Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/276 E. 2022/710 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/276 Esas
KARAR NO : 2022/710

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 22/06/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisinin kurulduğunu, davalı tarafın müvekkil şirketten mal satın aldığını, taraflar arasındaki bu ticari ilişkiden kaynaklanan ve davalı şirketin müvekkil şirkete olan borcundan dolayı cari hesap alacağının tahsil edilemediğini, cari hesap alacağına dayalı olarak 14.379,04 TL asıl alacak için borçlu şirket hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile davalı aleyhine takip başlattıklarını, davalının ödeme emrine itiraz ettiğini ve takibin durduruğunu beyan ederek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın iş bu dava ile her ne kadar kendilerinin müvekkili şirketten alacaklı olduklarını iddia etmiş iseler de iş bu dava ile haksız olduklarını, davacı firmanın müvekkili bankanın genel müdürlük ve şubelerine hizmet verdiğini, halihazırda devam eden bir sözleşmenin bulunmadığını, davacı ile müvekkili banka arasında ilişkilerin cari hesap olarak yürütüldüğünü, ancak her şube ve genel müdürlük binasına iletilen faturalar doğrultusunda gerekli ödemelerin yapıldığını, davacı tarafından gönderilen ödeme emrinin incelenmesi neticesinde bir kısım faturalar için iade dekont düzenlenmesine rağmen davacı tarafça bunların kayıtlara alınmadığının tespit edildiğini, davacı tarafca talep edilen alacağın banka kayıtları ile uyuşmadığını bu nedenle takibe itiraz etmek edildiğini ve bu nedenle alacağın likit olmaması nedeniyle tazminat talebinde hukuki dayanağının bulunmadığını belirterek netice olarak haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı ödenmeyen cari hesap alacaklının tahsili amacıyla davacı tarafından davalı aleyhine başlatılmış olan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesi ile birlikte taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının davalıya mal satarak edimini yerine getirmesine rağmen davalının söz konusu malların bedelini ödememesi üzerine cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden yıllık %19.50değişen oranlarda ticari faiz işletilmek suretiyle 14.379,04 TL asıl alacak üzerinden takibe girişmiş olduğu, davalının süresi içerisinde yapmış olduğu borca itiraz ile birlikte takibin durması üzerine işbu davanın açılmış olduğu görülmüştür.
İtirazın iptali davalarında alacaklının, İİK m.67 uyarınca borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazının, kendisine tebliği tarihinden itibaren bir sene içerisinde genel mahkemelere yapacağı başvuru üzerine genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat etmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup sürenin başlaması için borçlunun itirazının alacaklıya tebliği zorunludur. İşbu dava dosyasının temelini teşkil eden icra dosyasında yapılan kontrolde borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür. Bu nedenle davacının açmış olduğu davasının süresinde olduğu kabul edilmekle yargılama yapılmıştır.
Yargılama esnasında mali müşavir bilirkişisi…’ndan kök ve ek rapor alınmış olduğu, tarafların yapmış olduğu itirazlar üzerinden farklı bir mali, müşavir bilirkişisi …’dan kök ve ek raporlar alınmış olduğu görülmüştür. İşbu raporlarda özetle;
SMMM … tarafından hazırlanan kök ve ek raporda davacının, davalıdan Davacı alacaklının takip tarihi itibari ile davalı borçludan 14.379,04 TL alacaklı olabileceği hakkında rapor düzenlenmiştir.
Davacıya ait ticari defterlerde yapılan incelemede davacının, davalıdan 14.849,41 TL alacağının kayıtlı olduğu,
Davalı tarafın, davacıya ödemelerini iade dekont ile yaptığı iddiaları karşısında, davacının geriye yönelik tüm tahsilatları incelenmiş ve dava konusu yapılmamış 3 adet iade dekontu ile davalının mal iadesinde bulunduğu tespit edilmiştir. Dekontlar dava konusu değildir.
Banka dekontlarının FATURA yerine geçmesi ile dekontu düzenleyenin, düzenlenen dekontu yani davalı bankanın iade dekontunu davacıya tebliğ ettiğini ispatlaması gerektiği, dosyada davalının söz konusu ispata elverişli belgelerinin olmadığı, iade dekontu kesmekle davalının sadece kendi ticari defterlerinde borçtan kurtulmuş olduğu,
Taraflar arasındaki bu ticari ilişki sonucunda davacının dava konusu yaptığı tüm faturalar, davalıya temel e- fatura senaryosu ile tebliğ edilmiştir. Tebliğ edilmiş faturalar nedeniyle davacı taraf davalıdan takip tarihi ile 14.379,04 TL alacaklıdır.
Davacının 14.379,04 TL alacağına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %19,50 oranından başlayacak değişen oranlarda avans faiz uygulanması gerekecektir.
Şeklinde hazırlanan kök ve ek raporlar mahkememize ibraz edilmiştir.
Mahkememizce yargılama esnasında alınan her iki rapor kapsamında davalının davacıya icra dosyasındaki alacak kadar borçlu olduğu anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacının dava dilekçesi ile borçlunun %20’den aşağıda olmamak üzere inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesi yönündeki talebi değerlendirildiğinde İİK m. 67 hükmü uyarınca davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksızlığına karar verilmiş olması ve alacağının likit olması gerekmekte, kural olarak davalı borçlunun kötü niyetli olması şartı aranmamaktadır. Somut olayda davacının davasında haklı olduğu, davalının haksız olarak takibe itiraz etmiş olduğu, tarafların basiretli tacir olmaları gerektiği, düzenlenen faturalar karşısında alacağın likit olduğu anlaşılmakla davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmekle icra dosyasında asıl alacak tutarı olan 14.379,04 TL’nin %20’si olan 2.875,81 TL’nin icra inkar tazminatı olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Davacının DAVASININ KABULÜ ile; davalının İstanbul… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki İTİRAZININ İPTALİ ile; takibin kaldığı yerden devamına,
2-Davalının haksız itirazları nedeniyle asıl alacak tutarı olan 14.379,04 TL’nin %20’si oranında olan 2.875,81 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli olan 982,23-TL karar ilam harcından başlangıçta peşin alınan 173,66-TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 808,57-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 235,86-TL ( başvurma, vekalet harcı ve peşin harç) davetiye, posta gideri: 334,50-TL, bilirkişi ücreti: 750,00TL olmak üzere toplam: 1.320,36-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen bilirkişi masraflarının kendi üzerine bırakılmasına,
6-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00TL nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına.
8-Taraflarca yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/10/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.