Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/202 E. 2020/525 K. 02.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/202 Esas
KARAR NO : 2020/525
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 11/12/2019
KARAR TARİHİ : 02/11/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in babasının dayısı olan muris …’ın soy adı kanunundan önce … Bey olarak bilinmesi ve mal varlığı kayıtlarının bir kısmında bu isim ile malik görünmesi ve kayıtlı olması sebebi ile müvekkilinin mirasçısı olduğunu, … ile adı geçen hisse senetlerinde malik olarak görünen … Bey’in aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; … Bankasında bulunan … ve … sayılı hisse senetlerinin sahibi olan … Bey ile davacı asilin murisi olduğu iddia edilen … ‘ın aynı kişi olduğunun tespiti talepli davadır.
Deliller; Dosya Mevcudu.
6100 sayılı HMK madde 114/c gereğince mahkemenin görevli olması dava şartıdır. Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını her aşamada kendiliğinden araştırır.
HMK 4. Maddesine göre; “Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,
b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,
c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları,
ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler.” denilmektedir.
Davacı vekilinin dava dilekçesindeki ” davacının babasının dayısı olan muris …’ın soy adı kanunundan önce … Bey olarak bilinmesi ve mal varlığı kayıtlarının bir kısmında bu isim ile malik görünmesi ve kayıtlı olması sebebi ile müvekkilinin mirasçısı olduğunu, … ile adı geçen hisse senetlerinde malik olarak görünen … Bey’in aynı kişi olduğunun tespiti” talebinin Sulh Hukuk Mahkemelerinin görev alanına girdiği anlaşılmakla dava dilekçesinin HMK 382. Maddesi gereği görev yönünden reddine karar verilerek, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememiz kararı ile Sulh Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan, dosyanın kesinleştikten sonra yargı yeri belirlenmesi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Dava dilekçesinin HMK 382. Madde gereği görev yönünden REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
3-6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaatı halinde dosyanın görevli Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
5-6100 Sayılı H.M.K.’ nun 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderlerinin (harç, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti v.b.) görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 02/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır