Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/320 E. 2021/75 K. 01.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/320 Esas
KARAR NO : 2021/75
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2017
KARAR TARİHİ : 01/02/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … A.Ş.nin eski yetkilisi olduğunu, davalı banka tarafından şirkete 61.950,00 USD. Bedelli kesin teminat mektubu verildiğini, … A.Ş.tarafından davalı bankaya teminat mektubu bedelinin ödenmesinin ihtar edildiğini, mektubun paraya çevrildiğini, … A.Ş.ne teminat mektubu verilmeden önce bu şirket tarafından davalı bankaya teminat mektubu bedelinin ödendiğini, ancak davalı banka teminat mektubu bedelini nakit olarak bloke ettiğini, mektubun dolar üzerinden verildiği için teminat mektubunun paraya çevrilmesi sırasında kur farkında 67.702,46 TL bakiyenin ortaya çıktığını, oysa ki, banka teminat mektubunu verdiği gün yatırılan bedelin dolar olarak bloke etse idi, bu şekilde bir bedelin ortaya çıkmayacağını, bu nedenle böyle bir borcu kabul etmediklerini, ödenen 67.702,46 TL için tedbir kararı verilmesini, bedelin ödeme tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın müvekkili Banka’ya borçlu olmadığından bahisle müvekkili Banka’nın sebepsiz zenginleştiğini iddia etmekle birlikte davacının ididialarınm tümünün gerçek dışı olduğunu, zira davacı tarafın dava dışı … A.Ş.’nin Banka’ya olan borçlarından taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi hükümleri uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu olup, davacının yapmış olduğu ödemenin kefalet sorumluluğu kapsamında yapıldığını, Akdedilen sözleşmenin bir örneğinin sözleşmenin imzalanması anında borçluya teslim edilmiş olduğunu, kendisine İhtarname dışında ayrıca bir bildirim yapılmasına gerek olmadığını, her türlü izahtan vareste olduğunu, davacının tazmin olan teminat mektubunun bedelinin müvekkili Banka tarafından dolar cinsinden nakten bloke edilmesi gerektiğinden bahisle ileri sürdüğü itirazların hukuki dayanaktab yoksun olduğunu, davacıların tüm iddia ve itirazlarının haksız ve mesnetsiz idilar ve itirazlar olduğunu bu nedenlerle; haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli davanın reddine, davacının dava tutarının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, tüm masraf ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Davacı tarafından borçlu olmadığı halde davalıya ödenen 67.702,46 TL ‘nin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davalıdan tahsili talepli alacak davasıdır.
Deliller; Dosya Mevcudu, Bilirkişi İncelemesi.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/… Esas 2019/… Karar sayılı 26/12/2019 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın mahkememiz esasına kaydı yapılmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/ … Esas sayılı dosyasından 05/02/2019 havale tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Davacı …’in dava dışı … A.Ş. ’nin eski yetkilisi olduğu, davalı … Bankası A:Ş.’ tarafından talep üzerine … A.Ş,’ne; 61.950,00 USD bedelli 09.04.2015 tarihlî 585071 sayılı “Kesin Teminat Mektubu”verildiği, … A.Ş. tarafından davalı Banka’ya teminat mektubu bedelinin ödenmesinin 24.01.2017 tarihli yazı ile ihtar edildiği, söz konusu yazı esas alınarak Davalı Banka tarafından temint mektubu tazmin edildiği, bu bağlamda söz konusu teminat mektubu gayrşnakdi kredi iken nakdi krediye dönüştüğü, Bankacılık mevzuatına ve uygulamalarına göre Banka verdiği “Kesin Teminat Mektubu” nu Ameriken Doları üzerinden düzenlediği ancak aldığı teminatın TL üzerinden olması nedeniyle mektubun paraya çevrilmesi sırasında doğan kur farkının 67.702,46 TL kur farkı ortaya çıktığı, Banka’nın alacaklı olduğu 67.702,46 TL’sının kefaleten borçlu olduğu iddia edilen davacı …’den talep edildiği, Adı geçen davalının ise borcu kabul etmemekle birlikte … A.Ş.’den 07.03.2017 tarihinde davalı … Bankası A.Ş.ne 67.70246 TL EFT işlemi ile tarnsfer edildiği işlem dekontundan görüldüğü, bu bağlamda davalı Banka’nın alacağının/zararının kalmadığı, Ancak, davacı tarafından söz konusu tutarın icra tehdidi altında ödediğini belirttiği, yaptığı ödemeyi davalı Banka’dan ödeme tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte iadesini talep ettiği, Davacı: “kefaletine ilişkin bir herhangi bir belce sunulması halinde ödeme hazır olduğunu belirttiği” anlaşılmıştır.
Dava dosyasına ibraz edilen belgeler birlikte değerlendirildiğinde; Davaya konu Teminat Mektubunun verilmesi tazmin edilmesi, kurfarkının yarattığı zarar ile ilgili işlemlerin doğru olduğu, Söz konusu gayrinakdi kredinin (Teminat Mektubu) kefilinden yani davacı …’den yapılan tahsilatın ndoğru bir işlem olup olmadığı, Davalı Bankanın adı geçen davacının kefil sıfatıyla sözleşmede atılı imzasının bulunup bulunmamasına bağlı olduğunu, Ancak dava dosyası kapsamından davacının kefil olup olmadığını ortaya koyacak tek dayanağın Genel Kredi Sözleşmesi olduğu, bu sözleşmenin suretinin dava dosyasında bulunmadığı, sözleşmenin aslının mahkeme kasasından çıkarılıp, Davacıya atfen atılı gerçek bir imza var ise; davacının EFT işlemi İle Bankaya gönderdiği 67.702,46 TL’sını geri istemesinin doğru olmayacağı, Söz konusu sözleşmede davacıya atfen atılı imza bulunmaması halinde davalı Banka’nın davacıdan tahsil ettiği 67.702,46TL’sini tahsil tarihine kadar işletilecek faizi ile birlikte iade etmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyasının 14/03/2019 tarihli duruşmasında davalı bankaya müzekkere yazılarak ve müzekkereye dava dilekçesi ekinde sunulan ihtarname eklenerek, davacının herhangi bir kefalet sözleşmesi bulunup bulunmadığı var ise genel kredi sözleşmesi ve kefalet sözleşmesinin mahkememize gönderilmesinin istenmesi ile müzekkere cevabı geldikten sonra dosyanın davacı tarafın itirazları ve uyuşmazlık konusunda ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Müzekkere cevabı geldikten sonra dosya bilirkişiye tevdi edilerek, 02/09/2019 havale tarihli bilirkişi ek rapor alınmıştır.
TBK m. 583 uyarınca kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olamaz. Anılan maddede öngörülen nitelikli yazılı şekildir. Zira kefalet sözleşmesinin belirli bölümlerinin kefilin el yazısı ile belirtilmiş olması gerekmekte olup ayrıca 6098 sayılı TBK’nun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmesi ve bu yasanın m. 584. Hükmü ile eşin kefalet sözleşmesine; sözleşme anında rıza göstermesi şartı getirildiği, Dava dışı … A.Ş. ile davalı Banka arasında akdedilen ve davacı yanın müşterek borçlu müteselsil kefil olarak yer aldığı 09.04.2015 tarihli GKS aslının 27’nci sayfasında bulunan “Müşterek Borçlu ve Müteselsil Kefil “ başlıklı çerçevenin içinde; davacı … …’in, el yazısı ile yazılmış adı-soyadı, imzası, kefalet miktarı (360.000.-TL), tarih (09.04.2015) ve “müteselsil kefilim.” şerhi bulunduğu görüldüğü, davalı Banka’nın 16,04.2019 / 103775 tarih ve sayılı sayın Mahkemeye muhatap yazısında; kefalet sözleşmesi’nin alınmadığı belirtildiği, dava dosyası kapsamında yapılan İncelemede; eşi’nin davacı … …’in kefaletine muvaffak ettiğine dair muvaffakatname (yazılı onay) alınmadığının tespit edildiği, davalı Banka’nın; teminata bloke ettiği tutar ile teminat mektubu tutarının birebir USD cinsinden aynı olması veya teminat mektubunun verildiği tarihteki TL karşılığının çok yüksek tutulması gerektiği halde, davalı banka’mn kusurlu hareket ederek neden olduğu zarar için (kur farkından dolayı) davacı … …’den 67.702,46 TL tahsilatta bulunduğu dosyaya sunulan 07.03.2017 tarihli işlem dekontunun kapsamından tespit edildiği, davacı … …’in; söz konusu tutarı davalı banka’ya … A.Ş.’den Imtemet üzerinden EFT olarak Davalı banka’nın … şubesine gönderdiği, davalı Banka’mn söz konusu tutarı tahsil tarihinde TCMB Efektif Alış Kuru’na göre değerlendirip Amerikan Dolarına çevirip kur farkına mahsup etmesi gerektiği, Ancak davalı banka’nın gayrinakdi krediyi (Teminat Mektubu) kullandırırken kusurlu davrandığı, Teminat mektubunun riskine karşılık USD cinsinden parayı, gayrinakdi kredi tutarı kadar aynı tutarda bloke etmediği, veya TL cinsinden teminata aldığı tutarı kredi tutarının çok üstünde bloke etmediği bu nedenle davacı … …’den yapılan tahsilatın davalı bankanın kusurundan kaynaklandığı, dolayısıyla … …’in Türk Borçlar Kanunu kapsamında geçerli kefaleti bulunmadığından davalı bankaya ödenecek borcu bulunmadığı, bu bağlamda davalı bankanın haksız olarak yaptığı tahsilat tutarı 67.702,46 TL tahsil tarihine kadar işletilecek yasal faizi ile birlikte iade etmesi gerektiği, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu ve doğrultusunda davacının geçerli kefaleti bulunmadığından davalı bankaya ödenecek borcu bulunmadığı tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda tespit edilmiş olup, Davanın kabulü ile 67.702,46 TL ‘nin 07/03/2017 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın kabulü ile 67.702,46 TL ‘nin 07/03/2017 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 4.624,76 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.156,19 TL harcın düşümü ile eksik kalan 3.468,57 TL harcın davalıdan tahsili ile maliyeye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.601,32 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yapılan ( ilk masraf 36,00 TL + 1.156,19 TL peşin harç + 158,00 TL + 500,00 TL bilirkişi ücreti ) toplam 1.850,19 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 01/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır