Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/217 E. 2020/579 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/217 Esas
KARAR NO : 2020/579
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali İstemli
DAVA TARİHİ : 07/04/2020
KARAR TARİHİ : 19/11/2020

DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin, davalı şirketin 2009-2018 yılları arasında %50,2 hissesine sahip olduğunu, müvekkilinin aynı zamanda davalı şirketin 11/03/2009 tarihli genel kurul toplantısında yönetim kurulu başkanı seçildiğini, 20/06/2011 tarihli “Sermaye Arttırımı” konulu genel kurul toplantısının, müvekkilinin katılmadan gerçekleştirildiğini, alınan kararların tamamen yok hükmünde olduğunu, 20/06/2011 tarihli genel kurul toplantısına şirket hissedarı olmayan … unvanlı Alman Şirketini temsilen dolandırıcılık suçundan 4 yıl hapis cezasıyla hükümlü … … isimli şahıs ile şoförü …’nin de toplantıya (sanki hissedarmış gibi) katıldıklarını ve hazirun cetveline imza attıklarını, müvekkili tarafından açılan …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/… Esas ve …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… Esas sayılı dosyalarında, mahkemelerin 20/06/2011 tarihli genel kurul toplantısının , hissedar olmayan şahısların katılımıyla, kanun, yönetmelik ve usullere aykırı olarak yapıldığını, mahkemelerce görevlendirilen bilirkişi raporlarıyla da tespit etmiş olduğunu, kanuna aykırı yapıldığı sabit olan toplantının batıl ve geçersiz olduğunu, … ünvanlı Alman Şirketinin aktif husumet ehliyetlerinin bulunmadığını, müdahillik taleplerinin reddine karar verildiğini, …’nin Türkiye’deki bir şirketten hisse satın alması veya sermaye arttırımı yöntemiyle hissedar olabilmesi için 07/061995 tarih … sayılı Yabancı Sermaye Çerçeve Kararnamesine göre hareket etme mecburiyeti olduğunu, ortak pay defterinde sadece şirket gerçek hissedarlarının adlarının yazılı olduğunu, … ünvanlı Alman Şirketinin ya da temsil ettiği söyleyen … … ve … isimlerinin kayıtlı olmadığını, sermaye arttırımına yönelik şirketin hesabına tek kuruşluk ödeme yapıldığına dair adi usulde bile ödeme makbuzunun söz konusu olmadığını, Alman Şirketi … ve onun temsil ettiği belirtilen … … ile …’nin şirketin pay sahibi olmadığını, hissedar olmayanların genel kurul toplantısına katılamayacağını, toplantıya sadece murahhas üye …’ın katıldığını, diğer yönetim kurulu üyeleri … ve … ‘ün toplantıya katılmadığını belirterek İstanbul Ticaret Mahkemeleri tarafından alınmış ve kesinleşmiş mahkeme kararları doğrultusunda, davalı şirketin 20/06/2011 tarihli genel kurul toplantısının, mutlak butlanla sonuçlandığı konusundaki kesinleşmiş mahkeme kararları ve bilirkişi heyet raporları ile genel kurul toplantılarında alınan kararlar doğrultusunda iptaline, batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket temsilcisi cevap dilekçesinde, davacının talepleri doğrultusunda …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… Esas sayılı, … BAM … .Hukuk Dairesinin 2018/… Esas 2018/… Karar sayılı, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/… E., 2018/… Karar sayılı, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… Esas 2019/… Karar sayılı kesinleşmiş kararlar doğrultusunda davacının taleplerine muvafakat ettiğini bildirmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Dava 20/06/2011 tarihli genel kurul kararının yoklukla malul olduğunun tespitine ilişkindir.
DELİLLER: Davalı şirketin sicil kaydı ve sicil dosyası, …. Asliye Ticaret Mahkemesine ait 2014/… Esas, 2019/… Karar nolu kesinleşme şerhli ilam ve bu dosyaya ait bilirkişi kurulu raporu, davalı tarafın kabul beyanı.
Davalı yanında müdahale talep eden …’yi temsilen … … dilekçesinde, davanın süresinde açılmadığını, TTK 445 ve 446. Maddelerine göre davanın 3 ay içinde açılması gerektiğini belirterek hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesini, zamanaşımı süresinin dolmadığı kabul edilse dahi davacının iptali talep ettiği yönetim kurulu toplantısının yapılmasına dair 30/05/2011 tarih 12 sayılı kararında kendi imzasının bulunduğunu belirterek bu nedenle de davacının talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Kesinleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesine ait 2014/… Esas 2019/… Karar sayılı ilamda davalı şirketin 20/03/2014 tarihide yapılan genel kurul kararının yoklukla malul olduğuna karar verilmiş olup bu dosyadan verilen bilirkişi raporu incelendiğinde davalı şirketin 20/06/2011 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısından önceki paydaşlarını ve pay miktarlarını raporun 4. Sayfasında belirtildiği, buna göre davacı …’in 50.001,99 oranında paya sahip olduğu, diğer paydaşların …, …, … olduğu, şirketin toplam pay oranının 100.000 olduğu, 20/06/2011 tarihli genel kurula … ve …’ün katılmadığı, söz konusu genel kurul hazirun cetvelinde ise paydaşların ve pay oranlarının bilirkişinin raporunda 5. Sayfada gösterdiği, buna göre bu defa …’in isminin ve pay oranının yer almadığı onun yerine …’ye 25.000 pay, …’ye 25.000 pay şeklinde yazıldığı, sermaye arttırımın yapıldığı 20/06/2011 tarihinin öncesinde … ve … …’ın temsilcisi olduğu … firmasının şirkete ortak olmadıkları halde 20/06/2011 tarihinde yapılan 2019 ve 2010 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısı hazirun cetvelinde ortakmış gibi gösterildiklerinin tespit edildiğini, budurumun …’in sahip olduğu 50.001,99 TL tutarındaki hissesinin 25.000 TL’sinin … firması, 25.000 TL’sinin ise …’ye devredilmiş gibi gösterildiğinin sonucuna varıldığının raporda yazılı olduğu görülmüştür.
TTK 447. Maddesinde “(1) Genel kurulun, özellikle; a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır. ” denilmektedir.
Butlan ve yokluk hallerinde herhangi bir süreye tabi olmadan dava açılabileceğinden iptal davalarında uygulanması gereken 3 aylık sürenin bu hallerde uygulanması mümkün değildir.
Mahkememizin 19/11/2020 tarihli celsesinde davalı vekili, davayı kabul ettiklerini, vekaletnamede kabul yetkilerinin olduğunu beyan etmiştir.
Davalı vekilinin … Noterliğine ait 17/11/2020 tarih … yevmiye numaralı vekaletnamesinde davayı kabule yetkili olduğu tespit edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2019/… Esas 2020/… Karar nolu ilamında ” Dava, 31/07/2015 tarihli davalı şirket genel kurulun ve bu toplantıda alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti, olmadığı taktirde kararların iptali talebine ilişkin olup ilk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine inceleme yapan Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Ancak, karar tarihinden sonra davacı vekili tarafından UYAP üzerinden gönderilen 09/01/2020 tarihli dilekçe ile davadan feragat edildiği bildirilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup, davadan feragat, hüküm kesinleşinceye kadar yapılabileceği ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi, yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğuracağından, davacı vekilinin davadan feragata ilişkin dilekçesinin, vekaletnamesinde bu hususta özel yetki bulunduğu da gözetildiğinde, HMK’nın 307 vd. maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu anlaşılmış, Yargıtay İBK’nın 11.04.1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nın 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca, davadan feragate ilişkin bir hüküm verilmesini teminen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. ” denildiğinden iş bu dosyada da davalı şirkete ait 20/06/2011 tarihli genel kurul toplantısını yoklukla malul olduğunun tespiti talep edildiğinden, Yargıtay içtihatında belirlendiği üzere dava konusu uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikteki davalardan olması nedeniyle, yapılan kabulün geçerli olduğu sonucuna varılarak davacının davasının aşağıdaki şekilde kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle
1-Davacının davasının kabulüne,
Davalı şirketin 20/06/2011 tarihli genel kurul toplantısının yoklukta malül olduğunun tespitine,
2-Davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL ilk masraf, 96,90 TL tebligat ve tezkere gideri olmak üzere toplam 159,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Gider avansından kullanılmayan kısmın ilgilisine iadesine,
5-Bu dava sebebiyle alınması gerekli olan 54,40 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/11/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır