Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/481 E. 2023/352 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/481 Esas
KARAR NO:2023/352

DAVA:Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/09/2020
KARAR TARİHİ:03/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 01.08.2018 tarihinde Danışmanlık Sözleşmesi imzalandığını, Müvekkili şirketin, sözleşmedeki tüm edimlerini, özen ve sadakat ilkeleri gereğince titizlikle, tam, eksiksiz ve kusursuz olarak yerine getirdiğini, Sözleşmenin 5. maddesine göre “sözleşme imzalandığı gün İş sahibi tarafından 10.000,00+KDV olmak üzere müvekkile anlaşma bedeli ödeneceği ve Aylık 7.000,00+KDV olmak üzere müvekkile aylık danışmanlık bedeli ödeneceğinin belirlendiği, Anlaşma bedeli ve ilk aylık danışmanlık ücreti ödenmediği için …. Asliye Ticaret Mahkemesi …E. Sayılı dosyası için dava açılmış olup bu davada yetkisizlik kararı verildiğini, Davalı şirket tarafından müvekkiline, 24 aylık danışmanlık bedellerinin hiç bir şekilde ödenmediğini, sözleşmede belirlenen aylık danışmanlık bedeli olarak 23 aylık müvekkilin alacağı bulunmakla bu davadaki alacak talebinin ilk bölümünin bu olduğu, Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 8. maddesi gereğince tarafların sözleşmeye aykırı davranması halinde 100.000 USD cezai şartın ödenmesi kararlaştırıldığı, Davalı tarafa sözleşmenin başından sonuna kadar her zaman aykırı davranmış ve müvekkilinin cezai şart alacağı doğduğunu, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere, şimdilik 23 aylık danışmanlık bedeli 1.000,00 TL’nin en yüksek faiz oranı ile ödenmesi ve davalının sözleşmeye aykırı davranması neticesinde sözleşmedeki cezai şart gereğince 1.000,00 TL ödenmesi, yargılama giderleri, masraf ve vekâlet ücretinin davalı şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep etmektedir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davacı arasında danışmanlık hizmeti sözleşmesi imzalandığını, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, söz konusu davanın davacının aleyhine olacak şekilde usulden reddedildiğini, kararın henüz kesinleşmediğini, dava kesinleşmeden ikinci bir dava açtığı için iş bu davanın usulden reddinin gerektiğini, davacının söz konusu danışmanlık hizmetini hiçbir şekilde yerine getirmediğini, davada talep edilen kalemlerin belirlenebilir olduğunu, bu yüzden davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın edimlerini yerine getirdiğine dair hiçbir delili dosyaya sunmadığını belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Deliller; …. Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı dosyası, taraflar arasında imzalanan 01/08/2018 tarihli danışmanlık sözleşmesi, arabuluculuk son tutanağı, cevabi yazılar, bilirkişi raporu, yemin delili.
Dava, taraflar arasında akdedilen danışmanlık hizmet sözleşmesi kapsamında talep edilen hizmet bedeli ve cezai şart alacağına ilişkin olup, uyuşmazlık ;mahkememizin yetkili olup olmadığı, derdestlik dava şartının bulunup bulunmadığı, davacının hizmet edimini yerine getirip getirmediği ve davalının takas mahsup talebinin yerinde olup olmadığı noktasındadır.
Davalı vekilinin derdestlik itirazı nedeniyle …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celbedilerek incelenmiş olup; her iki davanın taraflar arasında imzalanan 01/08/20+18 tarihli danışmanlık sözleşmesinden kaynaklandığı, her iki dosyasının davacılara ve davalılarının aynı olduğu, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyasında 10.000,00 TL anlaşma bedeli ve bir aylık danışmanlık bedeli talep edilmiş olduğu, Mahkememiz dosyasında ise kalan 23 aylık danışmanlık bedeli ile cezai şart bedeli talep edilmiş olmakla her iki davanın konusu aynı olmadığından davalı vekilinin derdestlik itirazı yerinde görülmemiştir.
Mahkememizin 30/03/2021 tarihli ara kararı uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak defterlerde gözüken alacak ve borç kayıtları ile hesap bakiyeleri tespit edilip, iddia, savunma, dosyaya sunulan belgeler değerlendirilerek, ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık noktasında rapor alınması için dosyanın bir Mali Müşavir, bir finans uzmanı, 1 nitelikli hesap uzmanı-borçlar hukukçusu bilirkişiye verilmesine karar verilmiş olup; 08/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “1.Taraflarca ibraz edilen ticari defterin karşılıklı değerlendirilmesi sonucunda taraflar arasında ticari defterlere kayıt edilen herhangi bir ticari ilişki tespit edilemediği, davacının ibraz edilen ticari defterlerinden davalı ile herhangi bir ticari ilişkisi olmadığı, davalı taraf adına tanzim edilmiş herhangi bir fatura olmadığı gibi davalı taraftan alınmış herhangi bir fatura kaydına da rastlanmadığı, davalının ibraz edilen ticari defterlerinden davacı ile herhangi bir ticari ilişkisi olmadığı, davacı adına tanzim edilmiş herhangi bir fatura olmadığı gibi davacı taraftan alınmış herhangi bir fatura kaydına rastlanmadığı,
2.Taraflar arasında akdedilen 01.08.2018 tarihli Danışmanlık Sözleşmesi kapsamında davacı şirketin sözleşmenin kurulmasından sonraki 23 aylık dönemde sözleşmede öngörülen danışmanlık hizmetini sunduğu kesin, net ve tartışmasız olarak tespit edilemediği; davacının söz konusu hizmeti sunduğunu ispatlaması gerektiği;
3.Davacı tarafın sözleşmede öngörülen danışmanlık hizmetini sunduğu Sayın Mahkemenizce kanaat edilmesi halinde, 23 aylık dönem için sözleşme m. 5’te kararlaştırılan aylık 7000TL + KDV şeklindeki alacağa hak kazanacağının söylenebileceği; bu hususta davalının 01.08.2018 tarihli Danışmanlık Sözleşmesi kapsamında 14.08.2018 tarihinde 16.828,00-TL değerinde BTG ile nakite çevrilebilir kripto para ile ödeme yaptığı ve takas ve mahsup defiin de bulunduğu; nihai takdirin Sayın Mahkemenizde olduğu,
4.Davacı tarafın davalı tarafça sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle sözleşme m. 8’de kararlaştırılan 100.000 Dolar cezai şart alacağını talep ettiği; davalının davacı tarafından sözleşmede öngörülen danışmanlık hizmetini sunmadığı ve/veya gereği gibi sunmadığı iddia edilerek ödemezlik defiinde bulunulduğu; cezai şart alacağı hususunda nihai takdir ve değerlendirmenin de Sayın Mahkemenizde olduğu…” şeklinde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
Mahkememizin 21/02/2022 tarihli celsesinin 1 numaralı ara kararı uyarınca tarafların rapora karşı beyan ve itirazları da değerlendirilerek rapor alınması için dosyanın bilirkişiye verilmesine karar verilmiş olup, 06/04/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “Bilirkişi kök raporundaki görüş ve kanaatlerimizi koruduğumuzu” … Şeklinde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
Davacı vekilinin yemin deliline başvurmuş olması nedeniyle davacı vekiline yemin delili hatırlatılmış olup; davacı tarafça yemin teklif edilmesi üzerine davalı şirket yetkilisi …’e tebligat çıkarılmış olup, şirket yetkilisi 15/02/2023 tarihli celsedeki yeminli beyanında “Yetkilisi olduğum şirket ile davacı şirket arasında imzalanan 01/08/2018 tarihli danışmanlık hizmet sözleşmesi kapsamında sözleşme konusu hiçbir hizmetin verilmediği, bu nedenle sözleşme konusu bedelin ödenmediği hususunda yemin ederim” şeklinde beyanda bulunmuştur
Taraflar arasında 01.08.2018 tarihli Danışmanlık Sözleşmesinin akdedilmiş olup;
Sözleşmenin üçüncü maddesi: “Bu sözleşme danışman tarafından iş sahibinin firmalarına verilecek ödeme sistemleri, nakit yönetim sistemleri, fatura tahsilat sistemleri, bankacılık hizmetleri, dijital sanal, blockchain teknolojileri’ne dayalı iş ortakları oluşturma konularında verilecek danışmanlık ve proje geliştirme hizmetlerine ilişkin olup, karşılıklı hak ve yükümlülükleri kapsar.”
Sözleşmenin dördüncü maddesi: ” Danışman iş sahibinin sözleşme konusu işlerini takip edecek, ayrıca iş sahibinin ya da işyerinde yetkili olan kişilerin, sözleşme konusu işe ilişkin olarak, kendisine yazılı ya da sözlü yönelttikleri sorulara ilgili görüş ve çözüm önerilerini, mümkün olan en kısa surede yazılı ya da sözlü olarak bildirmek suretiyle iş sahibine danışmanlık hizmeti verecektir.”
Sözleşmenin beşinci maddesi:” İş sahibi tarafından, Danışmana yukarıda sözü edilen danışmanlık hizmeti nedeniyle sözleşme imzalandığı gün 10,000 TL+ KDV anlaşma bedeli hesabına yatırılacaktır. Ve aylık 7000 TL+ KDV danışmanlık ücreti ödenecektir. Danışmanlık süresi 24 aylık olarak yapılacaktır.
Sözleşmenin sekizinci maddesi: “İş sahibi sözleşme hükümlerine uygun davranmadığı durum da 100.000 DOLAR cezai bedel ödemeyi kabul eder.
Sözleşmenin onbirinci maddesi:”İş bu sözleşme 01.08.2018 tarihinde düzenlenmiş olup, 24 ay geçerlidir. Taraflar bu süre sona ermeden (10) gün önce yazılı olarak feshi ihbarda bulunmadıkları takdirde, sözleşme aynı süre yenilenmiş sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme ile davacı, danışmanlık hizmeti verme, davalı da anlaşma bedeli ve danışmanlık ücretini ödemekle yükümlenmiştir. Davacı taraf hizmet vermiş olmasına rağmen davalının 23 aylık danışmanlık bedelini ödemediğini ileri sürerek danışmanlık ücreti ve ücret ödememek suretiyle sözleşmeye aykırı davranılması nedeniyle cezai şart bedeli talebinde bulunmuştur. Davalı tarafça davacının hizmet vermemiş olduğu savunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 190. Maddesi gereğince ispat yükü iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olup, davacı tarafın öncelikle danışmanlık hizmetinin vermiş olduğunu ispat etmesi gerekmekte ise de, davacı tarafça verilen hizmete ilişkin davalı yana fatura kesilmediği, bilirkişi raporundan her iki tarafın ticari defterlerinde, defterlere kayıt edilen herhangi bir ticari ilişki tespit edilemediği anlaşılmış olup, davacı tarafça davalı yanın hizmet verildiği ispat edilemediğinden davacı yana, yemin delili hatırlatılması üzerine, davalı şirket temsilcisinin, davacı yandan hizmet alınmadığına ilişkin yeminli beyanda bulunması üzerine, davacı tarafça davalıya danışmanlık hizmeti verilmediği anlaşıldığından davacının hizmet bedeli talebi ve hizmet bedeli ödenmemesi nedeniyle cezai şart bedeli talebi yerinde görülmeyerek davanın reddine karar verilmiştir.
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına.
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 130,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine,
7-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00TL nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına.
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/05/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza