Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/17 E. 2023/853 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/17 Esas
KARAR NO : 2023/853
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/01/2020
KARAR TARİHİ : 21/11/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili … …’ın, 16.07.2019 tarihinde saat:13.40 sıralarında … plakalı motosikleti ile … Mahallesi … Bulvarı yan yol üzerinde Kestel yönüne doğru seyir halindeyken, karşı istikametten gelen davalılardan araç sürücüsü olarak bulunan … …’in, … plakalı araçla aniden müvekkilinin bulunduğu şeride geçmesi sonucu, … plakalı aracın orta kapısına çarparak savrulması neticesinde yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, CD içeriğine aktarılan kamera görüntüleri incelendiğinde; “olay yerindeki güvenlik kamerası görüntüsünde araç sürücüsünün direksiyon kırıp karşı şeride geçtiği esnada, kendi şeridinde seyreden motosiklet sürücüsünün aracın sağ orta kısmına çarptığı ve çarpmanın etkisiyle yere düştüğü görülmüştür.” şeklinde tutanak tutulduğunu, müvekkilinin … Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alındığını, büyük ölçüde maddi ve manevi zarara uğradığını, izah edilen nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; davacı müvekkili için 1.000 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminat ile maddi tazminat yönünden fazlaya dair talep ve dava hakkının saklı tutulmasını, maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, manevi tazminatın ise davalı araç maliki ve araç sürücüsünden müştereken ve müteselsilen tahsilini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı (ileride doğacak olan tedavi giderlerine ilişkin taleplerini saklı tuttukları) saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000 TL tedavi masrafının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, müvekkili lehine geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki dava dosyasının KTK. Md. 97’ deki dava şartı yerine getirilmediğinden reddi gerektiği, sayın mahkemede görülmekte olan davada, kuruma başvuru yapıldığı, 15 gün içerisinde kurum tarafından cevap verildiğini, davacı tarafından eksik evrakların gönderilmesi halinde dosyanın değerlendirmeye alınacağının bildirildiğini, davacı tarafından davaya ilişkin taleplerini ayrıntılı olarak bildirilmesi gerektiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000 TL maddi tazminatın hangi kaleme ilişkin olduğunun anlaşılamadığından bu hususun da davanın ön inceleme aşamasında kapatılması gerektiğini, 16.07.2019 tarihinde sürücü … …’ın sevk idaresinde bulunan … plakalı motosiklet ile … …’in sevk idaresinde bulunan … plakalı aracın çarpışması sonucunda trafik kazası meydana geldiğini, başvuruyu kabul anlamına gelmemek kaydı ile alınacak maluliyet raporunun KZMM sigortası genel şartları a.5 (c) bendindeki şartları taşıması gerektiğini, hesaplanan tazminat tutarından müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirket dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu, arz edilen sebeplerle; öncelikli olarak usuli itirazlarının kabulü ile davanın reddine karar verilmesini, poliçe teminatına girmeyen kazanç kaybı, tedavi gideri, bakım, yol masrafı ve diğer dolaylı zararların tümden reddini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmilini arz ve talep edilmiştir.
Davalı … … vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; trafik kazasının meydana gelmesinde davacı … …’ın tam kusurlu olduğu ve taleplerinin haksız ve fahiş olduğunu, kazanın meydana geldiği yolun tek şeritli olduğunu, davacının aracını ters yönde ve hız limitinin çok üstünde sürdüğünden, dikkatsiz ve özensiz araç kullandığından kazanın meydana geldiğini, oluşan kaza sonucunda başından yaralanması da kask kullanmadığından olduğunu, müvekkilinin kusursuz, davacının kusurlu olduğu tanık anlatımları, keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkacağını, somut olayla ilgili; … Asliye Ceza Mahkemesi 2019/… E. sayılı dosyasından ceza yargılamasının devam ettiğini, kabul etmemekle beraber talep edilen 100.000 TL. manevi tazminat talebinin olayın meydana geliş durumu, davacının ters yönde seyretmesi hızının yüksek olması ve kask kullanmaması gibi kusur durumları ile yaralamaları da göz önüne alındığında taleplerinin fahiş ve haksız olduğunu, izah edilen ve resen gözetilecek sebeplerle; hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesi arz ve talep edilmiştir.
Davalı … …’a usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmış olup davalı tarafından süresi içerisinde dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi verilmediği anlaşılmakla HMK M.128 hükmü uyarınca işbu davalının dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaları inkar etmiş sayılmasına karar verilerek yargılama yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, trafik kazasından kaynaklı olarak davacıda meydana gelen yaralanma sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda 16.07.2019 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motosikleti ile davalı … …’in sevk ve idaresindeki, diğer davalı … … adına kayıtlı olan ve ZMMS’si bulunmayan … plakalı kamyonetin karışmış olduğu trafik kazası neticesinde davacının yaralanmış olduğu, işbu yaralanma sebebiyle açılan eldeki davada sunulan dava dilekçesi ve netice-i talep dilekçeleri uyarınca davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 500,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminat, yüzünde sabit iz kalması sebebiyle 1.000,00 TL estetik operasyon tedavi masrafının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini; ayrıca 100.000,00 TL manevi tazminatın davalı araç maliki ve araç sürücüsünden müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce yapılan kontrolde dava dilekçesinde davacının “fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla” şeklindeki açıklaması ile işbu davayı açmış olduğu, dava dilekçesinin içeriğinde açıkça belirsiz alacak davası olarak işbu davanın açıldığının belirtilmemiş olduğu görülmüş olup her ne kadar yargılama esnasında talep sonucunun açıklanması için kendisine verilen süre uyarınca 17.09.2020 tarihinde ibraz edilmiş olan beyan dilekçesinde davanın HMK m.107 hükmü uyarınca belirsiz alacak davası olarak açıldığı belirtilmiş ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2021/(22)9-485 Esas, 2021/971 Karar Sayılı, 07.07.2021 Tarihli “… Kısmi dava açılabilmesi için talep konusunun bölünebilir olması gerekli olup, açılan davanın kısmi dava olduğunun dava dilekçesinde açıkça yazılması gerekmez. Dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının alacağının daha fazla olduğu anlaşılıyor ve istem bölümünde “fazlaya ilişkin haklarını saklı tutması” ya da “alacağın şimdilik şu kadarını dava ediyorum” şeklinde bir ifadeye yer verilmiş ise, bu husus, davanın kısmi dava olarak kabulü için yeterli sayılmaktadır (Hukuk Genel Kurulunun 02.04.2003 tarihli ve 2003/4-260 E., 2003/271 K. sayılı kararı; ayrıca bkz., Pekcanıtez, H.: Medeni Usul Hukuku, C.II, 15. baskı, İstanbul 2017, s.1000).
27. Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 16.05.2019 tarihli ve 2016/22-1166 E., 2019/576 K., sayılı kararında da benimsenmiştir.
28. Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda açıkça kısmi dava düzenlenmediği hâlde, söz konusu Kanun’un yürürlükte olduğu dönemde de kısmi dava açılması mümkün bulunmaktaydı. Çünkü, alacak hakkının bir bölümünün dava edilip geriye kalan kısmının ikinci bir dava ile istenmesini engelleyen bir hüküm bulunmamaktaydı.
29. Bu ilke ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı vekili dava dilekçesinde “fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere” şeklinde beyanda bulunarak 1.000TL ihbar tazminatı, 1.000TL kıdem tazminatı, 100TL fazla çalışma ücreti, 100TL yıllık izin ücreti ve 100TL ulusal bayram ve genel tatil ücreti talebinde bulunmuştur. Dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası şeklinde açıldığına dair bir beyan bulunmamaktadır.
30. Belirsiz alacak davası niteliği gereği istisnai bir dava türü olmakla davasını belirsiz alacak davası olarak açan kişi bunu açıkça dilekçesinde belirtmelidir.
31. Her ne kadar 30.10.2014 tarihli duruşmada davacı vekili “davamız belirsiz alacak davasıdır” şeklinde beyanda bulunmuş ise de; davanın türünün bu şekilde değiştirilmesine imkân bulunmamaktadır.
32. Sonuç itibariyle davanın kısmi dava şeklinde açıldığı sabittir.” şeklindeki gerekçeli ilamı da göz önünde bulundurulduğunda işbu davanın kısmi dava olarak açılmış olduğu kabul edilmekle bu doğrultuda yargılama yapılmıştır.
Yargılama esnasında dosyamız arasına celp edilmiş olan … Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/… Esas, 2021/… Karar Sayılı dosyası incelendiğinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı olarak … … hakkında Taksirle Bir Kişinin Yaralanmasına Neden Olma suçundan yapılan yargılama esnasında alınmış olan kusur raporu uyarınca asli kusurlu kabul edilerek neticeten 2.240,00-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ve işbu kararın kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Haksız Fiillerden doğan borç ilişkileri Türk Borçlar Kanununun 49. Ve devamı hükümlerinde düzenlenmiş olup 49. Maddenin “(1)Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
(2)Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemesi ve aynı kanunun Zararın ve kusurun ispatı başlıklı 50. Maddesinin “(1) Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
(2)Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca bir haksız fiil sonucunda zarar görenin tazminat isteminde bulunabilmesi için ortada haksız fiilin bulunması, failin kusur olması, talepte bulunan şahısta zararın meydana gelmiş olması ve zarar ile fiil arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir.
2918 sayılı KTK’nın 91. maddesinde motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, … Yönetmeliğinin 9. maddesinde trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için …’na başvurulabileceği düzenlenmiştir.
Dosya kapsamı itibari ile celp edilmiş tüm deliller bir bütün olarak değerlendirilmek sureti ile alınan kusur raporunda özetle … plakalı aracın sürücüsü … …’in; meydana gelen trafik kazasında, %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu, … plakalı motosiklet sürücüsü … …’ın meydana gelen trafik kazasında %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu mahkememize bildirilmiş olup davalılar tarafından her ne kadar işbu kusur oranına itiraz edilmiş ise de söz konusu raporun ceza dosyasında alınan rapor ile uyumlu olduğu görülmekle tarafların kusur raporuna yönelik itirazlarının reddine karar verilerek yargılama devam olunmuştur.
Ceza dosyası kapsamında … Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen raporda davacının “… yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile GİDERİLEMEYECEK nitelikte olduğu anlaşılmış olup; mevcut lezyonlara neden olan yaralanmanın; a) Şahsın yaşamını tehlikeye sokmadığı, b) Basit bir tıbbi müdahale ile GİDERİLEMEYECEK nitelikte olduğu, c) Yüzde kalıcı iz niteliğinde OLDUĞU ” bildirilmiş olup işbu dosya kapsamında celp edilmiş olan tüm evraklar ile birlikte Adli Tıp Kurumundan alınan maluliyet raporunda özetle; “1. … ve … oğlu, 10/11/1997 doğumlu … …’ın 16/07/2019 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 2 (iki) aya kadar uzayabileceği,
3. Başka birisinin sürekli veya geçici bakımına muhtaç durumda olmadığı” mahkememize bildirilmesi üzerine işbu rapor hükme esas alınmıştır.
Davalı … vekili tarafından davacının geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin SGK tarafından karşılanması gerektiğine yönelik itirazları uyarınca mahkememizin işbu dosyası ile benzer mahiyette olan … Mahkemesinin 2021/… Esas, 2022/… Karar Sayılı, 21/10/2022 tarihli “… 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği geçici işgöremezlik zararının, sağlık giderleri içinde yer aldığı ve ZMSS teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de, 6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98.maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır. Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesinin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alınıp TBK’nın 54.maddesi ile KTK’nın 98.maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici işgöremezlik ve bakıcı giderine ilişkin zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan davalı sigorta şirketinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/2511 Esas, 2021/2452 Karar Sayılı İlamı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/6271 Esas, 2020/8104 Karar Sayılı İlamı) ” şeklindeki gerekçeli ilamı ve benzer mahiyette bulunan Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2021/2933 Esas, 2023/1562 Karar Sayılı, 21/09/2023 Tarihli “… Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında, rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği tazminat, 2918 Sayılı Kanun’un 91.maddesinin yollamasıyla aynı Kanunun 85.maddesine göre belirlenir. Buna göre; sigortacı, sigorta ettiren işleten tarafından, motorlu aracın işletilmesi sırasında ortaya çıkan maddi zararlar ile kişinin yaralanması veya ölmesi gibi bedeni zararlardan sorumludur. Kişinin bedenine gelen zararlarda tedavi giderlerinin ödenmesine ilişkin koşullar 98. maddede düzenlenmiştir.
Söz konusu bu madde 25.02.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih, 6111 Sayılı Yasanın 59. maddesi ile değiştirilmiştir. Değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesine göre, trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. (Ek cümle: 4/4/2015-6645/60 md.) Söz konusu düzenlemeye göre, hastanelerce sunulan sağlık hizmet bedelleri yönünden sigorta şirketlerinin ve …’nın yükümlülükleri sona ermekte, ancak kazazedelerin bunun dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair harcamaları yönünden ise, sigorta şirketlerinin ve …nın tedavi teminatları kapsamında sorumlulukları devam etmekte olup, teminat kapsamının yasaya aykırı genel şart hükmü ile daraltılması mümkün değildir.” şeklindeki gerekçeli ilamı da göz önünde bulundurulduğunda davalı …nın davacının geçici iş göremezlik tazminatı talepleri bakımından sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili tarafından anılan ATK maluliyet raporunun dosyamıza ibrazı akabinde davacının kazanın meydana geldiği tarihten sonraki 2 ay içerisinde brüt asgari ücretin 2.558,00 TL olması sebebiyle geçici iş göremezlik tazminat talepleri bakımından dava değerini 5.116,00 TL olarak ıslah ettiklerini beyan ederek bu kapsamda eksik ıslah harcının yatırılmış olduğu görülmüştür.
UYAP sisteminden davacıya ait alınan SGK hizmet dökümününde davacının 09.12.2018 tarihinde çalıştığı işinden ayrıldığı ve işe yeniden 05.02.2021 tarihinde başladığı, işbu hali ile kaza tarihi itibari ile herhangi bir işte çalışmadığı görülmüş olup geçici iş göremezlik tazminatı hesaplamasının kaza tarihi sonrasındaki 2 aylık yasal asgari ücret üzerinden, yasal içtihatlar uyarınca AGİ dahil edilmemiş net asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğinden mahkememizce işbu hesabın yapılabilecek olması sebebiyle aktüer bilirkişisinden rapor alınmasına gerek bulunmaksızın yapılan kontrolde 2019 yılı temmuz ayı itibari ile brüt asgari ücretin 2.558,40 TL, Asgari Geçim İndiriminin (Bekâr ve Çocuksuz) 191,85 TL olmak kaydıyla net ücretin (Asgari Ücret + AGI Dahil) 2.020,59 TL olması sebebiyle AGİ dahil edilmemiş net ücret toplamı olan (2.020,59 +191,85 TL=) 2.212,44 TL üzerinden davacının 2 ay toplamı olan 4.424,88 TL geçici iş göremezlik tazminatı zararının bulunduğu kanaatine varılmış olup davalı araç sahibinin kazada %75 oranında kusurlu olması sebebiyle davacının işbu kusur oranı üzerinden davalılardan toplamda 3.318,66 TL geçici iş göremezlik tazminatı talebinde bulunabilecek olması sebebiyle işbu tutar üzerinden davasının kısmen kabulüne, kalıcı iş göremezliğinin bulunmaması sebebiyle ilgili tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının diğer talebi ise tedavi giderlerine yönelik olup estetik gideri de tedavi gideri olduğundan davacının estetik ameliyat giderini davalıdan talep etmesi mümkündür (Yargıtay 17. HD 2013/11819E 2014/1574K 2019/2579E 2020/755K sayılı benzer ilamları). Estetik ameliyat gerektiren yaralanmalarda ileride yapılacak bu ödemenin de davalıların sorumululğu kapsamında değerlendirilmesi gerekir (Yargıtay 17.HD’nin 05/02/2020 tarih 2019/2579 E-2020/755 K) .
Davacının estetik operasyon masrafının davalılardan tahsili talebi bakımından yargılama esnasında dosya kapsamı itibari ile Estetik Cerrahı Uzmanından rapor alınmış olup işbu raporda özetle;
Davacı hastanın yüzündeki izler sabit iz niteliğindedir.
Davacı hastanın yüzündeki izlerin yok edilmesi günümüz teknolojisi ile mümkün değildir. Alındaki izlerin çöküklükleri giderilerek daha az belirgin hale getirilebilir. Bunun için izlerin altına yağ enjeksiyonu yapılması hem çukurlukları doldurmak hem de cilt kalitesini arttırmak için yararlıdır. Ayrıca hastanın burun sol taraftaki cilt rengindeki kabarık izi için PRP yapılabilir. Hem yağ enjeksiyonu hem de PRP’nin etkiniliğinin alınabilmesi için herbiri en az 3 seans uygulanmalıdır.
Hastada yapılacak olan ameliyatların ücreti; yapılması gereken işlem için Sağlık Uygulama Tebliği Ek-8 de belirlenmiş birim puanın, Türk Tabipler Birliğinin 2023 yılında İstanbul için belirlediği katsayı ile çarpılması sonucu hesaplanır. TTB İstanbul’a 2023 yılı için 37 katsayısını belirlemiştir. Burada davacıya yapılması gereken ameliyatlar; Sağlık Uygulama Tebliği Ek-8 de, 600.400 kodunda yer alan 250 birim puanlık “Yağ grefti uygulamaları ” (minimum 3 seans)”. Ameliyat ihtiyacı olacağı göz önüne alındığında;
Bu durumda yapılması gereken ameliyatların ücreti: 37 x 250 x 3 = 27.750 TL
PPR uygulaması (3 seans) : 2.500 x 3 = 7.500 TL
Yukarıda hesaplanan taban hekim ücreti olup hastane masrafları dahil değildir. Yapılan piyasa araştırmaları sonucu yağ enjeksiyonu için ortalama ameliyathane/yatış ücretinin seans başı ortalama 10.000 TL olduğu öğrenilmiştir.
3 seans yağ enjeksiyonu gerektiğine göre 3 x 10.000 = 30.000 TL olacaktır.
TOPLAM : 65.250 TL dir.
Dava konusu kaza nedeniyle davacının yüzünde meydana gelen kesilerin dikildiğine dair bir not bulunmamakla birlikte dikilse de dikilmeden kendiliğinden de iyileşmiş olsa da karşılanmayan (SGK’ ca) tedavi gideri bulunmamaktadır. Acil şartlarda gelen hastaların tedavisi SGK tarafından karşılanmaktadır.
Şeklinde hazırlanan rapor mahkememize ibraz edilmiştir.
İşbu rapor akabinde her ne kadar davacı vekili tarafından estetik masrafları bakımından bedel arttırımında bulunmak üzere mahkememizden süre verilmesi isteminde bulunulmuş ise de yukarıda yer verilmiş olan Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2021/(22)9-485 Esas, 2021/971 Karar Sayılı, 07.07.2021 Tarihli ilamı uyarınca davanın kısmi dava olarak kabulüne karar verilmiş olması, 6100 Sayılı HMK’nın 176. Maddesinin ” (1) Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. (2) Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir.
” şeklindeki düzenlemesi uyarınca davacı vekili tarafından yargılama esnasında 23.12.2021 tarihinde ibraz edilen dilekçe ile ıslah hakkının kullanılmış olduğu, yeniden bedelini arttırmak üzere, davasını ıslah etmek üzere süre verilemeyeceğinden davacının bedel arttırmak üzere süre verilmesi talebinin reddine karar verilerek geçici ve sürekli iş göremezlik talepleri bakımından 23.12.2021 tarihli ıslah dilekçesi, estetik operasyon- tedavi masrafı kalemi bakımından dava dilekçesindeki miktarlar esas alınarak hüküm tesis edilmesi gerektiği kanaatine varılarak neticeten davacının davalılardan 1.000,00 TL estetik operasyon- tedavi masrafı talebinde bulunabileceğinden işbu tutar üzerinden hüküm tesis edilmiştir.
Yerleşik içtihatlar uyarınca zarardan sorumluluğu bulunan kişilerin sorumluluğun kaynağı haksız fiile dayanıyor ise faiz başlangıcı zarara sebebiyet veren olayın meydana geldiği tarihtir. Bu sebeple davacının ıslah dilekçesi ile birlikte geçici iş göremezlik tazminatı talebi bakımından faizin başlangıcı tarihi bakımından davalı asiller ve … bakımından ayrı ayı hesaplama yapılması gerekmekte olup kazanın 16.07.2019 tarihinde meydana gelmiş olduğu ancak davacının ıslah dilekçesi ile birlikte 09.09.2019 tarihinden itibaren faiz talebinde bulunmuş olması sebebi ile davalı asiller yönünden faizin başlangıç tarihi taleple bağlı kalınarak bu tarih kabul edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2021/… Esas, 2021/… Karar Sayılı, 29/06/2021 Tarihli “… … yönünden faizin başlangıç (temerrüt) tarihi belirlenirken, ilgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek … Yönetmeliğinin 9, 14. ve 15. maddelerinde yazılı biçimde fona başvurulduğu halde ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinden itibaren …nın temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemiş ise …nın temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabulü gerekir.” şeklindeki gerekçeli ilamı uyarınca somut olayda davacı vekili tarafından işbu davadan önce davalıya yapılan başvuruya ilişkin evrakların mahkememize ibrazı üzerine yapılan kontrolde davalıya 16.09.2019 tarihinde başvurulmuş olduğu, işbu hali ile davalı …nın ise 16.09.2019 tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile bu tarihten itibaren işleyecek faizden sorumlu olmasına; davacının estetik operasyon talebi bakımından ise faiz talebinde bulunmadığından ise bu hususta hüküm tesis edilmeksizin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat talepleri bakımından yapılan incelemede;
Anayasanın 5 12, 17, 20 ve 26 maddelerinde kişilik değerlerinin önemini esas alarak bunları ihlal edenlere karşı kişinin korunmasını garanti altına almıştır. Kanun koyucu manevi tazminat davası açılacak halleri MK 240/11, 25, 85 ve devamı maddeleri ile TBK 56 ve 58 maddelerinde düzenlenmiştir. TBK 56 md.si maddesi ise özel nitelikte bir hüküm olup Fiziki (maddi) kişilik değerlerinin yani yaşama hakkı ile vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan hallerde manevi zararların tazminini düzenlemiş, anılan maddenin 2.fıkrasında ,ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
TBK’nın ” Manevi Tazminat” başlığını taşıyan 56. Maddesine göre ” (1) Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
(2) Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
Haksız bir eylem yüzünden çekilen ruhsal eylem ve üzüntüler, o tarihte duyulan ve duyulacağının varlığı kabul edilen olgulardır. TBK’nın 56. Maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasına da amaç edinmemiştir. Tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olacak kadar olmalıdır. 22/6/1966 günlü 7/7 sayılı İBK’nın gerekçesinde takdir olunacak tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir.
Dosya kapsamında tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin yapılan araştırma, celp edilen ceza dosyası ve ilgili evraklar uyarınca dosyamız kapsamında aldırılan kusur raporu birlikte değerlendirildiğinde davacının yüzünde sabit izlerin meydana gelmiş olduğu, kaza akabinde geçirmiş olduğu süreç de göz önünde bulundurulduğunda davacının manevi tazminat talebinin davalıyı ekonomik olarak zarar uğratmayacak, davacının da zenginleşmesine sebebiyet vermeyecek şekilde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda davacının kazadaki kusur oranı da göz önünde bulundurularak manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile;
1-16.07.2019 tarihinde meydana gelmiş olan trafik kazasından kaynaklı olarak 3.318,66 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalı … ve … … yönünden 09.09.2019 tarihinden, davalı … yönünden 16.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya dair isteminin reddine,
2-16.07.2019 tarihinde meydana gelmiş olan trafik kazasından kaynaklı olarak davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine,
3-16.07.2019 tarihinde meydana gelmiş olan trafik kazasından kaynaklı olarak 1.000,00 TL tedavi masrafı- estetik operasyon masrafının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-16.07.2019 tarihinde meydana gelmiş olan trafik kazasından kaynaklı olarak 32.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ve … …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya dair isteminin reddine,
5-Alınması gerekli olan 2.480,93-TL karar ilam harcından dava açılırken başlangıçta peşin olarak alınan 348,39-TL ve ıslah harcı olarak alınan 20,00TL harcın mahsubu ile eksik kalan 2.112,54TL harcın davalılardan (davalı …nın sorumluluk sınırı 295,01 TL olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 348,39-TL peşin harç ve 20,00TL ıslah harcı olmak üzere toplam 368,39TL harcın 44,20TL’sinin davalı …ndan alınarak davacıya verilmesi, kalan 324,19TL’nin davalılar … ve … … müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 62,20-TL ( başvurma, vekalet harcı ) davetiye, posta gideri: 935,55-TL, bilirkişi ücreti: 1.850,00-TL, 1.640,00-TL ATK fatura bedeli olmak üzere toplam: 4.487,75-TL yargılama giderinin %35 kabul-red oranı üzerinden hesaplanan 1.570,72-TL’sinin 188,50-TL’sinin davalı …ndan; kalan 1.382,22-TL’sinin davalılar … ve … …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, kalanının davacı üzerine bırakılmasına,
8-Maddi tazminat bakımından davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 4.318,66TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacının reddedilmiş olan maddi tazminat talepleri bakımından davalı … … ve davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 797,34TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … … ve davalı …na verilmesine,
10-Manevi tazminat bakımından davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 17.900,00TL vekalet ücretinin davalılar … ve … …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacının reddedilmiş olan manevi tazminat talepleri bakımından davalı … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 17.900,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … …’e verilmesine,
12-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00TL’nin %35 kabul-red oranı üzerinden hesaplanan 462,00TL’nin davalılardan (55,50-TL’nin davalı …ndan alınmasına, kalan 406,50-TL’nin davalılar … ve … … müştereken ve müteselsilen olmak kaydıyla), 858,00TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
13-Davacı tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, maddi tazminat bakımından KESİN, manevi tazminat bakımından gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/11/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.