Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/49 E. 2021/16 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/49 Esas
KARAR NO : 2021/16

DAVA : Ticari Şirket
(Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya
İlişkin)
DAVA TARİHİ : 17/01/2020
KARAR TARİHİ : 13/01/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı kooperatifte ortaklık haklarının bulunduğunu, davalı kooperatifin, 03,10.2019 tarihinde 42 sayılı, yönetim kurulu kararı ile müvekkillerinin ortaklık haklarının haksız ve hukuka aykırı bir şekilde sonlandırdığını, davalı kooperatifin almış olduğu bu kararın Kadıköy … Noterliğinin 17 Ekim 2019 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile müvekkillerine iletildiğini, davalı, her ne kadar ortaklıktan çıkarılma sebebini kooperatif ana sözleşmesinin 10. Maddesine dayandırmış ise de; bu maddenin eski metninde…sitesinde konut sahibi olmak koşulunun olmadığını, bu koşulun her ne kadar davalı tarafından değiştirildiği ileri sürülmekte ise de; değişiklik yönünde alınmış bir genel kurul kararının olmadığını, 29.12.1993 tarih ve…sayı 512 sayfa no.lu Ticaret Sicil gazetesi incelendiğinde; alınmış bu kararın müvekkilinin yokluğunda yeterli çoğunluk sağlanmadan alındığının görüleceğini, bu kararın sözleşmenin esasına yönelik bir karar olup, bu kararın alınma usul ve karar nisabına uygun olmadığının açıkça bariz olduğunu, Kooperatif Ana Sözleşmesinin 33. Maddesine göre, toplantı nisabı şahsen ve temsilen en az üye sayısının 1/4 ü olduğunu, bu maddenin 2. Fıkrası ana sözleşmede değişiklik yapılması ile ilgili kararların ortakların 2/3 çoğunluğu ile sağlanabildiğini bildirdiğini, hem toplantı nisabı hem de karar nisabı kanunun ve ana sözleşmenin belirlediği kriterleri sağlamadığını, dolayısıyla bu kararın müvekkili açısından yok hükmünde olduğunu, davalı kooperatifin önce, ordu mensubu kişilerin konut ihtiyacını gidermek amacıyla, yapı kooperatifi olarak kurulduğunu, bu amaca ulaşıldıktan sonra (her üyeye bir daire verildikten sonra) yapısını değiştirip İşletme kooperatifi olarak çalışmalarına devam ettiğini, bu yapı değişikliğinden sonra kooperatifin elinde üyelere dağıtılmayan daire ve arsalar kaldığını, bu tarihten sonraki kooperatifin amacının arsa ve dairelerden alınan kira gelirleri ile sitenin masrafları (temizlik vs) yapmak ve üyelere normalden daha ucuz hizmet vermek olduğunu, kooperatiften çıkarılma kararının; işletme kooperatifinin amacının kısaca, konut sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılamak olan bir kooperatifin, gayrimenkul mülkiyetinin el değiştirdiği durumlarda üyelik hakkının sırf devredilen şahsın, ordu mensubu olmaması nedeni ile devredilememesinin hukuka aykın bir durum olduğunu, bu husus her ne kadar ana sözleşmede hukuka aykırı olarak karşısında YOK hükmünde olduğunu, zira ortaklık hakkını devredemediğinden dolayı mevcut hakkını daha ucuza devretmek zorunda olan insanların haklarının fiilen başka insanlar tarafından, gasp edilmesine olanak tanıyan bir hükmün yok hükmünde ve Anayasanın 10. Maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, davalı kooperatifin ana sözleşmeye göre kuruluş amacının sitenin temizlik, güvenlik, bakım, onarım işlerinin yapılması ve bu hususta personel istihdamı olduğunu, fakat alınmış yanlış kararlardan dolayı bu hizmetleri veremeyecek duruma geldiğini, zira aynı site içerisinde artık bir kısım kooperatife üye olan ve üye olmayan insanların mevcut olduğunu, böyle bir durumda herkes için verilmesi gereken ortak hizmetlerin verilmesinde sıkıntılar doğduğunu, bu nedenle kooperatif içerisinde bulunan dairelerin kat mülkiyetine geçirildiğini ve tüm daire sahiplerinden aidat toplanmaya başlandığını, bu uygulama ile birlikte kooperatifin artık bir amacının kalmadığını, bu süreç içerisinde tasfiye edilip, gayrimenkuller satılıp üyelere gelirleri dağıtılması gerekirken, milyon liralık gayrimenkuller elde tutularak haksız kazanç elde edilmeye çalışıldığını belirterek, sonuç olarak; 03.10.2019 gün ve 42 sayılı yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarılma kararının iptaline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Kooperatif ana sözleşmesinin 10.maddesinin “… sitesinde konut maliki olmak” koşulunu, ortaklık şartı olarak düzenlendiğini, ana sözleşmenin 14.maddesinin ise, ana sözleşmenin 10. maddesinde yazılı ortaklık şartlarını kaybedenlerin ortaklıktan çıkartılacağını ve bu işlemi yapmanın da yönetim kurulunun görev ve sorumluğu olduğunu düzenlediğini, ana sözleşmenin 10. maddesindeki açık düzenleme sebebiyle müvekkili Kooperatif Yönetim Kurulu tarafından tapu kayıtları üzerinde yapılan incelemede,…üyelik numarası ile müvekkili Kooperatifin ortağı olan davacının,… Sitesindeki taşınmazlarını sattığı ve böylece ana sözleşmenin Kooperatife ortaklık için şart koştuğu “…sitesinde konut maliki olmak” koşulunu yitirdiğinin tespit edildiğini, durumun yönetim kurulu tarafından genel kurul gündemine taşındığını, ve 18.05.2019 tarihinde icra edilen olağan genel kurul toplantısında yapılan müzakere ve oylama neticesinde alınan 13 no.lu karar ile, bu koşulu yitiren ortakların ortaklıktan çıkartılması hususunda gereğinin yapılması için yönetim kuruluna talimat verildiğini, bunun üzerine müvekkili Kooperatifin yönetim kurulu’nun 03.10.2019 tarih ve 42 sayılı yönetim kurulu kararı ile davacının ortaklıktan çıkartılmasına karar verildiğini, bu kararın, Kadıköy …Noterliğinden keşide edilen ihbarname (17.10.2019-…) ile 22.10.2019 tarihinde davacıya bildirildiğini, davacının açmış olduğu işbu davasında, yönetim kurulunun kararının aksine, … Sitesinde konut maliki olduğuna dair bir iddiada bulunmadığını, bu yönde dosyaya herhangi bir delil de sunmadığını, bu hali ile, davacının
… Sitesindeki taşınmazını sattığı ve dolayısıyla Ana Sözleşmenin 10.maddesinde Kooperatif ortaklığı için aranan “… Sitesinde konut maliki olmak ” şartını yitirdiğinin davacının da kabulünde olduğunu, bu durumda, Kooperatif yönetim kurulunun almış olduğu dava konusu ortaklıktan çıkarma kararının, Ana Sözleşmenin 10. ve 14.maddeleri ile Kooperatifler Kanunu’nun 16.maddesine uygun olduğunu, mevzuata aykırı bir yön bulunmadığının davacının savunmaları ile de sabit olduğunu, dolayısıyla davacının bu yöne ilişkin dava sebeplerinin maddi ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu ve reddini talep ettiğini, diğer yandan; davacının ortaklıktan çıkarılmasının hukuki sebebi olan Kooperatif Ana sözleşmenin 10. maddesinde yapılmış olan değişikliğin, davacının toplantıya katılmamış olması ve nisabın yetersiz olması sebebiyle yok hükmünde olduğunu ve bu sebeple alınan ortaklıktan çıkartılma kararının da hukuken hüküm ifade etmediğini iddia ettiğini, öncelikle; Kooperatifler Kanunun 53/1. Maddesinin kooperatif genel kurul kararları aleyhine bozma davası açma süresini “toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde” olarak belirlediğini, davacının bu yöndeki iddiasını bir aylık hak düşürücü süre içerisinde dava konusu yapılmamış olduğundan, bu aşamada dava konusu yapılmasına yasal olanak olmadığını, diğer yandan, Kooperatif genel kurulunca yapılmış olan ana sözleşme değişikliklerinin mer’i mevzuata ve Kooperatif Ana Sözleşmesine uygun olup, davacının aksi yöndeki iddiasının ispata muhtaç olduğunu, kaldı ki, bu yöndeki iddialar ancak genel kurul kararının bozulması istemine ilişkin bir davanın konusu olabileceğini, yönetim kurulu kararına karşı açılmış bir davada bu hususun tahkikat konusu yapılmasına olanak olmadığını, davacının bu yöne ilişkin dava sebeplerinin de maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu davacı, müvekkili Kooperatifin artık bir amacının kalmadığından ve tasfiye edilmesi gerektiğinden bahisle de ortaklıktan ihraç kararının iptalini talep ettiğini, müvekkili kooperatifin faal olduğunu ve bu sebeple bu yöndeki iddiaları kabul etmediklerini, ancak bir an için bu iddialara itibar edilse bile, bu yöndeki iddianın ancak kooperatifinin tasfiyesi istemine ilişkin bir davanın konusu olabileceğini, huzurdaki dava tasfiye istemine ilişkin bir dava olmadığından, tasfiye koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde tahkikat yapılamayacağını ve karar verilemeyeceğini, kaldı ki; böyle bir maddi durumun varlığı sabit olsa bile, bu durum yönetim kurulu tarafından alınmış olan ortaklıktan ihraç kararının hukuka aykırılığı, geçersizliği sonucunu doğurmayacağını, çünkü; genel kurul tarafından ya da mahkemece alınmış bir tasfiye kararı mevcut olmadığına göre, müvekkili kooperatif hukuken de faal olup, dolayısıyla pekala ortaklık şartlarını yitiren ortaklar hakkında ihraç kararı alabileceğini, dolayısıyla bu yönü ile de, alınmış olan ortaklıktan ihraç kararında Kanuna ve ana sözleşmeye aykırı bir yön olmadığını, bu sebeplerle maddi ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini, sonuç olarak; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER :
Şirket ana sözleşmesi, Genel kurul kararları, tapu kayıtları, Ticaret Sicil Gazetesi kayıtları, kooperatif ana sözleşme aslı, …Sicil Müdürlüğü kayıtları davalı Kooperatif Yönetim Kurulu’nun 03.10.2019 tarih ve 42 sayılı kararı ile bu kararın davacıya tebliğine ilişkin Kadıköy … Noterliğinden keşide edilmiş olan 17.10.2019 tarih ve …sayılı ihbarname, Ticaret Sicil dosyası, bilirkişi incelemesi,
GEREKÇE :
Dava, davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin 03/10/2019 gün ve 42 sayılı kooperatif yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık Yeni Levent ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

sitesinde konut maliki olmayan davacının ortaklıktan çıkarılma şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkindir.
Dosyanın kooperatif alanında uzman bir bilirkişiye tevdi ile uyuşmazlık noktasında rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından sunulan 05/10/2020 tarihli raporda özetle; 03/10/2019 gün ve 42 sayılı Yönetim Kurulu kararının İptali istemine ilişkin,…sitesinde “konut maliki olmayan ortağın ortaklıktan çıkartılma şartlarının” gerçekleşmediğini, davacıya tebliğ edilen ihbarnamenin yasal unsurlarını taşımadığını, davalı kooperatif ana sözleşmesinin md.33/2 f uyarınca, 18/05/2019 tarihli Genel Kurul Toplantısı Tutanağında madde 13 metninin içeriği olan “konut maliki olmayan ortağın ortaklıktan çıkartılması” gündem maddesinin oylamasında gerekli karar nisabına ulaşılamaması nedeniyle gündem maddesinin reddedilmiş sayıldığını, bu sebeple 03/10/2019 gün ve 42 sayılı Yönetim Kurulu kararın mutlak butlan ile batıl olduğu hususları rapor edilmiştir.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu nun 16.maddesinde ” Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar.
Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme,çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir.
Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır.Kararın onaylı örneği,çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır.
Üç aylık süre içinde,genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmiyen
çıkarılma kararları kesinleşir.
Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davalı kooperatif anasözleşmesinin 14. Maddesiyle ortaklıktan çıkarmaya ilişkin hükümler düzenlenmiş, 1.fıkrası ile yönetim kurulu ortaklıktan çıkarmaya yetkili kılınmıştır.
Davalı kooperatifin 03/10/2019 tarihli ve 42 nolu yönetim kurulu kararı ile davacının da aralarında bulunduğu kooperatif üyelerinin “…Sitesinde Konut Maliki Olmak” koşulunu yitirmiş olduğundan ortaklıktan çıkarılmalarına karar verilmiştir.
Ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin verilen kooperatif yönetim kurulu kararı Kadıköy … Not nin 17/10/2019 tarih ve … yevmiye nolu ihbarnamesiyle 22/10/2019 tarihinde davalının kendisine tebliğ edilmiştir.
Davacı vekilince 1163 Sayılı Kanunun 16/3 maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içinde dava açılmıştır.
Kooperatif anasözleşmesinin 14.maddesi ile kooperatif ortaklarının hangi hallerde ortaklıktan çıkarılacağı belirlenmiş olup, 1.fıkranın 1.bendi ile 10. Maddede yazılı ortaklık şartlarını kaybedenlerin ortaklıktan çıkarılacağı düzenlenmiştir. Kooperatif anasözleşmesinin 10.maddesinde ortaklık şartları sayılmış olup, 3.bendinde “…Sitesinde Konut Maliki Olmak” ortaklık şartları arasında sayılmıştır. Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; …Sitesinde konut maliki olmayan davacının kooperatif ortaklığından çıkarılmasına ilişkin olarak verilen Kooperatif Yönetim Kurulu’nun 03/10/2019 tarihli ve 42 nolu kararında 1163 Sayılı Kanun ve kooperatif anasözleşmesine aykırılık bulunmadığı değerlendirilmekle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40- TL nin düşümü ile eksik kalan 4,90-TL bakiye ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; AAÜT’ nin uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda , kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 13/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır