Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/394 E. 2022/300 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/394 Esas
KARAR NO : 2022/300
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 29/07/2020
KARAR TARİHİ : 12/04/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 29/04/2017 tarihli ve 30052 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 690 Karar Sayılı KHK’nın 73.maddesi uyarınca harçtan muaf olduğunu, müvekkili ile davalı … arasında 12/10/2017 tarihli acentelik sözleşmesi imzalandığı, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklı olarak 130.582,47TL alacaklı olduğunu, ancak davalılar tarafından 100.000,00TL’lik ipotek tesis edilmesi nedeniyle … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas dosyası üzerinden 100.000,00TL’nin tahsili için takip başlattıklarını, davalıların ödeme emrine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılara tarafa dava dilekçesi ve ekleri usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalılar tarafından dosyaya cevap dilekçesi ibraz edilmemiştir.
Mahkememizce … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası celp edilmiş, dosyanın incelenmesi sonucunda, davacının davalı aleyhine takip başlattığı, davalıların yasal süresi içerisinde ödeme emrine itiraz ederek takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce Ağrı Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılarak, Ağrı ili, Merkez ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel, … pafta numaralı, 6 bağımsız bölüme ait taşınmaz ipotek akit tablosunun ve tapu kaydının bir suretinin gönderilmesi talep edilmiş, tapu kaydının incelenmesi sonucunda, taşınmazın malikinin … olduğu, taşınmaz üzerinde davacının 1.dereceden 100.000,00TL bedelli ipotek sınırlı ayni hak sahibi olduğu, ipotek konusunun davacı ile davalı … arasındaki acentelik sözleşmesinden kaynaklı doğmuş ve doğacak borçlar için verildiği görülmüştür.
Mahkememizce … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazıldığı, ancak davalının defterlerini inceleme gününde ibraz etmediği, davalının adresine gidildiğinde, bildirilen adreste davacının acentesi olarak faaliyet gösterdiği, ancak uzun süre önce adresten taşındığı beyan edildiğinin ifade edildiği görülmüştür.
Mahkememizce davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle davacının davalılardan takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığı hususunda mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 130.582,47TL alacaklı olduğu, davalı tarafından davacı yana icra takip tarihinden sonra 01/11/2019 tarihinde 18.509,30TL tutarında ciro hak ediş bedeli olarak fatura düzenlendiği ve bu faturanın davacı tarafından defterlere işlendiği, takip tarihi itibariyle alacağın 112.073,17TL olduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, dosyaya sunulan 16/05/2019 tarihli tutanakta davalı …’ın imzasını taşıyan tutanakta 30.000,00TL borcunun olduğunun kabul edildiği, cari hesap hareketleri ile tutanağın uyumlu olduğu, bu tarihten sonra davacı tarafından davalıya 28.040,85TL’lik bir fatura düzenlendiği, davalının cari hesabının 12.235,46TL müşterilerden tahsil edilemeyen alacak olan borç kaydedildiği, 23/07/2019 tarihinde davalının Gölbaşı acentesinde davacı personeli tarafından yapılan kasa denetimi tutanağında 107.308,29TL kasa açığı olduğuna dair tespit yapıldığı ve davalının acentede olmadığı ve gelip imza atmayacağının tutanağa geçirildiği, 09/10/2019 tarihinde davalı 9.734,66TL borç kaydedildiği, yine 158,90TL alacak kaydı yapıldığı ifade edilmiştir.
Mahkememizce taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesi sonucunda; sözleşmenin 8.maddesinde acenteyle davacı arasında çıkacak çekişmelerde davacının defterlerinin geçerli olacağının düzenlendiği görülmüştür.
Mahkememizce davacı tarafından davalıya gönderilen 26/06/2019 tarihli ihtarnamenin incelenmesi sonucunda, davacının davalıdan 43.855,97TL’lik kasa açığının kapatılmasını talep ettiği görülmüş, davalı tarafından bu ihtarnameye karşı cevap mahiyetinde çekilen 10/07/2019 tarihli ihtarnamenin incelenmesinde davalının müdürleri olan … adlı kişiye borcundan düşülmek üzere 15/03/2019 tarihli 40.000,00TL bedelli çeki teslim ettiklerini, çekin cirolandığının unutulduğunu, bu nedenle davacının farklı bir acentesi olan … adlı kişinin borcundan düşüldüğünü beyan ettiği görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nin 193. maddesinde ise taraflar arasında delil sözleşmesi yapılabileceği kabul edilmiş olup, tarafların, bir hususun yalnız belli bir delil ispat edileceği hakkında yapmış oldukları sözleşme münhasır delil sözleşmesi, bir hususun başka bir delille de ispat edileceğine ilişkin yapmış oldukları sözleşmeler ise münhasır olmayan delil sözleşmesi olarak kabul edilecektir. Münhasır delil sözleşmesi yapılmış ise, taraflar iddiasını ancak delil sözleşmesi ile kabul edilen delil ile ispat edebilir.
Başka bir delille ispat edemez. Yani taraflar delil sözleşmesinde kararlaştırdıkları deliller dışında başka delil gösteremezler.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/2 maddesi gereğince ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması ile aynı maddenin 3. fıkrası gereğince ticari defter ve kayıtlarının sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği belirtilmektedir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda; davacı taraf ile davalı … arasında yapılan acentelik sözleşmesinin 8.maddesinde yer verilen ve delil sözleşmesi mahiyetinde olan hükmün davalı tarafın ispat hakkının tamamen ortadan kaldırır nitelikte olmadığına kanaat edilerek, taraflar arasındaki delil sözleşmesinin HMK 193.maddesi anlamında geçerli bir sözleşme olduğuna karar verilmiş ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ve HMK 26.maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi de dikkate alınarak, davacının takip tarihi itibariyle davalı …’dan 100.000,00TL alacaklı olduğuna karar verilmiş ve ipotek verenin … olduğununda görülmesi ile her iki davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Öte yandan davacı tarafından icra inkar tazminatı talep edilmiş ise de, takip konusu alacak miktarının belirlenmesinin yargılamayı gerektirmesi; yani alacağın likit olmaması nedeniyle mahkememizce bu talebin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının Davasının KABULÜ İLE
Davalıların … İcra müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile, takibin 100.000,00TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacak miktarı tamamen ödeninceye kadar asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına
20.000,00TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli olan 6.831,00TL karar ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 8,50-TL ( vekalet harcı) davetiye, posta gideri: 568,35-TL, bilirkişi ücreti: 1.474,00TL olmak üzere toplam: 2.050,85-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT 13/2 maddesi uyarınca hesap ve takdir olunan 13.450,00TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına.
6-Taraflarca yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır