu ettiği kendisinden alınmış bir boş senet olduğunu ve bunun üzerine birileri tarafından doldurularak icra takibine konu edildiğini gördüğünü, kanuni itiraz süresi olan 5 günlük süreyi şehir dışında olması nedeniyle kaçırdığını, öncelikle senedin müvekkilinin elinden hile ile alındığını, müvekkili ile diğer ailelerin elinden de hile ile alınan senetler olduğunu ve bu senetler ile o ailelerinde tehdit edildiğini, senedin gerçeğe aykırı şekilde doldurulduğuna ilişkin delilleri kapsamında müvekkili ile davalıların murisi arasında borç alacak ilişkisi olmadığını, müvekkilinin çiftçi , …’nın ise futbol antrenörü olduğunu bu senedin … tarafından zorla müvekkilinden alındığını, ayrıca senedin … öldükten sonra doldurulduğunu düşündüklerini, senedin eski olmasına rağmen üzerindeki meblağın Yeni Türk Lirası olarak düzenlendiğini, senedin yaklaşık 11 yıl önce düzenlendiğini, davalılar hakkında C.Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu belirterek söz konusu senetten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve %20 kötü niyet tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili mahkememize ibraz ettiği cevap dilekçesi ile, davacının iddialarının kurmaca beyanlarından ibaret olup, kendi içerisinde ciddi çelişkiler taşıdığını, …’nın futbol oynanan çocukların velilerinden zorla ve hile ile senet aldığı iddialarının tamamen yalan beyan olduğunu, …’nın önce futbolcu olarak daha sonra ise antrenör olarak çalışan bir kişi olup, 13/02/2013 tarihinde vefat ettiğini, …, …’yı küçük yaşta futbola başlattığını, … Spor Kulübüne gitmesini sağlayarak oradan da … Spor Kulübünü kendisini fark etmesini sağlayarak Türk Futboluna bir yıldız kazandırdığını, zorla ve hile ile senet alındığını iddia eden davacının bu zamana kadar hakkını neden aramayarak Savcılığa suç duyurusunda bulunmadığını, davacının da eski kalecilerden olup, bir dönem futbol oynadığını, söz konusu senedin …’ya yetiştiricilik parası olarak verildiğini ve “oğlum senin sayende şuanda milyonlar kazanıyor senin hakkın para ile ödenmez ama işbu senedi al ” diyerek kendi huzurunda işbu senedi imzaladığını, daha sonradan da …’nın davacı ile sözlü olarak anlaştıkları tutar olan 600.000 TL yi kendisinden istediğini, ancak davacının çeşitli vaatlerle oyaladığını, 2013 yılında …’nın ölümü üzerine yetiştiricilik parası karşılığı alınan senedin mirasçıları
tarafından takibe konulduğunu, Yargıtay içtihatları ile de sabit olduğu üzere senedin sonradan anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğu ve kötü niyet iddialarının yazılı delille ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
Deliller, … 23 İcra Müdürlüğüne ait … esas sayılı dosyası , … C Başsavcılığına ait … Sor nolu , … Karar nolu soruşturma dosyası, veraset ilamı, tanık beyanları, yasal mevzuat.
… 23 İcra Müdürlüğüne ait … esas sayılı dosyası alınıp incelendiğinde, Keşidecisi …, lehtarı … olan 15/10/2012 tanzim 15/01/2013 vadeli 600.000 TL bedelli senede dayanılarak … mirasçıları tarafından … hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla … hakkında takip başlattıkları, borçlu tarafından dava dilekçesinde belirtildiği üzere süresinde itiraz edilmediği gibi icra mahkemesine şikayet yoluna gidilmediği anlaşılmıştır.
… C Başsavcılığına ait … Sor nolu , … Karar nolu soruşturma dosyası alınıp incelendiğinde, …’nın müşteki, … mirasçıların şüpheli konumunda olduğu, atılı suçun resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık bedelsiz senedi kullanma olduğu ve yapılan soruşturma sonucunda şüphelilerin üzerine atılı suçların oluşmadığı, miras olarak kendilerine intikal eden senedi tahsil etmeye çalışmalarının atılı suçların unsurlarını oluşturmadığı, şikayetçinin hukuk mahkemelerinde senedin iptali için dava açabilecekleri anlaşılmakla kovuşturmaya yer olmadığına şeklinde karar verildiği bu karara karşı müşteki tarafından itiraz yoluna gidildiği ancak itirazın reddine karar verilerek ilgili kararın kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 09/03/2017 tarih 2014/490 Esas 2017/205 Karar nolu ilam ile “Davacının anlatımına göre, senedin ilk imzalatıldığı sırada , hile iddiası ileri sürülmekte olup, başka evrakların içerisinde senet imzalatılması hile tanımına uygun olmakla birlikte, BK 39.maddesine göre, hile sebebiyle sözleşme yapan taraf hileyi öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez ise sözleşmeyi onamış sayılmaktadır. Davacının hile olarak ileri sürdüğü husus başka evrakların arasında boş senet imzalatıldığına yöneliktir. Dava dilekçesinde davacı, …’nın ölmeden önce , elinde boş senet olduğunu bildirerek davacıyı ve oğlu …’i telefonla taciz ve tehdit ettiğini ileri sürmekte olup, dava dilekçesine ekli veraset ilamınına göre, … 13/02/2013 tarihinde vefat etmiş olup, ölmeden önce hilenin yani …’nın elinde boş senet olduğu öğrenildiği öğrenme tarihi olarak en geç 13/02/2013 tarihi kabul edilse dahi davanın bir yıl geçtikten sonra 25/04/2014 tarihinde açıldığı, davacının …’nın elinde boş senet olduğu öğrendiği anda bir yıl içinde boş senet ileri sürülerek … yada mirasçıları tarafından muaraza yaratıldığı, muarazanın giderilmesi ve söz konusu senetten borçlu olmadığını gerek dava yada savcılığa yapacağı şikayet yoluyla ileri sürmesi gerekir iken ileri sürmediği , dolayısıyla bir yıllık süreyi kaçırdığı görülmektedir. Davacı karşı tarafın, elinde boş senet olduğunu ileri sürerek, kendisini ve oğlu’nu …’nın telefonla tehdit ve taciz ettiğini ileri sürmekte olup, davacı boş senet imzalamadığı düşüncesinde ise söz konusu senedi görmeden , hakkında takip yapılmasını beklemeden de, karşı tarafın boş senet nedeniyle …’nın borçlu olduğu iddiasının ileri sürmesi nedeniyle muarazanın giderilmesi yani boş senet vermediğini , borcu bulunmadığını ve bu konuda karşı tarafça yaratılan muarazanın giderilmesi davasının açabilmesi mümkündür . Ayrıca , mahkememizce dinlenen …’ın beyanı incelendiğinde, … ile …’nın aynı ilçede farklı yerlerde kahvehane işlettikleri ikisinin oğlunun da antrenörünün … olduğu, …’nın bir takım evrakları imzalaması için …’nın çalıştırdığı kahvehaneye geldiğinde olaya Nihat Kaçmaz’ın tanık olduğu, birkaç gün sonrada …’nın aynı evraklarla kendisine geldiğini, kendisinin imzası sırasında boş senedi gördüğünü ve imzalamadığını, hemen …’nın yanına gittiğini durumu anlattığını , kendisinin imzaladığı evraklar içinde boş senet olabileceğini söylediğini ifade etmiş olup, buna göre , davacının çok daha önce durumdan haberdar olduğu ortaya çıkmaktadır….’nın boş senedi aldıktan sonra, kendisini ve oğlunu telefonla taciz ve tehdit ederek elinde boş senet olduğunu söylemesinde daha sonradan olayın tehdide dönüştüğü düşünülse de yine dava dilekçesinde de belirtildiği gibi …’nın 13/02/2013 tarihinde ölümü ile davacının boş senetten kurtulduklarını düşündüklerini belirtmeleri nedeniyle yine 13/02/2013 tarihi itibariyle tehdidin kalktığı, bir yıl içerisinde bu nedenle Savcılığa yada mahkemeye müracaat ederek şikayet yada boş senetten dolayı … ölümüyle mirasçıları tarafından muaraza altında bırakıldığını bildirerek , muarazanın giderilmesi ve borçlu olmadığının tespiti yönünde dava hakkını kullanmadığı ortaya çıkmaktadır . Dolayısıyla BK.nun 39.maddesinde belirtilen süre kaçırılmıştır. Boş senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası ile kesin delille ispatlanabilir. Davacı tarafın böyle bir iddiası olmayıp tamamen hile tehdide dayalı olarak iddia ileri sürülmektedir. Yukarıda da açıklandığı üzere , bir yıllık süre kaçırıldığı” gerekçesine dayanılarak davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna gidilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2017/4253 Esas 2020/1049 Karar nolu ilamı ile “Dava, İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, senedin hile ile alındığını ve sonradan doldurulduğunu iddia etmiştir. TBK 39.maddesine göre; “Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır”. İptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile feshedilebileceği gibi def’i veya dava yoluyla da kullanılabilir. İlk derece mahkemesince davacının bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde Savcılığa ya da mahkemeye müracaat etmediği gerekçesi ile davanın süre yönünden reddine karar verilmiş ise de; … C.Başsavcılığı’nın … Sor.nolu dosyasında davacının … mirasçılarına yönelik resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık bedelsiz senedi kullanma suçlarına yönelik şikayeti mevcuttur. Ancak Dairemizce yapılan incelemede; soruşturma dosyasının tevzi tarihi okunaklı olmadığından net olarak tespit edilememiştir. Mahkemece öncelikle davacının şikayet tarihinin net olarak tespiti ile TBK 39.maddesine göre hak düşürücü sürenin değerlendirilmesi gereklidir. Bununla birlikte, kararın gerekçesinde davacının bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası bulunmadığından bu hususta inceleme yapılmadığı belirtilmiş ise de; dava dilekçesinde davacı, senedin davalı mirasçılar tarafından sonradan doldurulduğunu iddia etmiş olmakla bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması yerinde görülmemiştir.” denilerek mahkememizce verilen kararın HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılarak … Sor. … Karar nolu evrakın şikayet dilekçesindeki havale tarihinin okunamıyor olması nedeniyle tespit edilerek mahkememize bildirilmesi istenilmiş, 19/02/2021 tarihli cevabi yazı incelendiğinde, yapılan incelemede dilekçe havale tarihinin okunamadığı ancak soruşturma safhasında yapılan tespitte dilekçenin 30/04/2014 tarihinde kaydedildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Davacı tarafın hile ile kendisinden senet alındığı iddiası ile gösterdiği tanıklar dinlenmiş, davacı tanığı Nihat Kaçmaz beyanında ; kendisinin ve …’nın çocuğunu antrenör olarak …’nın çalıştırdığını, …’nın bir gün …’nın çalıştırdığı kahveheneye geldiğini, 100 kadar evrak getirdiğini, …’e ” bunları imzala ” dediğini, …’in de belgeleri okumadan imzaladığını, …’nın evrakların köşelerini kaldırdığını ve Memiş’e imzalattığını, imzalatırken de çocukları milli takıma gönderileceğim onun için bu evrakları imzalaman gerekiyor dediğini, bir kaç gün sonra da , kendisine geldiğini, kendisine de aynı miktarda evrak getirdiğini, üç dört tanesini imzaladığını ondan sonra içinde senet olduğunu gördüğünü, senedi imzalamadığını , iki üç gün kadar sonra …’nın kendisine niçin senedi imzaladığı yönünden söylemde bulunduğunu, kendisinin de imzalamadığını anlattığını hemen …’nın yanına gittiğini , …’nın getirdiği evrakların içinde senet olduğunu gördüğünü ve imzalamadığını anlattığını, senin imzaladığın evraklar içinde senet olabilir diye …’ya söylediğini, bir kaç ay sonrada …’nın …’yı tehdit ettiğini duyduğunu ne şekilde tehdit ettiğini bilemeyeceğini ifade etmiştir.
Talimat yoluyla dinlenen davacı tanığı … beyanında; senedi daha evvel görmediğini, Memiş tarafından … ‘ya verilip verilmediğini bilmediğini, senedin Memiş’ten hile ve tehdit ile alındığına şahit olmadığını, …’nın, …’nın alt yapı da antrenörü olduğunu, kendi klubünde yetiştiricilik parası adı altında bir paranın antrenör tarafından alınmadığını belirtmiş , diğer davacı tanığı … doğru beyanında, konu ile ilgili bir bilgisinin olmadığını belirtmiştir.
Davacı davalıların murisinin kendisinden hile ve tehdit ile boş senet
aldığını belirterek , bu senetten dolayı borçlu olmadığını iddia etmektedir. Hile , BK.nun 36.maddesinde aldatma başlığı ile düzenlenmiş olup buna göre, “taraflardan biri diğerini aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa , yanılması esaslı olmasa bile sözleşme ile bağlı değildir. ” denilmektedir. Tehdit ise, BK 37. Maddesinde korkutma başlığı ile düzenlenmiş olup , buna göre, “taraflardan biri diğerini veya üçüncü bir kişinin korkutması sonucu bir sözleşme yapmış ise sözleşmeyle bağlı değildir. ” denilmektedir.
İdare bozukluğunun giderilmesi başlıklı 39.maddede ise, ” yanılma veya aldatma sebebiyle yada korkutma sonucunda sözleşme yapan taraf , yanılma veya aldatmayı öğrendiği yada korkutmanın etsinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır. ” denilmektedir.
Bir olayda aynı anda hile ve tehdidin bir arada bulunması mümkün değildir. Aldatma, bir kimseyi bir hukuksal işlem yapmaya yönlendirmek için onda kasten yanlış bir düşünce ve sanı uyandıran veya böyle bir sanıyı güçlendiren yada sanının devamını sağlayan bir davranıştır. Tehdit ise , bir kişiyi sözleşme ( daha geniş anlamda hukuksal işlem) yapmaya yönlendirmek için bilerek hukuka aykırı bir davranışla o kişide istenilen idare bildiriminde bulunmaz ise kötülüğe uğrayacağı kanısını yaratılması o kişinin korkutulmasıdır.
Borçlar Kanunun 39. Maddesine göre yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak 1 yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse sözleşmeyi onamış sayılır denildiğinden Cumhuriyet Savcılığına başvuru tarihinin de 30/04/2014 olduğu dikkate alındığında daha önceki kararımızda dayanılan gerekçede de belirtildiği üzere 1 yıllık sürenin kaçırıldığı tespit edilmiştir.
Davacı taraf senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasını da ileri sürmüş olup, bir senedin sadece imzalanarak karşı tarafa verilmesi mümkün olup, anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunun kesin delillerle ispatı gerekmektedir. Davacı tarafından bu iddianın ispatına yönelik olarak kesin delil sunulmadığı ayrıca dava dilekçesinde yemin deliline de dayanılmadığı (yemin delilinin açıkça gösterilmesi gerekir) görülmekle davacı tarafın bu iddiasını ispat edemediği anlaşılmakla davacının davasının aşağıdaki şekilde reddedilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden 50.208,63 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
3-Davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
6-Bu dava sebebiyle 59,30 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 11.325,35 TL’den mahsubu ile fazla alınan 11.266,05 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/02/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸