Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/311 E. 2022/643 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/311 Esas
KARAR NO : 2022/643
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/06/2015
KARAR TARİHİ : 26/09/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin şirket ile davalı arasında 24.12.2012 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin …. Noterliğinin 06.09.2013 tarih ve … nolu ihtarnemesi ile davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini, müvekkili tarafından bayilik sözleşmesi kapsamında yapılan işlerden dolayı davalı adına … ve … numaralı faturalar tanzim edilerek davalıya gönderildiğini, davalı tarafından faturalara süresince itiraz edilmediğini, ancak fatura bedellerinin ödenmediğini, fatura bedellerinin tahsili için davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2014/… E. Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı borçlu tarafından yapılan takibe itiraz edildiğini, takibi durdurduğunu, alacağın tahsili için huzurda davayı açtıklarını beyan ederek, mahkemeden faturaya dair her türlü hakları saklı kalması kaydı ile davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğünün 2014/… E. Sayılı dosyasındaki itirazın iptaline, davalı borçlunun takip tutarının %20 ‘den aşağı olmamak üzere, icra inkar tazminatına mahkum edilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, müvekkili ile sözleşmesine aykırı olarak müvekkilinin markalarını kendi adına alan adı olarak kaydettiğini, müvekkiline karşı marka tecavüzü ve haksız rekabet eylemlerini işlediğini, bu nedenle davacının sözleşmesinin müvekkil tarafından haklı olarak feshedildiğinin, ve davacının müvekkilinden hiçbir alacak talep etme hakkının bulunmadığını, fatura içeriğinin belirsiz ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu, faturaların müvekkiline tebliğ edilmediğini, bir an için fatura içeriğinin doğru olduğunu kabulü halinde, müvekkilinin marka ihlalleri nedeniyle davalı aleyhine açmış olduğu tazminat davaları olduğunu, sözleşme madde 3.30 ‘a göre mahsu hakkı olduğunu beyan ederek, mahkemeden davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; davanın davalı tarafından … Noterliğinin 06/09/2013 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile taraflar arasındaki 24/12/2012 tarihli bayilik sözleşmesinin feshedilmesi sonucu bu sözleşme ve …, … numaralı faturalara da dayanarak … İcra Müdürlüğünün 2014/… E. Sayılı icra takip dosyasından davalının itirazının İİK 67. Madde gereği iptali davasıdır.
Mahkememizden verilen 20/03/2017 tarih ve 2015/… Esas 2017/… sayılı kararı … Hukuk Dairesinin 25/06/2020 tarih ve 2017/… Esas 2020/… Karar sayılı ilamıyla bozulmakla, dava mahkememizin 2020/311 esasına kaydı yapılmıştır.
Deliller: Dosya içeriği, Bilirkişi incelemesi, …. İcra Müdürlüğünün 2014/… E. Sayılı dosyası
Mahkememiz dosyasından 18/02/2022 tarihinde bilirkişi raporu alınmıştır.Raporda: Dosyad a mevcut, taraflar arasında imzalanmış olan “Bayilik Sözleşmesi”nin önemli, görülmekte olan dava bakımından önemli hükümleri şu şekildedir: Md. 2: KONU: “İş bu sözleşmenin konusu, … tarafından üretilen ve ileride … tarafından sağlanacak olan elektronik güvenlik ve alarm, abonelik, satış, montaj ve hizmet iş ve işlemlerinin BAYİ tarafından gerçekleştirilmesinde uygulanacak olan iş birliğinin tespiti ve tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesidir”. Md. 8.5 “… … iş bu sözleşmeyi derhal ve tek taraflı olarak başkaca hiçbir ihtar ya da ihbara gerek kalmaksızın feshetmek hakkına sahiptir. Bu durumda Tarafların fesih tarihine kadar doğmuş alacaklarını talep etmek hakları saklıdır”. Sözleşmenin Tanımlar ve Kısaltmalar başlığı altında SATIŞ KAZANÇ SİSTEMİ’nin “Abonelere verilen hizmetler ve Ürün satışları karşılığında elde edilen kazançları gösteren, detayları EK…’te düzenlenmiş sistem” olarak tanımlandığı görülmektedir.
Taraflar arasındaki sorun, davacı tarafın davalı tarafa gönderdiğini iddia ettiği iki adet faturanın davalı tarafa teslim edilip edilmediği; edilmemiş ise de her iki faturanın içeriğinin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak düzenlenip düzenlenmediğinin tespiti noktalarında toplanmaktadır. Takdiri Mahkemenize ait olmak üzere, taraflar arasındaki sorun, feshin haklı olup olmadığı ile ilgili değil, fesih tarihine kadar sunulduğu iddia edilen hizmet bedelinin var olup olmadığı ve ödenip ödenmediği ile ilgilidir.
Davaya konu uyuşmazlık ile ilgili olarak dosyaya sunulmuş iki ayrı bilirkişi raporu heyetimizce incelenmiş olup her iki raporda da davacı taraf defter tasdiklerinin eksik olduğu
tespitinin yapıldığı görülmüştür. 18.05.2016 tarihli bilirkişi raporunda davalı taraf defterlerinin bilirkişi incelemesine sunulmadığı belirtilmiş, 19.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda ise incelenen davalı taraf defterlerinin tasdiklerinin tam olduğu tespiti yapılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinde, ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin düzenlemeye yer verilmiş olup, defterlerin, tacirlerin kendi lehlerinde delil olabilmesi için Kanun’a uygun olarak tutulması zorunluluğu bulunmaktadır. Defterlerin Kanun’a uygun olarak tutulması tabiri, defterlerin mevzuatta gösterildiği şekilde düzgün tutulmasının yanında, açılış ve kapanış tasdiklerinin de kanunlarda gösterildiği şekilde yapılmış olması anlamına gelmektedir. Bu nedenle tasdike tabi defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmaması halinde, bu defterlerin tacirlerin kendi lehlerinde delil olarak kullanılabilmesine olanak bulunmamaktadır.
Maddenin üçüncü fıkrasında, ikinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir denilmektedir.
Burada anlaşılması gereken, taraf defterlerinin kendileri lehine delil olabilmesi için kanunda belirtildiği şekilde tutulması ve açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yapılmış olması, bunun yanında diğer tarafın aynı şekilde tutulmuş yani kanunda belirtilen şartlara uygun açılış ve kapanış tasdikleri yaptırılmış olan defter kayıtlarının birbirini doğrulamasının gerekliliğidir.
Huzurdaki davada, davalı taraf defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırılmış olduğu, davacı taraf defterlerinin ise kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığı görülmüş olup, davalı taraf defterlerinin kendisi lehine delil olma şartlarını taşımasına karşın davacı taraf defterlerinin kendisi lehine delil olma şartlarını taşımadığı, 6100 sayılı Kanun’un 222/3. maddesindeki “diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması” ifadesinin davacı taraf defterlerinin aynı şartları taşımaması (tasdiklerinin eksik olması) nedeniyle dikkate alınamayacağı değerlendirilmiştir. Bu durumda, davacı taraf defter kayıtlarına dayalı olarak bir değerlendirme yapmak Kanun hükmüne uygun düşmemektedir.
Taraflar arasında uyuşmazlık konusu 22.11.2013 tarih ve … no.lu, 17.745,08 TL tutarlı ve 22.11.2013 tarih ve … no.lu, 14.007,07 TL tutarlı iki adet faturanın davacı taraf defter kayıtlarında yer almasına karşın davalı taraf defter kayıtlarında yer almadığı gerek taraf ifadelerinden gerekse de dosyaya sunulan 19.04.2021 tarihli bilirkişi rapordan anlaşılmaktadır.
Ayrıca, faturaların usulüne uygun tebliğinin ispat yükünün davacıya ait olduğu, dava dosyasına sunulan … Kargo faturasında teslim bilgilerinin yer almadığı, ayrıca dosyada mevcut sözleşme örneğinde prim alacağının hesaplanma usulüne ilişkin herhangi bir düzenlemeye rastlanılmadığı ve davacının yapmış olduğu sözleşmeleri davalı şirkete gönderdiği ve davalının onayı ve teknik desteği ile müşterilere alarm sistemleri kurulduğu yönündeki bilirkişi raporundaki ifadelerin dayanağı belgelerin bulunmadığı gerekçeleri ile … Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 25.06.2020 tarih E:2017/… , K:2020/… sayılı kararı ile Sayın Mahkemenin 20.03.2017 tarih ve E:2015/… , K:2017/ … sayılı kararı bozulmuştur.
Yapılan açıklamalardan hareketle, davalı taraf defterlerinin kendisi lehine delil olma şartlarını taşıdığı, uyuşmazlığa konu faturaların davalıya teslim edildiğine dair belgenin dava dosyasına sunulmadığı ve bu faturaların davalı defter kayıtlarında yer almadığı, fatura içeriğinin dava dosyasına sunulan sözleşmeye uygun olmadığı, fatura konusu işlerin dayanağının dava dosyasına sunulmadığı gerekçeleri bir arada değerlendirilerek davaya konu 31.752,15 TL’lik alacak iddiasının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
14/04/2022 tarihinde ek rapor alınmıştır.
Raporda:
Davacı taraf, 08.03.2022 tarihli itiraz dilekçesinde özetle, Taraflar arasında 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi imzalandığını ve davalı tarafın bu sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini; sözleşmenin geçerliliğine güvenilerek kendilerince birçok harcamalar yapıldığını; sözleşmenin tek taraflı olarak davalı tarafından feshedilebileceğine ilişkin sözleşme hükmünün kesin hükümsüz olduğunu ileri sürmektedir. Huzurdaki dava bir itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, dava dilekçesinde özetle “taraflar arasında imzalanmış olan 24.12.2012 tarihli Bayilik Sözleşmesine dayanılarak davalı tarafa iki adet fatura gönderildiğini, iş bu faturalara dayalı olarak başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün 2014/… E. no’lu icra takibine davalı tarafın itiraz ettiğini, takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu, davalı tarafın söz konusu bayilik sözleşmesini …. Noterliğinin 06.09.2013 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile feshettiğini, feshin haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep” etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, …. İcra Müdürlüğü’nün 2014/… E. no’lu icra takibine konu olan iki adet fatura içerikli icra takibine itirazın iptali davasıdır. Davacı sözleşmenin haksız feshine ilişkin bir tazminat talebinde bulunmamaktadır. Davacı taraf, fatura içeriklerinin sözleşmeye uygun olarak düzenlendiğini ileri sürmektedir. Fatura içeriklerinin sözleşmeye uygun olarak düzenlenip düzenlenmediğinin tespiti için, BAM kararında ve KÖK raporumuzda belirtilen sözleşme eklerini dosyaya sunulması gerekirdi. Bu eklerin dosyaya sunulmadığı görülmektedir. Bu aşamada kök rapordaki değerlendirmelerimizde bir değişiklik yapmayı gerektiren yeni bir durum ortaya çıkmamıştır. Davacı taraf, faturaların davalı tarafa tebliğ edildiğini ileri sürmektedir.
Bu husus kök raporda değerlendirilmiş ve dava dosyasına bu hususta yeni bir bilgi ya da belge sunulmamıştır.
Kök raporda değerlendirilen hususlara yönelik yeni bir bilgi ya da belge dava dosyasına sunulmadığından kök rapordaki kanaatlerimizde herhangi bir değişiklik olmadığı belirtilmiştir.
Davalı taraf defterlerinin kendisi lehine delil olma şartlarını taşıdığı, uyuşmazlığa konu faturaların davalıya teslim edildiğine dair belgenin dava dosyasına sunulmadığı ve bu faturaların davalı defter kayıtlarında yer almadığı, fatura içeriğinin dava dosyasına sunulan sözleşmeye uygun olmadığı, fatura konusu işlerin dayanağının dava dosyasına sunulmadığı gerekçeleri bir arada değerlendirilerek davaya konu 31.752,15 TL’lik alacak iddiasının yerinde olmadığı bilirkişi raporu ile anlaşıldığından, raporun denetime elverişli hüküm kurmaya elverişli olduğu gözetilerek davacı davasını yasal delillerle ispatlayamadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 542,45 TL’den mahsubu ile artan 461,75 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı taraf vekille temsil olunmakla red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
6-Davalı tarafından yapılan 31,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, kalan delil avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı 26/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır