Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/358 E. 2021/391 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/358 Esas
KARAR NO : 2021/391

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/03/2016
KARAR TARİHİ : 31/05/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait … plakalı aracın, şirket çalışanı … yönetiminde iken 06/12/2015 tarihinde trafik kazasına karışarak hasar gördüğü, davalı sigorta şirketine hasar dosyasının açılmasına rağmen Poliçe Genel Şartları A-5 (5-5) maddesine göre “fazla içki kullanımı” nedeniyle zararın riziko kapsamında olmadığı belirtilerek tazminat ödemesinin red edildiği, bu karara Kadıköy … Noterliği … yevmiye nolu ihtarnamesiyle itiraz edilerek tazminatın ödenmesi talebinin yenilendiği, kazada alkollü araç kullanımından kaynaklandığına ilişkin bir ibarenin bulunmadığı gibi sürücü …’nin ehliyetine alkol nedeni ile el konulmadığı belirtilmesine rağmen ihtarnamenin de sonuçsuz kalması üzerine Tekirdağ … Sulh Hukuk Mahkemesince … D.iş sayılı dosya ile araç ile ilgili delil tespiti yaptırıldığı, aracın mevcut şartlar halinde onarılmadan elden çıkarılması (pert-total) işleminin yapılması gerektiği ifade edildiğinden, aracın hurdasının davalıya teslimine, aracın kaza tarihindeki rayiç bedelinin davalının temerrüdünün gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 01/11/2017 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; 10.000 TL olan dava değerini, davacıya ait … plakalı aracın kaza tarihindeki rayiç değeri olan 86.000 TL ‘ye arttırarak davayı ıslah etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …Sigorta A.Ş ‘nin ünvanının 12/10/2016 tarihinde …Sigorta A.Ş olarak değiştiği, davacı vekili taleplerinin kabulünün mümkün olmayacağını, “Kara Araçları Kasgo Sigortası Genel Şartları A.5-5 maddesini “Teminat dışında kalan zararlar” başlığında; aracın K.T Yönetmeliği ‘nde belirtilen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce meydana gelen zararların kabul edilmeyeceğini ve de aracın Pert edildiğini iddia etmiş ise de pert edilip edilmeyeceğinin mahkemece karar verileceği belirtilmekte, davacı vekilinin davalı müvekkil Sigorta şirketinin yokluğunda yaptırmış olduğu tespiti kabul etmenin mümkün olmadığı gibi reeskont faiz talebinin sigortalı aracın özel araç olduğunu yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek “davaya konu talep yönünde belirttikleri hususlar göz önünde bulundurularak hüküm tesis edilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilemsini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Davacıya ait … plakalı aracın davalı şirkete… numaralı Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı iken, 06/12/2015 tarihinde çift taraflı trafik kazası sonucu pert olan aracın rayiç bedelinin tazmini talepli davadır.
Deliller; Dosya Mevcudu, Bilirkişi İncelemesi, Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi.
Mahkememizin …Esas …Karar sayılı 27/12/2017 tarihli kararının, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2018/1646 Esas 2020/768 Karar sayılı 26/06/2020 tarihli kararı ile kaldırılmasına karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2018/1646 Esas 2020/768 Karar sayılı 26/06/2020 tarihli kararında “Somut olayda, davalının sigortaladığı aracın trafikte seyri sırasında kazanın meydana geldiği, araç sürücüsünün olaydan 32 dakika sonra
alınan doktor raporuna göre alkol oranının 0.42 promil yazılı olduğu anlaşılmıştır. Kazanın, münhasıran (salt) alkolün etkisi altında meydana gelip gelmediği yönünden bilirkişi raporu alınmamıştır. Alınan rapor, kazanın münhasıran alkol etkisinde meydana gelip gelmediğini kabul için yeterli olmayıp eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durumda mahkemece davalıya ispat imkanı tanınarak, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kuruluşlardan seçilecek iki trafik uzmanı ve bir nörolog bilirkişisinden oluşan bilirkişi kurulundan, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurların da etkili olup olmadığının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davaya konu kazaya karışan araç davacı ticari şirket adına kayıtlı olup ticari araç olduğundan, bu aracın sebep olduğu zararlar yönünden temerrüt faizine karar verilirken, ticari faiz uygulanması gerektiğinden faize yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.” denilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2018/1646 Esas 2020/768 Karar sayılı 26/06/2020 tarihli kararı doğrultusunda, Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan deliller bir arada değerlendirilmek suretiyle; iki trafik bilirkişisi ve bir nörolog bilirkişiden kazanın münhasıran (salt) alkolün etkisi altında meydana gelip gelmediği konusunda rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan rapor 05/03/2021 tarihinde Mahkememize sunulmuştur.
Dosya kapsamı ve dosyada mevcut Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre; 06 12. 2015 günü saat:23.40 sıralarında sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Tekirdağ İli, Çorlu İlçesinde, Çobançeşme Mahallesi, Tekirdağ-Çorlu Karayolu üzerinde Karatepe Mevkii istikametinden Çorlu İstikametine seyir halindeyken, …Fabrikası önüne geldiği sırada, kendine göre sağ şeritte yol üzerinde duraklama halinde bulunan sürücü … ve yolcu …’in yakıtı bitmiş olan ve … Fabrika önündeki boş alana doğru ittikleri …plakalı aracın arka kısımlarına çarparak aracı iten … ve …’in yola savrularak yaralanmaları ile sonuçlanan dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, dava konusu trafik kazası, … plakalı aracın sürücüsü …’nin açısından irdelendiğinde; Sürücüler karayolunda araç ile seyir halindeyken, Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorunda olup, her an karayolunda farklı engelin çıkabileceğini düşünerek, araçların hızlarını aracın yük, teknik özelliğine, görüş, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak ve arkadan çarpmamak zorundadırlar.
Aksi takdirde, taşıt yolunda seyir halinde bulunan aracın öndeki araca çarpmadan durdurulabilmesi gerektiğinde, bilimsel anlamda fizik kuralı olarak belirli bir emniyetli duruş mesafesine ihtiyaç duyulmakta olup, Emniyetli Duruş Mesafeside, sürücünün tehlikeyi görerek algıladıktan sonra, ayağını gaz pedalından çekip, fren pedalına bastıktan sonra, geçen zamanda aracın en son durduğu mesafe olmaktadır.
Bu bağlamda; trafik kazaları konusunda yapılan bilimsel çalışmalardaki denemelerde araçların duruş mesafeleriyle ilgili, elde edilen verilere göre, hız ve araçların duruş mesafeleri hesaplanmış olup, Karayolları Genel Müdürlüğüne ait, http://www.kgm.gov.tr adresinde yer alan eğimsiz ve kuru asfalt yolda araçların hızlarına göre durma mesafelerini gösterir çizelgede; araç hızının 50 km/saat olması durumunda fren mesafesinin 16,4 metre, durma mesafesinin 26,8 metre, araç hızının 70 km/saat olması durumunda fren mesafesinin 32,1 metre, durma mesafesinin 46,7 metre, olacağının belirtildiği anlaşılmıştır.
İzah edildiği üzere, trafik kazalarıyla ilgili bilimsel çalışmalardaki denemelerde elde edilen verilere göre, hız ve araçların duruş mesafeleri hesaplanmış olup, taşıt yolundaki araçların durdurulması için zaman ve mesafeye ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu yüzden sürücülerin araç kullanırken özen yükümlülüğüne mutlaka uyarak, dikkatli ve tedbirli bir şekilde araç kullanmaları zorunludur.
Dava konusu trafik kazası, …plakalı aracın sürücüsü… açısından irdelendiğinde; Sürücüler karayolunda araç ile seyir halindeyken, teknik arıza yada yakıt bitmesi gibi zorunlu sebeplerle özelliklede yerleşim birimleri dışında taşıt yolunda kaldıklarında, Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorunda olup, araçlarını karayolu dışına, bu mümkün olmaz ise, bankete, bu da mümkün değilse taşıt yolunun en sağına almak ve her durumda yol, hava ve trafik şartları ile gece ve gündüz olmasına göre, gerekli güvenlik ve uyarı tedbirlerini derhal alıp uygulamakla yükümlüdürler.
Bundan dolayı, karayolunda aracın yakıtı bittiğinde, aracı yol boyu iteklemek değil, hemen dörtlü flaşörler yakılarak aracın hemen bankete ya da emniyet şeridine alınması devamında da duraklama veya park etmede alınması gerekli tedbirlerin alınması zorunludur.
Bu yüzden sürücüler, yakıt bitmesi gibi zorunlu hallerde dikkatli ve tedbirli olmaları ve özen yükümlülüğüne uymaları zorunludur.
… plakalı aracın sürücüsü …’nin; Karayolları Trafik Kanununun 47. maddesinin d) fıkrası ile 52.maddesinin b) fıkrası ve 84.maddesinin d) fıkrasını ihlal ederek; Karayolunda araç ile seyir halindeyken, Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak, aracının hızını aracın yük, teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak ve önündeki araca arkadan çarpmamak zorunda olduğu halde sevk ve idaresindeki …plakalı aracı ile trafik kazasının meydana geldiği, Tekirdağ İli, Çorlu İlçesinde, Çobançeşme Mahallesi, Tekirdağ-Çorlu Karayolu üzerinde Karatepe Mevkii istikametinden Çorlu istikametine seyir halindeyken, …Fabrikası önüne geldiği sırada, kendine göre sağ şeritte yol üzerinde yakıt bittiği için arkadan iteklenen sürücü … ve yolcu …’in yakıtı bitmiş olan ve …Fabrika önündeki boş alana doğru ittikleri …plakalı aracın arka kısımlarına çarparak aracı iten … ve…’in yola savrularak yaralanmaları sonucu dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, bu durumda kullandığı aracın hızını yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı, mahal şartlarını da dikkate alarak hızını tedbir alabilecek düzeye düşürüp kontrollü şekilde seyrine özen göstermediği, gereken dikkatini yola vermediği önünde yol üstünde yakıtı biten ve iteklenmekte olan aracın arka kısımlarına çarptığı bu şekilde, dikkatsizlik ve tedbirsizlik neticesi, özensiz davranışları nedeniyle, arkadan çarptığı bu şekilde asli kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiği anlaşıldığından, meydana gelen trafik kazasında %70 (YÜZDE YETMİŞ) ORANINDA KUSURLU OLDUĞU,
… plakalı aracın sürücüsü …; Karayolları Trafik Kanununun 36.maddesi ile 47.maddesinin d) fıkrası ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 116.maddesini ihlal ederek; Karayolunda araç ile seyir halindeyken, yakıt bitmesi gibi zorunlu sebeple, yerleşim birimi dışında taşıt yolunda kaldığında, Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorunda olup, aracını hemen karayolu dışına, bu mümkün olmaz ise, bankete, bu da mümkün değilse taşıt yolunun en sağına almak ve her durumda yol, hava ve trafik şartları ile gece ve gündüz olmasına göre, gerekli güvenlik ve uyarı tedbirlerini derhal alıp uygulamak zorunda olduğu halde sevk ve idaresindeki …plakalı aracı ile trafik kazasının meydana geldiği Tekirdağ İli, Çorlu İlçesinde, Çobançeşme Mahallesi, Tekirdağ-Çorlu Karayolu üzerinde Karatepe Mevkii istikametinden Çorlu istikametine seyir halindeyken,… Fabrikası önüne geldiği esnada, aracının yakıtının bitmesi sebebiyle araçtan inerek yolcu … ile birlikte aracı iterek …Çelik fabrikası önündeki boş alana çıkartmak istedikleri esnada aracın arka kısımlarına ve kendilerine, Tekirdağ-Çorlu Karayolu üzerinde Karatepe Tepe Mevkii istikametinden Çorlu istikametine seyir halinde olan sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracının ön kısımlarıyla çarpmış çarpmanın etkisiyle… plakalı aracının 31 metre ileri yolun soluna savrulması sonucu dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, bu durumda karayolunda aracın yakıtı bittiğinde, aracın hemen dörtlü flaşörleri yakılarak aracın hemen bankete ya da emniyet şeridine alınması devamında da duraklama veya park etmede alınması gerekli tedbirlerin alınması zorunlu olduğu, bu şekilde dikkatli ve tedbirli davranmadıkları özen yükümlülüğüne uymayarak, sürücü …’nin sevk ve idaresindeki… plakalı aracın kendilerine çarpmasıyla trafik kazasına karıştıkları anlaşıldığından, meydana gelen trafik kazasında %30 (YÜZDE OTUZ) ORANINDA KUSURLU OLDUĞU tespit edilmiştir.
Dosya içerisinde bulunan Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre; 06 12. 2015 günü saat:23.40 sıralarında sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile trafik kazasına karıştığı ve kaza sonrası saat:00.12 de yapılan ölçümde 0.42 promil (alkollü) olduğu anlaşılmıştır. Kazadan 32 dakika sonra itibariyle genel bilimsel kabule göre kandaki alkol oranı ortalama olarak saatte 0,15 promil düşmektedir.
Buna göre sürücünün kaza saatindeki gerçek alkol oranı: 0.42 + 32/60×0,15 =0.42 +0.08 = 0.5 promil’dir
Nöroloji uzmanı ve trafik konularında uzman bilirkişilerin de yer aldığı kurul tarafından, trafik kazasından sonra “kaza analizi’’ yapılması ile olayın salt alkol etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması hukuki bir zorunluluk olarak görülmektedir.
Alkol alımı ile trafik kazaları arasındaki ilişki yaygın olarak bilinmesine rağmen alkolün trafik kazasına bizzat tek başına neden olması durumu üzerinde yaygın tartışmalar vardır. Bireylerin alkol alıp almadığının tespiti ile sarhoşluğunun tespiti birbirinden farklıdır; alkol alan her şahısta sarhoşluk görülmeyeceği gibi, aynı miktar alkol alan şahıslarda görülebilen belirtilerde farklılıklar arz eder.
Promil ; 100 mililitre kandaki alkol miktarının miligram cinsinden gösterilmesidir. 0.5 promil bir duble rakı, viski, cin veya votka içilmesine veya 2 kadeh şarap içilmesine tekabül etmekte iken, 1 promil ise yaklaşık olarak 2 duble rakı viski vb. içilmesine tekabül etmektedir. 2 promil alkol ise yaklaşık 4 duble rakı viski vb. içilmesine tekabül etmektedir.
Değerlendirilen olguda kan alkol düzeyi ile ilgili nörolojik fonksiyonlardaki değişim aşağıdaki gibidir:
A-0.5 promil(50mg/dl, ~2 bira): Kişinin hafif olarak etkilendiği durumdur. Genelde davranışlar normaldir.
B-1.0 promil(100mg/dl, ~4 bira): Muhakeme ve karar verme yeteneği bozulur. Reaksiyon zamanı yavaşlar. Duyu yeteneği değişir. Kendine güven hissi artar.
Nöroloji Bilim Dalı verilerine göre, alkol alımı ile trafik kazaları arasındaki ilişki yaygın olarak bilinmesine rağmen alkolün trafik kazasına bizzat tek başına neden olması durumu üzerinde yaygın tartışmalar vardır.
Alkollü olarak trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde “emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde” olup olmadığının tespiti, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomodasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı, dahili muayenesine ait tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkündür. Alkol seviyesine göre sürücünün aracı güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş olup olmadığı hususu yapılan çeşitli bilimsel çalışmalarda incelenip değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmalarda biyolojik, tıbbi ve istatistiksel bulguların, sürüş deneylerinin sonuçlarının özel olarak göz önünde bulundurulmasıyla yapılan bütüncül değerlendirmede, alkolden kaynaklı araç kullanma yeteneğinin kesin kaybedilmesinin temel değerinin 1.0 promilden başlayacağını kabul etmeyi gerektirdiği belirtilmiştir. Bilimsel alanda söz edilen kesin olmayan sınırlar, 1.0 promillik değerin altında kalmaktadır. Kesine yakın olasılıkla denebilir ki, daha yüksek değerdeki alkollü sürücü, eleme evresinde (kandaki alkolü yakma evresinde) dahi, bugünkü trafiğin olağan beklentilerini yerine getirebilecek düzeyde aracının yönetimine (hakimiyetine), özel sürüş yeteneği veya alkole dayanıklılık halinde dahi sahip değildir. Alkollü araç kullanmanın güvenli sürüş yeteneğini bozduğu sınır, başka bir deyişle tehlikelilik sınırı (kim olursa olsun etkileyecek düzey) 1.00 promil kabul edilmelidir. Yani 0.50 promil alkol düzeyinin ülkemizde anlamı şudur ; yasal olarak trafiğe çıkmanın yasak olduğu sınırdır, oysa bilimsel olarak sarhoşluk sınırı değildir. Ve tabiki alkollü olarak trafiğe çıkılmaması için desteklenmeye devam edilmesi gereken bir sınırdır.
Dava dışı sürücünün kaza sırasındaki 0.50 promil alkol düzeyi; yasal olarak trafikte araç kullanmanın yasak olduğu; kişinin hafif olarak etkilendiği; davranışlarının ise normal sınırlarda kabul edildiği yani sarhoşluk sınırının altında olduğu ; kazanın münhasıran ( %100) alkole bağlı olarak meydana geldiğini söyleyebilmek için sürücünün alkollü olması hatta yüksek oranda alkollü olmasının yeterli olmayıp; alkol etkisiyle güvenli sürüş yeteneğini kaybetmiş olması ve ayrıca kazanın meydana gelmesinde alkol dışında başka herhangi bir faktörün ( yol, iklim, başka bir araç ve sürücü kusuru gibi vb.) rol oynamamış olması gerekir… plakalı diğer aracın sürücüsü …’nin kazanın oluşumunda trafikte seyir halindeyken, yakıt bitmesi gibi zorunlu sebeple, yerleşim birimi dışında taşıt yolunda kaldığında, aracının yakıtının bitmesi sebebiyle araçtan inerek yolcu …ile birlikte aracı iterek … Çelik fabrikası önündeki boş alana çıkartmak istedikleri esnada aracın arka kısımlarına ve kendilerine, sürücü …’nin çarpması sonucu dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde; aracın yakıtı bittiğinde, aracın dörtlü flaşörlerini yakarak aracını hemen bankete ya da emniyet şeridine almadığı; dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak devamında da duraklama veya park etmede alınması gereken zorunlu tedbirleri alması gerektiği halde almadığının/alamadığının anlaşıldığı ; Kazada alkol dışında diğer sürücünün varlığı ve % 30 oranında tali kusurlu olduğu; sürücülerin olayda alkol olmasaydı yine kendi kusuru ile benzer trafik kazasına sebebiyet verme olasılığının , mümkün olduğu, yani aynı yolda, aynı şartlarda alkol almamış kişilerin de kendi hataları ile yani sırf dikkatsiz ve tedbirsizliği nedeni ile trafik kurallarını ihlal ederek yol ve trafiğin gerektirdiği şartlara göre araçlarını ayarlayamayarak benzer trafik kazasını aynı koşullarda yapabileceğinin bilimsel olarak mümkün olduğu; Ayrıca değerlendirilen olguda sürücü …’de kaza sırasında tespit olunan 0.50 promil alkol düzeyi 1.00 promil sınırının altında olup sürücünün o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek nörolojik, oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı, dahili muayenesine ait tıbbi verilerin değerlendirilmesinin yapılmamış / yapılamamış olmasına göre kazanın münhasıran sürücünün alkollü olması nedeniyle meydana gelmediği kanaatine varılmıştır. Bir başka deyişle kazada alkolün rolü bulunduğunun adli tıbbi delilleri bulunmamaktadır.
Mahkemeye sunulan 25.09.2017 tarihli Bilirkişi Raporunda,… plakalı aracın sürücüsü…’nin; %70 Oranında Asli Kusurlu, … plakalı aracın sürücüsü …; %30 oranında tali kusurlu olduğu belirtilmiş olup belirtilen kusur oranlarına uyulmuştur.
Ancak Bilirkişi Raporunda… plakalı aracın sürücüsü …’nin B sınıfı sürücü belgesi sahibi olduğu belirtilmiş olduğu, buna karşılık; Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağında, sürücü belgesiz olduğunun belirtildiği sürücü belgesi bölümüne yok yazıldığı anlaşılmıştır.
…Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan 01.04.2016 tarihli Bilirkişi Raporunda, … plakalı aracın sürücüsü …’nin; %40 Oranında Kusurlu,… plakalı aracın sürücüsü …’nin; %60 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş olup, belirtilen kusur oranlarına, iş bu Raporda izah edilen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ilgili maddelerinden dolayı uyulmamıştır.
…plakalı aracın sürücüsü …’nin, meydana gelen trafik kazasında %70 (yüzde yetmiş ) oranında kusurlu olduğu, …plakalı aracın sürücüs…, meydana gelen trafik kazasında %30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememiz dosyası arasına alınan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Sürücü…’nin açısından, kazanın münhasıran sürücünün alkollü olması nedeniyle meydana gelmediği, başka deyişle kazada alkolün rolü bulunduğunun adli tıbbi delilleri bulunmadığı tespit edildiğinden, davanın kabulü ile 86.000,00 TL ‘nin 22/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, …plakalı hasarlı aracın hurdasının davalıya iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın kabulü ile 86.000,00 TL ‘nin 22/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-… plakalı hasarlı aracın hurdasının davalıya iadesine,
3-Alınması gerekli 5.874,66 TL karar ve ilam harcından peşin alınan ( davada 170,78 TL+ ıslahta 1.297,89 TL =) 1.468,67 ‘nin düşümü ile eksik kalan 4.405,99 TL harcın davalıdan tahsili ile maliyeye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 11.980,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça yapılan ( ilk masraf 204,28 TL + ıslah harcı 1.297,89 TL + 234,25 TL posta masrafı + 3.450,00 TL bilirkişi ücreti ) toplam 5.186,42 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 31/05/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır