Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/41 E. 2022/42 K. 21.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/41 Esas
KARAR NO : 2022/42

DAVA : İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/01/2020
KARAR TARİHİ : 20/01/2022
DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasından, 120.000 USD bedelli , 15/02/2016 tanzim tarihli, düzenleme yeri İstanbul olan 15/02/2017 vade tarihli senede istinaden toplam 125.245,48 USD alacak için kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını ve müvekkilinin mallarına haciz konulduğunu, başlatılan takibin usulsüz olduğunu, senedin imza atılan boş kağıtların sonradan doldurulması suretiyle oluşturulduğunu, bu nedenle takibin iptali için İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesine dava açtıklarını, mahkemenin …Esas… Karar no ile davayı karara bağladığını ancak dosyanın istinaf aşamasında olduğunu, takibe konu bononun senet vasfını taşımadığını, alacaklı ile borçlu arasında alacak-borç ilişkisinin bulunmadığını, söz konusu senet incelendiğinde; beyaz bir kağıda müvekkilinin 3 adet imzasının bulunduğunun görüleceğini, bu imzaların üzerinin sonradan doldurulduğunu, müvekkilinin imzalı kağıtlarını, kendisine çıkacak kredide kullanmak üzere alan ve geri vermeyen, …A.Ş Ümraniye Tavukçular şubesi müdür olan alacaklı …’ın kardeşi banka müdürü Kamil akın ve alacaklı … hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu,… CBS’nin … soruşturma no ile evrak oluşturulduğunu, söz konusu belgede tanzim tarihi ve yeri olarak yazılı belirtilen alanda “15/02/2016/ İstanbul” yazılı olduğunu, oysa müvekkilinin bu tarihte Türkiye’de bulunmadığını, 13/02/2016 günü ülkeden çıkış yaptığını, kambiyo senedi vasfı taşımaması nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ayrıca, taraflarınca takibin iptali için açılan İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası nedeniyle 02/05/2018 tarihinde 95.500 TL tutarlı teminat yatırdığını, ancak İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile bu tutara da haciz konulduğuna dair yazı tebliğ edildiğini, bu nedenle teminat olarak yatırılan iş bu bedelin de ihtiyati tedbir yolu ile ödemesinin durdurulması gerektiğini, ihtiyati tedbir kararı verilmez ise davalı yanın haksız olarak müvekkilinde parayı tahsil etmesinin kesinleşeceğini ve istirdada konu olacağını bu nedenle icra dosyasına yatırılan 95.000 TL bedelli teminatın 02/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının menfi tespit ile ayrıca 95.500 TL tutarın istirdadına karar verilmesini talep ettiğini, arabuluculuk başvurusu yapılmadığını, harcın eksik yatırıldığını, davacı tarafın Türkiye’de mutas meskeninin olmaması nedeniyle HMK 84 gereğince teminat yatırılması gerektiğini, davanın süresinde açılmadığını, İİK’nın 72/7 nolu bendine göre istirdat davasının ödeme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu oysa İstanbul … İcra Müdürlüğünün takip dosyasına yatırılan 95.000 TL’nin 11/01/2019 tarihinde alacaklı tarafa ödendiğini, davanın ise 15/01/2020 tarihinde açılması nedeniyle 1 yıllık sürenin geçirildiğini, davacı tarafından bahsetmiş olduğu savcılık dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, davalının kardeşi olan …’ın …’ta değil …Bankası Ümraniye Tavukçuyolu şubesinde 14 yıldır müdür olarak görev yaptığını, davacının, davalının kardeşinin çalıştığı bankaya kredi başvurusunda bulunmadığını, senedin düzeleme tarihinde davacının Türkiye’de olmaması sebebiyle senedin kambiyo vasfına haiz olmadığı iddiasının yersiz olduğunu, nitekim aynı senetle ilgili olarak davacı tarafından açılan İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin… Esas ve … Karar nolu ilamında da bu hususun açıkça vurgulandığını, davacı ile davalının arkadaş olup davacının işlerinin iyi gitmediği dönemde müvekkilinin davacıya borç para verdiğini, karşılığında da imzası inkar edilmeyen senedin müvekkiline teslim edildiğini, davacının iddiasını yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, senet üzerinde birden fazla borçluya ait imza bulunmasının bono vasfını değiştirmeyeceğini belirterek davanın reddine ve haksız- kötüniyetli borç inkarı nedeniyle %20 tazminata hükmedilmesini istemiştir .
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas nolu dosyasına konu edilen bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile ayrıca İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas nolu dosyası kapsımında davacı tarafından yatırılan 95.500 TL teminatın, söz konusu icra dosyası nedeniyle üzerine haciz konulması dolayısıyla icra dosyasından bu miktarın davalıya ödenmesi nedeniyle, bu miktarın istirdadına ilişkindir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğünün…Esas nolu dosyası, İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas nolu dosyası,…CBS’nin … soruşturma sayılı dosya, müzekkere cevapları.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas nolu dosyası alınıp incelendiğinde, … tarafından … hakkında 15/02/2016 tanzim, 15/02/2017 vade tarihli 120.000 USD’lik bonoya dayalı olarak , 120.000 USD’si asıl alacak, geri kalanı işlemiş faiz ve komisyon bedeli olmak üzere toplam 125.245,48 USD’nin tahsili için kambiyo senetlerine dayalı takip başlatıldığı, takibe dayanak yapılan bono incelendiğinde, borçlu kısmında … isminin yazılı olup 3 adet imza bulunduğu, tanzim yeri ve tarihinin 15/02/2016 / İstanbul olduğu, belgede lehtar kısmında …’ın isminin yazılı olduğu, vade tarihinin 15/02/2017 tutarın ise 120.000 USD olduğu görülmüştür.
İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin… Esas nolu dosya alınıp incelendiğinde, davacı tarafından … hakkında takibin taliki veya iptali talebiyle dava açıldığı, mahkemece 12/04/2018 tarihinde yapılan tensip tutanağının 7 nolu bendinde “İcra dosya alacağı toplam miktarı olan 477.135,18 TL üzerinden %20 oranında nakdi veya muteber bir bankanın teminat mektubunu icra dairesine yatırıldığı takdirde takibin geçici durdurulmasına” şeklinde karar verildiği, mahkemece alınan 25/06/2018 tarihli ara kararında ise tensip tutanağındaki 7 nolu bentteki karardan dönülerek toplam alacak miktarının %100’ü oranında teminat yatırması koşuluyla takibin geçici durdurulmasına karar verildiği, icra dosyası içerisinde bulunan alacaklı vekilinin 04/07/2018 tarihli dilekçesinde ise icra hukuk mahkemesince 95.500 TL teminat yatırılmasına ilişkin ara kararından dönüldüğü belirtilerek söz konusu teminata haciz konulmasının talep edildiği, söz konusu paranın 11/01/2019 tarihinde icra dairesince alacaklıya ödendiği, mahkemece yapılan yargılama sonunda “senedin tedavüle çıkartılırken tamamen doldurulmuş olması gerekmeyip , sonradan doldurulmasının mümkün olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği ayrıca senedin düzenleme tarihinin ise gerçek tanzim tarihi olmak zorunluluğu bulunmadığı , davacının iddialarının yazılı belge ile kanıtlayamadığı” denilerek davanın reddine karar verildiği, kararın davacı vekilince istinafa götürüldüğü, İstanbul Bölge Adliyesi 22. Hukuk Dairesinin 10/07/2020 tarih 2019/2774 Esas 2020/1492 Karar nolu ilamı ile istinaf talebinin reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı vekilince temyiz yoluna gidildiği, Yargıtay 12. HD’nin 11/03/2021 tarih 2020/7454 Esas 2021/2766 Karar nolu ilamı ile istinaf kararının onandığı ve böylelikle icra mahkemesine ait kararın kesinleştiği görülmüştür.
Dava, menfi tespit davası olup, istirdada konu olan kısım icra hukuk mahkemesinde teminat olarak yatırılan paraya , icra dosyasınca haciz konulması neticesinde, teminat olarak yatırılan paranın davalıya ödenmesi nedeniyle istirdadı istenildiğinde, Yargıtay 19. HD’nin 2020/85 Esas , 2020/454 Karar nolu ilamı gereğince dava, alacak ve tazminat istemine ilişkin olmadığından , zorunlu arabuluculuğa tabi değildir.
Davalı taraf HMK 84 gereğince davacının teminat yatırması gerektiğini iddia etmiş ise de senet üzerindeki adres, icra hukuk mahkemesinde esas alınan adresler, davacıya ait Türkiye’de taşınmaz bulunduğu dikkate alınarak teminat yatırılması gerekmediği sonucuna varılmıştır.
Davalı istirdatla ilgili olarak hak düşürücü süre iddiasında bulunmuş ise de , istirdat istemine konu edilen miktarın icra hukuk mahkemesince verilen tedbir kararının teminatı olarak yatırılması nedeniyle hak düşürücü süre geçmediğinden buna yönelik itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
… CBS’nin… soruşturma sayılı dosyası incelendiğinde, … tarafından … ve… hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, dilekçede …’ün … ile ticaret yaptığını, …’ın banka şube müdürü olan …kanalı ile , firması olan… Tekstil….Ltd. Şti için T… Bankası Tavukçuyolu şubesinden kredi kullandığını, …’ın krediye kefil olması için …’e başvurduğunu, kefalet için gerekli evrakların …tarafından hazırlanarak Amerika’ya gönderildiğini ve işaretli yerleri imzalaması istediğini, şikayet edenin de imzalayarak evrakları geri gönderdiğini, boş kağıtlara imza attığını, imzalı boş kağıtların davalıların elinde olduğunu, hatta müvekkiline ait bir gayrimenkulün de ipotek edildiğini , borç bittikten sonra da ipoteğin kaldırıldığını, …’ın değiş ortamlarda müvekkiline yönelik olarak elinde boş kağıda atılı imzaların bulunduğunu, gerekirse kullanacağını söylediğini belirterek şikayet ettiği , savcılık tarafından bankaya yazı yazılarak kefaletle ilgili evrakların istendiğini, 17/02/2015 tarihli banka cevabi yazısında … Tekstil ….Ltd. ŞTi firması lehine … tarafından verilen kredi bulunmadığının bildirildiği, savcılık tarafından yapılan soruşturma akabinde 11/03/2016 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararda; atılı suçun boş kağıtlara atıldığı iddia edilen imzalar ya da kağıtların kötüye kullanımı ihtimalinden ibaret olduğu, bu evrakların resmi işlemlerde kötüye kullanıldıklarına dair iddia ve delil bulunmadığı, bu haliyle hukuki mesele kapsamında bulunduğu belirtilerek bu şeklide karar verildiği görülmüştür.
Davacı taraf dava dilekçesinde , ihtiyati tedbir talebinde bulunarak icra takibinin durdurulmasını talep etmiş ise de, 17/01/2020 tarihli ek karar ile takipten sonra açılan menfi tespit davalarında takibin durdurulmasına karar verilmeyeceğinden bahisle tedbir kararı reddedilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde iddia etmiş olduğu kredi sözleşmesi uyarınca müvekkiline ait taşınmazın ipotek edildiğini belirtmesi nedeniyle ilgili tapu müdürlüğüne yazı yazılarak taşınmaza ait tapu kaydı, ipotek belgesi, ipotek talepnamesi ile ilgili evrakların gönderilmesi istenilmiş, incelendiğinde, Düzce Akçakoca ilçesinde bulunan … Ada … nolu parseldeki … nolu bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı olduğu 02/07/2013 tarih …yevmiye nolu işlem ile … Bankası lehine 250.000 TL limitle ipotek konulduğu, söz konusu ipoteğin 26/03/2015 tarihinde… yevmiye nolu işlem ile terkin edildiği, 02/07/2013 tarih …yevmiye nolu akit tablosu incelendiğinde … adına…’un vekaleten …Bankası lehine ipotek tesis edildiği, banka adına işlemleri vekaleten …’ın yaptığı, söz konusu ipoteğin … Tekstil Gıda Sağlık Ürünleri Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti lehine verildiği, daha sonra …Bankası A.Ş’nin 12/03/2015 tarihli talebi üzerine ipoteğin fek edildiği görülmüş bunun üzerine ilgili bankaya yazı yazılarak ilgili evraklar da yazıya eklenerek … Tekstil …Ltd. Şti’nin bankaya kredi başvurusu yapıp yapmadığı, bu kapsamda bankaya ne gibi evrakların sunulduğu, söz konusu ipotek evraklarının niçin düzenlendiği ve …’ın kim olduğu sorulmuş, cevabi yazı incelendiğinde, …Tekstil Şirketinin… Caddesi şubesinde hesabının bulunduğunu, söz konusu taşınmazın bu şirketin 30/07/2013 tarihli tahsis kararı ile kullandırılan kredilerine karşılık teminat olarak alındığını, …’ün ipotek veren tapu maliki olduğunu,…’ın banka adına işlem yapmaya yetkili kişi olduğunu, 11/03/2015 tarihinde çıkış yapıldığından ipoteğin aktif olmadığını, …’ın 11/06/2004 tarihi itibariyle bankalarda çalıştığının bildirildiği görülmüştür.
Davacı taraf kredi için bankaya imzalayarak ibraz etmiş olduğu belgenin senet haline getirildiğini iddia etmiş ise de, 6102 sayılı TTK’nın 776 . Maddesinde bononun unsurları sayılmıştır .buna göre bono veya emre yazılı senet a-Senet metninde bono veya emre yazılı senet kelimesini ve senet Türkçe’den başka bir dilde yazılmış ise o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi, b-Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedelin ödemek vaadiyle, c-Vadeyi , d-ödeme yerini, e- kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adını , f-düzenleme tarihini ve yerini, g-düzenleyenin imzasını içermesi gerekmektedir. Dava konusu edilen senette sayılan unsurların tamamı mevcuttur. Keşidecinin senedin düzenleme tarihinde düzenleme yerinde bulunmaması bononun kıymetli evrak vasfını ortadan kaldırmaz.
Davacı taraf kredi başvurusu için imzalamış olduğu evrakın senet haline getirildiğini iddia etmiş ise de bu iddiasını ispatlamayamamıştır.
Davacının iddiasını anlaşmaya aykırı olarak doldurulan senet olduğu hususu değerlendirildiğinde ise; TTK’nın 778. Maddesiyle bonolarda da uygulanması gereken TTK 680. Maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesi mümkündür. Bu tür bir bono düzenlenirken veya tamamen doldurulmamış bir bono tedavüle çıkarılırken anlaşmalara aykırı olarak doldurulduğu yazılı belge ile ispat olunmadığı sürece bono üzerinde yazılı olan rakam, yazı, tanzim ve vade tarihleri gerçekliğini ve varlığını koruyacaktır. Bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğunu ispat yükü davacı taraftadır ve bu iddianın yazılı delil ile ispatlanması gerekmektedir. Davacı iddialarını ispatlayan kesin delil sunamamıştır. Delil listesinde yemin delili olması nedeniyle davacıya davalı tarafa yemin teklifine hakkı olduğu hatırlatılmış ancak davacı taraf yemin delilini kullanmayacağını bildirmiştir. Davacı davasını ispat edemediğinden aşağıdaki şekilde davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı taraf kötüniyet tazminat talebinde bulunmuş ise de , mahkememizce verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin aşağıdaki şekilde reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalının %20 tazminat talebinin reddine,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 54.010,57 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
6-Bu dava sebebiyle 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan (davada 170,80 TL + tamamlama harcı 12.395,82 TL + tamamlama harcı 1.622,36 TL olmak üzere toplam ) 14.188,96 TL’den mahsubu ile fazla alınan 14.108,26 TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/01/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸