Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/440 E. 2021/409 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/440 Esas
KARAR NO : 2021/409
DAVA : Yönetim Kurulu Kararının Yokluğu İstemi
DAVA TARİHİ : 24/08/2020
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
YAZIM TARİHİ : 02/07/2021

DAVA : Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, Müvekkilinin … Anonim Şirketi’nde hem yaklaşık %23 hissedar hem de yönetim kurulu üyesi olduğunu, kardeşi … ise Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda murahhas üyesi olduğunu, … Noterliğinin … yevmiye, 20.05.2020 tarihli ihtarnamesi ile Yönetim Kurulu Başkanı … ‘nin; … A.Ş., … ve San. T.A.Ş., … İnş. Ve Tic. A.Ş., … A.Ş. , … İthalat İhracaat ve Turizm A.Ş., … ve San. A.Ş. , … Tic. A.Ş., …, … ve Tic. A.Ş., … A.Ş’den oluşan 10 şirketin Yönetim Kurulu toplantısını aynı gün ve aynı dakikada toplamak istediğini, tüm şirketler için 08.06.2020 tarihinde saat 13:00’de yönetim kurulu toplantılarının yapılacağını bildirdiğini, gündem maddeleri ve bir adet Gizlilik Taahhütnamesini müvekkiline ilettiğini, Yönetim Kurulu Başkanı …nin 08.06.2020 tarihli Yönetim Kurulu toplantısında 10 şirketin yönetim kurulu toplantısını aynı anda aynı yerde yapmak ve şirket yönetim kurulu üyesi olmayan kişileri toplantılara almak sureti ile şirketlere ait tüm kararları toplantı öncesinde kendi ekibine imzalattığını, müvekkilin toplantıya 13.05’te girdiğini, … Holding A.Ş.’ye ait daha önceden diğer 3 yönetim kurulu üyesi tarafından önceden yazılıp imzalanan yönetim kurulu kararlarının müvekkili tarafından da imzalanması için müvekkiline baskı yapıldığını, müvekkilinin belgeyi imzalamayınca da zorlanarak dilekçe ekinde sunulan … A.Ş.’ye ait karar tutanağı imzalatılmaya çalışıldığını, fiziki ve fiili müdahale ile karşılaşan müvekkilinin 155 hattından polisi arayarak yardım talebinde bulunduğunu, emniyet güçlerinin müdahalede bulunduğunu, durum tespiti yaptığını, bu durumun … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … nun 2020/… Sor. Nolu dosyası ile sabit olduğunu, müvekkilinin toplantıyı terke zorlanmasının, müvekkilinin toplantıya çağrılmaması ile aynı sonucu doğuracağını, genel kurula çağrıda olduğu gibi yönetim kuruluna çağrının da tüm üyelere yapılmış olması gerektiğini, çağrı yapılmaksızın yapılan yönetim kurulu toplantılarında alınan kararlar geçersiz olduğunu, yönetim kurulu ve genel kurulda çoğunluğu elinde bulunduran diğer hissedar ve aynı zamanda yönetim kurulu başkanı olan …’nin, münferit imza yetkisi ile tüm firmaları hiçkimseye hesap vermeden keyfi şekilde yönettiğini, hiçbir hususta müvekkiline ve kurula bilgi vermediğini, 08.06.2020 tarihli yönetim kurulu kararlarının şirketlerin içlerinin boşaltılmasına, borca batık hale getirilmesine ve bir kısım borçların ödenmesi amacı ile kapsamı, içeriği ve şartları bilinmeyen bir devre gidilmesi sürecinin ön adımlarını oluşturduğunu, müvekkilin imzası olmayan ve yönetim kurulu toplantısı dışında hazırlanıp imzalanan belgeler ”faaliyet raporu” olarak genel kurulda usul ve yasaya aykırı olarak müzakere edildiğini, 23.07.2020 tarihli genel kurul toplantı çağrısına dayanak teşkil eden 08.06.2020 tarihli 2020/2 karar nolu kararların yokluğunun aksi takdirde butlanınına karar verilmesi gerektiğini, 23.07.2020 tarihli genel kurul tutanağında mezkur faaliyet raporları ve finansal rapor ve tabloların hukuka aykırı olarak hazırlandığını, yönetim kurulu tarafından usulüne uygun düzenlenmeyen faaliyet raporlarının yok hükmünde olduğunu, … Anonim Şirketi’nin 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait yönetim kurulu toplantısında müzakere dahi edilmediğini, imzasının sonradan, eksik, usul ve yasaya aykırı olarak tamamlattırıldığını, faaliyet raporlarının yok hükmünde olduğunu, mezkur raporların, usulüne uygun bir yönetim kurulu kararı alınmadan ve imzaları tamamlanmadan usulsüzce düzenlenen raporlar olduğunu, yönetim kurulunun toplanıp karar almadan faaliyet raporu ve finansal tablolar düzenlenerek genel kurula sunulamayacağını, TTK md. 437 düzenlemesi uyarınca genel kurul toplantısından en az 15 gün önce şirket merkez ve şubelerinde pay sahiplerinin incelemesine sunulması gerektiğini, genel kurulda okunup müzakere edilmesi gerektiğini, faaliyet raporlarının geçerli olabilmesi için geçerli bir yönetim kurulu kararına ihtiyaç olduğunu, yönetim kurulu başkanının bu hukuk tanımaz tavırları sebebiyle açılan davada … Asliye Ticaret Mahkemesinın 05.08.2020 tarihinde …’nin bir kısmı bu davaya da yansıyan usulsüzlüklerinin sonucu olarak, münferit ve sınırsız imza yetkisini kaldırdığını, şirketlere kayyım atandığını, şirket taşınmazlarının üzerine ihtiyati tedbir konulduğunu, finansal tabloların ve faaliyet raporların hazırlanmasının yönetim kurulunun uhdesinde, devredilmez yetkiler arasında yer aldığını, bu hususta yönetim kurulu tarafından alınan kararların yönetim kurulu karar defterine işlenmesi gerektiğini belirterek, müvekkilini toplantıyı terke zorlanması sebebiyle 08.06.2020 tarihinde hukuka aykırı olarak alınan Yönetim Kurulu Kararının ve uygulanmasının öncelikle tedbiren durdurulmasına, sonrasında yokluğunun tespitini, aksi takdirde TTK 391’de belirtilen şartlar gerçekleştiğinden batıl olduğunun tespitine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 375, 391 vd. , 514 vd. hükümlerine aykırı olarak Yönetim Kurulu toplanmadan, Yönetim kurulu üyesi müvekkiline çağrı dahi yapılmadan, bilgi verilmeden alınan 23.07.2020 tarihli 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 yıllarına ait finansal tabloların ve faaliyet raporunun uygun bulunmasına ilişkin 2 Yönetim Kurulu üyesi tarafından toplantı sırasında imza atılmak suretiyle oluştuğu iddia edilen Yönetim Kurulu kararının öncelikle tedbiren durdurulmasına, sonrasında yokluğunun, aksi takdirde butlanının tespitine ve söz konusu faaliyet raporu ve finansal tabloların geçersizliğine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde, genel kurul gündemi hakkındaki 08/06/2020 tarihli ve 2020/2 sayılı yönetim kurul kararının usulüne uygun şekilde alındığını, tüm üyelerin katıldığını, karar yeter sayılarına uyularak alındığını, yönetim kurulu başkanı tarafından davacıya ve diğer yönetim kurulu üyelerine, … Noterliği’nin 20.05.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile toplantı çağrısı yapıldığını, bildirilen gün ve saatte, tüm yönetim kurulu üyelerinin katılımı ile toplantı başladığını, ancak, toplantı başladıktan 5 dakika gibi çok kısa bir süre sonra hiçbir mesnet yokken davacının, sekreterine verdiği talimatla polis çağırdığını, gelen polis memurları ve hazırda bekleyen avukatları eşliğinde yönetim kurulu toplantısını bastırıldığını, davacının, grup şirketler yönetim kurullarını engellemeye yönelik, önceden planlı olarak kurgu sonucunda yönetim kurulu toplantısından çağırdığı polislerle birlikte ayrıldığını, yaşanan gelişmeler sonrasında toplantıya kısa bir süre ara verildiğini, ara sonrasında toplantı yeter sayılarının varlığı tespit edilerek toplantılara kaldığı yerden devam edildiğini, ortada hiçbir neden yokken davacı kendi isteği ile toplantıyı terk ettiğini ve toplantı yeter sayıların sağlandığının tespiti sonrasında görüşmeler kaldığı yerden devam ettiğini, davacı dilekçesinde önce “toplantının yapılmayarak dağıldığını” iddia ettiğini, sonrasında ise kendi ile çelişerek toplantıya devam edildiğini ve genel kurul gündem kararının alındığını ikrar ittiğini, davaya konu yönetim kurulu kararının yokluğuna neden olabilecek herhangi bir usulsüzlük söz konusu olmadığını, davacının tek amacının … Şirketlerinin işleyişini engellemek olduğunu, Haziran’da yaşanan olaylardan sonra ilk kez 07.09.2020 tarihinde yapılan … A.Ş.’nin yönetim kurulu toplantısına da yine aynı iddialarla polis çağırdığını, bu sefer toplantı başkanını da polis merkezine götürülmesini sağlayarak toplantının yapılmasına engel olduğunu, davacının faaliyet raporunun ve finansal tablolarının iptali için dava açamayacağını bildiğinden, mahkemeyi yanıltarak aslında olmayan bir karara karşı yokluğunun tespitini istediğini, davacının iddialarının aksine 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 yıllarına ait faaliyet raporları usulüne uygun bir şekilde, yetkili şirket personeli tarafından süresi içerisinde hazırlandığını ve yönetim kurulu üyelerinin imzalaması için bilgilerine sunulduğunu, davacının 2019 yılı sonundan bu yana, sırf kişisel hırsları nedeniyle grup şirketlerin işleyişini engellemeye çalıştığını, kendisine sunulan tüm belgeleri imzalamaktan imtina ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, 08/06/2020 ve 23/07/2020 tarihli yönetim kurulu kararlarının yokluk ya da butlanına karar verilmesi istemine ilişkindir.
DELİLLER : Davalı şirkete ait sicil kaydı, davalı şirketin sicil dosyası, … CBS’na ait 2020/… Sor nolu dosya,
Davalı şirketin son sicil kaydı alınıp incelendiğinde, merkez adresinin Beşiktaş/ İstanbul olduğu, yönetim kurulu üyelerinin …, … ve …’dan oluştuğu tespit edilmiştir.
… tarafından yönetim kurulu üyelerine gönderilen 20/05/2020 tarihli …Noterliğine ait … yevmiye nolu ihtarname incelendiğinde, 08/06/2020 tarihinde saat 13:00’da ihtarnamede belirtilen şirketlerin yönetim kurulu toplantılarının yapılacağının belirtilerek yönetim kurulu toplantı gündeminin de aynı ihtarnamede açıklandığı tespit edilmiştir. Bu ihtarnameye karşı davacı tarafından … Noterliğinin 22/05/2020 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile cevap verildiği, incelendiğinde, ünvanları yazılı 10 şirketin yönetim kurulu toplantısının aynı gün ve aynı saatte toplanmasını istenildiğini, ayrıca toplantı tarihinin tebliği ile ilgili ihtarname ekinde imzalanmak üzere gizlilik taahhütnamesinin gönderildiği belirtilerek 10 adet şirketin yönetim kurulu toplantısının aynı gün ve aynı saatte yapılmasının zorluğundan ve mümkün olmadığından bahsedilerek yönetim kurulu başkanının kötüniyetli olduğu belirtilerek yönetim kurulu başkanını hukuka aykırı eylemlerinden derhal vazgeçmesi hususunun ihtar edildiği tespit edilmiştir.
08/06/2020 tarihli davalı şirkete ait yönetim kurulu kararı incelendiğinde, şirketin 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin olağan genel kurul toplantısının 23/07/2020 tarihinde saat 11:00’da şirket merkezinde belirlenen gündem maddeleri ile toplanması hususunda karar alındığı, kararda yönetim kurulu başkanı … , Yönetim kurulu üyesi …’ın imzasının bulunduğu, yönetim kurulu başkan vekili olan …’nin ise imzasının bulunmadığı görülmüştür.
23/07/2020 tarihli davalı şirkete ait 2015-2019 yıllarını kapsayan olağan genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde, toplantıya ait çağrının gündemi ihtiva edecek şekilde ticaret sicili gazetesine 02/07/2020 tarih … sayılı ve … Gazetesinin 06/07/2020 tarih 15120 sayılı nüshalarında ilan e dildiğini, hazirun cetveli incelendiğinde, toplam 210.000 TL sermayeye tekabül eden hisseden 209.995 adet hissenin vekaleten toplantıda temsil edildiği, toplantıya …’nin de vekilinin katıldığı, vekilin söz alarak genel kuruldan tesadüfen haberlerinin olduğunu, genel kurul çağrısının usulsüz olduğunu belirterek toplantının ertelenmesi gerektiğini ileri sürüldüğü, alınan karar doğrultusunda toplantının TTK 420 maddesi gereğince 24/08/2020 tarihine ertelendiği, …’yi temsilen vekili toplantı tutanağını muhalefet şerhi düşüldüğü, 24/08/2020 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde, yine toplantıyla ilgili tarih ve gündemin sicil gazetesi ve ulusal basın vasıtasıyla ilan edildiği, toplantıya davacı …’yi temsilen vekilinin katıldığı, 1. maddesinde toplantı başkanı tutanak yazmanı ve oy sayım memurunun seçildiği, 2. maddesinde 2015-2019 yıllarına ait faaliyet raporunun okunduğu, 3. maddede yönetim kurulu üyelerinin ibrasının görüşüldüğü, … , …’nin ibra edilmediği, …’ın ibra edildiği, 4.maddede kar dağıtılmama yönünde karar alındığı, yönetim kurulu seçiminin 5. Maddede yapıldığı, …, … ve …’ın seçildiği, 6.maddesinde yönetim kurulunun görev süresinin belirlendiği, 7. Maddede yönetim kuruluna ücret ödenmemesi yönünde karar alındığı, 9. Maddede yönetim kurulu üyelerine TTK 395 ve 396. Maddelerinde belirtilen konularda faaliyette bulunabilmeleri için izin verildiği, …’nin bazı maddelere muhalefet ederek muhalefet şerhini tutanağa eklettirdiği görülmüştür.
Davacı taraf 23/07/2020 tarihli yönetim kurulu kararının yokluk/ butlanı yönünde karar verilmesini de istemiş ise de 23/07/2020 tarihli yönetim kurulu kararının bulunmadığı, 23/07/2020 tarihli olağan genel kurul toplantısı bulunduğu ve yukarıda da bahsedildiği üzere bu toplantıda genel kurul toplantısının 24/08/2020 tarihinde yapılması yönünde karar alındığı tespit edilmiştir.
Yönetim kurulu toplantıları – kararlar başlıklı TTK 390. Maddesinde ” Esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır. Bu kural yönetim kurulunun elektronik ortamda yapılması hâlinde de uygulanır. Yönetim kurulu üyeleri birbirlerini temsilen oy veremeyecekleri gibi, toplantılara vekil aracılığıyla da katılamazlar. Oylar eşit olduğu takdirde o konu gelecek toplantıya bırakılır. İkinci toplantıda da eşitlik olursa söz konusu öneri reddedilmiş sayılır. Üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararları, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı, karar şeklinde yazılmış önerisine, en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle de verilebilir. Aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Onayların aynı kâğıtta bulunması şart değildir; ancak onay imzalarının bulunduğu kâğıtların tümünün yönetim kurulu karar defterine yapıştırılması veya kabul edenlerin imzalarını içeren bir karara dönüştürülüp karar defterine geçirilmesi kararın geçerliliği için gereklidir. Kararların geçerliliği yazılıp imza edilmiş olmalarına bağlıdır.” denilmektedir.
Batıl kararlar başlıklı TTK 391. Maddesinde “Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir. Özellikle; Eşit işlem ilkesine aykırı olan, Anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, Pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren, Diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin, kararlar batıldır.” denilmektedir.
TTK 390/1 fıkrasında da belirtildiği üzere esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır. Davalı şirketin ana sözleşmesi incelendiğinde, ana sözleşmenin 20.maddesinde 3 üyeli yönetim kurulu toplantılarında 3……hazır bulunması gerekir. Kararlar mevcut üyelerin çoğunluğu ile verilir denildiği tespit edilmiştir. Davalı şirketin ana sözleşmesinde ağırlaştırıcı hüküm bulunduğu tespit edilmiş ise de 08/06/2020 tarihli yönetim kurulu kararında 3 üyeden oluşan yönetim kurulunun ikisinin olumlu yönde imzasının bulunduğu diğerinin imzasının bulunmadığı tespit edilmiş olup TTK 391. Maddesine göre bu durumun batıl olup olmadığı irdelendiğinde ise, 08/06/2020 tarihli yönetim kurulu toplantısına davacının usulüne uygun şekilde noter ihtarnamesi ile davet edildiği, davalının bu ihtarnameye karşı cevabi ihtarname gönderdiği, toplantı tarihinde toplantı yerine gittiği ancak tutanağı imzalamadığı, söz konusu yönetim kurulu kararında davalı şirketin genel kurul toplantısının 23/07/2020 tarihinde yapılmasına karar verildiği, davalı şirketin genel kurulunun 23/07/2020 tarihinde toplandığı, davacının toplantıya katıldığı, davacının istemi üzerine toplantının 24/08/2020 tarihine ertelendiği, davacının 24/08/2020 tarihide yapılan toplantıya da katıldığı, toplantıda bazı kararlara muhalefet ettiği görülmüş olup, 08/06/2020 tarihli yönetim kurulu kararının butlanını gerektirecek ve TTK 391. Maddede sayılı durumların iş bu dava konusu yönetim kurulu kararında bulunmadığı, davacının yönetim kurulu toplantısına katılıp olumsuz oy kullansa dahi sonucun değişmeyeceği, 23/07/2020 ve 24/08/2020 tarihli genel kurullara da davacının katıldığı, olumsuz oy verip muhalefet ettiği maddelerle ilgili genel kurul kararının iptali davasını açabileceği, tüm bu nedenlerlere 08/06/2020 tarihli yönetim kurulu kararının yokluk/ butlanı talebinin reddine ayrıca 23/07/2020 tarihli yönetim kurulu kararının da bulunmadığı dikkate alınarak davacının davasının aşağıdaki şekilde reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısmın ilgilisine hüküm kesinleştiğinde resen iadesine,
5-Bu dava sebebiyle 59,30 TL maktu karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile kalan 4,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/06/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır