Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/33 E. 2020/15 K. 15.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/33 Esas
KARAR NO : 2020/15
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2020
KARAR TARİHİ : 15/01/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … Trafik İç ve Dış Ticaret A.Ş.’nin (yeni unvanı … Şirketi) … ile 26.04.2019 tarihinde Vakıf Taşınmazlarının Yapım veya Onarım Karşılığı Kiralama Yöntemi ile Değerlendirilmesiyle ilgili Tip Sözleşmesi imzalandığını, İstanbul ili Karaköy ilçesindeki arazinin kiralandığını, Dava dışı … şirketinin bu araziye inşaat yapımı için yüklenici firma bulması amacıyla dava dışı … isimli şahıs ile görüştüğünü, … isimli şahsın yüklenici firma olarak davalı şirket ile anlaşma sağlandığını, davalı şirketin dava dışı … şirketinin kiraladığı arazide inşaat yapım işinin yüklenicisi olacağına ilişkin tarafların sözlü olarak anlaştığını, yapılan anlaşma doğrultusunda dava dışı … isimli şahsın sözleşmenin imzalanmasına kadar ki süreçte işlemlerin başlaması amacıyla dava dışı … Şirketinden 50.000 TL bedelinde ön ödeme talep ettiğini, Dava dışı … şirketi bu bedelin 25.000 TL’nı … isimli şahsa bankadan havale ettiğini, kalan 25.000 TL’nı de müvekkili şirketin lehdar olduğu … Bankası’nın … seri numaralı, 25.000 TL bedelli 27.01.2020 vade tarihli dava konusu çeki hatır çeki olarak düzenlediğini ve bu çek ile olarak taraflar arasında 11.11.2019 tarihli protokol imzalandığını yine dava dışı … Şirketi’nin talebi üzerine söz konusu çekin davalı şirkete teslim edilmek üzere … isimli şahsa teslim ettiğini, dava dışı … şirketi ile …’nün imzaladıkları 26.04.2019 tarihli sözleşmeyi Dava Dışı … şirketinin …’ne vermiş olduğu 30.12.2019 tarih … kayıt sayılı dilekçe ile feshedildiğini, dava konusu çekin işin yapılamayacağından dolayı bedelsiz kaldığını, ancak kiralama sözleşmesinin feshedilmesi ile davalı şirket tarafından da herhangi bir yapım işine başlanmamış olması nedeniyle işin devam edemeyeceğinden davalı şirket açısından herhangi bir alacak hakkı doğmayacağından çekin halen davalı şirkette olması davalı şirket açısından sebepsiz zenginleşmeye teşkil edeceğini, davaya konu çekin ödenmesini engeller mahiyette ve olası bir icra takibi neticesinde müvekkili şirketin uğrayacağı muhtemel zararların engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve davalı tarafın hukuki alacak hakkının doğmamış olmasından dolayı dava konusu çek açısından davalıya herhangi bir borcunun olmadığının tespitine ve çekin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
6102 Sayılı TTK’nın “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A-(Ek:6/12/2018-7155/20 md.) maddesinde”(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” hükmü,
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun “Dava şartı olarak arabuluculuk” başılıklı 18/A-(Ek:6/12/2018-7155/23 md.) maddesinde ” (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. (2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü yer almaktadır.
Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir.
… Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … Esas ve … Karar sayılı kararında; Alacaklı tarafından açılacak alacak davasının “arabulucuya başvurma” dava şartına tabi tutulması, ancak aynı konu ve alacak ile ilgili borçlu tarafından açılacak menfi tespit veya istirdat davasının “arabulucuya başvurma” dava şartına tabi tutulmaması durumunda bu uygulamanın alacaklı yönünden T.C. Anayasa’sının 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi ve Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkı kapsamında hak ihlallerine yol açacağı muhakkaktır” hususu ifade edilmiştir.
… Mahkemesi … Hukuk Dairesi … Esas ve … Karar sayılı ilamında; ” Ancak sadece konusu “bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin davalar” yasa kapsamında görüldüğünden menfi tespit davasının bu kapsama dahil olup olmadığına da açıklık getirilmesi gerekir; İİK 72. Maddesine göre ” borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını tespit için menfi tespit davası açabilir” tedbir alınmadığı için borç ödenmişse istirdat davası olarak devam olunur. Menfi tespit davası karşı tarafın potansiyel alacak iddiası ile bir takip başlatma veya dava açma tehdidini etkisiz kılmaya veya dava açılmışsa borcun ödenmesini önlemeye yönelik olduğundan ara buluculuk şartı öngören yasa anlamında davanını konusunun bir para alacağı olduğu açıktır. Bu alacağın hangi tarafa ait olduğunun önemi yoktur. Yasanın konusu bir miktar para olan borç ilişkisininin taraflarından birini ara buluculuğa tabi kılarken diğer tarafı buna dahil etmemiş olması yasanın amacına ve menfaatler dengesine aykırı olurdu. Çünkü alacak davası da,menfi tespit davası da maddi hukuk bakımından taraflarından birinin yükümlülüğünün para borcu olduğu bir tek hukuki ilişki olmasına rağmen usul hukuku bakımından aynı borç için alacaklıya alacak davası açma, borçluya ise söz konusu borcu ödemeden kurtulmasına imkan veren menfi tespit davası açma, ayrıca bütün bunların dışında da açılacak alacak davasında savunma içinde borçluya savunma kapsamında alacağın bulunmadığını kanıtlama hakkı tanınmıştır.” hususları ifade edilmiştir.
Nitekim … Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … Esas ve … Karar sayılı ilamı da menfi tespit davasının dava şartı olan arabulucuya tabi olduğu yönündedir.
TTK 5/a maddesi gereği dava açılmadan önce arabulucuya başvurma şartı olarak düzenlenmiştir. 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-2 fıkrasında arabulucuya başvurulmadan açılan davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir hükmüne yer verilmiştir. Dava dosyası açısından davanın arabulucuya başvurmadan dava açmış olduğu anlaşıldığından HMK 114, TTK 5/A ve Arabuluculuk Kanunu 18/A-2 maddesi gereğince davanın usulden reddine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda izah edilen sebep ve gerekçelere göre;
1-HMK 114, TTK 5/A ve arabulucuk kanunun 18/A-2 maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmı davacıya iadesine,
4-Bu dava sebebiyle 44,40TL karar ve ilam harçı alınması gerektiğinden peşin alınan 426,94-TL ‘den mahsubu ile fazla alınan 382,54-TL karar ve ilam harcının davacıya iadesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 15/01/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır