Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/445 E. 2023/561 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/445 Esas
KARAR NO:2023/561

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:25/08/2020
KARAR TARİHİ:11/07/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan dava dilekçesinde özetle; … Şubesinin … çek seri numaralı, 30.04.2019 keşide tarihli, keşide yeri İstanbul olan ve 55.000,00 TL bedelli çekten kaynaklı olarak davalı tarafından müvekkili şirket yetkilisi aleyhine “karşılıksız çek düzenleme suçundan” dolayı şikayette bulunmaları sebebiyle …. İcra Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasından yargılamanın devam ettiği, yapılan kontrolde çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisi …’a ait olmadığını anladıklarını beyanla; Çek üzerindeki imzanın müvekkili Şirket yetkilisinin el ürünü olmadığının ve bu çekten dolayı müvekkilin davalıya borcunun bulunmadığının TESPİTİNE, Bu hususu bilebilecek durumda olan davalı/alacaklının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiş olduğu görülmüştür.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu çekin …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, eldeki davanın davacısının, icra dosyasında borçlu sıfatını haiz olup icra dosyası kapsamında imzaya yahut borca itiraz etmemiş olması sebebiyle takibin kesinleşmiş olduğunu, menfi tespit davası açma süresinin geçtiğini, hal böyleyken imzayı inkârla menfi tespit davası açan davacının iyiniyetli olduğundan bahsedilemeyeceğini, eldeki dosyada itiraza uğrayan … seri numaralı çek üzerindeki aynı imzayı taşıyan diğer çekler davacı tarafından benimsenerek ödendiğini, davacının bu ödemesi yetkili imza tarafından imzalanmayan çeklerin davacı tarafından onandığını göstermekte olduğunu, davacının yetkisiz temsilcinin imzaladığı çeklerin bir kısmını kabul edip, diğer bir kısmını kabul etmemesinin hukuken korunacak bir davranış olmadığını, keşideci davacının çeki lehtar … Tekstil San.Tic.Ltd.Şti. emrine kesmiş olması sebebiyle her iki firma arasında ticari ilişki olduğunu, çek hakkında herhangi bir savcılık başvurusu bulunmadığını beyanla; Davacının imza itirazının ve haksız davasının reddini, Haksız ve kötü niyetli olarak imzayı inkâr eden davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesini, talep etmiş olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, icra takibine dayanak yapılmış olan çekten kaynaklı olarak davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı vekili tarafından mahkememize ibraz edilmiş olan dava dilekçesinde özetle …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası ile davalı tarafından takibe konulmuş olan … Şubesinin … çek seri numaralı, 30.04.2019 keşide tarihli, keşide yeri İstanbul olan ve 55.000,00 TL bedelli çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisi …’a ait olmadığını, bu sebeple davacının davalıya borçlu olmadığını talep ve dava etmiş olduğu, davalının ise çek üzerindeki aynı imzayı taşıyan diğer çekler davacı tarafından benimsenerek ödendiğini, davacının bu ödemesi yetkili imza tarafından imzalanmayan çeklerin davacı tarafından onandığını göstermekte olduğunu, davacının yetkisiz temsilcinin imzaladığı çeklerin bir kısmını kabul edip, diğer bir kısmını kabul etmemesinin hukuken korunacak bir davranış olmadığını beyanla itirazda bulunmuş olduğu, işbu itiraz kapsamında davacı vekili tarafından sunulan dilekçeler ile birlikte yetkisiz temsilci tarafından keşide edilen çeklerin ve senetlerin şirket tarafından benimsenmesinin kabulü ancak aynı kişiye verilmiş ve ödenmiş başka çeklerin ve senetlerin bulunması halinde mümkün olacağını, davalıya verilmiş ve ödenmiş başka bir çek olmadığını beyan etmiş olduğu görülmüştür.
Yargılama esnasında davaya konu çek aslı dosyamız arasına alınmış, çekin bağlı bulunduğu bankaya yazılan müzekkere cevapları uyarınca … …’ta olan çek aslı ve çek suretlerine ilişkin fotokopiler celp edilmiş, davacı şirket yetkilisinin mukayeseye esas imza örnekleri ilgili kurumlardan alınarak mahkeme huzurunda alınan imza örnekleri ile karşılaştırılmak sureti ile grafoloji uzmanı bilirkişisinden rapor alınmıştır. Bu kapsamda bilirkişi tarafından hazırlanılarak mahkememize ibraz edilmiş olan 02.05.2023 tarihli raporda özetle;
Dosyada mevcut inceleme konusu … … A.Ş. … Şubesi’ne ait İstanbul 30.04.2019 keşide yer ve tarihli, keşideci hanesinde … yazılı, “… Teks. İnş. Turz. Gıda San. Tic. Ltd. Şti.” adına düzenlenmiş, 55.000,00 TL tutarında, … Seri numaralı çek aslındaki düzenlenme yazıları ve keşide imzası ile …’dan alınan mukayese yazı ve imza örnekleri, dosyadaki diğer mukayese örnekleri karşılaştırılmıştır.
Ayrıca dosyada mevcut diğer çek fotokopilerinin keşide imzaları ve düzenlenme yazıları da inceleme konusu çek ile karşılaştırılmıştır.
İnceleme konusu çek keşide imzasının …’ın eli ürünü OLMADIĞI, inceleme konusu çek düzenlenme yazılarının …’ın eli ürünü OLMADIĞI,
Raporun incelenen materyal bölümünde listelenen diğer çeklerin keşide imzalarının ve düzenlenme yazılarının …’ın eli ürünü OLMADIĞI,
Çeklerin kendi aralarında karşılaştırılmasında; İnceleme konusu … seri numaralı çek ile dosyadaki diğer çeklerden olan … seri numaralı çekin keşide imzaları ve düzenlenme yazılarının aynı kişinin eli ürünü OLDUĞU,
Mahkememize bildirilmiştir.
Tüzel kişiler temsil ve ilzama yetkili kişiler aracılığıyla temsil edilirler. Bu nedenle temsil yetkisine haiz olmayanlarca yapılan işlemler kural olarak tüzel kişileri bağlamaz. Ancak temsil yetkisinin kısmen veya tamamen devri mümkün olduğu gibi yetkisiz temsilciler tarafından tüzel kişi adına yapılan işlemlere sonradan icazet verilmesi de mümkündür. Bu durumda yani yetki devri kapsamında yapılan işlemlerden veya sonradan icazet verilen yetkisiz temsilci işlemlerinden dolayı tüzel kişilerin sorumluluğuna gidilebilecektir.
Ayrıca 6098 sayılı Borçlar Kanununun 46 ve devamı maddelerinde yetkisiz temsil hükümleri düzenlenmiştir. Buna göre bir kimse yetkisi olmadığı halde temsilci olarak bir hukuki işlem yaparsa bu işlem ancak onandığı takdirde temsil olunanı bağlayacaktır.
Somut olayda davacı vekili tarafından dosyaya emsal olarak sunulmuş olan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/15889 Esas, 2015/2965 Karar Sayılı 05/03/2015 Tarihli “… Yargılama sırasında mahkemece yapılan araştırma sonunda, çek altındaki imzanın davalıya ait olmadığı anlaşılmasına karşın mahkemece, yukarıda değinilen gerekçe ile çek altındaki imza davalıya ait olmasa dahi davaya konu çeki benimsediğinden hareketle sonuca gidilmiştir. Ancak çek keşidecisi olmayan kişinin çeki benimsemesinden söz edilebilmesi için bizatihi taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan çek ya da çekleri benimsemesi, bu yönde tavır ve davranışlar sergilemesi gerekmektedir. Bu kapsamda, davalının davaya konu edilen çek haricinde başkaca çekleri benimsemesi, bedellerini ödemesi durumu, başlıbaşına davaya konu çek de dahil olmak üzere tüm çekleri benimsediği ve bunlardan sorumlu olduğu anlamına gelmediğinden mahkemece davanın reddi yerine kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. ” şeklindeki gerekçeli ilamı da göz önünde bulundurulduğunda davaya konu çekin ait olduğu bankaya müzekkereler yazılmış, işbu müzekkere uyarınca dava konusu çekin de içinde bulunduğu çek defterinde diğer çeklere ilişkin bilgiler celp edilmiş ve yapılan incelemede aynı çek defterinde bulunan ve bilirkişi tarafından davaya konu … seri numaralı çek ile dosyadaki diğer çeklerden olan … seri numaralı çekin keşide imzaları ve düzenlenme yazılarının aynı kişinin eli ürünü olduğunun bildirildiği ; … Şubesinin … çek seri numaralı, 31.03.2019 keşide tarihli, keşide yeri İstanbul olan ve 75.000,00 TL bedelli çekin keşidecisi olarak da davacı … Tekstil olduğu , aynı şekilde lehtarının … Teks. İnş. Turz. Gıda San. Tic. Ltd. Şti. Olduğu, işbu şirket tarafından … lehine ciro edildiği ve hamil tarafından bankaya yapılan başvuru üzerine 03.04.2019 tarihinde hamiline kasadan ödeme yapılmış olduğu görülmüştür. Her ne kadar bilirkişi raporunda davaya konu … seri numaralı çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı tespit edilmiş ise de davacı şirketin yetkilisi …’ın 21.12.2020 tarihinde kollukta vermiş olduğu “Bahse konu çeki ben … tekstil isimli firmaya boş olarak verdim. Çekteki cirantaları tanımıyorum. Çekin kesildiği … tekstil isimli firmayı tanırım. Çeki kesinle ben kesmedim, Benim boş çeklerim İstanbul da faaliyet gösteren … teksilde bulunuyordu. Mal alımlarında çekleri doldurup firmaya veriyordum. Muhmelen çeki … isimli firmanın bilgim dışında düzenlendiğini düşüyorum. Hakkımdaki suçlamayı kabul etmiyorum” şeklindeki beyanı, aynı firmaya yönelik olarak düzenlenmiş olan diğer sıralı çek bedelinin ödenmiş olduğu hususu da göz önünde bulundurulduğunda davacının yetkisiz temsilci tarafından düzenlenmiş olan çeki benimsemiş olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkememizin işbu dosyası ile benzer mahiyette olan … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2021/717 Esas, 2022/100 Karar Sayılı, 21/01/2022 Tarihli “… 6098 sayılı TBK’nın 40. vd. maddelerinde temsil düzenlenmiştir. Yetkisiz temsil halinde hukuki işlemin temsil olunanı bağlayıp bağlamayacağı 46. maddede; “Bir kimse yetkisi olmadığı halde temsilci olarak bir hukuki işlem yaparsa, bu işlem ancak onadığı takdirde temsil olunanı bağlar.
Yetkisiz temsilcinin kendisiyle işlem yaptığı diğer taraf, temsil olunandan, uygun bir süre içinde bu hukuki işlemi onayıp onamayacağını bildirmesini isteyebilir. Bu süre içinde işlemin onanmaması durumunda, diğer taraf bu işlemle bağlı olmaktan kurtulur.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca, yetkisiz bir kimsenin yaptığı hukuki işlem temsil olunanın onaması halinde geçerlidir. Yargıtay 19. H.D. 26/04/2012 tarih, 2011/16272 E., 2012/7077 K. sayılı kararında; ” … her ne kadar çekler üzerindeki imza davacı şirket yetkilisine ait değil ise de, yetkisiz temsilci… Turizm Şirketine daha öncede aynı şekilde çek imzalayarak vermesi ve bu çeklerin ödenmesi, davacı şirket yetkilisinin de duruşmada yetkisiz temsilcinin daha önce keşide ettiği bir kısım çeklerin ödendiği yönündeki beyanı dikkate alındığında davacı şirketin takibe konu çekten sorumlu olduğu … ” şeklindeki kararı dikkate alındığında; yetkisiz temsilci tarafından yapılan hukuki işlemin onanması sonrasında ticari hayatta bu şekilde oluşturulan güven ve 4721 sayılı TMK’nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralı gereği aynı nitelikteki sonraki işlemlerle de temsil olunanın bağlı olduğu kabul edilmelidir. ” şeklindeki ilamı da göz önünde bulundurulduğunda davacının yetkisiz temsilci tarafından düzenlenen çeki benimsemiş olduğu, işbu hali ile davacının dava çekten dolayı sorumlu olduğu kanaatine varıldığından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
İİK’nın Menfi tesbit ve istirdat davaları başlıklı 72. Maddesinin 4. Fıkrasının “Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca mahkememizin 26.08.2020 tarihli “Davacı … ile … yönünden, takip miktarı olarak dava dilekçesinde bildirilen 55.000,00-TL’ nin %15’i oranında 8.250,00TL teminat yatırıldığında, yada bu tutarda banka teminat mektubu ibraz edilmesi halinde … ile … yönünden İİK 72/2 gereğince icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmesinin ihtiyati tedbiren durdurulmasına,” şeklindeki ihtiyati tedbire yönelik olarak ara kararı uyarınca tedbirin uygulanabilmesi için davacı tarafından teminatın yatırılmamış olduğu, işbu hali ile tedbirin HMK m.393/1 hükmü uyarınca kendiliğinden ortadan kalmış olduğu ve mevcut dosyada davalının alacağına geç ulaşmasını sağlayacak mahiyette tedbir kararı bulunmadığından İİK 72/4 hükmü uyarınca davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini gerektirir koşulların da oluşmadığı görüldüğünden davalının davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davalının davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi isteminin reddine,
3-Alınması gerekli olan 269,80-TL karar ilam harcından başlangıçta dava açılırken peşin olarak alınan 939,20-TL harcın mahsubu ile artan 669,40-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
5-Davalı yargılama esnasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9,200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflar tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde … Mahkemesine İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır