Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/421 E. 2021/771 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/421 Esas
KARAR NO : 2021/771

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2020
KARAR TARİHİ : 09/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya nakliye hizmet verdiğini, buna ilişkin olarak faturalar düzenlediğini, müvekkilinin taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden dolayı davalıdan 6.925,59TL alacaklı olduğunu beyan ederek, 6.925,59TL’nin 31/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek cari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce, davalı tarafa dava dilekçesi ve ekleri usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Mahkememizce, davalı tarafın şahıs şirketi olduğu görülerek, davanın görülmesinde mahkememizin görevli olduğuna karar verilmiştir.
Mahkememizce davacı tarafından, davalı tarafa düzenlenen faturaların bedellerinin 5.000,00TL altında olması nedeniyle ve 5.000,00T’nin altındaki faturalar için bağlı olunan vergi dairesine beyan alış formu ile bildirimde bulunma zorunluluğu olmadığından, davalının BA formları celp edilmemiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişice inceleme yapılmak suretiyle dava tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporu alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporunda özetle; davacının 2019 yılına ait defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, kapanış tasdiklerinin zamanında yapılmadığı, TTK’nın 64 ve 65.maddeleri uyarınca davacının defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığı, davacının defterlerine göre 2019 yılında davalıya 7 adet toplam bedeli 11.353,51TL olan faturaların düzenlendiği, davalının davacıya toplamda 7.150,94TL ödeme yaptığı, davacının defterlerine göre davalıdan 4.202,57TL alacaklı olduğu, davacının defterleri ile cari hesap tablosunun uyuşmadığı, cari hesap tablosunda davalı tarafından yapılan 1.539,92TL ve 1.000,00TL tutarlı ödemelerin yasal defterlerde kayıt altına alınmadığı ifade edilmiştir. Alınan bilirkişi ek raporunda ise, davalının 2019 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, defterlerin ilgili mevzuat uyarınca usulüne uygun olarak tutulduğu, davalının defterlerine göre dava tarihi itibariyle davacıya herhangi bir borcunun olmadığı ifade edilmiştir.
Dava, davacı tarafından davalıya düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacak davasıdır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/2 maddesi gereğince ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması ile aynı maddenin 3. fıkrası gereğince ticari defter ve kayıtlarının sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği belirtilmektedir.
Davaya konu edilen faturalara konu malın teslimi olgusunu satıcının tek taraflı düzenlediği faturalar ile ispatı mümkün olmayıp, teslime dair alıcı tarafça imzalı irsaliyeleri de sunması gerekmektedir. Bununla birlikte, mal tesliminin ispatının tek yöntemi bu olmayıp, imzalı irsaliye sunulmamakla birlikte eğer bahse konu faturalar benimsenerek bizzat alıcının ticari defterlerine kayıt edilmiş ise bu durumda artık satım sözleşmesinin yapıldığının, satıma konu fatura içeriklerinin ve malların teslim edildiğinin kabulü zorunlu olup, bu husus Yargıtay’ ın yerleşmiş içtihatları ile de istikrarlı bir şekilde vurgulanmaktadır. (Bu yönde bknz…Yargıtay 19.HD. 2016/5355 E.-2017/2575 K., 2016/3391 E.- 2016/14472 K., 2016/4293 E.-2016/15075 K…)
Mahkememizce tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirmeler sonucunda; davacının 2019 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının kapanış tasdiklerinin zamanında yapılmadığı, bu nedenle sahibi aleyhine delil niteliği olduğu, davalının defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve davacı tarafından düzenlenen 3 adet faturanın kayıt altına alındığı ve yine bu faturaların bedellerinin ödendiği, bu ödemelere davacının da cari hesap ilişkisinde yer verdiği, davalının bu nedenle defterlerinde kayıtlı olan faturalardan dolayı borcunu ödediğine mahkememizce karar verilmiş ve davacı vekilinin dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı görülmekle, davacı vekiline yemin delili hatırlatılmış ve sunulan yemin metni doğrultusunda davalı tarafından 2019 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının gerçeği yansıttığına, davacıya borcunu ödediğine dair yemin edildiğinden, davacının davaya konu alacak iddiasını ispatlayamadığına kanaat edilerek, davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının Davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL red harcından peşin alınan118,28TL peşin harçtan düşülmesi ile artan 58,98TL karar ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00TL nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına.
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
09/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır