Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/468 E. 2023/199 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/468 Esas
KARAR NO : 2023/199

DAVA : Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi (Depo Edilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 04/09/2020
KARAR TARİHİ : 20/03/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Taraflar arasında imzalanan Bayilik sözleşmesiyle : “-1000.-Ton/yıl (=1000 x 0.835 =1.197.6m3) akaryakıt alıp/satacaktır. -Satamadığı takdirde beher ton basma 50,-USD ceza ödeyecektir, -5 yıl boyunca istasyona sadece davalı firmanın markasını taşıyan Akaryakıt ile LPG’nı satışa arz edecektir. -100.000,-TL bedelli Banka Teminat Mektubu verecektir. -Akaryakıtı ön Ödemeli olarak veya bedelin doğrudan bankadan tahsil edilmesi sistemi (DBS) ile kredi kullanarak ödeyerek alacaktır. ((Davacı… Bankası A.Ş. Tirebolu şubesi de açtığı kredi hesabı -…hesabı ile akaryakıt bedellerini peşin olarak ödemiştir)
Davalıya yüklenen:
2015 yılında tamamen yenilenmiş olan istasyona 2 adet dispencer ile hava/su saati ve otomasyon sistemi kuracak ve bunun bedeli olarak hesapladığı 30.600,-USD’ı bayilik hizmet bedeli adı ile vermeyi taahhüt ettiği yatırımda ödemiş sayılacaktır…” seklinde davacı aleyhine bozuk olduğu için davacının 5 yıl daha katlanması mümkün olmamış 05.08.2015 tarihinde, kurulan dikey ilişkiyi 04.08.2020 tarihinde sona erdirmiştir. Davacı 2015 ila 2020 arasındaki beş yıl boyunca … Pazar payı düşük olmasına rağmen, davacının Tirebolu tüketicisi nezdinde1950 yıllardan bu taraf sağlanan güven sayesinde yıllık ortalama 1.200 m3 civarında satış yapmıştır. Geçen 5 yıllık sürede, davacının yapmış olduğu satışa davalının Peşin satış destek primi veya iskontolu satış vs. gibi bir katkısı olmadığı gibi pazar payı anlamında da sadece tek haneli oranlarda bir katkısı olmuştur. Davacı beş yıllık ticari ilişkiyi, nizasız sona erdirebilmek amacıyla davalının saha sorumlusu müdürüyle görüşme yapmış olup bu yetkililerin 40.000,-TL ceza ödersen, mektubunu alırsın cevabı nedeniyle dava açmak zorunda kalmıştır Yargılamayı gerektiren alacaklısı olduğu iddiasıyla Teminat Mektubunun tazmin edilmesine seyirci kalmamak = mektup bedeli kadar bankaya borçlandırılmasına izin vermemek adına… Bankası A.Ş. Tirebolu Şubesine başvurarak “…A.Ş’ ne borcu bulunmadığını açıklayarak, …AŞ. tarafından tazmin talep edilmesi halinde, talebin ret edilmesini…” 17.08.2020 tarihli yazı ile rica etmiştir. Bankanın şifaen “…bizim taahhüdümüz var, tazmin talebi yapıldığında, ödemeyi yaparız cevabını vermesi üzerine, mecburen. Tirebolu. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne 21.08.2020 tarihinde başvurarak “…yargılamayı gerektiren alacak iddiası=Asgari alım taahhüdünün yerine getirememiş olması nedeniyle doğduğu iddia edilen alacak dayanak yapılarak, Teminat Mektubunun tazmin edilmemesi ve 100.000,-TL bankaya borçlandırılmaması isteğiyle, Etkin Mektup bedelinin tazmin edilmemesi yönünde Tedbir kararı verilmesini…” arz etmiştir. Mahkeme’ce, davacının bu talebi henüz değerlendiriliyorken davalı, bayisine dair borç/ alacak kayırlarını tuttuğu … sistemine 1.003,-TL bedelli “Otomasyon iletişim bedeli” isimli faturayı yüklemiş ve cari hesapta davacının 1.003,-TL borcu oluşmuştur. Sonra bu bedeli 500.000,-TL limitli, DBS hesabından ve sadece 1.003,-TL. olarak, tahsil etmiştir. Bayilik sözleşmesi 04.08.2020 günü sona erdiği için davacı, bu tarihten sonra akaryakıt alma imkanını kaybetmiştir. Tirebolu Asliye Hukuk Mahkemesi 28.08.2020 günü Teminat Mektubu bedelinin davalıya ödenmememi yününde Tedbir kararı verilmiştir. Davalı 25.08.2020 günü “…davacının borcunu ödemediği gerekçesiyle, mektup bedelinin ödenmesini…*’istemiş olup Bankaca “…İhtiyati Tedbir kararı…” bulunduğu gerekçesiyle isteği ret edilmiştir. Davalı davacıya ariyeten verdiği Kurumsal kimlik ekipmanlarını davacının sökmesini ve gösterdiği İstanbul adresine teslim etmesini istemiş ve o adreste ekipmanları tam/eksiksiz olarak teslim aldığına dair tutanak düzenlenmiştir. Bu nedenle müvekkilin davalıya borcunun bulunmadığının tespiti ile Teminat mektubunun iptal edilmesi gerektiği, Taraflarca imzalanan ürün alım taahhütnamesinin hükümsüz olduğunun tespit esilmesini, T….Bankası A.Ş. tarafından düzenlenen 100.000 TL bedelli teminat mektubunun iptal edilmesine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep ederiz ” demişlerdir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Öncelikle davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiği Davacı, zorunlu dava şartı olan arabuluculuğa başvurmamıştır. Davacı üstlendiği sorumlulukları yerine getirmemiş, Davacı …, Ürün Alım Taahhütnamesine aykırı davranarak Müvekkilimiz şirkete borçlanmış, yıllık asgari 1.000 ton, anlaşma süresi boyunca ise toplam 5.000 ton beyaz ürün almayı kabul ve taahhüt etmiş, Anlaşma süresinin sonunda hesaplanacak eksik kalan miktar üzerinden kar mahrumiyeti ödemeyi kabul etmiştir. Davacı 5 yıllık Bayilik Sözleşmesi boyunca 460,046 ton eksik ürün almış olduğundan Müvekkilimizin 9.200,92 USD kar mahrumiyeti alacağı bulunmaktadır. Ayrıca Davacı için EPDK sisteminden yaptığımız lisans sorgu sonucunda Petrol Ofisi A.Ş. bayisi olarak ticari hayatına devam ettiğini, Önemle belirtmek isteriz ki, bu durum … için hesaplanan kar mahrumiyeti tutarı …’ın ticari olarak mahvına sebep olmayacaktır. Davacı Müvekkilimizin İBOS sistemine girdiği 1.003 TL otomasyon iletişim bedelini tahsil ettiğini ancak varlığını iddia ettiği diğer alacaklarını tahsil etmediğini bu nedenle Davacı …’ın borcu olmadığını iddia etmekte, Müvekkilimiz şirketin alacağı taraflar arasında imzalanan sözleşmeler ve Davacıya gönderilen ihtarname ile sabittir. Akaryakıt sektöründe kullanılan … sistemi, dağıtıcı firmaların akaryakıt dolum tesislerinde borcu olan bayileri tespit edebilmesi için kullanılan bir sistemdir. Müvekkilimizin alacaklarının tespitinde… sisteminin dikkate alınması mümkün değildir. Ticari defter kayıtları, gönderilen ihtarnameler ve taraflar arasında imzalanan sözleşmeler ile alacak kalemleri belli ve sabittir. …Asliye Hukuk Mahkemesi…D. İş sayılı dosya tarafından verilen ihtiyati tedbir kararının, anılı mahkemenin taraflar arasındaki ilişkide yetkili olmaması nedeniyle baştan sakat olduğunu belirtmek isteriz. Taraflar arasında imzalanan Standart Bayilik Sözleşmesi’nin 40. Maddesi ve Çerçeve Protokol’ün 16. Maddesi doğrultusunda taraflar arasında doğacak uyuşmazlıklarda İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olduğu hüküm altına alınmıştır. Ürün Alım Taahhütnamesi ile … yıllık asgari 1.000 (bin) ton, anlaşma süresi boyunca toplam 5.000 ton ürün almayı kabul ve taahhüt etmiş, Anlaşma süresinin sonunda hesaplanacak 0-100 ton arasında gerçekleşecek eksik ürün alımlarında ton başına 100-USD 100 ton ile ürün alım taahhüdü arasındaki eksik alımlarda ise ton başına 20-USD kar mahrumiyeti ödemeyi kabul etmiş, … Grubu’nun aldığı bir ticari karar nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmeler, 18.06.2018 tarihinde müvekkilimizin grup şirketi olan …Akaryakıt Dağıtım A.Ş.’ye devredilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle sayın mahkemenizden öncelikle cevap dilekçesi yönünden; Asıl davanın reddine, Kötü niyetle açılan bu dava nedeniyle davacı aleyhine dava değerinin %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve haksız verilen ihtiyati tedbir kararı sebebiyle Müvekkil Şirketin zararının tazmin edilmesine, İhtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, Yargılama giderleri ile ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini;
Karşı dava dilekçemiz yönünden ise; Müvekkilimizin fazlaya ve diğer hususlara ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, yukarıda detaylıca açıkladığımız ve Mahkemenizin resen değerlendireceği nedenlerle; Karşı davamızın kabulüne, Yapılacak bilirkişi incelemesi sonrasında dava değerimizi arttırmak üzere, tespit edilecek alacak tutarının şimdilik 1.500 Amerikan Dolarının, sözleşmenin sona erme tarihi olan 05.08.2020 tarihinden itibaren işleyecek faizi ve ödeme tarihindeki TCMB döviz satış kuru karşılığı hesap edilecek Türk Lirası karşılığının Davalı borçlu tarafından ödenmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ederiz.” Demişlerdir.
07/12/2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle:
Bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah taleplerinin dikkate alınarak, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı tutulmak sureti ile artırım sonrası toplam dava değerini 7.103,72 USD’ye yükseltilttiklerini, iş bu tutarın davacı karşı davalıdan tahsilini talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Asıl davanın; Taraflar arasındaki Bayilik sözleşmesinin davacı karşı davalı tarafından sona ermesi sebebi ile ürün alım taahhütnamesinin hükümsüz olduğunun, davacının borçlu olmadığının tespiti ile … Bankası A.Ş tarafından düzenlenen 100.000,00 TL bedelli 0379MW 000422 sayılı teminat mektubunun iptal edilmesi talepli dava olduğu anlaşıldı.
Karşı davanın; Sözleşmeden doğan yükümlülüklerini davacı karşı davalının yerine getirmemiş olması nedeniyle davalı karşı davacının zarara uğraması ve teminat mektubunun bozulmasına ilişkin haksız olarak almış olduğu ihtiyati tedbir kararından dolayı uğradığı zararın şimdilik 1.500 Amerikan Dolarının, sözleşmenin sona erme tarihi olan 05.08.2020 tarihinden itibaren işleyecek faizi ve ödeme tarihindeki TCMB döviz satış kuru karşılığı hesap edilecek Türk Lirası karşılığının Davalı borçlu tarafından ödenmesi talepli dava olduğu anlaşıldı.
Deliller: Dosya içeriği, Bilirkişi incelemesi, …Asliye Hukuk Mah… D.İŞ sayılı dosyası,Mahkememiz dosyasından 11/10/2021 tarihinde bilirkişi raporu alınmıştır.
Raporda:
Akaryakıt ve LPG satış istasyonları, bayilik sistemi ile çalışan ve akaryakıt ve lpg satışı yapabilmesi için mevzuat gereği akaryakıt dağıtım firmaları ile sözleşme imzalayarak (EPDK) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan Lisans edinilmesi zorunluluğu olan ticari işletmelerdir.
Dağıtım firmaları ve Bayiler arasında oluşturulan sözleşme süreleri taraflar arasında serbestçe belirlenebilirken, Rekabet Kurulu’nun 12/03/2009 tarihli duyurusuyla, sözleşme süreleri en fazla 5 yıl ile sınırlandırılmıştır. Akaryakıt ve Lpg Bayileri, 18/09/2010 tarihi itibariyle her beş senede bir sözleşme yenileyebilme ve dağıtım şirketi tercihlerini değiştirebilme olanağına sahip olmuşlardır.
Dağıtım firmaları, pazar paylarını arttırmak gayesiyle bayii transfer edebilmek için satış potansiyellerine göre, intifa bedeli ödemeleri, standart dışı kar marjı vermeleri veya istasyon yatırım bedelini karşılamaları gibi, çeşitli şekillerde bayilik sözleşmeleri oluşturabilmektedir. Ancak dağıtım firmaları bu tip yatırımları ve dolayısıyla sözleşmeleri, bayinin sözleşme süresi içerisinde satabileceği tonajı göz önünde bulundurarak yaparlar ve kendi stratejilerini oluşturarak dönemlik çekmesi gereken yakıtın bağlantısını oluştururlar. Bağlantısı planlanan yakıt miktarının altında veya üstünde olması dağıtım firmalarının daha yüksek fiyatlandırmaya maruz kalması veya çekemediği mal için ceza ödemesi gibi durumlarla karşılaşabilirler.
Akaryakıt ve Lpg ürünlerinin stoklanması ve lojistiği birçok argümana bağlı olması, dağıtım firmaları ile bayiler arasındaki sözleşme öncesi satış miktarı planlamaları ve sözleşme süreleri, bayilerle yapılan sözleşmelerin belli yaptırımlar ve garantiler içerisinde oluşturulmasını gerektirmektedir.
Bu sebeplerden ötürü, dağıtım firmaları ve bayiler arasında yapılan sözleşme uygulamalarında, bayilerin sözleşmeyi tek taraflı feshetme yetkisi tanınmaz, ancak dağıtım firması tek taraflı olarak, sözleşme koşullarına aykırılıktan fesh yetkisine sahiptir, ve bu durumda dahi kalan süre için kar mahrumiyeti talebinde bulunabilir.
Ayrıca, bayinin belli bir tonaj taahhüdünde bulunması durumunda, sözleşme bitiminde belirlenen taahhüt miktarı gerçekleşmez ise, satılmayan kısmı için cezai şart ve(veya) kar mahrumiyeti talebinde bulunabilir.
Dava konusu sözleşme taraflar arasında 05/08/2015 tarihinde imzalanmış ve belirlenen intifa süresi olan 5 senenin sonunda 04/08/2020 tarihinde sona ermiştir. Ayrıca taraflar, sözleşmenin eki ve ayrılmaz bir parçası olarak Çerçeve Protokol, Ürün Alım Taahhütnamesi, Ticari Koşullar ve Ariyet Demirbaş Belgesi tanzim ederek imza altına almışlardır.
Yapılan bu sözleşme ve ekleri incelendiğinde, Davalı- Karşı Davacı taraf olan dağıtıcı, Çerçeve Protokol Madde 7 de belirtilen 30.600 Usd + KDV miktarının, TCMB döviz alış kuru üzerinden hesaplanacak olan Türk Lirası karşılığını, fiilen akaryakıt satışına başlanılmasına müteakip fatura karşılığı “Yatırım Katılım Bedeli” adı altında Davacı-Karşı Davalı taraf olan bayiye ödediği ve bu miktarın, sözleşme imza altına alınmadan taraflar arasında görüşmeler neticesinde belirlendiği anlaşılmaktadır.
Dağıtım firmaları, bayilik görüşmeleri sırasında, bayilik verecekleri akaryakıt istasyonlarını değerlendirirken, her 5 yıllık dönem için, öncelikle satış potansiyellerine, diğer rakip dağıtıcıların istasyon dağılımına göre bölgede var olma önceliğine ve bayinin mali gücüne göre bayiye “Yatırım Katılım Bedeli” veya “İntifa Kullanım Bedeli” adı altında ödeme yaparlar. Bu ödemeler sözleşme sonunda nakit olarak yapılabildiği gibi, kar marjı paylaşımında oransal değişiklik yapılarak, yani litre başına bayiye daha fazla kar oranı verilerek de yapılabilmektedir.
EPDK, (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) 2015 yılı döneminde marj paylaşımının dağıtıcı ve bayii arasında nasıl oluşturulacağını öngörmemiş olsa da genel düzenleme %50 -50 oranında olduğunu ancak uygulamalarda bu oranın dağıtıcı lehine %60 – 40 oranlarına kadar çıkabildiği, bunun sebebinin de genellikle dağıtıcıların, bayilere sözleşme başlangıcında vermiş oldukları intifa bedellerinden kaynaklı olduğundan bahisle olağan karşılanırken, EPDK, 01/10/2019 tarihi itibari ile yapılan yeni sözleşmelerdeki kar marjı paylaşım oranlarını, bayiye min. %55 olacak şekilde belirlemiştir. Belirlenen bu kar marjı en az olup, rekabete ve anlaşma koşullarına göre %98 li oranlara kadar çıkılabildiği sektör uygulamaları mevcuttur.
Dava konusu sözleşmede, taraflar arasında belirlenen kar marjı paylaşımı “Ticari Koşullar “ adı altında imza altına alınmış olup, Davalı-Karşı Davacı taraf olan dağıtıcının kar payı şu şekilde belirlenmiştir;
“Toplam Dağıtıcı Kar” ının, Bayinin beyaz ürünlere ilişkin peşin ödeme yapmak suretiyle ilk bir yıllık anlaşma dönemi içerisinde 100 (yüz) ton ürün miktarına kadar gerçekleştireceği ürün alımlarında %40′ ını, 101 – 1.000 (bin) ton ürün alım miktarına kadar gerçekleştireceği ürün alımlarında % 8′ ini, her bir sözleşme yılı için belirtilen miktarları aşması halinde ise, ilave alım miktarlarına ve toptan satışlarına esas peşin ödeme yapmak suretiyle gerçekleştireceği ürün alımlarında şamil olmak üzere % 5′ ini dağıtıcı kar’ı olarak uhdesinde tutmak üzere, Bayiye “ÜRÜN” bedelini fatura edecektir.
Bayii, tayin ve tespit edilen tavan fiyatları aşmamak kaydıyla dilediği bedel ve şartlarla satış yapma hakkını haizdir denmekte olduğu görülerek, taraflar arasında imza altına alınan sözleşmenin “Marj Paylaşımlı” bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki ifadelerde belirtilen oranlar, yıllık 100 ton ( Benzin ve Motorin yoğunlukları farklı olduğu için litre veya m3 üzerinden gidilmemiştir) beyaz ürün ( Benzin, Motorin ) satışına kadar toplam kar marjından Bayiye bırakılan %60, 101- 1000 ton/yıl arası satışta %92, 1000 ton/yıl üzerindeki satışlarda ise 1000 tonu aşan kısmı ve toptan satışlarında %95 oranında olup, bayinin ağırlıklı olarak %92 kar marjı ile çalıştığı anlaşılmaktadır.
Yıllık 1000 tonluk bir satış, yoğunluğu ağırlıklı ortama ( 0.80 kg/m3) ile almamız durumunda yaklaşık olarak 1.250 m3 ( 1.250.000 Litre ) yapar, bu da günlük 3.425 litre satışa tekabül eder ki bu rakam Türkiye’de akaryakıt istasyonlarının satış ortalamalarının altındadır.
Özetle, Davalı-Karşı Davacı taraf olan dağıtıcı ile Davacı-Karşı Davalı Bayii arasında imzalanan sözleşme ve eklerinde belirlenen ve karşılıklı kabul edilen yıllık 1000 tonluk kota miktarının makul ölçülerde olduğu görülmektedir.
Sadece sözleşmenin son yılında, sözleşmenin bitim tarihi olan 05/08/2020 tarihi ile Pandemi koşullarının oluştuğu ve 12/03/2020 tarihinden itibaren Türkiye’de ilk kısıtlama kararlarının devreye girmesi nedeniyle yaklaşık 145 günlük süreçte satış kaybının oluşmasının Mücbir Sebep sayılabileceği, bu kısıtlamalar dönemlerinde satışın nöbet sistemi ile devam ettiği ancak normal zamanlardaki satış değerlerine ulaşılamayacağı aşikardır.
Davalı-Karşı Davacı taraf olan dağıtıcı ile Davacı-Karşı Davalı taraf olan Bayii arasında sözleşme ile birlikte imza altına alınan “Ürün Alım Taahhütnamesi” içeriğinde;
“birinci yıldan başlamak ve anılan anlaşmaların yürürlüğü süresince geçerli olmak üzere, yıllık asgari 1.000 ton (anlaşma süresince toplam 5.000 ton beyaz ürünü münhasıran … A.Ş.’ den veya … A.Ş.’nin yazılı olarak göstereceği ikmal kaynaklarından satın almayı kabul ve taahhüt ederiz.
Yukarıda beyan ettiğimiz satın alma taahhüdümüzü her bir yıllık anlaşma dönemine ilişkin olarak yerine getiremediğimiz taktirde,
(a) anlaşma süresinin hitamında ve/veya her bir yıllık anlaşma süresinin sonunda hesaplanacak eksik alımlarıyla ilgili olarak; 0-100 ton arasında gerçekleşecek eksik alımlarında ton başına 100 Usd, 100 ton ile ürün alım taahhüdü arasındaki eksik alımlarında ise ton başına 20 Usd tutarının, ödeme gününde uygulanmakta olan Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığında kar mahrumiyetini ödemeyi,
(b)iş bu taahhütname’ye aykırılığın münakit Anlaşmaların da ihlali olarak değerlendirilebileceğini,
(c)söz konusu kar mahrumiyeti miktarının, … tarafından her bir yıllık anlaşma döneminin hitamında veya bizzat belirleyeceği dönemlerde anlaşmanın ifasıyla birlikte talep edebileceğini,
denmekte olup, dosyadaki bilgilerin ve delillerinin incelenmesi sonucunda, sözleşmenin sona erdiği tarihte Davacı-Karşı Davalı taraf sözleşme koşullarını yerine getirmediği, Davalı-Karşı Davacı taraf, sözleşme koşulları dolayısıyla eksik alım miktarı kadar kar mahrumiyeti talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
Ancak sözleşmenin son yılının Pandemi dönemi kısıtlamalarına rastlaması ve yine sözleşme 5. bir tam yılının yaklaşık % 40’lık bölümünde (12/03/2020 – 04/08/2020) 145 gün boyunca reel satışlara ulaşılamaması, Davacı-Karşı Davalı taraf olan Bayinin, takdiri Sayın Mahkemeye olmak üzere, elinde olmayan Mücbir sebeplerle satış kotasını dolduramadığı kanaatine varılmış olup son senenin satış rakamlarına kota uygulamanın hakkaniyetli olmayacağı aşikardır.
Bu durumda;
( TON) KOTA GERÇEKLEŞEN EKSİK KALAN
1. YIL 1.000 677,896 322,104
2. YIL 1.000 1.000,857 0
3. YIL 1.000 1.125,589 0
4. YIL 1.000 966,918 33,082
5. YIL 1.000 895,128 104,868
TOPLAM 5.000 460,054
Davalı-Karşı Davacı taraf olan dağıtıcı tarafın, eksik alımlardan dolayı alacağı, 1. Yıl ve 4. Yıl satışlarının toplamı kadar veya toplam eksik tonajından son yıl eksik tonajı
düşülerek, 460,054 ton – 104,868 ton = 355,186 ton * 20 Usd hesabıyla 7.103,72 USD,
Taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiği tarih olan 05/08/2020 tarihindeki Merkez Bankası Döviz satış kuru USD karşılığının 6,9998 TL olduğu hesabıyla Karşı Davada, Davacı tarafın 05/08/2020 tarihi itibariyle 7.103,72 USD * 6,9998 = 49.724,62 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı ile davalı arasında akaryakıt bayi sözleşmesine dayalı ticari ilişki mevcut olduğu, taraflar arasında bayilik sözleşmesi 05/08/2015 tarihinde imzalanmış ve belirlenen intifa süresi olan 5 senenin sonunda 04/08/2020 tarihinde sona erdiği, davalı defter kayıtlarında davacıdan alacağının olmadığı, davalının davacıdan akaryakıt alım taahhütnamesi gereği eksik alımları nedeniyle hesaplanan 7.103,72 USD alacaklı olduğu anlaşılmakla, bilirkişi raporunun denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli olduğu göz önüne alınarak asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilerek aşağıda şekilde hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM :
1-A)Esas dava yönünden davanın reddine,
B)… Asliye Hukuk Mah…D.İŞ sayılı tedbir kararı ve bu kararın devamına ilişkin mahkememizin 15/09/2020 tarihli tedbir kararının hüküm ile birlikte kaldırılmasına,
C)Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
D)Alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.707,75 TL’den mahsubu ile artan 1.527,85 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı karşı davalıya iadesine,
E) Davalı-karşı davacı taraf vekille temsil olunmakla red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya ödenmesine,
2-A)Karşı dava yönünden; karşı davanın kabulü ile 7.103,72 USD’nin karşı dava tarihi olan 23/10/2020 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4a maddesi gereği kamu bankalarınca 1 yıllık USD cinsi mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya ödenmesine,
B) Alınması gerekli 3.789,84 TL karar ve ilam harcından peşin alınan ( peşinde 200,00 TL+ ıslahta 1.783,81 TL ) toplam 1.983,81 TL harcın düşümü ile eksik kalan 1.806,03 TL eksik harcın davacı/karşı davalıdan tahsili ile maliyeye gelir kaydedilmesine,
C) Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya ödenmesine,
D) Davalı/karşı davacı tarafça yapılan ( 200,00 TL peşin harç + ilk masraf 67,80 TL + ıslah harcı 1.783,81 TL + 265,00 TL posta masrafı ) toplam 2.316,61 TL yargılama giderinin davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya verilmesine,
3-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
4-Davacı/karşı davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır