Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/345 E. 2023/483 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/345 Esas
KARAR NO : 2023/483

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 13/07/2020
KARAR TARİHİ : 08/06/2023

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, 30/11/2016 tarihinde Sarıyer’de meydana gelen trafik kazasında, sürücü …’nin aşırı hız nedeniyle … plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybettiğini, orta refüje çarparak, havalanarak karşı şeride geçtiğini, karşı yönden gelen…’un idaresindeki … plakalı aracın üstüne düştüğünü, …’un vefat ettiğini, müvekkillerinin murisi müteveffa…’un en küçük bir kusuru bulunmadığı ve tek ve asli kusurun davalı …’ye ait olduğunun kesin hüküm ile maddi olarak ispat olunduğunu, davalı …’nin her ne kadar … Turizm Taşımacılık Otomotiv Gıda Ürünleri Temizlik Hizmetleri İletişim Sanayi ve Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından istihdam edilip, yine kazayı yapan … plakalı araç maliki bu şirket görünmekle birlikte, aracın kaza tarihinden önce 30.09.2017 tarihine kadar 3 yıl süre ile şoförlü olarak … Belediyesine kiralandığını ve teslim edildiğini, aracın tamamen … Belediyesinin idaresi altında işletildiğini ve bu sebeple İşleten Sıfatının davalı … Belediyesi’ne geçtiği anlaşıldığından … Belediyesinin İşleten sıfatı ile sorumlu bulunduğunu, ayrıca yine … ile asıl işveren-alt içeren ilişkisi bulunduğu için, … Belediyesinin bu sebeple de sorumluluğunun doğduğunu, … plakalı aracın, … numaralı Genişletilmiş Kasko poliçesinde mevcut İhtiyari Mali Sorumluluk” (İHM) teminatı nedeniyle, maddi tazminat talepleri için, …Sigorta AŞ.’ nin poliçe limitiyle sınırlı sorumluluğunun doğduğunu, …’un vefatının sonrasında; yaşarken destek olduğu, kaza sonucu yaşamını yitirmeseydi hayatı boyunca destek olmaya devam edeceği, birlikte bir yaşam sürdüğü eşi ve kızının müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını, işbu sebeple TBK madde 53/3 uyarınca haksız fiilden zarar gören müvekkillerine tazminat ödenmesi gerektiğini, müvekkillerinden …’nin müteveffanın eşi olduğunu, her ne kadar müteveffa ve müvekkilinin 29.09.2015 tarihinde resmi evlilik bağını bitirmiş olsalar da olay gününe kadar karı koca ilişkisine devam ettiklerini, eş olarak yaşamları hiçbir zaman kesintiye uğramadığını, manevi tazminat istemlerine ilişkin İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen ve sonuçlanmış olan halen İstinaf incelemesinde olan … E. – 2019/144 K. Sayılı dosyada 26.09.2018 tarihli celsede dinlenen tanıklardan, …’ın; “Müteveffa … Bey ile bizim çok geçmişe dayalı dostluğumuz arkadaşlığımız vardır. 35 yıllık arkadaşlığımız vardır. Ailecek görüşürüz. Ben …’ın ilk başta boşandığını duymamıştım Sonra bana kendisi söylemişti Ancak boşandıktan sonra bile tekrar beraber yaşamaya devam etmiştir. Benim bildiğim kadarıyla İlknur evden hiç ayrılmadı. Aynen eskisi gibi yaşamaya devam ediyorlardı. Gelen misafirlerini da ailecek karşılıyorlardı. Çünkü onların evi hiç kapalı olmaz. Tüm misafirlerini her zaman ağırlarlardı. Hatta şu an bile İlknur Kayınvalidesi …’un yanındadır. … çevresinde … Teyze olarak bilinir. Biz kendisini Sevim Teyze olarak biliriz. Yanlış hatırlamıyorsam … 2015’ in sonlarına doğru boşanmıştır. Söylediğim gibi ben de boşanmayı daha sonra kendisinden öğrenmiştim. Ancak boşanmadan sonra bile hayatlarında herhangi bir değişiklik olmadan devam ettiklerini biliyorum…” şeklinde beyanda bulunduğunu, … de aynı oturumda verdiği ifadesinde “… abi ve İlknur ile çok geçmişe dayalı dostluğumuz vardır. Kendileri ile çok samimiyizdir. Ben … Abinin İlknur’dan boşandığını cenazeden sonra İlknur’dan duymuştum. … Abi kendisinden çok başkalarını düşünen bir insandı. Öncesinde bir takım sağlık rahatsızlıkları vardı. Haftanın üç günü diyalize giderdi. Bundan dolayı bana İlknur’a yük olduğunu, hayatını zorlaştırdığını, bu nedenle boşanırsak İlknur’un da daha rahat bir yaşam süreceğini söylemişti. Ben ise kendisine böyle bir durumun söz konusu olmadığını, hatta İlknur’un da böyle bir rahatsızlığı olmadığını söylemiştim. Gerçekten de İlknur’un kesinlikle böyle bir rahatsızlığı yoktu. Hem …’a hem kayınvalidesi …Teyzeye bakıyordu. Ve hayatından oldukça memnundu. Sanırım … Abi kendisine bu şekilde vesvese yapmış. Sanırım bundan dolayı boşanmış olabilir. Ancak söylediğim gibi benim boşanmadan hiç haberim olmadı, çünkü … Abi vefatına kadar eşiyle birlikte yaşıyordu. Aynı evde aile ortamında yaşıyorlardı. Gelen misafirlerini ailece ağırlıyorlardı. Aile yaşantılarında herhangi bir değişiklik ve kesinti olmamıştı. … Abi ülkemizin bilinen tanınan değerli oyuncularından biriydi. Çok fazla bilgim yok ama tahminen piyasa şartlarına göre 70-80.000 TL. kazanıyordu. Ayrıca davacı … önce devlet okulunda, sonra özel okulda öğretmenlik yapıyordu.. Başkaca bir geliri olduğunu bilmiyorum Diğer davacı Zeynep ise Konservatuvarda öğrenciliğe devam ediyor. Hatta şu an İlknur kayınvalidesi … Teyze ile …’ta aynı evde kalmaktadır. …Teyze’ye İlknur bakmaktadır.” şeklinde beyanda bulunduğunu, görüldüğü gibi boşanmış olmakla birlikte, müteveffa ile müvekkili …’nin karı koca ilişkisine olay gününe kadar devam ettiğini, nitekim hem İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmüş ve sonuçlanmış olup halen İstinaf incelemesinde olan 2017/954 E. – 2019/144 K. Sayılı dosyada hem de zorunlu trafik sigortası tarafından …’ye müteveffanın eşi olması sebebiyle tazminat ödemesi yapıldığını, diğer müvekkili …’un, … ve …’nin 07.12.1996 doğum tarihli müşterek çocukları olduğunu, …’un babasının vefat etmiş olduğu tarihte … Sanatlar Üniversitesi … Konservatuarında öğrenci olduğunu ve öğrenim hayatının hali hazırda devam ettiğini, mezun olduktan sonrası için de usta sanatçı babası…’un desteğinden mahrum kaldığının aşikar olduğunu, müteveffa…’un, yaptığı işin doğası gereği aylık kazancı aydan aya farklıklar göstermekle birlikte, vefat ettiği tarihte ortalama aylık kazancı 25.000 – 40.000 TL. arasında olduğunu, olay sonrasında taraflarınca hesap bilirkişisi …’e yaptırılan inceleme ve bilirkişi raporu sonucu olarak …’ye 816,000 TL, …’a 240.000 TL, müteveffanın o tarihte yaşayan annesi …’a 144.000 TL destekten yoksun kalma zararı oluştuğunu, … bu süreçte 26/02/2020 tarihide vefat ettiğini, bu nedenle sundukları özel raporda … için hesaplanan maddi desteğin diğer hak sahipleri olan … ve …’ye destek olarak paylaştırılması gerektiğini belirterek davacı eş … için şimdilik 5.000 TL, davacı çocuk … için şimdilik 5.000 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalı… Sigorta A.Ş’ nin poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla 03.10.2017 günlü temerrüt tarihinden, diğer davalılardan ise haksız fiil tarihi olan 30.11.2016 tarihinden, itibaren işleyecek yasal faizi, masraf ve vekalet ücretiyle birlikte, davalılardan birlikte ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı… Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde, Kazaya karışan…plakalı aracın, müvekkilİ şirket nezdinde 25.09.2018/2019 vadeli … no’lu İhtiyari Mali Mesuliyet teminatını havi Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirket aleyhine yine aynı mahkeme nezdinde manevi tazminat talebiyle … esas sayılı dava ikame edildiğini ve bu dosyada tesis edilen kararın kendilerince istinaf edildiğini, istinaf dosyasının iş bu dosya için bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, iş bu davadan önce yine Mahkeme nezdinde aynı kazaya ilişkin olarak davacılar … ve …’un tarafından manevi tazminat talebiyle müvekkili şirket aleyhine … E. sayılı dava ikame edildiğini, poliçede yer alan manevi tazminat talepleri ilgili poliçe limitlerine %25 kombine limiti ile dahil edildiğini, buna göre, manevi tazminat limitinin 25.000,00-TL olmasına rağmen, Mahkeme tarafından hatalı şekilde doğrudan İhtiyari Mali Mesuliyet limitinin tamamı olan 100.000,00-TL üzerinden hüküm tesis edildiğini, bu nedenle, Mahkemenin 2017/954 E-2019/144 K. sayılı kararı, kendilerince istinaf edildiğini ve dosyanın halen Bölge Adliye Mahkemesinde olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilecek hükmün akıbeti iş bu dosyada verilecek kararı etkileyeceğinden istinaf yargılamasının bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, her ne kadar Mahkemenin 2017/954 e-2019/144 karar sayılı kararı kendilerince istinaf edilmiş olsa da, 100.000,00-TL ihtiyari mali mesuliyet teminatının tamamı üzerinden hüküm tesis edilmiş olduğundan poliçe teminat limitinin tükendiğini ve bu nedenle, iş bu davanın reddini talep etiklerini, ayrıca müvekkili şirket tarafından hasar aşamasında destekten yoksun kalma tazminatı için ZMMS sigortacısı olan … Sigorta A.Ş.’nin teminat limitini aşan tutar için 249,30-TL davacı tarafa ödendiğini, bu ödeme sonrasında müvekkili şirket nezdindeki kasko poliçesindeki İhtiyari Mali Mesuliyet teminatının bakiye tutarının 99.750,70-TL olduğunu beyan etiklerini, davacılardan …’nin müteveffa…’un eski eşi olduğunu ve boşanmış eşin destekten yoksun kalma tazminatı bakımından talep hakkının bulunmadığını, açıklanan sebeplerle, iş bu haksız ve mesnetsiz talebin reddi ile Mahkemenin 2017/954 E-2019/144 K. sayılı kararı üzerinde yapılan istinaf incelemesinin akıbetinin bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Başkanlığı cevap dilekçesinde, davacılar … ve … tarafından, 30.11.2016 tarihinde meydana gelen sürücü …’ nin kullanımındaki … plakalı aracın, …’ un idaresindek…plakalı araç ile yaşadığı ölümlü trafik kazası sebebiyle … Belediyesi, …, … Sigorta A.Ş. aleyhine destekten yoksun kalma tazminatı ve … plakalı araca tedbir konulması talebiyle dava açıldığını, davanın gerek usul yönünden, gerek esas yönünden haksız ve mesnetsiz olduğunu ve reddi gerektiğini, Belediyelerin kamu hizmeti görmekle yükümlü bulunmaları sebebiyle kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı oluşan sorumluluklarının özel hukuk hükümlerine tabi olmadığını, kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olduğunu, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak idari yargılama usulü hakkındaki kanunun 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerektiğini, hizmet kusuruna dayalı olarak … Belediyesi aleyhine açılan davanın Mahkemece görevsizlik sebebiyle öncelikle yargı yolu bakımından usulden reddini talep ettiklerini, İdari Yargı yerinin görevli olması nedeni ile yargı yolu bakımından Mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerektiğine ilişkin itirazlarının kabul edilmediği takdirde; … Belediyesi aleyhine açılan davanın ticari dava olmadığından Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında kalmakta olduğunu ve Mahkemece bu sebeple iş bölümü itirazının kabulü ile görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, davacılar tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talebiyle açmış oldukları davada, … Belediyesine de husumet yöneltildiğini, dava dilekçesinde, 30.11.2016 tarihinde gerçekleştiği iddia edilen trafik kazasına karışan … plakalı aracın, … Tur. Taş. Oto Gıda Ürün Tem. Hiz. İlet. San ve Dış Tic. Ltd. Sti’ye ait olduğunu ve araç şoförü …’nin de … Tur. Tas. Oto Gıda Ürün Tem. Hiz. İlet. San ve Pis Tic. Ltd. Şti.nin personeli olduğunu, bu sebeple, … Belediyesi aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, kazaya karışan … plakalı aracın, davaya ihbarını talep edecekleri … Tur. Taş. Oto Gıda Ürün Tem. Hiz. İlet. San ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile … Belediyesi arasında 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 67. Maddesi doğrultusunda imzalanan 30.09.2014 tarihli sürücülü araç kiralama hizmet alımı sözleşmesi ile … Belediyesine bağlı Müdürlüklerde görev yapmak üzere kiralandığını, 30.09.2014 tarihli sözleşme gereği 30.11.2016 tarihinde yaşanan üzüntü verici kazadan dolayı doğacak tazminatlara ilişkin … Belediyesinin sorumluluğunun bulunmadığını, kazanın yüklenici firma personelinin kusuru sonucu meydana geldiğini, teknik şartnamedeki ilgili maddelere göre de yüklenici firma şoförünün kusuru sonucu meydana gelen kazada diğer davalıların sorumlu olduğu hususunda tereddüt bulunmadığını, … Turizm Tas. Otom. Gıda Ürün. Temizlik Hiz. İlet. San.ve Dış. Tic. Ltd. Şti nin davaya dahil edilmesi için davanın ihbar edilmesine karar verilmesini Mahkemeden talep ettiklerini, davacılar tarafından dava konusu kaza sonucunda daha önceden İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile İdarelerine karşı manevi tazminat davası açıldığını ve davanın henüz kesinleşmediğini, bu sebeple, söz konusu davanın bekletici mesele yapılmasını Mahkemeden talep ettiklerini belirterek müvekkili … Belediyesi aleyhine haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın usulden ve esastan reddine talep etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından, davalılar aleyhine maddi tazminat talepli olarak huzurdaki davanın açıldığını, davacıların dava açmakta hukuki yararlarının bulunmadığını, davalı …’nin bu elim kaza sonucunda çok büyük üzüntü yaşadığını, olaydan sonra psikolojik tedavi gördüğünü ve tedavisi halen devam ettiğini, davalı …’nin maddi durumunun bu tazminatı ödeyebilecek konumda olmadığını, davalılardan … müteveffa…’un eski eşi olduğunu, dava dilekçesinde de belirtildiği gibi 2015 yılında boşandıklarını, davacı olarak maddi tazminat isteminin yerinde olmadığını, yine davalılardan … için dosyaya sunulan öğrenci belgesinin 2016 yılına ait olduğunu, halen öğrenci olup olmadığının araştırılması gerektiği, ayrıca bu davalının SGK’ dan gelir alıp almadığının da araştırılarak almakta ise bu miktarında istenilen maddi tazminattan düşülmesi gerektiğini, dava dilekçesinin ekinde bulunan özel olarak Bilirkişi …’e yaptırılmış hesap incelemesini kabul etmediklerini, taraflı ve eksik olarak hesaplandığını, davacı …’a SGK dan bir gelir bağlanıp bağlanmadığının irdelenmediğini, diğer davalı …’nin zaten maddi tazminat isteme hakkı bulunmadığını, belirterek talep edilen maddi tazminat talebinin haksız ve mesnetsiz olması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … Tur. Taş. Otom. Gıda Ürün. …..Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin kazaya konu … plakalı aracın maliki olduğunu, araç işletini sıfatının … Belediyesi ait olduğunu, kazaya karışan şoförün davalı belediyenin emir ve talimatı altında davalı belediyeye bağlı çalıştığını, müvekkili firmanın işveren sıfatının da olmadığını, dolayısıyla işleten sıfatı olmayan müvekkili şirketin davada husumet sıfatının da bulunmadığını, davanın taraflarına ihbar edilmesinin hatalı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte kazanın meydana gelmesinde sürücünün kusurlu olup olmadığının, varsa kusurunun kaza ile zarar arasındaki illiyet bağını kesen durumların mevcut olup olmadığı hususlarının yargılama ve ispata muhtaç olduğunu, davacının boşanmış olduğu eşinin tazminat talep hakkı ve dolayısıyla da davada taraf sıfatı bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
DELİLLER: Kaza tespit tutanağı, İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesine ait … Esas … Karar sayılı dosya, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesine ait … Esas … Karar sayılı dosya, arabuluculuk anlaşamama tutanağı, SGK kayıtları, bilirkişi incelemesi.
…Başkanlığına yazı yazılarak … plakalı aracın … Belediyesine kiralanmasına ilişkin sözleşmenin ve ihale evraklarının gönderilmesi talep edilmiş, … Belediyesinin 25/02/2021 tarihli yazı cevabında istenilen bilgi ve belgelerin gönderildiği görülmüştür.
Vergi dairesine yazı yazılarak Müteveffa…’a ait vefatından önceki kazanç beyanlarının gönderilmesi istenilmiş, …Vergi Dairesince 17/03/2021 tarihli yazı cevabında müteveffa’ya ait beyannamelerin gönderildiği görülmüştür.
SGK’ya yazı yazılarak Mütevaffa…’un vefat tarihi olan 30/11/2016 tarihinden önceki hizmet dökümünün gönderilmesi istenilmiş, SGK tarafından 28/04/2021 tarihli yazı cevabında istenilen belgelerin gönderildiği görülmüştür.
…Sinema ve Oyuncular Derneği, Oyuncular Sendikası ve … Oyuncuları Mesleği Birliğine yazı yazılarak müteveffa…’un tanınmışlığına ve tecrübesine sahip bir oyuncunun yıllık kazancının ne olabileceği sorulduğu, bu hususta davacı vekiline elden takip yetkisi verildiği, davacı vekili 14/07/2021 tarihli yazı ekinde yazı cevaplarını sunduğu görülmüştür.
Davacı vekili 09/07/2021 tarihinde müvekkillerinden …’un halen … Üniversitesi Devlet Konservatuvarı/Sahne Sanatları Bölümü Tiyatro Programına kayıtlı öğrencisi olduğunu, buna ilişkin öğrenci belgesini sunmuş olduğu görüldü.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesine ait … Esas sayılı dosyası alınıp incelendiğinde, davacılar …, … ve … tarafından , davalılar … Turizm…..Ltd. ŞTi’, …Başkanlığı, … Sigorta A.Ş ve …aleyhine 30/11/2016 tarihinden meydana gelen ve…’un vefat ettiği kazaya ilişkin trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin dava açıldığı, yargılama esnasında davacı tanıkları dinlenilmiş, davacı tanığı … ” Müteveffa … Beyle ile bizim çok geçmişe dayalı dostluğumuz arkadaşlığımız vardır. 35 yıllık arkadaşlığımız vardır. Ailecek görüşürüz. Ben …’ın ilk başta boşandığını duymamıştım. Sonra bana kendisi söylemişti. Ancak boşandıktan sonra bile tekrar beraber yaşamaya devam etmişler. Benim bildiğim kadarıyla İlknur evden hiç ayrılmadı. Aynen eskisi gibi yaşamaya devam ediyorlardı. Gelen misafirlerini de ailecek karşılıyorlardı. Çünkü onların evi hiç kapalı olmaz. Tüm misafirlerini her zaman ağırlarlardı. Hatta şu an bile İlknur kayınvalidesi … un yanındadır. … çevresinde Sevim teyze olarak bilinir. Biz kendisine Sevim teyze olarak biliriz. Yanlış hatırlamıyorsam … 2015’in sonlarına doğru boşanmıştır. Söylediğim gibi ben de boşanmayı daha sonradan kendisinden öğrenmiştim. Ancak boşanmadan sonra bile hayatlarında herhangi bir değişiklik olmadan devam ettiklerini biliyorum. Neden boşandığı hakkında bana çok fazla bir şey anlatmadı. Ancak bir takım sağlık rahatsızlıkları vardı. Bu rahatsızlıklarından dolayı boşandığını söylemişti. Bildiğim kadarıyla … ın aylık 20.000,00 ile 30.0000,00 TL arası aylık geliri vardı . Ayrıca davacı … önce devlet okulunda sonra özel okulda öğretmenlik yapıyordur.” şeklinde beyanda bulunduğu, yine davacı tanığı …ise ” … abi ve İlknur ile çok geçmişe dayalı dostluğumuz vardır. Kendileriyle çok samimiyizdir. Ben … abinin İlknur dan boşandığını cenazeden sonra İlknurdan duymuştum. … abi kendisinden çok başkalarını düşünen bir insandı. Öncesinde bana bir takım sağlık rahatsızlıkları vardı. Haftanın 3 gün diyalize girerdi. Bundan dolayı bana İlknur a yük olduğnuu, hayatını zorlaştırdığını, bu nedenle boşanırsak İlknur un da daha rahat bir yaşam süreceğini söylemişti. Ben ise kendisine böyle bir durumun söz konusu olmadığını, hatta İlknur un da böyle bir rahatsızlığı olmadığını söylemişti. Gerçekten de ilknur un kesinlikle böyle bir rahatsızlığı yoktu. Hem … a Hem kayınvalidesi Dursun teyzeye bakıyordu. Ve hayatından oldukça memnundu. Sanırım … abi kendisini bu şekilde vesvese yapmış. Sanırım bundan dolayı boşanmış olabilir ancak söylediğim gibi benim boşanmadan hiç haberim olmadığı, çünkü … abi vefatına kadar eşiyle birlikte yaşıyordu. Aynı evde aile ortamında yaşıyorlardı. Gelen misafirlerini ailece ağırlıyorlardı. Aile yaşantılardında herhangi bir değşiikli ve kesintileri olmamıştı. … abi ülkemizin bilinen tanınan değerli oyuncularından biriydi. Çok fazla bilgim yok ama tahminen piyasa şartlarına göre 70-80,000,00 TL kazanıyordur. Ayrıca davacı … önce devlet okulunda sonra özel okulda öğretmenlik yapıyordur. Başkaca bir geliri olduğunu bilmiyorum. Diğer davacı Zeynep ise konservatuarda öğrenciliğe devam ediyor hatta şu an İlknur kayınvalidesi Dursun teyze ile Beşiktaşta aynı evde kalmaktadır. Dursun teyzeye İlknur bakmaktadır.” şeklinde beyanda bulunduğu, yargılamanın sonunda “Davalı … Turizm Taş. Ltd. Şti yönünden açılan davanın REDDİNE, Diğer davalılar yönünden açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE Davacı … için 40.000,00 TL, davacı…için 40.000,00 TL, davacı … için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 130.000,00 TL manevi tazminatın davalı… Sigorta A.Ş yönünden poliçe limiti olan 100.000,00 TL ile sınırlı olmak ve davacılara
garameten paylaştırılmak üzere temerrüt tarihi olan 14/10/2017 tarihinden itibaren davalı …ve … Belediyesi Başkanlığı yönünden tazminatın tamamından sorumlu olmak üzere kaza tarihi olan 30/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, şeklinde karar verildiği, karara karşı davalı … , davalı… Sigorta A.Ş vekili ve davalı … Belediyesi vekilince istinaf yoluna gidildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2019/1750 Esas 2021/1529 Karar ve 24/09/2021 tarihli ilamı ile;
“Yargı yolu kavramı, bir hukuk sisteminde, herhangi bir davanın, o hukuk sistemine dahil yargı kollarından hangisinde bakılacağını ifade eder. Uyuşmazlığın hangi yargı kolunda bakılacağı, davanın genel koşullarından olup mahkemece resen dikkate alınması gereklidir.
Anayasa’nın 125/1.maddesi ile idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açık olduğu; 2577 sayılı İYUK 2-b bendinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan ihlal edilenler tarafından, idari yargı yerinde tam yargı davası açabileceği hüküm altına alınmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 110. maddesi ile kamu araçlarının verdiği zararlar nedeniyle işletenin sorumluluğuna ilişkin olarak 2918 sayılı Kanunun amacına uygun biçimde adli yargıda davanın görülmesi esası benimsenmiştir. 2918 sayılı KTK’nın 110. maddesinin gerekçesi, Anaya Mahkemesinin 26/12/2013 tarih ve 2013/68-165 E-K sayılı kararı, Uyuşmazlık Mahkemesinin 11/04/2016 tarih ve 2016/163-210 E-K sayılı, 24/09/2018 tarihli ve 2018/530-467 E-K ve 2020/400 E. 2020/453 K. sayılı kararları ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2020/2045 Esas 2020/1746 Karar sayılı kararı birlikte değerlendirildiğinde, 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu doğrultuda yapılan değerlendirmeye göre de eldeki uyuşmazlıkta davalı idarenin 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle tazminat talep edilmesine göre uyuşmalığın çözümünde adli yargı görevli olacağından bu yöne değinen davalı Belediye istinaf itirazı yerinde değildir.
KTK’nın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 85/1. maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” maddenin son fıkrasına göre ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” İşletenin bu sorumluluğu bir tehlike sorumluluğudur.
Dosyada davalı belediye ile diğer davalı … arasında Hizmet Alımına Dair Sözleşme mevcut olup, iş tanımı; sürücülü araç kiralama işi olarak, işin süresi; 01/10/2014 – 30/09/2017 olarak, ödemelerin; aylık hakediş olarak yapılacağı, işte alt yüklenici çalıştırılmayacağı hususlarının tanımlandığı ve belirlendiği görülmektedir. Bu halde bu sözleşme uzun süreli araç kiralama sözleşmesi niteliğindedir. “Davacı vekili, davalı …’ un işleten sıfatı ve adam çalıştıran istihdam eden sıfatı ile sorumlu olduğunu iddia etmiş ise de, işleten sıfatının davalı … Belediyesine geçtiği görülmüştür. İstihdam ilişkisinin varlığı içinde, istihdam edene bağımlı olarak çalışma koşulu arandığı, yani müstahdem, istihdam edenin emir ve talimatına göre yani ona bağımlı olarak ve zararın işin görülmesi sırasında ve işle ilgili olarak verilmiş bulunması gerektiği, oysa kazanın … Belediyesine ait işin görülmesi sırasında meydana geldiği, aracın işletilmesinde tüm tasarruf yetkisinin … Belediyesi’ne ait olduğu anlaşılmakla, davalı … arasında işleten ve istihdam eden ilişkisi bulunmadığından, davalı … adına açılan davanın reddine karar verilmiştir.” yönündeki karar ve gerekçesiyle … açısından davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu hususa değinen diğer davalılar vekillerinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Davacı …’un müteveffanın annesi, …, müteveffanın kızıdır. Diğer davacı … ise resmi olarak mütevveffa ile evlilik bağını sonlandırmıştır. Ancak İlk Derece
Mahkemesince, kaza anına kadar müteveffa ile aynı evde eş olarak yaşamını idame ettirdiği, aile ortamında ve yaşantılarında herhangi bir kesinti ve değişiklik meydana gelmediği hatta müteveffanın ölümünden sonra bile kayınvalidesi ile beraber yaşamaya devam ettiği bu sebeple doğal evlilik bağı kopmamış olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle … lehine manevi tazminat takdirinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu hususa değinen davalı … vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/2.maddesi kapsamında davacılar lehine belirlenen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından bu yöne değinen istinaf itirazlarının reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davalı… Sigorta A.Ş. vekili istinaf aşamasında davacı tarafla anlaşma sağlandığı, ödeme yapıldığı, feragatname alındığı açıklanarak konusuz kalan davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, ekinde feragatname, ibraname ve dekont çıktısı ibraz etmiştir. Davacılar vekili de davalı… Sigorta A.Ş. açısından davadan feragat ettiklerini, diğer davalılar açısından feragatlerinin söz konusu olmadığını ifade eder dilekçe sunmuş, istinaf aşamasında açılan duruşmada, manevi tazminat için davalı… Sigorta A.Ş. tarafından her üç müvekkili açısından toplam 25.000,00 TL ödeme yapıldığını, ödeme nedeniyle davalı… Sigorta A.Ş. yönünden feragat ettiklerini beyan etmiş, protokol gereği ödemeye ilişkin 18/09/2020 tarihli dekont düzenlendiği görülmüştür. Ayrıca istinaf aşamasında davacı …’ un vefat ettiği, … 2. Noterliğince düzenlenen mirasçılık belgesi uyarınca diğer davacı …’ un tek mirasçı olduğu anlaşılmıştır.
Davalı… Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödeme ve buna dayalı davacılar vekilinin davalı… Sigorta A.Ş. bakımından istinaf aşamasındaki feragat beyanı gözetilmek suretiyle, davalı… Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf talebi konusuz kalmış ise de dosyada … plakalı araca ilişkin mevcut genişletilmiş kasko poliçesi yıllık azami 100.000,00 TL teminat bedelli olup, ihtiyari mali mesuliyet teminatı başlığı altında, manevi tazminat taleplerinin, kombine limitin % 25’i ile sınırlı olmak kaydıyla teminat kapsamına dahil edildiği hususu poliçede açıklanmış olduğundan % 25 limit karşılığı 25.000,00 TL poliçe teminat limiti ile sorumluluğuna karar vermek gerekirken, manevi tazminat açısından davalı… Sigorta A.Ş. bakımından poliçe limiti olan 100.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere karar verilmesi doğru olmadığından bu yöne değinen istinaf talebinin kabulü ile hükmün infazında tereddüt oluşmaması amacı ile hükmün düzeltilmesine karar verilmiştir.
Bu nedenle; Davalı… Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, davalı …vekili ve davalı … Belediyesi vekilinin istinaf başvurusunun reddine, Davalı… Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödeme ve buna dayalı davacılar vekilinin davalı… Sigorta A.Ş. yönünden istinaf aşamasındaki feragat beyanı gözetilmek suretiyle HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek;
A- Davalı …vekili ve davalı … Belediyesi vekilinin istinaf başvurusunun reddine,
Davalı… Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne; Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA,
Buna göre:
1-Davalı … Turizm Taş. Ltd. Şti yönünden açılan davanın REDDİNE,
2-Davalı… Sigorta A.Ş. açısından karar verilmesine yer olmadığına,
3-Diğer davalılar yönünden açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE
Davacı … için 40.000,00 TL, davacı … için 40.000,00 TL, davacı … için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 130.000,00 TL manevi tazminatın davalı …ve … Belediyesi Başkanlığı yönünden kaza tarihi olan 30/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Davalı… Sigorta A.Ş. tarafından manevi tazminata yönelik yapılan 25.000,00 TL ödemenin kararın infazı aşamasında gözetilmesine,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
Davalı… sigorta vekiline ait 22/09/2020 tarihli dilekçesi incelendiğinde, dava konusu olay ve poliçe nedeniyle talep edilen tazminat ile ilgili olarak davacı vekili ile müvekkili şirket arasında haricen yapılan görüşmeler neticesinde mutabakata varıldığını, mutabakat doğrultusunda müvekkili şirket tarafından davacı/lar vekiline; asıl alacak, faiz, vekalet ücreti, yargılama gideri vesair diğer kalemler olmak üzere; dava öncesinde 10.05.2018 tarihinde 249,30-TL, davadan sonra 18.09.2020 tarihinde 104.778,91-TL olmak üzere toplamda 105.028,21-TL tutarında ödeme yapıldığını, Sulhen varılan mutabakat uyarınca Davacı vekili kısaca; müvekkili şirketten herhangi bir hak ve alacağı kalmadığını, sigortacı olan müvekkili şirketle birlikte sorumluluklarını üzerine aldığı diğer zarar sorumlularını mutlak ve kesin olarak ibra ettiğini, müvekkili sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme neticesinde başvuru konusu tüm zarar tazmin edilmiş olduğundan davadan da feragat ettiğini kabul ve beyan ettiğini belirterek ödeme yapmış ve ibra edilmiş olunan müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulması mümkün olmamakla birlikte, davacı vekili tarafından da işbu davadan feragat edilmiş olunduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… sigorta’ya yazı yazılarak … plakalı araca ait … nolu poliçeye istinaden davacıların müteveffa…’un vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma talebine ilişkin başvuru evraklarının, dosya ve mevcut olması halinde ödemeye ilişkin evrakların gönderilmesi istenilmiş, … Sigorta 09/10/2020 tarihli yazı cevabında, …’un vefatı nedeniyle dava öncesinde 10/05/2018 tarihinde 249,30 TL davacı …’a tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkillerinin vefatı nedeniyle uğradığı maddi zarara karşılık olmak üzere … nolu hasar dosyasında sulhen varılan mutabakat uyarınca asıl alacak 74.750,70 TL , yargılama gideri 374,69 TL , avukatlık ücreti 10.061,11 TL ve faiz tutarı 19.592,41 TL olmak üzere toplamda 104.778,91 TL olduğunu, toplam tutar üzerinden 2.275.59 TL tazminat stopajı kesilerek 18/09/2020 tarihinde 102.503,32 TL Av. …’e ödendiğini, şirketlerinin davacı tarafından iş bu dava konusu yönünden ibra edildiğini, 20170047835-2 nolu manevi tazminat dosyasından asıl alacak 25.000,00 TL, Yargılama gideri ve mahkeme harcı 125,31 TL , avukatlık ücreti 3.364,89 TL ve faiz tutarı 6.552,59 TL olmak üzere toplam 35.042,79 TL Av. …’e ödendiğini, davacı tarafından iş bu davaya konusundan yönünden şirketlerinin ibra edildiğini, … ve 2 nolu hasar dosyaları için 18/09/2020 tarihinde 137.546,11 TL ödeme yapıldığını ve buna ilişkin ödeme belgelerini, ibranameyi, hasar dosyasını ve poliçeyi dilekçe ekinde sundukları görülmüştür.
… Sigorta A.Ş tarafından sunulan dilekçe ekindeki …’a ait A… T.A.Ş’a ait hesap ekstresi bilgileri incelendiğinde, müteveffa… tarafından …’ye boşandıkları tarihten sonra çeşitli tarihlerde para gönderildiği tespit edilmiştir.
İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin…Esas sayılı dosyası ile aldırılan trafik bilirkişisi … tarafından sunulan 09/02/2017 tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde, “dosya muhteviyatında bulunan belgeler tümü ile tetkik edildiğinde, sanık beyanı, kaza tespit tutanağı, olay sonrasına ait fotoğraflar, olay anı görüntü kayıtları, kaza yerinde yapılan keşif çalışmasında tespit edilen bilgiler doğrultusunda, tüm bu veriler birlikte nazara alındığında kaza yerinin konumu ve mahal şartları dikkate alınarak olay değerlendirilip ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasında, 1-Nihat Naki: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 84. Maddesinde yer alan kusurlardan 56/1a (Şerit izleme ve değiştirme kurallarına riayet etmemek) ve aynı kanun maddesinde yer alan 52/1b (araçların hızını, aracın yük ve teknik özellikleriyle yol, hava ve trafik durumunun gerktirdiği şartlara uydurmamak) kanun maddesini ihlal ettiğinden dolayı 1. Deredece tek kusurlu olduğu, 2-…: Meydana gelen kazanın oluşumunda atfa kabil kusurunun olmadığı, bunun dışında yolun bakım ve onarımından sorumlu kuruluşun herhangi bir kusurunun olmadığı” yönünde rapor tanzim edilmiştir.
İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesince Kusur durumunun tespiti için Adli Tıp Kurumundan alınan 09/08/2017 tarihli rapor incelendiğinde, “A) Sanık sürücü …yönetimindeki otomobil ile sey ri sırasında olay mahalli trafik ışıklarına geldiğinde hızını yol ve hava şartlarına göre ayarlaması, kontrollü olarak görüş mesafesine uygun şekilde seyrini sürdürmesi gerekirken bu hususa riayet etmemiş olup yola gereken dikkati vermeyip görüş alanını yeterince kontrol altında tutmadan seyrettiği. bu suretle önünde aynı yöne seyir halde olan vasıtanın solundan geçerek seyrini sürdürdüğü sırada orta refüjü farkedemeyip orta refüje çarparak aracının direksiyon hakimiyetini kaybettiği ve havalanıp karşı yönden gelen araçların yol bölümüne girerek karşı istikametten şeridini takiben gelmekte olan maktul sürücü yönetimindeki otomobile çarptığı anlaşıldığından dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareket etmekle olayda asli kusurludur. B) Müteveffa sürücü… yönetimindeki otomobil ile olay mahalli trafik ışıklarına geldiği sırada karşı yönden gelip orta refüje çarparak direksiyon hakimiyeti kaybolan ve havalanarak aracına çarpan otomobil nedeniyle meydana gelen kazada olayın oluş şekli itibariyle alabileceği herhangi bir önlem olmadığından atfi kabil kusuru bulunmamaktadır. C) İzlenen kamera görüntüsü, ifade içerikleri, sanık sürücü yönetimindeki otomobilin önünde aynı yöne seyir halde olan vasıtanın solundan geçerek seyrini sürdürmeye çalıştığı sırada orta refüjü farkedemeyip önlemsiz şekilde orta refüje çarptığı, akabinde direksiyon hakimiyetini kaybedip havalanarak karşı yönden şeridini takiben gelmekte olan maktul sürücü yönetimindeki otomobile çarptığı, kendi şeridinde seyir halinde olan maktul sürücünün olayın oluş şekli itibariyle alabileceği herhangi bir önlemin olmadığı hususları dikkate alındığında 30.01.2017 tarihli keşfe binaen tanzim edilen 09.02.2017 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen maktul sürücünün atfi kabil kusurunun olmadığı kanaati isabetli bulunmuş ve incelenen kamera görüntüsü, araçların seyir durumları, bilirkişi raporunda yer alan tespitler, kaza tespit tutanağı içeriği dikkate alındığında mevcut şartlarda kazaya etken herhangi bir yol sorununun bulunmadığı kanaatine varılmıştır. SONUÇ : Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda; A) Sanık sürücü …’nin asli kusurlu olduğu, . B) Müteveffa sürücü…’un kusursuz olduğu ” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Dosyanın bir trafik bilirkişisi, bir de aktüerya bilirkişisinden oluşan heyete tevdi suretiyle kusur ve tazminat hesabı noktasında rapor tanzim edilmesi istenilmiştir.
Bilirkişiler 21/09/2021 tarihli raporlarında, araç sürücüsü …’nin meydana gelen trafik kazasında %100 kusurlu olduğu, …’un meydana gelen trafik kazasında kusurunun olmadığı, aktüerya yönünden yapılan incelemede ” Sigorta şirketi bakımından kasko sigorta poliçesindeki … teminatı kapsamında talepte
bulunulmuştur. Zorunlu trafik sigorta poliçesine dayalı olarak talep söz konusu değildir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2019/3292 E sayılı son kararında özetle; “…Bu durumda mahkemece, ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellere göre (devre başı ödemeli belirli rant yöntemi, % 1,8 teknik faizle) tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak KTK’nun 90. maddesinde yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, Dairemiz Yargıtay’da uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınması için içtihat geliştirdiği ancak hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir…” demektedir. Bu
durumda;
Nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; talebe konu sigorta poliçesi ile bu konudaki Yargıtay kararları dikkate alınarak hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri TRH 2010 yaşam tablosuna göre, bilinmeyen dönem kazançlar ise Yargıtay kararlarına göre %10 artış ve iskonto esasına göre belirlenerek maddi zarar hesabı yapılacaktır. Buna göre yapılan hesaplama aşağıdaki gibidir;
1)TETKİK VE TESPİT EDİLEN HUSUSLAR
A)SORUMLULUK DURUMU
a)Kusur değerlendirmesinde davalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu belirlenmiş olmakla işbu raporda davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre hesaplama yapılacaktır.
b)Olayda sürücüsü %100 kusurlu bulunan araç davalı … ¸Belediyesi tarafından sürücülü olarak dava dışı … A.Ş’den hizmet alım sözleşmesi kapsamında kiralanmıştır. Bu
duruda davalı … Belediyesinin işleten ve istihdam eden asıl işveren konumunda olup olmadığı ve anılan davalının sorumluluğuna ilişkin hukuki durumun takdiri Sayın Mahkemeye aittir.
B)MÜTEVEFFANIN YAŞI VE BAKİYE ÖMRÜ
a)09.04.1963 doğumlu olan müteveffa…, 30.11.2016 ölüm tarihinde (53)yıl, (7)ay, (21)günlük olup, (54)yaşında kabul edilerek TRH 2010 yaşam tablosuna göre bakiye ömrü (22) yıl ve muhtemelen (76) yaşına kadar yaşayacaktır.
b)Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına ve uygulamalara göre kural olarak aktif çalışma yaşı sonu (60) olarak kabul edilmekte olup, müteveffanın aktif çalışma hayatının (60) yaşına kadar süreceğinin kabulü ile bakiye ömründe zarar gördüğü aktif hayat süresi (60-54)= 6 yıl ve pasif devresi (76-60)=16 yıldır.
C)HAK SAHİPLERİ VE DESTEK SÜRELERİ
a)Müteveffa ile davacı …’nin 29.09.2015 tarihinde boşandıkları ancak fiilen evlilik birliğinin devam ettiği belirtilmiştir.
Dosyadaki tanık beyanlarında müteveffa ile davacı İlknur’un fiilen birlikte yaşadıkları ve bu şekilde evlilik birliğinin fiilen devam ettiği beyan edilmiştir.
Dosyada mevcut banka kayıtlarına göre her hangi bir nafaka kararı olmamasına karşın müteveffanın düzenli olarak davacıya banka kanalı ile paralar gönderdiği ve bu şekilde destek olduğu gözükmektedir. Sigorta şirketleri tarafından da davacıya ödeme yapıldığı gözükmektedir. Bu konudaki Yargıtay kararlarına göre destek tazminatı talep edebilmek için resmi evlilik şart olmayıp, fiili birliktelik yeterli gözükmektedir. Bu durumda; Bu hususlara ilişkin nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; davacı eşin destek tazminatı talep koşullarının bulunduğu esasına göre hesaplama yapılarak takdire sunulacaktır. Buna göre;
b)Davacı eş bakımından kendi bakiye ömür süresi ile sınırlı olarak, yükseköğrenim gören kızı Zeynep bakımından 25 yaşına kadar, anne Dursun bakımında vefat ettiği 26.02.2020 tarihine kadar müteveffanın desteğinden yoksun kaldıkları süreler payların raporun 9. Sayfasında gösterildiği,
E)KAZANÇ DURUMU
a)Dava dosyasına müteveffanın kazançlarına ilişkin çok sayıda belge ibraz edilmiştir. Ancakmüteveffanın kazançlarının son 1 yılda elde ettiği ücretlere göre belirlenmesi gerektiğinden ibrazedilen belgelerden kaza tarihinden 2015 yılından öncesine ait olanların dikkate alınması mümkün gözükmemektedir.
Yine dosyaya 06.01.2017 tarihini içeren … Kültür Merkezi A.Ş adlı şirket tarafından düzenlenmiş belge ibraz edilmiş olup, söz konusu belgede 2017 yılından itibaren yayınlanacak olan program için ödenecek ücretten bahsetmektedir. Programın kazadan sonra başlayacak olması, söz konusu belgenin sadece tek taraflı beyandan ibaret olması, kazadan sonra düzenlenmiş olması ve başkaca resmi belge ile tevsik edilmemiş olması nedeniyle dikkate alınması mümkün gözükmemektedir.
SGK hizmet dökümünde müteveffanın aylık prime esas kazançları asgari ücretin 6,5 katı olarak gözükmektedir. Kişinin kazancının asgari ücretin 6,5 katını aşması halinde, SGK tarafından uygulanan taban ücret sınırlaması nedeniyle hizmet cetvelinde asgari ücretin 6,5 katı üzerindeki kazançlar yer almamaktadır. Bu durumda da SGK hizmet cetveline göre de kazançların tespiti mümkün gözükmemektedir.
Müteveffa tiyatro sanatçısı olup, ayrıca filim ve tv programlarında çalışarak kazanç sağlamaktadır. Yaptığı iş dikkate alındığında kazançları değişkenlik gösterdiğinden tereddütsüz ve kesin olarak elde edebileceği kazançların tespiti mümkün gözükmemektedir. Bu durumda;
Dosyada mevcut belgelere göre müteveffanın 2015 yılında belgeli olarak elde ettiği kazançlar mevcut olup, anılan kazançlar dikkate alınacaktır. Buna göre;
Dosyada mevcut bordrolar ile muavin defterine göre müteveffanın 2015 yılındaki toplam net kazançları (130.000,00 + 25.000,00 + 65.000,00 + 10.000,00 )= 230.000,00 TL olup, bunun aylık ortalaması (230.000,00/ 12 ay)= 19.166,67 TL.dır. Bu tutar 2015 yılında yürürlükte olan net asgari ücretin (19.166,67/1.000,54)= 19,15 katı olup, aynı şekilde günümüze kadarki net kazançları asgari ücretlerin 19,15 katına göre belirlenecektir.
Buna göre;
b)Müteveffanın 30.11.2016-30.11.2021 arası geçen (5)yıllık işlemiş aktif devre net kazançları nın raporun 9. Sayfasında tablo halinde gösterildiği,
2)BİİLİNMEYEN DÖNEM KAZANÇ TESPİTİ
A) Müteveffanın işlemiş ve bilinen aktif devredeki net kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve iskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacaktır. Ancak;
a)İşleyecek ve bilinmeyen bakiye aktif ve pasif devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Bu duruma göre,
b)Müteveffanın işleyecek devre başındaki bir yıllık geliri;
(2.825,90 x 19,15 katı)= 54.115,99 x 12 Ay = 649.391,88 TL. olup, anılan tutar işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınacaktır. Diğer yandan;
c)Bu konudaki son Yargıtay kararları dikkate alınarak pasif dönem zarar hesabına asgari geçim indirimi dikkate alınmaksızın belirlenen net yasal asgari ücretin yıllık tutarı olan (2.557,59×12 ay)= 30.691,08 TL esas alınacaktır. Buna göre;
PEŞİNİN DEĞER
(17)yıllık işleyecek iskontolu aktif ve pasif devrenin peşin değeri nin raporun 10. Sayfasında tablo halinde gösterildiği, Eş bakımından 17 yıllık işleyecek iskontolu aktif ve pasif devre net kazanç kaybı peşin değer toplamı = 1.140.449,16 TL
3)ÖDEMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ
A)Dava dışı… Sigorta tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi limiti olan 310.000,00 TL.nın tamamı hak sahiplerinden Eş İlknur’a 147.812,45 TL, Kızı Zeynep’e 67.009,55 TL ve Anne Dursun’a 95.178,00 TL olmak üzere 09.02.2017 tarihinde ödenmiştir. Sigorta şirketinin limitin tamamını ödemiş olması ve müteveffanın kazançlarının yüksek oluşu dikkate alındığında ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılması halinde ödemenin hak sahiplerinin zararını karşılaması mümkün gözükmediğinden gereksiz yere ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılmayacaktır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/4-824 E, 2012/134 K. ve 14.03.2012 tarihli bu konudaki en son kararında özetle; ödemenin, ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işlemiş yasal faizi ile güncellenerek güncel tutarın hesaplanan tazminattan indirileceği yönündedir. Bu durumda; Dava dışı sigorta şirketi tarafından hak sahiplerine yapılan ödemenin, ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işlemiş faizi ve asıl ödemenin ilavesi ile hak sahiplerinin maddi zararından tenzil gereken güncel tutarların raporun 10. Sayfasında gösterildiği,
b)Kazada sürücüsü %100 kusurlu bulunan araç davalı… sigorta tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalanmış olup, poliçede 100.000,00 TL ihtiyari mali mesuliyet teminatı verilmiştir.
Poliçeye göre söz konusu teminatın %25 ine kadar olan kısmına manevi tazminat dahildir. Davalı… sigorta tarafından asıl alacak olarak davacı kızı Zeynep’e 10.05.2018 tarihinde 249,30 TL ödendiği, dava devam ederken 74.750,70 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminat ödendiği belirtilerek buna ilişkin ödeme belgeleri ibraz edilmiştir.
Kızı Zeynep’e ödenen 249,30 TL dava açılmadan önce yapıldığından anılan tutar güncellenerek Zeynep’in zararından tenzil edilecektir. Buna göre anılan tutarın güncel miktarının 324,91 TL olduğu,
Eş İlknur’a yapılan 74.750,70 TL.lık ödeme dava açıldıktan sonra yapıldığından bu konudaki Yargıtay kararlarına göre anılan tutar güncellenmeksizin eşin zararından aynen tenzil edilecektir.
4)MADDİ ZARAR HESABI:
1)Davacı Eş ….’un maddi zararı Davacı kaza tarihinde 48 yaşında olup, 18 yaşından küçük çocuğu bulunmamaktadır. Ayim tablosuna göre davacı eşin %2 oranında yeniden evlenme şansı bulunmakta olup, bu husustaki nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; davacı eşin destek zararından %2
oranında yeniden evlenme şansı indirimi yapılarak takdire sunulacaktır. Buna göre;
maddi zarar hesabının raporun 11. Sayfasında yapıldığı,
DAVALI SİGORTA ŞİRKETİNİN SORUMLULUK KAPSAMI VE TEMERRÜT TARİHİ
a)Kazada Sürücüsü %100 kusurlu bulunan araç davalı… sigorta tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalanmış olup, poliçede 100.000,00 TL ihtiyari mali mesuliyet teminatı verilmiştir. Poliçeye göre söz konusu teminatın %25 ine kadar olan kısmına manevi tazminat dahildir. Dava devam ederken… sigorta tarafından asıl alacak olarak davacılara (249,30 + 74.750,70)= 75.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminat ödenmiş ve davacı vekili tarafından da 14.09.2020 tarihli ibraname, feragatname ve makbuz adlı belge ile ödeme ile birlikte … sigortanın sorumluluğunun sona ereceği beyan ve kabul edilmiştir. Bu durumda; … Sigorta tarafından poliçe limitinin tamamının yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile birlikte ödenmiş olması nedeniyle Kasko Sigorta Poliçesine istinaden davalı… Sigortanın sorumluluğu sona ermiş gözükmektedir. Bu durumda da gereksiz yere… sigorta bakımından ayrıca temerrüt tarihi tespiti yoluna gidilmeyecektir.
b)Araç sürücüsü ve işleten bakımından ise her hangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüt 30.11.2016 olay tarihinde gerçeklemiş olacaktır.
c)Dava dilekçisinde yasal faiz talep edilmiştir.
Sonuç olarak;
11.1. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin, 79479511-101.02- …sayı ve 09/08/2017 tarihli Bilirkişi Raporunda, A) Sanık sürücü …’nin asli kusurlu
olduğu, B) Müteveffa sürücü…’un kusursuz olduğu kanaati bildirilmiş olup, belirtilen kanaate uyulmuştur.
11.2. … plakalı aracın sürücüsü …’nin; meydana gelen trafik kazasında %100 (YÜZDE YÜZ) ORANINDA KUSURLU OLDUĞU,
11.3. … plakalı aracın sürücüsü…’un; meydana gelen trafik kazasında KUSURUNUN OLMADIĞI,
11.4. … plakalı aracın sürücüsü…’un emniyet kemeri takma zorunluluğu açısından irdeleme;
Karayolları Trafik Kanununun 78. maddesine göre; belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların
sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150.maddesinin b) fıkrasına göre; M1 sınıfı otomobillerin, N1,
N2, N3 sınıfı kamyonet, kamyon ve çekicilerin (…) bütün koltuklarında bu Yönetmeliğin ekinde yer alan (1) sayılı cetvelde yer alan Emniyet Kemerinin bulundurulması ve kullanılması zorunludur.
Sürücü ve yolcuların, sayılan araçlar ile seyir halindeyken, kendi güvenlikleri açısından, emniyet kemeri takma zorunluluk ve yükümlülükleri bulunmaktadır.

Türk Borçlar Kanunu’nun Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri başlıklı bölümündeki,
“MADDE 51- Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür.
MADDE 52- Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek
olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.” şeklinde hüküm yer almaktadır. TBK 52.maddesi uygulaması yönünden, dosya kapsamına bakıldığında; … plakalı aracın sürücüsü…’un, Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağında emniyet kemeri bölümünde ‘Tespit edilemedi’ (kod 7) bölümü işaretlenmiş olup, bu durumda müterafik kusur konusundaki değerlendirme, TBK 51.maddesi gereğince, Sayın Mahkemenin takdirinde olduğundan, Bilirkişi olarak değerlendirme yapılmamıştır.

11.5. Kazanın müteveffa…’un kullandığı araca karşı şeritten gelen aracın üstüne düşmesi ve buna göre de ölüm olayının tavanın çökmesi şeklinde meydana gelmiş olması nedeniyle; müteveffanın emniyet kemeri takmamış olmasının ölüm olayına etkisinin söz konusu olmayacağı, buna göre de müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmayacağının takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
11.6. Olayda sürücüsü %10 kusurlu bulunan araç davalı … Belediyesi tarafından sürücülü olarak dava dışı … A.Ş’den hizmet alım sözleşmesi kapsamında kiralanmış olup, buna göre … Belediyesinin işleten ve şoförün asıl işvereni olarak istihdam eden konumunda olup olmadığı ve anılan davalının sorumluluğuna ilişkin hukuki durumun takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
11.7. Davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre…’un vefatı nedeniyle;
a)Davacı Eş …’nin destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının = 1.097.761,99 TL
b)Davacı Kızı …’un destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının = 324.680,61 TL. olduğu,
c)Dava dilekçesinde yasal faiz talep edilmiş olup, davalı araç sürücüsü ve işleten bakımından temerrüdün 30.11.2016 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
d)Dava devam ederken davalı… Sigorta tarafından kasko sigorta poliçesindeki İhtiyari Mali Mesuliyet teminatı olan 100.000,00 TL.nın yargılama gideri ve avukatlık ücreti
ile birlikte davacılara ödenmiş olması nedeniyle davalı… Sigortanın işbu dava kapsamında sorumluluğunun sona ermiş olacağı hususundaki hukuki durumun takdirinin Sayın
Mahkemeye ait bulunduğu ” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Taraflarca rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Dosya tarafların rapora karşı beyan ve itirazları değerlendirilerek güncel asgari ücrete göre yeniden hesaplama yapılması üzerine bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler 04/07/2022 tarihli ek raporlarında;
“A-KUSUR VE SORUMLULUK DURUMUN İLİŞKİN OLARAK
21.09.2021 tarihli raporda belirlendiği gibi;
1. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin, …-2017/20243/3409 sayı ve 09/08/2017 tarihli Bilirkişi Raporunda,
A) Sanık sürücü …’nin asli kusurlu olduğu,
B) Müteveffa sürücü…’un kusursuz olduğu kanaati bildirilmiş olup, belirtilen kanaate uyulmuştur.
2. … plakalı aracın sürücüsü …’nin; meydana gelen trafik kazasında %100 (YÜZDE YÜZ) ORANINDA KUSURLU OLDUĞU,
3. … plakalı aracın sürücüsü…’un; meydana gelen trafik kazasında KUSURUNUN OLMADIĞI,
4. …plakalı aracın sürücüsü…’un emniyet kemeri takma zorunluluğu açısından irdeleme; Karayolları Trafik Kanununun 78. maddesine göre; belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur.
Karayolları Trafik Yönetmeliğ’nin 150.maddesinin b) fıkrasına göre; M1 sınıfı otomobillerin, N1, N2, N3 sınıfı kamyonet, kamyon ve çekicilerin (…) bütün koltuklarında bu Yönetmeliğin ekinde yer alan (1) sayılı cetvelde yer alan Emniyet Kemerinin bulundurulması ve kullanılması zorunludur. Sürücü ve yolcuların, sayılan araçlar ile seyir halindeyken, kendi güvenlikleri açısından, emniyet kemeri takma zorunluluk ve yükümlülükleri bulunmaktadır.
Türk Borçlar Kanunu’nun Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri başlıklı bölümündeki,
“MADDE 51- Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür.
MADDE 52- Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek
olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.” şeklinde hüküm yer almaktadır. TBK 52.maddesi uygulaması yönünden, dosya kapsamına bakıldığında; … plakalı aracın sürücüsü…’un, Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağında emniyet kemeri bölümünde ‘Tespit edilemedi’ (kod 7) bölümü işaretlenmiş olup, bu durumda müterafik kusur konusundaki değerlendirme, TBK 51.maddesi gereğince, Sayın Mahkemenin takdirinde olduğundan, Bilirkişi olarak değerlendirme yapılmamıştır.
5. Kazanın müteveffa…’un kullandığı araca karşı şeritten gelen aracın üstüne düşmesi ve buna göre de ölüm olayının tavanın çökmesi şeklinde meydana gelmiş olması nedeniyle; müteveffanın emniyet kemeri takmamış olmasının ölüm olayına etkisinin söz konusu olmayacağı, buna göre de müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmayacağının takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
6. Olayda sürücüsü %100 kusurlu bulunan araç davalı … Belediyesi tarafından sürücülü olarak dava dışı … A.Ş’den hizmet alım sözleşmesi kapsamında kiralanmış olup, buna göre … Belediyesinin işleten ve şoförün asıl işvereni olarak istihdam eden konumunda olup olmadığı ve anılan davalının sorumluluğuna ilişkin hukuki durumun takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
B-MADDİ ZARAR HESABINA İLİŞKİN OLARAK:
İşbu raporda değişen asgari ücretler dikkate alınarak yeniden belirlendiği gibi; Davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre…’un vefatı nedeniyle
a)Davacı Eş …’nin destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının = 1.568.803,73 TL
b)Davacı Kızı …’un destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının = 322.462,90 TL. olduğu, (Zeynep’in destek süresinin 25 yaşını ikmal ettiği 07.12.2021 tarihinde son bulması nedeniyle asgari ücret artışlarının Zeynep’in maddi zararında artış meydana getirmemiştir. Ancak ödemenin ise işbu rapor
tarihine kadar yeniden güncellenmesi nedeniyle güncellemeye bağlı olarak Zeynep’in maddi zararı önceki rapordan düşük çıkmış olup, bu bir çelişki değildir.)
c)Dava dilekçesinde yasal faiz talep edilmiş olup, davalı araç sürücüsü ve işleten bakımından temerrüdün 30.11.2016 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
d)Dava devam ederken davalı… Sigorta tarafından kasko sigorta poliçesindeki İhtiyari Mali Mesuliyet teminatı olan 100.000,00 TL.nın yargılama gideri ve avukatlık ücreti
ile birlikte davacılara ödenmiş olması nedeniyle davalı… Sigortanın işbu dava kapsamında sorumluluğunun sona ermiş olacağı hususundaki hukuki durumun takdirinin Sayın
Mahkemeye ait bulunduğu” şeklinde rapor tanzim edildiği görülmüştür.
ISLAH : Davacılar vekili 25/11/2022 tarihli ıslah dilekçesinde, Davalılar aleyhine açmış oldukları destekten yoksun kalma tazminatı alacağı hususunda  bilirkişi tarafından verilen 04.07.2022 tarihli ek rapora göre müvekkili …’nin destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının 1.568.803,73 -TL, müvekkili …’un destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının 322.462,90 – TL olduğunun hesaplandığını, bu nedenle dava dilekçesini kısmen ıslah ederek, müvekkili … lehine 1.568.803,73 TL destekten yoksun kalma tazminatı,
müvekkili … lehine 322.462,90 TL destekten yoksun kalma tazminatı bakiye alacağı talep etme zorunluluğu doğduğunu belirterek dava dilekçesinin kısmen ıslahına, müvekkili … adına 1.568.803,73 TL, müvekkil … adına 322.462,90 TL destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanan müvekkilleri için; dava dilekçesinde talep ettiklerine ek olarak, … için 1.563.803,73 TL, … için 317.426,90 TL destekten yoksun kalma tazminat farkının 10.000 TL’sinin haksız fiil tarihi olan 30.11.2016 tarihinden, arttırılan miktar için ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 08/06/2023 tarihli celsede ” … sigorta yönünden daha önceden feragat demiş isek de aslında ödeme nedeni ile dava konusuz kalmıştır bu nedenle konusuz kalma yönünde karar verilmesini istiyoruz , biz ıslah dilekçemizi de yaptık ikinci kez de ıslah dilekçesi veremeyeceğimize göre yeniden asgari ücret üzerinden güncelleme yapılmasını istemiyoruz ve ıslah dilekçemiz doğrultusunda belirlenen rakamlar dikkate alınarak karar verilmesini istiyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… Sigorta İhtiyari Mali Mesuliyet Limit 100.000 TL olup, sigorta poliçesine göre bunun 25.000,00 TL’si manevi tazminata, geri kalanı ise yaralanma ya da ölüm nedeniyle maddi tazminata ilişkindir. Yukarıda da bahsedildiği üzere davacılar tarafından açılan manevi tazminat davasında 25.000,00 TL… Sigorta aleyhine manevi tazminata hüküm kurulmuş olup, davacılar tarafından iş bu davada açılan destekten yoksun kalma tazminat davasında ise geri kalan 75.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının işleyen faizlerinin, vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile birlikte davacı tarafa ödendiği, böylelikle… Sigorta yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır.
Toplanan tüm deliller, alınan bilirkişi raporu, mahkememize ait … Esas … Karar nolu dosyadan verilen ilam ve bu ilamın istinaf edilmesi neticesinde yukarıda özetlenen istinaf ilamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı … ile…’un boşanmış olmalarına rağmen, …’nin geçiminin… tarafından sağlandığı, kazaya sebebiyet veren aracın uzun süreli kiralama nedeniyle işleteninin … Belediyesi olduğu anlaşıldığından… Sigorta aleyhine açılan davanın konusunun kalmaması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar hakkında açılan davanın ise aşağıdaki şekilde kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacıların … Sigorta AŞ ye karşı açmış oldukları davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacılar tarafından …ve …Başkanlığına karşı açılan davanın kabulü ile ;
a-1.568.803,73TL destekten yoksun kalma tazminatının (bu miktarın 5.000,00TL’sine kaza tarihi olan 30/11/2016 kalan kısmına ise ıslah tarihi olan 25/11/2022 tarihinden itibaren işleyecek ) yasal faizi ile birlikte davalılar …ve …Başkanlığından müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ye verilmesine,
b-322.462,90TL destekten yoksun kalma tazminatının (bu miktarın 5.000,00TL’sine kaza tarihi olan 30/11/2016 kalan kısmına ise ıslah tarihi olan 25/11/2022 tarihinden itibaren işleyecek ) yasal faizi ile birlikte davalılar …ve …Başkanlığından müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
3-… Sigorta tarafından yapılan ödemeler , vekalet ücretleri ve yargılama giderleri de davacılara ödendiğinden, … Sigorta aleyhine davacılar lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
4-Davacı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 173.504,30 TL vekalet ücretinin davalılar …ve …Başkanlığından müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ye verilmesine,
5-Davacı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 48.144,81 TLvekalet ücretinin davalılar …ve …Başkanlığından müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 62,20 TL ilk masraf, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti 400,00 TL (… Sigortaya yapılan yargılama giderleri düşülmüştür) tebligat ve tezkere gideri olmak üzere toplam 1.962,20 TL yargılama giderinin davalılar …ve …Başkanlığı’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
7-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinden yazı işleri müdürünce ilgilisine iadesine,
8-Zorunlu arabuluculuk gideri kapsamında Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin tüm davalılardan (… Sigorta tarafından arabuluculuk ücreti ödenmediğinden) müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
9-Davacılar tarafından yatırılan 6.504,40 TL peşin karar ve ilam harcının davalılar …ve …Başkanlığı’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak 504,40 TL’sinin davacı …, 6.000,00 TL’sinin ise davacı …’ye verilmesine,
10-Bu dava sebebiyle 129.192,42 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan (davada 54,40 TL + ıslah harcı 6.450,00 TL olmak üzere toplam =) 6.504,40 TL’nin mahsubu ile kalan 122.688,02 TL’nin davalılar …ve …Başkanlığı’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı ile davalı … vekillerinin yüzlerine karşı , diğer davalıların yokluğunda , kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/06/2023

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır
¸