Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/437 E. 2023/407 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/437 Esas
KARAR NO : 2023/407
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/08/2020
KARAR TARİHİ : 23/05/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 14.06.2019 tarihinde sürücü … …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile öğrenci Narin …’nin üstünden geçerek ağır yaralanmasına neden olduğunu, sürücü … …’in ve … Ltd. Şti.’nin işleteni ve Hasan …’in ise sahibi olduğu … plakalı aracın, davalı Sigorta Şirketinin … poliçe numaralı ZMMS sigorta poliçesi ile kayıtlı olduğundan Şirketinin tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, … ‘in, Servis Yönetmeliği gereği okul taşıtı sürebilecek ehliyete sahip olmadığını, sürücüler için aranan 7 yıllık kıdeme de sahip olmadığını, ayrıca söz konusu taşıma aracında hostes olarak tabir edilen yardımcı çalışanda olmadığını, sürücünün psikoteknik ve benzeri belgelerinin de olmadığından, aracın okul taşıtı olmaya müsait olmadığını, araç üzerinde ‘DUR’ yazısı olan kırmızı ışıklı lambası bulundurma zorunluluğu olduğu halde, bulundurulmadığını, bu nedenle sürücünün idari para cezasına çarptırıldığını, davalı yanın taşınmazlarına ve araçlarına ihtiyati tedbir konulmasını, başta manevi tazminat olmak üzere fazlaya ilişkin her türlü talep, dava, talep, hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla; öncelikle belirsiz alacak davasının ve adli yardım talebinin kabulüne, aynı durumlar ile birlikte ileride müvekkillerin mağduriyet yaşamalarının önlenmesi için davalı Sigorta Şirketi adına kayıtlı yeterli miktarda menkul ve gayrimenkul üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre belirlenecek maddi tazminata esas olmak üzere, harca esas değer için şimdilik her bir müvekkil için 15.000.00-TL olmak üzere toplam 30.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının kazanın meydana geldiği 14.06.2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte hüküm altına alınarak davalıdan tahsiliyle kendilerine ödenmesine, tüm yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete yalnızca dava dilekçesinin tebliğ edildiği, tebliğ edildiğinde tebliğ edilen hususlarda beyanda bulunma hakları saklı tutmakla birlikte, davacı tarafından açılmış olan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğundan, reddini talep ettikleri, temerrüt tarihi kaza tarihi olmayıp, müvekkilin temerrüde düşmediğini ve davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, davacının iddia ettiği maddi zararın miktarı belirli olmasına rağmen dava dilekçesinde şartları bulunmadığı halde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumun da, hukuki yarar yokluğundan davanın reddi gerektiği, talep edilen tazminatı kabul etmediklerini, iddia edilen maddi zarar konusunda bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, davacı anne babanın destek zararının ispatı gerektiği, dava konusu kaza neticesinde anne ve babanın müteveffanın desteğinden yoksun kaldığı ileri sürülerek huzurdaki dava ikame edilmiş ise de; destekten yoksun kalma tazminatı bir zenginleşme aracı olmayıp, ancak gerçek bir zararın varlığı halinde ileri sürülebilen bir tazminat talebi olduğundan müteveffanın davacılara yakın bir zamanda destek olacağının somut olarak ispatı gerekmekte olduğu, davacıların başkaca gelirleri, çocukları, malvarlıkları bulunup bulunmadığının araştırılmasını ve fiili destekliğin ispat edilememesi halinde, davanın reddini talep ettiklerini, haksız davanın hukuki yarar yokluğundan aksi taktirde esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacılar vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan dava dilekçesinde özetle; 14.06.2019 tarihinde davalı şirket nezdinde sigortalanmış olan dava dışı sürücü … …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davacıların çocuğu …’nin üzerinden geçmesi üzerine yaralandığını, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtulamadığından bahisle belirsiz alacak davası olarak açılmak ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 15.000,00 TL olmak üzere toplamda 30.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kazanın meydana geldiği 14.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, 6098 sayılı B.K’nun 53/III. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.” şeklinde hükme bağlanmıştır. Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse 6098 sayılı TBK’nun 53/III. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir.
Somut olay bakımından davacıların müteveffanın anne ve babası olduğu, işbu sebeple çocuklarının ölümü ile onun desteğinden yoksun kaldığı hayatın olağan akışına uygun olup davalı sigorta şirketinin sigortacısının kusuru oranında davacılara tazminat ödemesi gerekeceğinden meydana gelen trafik kazasında tarafların kusur oranlarının tespiti için yargılama esnasında öncelikle aktüerya uzmanı ve trafik bilirkişisinden alınan 04.01.2021 tarihli rapora tarafların itiraz etmiş olması sebebiyle ceza dosyasından alınan kusur raporu ile karşılaştırmalı olarak rapor tanzim edilebilmesi için … ‘de görevli bilirkişilerden oluşan heyetten alınan 15.04.2021 tarihli raporda özetle ;
Okul yönetiminin, meydana gelen kazada %40 oranında asli kusurlu olduğu,
Davalı şirkete sigortalı … plakalı okul servisi minibüsünün sürücüsü … …’in, meydana gelen kazada %40 oranında asli kusurlu olduğu,
Vefat eden çocuk yaya …’ nin, meydana gelen kazada %20 oranında tali kusurlu olduğu kanaatine varıldığı mahkememize bildirilmiş olup işbu denetime elverişli rapor hükme esas alınmıştır.
Yargılama esnasında davacıların destekten yoksun kalma tazminatlarının belirlenebilmesi amacıyla dosyada öncelikle 04.01.2021 tarihinde aktüerya uzmanı (…) ve trafik bilirkişisinden rapor alınmış, tarafların rapor karşı itirazlarının bulunması üzerine işbu defa 26.09.2021 tarihinde aktüerya uzmanı … ‘dan kök rapor alınmış olup tarafların itirazı üzerine 31.01.2022 ve 05.03.2022 tarihlerinde ek rapor alınmış ise de tüm dosya kapsamında alınan raporlar arasında çelişkilerin bulunması ve 2 farklı bilirkişiden alınan rapor arasındaki çelişkilerin de giderilmesi amacıyla dosya yeni bir aktüerya uzmanına tevdi edilmiş olup yeni bilirkişi … tarafından hazırlanan kök ve ek raporlar hükme esas alınmıştır.
Bu kapsamda son aktüerya uzmanı bilirkişisi tarafından mahkememize ibraz edilmiş olan raporlarda özetle;
Davacı baba … … …’nin davalı sigorta şirketinin yargılama esnasında ödeme yaptığı 29.11.2021 tarihindeki verilere göre davalı sigorta şirketinin sorumluluğu oranında talep edebileceği tazminat tutarının 44.377,66 TL olabileceği,
Davacı anne … …’nin davalı sigorta şirketinin yargılama esnasında ödeme yaptığı 29.11.2021 tarihindeki verilere göre davalı sigorta şirketinin sorumluluğu oranında talep edebileceği tazminat tutarının 71.075,82 TL olabileceği,
Davalı sigorta şirketinin yargılama esnasında 29.11.2021 tarihinde toplamda 137.725,44 TL ödeme yapmış olduğu
Olay Tarihinde Geçerli Sigorta Poliçesi; … plakalı aracın; 04.02.2019/2020 vade tarihini kapsamak üzere … sayılı Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) sigorta poliçesi ile … Sigorta AŞ. den sigortalı olduğu, dosyaya sunulan ilgili poliçeye göre; Sakatlanma ve ölüm kişi başına: 360.000,00 TL teminat verildiği mahkememize bildirilmiştir.
Kural olarak sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9.gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir. Somut olay bakımından davacı vekili tarafından dava dilekçesinde her ne kadar hükmolunacak tazminata kazanın meydana geldiği 14.06.2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi talebinde bulunulmuş ise de dava açılmadan önce sigorta şirketine 28.08.2019 tarihinde elden başvuru yapılmış olduğu görülmekle davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü tarihten itibaren yasal faiz işletilebileceğinden bu kapsamda hesaplama yapılmış olup davacıların fazlaya dair faiz istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan kontrolde yargılama esnasında 2. Aktüer bilirkişisinden alınan rapor uyarınca davalı tarafça asıl alacağa ilişkin olarak her ne kadar ödeme yapılmış ise de davacı vekilinin itirazları kapsamında yeni bir bilirkişiden alınan rapor kapsamında davacı baba … … …’nin 44.377,66 TL, davacı anne … …’nin 71.075,82 TL olmak üzere toplamda 115.453,48 TL destekten yoksun kalma tazminatını davalıdan talep edebileceklerinin belirtilmiş olduğu, davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 20.03.2023 tarihli belirli hale getirme dilekçesinde her ne kadar davalı tarafından 29.11.2021 tarihinde toplam 137.725,44-TL ödenmiş ise de, her iki müvekkili yönünden ödemenin yapıldığı tarihe kadar işleyen yasal faiz düşümü yapıldığında (137.725,44-TL – 8.874,32-TL – 14.213,22-TL olmak üzere) anapara olarak toplamda 114.637,9-TL ödeme yapıldığı hal böyle iken Sayın Bilirkişi tarafından en son yapılan hesaplamaya göre anapara toplamı 115.453,48-TL olduğuna göre, ödenen 114.637,9-TL mahsup edildiğinde bakiye 815,58-TL’nin de ödenmesi gerektiğinden bahisle davalı tarafından dava açıldıktan sonraki tarih olan 29.11.2021 tarihinde kısmen yapılan 137.725,44-TL’nin öncelikle faiz alacaklarından, daha sonra asıl alacaklarından düşümü nedeniyle, faiz dışında kalan ödeme tutarı olan 114.637,9-TL yönünden karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesine, bakiye 815,58-TL yönünden ise temerrüt tarihi olan 29.11.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiliyle müvekkillerine ödenmesine ilişkin talebi doğrultusunda işbu talep ile bağlı kalınarak davacı baba davacı baba … … …’nin 44.377,66 TL , davacı anne … …’nin 71.075,82 TL destekten yoksun kalma tazminatlarını davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan 28.08.2019 tarihinden sonra yasal olan 8 iş günlük sürenin geçmesi akabinde davalının 10.09.2019 tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile işbu tarihten itibaren davacıların yasal faiz talebinde bulunabilecekleri kabul edilmiştir.
Bu kapsamda; mahkememizce TBK m. 100 hükmü uyarınca yapılan hesaplamada;
Davacı … … …’nin 44.377,66 TL olan asıl alacağına davalının temerrüt tarihi olan 10.09.2019 tarihinden ödeme tarihi olan 29.11.2021 tarihine kadar geçen 811 gün için yıllık %9 yasal faiz uygulandığında davacının 8.874,32 TL işlemiş faiz talep edebileceği işbu hali ile toplamda ödeme tarihinde 53.251,98 TL alacağı olduğu,
Davacı … …’nin 71.075,82 TL olan asıl alacağına davalının temerrüt tarihi olan 10.09.2019 tarihinden ödeme tarihi olan 29.11.2021 tarihine kadar geçen 811 gün için yıllık %9 yasal faiz uygulandığında davacının 14.213,22 TL işlemiş faiz talep edebileceği işbu hali ile toplamda ödeme tarihinde 85.289,04 TL alacağı olduğu,
Davacıların ödeme tarihi itibari ile toplam alacak tutarının (85.289,04 TL + 53.251,98 TL=) 138.541,02 TL olduğu, davalının ödeme yaptığı tutar olan 137.725,44 TL’nin düşümü halinde davacıların bakiye 815,58 TL alacaklarının kaldığı tespit edilmiştir.
İşbu açıklama uyarınca TBK m.100 hükmü uyarınca davalı tarafça yapılan ödemenin öncelikle davacıların faiz alacaklarından düşülmesi gerektiğinden davalının yapmış olduğu ödeme üzerine davacıların eksik 815,58 TL alacaklı oldukları sabit olmakla işbu alacak tutarı eşit şekilde (815,58 TL /2) hesaplanarak her bir davacının davalıdan bakiye 407,79 TL asıl alacaklı oldukları kabul edilmiş olup davacılar vekili tarafından her ne kadar alacağın tamamı ödenmediği için hüküm tarihine en yakın tarihli değerler üzerinden bakiye alacaklarının hesaplanması istenilmiş ise de davalının yapmış olduğu ödeme akabinde davacıların toplamda 815,58 TL alacaklarının kalmış olduğu görülmekle hüküm tarihine en yakın hesaplama yapılmasının hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olacağı ve hakkaniyete aykırı olacağı kabul edilmek sureti ile davacıların hesaplama yapılması taleplerinin reddine karar verilerek işbu bakiye alacak tutarı üzerinden hüküm kurulmuş olup davalının yargılama esnasında yapmış olduğu ödeme yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri başlıklı 331. Maddesinin 1. Fırkasının “(1) Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca davacıların davanın açılmasında haklı oldukları, davalının yargılama esnasında ödeme yapmış olduğu hususu da göz önünde bulundurulduğunda dava değeri olarak belirli hale getirilen davacı … … … için 44.377,66 TL, davacı … … için 71.075,82 TL olan dava değeri üzerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti hesaplaması yapılmış olup, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunmaması, ihtiyari dava arkadaşlığının bulunması ve her davacının davasının ayrı bir dava konusu oluşturması sebebiyle ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
A-) Davacı … … …’nin davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile;
1- 14.06.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı olarak davalıdan 44.377,66 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve işbu asıl alacağına temerrüt tarihi olan 10.09.2019 tarihinden yargılama esnasında yapılan ödeme tarihi olan 29.11.2021 tarihine kadar geçen sürede 8.874,32 TL işlemiş faiz talep edebileceği işbu hali ile toplamda 53.251,98 TL alacaklı olduğunun tespiti ile davalının yargılama esnasında yapmış olduğu ödeme kapsamında 52. 844,19 TL bakımından konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının bakiye 407,79 TL destekten yoksun kalma tazminatına temerrüt tarihi olan 10.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi isteminin reddine,
B-) Davacı … …’nin davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile;
1- 14.06.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı olarak davalıdan 71.075,82 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve işbu asıl alacağına temerrüt tarihi olan 10.09.2019 tarihinden yargılama esnasında yapılan ödeme tarihi olan 29.11.2021 tarihine kadar geçen sürede 14.213,22 TL işlemiş faiz talep edebileceği işbu hali ile toplamda 85.289,04 TL alacaklı olduğunun tespiti ile davalının yargılama esnasında yapmış olduğu ödeme kapsamında 84.881,25 TL bakımından konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının bakiye 407,79 TL destekten yoksun kalma tazminatına temerrüt tarihi olan 10.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi isteminin reddine,
C-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 7.886,63-TL karar ilam harcının başlangıçta peşin olarak alınan 512,33-TL ile yargılama esnasında ıslah harcı olarak alınan 1.460,00-TL olmak üzere toplam 5.914,3‬0-TL’den mahsubu ile eksik kalan 1.972,33-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
D-)Davacı … … yargılama esnasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 11.372,13 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı … …’ye verilmesine,
E-) Davacı … … … yargılama esnasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı … … …’ye verilmesine,
F-)Davacılar tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 2.034,53- TL ( başvurma, vekalet harcı, peşin harç ve ıslah harcı), davetiye- posta gideri: 570,00-TL, bilirkişi ücreti 3.100,00TL olmak üzere toplam 5.704,53-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
G-)Davacılar tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
H-)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
I-)Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.360,00TL nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde … Mahkemesine İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 23/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.