Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/204 Esas
KARAR NO : 2022/70
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/03/2020
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket lehine … ATM 2018/… E. sayılı dosyasında 10/12/2018 tarihinde 3 ay geçici mühlet verildiğini, 06/03/2019 tarihinde verilen ara karar ile bu süre 10/03/2019 tarihinden itibaren 2 ay süreyle uzatıldığını, 08/05/2019 tarihinde verilen ara kararla 1 yıllık kesin mühlet verildiği, müvekkili şirketin davalı bankanın … Ticari Şubesine konkordato mühletinden önce tahsil amacıyla muhtelif tarihlerde çekler tevdii ettiğini, ancak geçici mühlet kararının ilanı tarihinden itibaren bahse konu çek bedelleri müvekkile ödenmesi gerekirken, banka çek bedellerini ödemediğini, bankanın bu eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu, bu süreç içinde herhangi bir alacaklıya ödeme yapılmadığını, davalı banka bu duruma aykırı olarak çek tahsil bedellerini müvekkile ödemediği, bunun üzerine … ATM başvurularak, anılan çek bedellerinin müvekkile ödenmesine karar verildiğini, davalı banka bu karara rağmen çek bedellerini müvekkile ödememekte direndiğini, mahkemenin 08/11/2019 ara kararı gereğince “ilan tarihi ve sonrasında gelen paralara bankalarca bloke işleminin uygulanmasının önlenmesine, bloke konulmuş ise kaldırılmasına, borçlu şirket tarafından ödeme talep edilmesi halinde paranın konkordato projesi çerçevesinde ver konkordato komiseri denetiminde kullanımının sağlanmasına “ şeklindeki kararıyla bu paraların müvekkile ödenmesine karar verildiğini, daha sonra verilen 11/12/2019 tarihli ara karar ile geçici mühlet ilan tarihinin 27/12/2018 tarihi olarak esas alınmasına karar verildiğini, anılan tarihten itibaren çek tahsil bedellerinin müvekkile ödenmesi gerektiğini, şimdilik 130.000,00 TL alacağın, çeklerin tahsil edildiği tarihten itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte müvekkile ödenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın davalı şirkete kullandırdığı muhtelif kredilerden doğan alacakları bulunduğu, müvekkili bankanın sözleşmesel olarak takas, mahsup, hapis hakkını kullanarak çek bedelleri üzerine bloke hakkı bulunduğunu, müvekkili banka takas hakkından yararlandığını, TBK 139 m. uyarınca borcun muaccel olması gerektiğini, bankanın hapis hakkında dayanarak paralar üzerinde bloke uygulaması İİK’nun 295 m. aykırı olduğu 17.HD. 09.05.2019 tarih, 2019/383 E. ve 2019/872 s. İlamında belirtildiğini, bankanın hapis hakkını mühlet süresi içinde kullanabilmesi ancak İİK ile TBK hükümlerinin birlikte gerçekleşmesiyle mümkün olduğunu, Takası düzenleyen İİK’nun 139 m. ile takas hakkını kullanabilmesi için alacağın muaccel olması gerektiği yani hesabın kat edilmiş olması ya da taksitli kredinin taksitinin gecikmiş olması gerektiğini, İİK’ya göre ise borcun geçici mühlet kararından önce doğmuş olması gerektiğini, bu hususlardan hareketle geçici mühlet kararının ilanından sonra doğan alacakların, bankalar tarafından davacının borcuna takas ve mahsup edilmesinin mümkün olmadığını, mahkemenin ara kararında tahsil edilen çek bedellerinin davacıya iade edilmesine yönelik açık ve kesin bir hüküm bulunmadığı için, davacının çeklere yönelik iade talebinin açıkça reddedildiğini, bu nedenle çek bedellerinin iadesinin yerine getirilmesinin hukuken mümkün olmadığını, müvekkili bankaya tevdii edilen çeklerin temlik cirosuyla cirolanıp devredildiği için müvekkili bankanın takas ve mahsup hakkını kullanmasının hukuki ispatı olduğunu, mahkemenin 11/12/2019 tarihli ara karar ile Geçici mühletin ilan tarihi olarak 27/12/2018 esas alınmasına karar verildiği nazara alındığında, “ borçlu şirket hesaplarına, İİK’nun 294/4 m. uyarınca geçici mühlet tarihi olan 27/12/2018 tarihi esas alınmak suretiyle, bu tarih ve sonrasında gelen paralara bankalarca bloke işleminin uygulanmasının önlenmesine, bloke konulmuş ise kaldırılmasına, borçlu şirket tarafından ödeme talep edilmesi halinde paranın konkordato projesi çerçevesinde ve konkordato komiseri denetiminde kullanılmasının sağlanmasına “ karar verildiğini, mahkemenin anılan kararında tahsil edilen çek bedellerinin davacıya iade edilmesine yönelik açık bir hüküm bulunmamakta olup, yalnızca hesaplara bloke uygulanmaması ve mevcut blokelerin kaldırılmasına ilişkin olduğunu, dolayısıyla verilen tedbir kararının genel mahiyette bir karar olduğunu, temlik cirosuyla müvekkiline devredilen çeklerin alacaklısının müvekkil banka olduğunu, kredi alacaklarının geçici mühlet kararından önce doğduğunu, krediler kat edilerek alacağın muaccel hale getirildiğini, netice itibariyle müvekkil bankanın hukuka aykırı bir işleminin bulunmadığını, mahkemenin yukarıda belirtilen kararları mülkiyeti müvekkil bankaya ait olan çek bedelleri üzerinde tasarrufta bulunmasına engel teşkil etmediğini belirtilerek, davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Mahkememizce … ATM’ye müzekkere yazılarak 2018/… Esas sayılı dosyası celp edilmiş, dosyanın incelenmesi sonucunda davacının konkordato talebinin kabul edildiği, 06/03/2020 tarihinde çekişmeli alacaklar arasında … Bankasının 146.851,81TL alacağının çekişmeli alacak olarak kabul edildiği, 08/05/2019 tarihinde verilen ara karar ile 1 yıllık kesin mühlet verildiği görülmüştür.
Mahkememizce davalıya müzekkere yazılarak, davacıya ait hesap özetleri ve davacıya ödemesi yapılmayan ve davacının borcuna ilişkin olarak mahsubu yapılan tüm çeklere ait işlemlerin ve evrakların mahkememize gönderilmesi istenilmiş verilen cevabi yazı incelenerek dosyaya konulmuştur.
Mahkememizce, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda davalı bankanın, davacıya çek bedellerini ödememesinin konkordato yargılamasının yapıldığı dosyada alınan kararların gereği olup olmadığı, davacı tarafça çeklerin davalıya tahsil cirosu ile cirolanıp cirolanmadığı, davalı tarafından çek bedellerinin ödenmemesinin hukuka aykırı olup olmadığının, davalının takas ve mahsup iddiasının şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının var ise dava tarihi itibariyle davalıdan ne kadar alacaklı olduğu hususlarında bir bankacı ve bir hukukçu bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmasına ve davalı bankaca çeklerin hangi hesaplarda tutulduğu, alınan çeklerin banka sistemine temlik/tahsil cirosu ile kaydedilip kaydedilmediğini, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde çeklerin giriş ve çıkış kayıtlarının ne şekilde yer aldığı, davalının çekleri iktisap ettiğinde çek bedellerinde sistemdeki alacağından mahsup edip etmediği, etmemiş ise bu durumun çekin tahsil cirosu ile alındığına ilişkin bankacılık teamüllerine göre karine teşkil edip etmediği, davalının alacağına faiz işletip işletmediği, işletmemiş ise bu durumun konkordato kararından kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve faiz işletme hususunun çekin tahsili için alındığına karine teşkil edip etmediği hususunda ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu bilirkişi ek raporunda özetle; davacı ve davalının incelenen ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, 42 adet çekin davacı şirket tarafından davalı bankaya ” … Bankası emrine ödeyiniz” kaşesi basılmak suretiyle hemen altı davacı şirket tarafından cirolanmak suretiyle davalı bankaya devir edildiği, davalı banka kayıt ve çek tevdi bordroları birlikte incelendiğinde davacının davalı bankaya düzenlediği çek tevdi bordroları tek tek incelendiğinde, tüm çeklerin tevdi bordroları üzerinde ” çek çıkış teminat açıklaması ile davalı bankaya tevdi edildiği, davacının gerçek iradesinin davalı bankaya tevdi edilen çeklerin teminat çeki olarak tevdi edildiğinin krediye teminat olarak verilen çeklerin banka teamüllerine göre tahsil edilmesiyle beraber borçtan mahsup edileceği, davalı bankanın kredi hesabına faiz yürütmesinin kredinin teminatına kabul edilen çeklerin hiçbir şekilde tahsil cirosu ile devir edildiğine karine oluşturmayacağı, davacının konkordato sürecinde olduğu İİK’nın 288 ve 294.maddeleri uyarınca rehinle teminat altına alınmayan kredi alacaklarının adi alacak olarak addedildiği ve geçici mühlet kararından itibaren de adi alacaklara faiz işletilmemesinin de yasal bir zorunluluk olduğu, çeklerin tevdi edildikleri gün kredi borcuna mahsup edilmemiş olması bu çeklerin tahsil cirosu ile devir edildiği anlamına gelmeyeceği, çeklerin konkordato sürecinden önce davalıya tevdi edildiği, çekler üzerindeki cirolar nazara alındığında çeklerin temlik cirosu ile davalıya devir edildiği ifade edilmiştir.
TTK’nın 818.maddesinde; poliçeye ait hükümlerden çek için uygulanacak hükümlerin hangi hükümler olacağı düzenlenmiştir. Aynı maddenin 1.fıkrasının d.bendinde ciro hakkındaki poliçeye ait 683 ile 685 maddelerinin çek hakkında uygulanacağı düzenlenmiştir. TTK’nın 683.maddesinde cironun şekli 684.maddesinde devir işlemi ve 685.maddesinde de teminat işlemi düzenlenmiştir. Rehin cirosu TTK’nın 689.maddesinde düzenlenmiş olup, TTK’nın 819.maddesinde rehin cirosuna yani 689.maddeye atıf bulunmadığından çekte rehin cirosu caiz olmayıp, rehin veya bunun sonucunu elde etmeye yönelik cirolar da çekte uygulanmaz. TTK’nın 688.maddesinde ise tahsil cirosuna yer verilmiş olup, aynı maddenin 1.fıkrasında ciro, “bedeli tahsil içindir.” “vekaleten” veya “bedelin başkası adına kabul edileceğini belirten bir şerhi yada sadece vekil etmeyi ifade eden bir kaydı içerirse, hamilin poliçeden kaynaklanan bütün hakları kullanabileceği ve poliçeyi sadece tahsil cirosu ile ciro edebileceği düzenlemiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda; davacının davalıya devir etmiş olduğu 42 adet çekin tamamını … Bankası emrine ödeyiniz şeklinde kaşe basmak suretiyle ciroladığı ve davalı tarafından çeklerin tahsil edilmesiyle birlikte kredi borcundan mahsup ettiği ve çeklerin davacı hakkında verilen konkordato kararından önce davalıya devir edildiği görülerek ve bankacılık teamülünde çekin tahsili ile birlikte borçtan mahsup edildiği uygulaması göz önünde bulundurularak davacının çekleri davalıya tahsil amacıyla devir etmediğine mahkememizce kanaat edilmiş ve çeklerin temlik cirosu ile davalıya devir edildiğine karar verilerek davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının Davasının REDDİNE
2-Alınması gerekli olan 80,70-TL karar ilam harcından peşin alınan 2.220,08-TL harcın mahsubu ile artan 2.139,38-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 16.300,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00TL nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına.
6-Taraflar tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/02/2022
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır