Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/47 E. 2023/349 K. 28.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/47 Esas
KARAR NO:2023/349

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:21/06/2018
KARAR TARİHİ:28/04/2023

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı arasında 25/12/2001 tarihinde distribütörlük sözleşmesi imzalandığını, davalı – borçlu şirketin takibe konu bedeldeki malı müvekkili şirketten farklı dönemlerde satın aldığını, müvekkilince karşılığında faturalar düzenlendiğini, davalının son dönemde fatura borcunu ödemediğini, müvekkilinin 114.660,87 Euro ödenmemiş alacağı bulunduğunu, söz konusu ticari ilişkinin müvekkili şirketin tek taraflı fesih bildirim tarihi olan 10/06/2014 tarihine kadar sürdüğünü , ödenmemiş alacağın tahsili için ilamsız takip başlattıklarını, davalı tarafın borca ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek itirazın iptaline, ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap süresini uzatılmasını talep ettiği dilekçede, taraflar arasında imzalanan karşılıklı fesih anlaşmasında tahkim şartı bulunduğunu, tahkim ilk itirazı neticesinde davanın usulden reddi gerektiğini ayrıca 11/09/2014 tarihli fesih anlaşmasının 6.maddesinde doğabilecek uyuşmazlıklarla ilgili İsviçre Hukukunun uygulanacağının kararlaştırıldığını ve İsviçre Cenevre Mahkemelerinin yetkili kılındığını bu nedenle İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yerine sahip olmadığını, davanın usulden reddi gerektiğini beyan etmiş, cevap dilekçesinde de aynı ilk itirazlarını tekrarlamışlardır. Davalı taraf cevap dilekçesinde ise, müvekkili şirketin 1990 yılından beri küçük ev aletleri pazarında faaliyet gösterdiğini, taraflar arasındaki 25/12/2001 tarihli distribütörlük sözleşmesinin imzalanması nedeniyle uzun yıllar boyunca ticari ilişkilerinin sorunsuz devam ettiğini, bu ticari ilişkinin tarafların karşılıklı mutabakatı neticesinde 11/09/2014 tarihli karşılıklı fesih sözlemesi ile sona erdirildiğini, süre uzatım dilekçesindeki beyanlarını aynen tekrar ettiklerini, davacı tarafa borçlarının
bulunmadığını, müvekkilinin 13 yıllık ticari ilişki boyunca sözleşmeye dayanan hak ve yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, ticari defter ve belgeler de incelendiğinde borçlarının olmadığının ortaya çıkacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Deliller, … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, 2001 tarihli distribütörlük sözleşmesi ve 11/09/2014 tarihli karşılıklı fesih sözleşmesi.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 2018/… Esas 2018/… Karar ve 27/12/2018 tarihli ilam ile “Davalı tarafça Tahkim İtirazı ve Mahkemenin Milletlerarası yetkisine itiraz edildiği görülmektedir. Öncelikle tahkim itirazının irdelenmesi gerekmekte olup, taraflar arasında imzalanan 2001 tarihli distribütörlük sözleşmesinin 10 maddesinin ihtilafların halli başlığı altında “taraflar arasında çıkan ihtilaflar dostane bir şekilde halledilecektir işbu anlaşmadan doğan yada anlaşma ile ilgili olan bütün ihtilaflar , uluslararası ticaret odasının tahkim kuralları dairesinde bu kurallara göre atanan bir yada daha fazla sayıda hakem tarafından çözümlenecektir bu anlaşma İsviçre Hukukuna tabidir. Bu anlaşmadan kaynaklanan veya bu anlaşma ile ilgili olan ihtilafların tahkim kurulları dairesine çözümlenememesi halinde , ihtilaflar Cenevre , İsviçre’deki yetkili mahkeme tarafından çözümlenecektir ” denildiği görülmektedir. Söz konusu maddede tahkim şartı karşılaştırılıp devamında ise Tahkim tarafından çözümlenememesi halinde mahkeme yoluyla çözümlenebileceği ne dair hüküm nedeniyle tahkim şartının kesin /duraksamasız olarak net şekilde kararlaştırılmadığı, uyuşmazlığın mutlak olarak tahkimde çözümlenmesi kararlaştırılmadığından tahkim şartının geçersiz olduğu sonucuna varılmıştır Davalı taraf mahkememin milletler arası yetkisine de itiraz etmiştir, 2014 tarihli fesih anlaşmasının 6.maddesi incelendiğinde “bu anlaşma İsviçre Hukukuna tabi olacaktır bu anlaşmadan doğan yada bu anlaşma ile ilgili olan bütün ihtilaflar Cenevre, İsviçre’deki ilgili mahkeme tarafından çözümlenecektir ” denilmektedir. Taraflar arasında imzalanan 2014 tarihli fesih sözleşmesinde Türk Mahkemelerinde dava açılamayacağı, yabancı mahkemeyi yetkili kılan yetki sözleşmesinin münhasıran bir yetki sözleşmesi niteliğinde olduğu davalınında süresinde davanın Milletlerarası yetkisine itiraz ettiği, Türk Mahkemesinin Milletlerarası yetkisinin somut olayda bulunmadığı (MÖHUK 40 ,47 HMK 18.maddeleri ) Türk Mahkemesinin yargı hakkı bulunmasınında dava şartı olup her aşamada ele alınabileceği dikkate alınarak , (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19 Hukuk Dairesi 2017/1116 Esas 2017/1449 Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12 Hukuk Dairesi 2017/63 esas 2017/116 Karar , İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 16 Hukuk Dairesinin 2017/2431 esas 2018/1988 Karar , Yargıtay 19 Hukuk Dairesinin 2016/19349 esas 2018/4313 karar, aynı dairenin 2015/12575 esas 2016/6591 karar , 2014/6439 esas 2014/12285 karar ) aşağıdaki şekilde mahkememizin Milletlerarası yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2019/2075 Esas 2019/1512 Karar ve 28/11/2019 tarihli ilam ile “Taraflar arasında akdedilen 2014 tarihli fesih anlaşmasının 6.maddesinde “bu anlaşma İsviçre Hukukuna tabi olacaktır bu anlaşmadan doğan yada bu anlaşma ile ilgili olan bütün ihtilaflar Cenevre, İsviçre’deki ilgili mahkeme tarafından çözümlenecektir ” hükmü gereği yetki itirazı kabul edilmiştir. 5718 sayılı MÖHUK’un “Yetki anlaşması ve sınırları” başlıklı 47. maddesi hükmü ile Türk Mahkemelerinin yer itibariyle yetki kurallarının münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, tarafların, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan bir uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesini kararlaştırmalarının Türk Hukuku bakımında da geçerli olacağı düzenlenmiştir. Yabancı devlet mahkemesine yetki tanıyan anlaşmanın Türk hukuku bakımından hukuki değer taşıması için öncelikle yazılı ve taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkisinden doğan bir uyuşmazlığa ilişkin olmalıdır. İkinci olarak söz konusu uyuşmazlık yönünden münhasır bir mahkeme tayin edilmemiş olmalıdır. Üçüncü olarak ise yetki anlaşması “uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda” olmalıdır. Diğer yandan yetki anlaşmasıyla yetkilendirilen yabancı devlet mahkemenin HMK 17 ve 18. maddelerindeki düzenlemeye paralel olarak “belirli” olması şartı MÖHUK’un 47. maddesi yönünden de aranmalıdır.
Seçilen mahkemenin belirli olduğunun kabulü için yetkili kılınan mahkeme ismen zikredilmiş olmalıdır. Taraflar arasında geçerli bir yetki sözleşmesinin bulunduğu anlaşılmakla birlikte yetki itirazında bulunan davalının Türk uyruklu bulunduğu ,ülkesinde ikametgahı mahkemesinde kendisini daha iyi savunabileceği halde ,yabancı bir mahkemenin yetkili olduğu yolunda ki itirazı MK 2.ye de aykırı bulunmaktadır. İlk derece mahkemesince yetki itirazının reddine karar verilmesi gerekirken kabulune karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde olduğundan ;hükmün HMK 353/1-a-4 kapsamında kaldığı, mahkemenin milletlerarası yetkisi bulunmadığından usulden reddine ilişkin kararının kaldırılarak ,davanın yeniden görülmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesi” şeklinde karar verilerek mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
…. İcra Dairesine ait … Esas nolu takip dosyası alınıp incelendiğinde, davacı tarafından davalı hakkında 114.660,87 Euro asıl alacak için ilamsız takip başlatıldığı, takibe dayanak olarak takip talebi ekinde sunulan hesap ekstresinde gözüken 2014-2015 yıllarına ait 39 adet faturaya dayalı bakiye alacak dendiği görülmüş ve takip talebine cari hesap hareketlerinin sunulduğu anlaşılmıştır. Borçlu taraf süresinde borca ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurmuştur.
Taraflar arasında düzenlenen 12/12/2001 tarihli distribütörlük sözleşmesi incelendiğinde, sözleşmenin ödeme ve teslimat başlıklı 8. Maddesi incelendiğinde, Fıssler’in fiyat politikasında ya da teslimat veya ödemeyle ilgili politikasında gene bir değişiklik yapılması durumunda Fıssler bunun sonrasında …’in ek-2 de belirtilen standart şartlarda ve fiyatlarında %90 günlük bir bildirim vermek suretiyle değişiklik yapma hakkına sahip olacaktır. … , … tarafından üretim maliyetindeki artışın meşru kıldığı makul seviyede bir fiyat artışı yapılmasına dair yıllık anlaşmaları kabul edecektir. Ödeme, bir Alman bankası tarafından teyit edilmiş azami 150.000 Euro tutarındaki bir teminat mektubu ile güvence altına alınacaktır. Ödenmemiş borcun bu miktarı aşması halinde , … her teslimatı veya sevkiyatı derhal durdurma hakkını saklı tutar denildiği görülmüştür.
Davacı ve davalı arasında düzenlenen karşılıklı fesih sözleşmesi incelendiğinde, 10/06/2014 tarihli fesih belgesine göre distribütörlük anlaşmasının, distribütörlük sözleşmesindeki 6 aylık süreye uygun olarak 10/12/2014 tarihinde yürürlüğe gireceğini, …’in 31/12/2014 tarihine kadar tüm distribütör faaliyetlerine son vermesi konusunda anlaştıklarını, karşılık fesih sözleşmesinin diğer maddelerinde sonlandırma koşullarının düzenlendiğini, sonlandırma koşulları arasında stok malla ilgili durumların değerlendirildiğini, ürün iadelerinin hükme bağlandığı, davacının davalıdan olan alacağı ile ilgili herhangi bir düzenlemenin yapılmadığı tespite edilmiştir.
09/07/2020 tarihli duruşmada alınan ara kararı uyarınca davacı tarafa takibe konu ettiği faturaların, malların karşı tarafa teslimiyle ilgili belgeleri, uluslararası bağımsız denetim organlarınca onaylı 2014,2015,2016 yıllarına ait davacı şirkete ait defter özet belgeleri dosyaya sunmaları hususunda 4 hafta kesin süre verilmiş, verilen sürenin kesin olduğu yerine getirilmediği takdirde bu delillere dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağı hususu duruşmada hazır olan davacı vekiline ihtar edilmiştir. Davacı vekili 04/11/2020 tarihinde sunmuş olduğu dilekçede , 09/07/2020 tarihli duruşmada kendilerine süre verildiğini, müvekkili şirketin ticari defter ve belgelerinin müvekkili şirketin yabancı menşeli olması ve pandemi koşulları sebebiyle sunulamadığını bu nedenle yalnızca borçlu şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenmesini istediklerini, bu deliller dışında davalarının haklılığını ispat edecek en önemli delillerinden birinin gümrük kayıtlarının celbi gerektiğini, söz konusu gümrük kayıtlarının … Gümrük Müdürlüğünden dava konusu fatura listesi eklenerek celp edilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 11/11/2020 tarihli dilekçesinde takip talebine de eklemiş olduğu cari hesap dökümünü tekrar sunarak cari hesap tablosu üzerine A,B,C,D,E,F,G,H,I ibarelerinin taşıyan satırların dava konusu yapılan 17 adet faturaya ait olup faturaların numara, tarih ve bedelini içeren ayrı bir döküm yaptıklarını, … bu dilekçe ekinde de 17 adet fatura listesini sunduklarını, cari hesabın içinde yer alan diğer kalemlerin borçlu şirket tarafından yapılan ödemeleri, taşıma masrafları, kontrol ücreti gibi kalemleri gösterdiğini, buna göre müvekkili şirketin 114.660,87 Euro alacağının bulunduğunu tekrarlayarak dilekçesinde bahsetmiş olduğu belgeleri ekinde sunmuştur. (Dilekçe ve ekleri kırmızı klasörde mevcuttur. ) davalı vekili 12/11/2020 tarihli dilekçesinde davacı tarafın 09/07/2020 tarihli ara kararında verilen kesin süreden sonra bir takım deliller sunduğunu, kesin süreye uymaması nedeniyle davacı tarafından sunulan belgeleri kabul etmediklerini belirmiştir. Davalı vekili aynı iddialarını 09/07/2020 tarihli duruşmada da aynı hususları tekrar etmiş, davacı vekili aynı duruşmada delillerini 04/11/2020 tarihinde sunduklarını, müvekkilinin yurtdışında bulunması ayrıca pandemi nedeniyle yine evrakların yurtdışından gelişi sırasında da kargodan kaybolmasından dolayı bu durumların mücbir sebep olarak kabul edilmesi gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise fatura ve taşıma sevk belgelerinin sunulmamış olmasının bilirkişi incelemesi yapılmasına engel olmadığını ayrıca gümrük kayıtlarının toplanmasını talep ettiklerini bildirmiştir. Duruşmada alınan 1 nolu ara kararı uyarınca davacı vekilince icra dosyası ekinde cari hesap özeti sunulduğu, kesin mehilden önce sözleşme ve fesihle ilgili evrakların dosyaya sunulduğunu, davacı tarafın delil listesinde gümrük kayıtlarına dayanıldığı ayrıca tarafların ticari defter ve belgelerine dayanıldığı görülmekle, icra dosyası ödeme emri ekinde bulunan cari hesap listesi, dosyadaki sözleşme sureti ekinde ilgili gümrük müdürlüğüne yazı yazılarak cari hesap ekstresindeki faturalara göre davacı ile davalı arasında gerçekleşen ticaret ile ilgili gümrük kayıtlarının gönderilmesi, geldikten sonra da davacının ticari defter ve özet bilgilerini sunamayacağını bildirmesi nedeniyle davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak davacının davalıdan alacağı olup olmadığı hususunda rapor tanzim edilmesi istenilmiştir. Gümrük müdürlüğünce gönderilen iki adet flash disk içerisindeki evraklar kağıt ortamına dökülerek dosyaya alınmıştır. (mavi klasörde mevcuttur)
Davalı tarafa ait ticari defter ve belgeler üzerinde HMK 218. Maddesine göre bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilmiş olup, … isimli bilirkişiler tarafından hazırlanan 22/06/2021 tarihli rapor incelendiğinde, davalı tarafın ilgili dönem ticari defter ve belgelerinin davalı vekilinden birçok defa talep edilmesine rağmen bugüne kadar olumlu bir dönüş sağlanamadığını, davalının defterlerinin incelenemediğini bildirmiş, aynı bilirkişiler 12/10/2021 tarihli raporlarında ise yine davalı tarafla kurulan irtibata rağmen ticari defter ve belgelerin ibraz edilmediği, gümrük müdürlüğü cevabi yazısı ve ekli belgeler üzerinden davalı ve davacı taraflar arasında alacak bakiyesinin olup olmadığı ve sonuca varılmasının mümkün olmaması nedeniyle dava dosyasının ve eklerinin rapor tanzim edilmeden iade edildiği bildirilmiştir.
Davalı tarafın ticari defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeniyle 21/10/2021 tarihli duruşmada davalı vekilinin yüzüne karşı, müvekkiline ait 2014,2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defter ve belgelerini incelemenin yapılacağı 25/11/2021 tarihinde incelenmek üzere duruşma salonunda hazır etmesi, mehlin kesin olduğunu yerine getirilmediği takdirde davalı tarafın ticari defter ve belge inceletme talebinden vazgeçmiş sayılacağı hususu ihtar edilmiştir. Ancak davalı taraf verilen kesin süreye rağmen ticari defter ve belgelerini ibraz etmemiştir.
Davacı taraf müvekkilinin yabancı menşeli şirket olması nedeniyle ticari defter özet bilgilerini sunamayacağını belirtmiş, davalı taraf ise verilen kesin süreye rağmen ticari defter ve belgelerini ibraz etmemiştir. Davacı taraf verilen kesin süreye rağmen, kesin süre geçtikten sonra birtakım delillerini dosyaya sunmuş, karşı taraf ise davacının süresinden sonra delil sunduğunu iddia ederek bunları incelemeye esas yapılamayacağını bildirmiştir. Davacı tarafın dava dilekçesinde cari hesap dökümü, distribütörlük sözleşmesi ve tercümesi, takibe konu cari hesap dökümü ve gümrük kayıtlarını delil olarak bildirmesi nedeniyle , dava dilekçesine ekli cari hesap özeti ekinde ilgili gümrük müdürlüklerine yazı yazılarak tüm belgeler toplanarak dosyaya bırakılmıştır.
Bir finans uzmanı, bir borçlar hukuku alanınında nitelikli hesap uzmanı, bir de gümrük bilirkişisinden oluşan heyet tarafından düzenlenen 17/03/2022 tarihli rapor incelendiğinde, davacı tarafça takip talebine eklenen 21/09/2015 tarihli cari hesap özeti incelendiğinde, distribütörlük sözleşmesine dayalı satışların toplam miktarının 1.109.924,53 Euro olduğu, cari hesap dökümüne göre davalı tarafça 995.263,66 Euro ödeme yaptığının görüldüğünü, söz konusu cari hesap özetine göre davacının davalıdan 114.660,87 Euro alacaklı olduğunu, gümrük ve dış ticaret yönünden inceleme yapıldığında ise mahkemenin yazısı üzerine … Gümrük Müdürlüğünden 18 adet ve … havalimanı gümrük müdürlüğünden 1 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi temin edilerek dosyaya konulduğu, … Gümrük Müdürlüğünden ise işlem görmüş beyannamenin olmadığının bildirildiğini, gümrük müdürlüklerinden gönderilen 2014-2015 yılı serbest dolaşıma giriş beyannamelerinin özetinin raporun 11. Sayfasında tablo halinde yapıldığını, tablo incelendiğinde, beyanname no ve tarih , fatura no, fatura bedeli, ödeme şekli, aracı banka , transfer bilgi formu başlıklı sütunların olduğu, tabloda ödeme şeklinin peşin olarak yer aldığı, aracın bankaların … … şubesi, … şubesi, … Bankası … Şubesi olduğu görülmüş, eşyaların teslim şeklinin dış ticarette teslim şekilleri (Incoterms) (Milletlerarası Ticaret Odası)(MTO) 01/01/2020 , teslim şeklinin Exw’e göre yapıldığını, Exw (Ex works=işyerinde teslim) “… yerinde teslim” teriminin , satıcının malların , kendi mahallinde veya ismen belirlenmiş başka bir yerde (örneğin … yerinde , fabrikada, depoda vb ) alıcının tasarrufuna bırakılarak teslim etmesini ifade ettiğini, eşya bedellerinin ödeme şeklinin ise dış ticarette ödemelerin sisteminin …Ticaret Odasının 23/06/2015’e göre peşin olduğunu, peşin ödeme/cash = advance payment , ihraç edilen eşya bedelinin ihraç işlemlerinden önce eşyanın mülkiyeti veya ilgili belgeler ithalatçıya ulaşmadan önce ihracatçıya ödenmesi olduğunu, … Havalimanı Gümrük Müdürlüğüne … …A.Ş adına tescilli ….nolu serbest dolaşıma giriş beyannamesi incelendiğinde ise , 934 Euro değerindeki 1 kap 1 adet valf bedelsiz olduğunun anlaşıldığını belirterek raporun sonuç kısmında ise Borçlar hukuku uzamanı ile mali müşavir tarafından cari hesap ekstresine göre davacının davalıdan 114.660,87 Euro alacağı bulunduğu, gümrük bilirkişisi tarafından ayrık görüş verildiği buna göre gümrük ve dış ticaret yönünden yapılan inceleme neticesinde, serbest dolaşıma giriş beyannamelerinde ödeme şeklinin peşin olduğu, ithalat işlemlerinin aracı banka ile yürütüldüğü, transfer bilgi formları ile eşya bedellerinin döviz transferlerinin yapıldığı ve davacının davalıdan alacaklı olmadığı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür. Davacı ve davalı taraf raporun kendi aleyhlerine olduğu kısımlarla ilgili olarak bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçeleri verdikleri görülmüştür.
Taraflar arasında uzun dönemdir ticari ilişki olduğu da dikkate alınarak uyuşmazlığın temelinin mal bedelinin ödenip ödenmediği konusunda toplandığından ve ithalat ödemelerinin yapıldığı banka kayıtlarının incelemesi gerektiğinden raporun 11. Sayfasında belirtilen tabloda yer alan aracı bankalara yazı yazılarak fatura bedellerinin nereye nasıl ödendiği hususlarının açıklanarak ödeme belgelerinin gönderilmesi istenilmiştir. … … 06/05/2022 tarihli cevabi yazısında banka nezdinde yapılan araştırma sonucunda ilgili evrakların gönderildiği bildirilmiş, incelendiğinde, davalı tarafından …’a gönderilen yazılarda … (peşin transfer) talimatı verildiği ve belirtilen meblağların peşin ihhalat talebinde bulunmaları nedeniyle bankada kendi hesaplarından çekilerek davacının bildirdikleri hesabına aktarılmasını talep edildiği görülmüştür. Davalı vekili 01/09/2014 tarihli … Bankası dekontunu sunmuş ve incelendiğinde 100.000 Euro’nun 01/09/2014 tarihinde davacı tarafa ödendiği görülmüştür. Davalı vekilince sunulan bu belge üzerine bankaya yazı yazılarak transfer bildirim yazısı istenilmiş, … … Bankası tarafından 27/06/2022 tarihli yazı cevabı ekinde 100.000 Euro’luk transfer ile ilgili dekontun gönderildiği anlaşılmıştır. (… Bankası söz konusu dekontun ıslak imzalı aslını da göndermiş olup dosya içerisine alınmıştır. ) … … Bankası 28/07/2022 tarihli cevabi yazısında ise yaptıkları arşiv çalışmasında ilgili tarihlerde gerçekleştirilen ithalat transferi işlemleri için gümrük beyannamesi ve fatura beyanı zorunluluğu olmadığı, bu nedenle …. …AŞ firmasının yazılarında dökümü bulunan beyanname ve fatura bilgilerine istinaden ödemenin nereye ve nasıl yapıldığı bilgisine ulaşılamadığı bildirilerek yazılarında beyanname no ve tarih fatura numarası ve fatura bedellerinin yer aldığı görülmüştür. … Bankası ise 28/10/2022 tarihli yazı cevaplarında firmanın 2014 yılında yaptığı 17 adet peşin transfer işleminin gerçekleştiğini fakat fatura zorunluluğunun 30/01/2018 tarihinde getirildiği belirtilerek bu nedenle kontrol ve tespit yapamadıklarını bildirmiştir. Bankalardan gelen yazı cevapları dikkate alınarak dosya tekrar aynı heyete tevdi edilerek ek rapor istenilmiş, Gümrük Bilirkişisi incelemesinde , serbest dolaşıma giriş beyannamelerinin gümrük kanunun 60. Gümrük Yönetmeliğinin 112. Maddesine göre … Gümrük Müdürlüğüne beyan ve tescil ettirildiği, aynı kanunun 181/1 gereğince gümrük yükümlülüğünün doğduğu Gümrük Kanunun 61/1 Gümrük Yönetmeliğinin 113. Maddesine göre tescil edilmiş beyannamelerin vergi ve para cezalarından dolayı taahhüt niteliğinde olup beyan sahibini bağlayacağını, 2014-2015 yılları serbest dolaşım giriş beyannamelere incelendiğinde, bankalardan gelen yazı cevapları da değerlendirildiğinde dosyadaki transfer bilgi formlarının incelenmesinden de görüleceği üzere transfer bilgi formlarının, düşümlü olduğu, serbest dolaşıma giriş beyannamesinde beyan edilen miktar ne kadar ise o kadar miktarın transfer bilgi formundan düşüldüğü, dolayısıyla bir transfer bilgi formunun birden çok serbest dolaşıma giriş beyannamesinde kullanıldığı, mükerrer ödemenin söz konusu olmadığının anlaşıldığını, 18 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesine göre eşya bedellerinin peşin ödendiği, transfer bilgi formalarından anlaşıldığını, bu beyannamelere ilişkin davacının davalıdan alacağının olmadığının anlaşıldığını, … ve … dekontlarından raporun 11. Sayfasındaki dökümdeki 8,9,10 ve 11. Sıradaki transfer bilgi formlarının düşümlü olduğu bu nedenle birden fazla serbest dolaşıma giriş beyannamesinde kullanıldığı, mükerrer ödeme olmadığı , gümrük müdürlüğünce gönderilen evraklara göre davacının davalıdan alacağının olmadığını bildirdiği, diğer mali müşavir bilirkişi ile borçlar hukuku alanında nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi ise davacının defter özet ve bilgilerini sunmadığı, davalının defterlerini sunmadığı, icra dosyası ve içerisindeki cari hesap ekstresi dosya içerisinde bulunan sözleşme , fesih sözleşmesi ve diğer belgelere göre davacının 2014 ve 2015 yılı muavin defter (cari hesap) kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan 114.660,87 Euro alacaklı bulunduğunun bildirildiği görülmüştür.
Yukarıda da değinildiği üzere davacı taraf defter özet bilgilerini sunamayacağını belirtmiş davalı taraf ise verilen kesin süreye rağmen ticari defter ve belgelerini sunmamıştır. Dava dilekçesini ekinde sadece cari hesap özeti sunulmuş, ayrıca dava dilekçesinde gümrük kayıtlarına delil olarak dayanılmıştır. Gümrük müdürlüklerinden tüm kayıtlar toplanarak dosya içerisine bırakılmış, ilk kök raporda belirtilen paraların transfer edildiği bankalara yazı yazılarak cevapları dosyaya bırakılmış, davacı tarafın süresinde sunduğu en önemli delili olan gümrük kayıtlarına ve banka cevaplarına göre gümrük bilirkişisinin rapor ve ek raporda da belirtildiği üzere eşya bedellerinin peşin ödendiğini gümrük kayıtlarından ve transfer bilgi forumlarından anlaşıldığı ve bu nedenle davacının davalıdan alacağı olmadığı , diğer bilirkişilerin ise sadece davacı tarafından sunulan cari hesap özeti sözleşme fesih bildirimi gibi delillere dayanarak rapor verdikleri dikkate alınarak gümrük bilirkişisinin gümrük kayıtları ve banka cevabi yazılarıyla uyumlu raporuna itibar edilerek davacının davalıdan alacağı olmadığı sonucuna varılarak davacının davası aşağıdaki şekilde reddedilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalı taraf kendini vekili ile temsil ettirdiğinden 76.396,78 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen yazı işleri müdürünce ilgilisine iadesine,
5-Bu dava sebebiyle 179,90 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 6.388,71 TL’den mahsubu ile fazla alınan 6.208,81 TL’nin karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 28/04/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır