Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/368 E. 2021/220 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/368 Esas
KARAR NO : 2021/220
DAVA : Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)
DAVA TARİHİ : 21/07/2020
KARAR TARİHİ : 17/03/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Dış. Tic. A.Ş. ile … San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki ticari ilişki kapsamında; … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nden almış olduğu ürünlere ilişkin olarak ödemeyi, Keşide Tarihi 22.02.2020, Keşide Yeri Tekirdağ, Keşideci … …, Muhatap Banka … Bankası A.Ş., çek no: … , çek tutarı : 8.315,295 TL olan çeki ciro edip müvekkili şirkete vererek ödemeyi gerçekleştirdiğini, …, aynı şahsın sahibi olduğu firma olan … Kimya’dan, satmış olduğu ürünlerin üretimini yaptırması sebebiyle, ödeme olarak … Firmasından aldığı yukarıda bilgileri yazılı olan çeki ciro ederek, teslim ederek kullandığını, müvekkili şirketin, söz konusu çeki 11.11.2019 tarihli “çek teslim tutanağı”nda sabit olmakla birlikte … Bankası A.Ş. … Şubesine tahsile verdiğini, çekin vadesi geldiğinde, müvekkili şirketin tahsilatın yapılmasını istediğini, banka çekin kendilerinde olmadığını, teslim edilmediğini sözlü olarak beyan ettiğini, devam eden süreçte müvekkili firmanın çek teslim tutanağını bankaya ibraz ettiğinde dava dilekçesi ekinde bulunan yazı ile, çekin kendi bünyelerinde kaybolduğunu keşideci ve müvekkiline bildirdiğini, müvekkili şirketin, çeki imza karşılığı teslim alan banka ile görüşmeler yaptığını, ancak çek ile ilgili olarak ödeme alamadığını, devam eden süreçte banka merkezi ve şubelerine 12.03.2020 tarihli ihtarnamede ilgili bankanın çeki ödemesinin talep edildiğini, BDDK nezdinde şikayet yapıldığını, fakat banka herhangi bir aksiyon almadığını, … CBS bünyesinde banka ve personelleri hakkında şikayette de bulunulduğunu, tüm bu görüşmelere ve bildirimlere rağmen, bankanın kaybolan çek hakkında zayi davası açmadığını, herhangi bir işlemde bulunmadığını, somut olayı göz ardı ettiğini, bankaların bir güven kurumu olduğunu, sektörlerine hakim olan etik değerlere dikkat etmeli ve kararlarını alırken kârlılığı tek ölçüt olarak almamaları gerektiğini, güven uyandıran kuruluşlar olarak faaliyet alanlarında basiretli ve özenli davranmaları gerektiğini, çalışma alanlarında sıradan bir tacire kıyasla daha fazla özen göstermeleri gerektiğini, ancak somut olayda bankanın, özen yükümlülüğüne aykırı davranarak kendisine teslim edilen çeki kaybettiğini ve bu duruma rağmen hakim gücünü kötüye kullanarak da gerekli ödemeyi yapmaktan kaçındığını, etik bir yapı olmaksızın, finans sektörünün sağlıklı ve düzgün çalışmasının mümkün olmadığını, çünkü çoğu kişi için en değerli varlıklarından birisini, parası ve kıymetli değerlerini teslim ettiği iş kolunun banka olduğunu, ancak somut olayda, bankanın tüm bu yükümlülüklerine aykırı davrandığını ve sebep olduğu haksız fiil sonucunda müvekkilinin, ticari işletme üzerinde kullanacağı sermayesinde eksilme meydana geldiğini, bankanın, Borçlar Kanunu madde 49 uyarınca, müvekkili aleyhinde sebep olduğu ekonomik zararı ve masrafları gidermekle yükümlü olduğunu belirterek, sonuç olarak; davanın kabulüne, fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak kaydıyla, banka şubesinin kaybettiği çek bedeli olan 8.315,295- TL ve ihtarname masrafı olan 961,08- TL olmak üzere toplam 9.276,375- TL’ye keşide tarihi itibariyle işleyecek en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu çekin, tahsile müvekkili bankaya verildiğinden, banka, söz konusu çek ilişkisinde vekil hamil sıfatında olduğunu, müvekkili bankanın da, çek kaybolduktan sonra iptal davasını vekil hamil sıfatı ile ikame ettiğini, çek tahsil işlemlerini yerine getirmek maksadıyla müvekkili bankaya verildiğinden ve müvekkili bankanın dava konusu çek kaybolmadan önce, senedi vekil hamil sıfatıyla elinde bulundurduğundan, müvekkili banka tarafından çek iptal davası ikame edilmesi zorunluluğu hasıl olduğunu, müvekkili bankanın çek iptal davası açıldıktan sonra kaybolan senedin alacaklısı olan davacı şirketin çek iptali davası açıldığı hususunun, kaybolan senedin alacaklısı olan davacı şirkete yazılı olarak bildirdiğini, davacı tarafa, arabuluculuk son tutanağının sunulması için 1 haftalık ihtaratlı kesin süre verilmesini, sunulmadığı takdirde davanın usulden reddine karar verilmesini, çekin hamili davacının, müvekkili bankadan çek bedelini talep edebilmesi için gerekli şartların oluşmadığını, davanın zamansız açıldığını ve reddinin gerektiğini, bankanın çeki kaybetmiş olması nedeniyle, hamilin çek bedelini tahsil edememiş olması gerektiğini, yüksek mahkemenin yerleşik içtihadının da, davacının önce tüm cirantalara karşı takip yollarını tüketip çek bedelini tahsil edememesinin, müvekkili bankanın çeki kaybetmesi nedeniyle olduğunu ispatlaması gerektiğini belirterek, iş bu şartın, tek başına yeterli olmadığını, kambiyo borçlularına karşı icra işlemlerinin gerçekleştirilmesi ve sonuçsuz kalması durumunda dahi, açılan davanın zamansız olduğundan bahsedilebileceğini, çek borçlusunun müvekkili banka hakkında dava hakkının doğması kambiyo borçlusundan tahsil edilememe olgusunun başta var olmamasına eş deyişle, kambiyo senedinin kaybı nedeniyle tahsilin gerçekleştirilmemiş olmasına bağlı olduğunu, , davacının, çek bedelini, çek kaybedilmemiş olsaydı, borçludan tahsil edebilecek olduğunu ispatlayamadığını, işbu ispat müessesi yerine getirilmeksizin, davacının zararından müvekkili banka’nın sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmilini savunmuştur.
DELİLLER
Davalı bankanın Genel Müdürlüğü’nden gönderilen müzekkere yanıtları ve ekinde gönderilen belgeler, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi örneği, davalı bankanın 20/02/2020 tarhili çekin kaybolduğunu … …’e bildiren yazısı, çek teslim tutanağı, ihtarname ve tebliğ belgesi, çek fotokopisi, müşteri sipariş formu, -e-arşiv fatura,
GEREKÇE:
Dava; tahsil işlemleri için davalıya verilen çekin tahsil işlemleri sırasında davalı tarfça kaybedilmesi neticesinde davacının uğramış olduğu zararın tahsili istemine ilişkindir. … Bankasının 04/01/2021 tarihli cevabi yazısı ile; … no.lu çekin davacı şirket tarafından bankalarının …şubesi’nin tahsil işlemleri için verildiğini, çekin tahsil işlemleri sırasında kaybolması üzerine firmaya 20/02/2020 tarihli yazı ile çekin kaybolduğunun bildirildiği, çek bedelinin henüz ödenmemiş olduğunun beyan edildiği görülmüştür. … Bankasının 05/03/2021 tarihli cevabi yazısında; çekin keşide tarihi olan 22/02/2020 tarihi itibariyle … …’e ait çek hesabı bakiyesinde, herhangi bir mevduatın bulunmadığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında, davacının hamili bulunduğu 8.315,29-TL bedelli çekin tahsil için davalıya verildiği ve kaybolduğu konusunda ihtilaf bulunmamakta olup, uyuşmazlık, davacının çek bedelini tahsil edememesi nedeniyle doğan zararından davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı Banka’nın çekin kaybedilmesi nedeniyle sorumlu olması için, hamilin mal varlığı olduğu halde gerek çek borçlusu ve gerekse diğer müracaat borçlularından alacağını tahsil edememesi gerekmektedir. … Bankasının 05/03/2021 tarihli cevabi yazısında; çekin keşide tarihi olan 22/02/2020 tarihi itibariyle … …’e ait çek hesabı bakiyesinde herhangi bir mevduatın bulunmadığı bildirilmiş olup davacı tarafça öncelikle çek borçlularına başvurulması gerektiğinden davanın reddine karar verilmiş olup aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL red harcının peşin yatırılan 158,42-TL harçtan mahsubu ile arta kalan 99,12- TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Taraf vekillerinin zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK.120 maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 17/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır