Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/384 E. 2022/661 K. 03.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/384 Esas
KARAR NO : 2022/661

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/07/2020
KARAR TARİHİ:03/10/2022

BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2020/526 ESAS,
… KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA:Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ:27/09/2020
KARAR TARİHİ:14/10/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26.12.2014tarihli ve 18.12.2014 tarihli ekli faturalardan da görüleceği üzere müvekkil tarafından davalılara mal teslim edildiği ve bu malların davalılar tarafından teslim alındığı açıkça ortadadır. Açıklanan nedenlerle …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibine davalılar, müvekkil şirketin alacağını sürüncemede bırakmak amacıyla haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğinden iş bu davayı ikame etme zorunluluğumuz hasıl olmuştur. Yukarıda açıklanan nedenlerle, fazlaya dair tüm haklarımız saklı kalmak kaydıyla; davalıların …. İcra Müd. …. sayılı dosyasına yaptığı tüm itirazların iptali ile takibin devamına, davalıların takip tutarının %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine; vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talebimizi vekaleten arz ederiz. Demişlerdir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Dava her ne kadar müvekkillerime yöneltilmiş ise de müvekkillerim adi ortaklıkları bulunduğu … isimli balıkçı teknesine alınan mazot dava dışı … … Tur. İnş. Teks. Dış. Tic. San. Ltd. Şti. aracılığıyla alınmış; tüm ödemeler dava dışı aracı firma …’e ödenmiştir. Müvekkillerimin davacıya hiçbir borcu bulunmamaktadır. Bu nedenle davada taraf husumeti bulunmayan müvekkillerime dava yöneltilmesi usulen hatalıdır. Davacının dava dışı … ile imzalamış olduğu aracılık sözleşmesinde; “aracılık hizmeti verdiği … müşterilerinin.. bu alım satım sırasında doğabilecek her türlü borçlarından BKilgili hükümlerince üçüncü kişinin taahhüdü çerçevesi ile … garantör sıfatının olduğu” hüküm altına alınmış olması sebebi ile olduğunu düşündüğü her türlü alacağı için dava dışı …’e husumet yöneltmesi gerekirken müvekkillerime açılan bu davanın öncelikle husumet yönünden reddine karar verilmesini talep ederiz. Davacı … dava dışı … arasında bir aracılık sözleşmesi bulunmakta ve … bu sözleşmeye dayanarak deniz vasıtalarına ÖTVsiz satış yapma yetkisine sahip olarak müvekkillerimin sahibi olduğu … isimli tekneye mazot ikmal etmiştir. Müvekkillerim hiçbir şekilde bizzat … yakıt almamış; tüm mazot alımları aracı firma … aracılığı ile yapılmıştır. Alınan tüm mazot ödemeleri de çek verilmek suretiyle aracı firma … aracılığı ile yapılmıştır. Açıklanan tüm nedenlerle, fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla; davacının haksız ve kötü niyetle başlattığı …. İcra Müd. … E. Sayılı dosyasına yaptığımız tüm itirazların kabulü ile iş bu huzurdaki davanın öncelikle Usulden, her halükarda izah ettiğimiz nedenler neticesinde borcun ödenmiş olması nedeni ile esastan reddine karar verilmesini ve davacının takip tutarının %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine; vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talebimizi vekaleten arz ederiz. Demişlerdir.
BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ …/… ESAS, … KARAR SAYILI DOSYASI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili Muammer … ve dava dışı kardeşleri … … ve … … aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası tahtında icra takibi başlatıldığını, takibe konu borcun konusu olarak da 26/12/2014 tarih ve 18.102,50 TL’lik fatura ile 18/12/2014 tarih ve 18.492,25 TL’lik fatura gösterildiğini, dava dışı … … ve … … takibe konu edilen fatura bedellerini öncesinde ödemiş olmaları ve davalıya hiçbir borçları bulunmaması nedeni ile itiraz ettiklerini, davalı … … Dağıtım A.Ş …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/… Esas sayılı dosyası tahtında … Ve … … aleyhine itirazın iptali davası ikame ettiğini, müvekkilinin ve dava dışı kardeşleri … ve … …’in adi ortaklık ile sahip oldukları … isimli balıkçı tekneleri olduğunu, … Plakalı “…” isimli balıkçı teknesine alınan yakıt dava dışı … … Dış Tic San Ld Şti aracılığı ile alındığını, tüm ödemeler dava dışı aracı firma …’e gerçekleştirildiğini, müvekkilinin davalı …’e hiçbir borcu bulunmadığını, dava dışı … şirketinin imza ve kaşesine havi 31 Aralık 2014 tarihli virman belgelerinde dava konusu 26 Aralık 2014 tarih ve 18.102,50 TL’lik fatura tutarının ve 18 Aralık 2014 tarih ve 18.492,25 TL’lik fatura tutarının ” … çek numaralı, 153.577,70 tl bedelli 19 Mart 2015 vade tarihli çek ile ödendiği ve işbu bilginin davalı firmaya gönderildiğini, kötüniyetle açılan …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin teminatsız olarak İhtiyati tedbir ile durudulması akabinde iptaline, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasına dayanak teşkil eden 26/12/2014 tarih ve 18.102,50 TL’lik fatura ile 18/12/2014 tarih ve 18.492,25 TL’lik fatura bedellerinin dava dışı aracı …’e … çek numaralı, 153.577,70 TL bedelli 19 Mart 2015 vade tarihli çek ile ödendiği’nden dolayı takip tarihi itibarı ile muaccel bir borçlarının da bulunmadığından müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, kötüniyetle hareket ederek müvekkilinin ticari hayatlarına onarılmaz zararlar veren davalı …’in %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Taraflar arasındaki Faturalar ve cari hesaba dayalı ticari ilişki nedeni ile …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibine davalının itirazı sonucu İİK 67. Madde gereği açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşıldı.
Birleşen dava; …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından davacının borçlu olmadığının tespiti talepli menfi tespit davasıdır.
Birleşen dosya ile esas dosyanın konusu aynı olup …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasıdır. Esas dosya davalıları icra dosya borcunu itiraz eden takip borçluları esas dosya bu itiraza karşı iptal davası, birleşen dosya davacısı ise icra dosyasında takip borçlularından olup takibe süresinde itiraz etmemiş olması nedeniyle hakkında takip kesinleştiğinden birleşen dosyadan menfi tespit davası ikame etmiştir. Esas dosya davalıları ile birleşen dosya davacısı ayni takip dosyasının takip borçlularıdır.
Deliller: Dosya içeriği, Bilirkişi incelemesi, …. İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasıMahkememiz dosyasından 23/03/2021 tarihinde bilirkişi raporu alınmıştır.
Raporda: Davacı … … Dağıtım A.Ş. ile dava dışı … … Dış Ticaret Sanayi Limited Şirketi arasında 21.12.2012 arasında akdedilen 5 yıl süreli “ÇERCEVE SÖZLEŞME” başlıklı “üçüncü kişinin fiilini taahhüt” ve “garantör” sözleşmesi sıfatı addedilen sözleşme imza altına alınmıştır. Sözleşme nevi incelendiğinde dava dışı …’in …’ in … satış faaliyetlerinde müşteri temini, müşteri portföyü oluşturmasında aracılık hizmeti vermesi ve … ‘in ÖTV’siz … satışı yapabileceği müşteri grubunu tayin ve tespit ederek tüm mali/ ödeme sorumluluğu uhdesinde kalmak üzere ürün alım satımına dair ticari ilişkileri aracı olarak tesis etmeyi taahhüt ettiği görülmektedir.
Tandoğan, garanti sözleşmesinin türleri olan teminat amaçlı ve saf garantiyi kapsayıcı bir tanım yapmıştır. Yazara göre, garanti sözleşmesi, garanti alanın belli bir davranışa girişmesinden veya kendisiyle borç ilişkisine giriştiği bir üçüncü kişinin edimini yerine getirmemesinden doğan zarar tehlikesini, garanti verenin bağımsız bir taahhütle üzerine aldığı sözleşmedir.
Teminat amaçlı garanti sözleşmeleri, garanti verenin, teminat sağlamak amacıyla, temel ilişkideki alacaklıya (garanti alana) karşı borçlunun (garanti sözleşmesine göre üçüncü kişinin) edimini gereği gibi veya hiç ifa etmemesi durumunda, temel ilişkinin varlığından ve geçerliliğinden bağımsız olarak, borçlunun ediminden sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir. Garanti sözleşmesinin amacı, alacaklının, diğer bir ifadeyle sözleşmedeki garanti alan tarafın, girdiği bu borç ilişkisinden zararsız olarak çıkması ve oluşabilecek ekonomik bir riske karşı güvence sağlamaktır. Nitekim davacı ile dava dışı garantör arasındaki sözleşmede Garanti Hükümleri başlıklı 5.maddesinde “Ürün alımlarından kaynaklanan borçların vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı … tarafından herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın işbu garanti taahhüdünden doğan borçlarının tamamının muacceliyet kesbedeceği ve muaccel olan işbu borcunu muacceliyet tarihinden itibaren en geç 10 gün içinde ödeyeceğini” şeklinde düzenleme mevcuttur. Ancak doktrinde iki farklı görüş mevcut olup garanti sözleşmesinde, tali olma unsurunu garanti alanın ancak asıl borcun ifa edilmemesi halinde garanti verenin sorumluluğuna gidebileceği şeklinde kabul etmemiz şeklinde belirlersek, tali bir borçtan bahsedilebileceği kabul edilmelidir. Böylece garanti alan, garanti verene ancak asıl sözleşmeden doğan borcun ifa edilmemesi halinde başvuracaktır. Aksi yöndeki görüşe göre ise, garanti sözleşmesinin tali özelliği yoktur. Garanti verenin borcu birinci derecede bir borçtur, bu nedenle garanti alan asıl borcun ifa edilmediği durumda derhal garanti verene başvurulabilir. Bu ayrımdaki doktrinsel yaklaşımlardan hangisinin kabul edileceği Sayın Mahkemenin takdirinde olup kanaatimizce davacı ile dava dışı … arasında imzalanan sözleşme niteliği gereği alacaklının alacağını tahsil edememesi halinde öncelikle garantör firmaya başvurma zaruriyeti bulunmamaktadır. Garanti sözleşmesinin amacı, alacaklının, diğer bir ifadeyle sözleşmedeki garanti alan tarafın, girdiği bu borç ilişkisinden zararsız olarak çıkması ve oluşabilecek ekonomik bir riske karşı güvence sağlamaktır.
SMM Bilirkişisinin defter ve kayıtları incelemesi sonucunda davacı ticari defterlerinde davalıdan 19.06.2019 itibariyle 36.594,75 TL alacaklı olduğu ancak bu alacak 2014 yılında düzenlenen 18.12.2014 ve 26.12.2014 tarihlerinde yapılan toplam 36.594,75 TL alacak kaydının 07.01.2015 tarihinde … ve … nolu çeklere istinaden virman kaydı ile mahsup edildiği daha sonra 12.11.2016 tarihli kayıtlarla ve … cari hesap virmanlarının geri alınması açıklaması ile tekrar 36.594,75 TL lik borç kaydı yapıldığı için tespit edilmiştir. İncelemede tespit edildiği üzere davalıların dava dışı … şirketine ödeme yaptıklarını iddia olunsa dahi bu borç kaydında alacaklı şirketin davacı … … Dağıtım A.Ş olduğu ve garantör sıfatıyla doğrudan … … Dış Ticaret Sanayi Limited Şirketi’ne başvurma zorunluluğu bulunmadığına tarafımızca kanaat getirilmiştir.
Davacı ile davalılar arasında ticari ilişkiden kaynaklı cari hesap sözleşmesi ilişkinin bulunduğu, Davacının 36.594,75 TL alacağı için …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Nolu dosyasında icra takibi yaptığı, davalıların itirazı üzerine takip durduğu ve itirazın iptali davası açıldığı,
Davacı ve davalı ticari defter kayıtları incelenmiş, ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK 64. Md. ve 213 sayılı VUK 221. Md. göre açılış ve kapanış tasdikleri usulüne uygun olduğu, kendi lehine delil vasfını taşıdığı,
İncelenen davacı ticari defterlerinde davalıdan 19.06.2019 itibariyle 36.594,75 TL alacaklı olduğu, Ancak bu alacak 2014 yılında düzenlenen 18.12.2014 ve 26.12.2014 tarihlerinde yapılan toplam 36.594,75 TL alacak kaydının 07.01.2015 tarihinde … ve … nolu çeklere istinaden virman kaydı ile mahsup edildiği daha sonra 12.11.2016 tarihli kayıtlarla ve … cari hesap virmanlarının geri alınması açıklaması ile tekrar 36.594,75 TL lik borç kaydı yapıldığı,
Davalı taraf defter ve kayıtları incelenmiş, işletme defteri tuttuğundan işletme defterinin özelliği durumu bir tarafa alışlar ve giderler diğer tarafa satışlar ve hasılat kayıt edilir. Davacı tarafından düzenlenen 2 adet fatura 2014 yılı işletme defterine kayıt edildiği görülmüş, borç alacak tespiti işletme defterinde kayıt edilmez.
Davacı alacaklı şirketin davacı … … Dağıtım A.Ş olduğu ve garantör sıfatıyla doğrudan … … Dış Ticaret Sanayi Limited Şirketi’ne başvurma zorunluluğu bulunmadığı, 36.594,75 TL lik borç kaydı yapılmasına rağmen 2014 yılında düzenlenen 18.12.2014 ve 26.12.2014 tarihlerinde yapılan toplam 36.594,75 TL alacak kaydının 07.01.2015 tarihinde … ve … nolu çeklere istinaden virman kaydı ile mahsup edildiği tespit edilmiştir.
Mahkememiz dosyasından 19/07/2022 tarihinde başka bir heyetten rapor alınmıştır.
Raporda:
Dosyada mevcut, davacı … şirketi ile dava dışı … şirketi arasında yapılan “ÇERÇEVE SÖZLEŞME” başlıklı sözleşme hükümlerine göre, hizmet veren sıfatını haiz … şirketinin … şirketinin … satış faaliyetlerinde aracılık yapmayı, müşteri temini ve müşteri portföyü oluşturulmasını üstlendiği, müşterilerin …’e olacak borçlarını ödenmesi bakımından … şirketinin garantör sıfatını kazandığı, garantör sıfatıyla …’e ödeme yapan … şirketinin bu ödemeler bakımından müşterilere rücu hakkının bulunduğu hususları kararlaştırılmıştır.
Taraflar davacı … şirketi ile dava dışı Armam şirketi arasında TBK. M. 520 ile 525. Maddeleri arasında düzenlenmiş olan “simsarlık sözleşmesi” (tellallık) bulunmaktadır. İş bu sözleşme ile simsar olan dava dışı … şirketinin, … ile üçüncü kişiler arasında bir sözleşme kurulması imkânını hazırlamayı veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve sözleşmenin kurulması ile birlikte ücrete hak kazandığı” sözleşmedir.
Somut dava konusu uyuşmazlıkta simsar ile iş sahibi arasında simsarlık ücretine ilişkin bir uyuşmazlık bulunmamaktadır; dava konusu yapılmamıştır.
Somut uyuşmazlıkta esas sorun, iş sahibi ile sözleşmenin kurulmasına aracılık eden simsarın faaliyetleri sonucunda kurulan … alımına ilişkin sözleşmeden doğan ücret ödeme borcunun sona erip ermediğinin tespitidir.
Dava konusu uyuşmazlıkta, davacının ödenmediğini iddia ettiği iki adet fatura olana.T … numaralı 18.12.2014 tarihli, genel toplamı 18.492,25._TL olan faturab.I … numaralı 26.12.2014 tarihli, genel toplamı 18.102,50._TL olan fatura Olmak üzere toplamda 36.594,75._TL borcun geçerli ifa ile sona erdirilip erdirilmediğinin tespiti gerekmektedir.
Simsarlık sözleşmesi sonucunda imzalanan sözleşmeden doğan borçtan dolayı kural olarak simsarın bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Sözleşmenin tarafları borçlarını geçerli olarak ifa etmek zorundadırlar. Bilindiği üzere, bir borcun geçerli olarak ifa edilebilmesi için, edimin ifa borçlusu, ifayı kabule yetkili kişi, ifa konusu, ifa yeri ve zamanı vb. asıl edime uygun olarak davranılması gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu para alacağı bakımından ifa borçlusu davalı, ifa alacaklısı ise davacıdır. Kural olarak edimin borçlu tarafından alacaklıya geçerli ifası sonucunda borç sona erecektir. Bu bağlamda kural olarak SİMSAR’a yapılan ifa, şayet simsar, iş sahibi tarafından yetkilendirilmemiş ise geçerli bir ifa sonucunu doğurmayacaktır.
Somut olayda dava dışı simsar … şirketi, her ne kadar simsarlık sözleşmesi dolayısıyla üçüncü kişilere satılan yakıt bedelleri bakımından Garantör olmuş ise de iş bu davada davalı değildir. Buna ilave olarak davacının dava dışı … şirketini edimin ifasını kabule yetkili kıldığına ilişkin bir bilgi dosya kapsamında bulunmamaktadır. Ve nihayet davalı şirketin yukarıda belirtilen iki adet fatura bedelini dava dışı simsar … şirketine ödediğine ilişkin bir bilgi ve belge de dosya kapsamında bulunmamaktadır. Şayet, davalının, dava konusu faturaları … şirketine ödediğine ilişkin bir bilgi ve belge dosyada bulunmuş olsa idi, bu takdirde, … şirketinin edimi ifayı kabule yetkili olup olmadığı hususu ayrıca değerlendirilebilir ve bu tarz ifa ile borcun sona erdiği değerlendirilebilir.
Öyle ise dosya kapsamında davalının dava konusu fatura bedelini davacıya ya da dava dışı simsar … şirketine ödediğine ilişkin bir bilgi ve belgenin bulunmaması sebebiyle, davalının dava konusu fatura bedellerinden sorumlu tutulması sonucu doğacaktır.
Davalı taraf, iş bu fatura bedellerinin dava dışı … şirketinin vermiş olduğu çek ile ödendiğini ve davacının da bunu hesaplarına işlediğini beyan etmektedir. Ancak, dosya kapsamında yer alan çekler incelendiğinde, her ne kadar her iki fatura bedelinin 153.577,70 TL,
Bedelli, 19.03.2015 tarih ve … no’lu çek’e mahsuben ticari defterlere işlenmiş olsa bile, iş bu 153.577,70 TL bedelli, 19.03.2015 tarih ve … no’lu çek ödenmediği; bu çek için erteleme işlemi yapılarak yerine 210.669,68 TL tutarında çek verildiği, bu çekin de ödenmemesi üzerine on olarak 892.967,05 TL tutarında çek verildiğini ve bu çekin de ödenmediği dosya kapsamı ve önceki bilirkişi raporu ile de sabittir.
Borcun ifası bakımından çek keşide edilmesi ifa değildir, ifa uğruna edimdir. Çekin alacaklıya teslimi ile borç ödenmiş ve sona ermiş sayılmaz, buna ilave olarak çekin tahsil edilmesi gerekir.
Davalı taraf, kendi borçlarının simsar ve garantör sıfatını taşıyan … şirketinin vermiş olduğu 153.577,70 TL bedelli çek ile ödendiğini ileri sürmektedir. Oysa bu çek alacaklı tarafından tahsil edilememiştir.
Davacı ile davalı arasında … alımına ilişkin bir sözleşme ilişkisinin bulunduğu; İş bu sözleşmeye dava dışı … şirketinin simsarlık yaptığı; Simsarın alıcının borçlarından dolayı garantör olduğu; Huzurda garantörlük sıfatına bağlı bir davanın ikame edilmediği; Taraf defterleri incelendiğinde, dava konusu iki adet fatura bedeli olan 36.594,75 TL borcun davalı tarafından ne satıcı davacıya ne de garantör sıfatını taşıyan … şirketine ödendiğine ilişkin bir bilgi ve belgenin bulunmadığı; Davalının takip konusu faturalar toplam 36.594,75 TL bedellerinden borçlu sıfatı ile sorumlu olduğu; Davalının iş bu fatura bedellerinin dava dışı … şirketinin vermiş olduğu çek ile ödendiğine ilişkin beyanları dikkate alındığında, para borcunun ifası için çek verilmesinin ifa uğruna edim olarak nitelendirilmesi gerektiği; çeklerin bizatihi alacaklıya tesliminin borcu sona erdirmediği; aksine tahsili gerektiği; 153.577,70 TL bedelli, 19.03.2015 tarih ve … no’lu Çek’in (ve bu çek yerine verilen Çeklerin) ödenmemesi sebebiyle para borcunun sona ermediği; Davalının iki adet fatura toplamı olan 36.594,75 TL bakımından davacıya borçlu olduğu bu bedeli ne davacıya ne de dava dışı …’e davacının ödememiş olduğu bilirkişi raporlarınca tespit edildiğinden, bilirkişi raporunun denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli olduğu kabul edilerek esas davanın kabulüne, birleşen dosya davacısı esas dosya davalıları ile birlikte müştereken ve müteselisilen aynı aynı takip dosya borcunudan sorumlu aynı gerekçelerle menfi tespit talepli ikame olunan birleşen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Esas dava yönünden:
Davanın kabulüne …. İcra Dairesi … Esas sayılı takip dosyasına davalıların yapmış olduğu itiraz iptali ile takibin 36.594,75 TL asıl alacak ve bu asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte devamına,
a-)Koşulları sabit görülmediğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine,
b-)Alınması gerekli 2.499,79 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 441,98 TL harcın düşümü ile eksik kalan 2.057,81 TL eksik harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile maliyeye gelir kaydedilmesine,
c-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
d-Davacı tarafça yapılan ( 441,98 TL peşin harç + ilk masraf 62,20 TL + bilirkişi ücreti 5.550,00 TL + 395,00 TL posta masrafı ) toplam 6.449,18 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak davacıya verilmesine,
e-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
f-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak hazineye irad kaydına.
2-Birleşen dava yönünden ( … ATM … sayılı dosya)
Davanın reddine,
a-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 624,95 TL’den mahsubu ile artan 544,25 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
b-Davalı taraf vekille temsil olunmakla red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine,
c-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine, davacı taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00TL nin davacılardan alınarak hazineye irad kaydına.
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır