Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/398 E. 2020/539 K. 06.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/398 Esas
KARAR NO : 2020/539

DAVA : Denetçi Tayini
DAVA TARİHİ : 04/08/2020
KARAR TARİHİ : 05/11/2020

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde, Davalı .…A.Ş.’nin ertelenen Genel Kurul tarihinin 04/05/2020 olduğunu, şirket sermayesinin 301.235.327,66 TL olduğunu, toplam 30.123.532.766 adet hisseden ibaret olduğunu, müvekkili …’in 29.117.962,27 TL’lik toplam 2.911.796.227 adet hissesinin sahibi olduğunu, TTK m.439/1. fıkrasında aranan “paylarının itibari değeri toplamı en az bir milyon Türk Lirası olan pay sahibi” olmak şartını fazlasıyla yerine getirdiğini, azınlık tarafından genel kurulda, “özel denetçi tayini talebi” usulüne uygun olarak yapıldığını, yönetimde bulunan çoğunluk tarafından bu talep reddedildiğini, dava açma şartı yerine geldiğini, 04/05/2020 tarihli Genel Kurul Tutanağı sayfa 13, Madde 3’te; Davacı … Vekilinin “Özel Denetçi” tayini talebinde bulunduğu ve bu talebin çoğunluk hissedarın oyları ile reddedildiğini, müvekkilinin bilgi alma ve inceleme hakkını kullanarak davalı şirket yönetim kurulu’ndan çeşitli konularda açıklama talep ettiğini, davalı şirketin 26/03/2020 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurulunun müvekkili ve bazı hissedarların talebi doğrultusunda ertelendiğini, erteleme talep edilmesinin nedeninin davalı şirketin Yönetim Kurulu Faaliyet Raporunun kapsamı, şirketler topluluğu hakim ortak/bağlı ortak konusunda doğru olmayan hususlar içermesi, bağımsız denetçi raporu, bilanço ve gelir tablosu ile diğer finansal tabloların hesap verme ve dürüst resim ilkelerine uygun olmaması ve yeterli açıklık içermemesi olduğunu, Ertelenen Genel Kurul sonrasında Davalı Şirket Yönetim Kurulu Adına Başkan …’a Müvekkili adına gönderilen ihtarname ile bazı somut konularda detaylı bilgi talep edildiğini, müvekkili … adına Beyoğlu …Noterliği vasıtasıyla 13 Nisan 2020 tarih ve …Yevmiye Numaralı ihtarname gönderildiğini İhtarname ile Davalı Şirketin …Enerjiden aldığı 166.662.208 TL’lik borca ve …Enerjiye verdiği 98.637.021.- TL karşılığı Amerikan Doları borca ilişkin bilgi talep edildiğini, bu borçlanmaların kaynağının neden … olduğunu ve Vergi Usul Kanunu m.359 uyarınca hesap ve muhasebe hilesi teşkil edebilecek bu yolu izlemenin bir sebebi olup olmadığının açıklanması talep edildiğini, Davalı şirkete ait İzmir ili Urla İlçesindeki gayrimenkullere ilişkin Bağlılık Raporuna yansıyan fahiş satış bedelleri ile ilgili açıklama talep edildiğini, Davalı şirkete ait Hadımköy Arnavutköy arazileri ile ilgili bilgi istendiğini,… A.Ş. hisselerinin 3.kişi ortaktan Davalı Şirket tarafından satın alınması ve akabinde ile yapılan birleşme hakkında bilgi talep edildiğini, şirket değerinin tespitinde kullanılan değerleme kuruluşu ve mali müşavir raporlarının paylaşılması talep edildiğini, Davalı Şirket aleyhine açılan davalar hakkında bilgi istendiğini, Faaliyet Raporuna şirketin şirketin öz kaynağının negatif olarak, -519.945.191.-TL yansımasının karşısında bir ara bilanço ile şirketin öz kaynaklarının (+) 309 milyon TL’na çıktığı iddiası hakkında bilgi ve dayanılan raporların Müvekkillere iletilmesi talep edildiğini,Bağımsız Denetçinin geçmiş yıllarda da verdiği gibi Şirket hakkında “sınırlı olumlu görüş” vermesi nedeniyle bu hususu düzeltmek için Davalı Şirketçe ne yapıldığı sorulmuş, ihtarnameye …’ın Beyoğlu … Noterliği 29 Nisan 2020 tarihli… Yev Nolu ihtarname ile cevap verdiğini, …’tan alınan cevapta bir çok belge/bilgi talebinin hiç yanıtlanmadığını, bir kısmının ise son derece yüzeysel bir şekilde geçiştirildiğini, …’ın, 2019 Faaliyet Yılına İlişkin bilgi/belge taleplerinin büyük çoğunluğunu yanıtlamaktan kaçındığını, cevap verdiği hususlarda genel geçer ifadeler ile kullandığını, 04/05/2020 tarihli Genel Kurulda bu kez Divan Başkanı huzurunda sözlü olarak tekrar sorulduğunu, ancak yine aynı tavrını tekrarladığını, Müvekkilin taleplerine yeterli kapsamda ve açıklıkta cevap vermediğini, davalı şirket tarafından hesap verme ve dürüstlük ilkelerine aykırı davranılmaya devam edildiğini, müvekkilinin bilgi alma ve inceleme haklarını kullanmak için azami çabayı sarfetttiğini, müvekkillinin makul bilgi taleplerini karşılamadığını, TTK m.438 doğrultusunda Genel Kurul’dan “özel denetçi” tayin edilmesi talep edildiğini, bununla birlikte belirli olayları açığa kavuşturulmasını amaçlandığını, özel denetçi tayini talebinin, Yönetim Kurulu Başkanı olan …’ın çoğunluk oyları ile reddedildiğini, yönetim kurulu üyelerinin kanun ve ana sözleşmeyi ihlal ettiklerini, Davalı Şirket Yönetim Kurulu Başkanı’nın pay sahiplerinden bilgi gizlemesi Kanuna aykırı olduğunu, …Hisselerinin satın alınması hakkında Yönetim Kurulu Başkanı, finansal tablolarda yer alan önemli bir kalemin nasıl elde edildiğini, satın alınan şirket hissesinin değerinin nasıl tespit edildiğini pay sahiplerine açıklamaktan kaçındığını, Pay sahiplerinden “Ticari sır”, “şirket sırrı” ve sair bahaneler altında milyonlarca Liralık şirket varlıklarının satışı ya da milyonlarca Lira harcama hakkındaki bilgilerin gizlenemeyeceğini, bu durumun pay sahiplerinin Genel Kurul’da denetim yapma imkanı tamamen ortadan kalkmış olacağını, … – … Enerji – …A.Ş. arasındaki milyonlarca ABD Doları tutarındaki para trafiği olduğunu, Pay sahibi olarak müvekkilinin sermayesi kullanılarak yapılan bu işlemler hakkında bilgi alınmaya çalışıldığını, soruların her defasında yeterli olmayan şekilde cevaplandığını, …’ın …’ye doğrudan borç vermediğini, birbirini takip eden borçlanma işlemlerinin tercih edildiğini, bu durumun Şirketlerin ticari işleyişine uygun olmadığını, yapılan para transferlerinin vergi mevzuatına aykırı olduğunu, şirketin sahip olduğu urla’daki gayrimenkuller fahiş değerden bir başka şirkete devredildiğini, Şirketin Urla’daki 33 adet gayrimenkulünün KDV hariç 185.027.255 TL bedel üzerinden…A.Ş.’ne satıldığı belirtildiğini, davalı şirket tarafından, satışa konu taşınmazlar için TSKB’den 31.07.2018 tarihli bir değerleme raporu alındığını, raporda taşınmazların değerini 108.369.000 şeklinde tespit edildiğini, raporun üzerinden 3 aylık bir süre geçmesine rağmen davalı şirketçe aynı taşınmazlar ile ilgili … …A.Ş.’nden tekrar rapor alındığını, …’un hazırlamış olduğu 30.10.2018 tarihli değerleme raporunda taşınmazların değerinin 184.627.000 TL olarak tespit edildiğini, Bu rakam, 3 ay önce TSKB tarafından hazırlanan rapordaki değerden %70 daha fazlası olduğunu, 3 ay içinde aynı gayrimenkullerin 76,2 milyon TL değer kazanması ticari olarak mümkün olmadığını, …Yapı A.Ş., Haziran 2019’da…ve …A.Ş. adında iki şirketten yeniden değerleme raporu aldığını, Bu raporlarda …, Ekim 2018’de bulduğu bedeli neredeyse aynen tekrarladığını, gayrimenkullere 184.621.000 TL değer biçtiğini, … ise taşınmazların değerini 185.433.510 şeklinde hesapladığını, bu iki şirketin değerleme raporlarına ortalamasını alarak gayrimenkulleri 185.027.255 TL bedel üzerinden … A.Ş.’ne sattığını, müvekkilinin …A.Ş.’ne 33 adet taşınmazın “hızlı satış bedelinin” değerini tespit ettirdiğini, bu değer toplamda 110 milyon TL olarak saptandığını, DENGE tarafından tespit edilen değer ile Soyak Yapı A.Ş.’ne ödenen bedel arasında 75.000.000 TL fark olduğunu, daha sonra müvekkilinin Lider ….A.Ş!’den tüm taşınmazları, …A.Ş’den ise sadece en değerli 16 adet taşınmazı değerlendirdiğini, Tespit edilen değerlerin, DENGE ’nin öngördüğü rakamlardan dahi düşük çıktığını, LİDER’in bulduğu hızlı satış değerinin 95.485.000 TL, ARTI ‘nın ise 68.655.000 TL olduğunu, Davalı Şirketin 33 adet Gayrimenkulü piyasa rayicinin çok çok üstünde bir bedelle (75.000.000 TL ila 116.372.255 TL) satıldığını, ihtarname ve gerek de Genel Kurulda yöneltilen sorular ile … ve …’a yaptırılan değerleme ile hem TSKB hem de müvekkilince yaptırılan 3 farklı değerleme raporu ile arasındaki değer farkların açıklanması talep edildiğini, ancak Yönetim Kurulu Başkanı … ve … şirketinin raporlarının uygun olduğunu tekrarlamakla yetindiğini, davalı şirketin Arnavutköy (Hadımköy)’deki gayrimenkullerinin değerlemesinin çelişkili olduğunu, TSKB tarafından yine Mart 2018 yılında yapılan değerlemede Arnavutköy’deki arsaların değerinin (Pazar yaklaşımı ile) 396 Milyon TL ve acil satış değerinin 340 milyon TL olarak tespit edildiğini, …’a değerlendirme yaptırılarak Arnavutköy’deki arsalara 791.264.650 TL değer biçtirildiğini, Bu bedelin TSKB raporundaki değerin neredeyse iki katı olduğunu, gayrimenkullerin değerinin, gerçek piyasa rayicinin çok üzerinde tespit edildiğini, şirket pay sahibi davacılara “ticari sır” gerekçesi ile Hadımköy projesinin sözleşme tadil metni verilmediğini, davalı Şirket hakkında geçmiş yıllarda olduğu gibi bu sene de Bağımsız Denetçi tarafından “sınırlı olumlu görüş” verildiğini, İhtarnamede Şirketin bu durumu düzeltmeye yönelik ne gibi bir tedbiri olduğu ya da faaliyetler ön görüldüğü sorulduğunu, cevabi ihtarda bu konuya dair yalnızca Bağımsız Denetim raporundan alıntılar eklendiğini, davalı şirket konu hakkında hiçbir açıklamada bulunmadığını, davalı Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı, temsil ettikleri şirketin bir “grup şirketi” iddiasında olduğunu, Bağımsız Denetim Raporunun 2. sayfasında Şirketin 31 Aralık 2019 itibarı ile dönem zararının 51.751.870 TL olduğunu bunun “işletmenin sürekliliğinin devamına ilişkin ciddi şüphe oluşturabilecek önemli bir belirsizliğin varlığını göstermekte” olduğu saptandığını, bu konunun üç Genel kuruldur değişmemiş olması davalı şirkete ihtar edildiğini, yönetim kurulu üyeleri şirketi ve pay sahiplerini zarara uğrattığını, yönetim kurulunun kanuna aykırı hareketleri nedeniyle şirket ile pay sahiplerinin uğradığı zarar ispatlandığını, müvekkilin talebinin TTK m.439 ile uyumlu olduğunu, Genel Kurul Tutanağına geçen Davacı yan muhalefet Şerhlerinde belirtilen nedenlerle finansal tabloları hesap verilebilir, dürüstlük ilkesine uygun ve açık hale getirmediğini, Davalı şirket Yönetiminin beyanları ile ortaya çıkan belirsiz, çelişkili ve TTK emirlerine açıkça aykırı durumun şirketin devamlılığını tehlikeye düşürdüğünü, “Özel Denetçi Tayini” suretiyle şirketin tabi olduğu düzen ve gerçeğe aykırı Bilanço ve Finansal Tablolar hakkında yapılması gerekenlerin incelenmesi ve Rapora bağlanmasını gerekli hale geldiğini, … Yapı A.Ş.’nin 2017 yılında gerçekleştirdiği ve Müvekkiline bilgi vermekten imtina ettiği benzer usulsüz uygulamaları sonrasında da özel denetçi tayin edilmesi istendiğini, bu talebin İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından kabul edildiğini, şirketin 2019 yılı faaliyet raporu, bilanço ve finansal raporlarının incelenmesi ve bunların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususlarında, 3.kişiden satın alınan …hisselerinin 3.kişiden satın alma bedelinin usulüne uygun belirlenip belirlenmediği, … – … Enerji – … A.Ş. arasındaki milyonlarca ABD Doları tutarındaki para trafiğinin usule ve başta Vergi Usul Kanunu olmak üzere mer’i mevzuata uygun olup olmadığı, şirketin Urla’daki 33 adet gayrimenkulünün değerinin önceki raporlardan fahiş derecede yüksek olarak tespit edilmesinin ve bu tespitlerde hep aynı değerleme şirketlerinin kullanılmasının usule uygun olup olmadığı, şirket bilançosunda yer alan sair gayrimenkullerin değerinin önceki raporlardan fahiş derecede yüksek olarak tespit edilmesinin ve bu tespitlerde hep aynı değerleme şirketlerinin kullanılmasının usule uygun olup olmadığı, Şirketin “Arnavutköy(Hadımköy) Projesi”nde arsa sahipleri ile yapılan ve hem pay sahiplerine hem de Bağımsız Denetçi’ye ibraz edilmeyen sözleşmenin finansal tablolara uygun olup olmadığını, Bağımsız Denetçi raporunda yer alan uyarıların yerinde olup olmadığı ve düzeltilme imkanı olup olmadığı hususlarında olmak üzere gerçeği yansıtmayan Faaliyet Raporu, Bilanço ve Finansal Raporların ihtiva ettiği gerçek dışılıklar ciddi bir mahiyet taşımakta olduğundan, şirketin bekası ve alınabilecek olup da alınmamış tedbirlerin irdelenmesi bakımından “Özel Denetçi” tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının 04/05/2020 tarihli genel kurul toplantısında, finansal tabloların gerçeği yansıtmadığını,… İnşaatın paylarının alınması, bedelinin belirlenmesi, Adana arsalarının değerlendirilmesi ve birleşmeye ilişkin özel denetçi talep ettiğini, sadece iki vakıa bakımından özel denetim talebinde bulunduğunu, genel kurulda talep edilmeyen konularda da özel denetçi talebinde bulunduğunu, davacı tarafından talep edilen bu işlemlerin somut vakıa olmadığını, finansal tabloların yerindeliğini özel denetçi vasıtası ile sorgulanmak istendiğini, bunun mümkün olmadığını, … inşaat ile ilgili birleşme konusunun da özel denetçi talebine konu olamayacağını, özel denetçi talebinin somut konularda odaklanması gerektiğini, … inşaat ile birleşme konusunda davacı ortağa her türlü bilgi verildiğini, davacının dava açmakta hukuki menfaatinin olmadığını, özel denetçi talebi şartlarını sağlamadığını, müvekkili …Yapı; … şirketler topluluğu içinde yer aldığını, gayrimenkul geliştirme alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin başarısı ile birbirinden başarılı konut projelerine imza attığını, 2018 yılında paydaşlar arasında ailevi nedenlerle ortaya çıkan anlaşmazlıkların şirketlere yansıtılması ile birlikte topluluk içindeki şirketlere davacının da içinde bulunduğu bir kısım pay sahiplerince 48 adet dava açıldığını, davacı tarafından açılan kötüniyetli davalar sebebiyle şirketler çalışamaz hale geldiğini, …aile şirketlerinin kurucusu…’ın 2012 yılında vefat ettiğini, 2018 yılına kadar bütün finansal tablolar, bilançolar tüm pay sahiplerinin mutabakatıyla onaylandığını, bütün şirketlerin, … Topluluğu’nun bir şirketi olarak ticari faaliyetlerine devam ettiğini, 2018 yılından itibaren azınlık hissedarların birleşerek çoğunluğu oluşturduğu şirketlerde erkek kardeşleri olan müvekkili şirket yönetim kurulu başkanını yönetim kurulu üyeliğinden çıkardığını, toplam 6 şirkette davacı ya da birinci derece kan ve sıhri hısımları (kendisi, eşi ve çocukları) veya hakimiyetleri altında çalışan profesyonelleri, yönetim kurulu üyesi seçildiğini, …şirketler topluluğu müteveffa … ailesinin yani eşi, çocukları ve kardeşinin hissedarı olduğu aile şirketleri olduğunu, müvekkil şirketin… şirketler Topluluğu içinde yer aldığını, müvekkili şirket yönetim kurulu üyelerinin ve ortakların müvekkili şirketteki bütün işlerden haberdar olduğunu, davacının özel denetçi tayini istediği konu ve gerekçelerle 04/05/2020 tarihli genel kurul da alınan kararların iptalini istediğini, davacının hakkında özel denetçi tayini talep ettiği gayrimenkullerin değerleri konusunda bir bilgi eksikliğinin bulunduğundan veya şirkete bu konuda yönelttiği sorular karşısında şirketin kendisine yetersiz veya eksik bilgi verdiğinden veya sahip olduğu bilgileri sakladığından bahsetmenin mümkün olmadığını, davacının elindeki bilgilerle pay sahipliğinden kaynaklanan başkaca davaları açabilecek durumda olduğunu, 04/05/2020 tarihli genel kurul da özel denetim yapılmasına konu olan ve açıklığa kavuşturulması talep edilen olaylarla ilgili özel denetçi talebine konu edilen bilgilerin konu ve kapsamlarının örtüşmediğini, 04/05/2020 tarihli genel kurulda finansal tabloların ve .…A.Ş birleşmesi ile ilgili olarak özel denetçi atanması talebi oylanarak reddedildiğini, dava dilekçesinde yer alan diğer talepler hakkında genel kurulda herhangi bir talep ileri sürülmediğinden oylamada yapılmadığını, müvekkili şirket adına yönetim kurulu başkanı …’ın 29/05/2020 tarihli cevabi ihtarname ile vermiş olduğu 16 sayfalık cevaplarla, açıklama talep edilen her bir konu hakkında davacıya doyurucu şekilde bilgi verildiğini, talep edilen yönetim kurulu kararı paylaşıldığını, ancak başka şirketlere ait ticari sır niteliğindeki bilgiler davacı ile paylaşılmadığını ancak davacının hissedarı olduğu müvekkili şirket hakkında detaylı bilgi verildiği, buna rağmen davacının müvekkili şirket üzerinden…’ı yıldırmak amacı ile özel denetçi atanmasını sağlamaya çalıştığını, davacının dava dilekçesinde …Enerji…Şti, … Enerji…A.Ş, … Döküm…A.Ş dahil olmak üzere tüm…Topluluk Şirketlerinin peş peşe yapılan 2019 mali yılına ilişkin genel kurul toplantılarına katıldığını, söz konusu şirketlerin ticari defter ve kayıtlarının genel kurul toplantılarından önce bilgi almak isteyen pay sahiplerinin incelemesi için hazır tutulduğunu, ayrıca finansal tabloları, konsolide finansal tabloları, yönetim kurullarının yıllık faaliyet raporları ve denetleme raporlarının, geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da şirket genel kurul toplantılarından önce aralarında davacının da olduğu tüm pay sahiplerinin incelemesine amade tutulduğunu,… İnşaat Hisselerinin hukuka uygun biçimde satıl alındığını ve bu durumun finansal tablolara usulünce yansıtıldığını, topluluk şirketleri arasındaki alacak-borç ilişkileri tüm açıklığıyla finansal tablolara yansıtıldığını, davacı şirketin müvekkili şirket ile …Topluluk Şirketleri arasında gerçekleşen işlemlere ilişkin ileri sürdüğü asılsız iddia ve ithamlarının iyiniyet, dürüstlük ilkeleri ile çelişkili davranış yasağına da muhalefet teşkil ettiğini, …Yapının Urla ilçesinde bulunan 33 adet gayrimenkulü fahiş fiyattan sattığına dair iddiaların gerçeği yansıtmadığını, Urla Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde yaptırılan değer tespitinin mevcudiyetine rağmen gerçekleştirilen satışın vergi mevzuatına hangi yönüyle ihlal edebileceğinin anlaşılamadığını, Urla Asliye Hukuk Mahkemesinden yaptırılan değerleme tespitinde bilirkişiler …Döküm tarafından alınan değerleme raporlarının ve satış fiyatının rayiç değerlere ve gerçeğe uygun olduğunu ortaya koyduğunu, davacının Arnavutköy’deki arsanın değerine ilişkin iddiaları da tıpkı diğer iddiaları gibi asılsız olduğunu, iki ayrı firmaya değerleme yaptırıldığını, bu değerleme çalışmalarında Uluslararası Derleme Standatları’nın gerektiği şekilde değerlemeler yaptırıldığını, gerçek değerin doğru yöntemlerle tespit edildiğini, firmanın bulduğu değer tespitlerinden en düşüğü müvekkili şirket tarafından arsa rayiç değerleri olarak kullanıldığını, finansal tablolara yansıtıldığını, ….A.Ş tarafından yapılan değerlemenin davacının iddialarını desteklemek amacıyla yaptırılan bir değerleme sonucu alınan raporun yetersiz olduğunu, kendi içerisinde dahi çelişkiler ihtiva ettiğini, Hadımköy projesinin sözleşme tadiline ilişkin tüm detayların davacıya açıklandığını, yönetim kurulu başkanı …’ın 29/05/2020 tarihinde keşide etmiş olduğu cevabi ihtarnamede de izah ettiği 2008-2014 yılında yapılan sözleşmeler, 2018 ve 2019 yıllarında arsa sahipleri ile mutabakata varılarak tadil edildiğini, bağımsız denetçinin sınırlı olumlu görüş vermiş olmasının özel denetçi atanmasını gerektirmediğini, müvekkili şirketin borca batıklığının söz konusu olmadığını, bağımsız denetçinin 2018 yılında aynı işlemlere ilişkin sınırlı olumlu görüşünü 2019 yılında da koruduğunu, yeniden özel denetçi atanmasının talep edilmesinde hiçbir hukuki yararın olmadığını, davacının sınırlı olumlu görüşü adete olumsuz görüş gibi takdim edildiğini, bağımsız denetim raporunda sınırlı olumlu görüş verilmiş olmasının müvekkili şirketin devamlılığı bakımından herhangi bir şüphe duyulduğu anlamına gelmediğini, bağımsız denetçi raporlarında Uluslararası Denetim Standartlarına göre hiçbir denetçinin borca batık olan bir şirket için olumlu görüş veya sınırlı olumlu görüş veremeyeceğini, 28/02/2020 tarihli yönetim kurulu kararı ile müvekkili şirketin borca batık olmadığı tespit edildiğini, şirket pay sahiplerinin herhangi bir şekilde zarara uğramadıklarını, davacı pay sahibinin zararı olduğu iddiasında olduğunu, müvekkili şirketin yönetiminde görev alan …’ın çoğunluk hissedarı olduğunu, şirkette %80,67 pay sahibi olduğunu, davacının şirketteki pay oranının %9,67 olduğunu, …’ın müvekkili şirkete davacıdan çok daha fazla malvarlığı ve emeğinin olduğunu,davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü asılsız iddia ve ithamları ile hukuki temelden yoksun taleplerinin iyiniyet ve dürüstlük ilkelerine aykırı olduğu ve çelişkili davranışlar teşkil ettiğini belirterek İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas nolu dosyasında 04/05/2020 tarihli genel kurulun iptali istemli davanın açıldığı ve anılan mahkemece yapılan yargılama sonucunda huzurdaki davaya konu edilen hususların aydınlanacağı açık olduğundan daha önceden dava konusu yapılan hususlarla ilgili özel denetçi atanması isteminde bulunulamayacağından davanın reddine, davacı bilgi hakkı karşılanmadığından bahisle özel denetçi atanması talebinde bulunduğunu, TTK 437/5 maddesi gereğince bu yönde mahkemeye başvuru yapıldığına dair bilgi bulunmadığından özel denetçi atanması talebinin reddine, özel denetçi atanması için gerekli şartlar bulunmadığından asılsız ve afaki bir kurgu ile açılan huzurdaki haksız davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava TTK 438. Maddesine dayalı denetçi tayini istemine ilişkindir.
DELİLLER: İhtarnameleri, 04/05/2020 tarihli genel kurul kararı, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan …Esas sayılı dosya, yasal mevzuat.
Davacı tarafça Beyoğlu … Noterliği vasıtasıyla gönderilen 13/03/2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarname ile dava dilekçesinde de yazıldığı üzere bir takım hususlarda bilgi talep etmiş, davalı tarafça gönderilen Beyoğlu … Noterliğinin 29/03/2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bir takım bilgilerin verildiği görülmüştür.
04/05/2020 tarihinde yapılan… Yapı…A.Ş nin olağan genel kurul toplantısında … vekilince Beyoğlu … Noterliğinin 13/04/2020 tarihli …yevmiye sayılı ihtarnamesindeki hususlarda ilgili olarak, davalı tarafça kendisini noter vasıtasıyla gönderilen ihtarname ile yeterli bilgilerin verilmediğini iddia ederek bilgi alma hakkı kapsamında tekrar aynı hususlarda bilgi istenilmiş, davalı şirket yetkilisi …tarafından bir takım izahatlar yapıldığı ve bilgiler verildiği görülmüştür. Aynı genel kurulda davacı taraf özel denetçi talebinde bulunmuş, talebinin ise reddedildiği görülmüştür.
Bilgi alma ve inceleme hakkı başlıklı TTK 437. Maddesinde”(1) Finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulur. Bunlardan finansal tablolar ve konsolide tablolar bir yıl süre ile merkezde ve şubelerde pay sahiplerinin bilgi edinmelerine açık tutulur. Her pay sahibi, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilir.(2) Pay sahibi genel kurulda, yönetim kurulundan, şirketin işleri; denetçilerden denetimin yapılma şekli ve sonuçları hakkında bilgi isteyebilir. Bilgi verme yükümü, 200 üncü madde çerçevesinde şirketin bağlı şirketlerini de kapsar. Verilecek bilgiler, hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun olmalıdır. Pay sahiplerinden herhangi birine bu sıfatı dolayısıyla genel kurul dışında bir konuda bilgi verilmişse, diğer bir pay sahibinin istemde bulunması üzerine, aynı bilgi, gündemle ilgili olmasa da aynı kapsam ve ayrıntıda verilir. Bu hâlde yönetim kurulu bu maddenin üçüncü fıkrasına dayanamaz.(3) Bilgi verilmesi, sadece, istenilen bilgi verildiği takdirde şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği gerekçesi ile reddedilebilir.(4) Şirketin ticari defterleriyle yazışmalarının, pay sahibinin sorusunu ilgilendiren kısımlarının incelenebilmesi için, genel kurulun açık izni veya yönetim kurulunun bu hususta kararı gerekir. İzin alındığı takdirde inceleme bir uzman aracılığıyla da yapılabilir.(5) Bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi alamayan pay sahibi, reddi izleyen on gün içinde, diğer hâllerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Başvuru basit yargılama usulüne göre incelenir. Mahkeme kararı, bilginin genel kurul dışında verilmesi talimatını ve bunun şeklini de içerebilir. Mahkeme kararı kesindir.(6) Bilgi alma ve inceleme hakkı, esas sözleşmeyle ve şirket organlarından birinin kararıyla kaldırılamaz ve sınırlandırılamaz.” denilmektedir.
Özel denetim isteme hakkı genel kurulun kabulü başlıklı TTK 438. Maddesinde “(1) Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir.(2) Genel kurul istemi onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir.” denilmektedir.
Genel kurulun reddi başlıklı TTK 439. Maddesinde “(1) Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir.(2) Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır.” denilmektedir.
Denetçi isteminin kabul edilebilmesi için TTK 438. Maddesine göre daha önceden bilgi alma ve/veya inceleme hakkının kullanılmış olması gerekmektedir.
Bilgi alma ve inceleme hakkı TTK 437. Maddesinde düzenlenmiş olup bilgi alma hakkının genel kurulda kullanılması gerekmektedir. TTK 437/5 nolu fıkrada bilgi alma veya inceleme hakkı cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi alamayan pay sahibinin reddi izleyen 10 gün içeresinde diğer hallerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu Asliye Ticaret mahkemesine başvurulabileceği yer almakta olup başvurunun basit yargılama usulüne göre inceleneceği mahkeme kararı ile bilginin genel kurul dışında verilmesi talimatının ve şeklinin yer alacağının düzenlendiği görülmektedir. TTK 437/5’e göre dava açıldığında talep şartları yerinde ise mahkemece verilecek kararda davacıya yanında götüreceği mali müşavir bilirkişi ya da teknik bilirkişiler vasıtasıyla şirket merkezinde gerektiği kadar süre verilerek evrak asıllarını inceleme ve şirket sırrı değil ise bazı belgelerden örnek almasına izin verilmekte olup bu yol atlanarak TTK 438. Maddesine müracaat edildiği görülmüştür.
Davacı tarafça genel kurulda bilgi alma hakkı kullanılmış olup davalı tarafça bir kısım hususlarda bilgi verildiği ancak davacı taraf verilen bilginin yeterli olmadığını bazı konularda ise bilgi verilmediğini iddia etmektedir. TTK 437/5 maddesine göre bilgi alma talebi reddedilen ya da yeteri kadar bilgi verilmeyen davacının bilgi alma hakkını kullanmak için dava açması gerekmektedir. Açılan dava sonucunda da elde edilen bilginin yeterli olmadığı iddiasında ise bu defa TTK 438. Maddesine göre denetçi tayini istenmesi mümkündür ancak davacı TTK 437/5 maddesindeki koşulu yerine getirmeden iş bu davayı açmıştır. Pay sahibinin bilgi alma hakkının bittiği yerde özel denetçilerin görevinin başlaması gerekmektedir. Bilgi alma hakkına ilişkin TTK 437.maddesinde düzenlenen hususların tamamı yerine getirilmeden TTK 438. Maddede düzenlenen denetçi tayininin talep edilmesi mümkün değildir. Ayrıca Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2013/6647 Esas 2013/12004 Karar nolu 10/06/2013 tarihli kararında da belirtildiği üzere davacı taraf 04/05/2020 tarihinde düzenlenen genel kurulda alınan gündemin 3. Maddesi uyarınca alınan 2019 yılına ait bilanço ve kar/zarar hesaplarını onaylanmasına ilişkin karar, gündemin 4. Maddesi uyarınca yönetim kurulu üyelerinin ibrası kararı, gündemin 5. Maddesi uyarınca alınan karar hakkında iptal ya da butlanına karar verilmesi için İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esas sayılı dosyasıyla da dava açtığı, dava dilekçesi incelendiğinde özellikle bilançonun onaylanması ile ilgili maddenin iptali kısmında gerekçe olarak bilgi alma hakkı ve denetçi tayini istemine ilişkin nedenlerin ileri sürüldüğü dolayısıyla denetçi tayini istemine ilişkin hususların tamamının açılan bu davada tartışılarak karar verileceği tespit edilmiştir. Dolayısıyla aynı hususlar açılan genel kurul kararlarını iptal/butlanı davasında tartışılacağından davacının bu davayı açmakta hukuki yararı da yoktur.
Yukarıda özetlendiği üzere hem davacının TTK 437/5 madde koşulunu yerine getirmemesi hem de aynı hususlarla ilgili olarak açılan genel kurul butlan/iptali davasının bulunması nedeniyle hukuki yararı bulunmadığından aşağıdaki şekilde davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıkalanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından kullanılmayan kısmın ilgilisine iadesine,
5-Alınması gerekli 54,40 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından tekrar alınmasına yer olmadığına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kesin olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 05/11/2020

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

¸