Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/243 E. 2023/22 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/243 Esas
KARAR NO : 2023/22
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2015
KARAR TARİHİ : 16/01/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 15.01.2014 tarihli “Otogaz LPG Bayi Sözleşmesi” imzalandığını, davalının 16.03.2014’te LPG alımına başladığını, alımları cüz’i miktarda iken rekabet nedeniyle yeterli kazanç elde edemediği gerekçesi ile … Noterliği’inin 07.11.2014 tarih … yevmiyeli ihtarı ile bayilik sözleşmesini aynı yıl içerisinde feshettiğini, davalının fesih ihtarında belirtilen hususların haklı sebebe dayanmadığını, davalının sözleşmeyi feshederek aynı adreste başka bir LPG otogaz dağıtım şirketinin (Margaz) bayiliğini aldığını, davalının bu davranışlarının sözleşmeye açıkça aykırılık oluşturduğunu, … Noterliği’nin 21.11.2014 tarih … yevmiye sayılı cevabi ihtarı ile Bayilik Sözleşmesi’nin 9. maddesi uyarınca müvekkilin kar mahrumiyetinin ve sözleşmenin erken feshi nedeniyle sözleşmenin 12.5 maddesi uyarınca 50.000.-USD cezai şartın 10 gün içinde ödenmesini, 290,57.-TL cari borcun derhal ödenmesini; ariyetlerin de 3 gün içinde teslim edilmesini ihtar ettiğini, davalının ariyetleri iade etmiş, cari borcunu kapatmış ise de kar kaybı ve cezai şart alacaklarını ödemediğini,
Bayilik Sözleşmesi’nin 9. Maddesi “…Bayiinin kusurundan dolayı Bayilik Sözleşmesi’nin süresinden evvel sona ermesi halinde … sözleşmenin sona ermesine kadar kar mahrumiyeti talep edebilir.” Hükmü gereğince hesaplanacak kar mahrumiyetinin ödenmesini, yine sözleşmenin 12.5 hükmü gereğince teminat tutarının 5 katı tutarında ve dava tarihindeki TL karşılığı olan 124.390,00.-TL tazminatı ödemesi gerektiğini, davalı, aynı adreste davacının önceki bayisi olan dava dışı … Taş. Tic. Ve San. Ltd. Şti.nden iş bu dava konusu olan bayiliği 15.01.2014 tarihinde devir aldığını, devir taahhütnamesine göre, dava dışı şirketin davalı …’ya kefil olduğunu, dava dışı şirketin davalıya kefaletine istinaden kendi bayiliği döneminde verdiği 20.000,00.TL teminat mektubunun paraya çevrilerek bunun davalının borcuna istinaden irat kaydedilerek davalının 124.390,00.-TL cezai şart borcundan mahsup edildiğini, netice olarak davalının cezai şart borç tutarının 104.390,00.-TL olduğunu, sonuç olarak cezai şart alacağı olan 104.390,00 TL’nin temerrüdün oluştuğu 14.12.2014 tarihinden itibaren MB kısa vadeli avanslara uyguladığı faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsili ile belirsiz alacak olan kar mahrumiyetinin şimdilik 610,00.-TL’lik kısmının 14.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek MB kısa vadeli avanslara uyguladığı faiz oranı ile birlikte tahsilini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacıya fesih nedeniyle ariyetleri teslim ederek cari borcunu da kapattığını, cezai şartın amacının, borçluyu borca uygun davranmaya sevk etmek olduğunu, cezai şartın, asıl alacağı kuvvetlendirme amacı güttüğünü, davalının davacıya borcu bulunmadığını, hal böyle iken davacının cezai şart talebinde bulunmasının kötü niyetli olduğunu, akaryakıt istasyonunun mevki ve akaryakıt satış durumu göz önüne alındığında belirtilen söz konusu cezai şartın ödemesinin davalının mahvına sebep olacak derecede ağır olduğunu ileri sürerek davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Taraflar arasında akdedilmiş olan 15.01.2014 tarihli “Otogaz LPG Bayi Sözleşmesi” imzalanmasıyla davalının 16.03.2014’te LPG alımına başladığı, alımları cüz’i miktarda iken rekabet nedeniyle yeterli kazanç elde edemediği gerekçesi ile … Noterliği’inin 07.11.2014 tarih … yevmiyeli ihtarı ile bayilik sözleşmesini aynı yıl içerisinde feshetmesi ile aynı adreste başka bir LPG otogaz dağıtım şirketinin () bayiliğini alması sonucu davacının … .Noterliği’nin 21.11.2014 tarih … yevmiye sayılı cevabi ihtarı ile Bayilik Sözleşmesi’nin 9.maddesi uyarınca kar mahrumiyeti ve sözleşmenin erken feshi nedeniyle sözleşmenin 12.5 maddesi uyarınca 50.000.-USD cezai şartın 10 gün içinde, 290,57.-TL cari borcun derhal ödenmesi; ariyetlerin de 3 gün içinde teslim edilmesini ihtar etmesi, davalının ariyetleri iade ettiği, cari borcunu kapattığı ancak davacının kar kaybı ve cezai şart alacaklarının ödememesinden dolayı Bayilik Sözleşmesi’nin 9. ve 12.5 hükmü gereğince teminat tutarının 5 katı tutarında ve dava tarihindeki TL karşılığı bakiye 104.390,00 TL’nin temerrüdün oluştuğu 14.12.2014 tarihinden, belirsiz alacak olan kar mahrumiyetinin şimdilik 610,00.-TL’lik kısmını 14.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek MB kısa vadeli avanslara uyguladığı faiz oranı ile birlikte tahsili davasıdır.
Deliller; 15.01.2014 tarihli sözleşme, ticari defterler, bilirkişi incelemesi,
Mahkememizden verilen 14/05/2018 tarih ve 2015/… Esas 2018/… sayılı kararı … BAM … Hukuk Dairesi’nin 30/04/2020 tarih ve 2018/… Esas 2020/… Karar sayılı ilamıyla bozulmakla, dava mahkememizin 2020/… Esasına kaydedilmiştir.
Mahkememiz dosyasından 16/03/2022 tarihinde bilirkişi raporu alınmıştır.
Raporda:
Davalı vekilinden davalı …’ya ait gelir durumunun tespitine yönelik yapılan talep neticesinde davalının herhangi bir gelirinin olmadığı, herhangi bir yerde çalışmamış olduğu yönünde beyan da bulunulduğu dikkate alındığında davalı …’nın tacir olmadığı,
Dava konusu bayilik sözleşmesi akdedildikten sonra davalı … tarafından bir başka gaz şirketi ile de bayilik sözleşmesi imzalandığı, 10.03.2014 tarihinde dava dışı … LPG Dolum Şirketi ile akdedilen sözleşmeden 8 ay kadar sonra … ile imzalanan bayilik sözleşmesinin 07.11.2014 tarihinde “..bölgedeki fiyat rekabeti, alınan LPG otogaz fiyatının yüksek olduğundan satış yapılamadığı, işletme giderlerinin karşılanamadığı, ekonomik krize girdiğinden istasyonun kapatıldığı..” gerekçe gösterilerek feshedildiği,
Davalı …’nın mali durumuna ilişkin davalı vekili tarafından yapılan “… un her hangi bir geliri veya çalışmış olduğu bir yer yoktur. Bu sebeple istenilen belgeler temin edilmeyecektir.” beyanları dikkate alındığında davalıdan talep edilen 50.000.-USD tutarında cezai şartın fahiş olup olmadığının takdiri mahkemeye bırakıldığı tespit edilmiştir.
Mahkememiz dosyasından 14/09/2022 tarihinde yeni bir heyetten bilirkişi raporu alınmıştır.
Raporda:
Taraflar arasında 15.01.2014 tarihinde 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi akdedilmiş olup, davalı 07.11.2014 tarihinde sözleşmeyi “… bölgedeki fiyat rekabeti. aLınan LPG Otogaz fiyatının yüksek olduğundan satış yapamadığını ve işletme giderlerini karşılayamadığını, ekonomik krize girdiğinden istasyonun kapatıldığı…” gerekçesiyle feshetmiştir.
Davacı tarafın … Noterliğinin 21.11.2014 tarih ve … sayılı cevabi ihtarnamesinde özetle ” davalıya teslim edilen ariyetlerin 3 gün icesinde iade edilmesini, erken fesih nedeniyle sözleşmenin 9. maddesi gereğince mahrum kalınan karın 10 gün içerisinde ödenmesini, 12.maddesi gereğince 50.000.-USD tutarındaki cezai şartın 16 gün icesinde ödenmesini ve son olarak 290,57.-TL tutarındaki cari hesap bakiyesinin ödenmesini…” talep ettiği görülmüştür.
15.01.2016 tarihli bilirkişi raporunda davalının sözleşmenin feshetmesinden 8 ay önce aynı adreste bayilik lisansı aldığı, bayinin sözleşmeyi haklı nedenle feshetmediği tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki Bayilik Sözleşmesinin 12.5. maddesinde “iş bu anlaşma hitam tarihinden önce Bayii tarafından mücbir sebepler dışında tek taraflı fesih edilemez. Edildiği veya feshine sebebiyet verildiği takdirde Bayii, …’a verdiği/vermiş olduğu teminat tutarının 5 katı kadar tazminat ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Ancak cezai şart miktarı 50.000,00.-USD den az olamaz”
Yine sözleşmenin 9.5 maddesinde “Bayiinin kusurundan dolayı Bayilik sözleşmesinin süresinden önce sona ermesi halinde, … …. Bunun yanında, sözleşmenin sona ermesine kadar mahrum kalınan kar mahrumiyetini talep edebilir.” hükümleri yer almaktadır.
Bu hükümler incelendiğinde her ikisinin de kar mahrumiyetini elde etmek amaçlı düzenlendiği anlaşılmaktadır. Zira sözleşmenin 12.5 maddesinde sözleşmenin süresinden önce bayi tarafından feshedilmesi halinde belirli bir miktarın ceza koşulu olarak ödeneceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmeye ceza koşulu konmasındaki amaç zararın hesap edilmesi yükünden kurtulmaktır. Somut sözleşmede bunun yanında 9.5 maddesinde sözleşmenin sona ermesine kadar mahrum kalınan kar mahrumiyeti de talep edilmektedir.
Ceza koşulunun, borcun ihlali nedeniyle ödenmesi önceden taraflarca kararlaştırılmıştır. Bu halde, ceza koşulunun ödenmesi için alacaklının borcun ifa edilmemesi ya da kötü ifası nedeniyle bir zarara uğrayıp uğramamasının önemi yoktur. Ceza koşulu, zarardan bağımsızdır. Zarar, doğsun ya da doğmasın, ceza koşulu ödenir. Ancak alacaklının zararı varsa, borçludan tazminat ve ceza koşulunu aynı anda talep edemeyecektir. Sadece ceza koşulunun karşılamadığı oranda tazminat talep edilebilecektir (TBK m.180/II). Her ikisinin de birlikte talep edilebileceğine ilişkin görüşler de bulunmaktadır.
Her ne kadar ceza koşulunun miktarını belirlemede taraflar özgür ise de, güçlünün ekonomik olarak zayıfı ezerek ona ağır bir ceza koşulu kabul ettirmesi olanak içindedir. Bu nedenle TBK m.182/II şu hükmü koymaktadır. “Hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir.” Bu yolla yargıç sözleşmeye müdahale etmektedir. Ticari işlerde ceza koşulunun indirilmesi kabul edilmemiştir. Türk Ticaret Kanunu’nun 22. maddesine göre “Tacir sıfatını haiz borçlu, Türk Borçlar Kanununun 121 inci maddesinin ikinci fıkrasıyla 182 nci maddesinin üçüncü fıkrasında ve 525 inci maddesinde yazılı hâllerde, aşırı ücret veya ceza kararlaştırılmış olduğu iddiasıyla ücret veya sözleşme cezasının indirilmesini mahkemeden isteyemez”. Borçlunun ekonomik yönden yıkımına neden olacak tarzda fahiş olduğunun belirlenmesi halinde cezai şarttan indirim yapılabileceği Yargıtay uygulamasıyla kabul edilmektedir. Ceza koşulunun davalının ekonomik yönden yıkımına neden olacak tarzda fahiş olup olmadığı mali bilirkişi tarafından tespit edilebilir olup, uzmanlık alanımıza girmediğinden buna ilişkin tespit yapamamaktayız.
Ancak 12.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda SPK, Finans uzmanı bilirkişi “Davalı vekilinden davalı …‟ya ait gelir durumunun tespitine yönelik yapılan talep neticesinde davalının herhangi bir gelirinin olmadığı, herhangi bir yerde çalışmamış olduğu yönünde beyan da bulunulduğu dikkate alındığında davalı …‟nın tacir olmadığı” tespitinde bulunmuştur. Bu tespite itibar edilmesi halinde ceza koşulunun ekonomik olarak davalının mahvına sebep olabileceği söylenebilecektir.
Yargıtay’ın yerleşik kararlarında kar mahrumiyeti talebinin değerlendirilmesinde mahrum kalınan karın, davacı şirketin aynı bölgede yeniden bayilik kurulabilmesi için geçecek makul, süre için talep edilebileceği, (Y.HGK’nun 12.06.1996 tarih ve 1996/11-372 E, 1996/485 K.S.lı kararında: ..akdin feshinden sonra davacının aynı mıntıkada bayilik kurup kurmadığı…akaryakıt istasyonun işletmeye açılması için işletme ruhsatının ne kadar sürede alınabileceği hususları dikkate alınarak davacının bu şartları yerine getirmesi halinde ne kadar sürede yeni bir bayilik kurabileceğinin tespit edilmesi gerekir.
Davacının akdedilen sözleşme gereği hem ceza koşulu hem de kar mahrumiyeti talep ettiği, 15.01.2016 tarihli raporda, sözleşmenin 9.5.maddesinde cezai şart tutarının 50.000.-USD den az olamayacağı kararlaştırıldığından dava tarihi olan 11.02.2015 tarihindeki MB dolar alış kuru olan 2,4841TL dikkate alınarak (50.000 usd x 2,4841TL = 124.205,00.-TL cezai şartın olduğu, davacının davalı tarafından verilen 20.000,00.-TL tutarında teminat mektubunu nakde çevirdiğinden bakiye cezai şart alacağının (124.205,00.-TL – 20.000,00.-TL) 104.205,00.-TL olarak tespit edildiği,
Ceza koşulunun davalının ekonomik yönden yıkımına neden olacak tarzda fahiş olup olmadığı mali bilirkişi tarafından tespit edilebilir olup, uzmanlık alanımıza girmediği, ancak 12.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda SPK, Finans uzmanı bilirkişi “Davalı vekilinden davalı …‟ya ait gelir durumunun tespitine yönelik yapılan talep neticesinde davalının herhangi bir gelirinin olmadığı, herhangi bir yerde çalışmamış olduğu yönünde beyan da bulunulduğu dikkate alındığında davalı …‟nın tacir olmadığı” tespitinde bulunduğu, bu tespite itibar edilmesi halinde ceza koşulunun ekonomik olarak davalının mahvına sebep olabileceği söylenebileceği,
Önceki bilirkişi raporunda ve İlk Derece Mahkeme kararında “Bu kapsamda, dava konusu kar mahrumiyeti hesabı için aynı bölgede bayilik sözleşmesi yapabilmesi için geçecek makul sürenin ortalama 6 ay olabileceği, 5015 sayılı Petrol Piyasası ve 5307 sayılı LPG Piyasası kanunu ve bağlı yönetmeliklerde belirtilmiş olan şehirler arası yollarda akaryakıt ve LPG otogaz istasyonları arası 10 km. mesafe, şehir içi yollarda en az 1 km. mesafe tahdidi ve ayrıca da istasyon ruhsatı alabilecek arsa bulma zorluğu söz konusu makul sürenin belirlenmesini, dolayısıyla ne kadar sürede yeni bir bayilik kurulabileceğinin tespitini güçleştirebileceği, aynı şekilde davacının, bayilik ilişkisinin sözleşme süresi boyunca devam etmesi durumunda mal satışı yapabileceği, mal satımına binaen bir takım faaliyet giderlerine de katlanmak mecburiyetinde kalacağı gerçeğinden hareketle mahrum kaldığı kar hesaplamasında Faaliyet kar marjı oranına göre hesaplama yapılması gerektiği, davacının talep edebileceği kar mahrumiyetinin; sözleşme sonuna kadar hesaplanması durumunda 2.252.34.-TL olduğu, yeni bir bayilik için gerekli olan 6 aylık süre icin 269.15.-TL olduğu…” tespiti yapılmış olup heyetimiz de aynı görüşte olması dolayısıyla, kar mahrumiyeti talebi kabul edilse dahi bunun 6 ay ile sınırlı olması gerektiği tespit edildiği raporda ifade edilmiştir.
BAM kaldırma karar gerekçeleri dikkate alınarak dosyanın tevdi edildiği bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapor, kar kaybı yönünden önceki raporla uyumlu şekilde 6 ayla sınırlı olmak üzere 269,15 TL kar kaybı zararı tespit edilmiş, davalının ödemesi gereken cezai şart 124.205,00 TL olarak tespit ile davalının ekonomik durumu itibariyle bu bedelin davalının mahvına sebebiyet vereceği tespit edldiğinden, davalının ekonomik ve sosyal durumu gözetilerek, hesap edilen mahkememizce %50 hakkaniyet indirimi yapılarak 62.105,50 TL cezai şart takdirine davalının davacıya verdiği 20.000,00 TL’lik teminat mektubunun düşümü ile kalan 42.105,00 TL cezai şart tutarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın kısmen kabulüne, 42.102,00 TL cezai şart ve 269,15 TL kar kaybı bedeli toplamı olan 42.371,15 TL’nin 14/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli 2.894,37 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.793,14 TL’nin düşümü ile eksik kalan 1.101,23 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 10.020,62 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan (31,80 TL ilk masrafı+ 457,75 TL posta masrafı+ 5.850,00 TL bilirkişi ücreti =)6.339,55 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına ( %40,35 kabul ) nazaran 2.558,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yatırılan artan delil avansının iadesine,
7-Davacı tarafça yatırılan 1.793,14 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır